|  | Nasreddin Hoca Fıkralarından Mesajlar |  | 
|  06-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Nasreddin Hoca Fıkralarından MesajlarNasrettin Hoca Türk halk bilgesi  Halk dilinde, duygu ve inceliği içeren, gülmece türünün öncüsü olmuştur  Sivrihisar'ın Hortu bölgesinde dünyaya geldi  , Akşehir'de vefaat etti   Önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi gördü  Babasının ölümü üzerine Hortu'ya geri dönerek o bölgenin imamı oldu  1237'de Akşehir bölgesine yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerine katıldı  İslam diniyle alakalı çalışmalarını devam ettirdi  Bir rivayete  göre medresede ders verdi, kadılık yaptı  Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hoca adı verilmiştir Nasrettin Hoca'nın hayatıyla alakalı bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi nedeniyle, söylentilerle karışmış, daha çok olağanüstü özellikler kazanmıştır  Bu rivayetler içinde, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Mevlânâ Celâleddin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır  Nasreddin Hoca'nın değeri, yaşadığı olaylarla değil, gerek kendisinin, gerek halkın onun ağzından söylediği gülmecelerdeki anlam, yergi ve alay öğelerinin inceliğiyle ölçülür  Onun olduğu ileri sürülen gülmecelerin incelenmesinden, bunlarda geçen sözcüklerin açıklanışından anlaşıldığına göre o, belli bir dönemin değil Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir  Onunla ilgili gülmeceleri oluşturan öğelerin odağı sevgi, yergi, övgü, alaya alma, gülünç duruma düşürme, kendi kendiyle çelişkiye sürükleme, Şeriat'ın katılıkları karşısında çok ince ve iğneli bir söyleyişle yumuşaklığı yeğlemedir  O, bunları söylerken bilgin, bilgisiz, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak, atılgan gibi çelişik niteliklere bürünür  Özellikle karşısındakinin durumuyla çelişki içinde bulunma, gülmecelerinin egemen öğesidir  Bu öğeler Anadolu insanının, belli olaylar karşısındaki tutumun yansıtan, düşünce ürünlerini oluşturur  Nasreddin Hoca, halkın duygularını yansıtan bir gülmece odağı olarak ortaya çıkarılır  Söyletilen kişi, söyletenin ağzını kullanır, böylece halk Nasreddin Hoca'nın diliyle kendi sesini duyurur  Nasreddin Hoca, bütün gülmecelerinde, soyut bir varlık olarak değil, yaşanmış, yaşanan bir olayla, bir olguyla bağlantılı bir biçimde ortaya çıkar  Olay karşısında duyulan tepkiyi ya da onayı gülmece türlerinden biriyle dile getirir  Tanık olduğu olaylar genellikle halk arasında geçer  Hoca, soyluların, yüksek saray çevresinde bulunanların aralarına ya çok seyrek girer ya da hiç girmez  Sözgelişi onun tanıştığı söylenen Selçuklu sultanlarıyla ilgili gülmecesi yoktur  Timur'la ilgili "hamam, Timur ve peştemal" gülmecesi de, Timur'dan çok önce yaşadığı için, sonradan üretilmiştir  Halk beğenisi Hoca'yı Timur gibi çevresine korku salan bir imparatorun karşısına hamamda çıkarak, "kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit" türünden bir yergi yaratmıştır  Burada yerilen, dolaylı olarak kendini toplumun, halkın üstünde gören saray insanlarıdır  Nasreddin Hoca gülmecelerinde dile gelen, onun kişiliğinde, halkın duygularını yansıtan başka bir özellik de eşeğin yeridir  Hoca eşeğinden ayrı düşünülemez  Onun taşıtı, bineği olan eşek gerçekte bir yergi ve alay öğesidir  Anadolu insanının yarattığı gülmece ürünlerinde atın yeri yoktur denilebilir  Eşek, acıya, sıkıntıya, dayağa, açlığa katlanışın en yaygın simgesidir  Soyluların, sarayların çevresinde üretilmiş gülmecelerde eşek bulunmaz, oysa at geniş bir yer tutar  Bu konuda başka bir çelişki sergilenir  Gülmecede güldürücü öğe ile yerici öğe yanyana getirilir  Bunun örneği de kendisinden eşeği isteyen köylüye, "eşek evde yok" deyince ahırda onun anırmasını duyan köylünün "işte eşek ahırda" diye diretmesi karşısında, Hocanın "eşeğin sözüne mi inanacaksın benimkine mi" demesidir  Onun gülmecelerinde, kaba sofuların "ahret" le ilgili inançları da önemli bir yer tutar  "Fincancı Katırları", "Ben Sağlığımda Hep Burdan Geçerdim" başlıklı gülmeceler katı bir inanç karşısındaki duyguyu açığa vurur  Toplumda neye önem verildiğini anlatan "Ye Kürküm Ye" gülmecesi, Hoca'nın dilinde, halkın tepkisini gösterir  | 
|   | 
|  | 
|  |