![]() |
Masal Tekerlemeleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Masal Tekerlemeleri![]() Masalların başında sözcüklerin ses benzerliğinden yararlanılarak söylenen yarı anlamlı, yarı anlamsız söz dizileri vardır ![]() ![]() Masal tekerlemeleri birbirleriyle pek ilgisi olmayan, ancak dinleyicinin ilgisini masala çekmek için bir araya getirilmiş sözlerden oluşur ![]() ![]() ![]() ![]() Aslında tekerlemenin masalla hiçbir ilgisi yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kimi masal tekerlemeleri de bilinenlerden birkaçının birleştirilmesinden oluşur ![]() ![]() Gelin şimdi de söz ustalığının en güzel örneklerinden biri olan masal tekerlemelerinden sizin için seçtiklerimizi okuyalım ![]() ![]() ![]() * * * Evvel zaman iken, deve tellal iken, saksağan berber iken… Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() * * * Bir varmış, bir yokmuş ![]() ![]() ![]() Eyüb’ün kızları haşarı… Bir tokat vurdular enseme, gözlerim fırladı dışarı… Orada gördüm bir kız… Adı Emine, gittim yanına… Bir tarafı tozluk dumanlık, bir tarafı çayırlık çimenlik, bir tarafı sazlık samanlık… Bir tarafta boyacılar boya boyuyor renk ile… Bir tarafta demirciler demir dövüyor denk ile… Bir tarafta Mehmet Ali Paşa cenk ediyor şevk ile… Anan yahşi, baban yahşi, kurtuldum ellerinden… vardım masal iline ![]() * * * Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler top oynarken eski hamam içinde… Ben deyim şu ağaçtan, siz deyin şu yamaçtan, uçtu uçtu bir kuş uçtu; kuş uçmadı, Gümüş uçtu ![]() ![]() Vay ne köşe bu köşe! Dil dolanmadan ağız varmaz bu işe; bu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, şu köşe güz köşesi, diye iki tekerleyip üç yuvarlarken aşağıdan sökün etmez mi Maraş paşası! ![]() ![]() ![]() ![]() Az gittim uz gittim… Dere tepe düz gittim ![]() ![]() ![]() ![]() Vay başıma, hay başıma; bu yol bitecek gibi tükenecek gibi değil, ya bir devlet kuşu konsa başıma, ya da alsa beni kanadına kaşına, demeye kalmadı bir de gördüm ki, ne göreyim? Adıyla sanıyla, yeşiliyle alıyla, Zümrüdüanka dedikleri değil mi? Kafdağı’nın üstünden süzüm süzüm süzülüp geliyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() * * * Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde… Bu sözün önü var, arkası yok; gömleğimin yeni var yakası yok… Sabır da bir huydur, suyu var tası yok ![]() Bir kaz aldım karıdan, boynu uzun borudan! Kendisi akça pakça, eti kemiğinden pekçe, ne kazan kaldı ne kepçe! Kırk gündür kaynatırım kaynamaz ![]() Hay dedim, huy dedim; bu ne pişmez şey dedim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gayrı pabucunu bırakıp kaçan kaçana! Kanadını kaldırıp uçan uçana! Eh, bir ben miyim kırk kişinin gevşeği? Çıkardım ahırdan boz eşeği vurdum sırtına palanı, çektim yedi yerden kolanı; bindirdim üstüne doksanlık anamı ![]() ![]() ![]() * * * Evvel zamanda, yoksullar handa Beyler, konağında yaşarmış ![]() Buna öfkelendim Bir hayli söylendim Aldım başımı çıktım dışarı Görmeyin gidişimi Bakmadan sağa sola Düştüm bir yola ![]() Az gittim, uz gittim Dere tepe düz gittim Çayır çimen geçerek Arpa buğday biçerek Soğuk sular içerek Altı ay bir güz gittim Yürüdüm yürüdüm vardım bir bağa Daldım bir konağa Vay sen misin dalan Kimi kolumdan tuttu kimi bacağımdan Attılar beni bir dağa Zoruma gitti başladım ağlamaya Karşıma çıktı bir derviş Derviş amca dedim bu ne iş? Kuru idim ıslandım sel beni neyler Bulut oldum uslandım Yel beni neyler? Vay gidi dünya Kimi güler, kimi