07-12-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk'ün Söylev Ve Demeçleri
Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin Selânik Şubesini Kurarken
1906
Mustafa Kemal Suriye’den gizlice Selânik’e gelmiş ve güvendiği arkadaşları ile Askerî Rüştiye öğretmenlerinden Hakkı Baha (Pars)’nın evinde toplanmışlardır
Arkadaşlar, bu gece burada sizleri toplamaktaki amacım şudur: Memleketin yaşadığı tehlikeli anları size söylemeğe gerek görmüyorum Bunu hepiniz anlarsınız Bu talihsiz memlekete karşı önemli görevlerimiz vardır Onu kurtarmak tek hedefimizdir
Bugün Makedonya’yı ve bütün Rumeli topraklarını vatan bütünlüğünden ayırmak istiyorlar Memlekete yabancı etkisi ve egemenliği kısmen ve fiilen girmiştir Padişah zevk ve saltanatına düşkün, her alçaklığı yapabilecek nefret edilen bir kişidir
Millet baskıcı ve zorba yönetim altında yok oluyor Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve yok olma vardır Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir Tarih bugün biz evlatlarına bazı büyük görevler yüklüyor Ben Suriye’de bir cemiyet kurdum Baskıcı yönetim ile mücadeleye başladık
Buraya da bu cemiyetin temelini kurmağa geldim Şimdilik gizli çalışmak ve teşkîlâtı şekillendirmek mecburidir Sizden fedakârlıklar bekliyorum Kahredici bir baskıcı yönetime karşı ancak ihtilâl ile cevap vermek ve eskimiş olan çürük yönetimi yıkmak, milleti hâkim kılmak, özetle vatanı kurtarmak için sizi göreve çağırıyorum
Oda içinde derin bir sessizlik olmuştu Lambanın solgun ışıkları içinde Mustafa Kemal’in heybetli sesinin yankıları hâlâ dalgalanıyordu Ömer Naci ayağa kalkarak, Mustafa Kemal’in konuşmasına karşı o tatlı şivesiyle; “Mustafa Kemal, arkandayız, seni takip edeceğiz Ölümler, cellatlar, işkenceler bile bizi bu kararımızdan çeviremeyecektir
Hürriyet verilmez, o ancak alınır Haksızlık zulüm ve baskı altında inleyen bu suçsuz ve çaresiz milleti kurtaracağız, yaşasın hürriyet ve ihtilâl” sözleriyle derin sessizliği bozmuştu: Mustafa Necip, inkılâbın o fedakâr evladı, gizli hıçkırıklarla yanımda göz yaşlarını tutmağa çalışıyordu Mustafa Kemal yeniden söze başladı:
Arkadaşlar! Dedi, gerçi bizden önce birçok girişimler yapılmıştır Fakat onlar başarılı olamadılar Çünkü işe teşkîlâtsız başladılar Bu kuracağımız teşkîlât ile bir gün mutlaka ve elbette başarılı olacağız Vatanı, milleti kurtaracağız
Bu konuşmadan sonra teşkîlât işi görüşüldü Sonunda Atatürk bana bakarak:
– “Hüsrev, tabancanı çıkar, bu masanın üzerine koy, kararımızı yemin ile de doğrulayalım”
dedi Taşıdığım brovnik tabancasını masanın üzerine koydum Hepimiz ellerimizi bu tabancanın üzerine koyarak ölünceye kadar bu kutsal dava uğrunda çalışacağımıza and içtik
|
|
|