Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilinç, bilinçaltı

Bilinç Ve Bilinçaltı

Eski 07-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilinç Ve Bilinçaltı



BİLİNÇ VE BİLİNÇALTI

Tolga ÇELEBİ


Hepimizin içinde; doğduğumuz andan itibaren var olan büyük bir güç var Bu güce kavuşmak için sadece zihin gözümüzü açmamız gerekiyor Bu büyük hazine sayesinde kendi içimizde güzel, keyifli, bereketli ve mutlu bir hayat yaşayabiliriz Birçok insan; bu güçten ya da nasıl harekete geçireceğinden habersiz olduğu için kendi potansiyelini kullanamaz


Bilinçaltınızın faaliyeti karşısında yetenek kazanmadan önce, onun prensiplerini anlamalısınız Kimya, fizik ve matematiğin prensipleri işleyiş bakımından bilinçaltının faaliyetlerinden farklı değildir Kimyasal ve fiziksel güçleri kullanmak isterseniz, bu alandaki prensipleri öğrenmeniz gerekir Bilinçaltının gücünü kullanmak istiyorsanız, onun da prensiplerini öğrenmelisiniz


Örneğin ısınan madde genleşir Bu; her yerde, her zaman her koşulda geçerlidir Isıttığınız bir parça çelik genleşir, bu çeliğin Çin’de, İngiltere’de, Hindistan’da olması önemli değildir


Bilinçaltınız bir prensiptir Yaşadığınız deneyimler, olaylar, içinde bulunduğunuz koşullar ve eylemler düşüncelerinize tepki olarak bilinçaltınız tarafından üretilir


Zihninizi bir bahçe olarak düşünün, kendinizi de bahçıvan Farkında olmadan, gün boyunca bilinçaltımıza tohumlar ekiyoruz Bilinçaltı ise bu tohumların filizlenip büyüyeceği verimli bir toprak parçası gibidir Gül ekerseniz, gül toplarsınız, kaktüs ekerseniz de kaktüs toplarsınız Şimdi, huzur, mutluluk, sevgi başarı tohumları ekin Yani bu kavramlar üzerinde düşünün, tüm benliğinizle kabul edin İnanın bana muhteşem bir ekin biçeceksiniz Sizler; İç dünyanız ile dış dünyanızı şekillendiriyorsunuz


Yaşamınızdaki olayları değiştirmek için, önce nedenini değiştirin Diğer bir deyişle düşüncelerinizi değiştirin Hayatınızdaki kafa karışıklıklarından, uyumsuzluklardan, sınırlamalardan kurtulmak için nedeni ortadan kaldırın Bu neden; bilinçaltınızda teşvik ettiğiniz düşünce ve imgelerdir Neden değişirse, sonuçta değişir


Bilinç geminin kaptanı gibidir, gemiyi yönetir Gemide görevli tüm personele emirler gönderir Geminin nereye gittiğini kazan dairesindekiler ya da güvertedeki mürettebat bilmez, onlar sadece komutları uygular Eğer kaptan hatalı bir karar verirse; gemi karaya oturur


Kaptan gemisinin efendisidir, istekleri yerine getirilir Aynı şekilde bilincinizde geminizin yani bedeninizin efendisidir Bilinçaltınız, ona bilinçaltınızın inandıklarını ve doğru kabul ettiklerini esas alarak verdiğiniz emirlere uyar Emirleri sorgulamaz


Eğer kendinize sürekli, “buna param yetmez” diyorsanız, bilinçaltınız sözünüzü dinler Siz “gücüm yok, yapamam” demeye devam ettikçe, bilinçaltınızın emirlerinize uyacağından emin olabilirsiniz Hayatınız boyunca bütün bunların yoksulluğunu çeker ve koşulların bunu gerektirdiğine inanırsınız Halbuki bu koşulları sizler meydana getirdiniz


Bilinciniz neyin doğru olduğunu varsayar, neyin doğru olduğuna inanırsa, bilinçaltınız onu doğru kabul eder ve gerçek kılmaya çalışır İyi şansa, ilahi yol göstericiliğe, doğru eyleme ve hayatın nimetlerine inanın - JOSEPH MURPHY -


