|  | Kültürü Oluşturan Öğeler Nelerdir |  | 
|  06-25-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Kültürü Oluşturan Öğeler NelerdirKültür, toplumdan topluma, milletten millete değişen davranış ve yaşayış biçimlerinin ve dünya görüşlerinin ortaya koyduğu maddî ve manevî ürünler olduğuna göre, bu ürünleri oluşturan öğeler de çok yönlü ve çeşitlidir  Söz gelişi bir toplumun yazılı olmayan hukuk kavramları  demek olan örf ve adetleri ile bunları yazılı bir esasa bağlayan hukuk  sistemi kültürün vazgeçilmez öğeleridir  Nitekim, Türk örf ve  adetlerindeki sosyal yardımlaşma biçimleri ve konukseverlik anlayışı ile  sözlü geleneğe bağlı olan halk bilgisi (folklor), iyiyi kötüyü  birbirinden ayıran vicdanî değerlendirmelerde yol gösterici olan ahlak  anlayışı kendine özgü özellikler taşır  Kişisel tutum ve davranışlardan başlayarak aile yapısını ve toplum ilişkilerini düzenleyen; hatta devlet anlayışının özellik ve ayrıntılarına kadar uzanan dünya görüşü de kültürün başlıca öğeleri arasındadır  Yine, Türk  toplumunda aile fertleri arasındaki sıkı bağlılık, aile yapısına verilen  büyük değer, devletin insan saadetinin kaynağı olarak görülmesi ve  dolayısıyla devlet ve devlet otoritesine karşı saygı ve bağlılığın bir  fazilet olarak kabulü, Türk dünya görüşünün özelliğidir  İnsanoğlunun manevî bir tatmin aracı, kişiliğinin geliştirilmesinde ve ahlaki değerlendirmelerinde bir dayanak, bir ölçü vazifesi gören din de kültürün içinde yer alan bir sosyal kurumdur  Kişinin kendi kendisiyle  ve çevresi ile uyumlu bir yaşayış sürdürmesini sağlayan inanç ve  ibadetler bütünüdür  Çeşitli olaylar karşısında bunalan ve kendisini  yönlendirmede ruhuna manevî bir sığınak arayan insanoğlu dine ve  Tanrı'ya bağlanmıştır  İnsanlığın kendi kendini ifade edebilmesi ve dünyayı bir zevk ve duygu süzgecinden geçirerek yorumlayabilmesi demek olan çeşitli san'at dallan da kültürün öğeleri arasındadır  El  sanatlarından başlayarak, mimarî, resim, heykel gibi sanat ürünleri,  minyatür, hat, gibi süsleme ve yazı sanatları; sese dayanan musikî, söze  dayanan edebiyat hep bu çerçeve içine irer  Kültüre, bir milletin bilim  alanındaki verilerinden felsefe ve ekonomiye kadar uzanan daha pek çok  verilerini katabiliriz  Yazıya geçen her eser kültüre dahildir  Ne var  ki, çok etkili ve sürekli bir kültür aracı olması bakımından edebiyatın  öteki kültür eserleri arasında ayrıcalıklı bir yeri vardır  Duygu ve  düşünceyi geliştiren ve şekillendiren elbette dildir  Ancak, dili  geliştiren, yaygınlaştıran, zenginleştiren ve bir san'at eserine  dönüştürerek daha etkili kılan vasıta da şüphesiz edebiyattır  Kültürün zaman içindeki siyasî ve sosyal akışım ve sürekliliğin; sağlayan tarih de kültürün temel unsurlarından biridir  Denebilir ki, bir milletin  tarihi, onun bütün kültür varlıklarının aksiyon haline gelmiş  ifadesidir  İnsanlığın gelişmesi, kendi geçmişleri ve gelecekleri ile  ilgilenmeleri ile başlamıştır  Bu bakımdan, tarih, toplumun zaman  içindeki gelişme yönünü belirleyen, insanın kendi toplumu ile diyalog  kurmasını ve bütünleşmesini sağlayan, ondaki toplum bilincini canlı  tutan bir kültür hazinesidir  Yukarıdan beri saydığımız kültür öğeleri arasında dil'in apayrı ve pek müstesna bir yeri vardır  Fakat  konumuz gereği ayrı bir bölüm halinde ele alacağımız dil-kültür  ilişkisine geçmeden önce, kültür ile ilgili diğer bir iki noktaya daha  işaret etmek gerekiyor  Yukarda özet halinde vermeğe çalıştığımız öğelerin ve bunlardaki kültür değerlerinin birleşimi, toplumda öyle bir sosyal ruh ve o sosyal yapıyı etkileyen öyle bir öz oluşturur ki, o öz, bir milletin her türlü davranışında ortaya çıkar ve kendini belli eder  Sırasında bir askerî savunmada ve bir harbin kazanılmasında bile bu ruh  hakim olur  Nitekim, Ziya Gökalp'in de üzerinde durduğu gibi, Türk  ordusunun İstiklal Savaşı'ndaki başarıları, öteki önemli etkenler  yanında, özellikle, ordumuzun devlet ve millet varlığına büyük değer  veren inanç ve felsefesi ile ilgilidir  J  Rostand adlı Fransız  filozofunun "Bir komutan için karşısındaki düşman ordusunun ne kadar  askeri, ne kadar silah ve mühimmatı olduğunu bilmek çok yararlıdır  Ancak, onun için bundan çok daha yararlı olan bir şey vardır ki, o da  karşısındaki ordunun felsefesini bilmektir" sözleri bu gerçeği ve  kültürün sosyal hakimiyetin; dile getiren yerinde bir tespittir  Alman filozofu Erich Rothacker'e göre, tarih ancak devletlerin varlığı ile meydana elir  Devletler büyük sosyal organizasyonlardır  Fakat, asıl  olan devletlerden çok milletlerdir  Çünkü devletlerin temelinde  milletler vardır  Devlete şekil veren güç millettir  Devletler,  milletlerin kendilerini korumak, yaşatmak ve yükseltmek için kurdukları  sosyal organizasyonlardır  Tarihin akışı içinde, zaman zaman devletlerin  yıkıldığı görülmüştür  Ancak, şurası da açık bir gerçektir ki, eğer  devleti meydana getiren millet yaşama gücüne sahipse, yıkılan devletin  yerine bir yenisin; kurabilmektedir  Tarihte Türk milleti bunun birçok  örneğini vermiştir  Siyasî varlığını kaybederek çöken Osmanlı  Devleti'nin yerine, en ağır, şartlar altında mücadele vere vere yepyeni  bir Türkiye Cumhuriyetinin kurulabilmiş olması, millet varlığında devam  edegelen bu yasama güç ve azminin eseridir  Görülüyor ki, bir devleti  var eden ve yaşatan temel varlık millettir  Ancak, bir milleti yaşatan,  ona dinamizm ve ruh veren temel güç de kültürdür  Bu bakımdan,  milletlerin devlet varlıklarını devam ettirerek sürekli bir gelişme  temposu ile yol alabilmeleri, kültürlerine verecekleri değer ve ilgi ile  orantılıdır  Bunun için de her millet kendi, kültürü ile yakından  ilgilenmek, bunu beslemek ve geliştirmek durumundadır  Bu tarihî ve  sosyal gerçek, Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür"  sözleriyle veciz bir şekilde dile getirilmiştir   | 
|   | 
|  | 
|  |