06-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Risale-i Nur'da Cifr ve Ebced (Mahiyeti, Hakikati, Delilleri)
RİSALE-İ NUR'DA CİFİR ve EBCED
(Mahiyeti, Hakikati, Delilleri)
Abdulkadir Badıllı
Mukaddeme
Ebced veya Cifir ilmi, menşe itibarıyla İslâm'ın öz kaynağından gelmediği gibi, islâm'ın birinci sınıf ilimlerinden de değildir Buna göre, herkesin onu öğrenmesi ve uğraşması lâzım olan bir şey de değildir Amma islâm'ın reddetmediği hususî ve sırlı ilimlerden bir ilim olup, müsaid ve müstaid bazı zâtların hususî şekilde meşgul olmalarına izin verilmiş ve bazı âlimlerin özel şekilde uğraştıkları ve onunla bazı gaybî istihraçları karine ve emarelere bina ederek bulup çıkardıkları bir ilim çeşididir
Kim ne derse desin, bu ilim, esas ve menşe itibariyle islâm'dan direkt gelmediği halde, Resul-i Ekrem tarafından haramiyetine hükmedilip red ve yasak edilen bir ilim tarzı değildir Öyle ise asliyeti islâm'dan gelmemiş olmakla birlikte, bâtıl ve merdud da değildir Zira, bugün islâm'ın tâdil ve tensik ettiği fiilî, amelî ve kavlî bir çok işler ve hâller vardır ki; menşei Islâmiyetten evvel var olan şeylerdir
Meselâ: Kölelik ve cariyelik mefhumu, islâm'dan önce de var olduğu halde, islâm dini onu tâdil edip en ehvene indirmiştir Keza evlenmek ve sakal bırakmak gibi fiiller dahi islâm'dan evvel de mevcuttu Lâkin islâm dini bunları en güzel şekle ve insanlığa yakışır bir tarza getirdi Keza yazı ve harf işi dahi islâm'dan evvel vardı ve hakeza  
Demek herşey, her mes'ele ve her hâl bizzat islâm'ın öz kaynağından gelmiş olması şart değildir Yeter ki, cahilî âdetler gibi bazı pis ve kerih şeyler tarzında olup islâmca reddedilmiş olmasın
Faraza, Ebced ve Cifir ilmi, islâm'dan önce bazı yahudî ve Hristiyan âlimleri tarafından bazı şarlatanlıklarda kullanılmış olsa dahi, lâkin islâm'a girdikten sonra, yani bu ilim islâmlaşınca, başta İmam-ı Ali ve Ca'fer-i Sâdık ve Muhyiddin-i Arabî ve İmam-ı Gazalî ve Beyazıd-ı Bistamî gibi islâm büyükleri onu çok hayırlı ve menfaatlı işlerde istimal ettiler ve onu hakikî gaye ve hedefine yönlendirerek nurlandırdılar Bu dediklerimizin isbatı gelecektir
Hem Ebced ve Cifir, islâm'a girdikten sonra da, bazı nâ-ehillerce su-i isti'mal edilip asıl mecrasından saptırılmış da olabilir Amma bu, onun asliyetine ve hayırlı cihetine bir zararı dokundurmaz Çünki her meslekte nâ-ehillerin karışması ile, onun bazı taraflarını kötü ve dûn işlerde isti'mal etmiş olabilirler Lâkin hiçbir zaman o gibi su-i isti'mal fiilleri noktasından o mesleğin veya o ilmin esas kıymetine ve hayırlı kaidelerine bakılmaz ve bakılmaması lâzımdır
Bununla beraber, Cifir ve Ebced ilmine bazı islâm âlimleri tarafından itiraz edilmiş ve hatta reddedilmiş de olabilir Hatta bazıları yanlış olarak: "Onunla uğraşmak haramdır" demiş de olabilirler Amma bu mes'elede islâm âlimlerinin cumhuru ne demişler, onu bilmek lâzımdır Evet cumhur-u ulemanın fikri, Cifır ilmi hakkında müsbet olduğu ilerde ispatlanacaktır
"Hadîs ilmi" bölümünde kaydettiğimiz gibi; çeşitli meşreb ve meslek sahibleri olan islâm âlimleri, âdeta her şeye, her mes'eleye itiraz edebilmişler Hatta İmam-ı A'zam'a ve İmam-ı Şafiî'ye bile bazı hususlarda haksız olarak ağır ittihamlarla itiraz eden âlimler de bulunmuş Lâkin sonra cumhur-u ulemaca tebeyyün etmiş ki; o gibi mu'terizlerin itirazları mes'eleyi ve hakikat-ı hâli bilmemelerinden ve kavrayamamalarından ileri gelmiş bir su-i zandan ibaret olduğu anlaşılmıştır
Öyle ise, her mes'elede ve her ilimde mutlaka ihtisas, meleke ve rüsûh lâzımdır Bir kimse ihtisası dışındaki bir mes'eleye itiraz etse de, gabavetinin neticesi olur Eğer birisi, yani bir âlim: "Ben islâm'ın bütün ilim dallarını en iyi şekilde biliyorum!" deyip dava etse, herhalde cehaletini ilân etmiş olur O halde herkes mütehassıs olduğu ilminden konuşabilir Yani haddini bilip aşmaması lâzımdır
|
|
|