Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Boyları - Çepniler
Türk Boyları - Çepniler
Çepniler, sayıları 24 olarak belirlenen Oğuz Boyları'ndan biri ve en kalabalık olanıdır Üç - Oklar'ın Gök Han koluna bağlıdırlar Bilindiği gibi Oğuzlar; Türkiye ve Azerbaycan Türkleri'nin, Türkmenistan, Irak ve Suriye Türkmenleri ile Gagauzlar'ın atalarıdır Cümleden anlaşıldığı üzere Çepniler Orta Asya kökenlidir
Çepni isminin yer aldığı ilk yazılı metin, ilk Türk bilgini olan Kaşgarlı Mahmud'un 1070 yılında kaleme aldığı Divanü Lügati't-Türk isimli eserdir
Eserde Çepni Boyu, Oğuz Boyları'nın 21 sırasında gösterilmiş, damgasının resmi de verilmiştir 13 yüzyılda yayınlanan bir başka önemli eserde Çepniler, Üç Oklar'ın 4 boyu olarak gösterilir 16 yüzyılda, Anadolu'da Çepniler'e ait 50'ye yakın şehir adı tespit edilmiştir
Günümüze intikal eden kaynaklarda yer alan bilgiler, Çepniler'in, Osmanlı Hânedânı'nın mensup olduğu ve en önemli, en şerefli, en büyük Oğuz Boyu olan Kayılar'a yakın önemde bir boy olduğu kanaatini uyandırıyor Ne var ki onların savaşçı karakterleri, önemlerini günümüze yansıtacak kalıcı ürünler meydana getirmelerini engellemiş Çepniler'e ait kabileler, değişik tarihlerde farklı cephelerde savaşmışlar ve ordu ile gittikleri bölgelere yerleşmişler Savaşlarda nüfusları azalmış Belli ve kalıcı bir kültür oluşturamamışlar
Çepniler; 1071'de Anadolu'nun, 1277 yılından itibaren de Sinop'tan Trabzon'a kadar olan Karadeniz Bölgesi'nin fethedilmesinde çok aktif görevler üstlendiler 1277 yılında Sinop'a saldıran Rum Pontus İmparatorluğu'nun ordusunu bozguna uğrattılar
Daha sonra da Samsun'dan Giresun'a kadar olan bölgeyi ele geçirdiler Hacı Emir adlı güçlü bir Çepni, derebeyi gibi bir unvanla bölgeyi yönetiyordu Bir grup Çepni de 1461'de Fatih Sultan Mehmed Han, Trabzon'u fethetmeye gelmeden önce, şehri kendilerine yurt edinmişti
Onlar, Fatih'in Ordusu'na yardımcı oldular Elde edilen zaferde büyük payları vardır
Trabzon'un fethinden sonraki tarihlerde Çepniler, konar - göçer hayatı bırakıp, yerleşik düzene geçtiler 16 yüzyıla gelindiğinde, Zonguldak'ın sahil şehri olan Amasra'dan Rize'ye kadar uzanan kıyı şeridinde nüfusun çoğunluğunu Çepniler oluşturuyordu Ne sebepledir bilinmez, Sinop'taki Çepniler'den günümüze insan ve iz kalmamıştır Ordu ve Giresun'un bazı ilçeleri hariç, diğer bölgelerdeki Çepni nüfusu azalmıştır
Çepniler, 'nerede düşman görürse hemen savaşa tutuşan insanlar' olarak bilinirler Onlar, bu özellikleri sebebiyle 1690 yılında, Avusturya Seferi'ne çağrıldılar Savaşa katılarak başarının sağlanmasında etkili oldular
Çepniler, ilk Müslüman Türk'lerdendirler Bazı güvenilir kaynaklarda, Alevîler'in bir kolu olarak tanımlanmaktadırlar 'Çepniler'in küçük bir bölümünün Alevî olduğu' şeklindeki bir söylemin daha doğru olacağı şüphesizdir
Bu gün, çoğunluğu Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan Çepniler'in Alevîlik'le ilgileri yoktur Onlar Hanefî mezhebine mensupturlar