Zihin Nasıl Çalışır


Zihniniz en değerli varlığınızdır, hazine sandığınızdır ve her zaman sizinle birliktedir Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, zihnin iki aşaması vardır: Bilinç ve bilinçaltı Bilincinizle düşünürsünüz; alışkanlık haline getirerek düşündüğünüz her şey, daha sonra düşüncelerinizin doğasına bağlı olarak bilinçaltına geçer


Hatırlanması gereken en önemli nokta şudur: Bilinçaltı bir fikri kabul ettiğinde, bunu yerine getirmeye başlar Bilinçaltı yasasının iyi ve kötü fikirler için aynı şekilde işlemesi, şaşırtıcı ve hassas bir gerçektir Bu yasa olumsuz bir biçimde uygulandığında; başarısızlığın, hayal kırıklığının ve mutsuzluğun nedenidir Alışılmış düşünce biçimimiz yapıcı olduğunda ise son derece başarılı ve zengin olursunuz



Alıntı Yaparak Cevapla

Bilinç Ve Bilinçaltı

Eski 07-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bilinç Ve Bilinçaltı



Bilinç ve bilinç altı tabirleri, genel anlamda psikiyatri tarafından anlanmamış bilinmeyen bir mevhumdur Kısaca farkındalık diye tanımlanabilir Neyin farkındalığı; insanın kendisinin , çevresinin , görebildiği duyabildiği hissedebildiği her şeyin farkındalığı Peki duymadığı ve anlamadığı şeyin farkındalığı nasıldır Acaba ateistlerin dediği gibi ben görmediğime inanmam kabul etmem dedikleri gibi mi? Elbette hayır Çünkü akıl görülmez elektirik ve manyetik alan görülmez Elektrik çarptığında hissettirir Manyetik alan belli teslalara kadar hissedilmez Algılanamaz Ancak ürettiği ve yaptığı işler ile kendini gösterir Ateistler ve inançsızlar , burada işi ben yapmıyorsam , görmem ve anlamak istemem gibi bir mantık geliştirirler Bilinç ve bilinç altına kısaca farkındalık demiştik Farkındalık görmek ve bakmak arasındaki fark gibidir Kökenini sevgi ve çekim gücünden alır Çevrenizde eğer sevgi ve ilgi duyduğunuz bir kişi veya bir olay var ise , o durum farkındalığın içine girer Tabii ki sevgi ve çekim gücünün oluşturduğu farkındalık , o durumun veya olayın zıttının da farkındalığı gerektirir Çünkü insanda her şey zıttı ile kaimdir Yani varlık yokluk ile anlaşılabilir Açlık olmadan yemeğin lezzeti anlaşılamadığı gibi Burada Yaratıcımızın sıfatları önem arz eder Varlık , yoklukla sonsuzluk , sonlulukla muhtaçlık ihtiyaçsızlıkla başkasının yardımına gerek kalmadan yaratmak , başkasına muhtaçlık ile vb yaratıcının sıfatları daha sonraki bir konuda işlenecektir


Bilinç ve bilinç altı tabirleri daha önce Freud ve yandaşlarınca o kadar yanlış anlatılmıştır ki , nerede ise hiç doğru tarafı yoktur Aslında tek tek yanlışları anlatmak gerekir Ama o zamanda konuyu anlatmak, bütünlüğü muhafaza etmek söz konusu olmayacaktır


İnsanoğlu doğumdan önce ve sonra hayatı şekillenirken ; algının biçimsel yapısı genelde aile fertlerinin özelliklerine göre değişik olmaktadır Eğer aile fertleri olaylara tepkisel yaklaşıyorsa çocuk büyümekte iken çevre ile iletişimi o şekilde kurar Dikkat ederseniz çocuklar anadili öğrenirken , o sözcüklerdeki yüklenmiş duyguları, ön plana çıkarırlar Mesela , devamlı öfkeli ve sinirli yapıda olan baba figürünü formatlamış çocuk çevresindekilere kızması gerektiğinde , mutlaka o tavır ve sözcük ile kendini ifade eder Çocuk kendisine daha önce yüklenmemiş , yani formatına yazılmamış şeyi ne görür ne işitir Yani daha önce tanıtılmamış şey algılamaz Bununla alakalı bir çok örnek verilebilir Genelde ustalık gerektiren işlerde , mutlaka usta çırak ilişkisi olması gerekir Aksi halde kitap veya benzeri şeylerden kulak dolması öğrenilen şeyler, uygulamaya koyulduğunda başarısızlık ön plana çıkar Daha kısa bir anlatımla kitap veya çeşitli yayın organlarını sadece okuyarak doktorluk yapılamaz Damdan düşenin halini, ancak damdan düşen anlar


