Kış Güneşi Altında |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kış Güneşi AltındaSadece kimsesiz ge-(Terbiyeden-Yoksunum)-milerle miskin ke-(Terbiyeden-Yoksunum)-dileri barındıran ıssız bir sahil kasa-(Terbiyeden-Yoksunum)-basında çakırkeyif bir yılbaşı ertesi ![]() ![]() Kış güneşi, yanlış za-(Terbiyeden-Yoksunum)-manda açmış bir bahar çiçeği gibi sıcak gülüm-(Terbiyeden-Yoksunum)-seyip ısıtıyor tenimizi![]() ![]() ![]() Kimsesiz gemiler, bu-(Terbiyeden-Yoksunum)-runlarını açık denizlere dikmiş yalpalıyorlar sahil boyunca ![]() ![]() Miskin kedi-(Terbiyeden-Yoksunum)-ler toprakla güneş arasında mahmur![]() ![]() ![]() Dostlarla paylaşılan salaş bir meyhanenin ah-(Terbiyeden-Yoksunum)-şap masasında, 25 yılını denize vermiş Hasan Kaptan, kocaman kırmızı yanaklar ve ışıltılı göz-(Terbiyeden-Yoksunum)-lerle hayatı özetliyor: "Deniz, balık, güzel kadın, sağlıklı çocuklar ![]() ![]() Hepsi bu![]() ![]() !"Zamanın sakin ve telaşsız aktığı bu dalga boyun-(Terbiyeden-Yoksunum)-da saat sorulursa bozuluyor kaptan: "O yok işte bu-(Terbiyeden-Yoksunum)-rada" diyor kızgın, "Burada gündoğumu var, günbatımı var, balık vakti var, ama saat yok ![]() ![]() "Metropol telaşlarından hayli uzakta bir başka hayat, midye kabuğunun arasından ışıldayan bir inci tanesi gibi gülümsüyor ![]() Neredeyse unutmaya yüz tuttuğumuz bir hu-(Terbiyeden-Yoksunum)-zur, bizi yeni bir yılın ilk adımlarında güneşle top-(Terbiyeden-Yoksunum)-rak arasında yakalayıp kollarına alıyor Tabanları-(Terbiyeden-Yoksunum)-mızda topraktan yayılan ısı, kulaklarımızda deni-(Terbiyeden-Yoksunum)-zin tuzlu sesi ve göz kapaklarımızda kış güneşinin busesi![]() ![]() ![]() Bir koca yılı henüz eskitmişken ve yeni bir yılı, içinde ne olduğunu kestiremediğimiz, el değme-(Terbiyeden-Yoksunum)-miş bir yılbaşı hediyesi gibi paketinden çıkarmaya hazırlanırken bütün bir yaşamıyla hesaplaşmak istiyor insan ![]() ![]() ![]() Yüzyıllık bir savaşın, sadece yılbaşlarında mola veren yorgun askerleri gibi, akrep ve yelkovanın durduğu bir su başında bilançoya oturmak isti-(Terbiyeden-Yoksunum)-yorsunuz ![]() Acaba ne kadar yara aldık savaşta? Ne kadarı-(Terbiyeden-Yoksunum)-nı gösteriyor, ne kadarını gizliyoruz? Ne kadarı açık yaralarımız, ne kadarı iç kana-(Terbiyeden-Yoksunum)-malarımız? Zaferler çıkarabildik mi mağlubiyetlerimiz-(Terbiyeden-Yoksunum)-den ![]() ?Süresini ve yörüngesini bilmeden çıktığımız bu yolculuğun neresindeyiz acaba ![]() ![]() ve daha kaç ge-(Terbiyeden-Yoksunum)-mi var içinde olmak isterken ardından el sallaya-(Terbiyeden-Yoksunum)-cağımız?Merak etmiyor musunuz; ne kadarı gözyaşı ka-(Terbiyeden-Yoksunum)-lan yaşamınızın, ne kadarı kahkaha ![]() ?Geride kalan yılların ne kadarından gururlu, ne kadarından pişmansınız? Ne kadarını kurumuş sonbahar yaprakları gibi süpürüp atmak isterdiniz belleğinizden, ne