Balıkesir ili dışında; Urfa, Maraş, Adana, Ankara, (Şereflikoçhisar) Yozgat, (Keksin) Kırşehir, (Hacıbektaş) Çorum, Sivas, Manisa, (Turgutlu) İzmir, (Bergama) bölgelerinde yaşayan Çepniler arasında Bekir, Ömer ve Osman isimlerine az da olsa rastlanması, Çepniler'in çok büyük bir ekseriyetinin Alevîlik'le ilişkilerinin olmadığının göstergesidir Bilindiği gibi Alevîler, bu üç ismi kesinlikle kullanmazlar Son iki cümlede, Çepniler'i Alevîlik'ten tenzih eden-uzak tutan bir anlam aranmamalı Amaç, bir gerçeğin vurgulanmasından ibarettir
Alevîler de, Alevî olan Çepniler de kültürümüze, ahlâki değerlerimize renk ve zenginlik katan has vatandaşlarımızdır
Görüldüğü gibi Çepniler, Türkiye içinde ve dışında, çok geniş bir coğrafyaya yayılmışlardır Bu olgunun sebepleri şöyle açıklanabilir: 1- Moğol istilâları, 2- Baba İshak Türkmenleri'nin ayaklanmaları, 3- Savaşçı karakterlerinin gereği olarak savaşlara katılmaları ve savaş amacıyla gittikleri yerler fethedildikten sonra oralara yerleşmeleri
Çepniler ve Alevîlik
Çepniler'den bir grup, Ak-Koyunlu ve onun halefi olan Safevî Devleti'nin hizmetinde bulundular Ak-Koyunlu ve Safevî ordularında görev alan Çepniler'in bir bölümü Anadolu'ya dönmedi İran'a yerleşti Bir bölümü de Urfa ve Hacıbektaş'a yerleşti
Hacı Bektaş-ı Velî'nin ilk müritleri Çepniler'di Ancak, Hacı Bektaş-ı Veli, hayatta iken kendisi ve müritleri Sünnî Müslüman idiler Ölümünden sonra Bektaşilik öğretilerinde sapmalar meydana geldi Bektaşî tarikatına mensup olanlar, Alevîlik ile özdeşleştirildi
İran'a yerleşen Çepniler'in ise Şiî Mezhebine geçmiş olmaları tabiî ve kaçınılmazdır
Balıkesir ilindeki Çepniler'in hangi etkenlerle Alevîlik kültürünü benimsedikleri bilinmiyor Büyük bir olasılıkla onlar, Safevî Devleti'nin hizmetinde bulunanların torunlarıdır
Balıkesir'de Çepni kelimesi, bazı kişiler tarafından aşağılayıcı amaçla kullanılır Bu olgunun, onların Alevî'liğinden kaynaklandığı söylenemez Alevî kültürüne saygılı olan Balıkesir'lilerde de aynı kullanım görülmektedir
Balıkesir köylerindeki Çepniler arasında yüz kızartıcı olaylar, herhangi bir yerdeki, herhangi bir toplumda yaşananlardan fazla değildir Bu yanlış tutumdan vazgeçilmesi arzu ve temennî edilir
Çepniler'in Alevîlik ile ilgileri yukarıda anlatılanlardan ibarettir
Anadolu'da Çepniler
Bazı kaynaklarda, 1500'lü yılların başında, bu günkü Giresun ilimize bağlı Keşap ve Dereli ilçelerinin bulunduğu yerlerde, 'Çepni Vilâyeti' isimli bir yerleşim bölgesinin varlığı yazılıdır Çepniler'e bu sebeple Giresun ve çevresinde sıkça rastlanır
Şebinkarahisar ve Alucra'da, Tirebolu'nun köylerinde Çepniler çoğunluktadır Tirebolu şehir merkezinde yaşayanlar, hangi kökenden olurlarsa olsunlar, bütün köylülere 'Çepni' derler O yörede, 'Çepni' kelimesi, 'köylü' ile özdeşleşmiştir