Bilinç ve bilinç altı derken bazı şeylere karşı, hassasiyet olayın algı biçimini belirler Yani hassas olduğunuz bir konuda , kişi mutlaka olayın farkına varır ve algılar algılamaması mümkün değildir Bilinçli davranış anlamında çevrede olup bitenlerin farkına varabilen kişi , değerlendirme yetileri kuvvetli ise cevap üretebilir Aksi halde olay, cevapsız sürüncemede kalır Bu durumda eğer bilinç altından söz ediliyorsa , kişinin , bilinç altından değil olayları konuşmak istememesinden kaynaklanır


Bilinç ve bilinç altı tabirleri insanların çok kolay sığındığı bir mekanizmadır İşine gelmeyen bir olay veya durum olduğunda algılamadığını ifade eder Tabii bu olayda kişilik yapıları önem kazanır Kendine yönelik egoist anlamda yetiştirilmiş bir kişi , işine gelmeyen bir olay ile karşılaştığında bilinçli olsa bile olayı inkar şekline gidebilir Yalancılık bu anlamda insanların en çok kullandığı yoldur Eğer çevre yalancılık davranış biçimine karşı tepkisel davranış geliştirmiyor, hatta ailenin diğer fertleri aynı davranış biçimini uyguluyorlarsa , bu kez yalan yaşam biçimi halini alabilir İnsanın öyle bir yapısı vardır ki yalan belli süre sonunda gerçeğin ta kendisi gibi algılanır İnsan yapısında bu özellik vardır ki ; hepimiz ölümü bilmemize rağmen ölüm konusunda herhangi bir araştırma veya bilinçlilik yönünde çalışma yapamayız Sebebi yaşamda belirsizlik anksiyete dediğimiz yapıyı alevlendirir Kendi iç yapısında ölümü ve ölüm sonunu bilen kişi , buna rağmen kendisine ters gelen davranış biçimine girer Tabii davranış şekli olarak çevredeki insanlara verilen zarar , o insan ve insanların öfke ve kızgınlık duygularını kabartır Öfke ve kızgınlık esas olarak gittiği insanda daha önce nazar konusunda söz ettiğimiz gibi manyetik yazılımı bozar çünkü parazit dalga gönderilmektedir


Bilinç ve bilinç altı denilen tabirlerde kadın ve erkek düşünce yapısı önem kazanır Normal şartlarda anne olmamış kadın kendine yönelik yaşar Çevre tarafından beğenilip onaylanma isteği erkeğe göre daha fazladır Bu davranış biçimi , giyim ve hareket tarzı ile kendini belli eder Serbest bırakırsanız bir şekilde herşeyini göstermek ister Çünkü sanki mal pazarına, mal arz edilmektedir Bu duyguyu dizginleyebilmek ancak din ile mümkündür Aksi halde daha önce hedonism ve insan konusunda yazdığımız gibi, haz prensipleri üzerine yaşamaya devam eder Kendisi ile alakalı şeyleri bilinç denilen hafızalanma fonksiyonuna manyetik yazılım yapar Kendi benlik anlamında , ilgili olmayan unsurlar ise hafızalanmanın diğer daha alt basamaklarına atılır Bu kez o olayları hatırlamak daha zor olacaktır Psikoterapistlerin psikoanaliz dedikleri , insanı kendinden çıkarıp , diğer olaylar ile ilgilenmesini sağlamaktır Depresyona girmiş kişinin kendinden başka olaylar ile ilgilendirebilmesi zaten kişinin kaotik (karışık ruhsal yapı) ortamdan çıkmasını sağlar Bunun adına bilinç veya bilinç altı demekle olayı çetrefil hale getirip çözmek arasında fark yoktur Meslekler sahipleri genelde daha çok kazanabilmek için insana ilk önce eşeğini kayıp ettirirler sonra buldurup ben buldurdum diye para alırlar ABD yapılan araştırmalarda yapılan apandisit ameliyatlarını %80 nin gereksiz yere yapıldığı tespit edilmiştir Şu andaki sağlık sistemimiz aynı yapıyı desteklemektedir