kada-(Terbiyeden-Yoksunum)-rım saklardınız kutsal bir emanet gibi ![]() ![]() ?Yaşam terazinizde "Keşke hiç yaşamasaydım" dedikleriniz mi, hep tekrarlansın istedikleriniz mi ağır basardı? İnsana gecikmiş bir baharı çağrıştıran ılık kış gü-(Terbiyeden-Yoksunum)-neşi altında kısa bir mola verince insan, sahile de-(Terbiyeden-Yoksunum)-mirlemiş mahmur gemiler gibi kendini suların yalpalayışına bırakıp maziyi tartıya vurmak istiyor ![]() Ne kaldı geriye bunca telaştan ![]() ?Avucunuzun içinden kayıveren sular gibi yitip giden yıllar geride ne tortu bırakıyor? Kendinizi bütün kazılmış siperlerinizin dışına koyup, bütün kalkanlarınızı indirdiğinizde, çırıl-(Terbiyeden-Yoksunum)-çıplak karşısına geçtiğiniz yaşam aynasında ne görüyorsunuz? Tüketmek için bunca acele ettiğiniz takvim yapraklarına, onca hızla çevirdiğiniz akreplere, yelkovanlara, içine gönüllü daldığınız o insafsız rutin çarkına şöyle bir uzaktan baktığınızda ne hissediyorsunuz? "Ne kadarı benim hayatım ![]() ![]() " diye soruyor mu-(Terbiyeden-Yoksunum)-sunuz; "![]() ![]() ne kadarını başkaları yaşamış benim yerim ya da ben başkalarının![]() ![]() ""Aynadakinin ne kadarı ben'im, ne kadarı oy-(Terbiyeden-Yoksunum)-nadıklarım ![]() ![]() ?"Yamaçlarında gölgelerin oynaştığı kederli anı-(Terbiyeden-Yoksunum)-lar ve ışıltılı yaş günlerinden kaçını "keşke yeni-(Terbiyeden-Yoksunum)-den yaşanabilseler" diyerek anımsıyorsunuz? Karlı bir dağ zirvesine ya da bir şömine alevine bakarken dalıp gittiğinizde "Neden zirvede deği-(Terbiyeden-Yoksunum)-lim"! mi düşünüyorsunuz, "iyi ki uçuruma düş-(Terbiyeden-Yoksunum)-medim"i mi ![]() ![]() ?Sadece kimsesiz gemilerle miskin kedileri ba-(Terbiyeden-Yoksunum)-rındıran ıssız bir sahil kasabasında yakaladığınız bir geniş zamanda, geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zaman arasında gidip gelirken en çok ne gelirdi aklınıza ![]() ![]() ?Sizi bilmem ama ben akıbeti meçhul bir yeni yılın eşiğinde sürpriz bir kış güneşi göz kapakları-(Terbiyeden-Yoksunum)-mı yalarken sadece sevgiyi düşündüm ![]() Sevgiyi koydum kum saatinin dolu dizgin akıp gi-(Terbiyeden-Yoksunum)-den kumlarının her bir zerresine ![]() ![]() kışın açık deniz-(Terbiyeden-Yoksunum)-lere bakarak bekleşen kimsesiz gemilerin güvertesi-(Terbiyeden-Yoksunum)-ne; geçmiş zamanın, şimdiki zamanın ve gelecek zamanın öznesine hep sevgiyi koydum![]() ![]() ![]() Çünkü bir tek sevgi var elimizde; bunca yıldan damıtılıp gelen ![]() ![]() ![]() Ve metropol haragülesinden uzakta, kocaman kırmızı yanaklarla gülümseyerek bir başka hayattan haberler veren Hasan Kaptan'ın yalancısıyım ki; ![]() ![]() yine bir tek o kalacak, yaşanacak yıllardan da geriye![]() ![]() ![]() Bir tek sevgi olacak bunca telaştan artakalan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() öteki yalan![]() ![]() ![]() Can Dündar |
|
|
|