Çepniler, tarihin bir döneminde, uzunca bir süre, Çepni olmayan etnik grupların gıpta ettiği insanlardı Onların saygınlıkları, 19 yüzyılda doruğa çıktı O dönemlerde bölge halkının çoğu, kendilerinin de Çepni olduğunu iddia ediyordu Çepniler'in ünlü kabadayısı Çepni Ali, 1828-1829 Osmanlı-Rus Harbi'ne, çevresine topladığı 300 kişi ile katılmış ve Batum'a kadar giderek Ruslar'ı zarara uğratmış, ekibi ve topladığı ganimetle yurduna döndüğünde, gıpta ve hayranlıkla karşılanmıştı Bölgede, 'Çepni' soyadını taşıyan pek çok aile vardır
Ülkemizdeki Çepniler, çoğunlukla Karadeniz bölgesinde yaşıyorlar Karadeniz coğrafyasında arazi engebeli, dağlık, ormanlık ve kayalıktır Bu sebeple ekime elverişli alan azdır Tarım gelişmemiştir Halk, orta seviyenin altında bir ekonomik güce sahiptir İmkânı olan aileler, çocuklarını okumaya yönlendirirler
Orta Anadolu'da yerleşik Çepniler, Osmanlı döneminde cins atlar yetiştirirlerdi Bunlara 'At çekenler' denilirdi Onlar devlete vergi yerine at verirlerdi
Günümüz Çepnileri; çiftçilik, sütçülük, arıcılık, besicilik, fındık yetiştiriciliği ile geçim sağlamaktadırlar
Ülkemizde yapılan nüfus sayımlarında, boy ile ilgili tespitler yoktur Bu sebeple, Çepni Boyu'na mensup vatandaşlarımızın ne kadar olduğunu söylemek mümkün değildir
Anadolu Çepnileri, yedi grupta toplanır:
Karadeniz Çepnileri: Rum Pontus İmparatorluğu yönetimindeki Trabzon, Osmanlılar tarafından fethedilmeden önce şehre gelip yerleşen ve fetih ordusunda bulunup Trabzon'da kalan Çepniler'den oluşmaktadır Karadeniz Çepnileri , Giresun'dan Rize'ye kadar geniş bir alana yayılmışlardır Yoğunlukla Şebinkarahisar ve Alucra ilçelerinde ve köylerinde otururlar Bu bölgelerdeki topraklar, günümüz Çepnileri'nin ataları tarafından kan ve can vererek alınmıştır 'Çepni' denildiğinde, Karadeniz Çepnileri akla gelir Çepni kelimesine, 'yiğit - gözü pek ve cesur' anlamı kazandıran Çepni'ler bunlardır
Ulu Yörükler: Sivas, Tokat ve Kırşehir illeri ile ilçe ve köylerinde yaşayan Çepniler'dir Gümüşhâne'nin Kelkit ilçesinden 1520 yılında göç ettikleri biliniyor İkinci kalabalık grubu oluştururlar
Bozoklar: Yozgat ili ve ilçelerine bağlı köylerde yaşayan Çepniler'dir Bozok, esasen Yozgat'ın eski adıdır Yozgat, günümüzde de 'İkinci Ergenekon' olarak anılmaktadır
Başım Kızdulu Çepnileri: Aydın ve Saruhan bölgesinde yerleşmişlerdir 'Kızdulu' kelimesinin yazılışında bir yanlışlık yoktur Bu tür isimlere, Anadolu'muzun başka bölgelerinde de rastlanmaktadır Bu yöredeki Çepniler'in eski beylerinin adı Kantemir olduğundan, bunlar, 'Kantemirli' olarak da adlandırılırlar
Dulkadirli Çepnileri: Maraş Bölgesine yerleşmişlerdir Sayıca azdırlar
Adana Çepnileri: 1519 yılında bölgeye geldiler Çok az bir nüfusa sahiptirler Bunlara 'At Çekenler' de denilmektedir
Halep Türkmenleri: Kanuni Sultan Süleyman Han döneminde Suriye'ye yerleştirildiler Avusturya Seferi'ne dâvet edilen Çepniler bunlardır Bir kısmı sonradan Antakya'nın kuzeyindeki Gündüzlü ilçesine yerleştiler Bir kısmı da 1728 yılında Bergama ve Turgutlu'ya geldi
Çepniler, Türkçe'den başka bir dille konuşmazlar
|