Bilinç ve bilinç altı tabirinde az önce kadın yapısını kısaca anlattık erkek ise aileden aldığı kültür ile baş olmak ve iktidar olmak için yaşar Buna ulaşmak için bazen kural ve sınır tanımaz Tabii aile yapısında ve toplum yapısındaki değerler yaşam tarzının şekillenmesi demektir Erkeğin iktidar olabilmek için genelde birkaç yolu vardır Toplum değerleri; para ile gücü eşleştirdiyse, erkek en çok para nerede kazanılırsa oraya yönlenir Ancak yaptığı işin yöntemi ona düzgün anlatıldı ise başarı çalışma ile elde edilir Çalışma yaşamı;aynı yolculuk etmek gibidir İnsan bir yerden, bir yere giderken nasıl devamlı yol alırsa en kısa sürede menziline varır Yok yolda devamlı bir şeyler ile meşgul olursa , bu kez menzile varmak yerine geri kalır Geri kalan kişi bu olayın farkına vardığında , yetiştirilme tarzına göre saldırganlık veya içe kapanma davranış biçimini geliştirir İşte bu aşamada psikiyatrik hastalıklar ortaya çıkar Aşırı hırslı birisi , hırsını gideremediğinde öyle bir çakılır ki artık depresyona veya psikoza girmekten başka çaresi yoktur Diğer bir açıdan çocukluğunda bedensel bir arıza dolayısıyla çevre tarafından horlanmış ve geri atılmış bedensel özürlü kimse fırsat bulduğunda insanlara egemenlik kurabilmek için olmadık yöntemleri acımasızcana kullanır Tarih devamlı bunun örnekleri ile doludur Erkek yapısında örneklemleri çoğaltmak mümkündür


Yukarıda bilinç ve bilinç altı tabirlerini Freud ve yandaşları kendilerinde eksik olan cinsel duygulara ait olduğunu söylemleyerek bir takım esaslar belirlemişlerdir Ancak bu esaslar cinsel haz esasına dayandığından ve din unsuru sadece yahudilik esaslarına göre belirlendiği için, muhtevada sevgi unsuru yoktur Sevginin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz Bozulmuş yahudilikte ancak korku egemendir Bu sebeple herşeyi kastrasyon anksiyetesi denilen baba korkusuna dayandırırlar Canlıları yaşatan sevgidir İnsanı sevmeyen ise, çevreye fayda yerine zarar verir Korkunun insanda motivasyon sağlamadığı bilimsel bir gerçektir Batılılaşma adına sevgiyi öldürüp , yaşasın korku diyorsak ; toplumun çöküşünü hazırlıyoruz demektir Etki için tepki gerektiğinde ; tepkiyi çekerseniz sonuç ortadan kalkar Bundan dolayı tepkisel biçimlenen toplum yapısı çok kısa sürede çöker Sevgi insanoğlunun peşinde koşması bulunca sıkı sıkı bırakmaması gerekli bir mücevherden daha kıymetlidir Bunun asıl yeride kalp denilen gönüldür Kalp ve gönül kırmak sadece dinimizde büyük günah olarak yasaklanmıştır Dinin olmadığı yerde kalbin olmadığı yerde insanlık olmaz Eğer bazıları sadece yemek yeme ve cinsel duyguların öneminden söz ediyorsa , hayvanlar ile ortak oluyor demektir Zaten o sebeple evrim yobazları kendi atalarının hayvan olduğunu iddia ederler Aslında dinimizin dediği gibi onlar hayvandan daha aşağıdırlar






Saygılar







Dr Efser Gökçen




MANYETİK DUNYAMIZ


wwwmanyetikdunyamizcom




Y A S A L U Y A R I


"5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"nun ilgili maddeleri gereğince, özellikle bu yazının hakları saklı olup, telif hakkı içeren bütün içeriği izinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve paylaşılamaz Fakat; paylaşılacaksa ya da alıntı yapılacaksa wwwmanyetikdunyamizcom adresi ile DrFEfser GÖKÇEN'e ait olduğunu belirtir bir dip notuyla hiç bir değişiklik yapılmaksızın yayınlanmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.