söyler Kulak verin bu masala Keloğlan ne iş tutar, n’eyler* * * Handadır handa, bir kara manda Üç yüz yaşındaydım evvel zamanda Mavi çadır gerilmiş, duydum pazar kurulmuş Vurdum karıncaya palanı Kırk yerinden bağladım kolanı Sardım sırtına seksen sekiz çuval soğanı Vardım pazara Vay ne pazar ne pazar, güzeller durmaz gezer Kırlangıçlar terzi, köpekler kalaycı, tilkiler tüccar Buldum bir köşe, başladım işe Soğan sarmısak satarken Terazimin kolu kırıldı bir güzele bakarken Kurbağa kanatlandı gitti gelin getirmeye Gelin çıktı çardağa, çat yerleşti bardağa Masaldır bunun adı, dinlemekle çıkar tadı * * * Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde… Odunun biri bir odun vurdu kafama… Kafam koptu kalktı gitti sarmısak pazarında sarmısak satmaya… Durur muyum ya, ben de arkasından koştum ![]() - Ben senin kafan değilim, demesin mi? - Kafamsın! - Değilim! - Kafamsın! - Değilim! Diye atıştık, vuruştuk ![]() ![]() Ağacın tepesinden bize bağırdı: - Sizin davanız büyük dava! ![]() ![]() ![]() Bir dediğini iki eder miyiz? Aldık getirdik, bulduk getirdik ![]() ![]() ![]() Kadı öldü, kafam da bana döndü: Ah kafa, nah kafa; ne çekersem senin elinden çekiyorum… * * * Var varanın, sür sürenin… Baykuşu çoktur viranenin… Destursuz bağa girenin, geçmez para ile dükkâna girenin, hokka çömleğini başında patlatır Bekri Mustafa… Hak dost, veli dost… Babamdan kaldı bir eski post… Ben dikerim, o sökülür… Arasına bit, pire sokulur… Ufacığı bakla gibi, büyüceği toklu gibi… Tuttum pireyi, İstanbul’a yolladım ![]() ![]() ![]() Kırk kişiyiz… Onumuz odun yarar, onumuz kav çakar, onumuz su taşır, onumuz ateş yakar… Bir de baktık kaz kafasını kaldırmış, kazandan bize bakar… Fare takla tukla… Ne nohut bıraktı bu yıl, ne de bakla… Kahveci kutuyu sakla, tiryaki olmuş o güdük fare… Fare ovada yedi başağı, sıyrıldı çıktı direkten… Somunu kaptı kürekten… Gözleri büyük çörekten… Dişleri iri oraktan… Tavandan teker meker… Gözlerime toz döker… İhtiyara bakmaz geçer ![]() ![]() Derken efendim, baldıranlığa daldı kurudur diye… Boz eşek attı çifteyi geri dur diye ![]() Kalktı sıçradı kürek sapına… Gözünü dikmiş çocuk hakkına… Seksen kiloluk pekmez küpüne… Reçel olup gitti bizim güdük fare… Efendimin ağası… Sivridir külahisi… Uzatmayalım biz bu sözü, başımıza gelir daha belası… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir memleket padişahının kırk oğlu varmış… * * * Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal, pire berber iken, ben dayımın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, aşağıdan: - Tutun da, vurun da! diye bir gürültü kopmaz mı? - Eyvah, dedim ![]() ![]() İki kalktım, bir hopladım ![]() ![]() Baktım; bir kuru kalabalık ![]() - Nereye gidiyorsunuz böyle? dedim ![]() - Hak aramaya gidiyoruz, dediler ![]() Neyse, katıldım ben de içlerine, vardık koca şehrin birine ![]() ![]() Bindim pireye, vardım Tire’ye ![]() ![]() ![]() ![]() Tuttum pirenin birisini, kırdım ufağını irisini, davula geçirdim derisini, kaytan yaptım kuyruğunu ![]() Sonra sırtına vurdum palanı, altından çektim kolanı, dinleyin bakalım bendeki koca yalanı…(Eflâtun Cem GÜNEY’den) * * * Çıktım tavan arasına bir kırık sandık buldum ![]() Açtım baktım: İçinde bir kırık altın Almayacaktım ama, aldım Sarıdır diye, Ordan gittim İstanbul’a bir kâse yoğurt aldım Durudur diye, Dokuz yüz doksan testi su kattım Borudur diye, Tophane güllelerini cebime doldurdum Darıdır diye, Nacağı aldım Kapalıçarşı’ya daldım Korudur diye, Akdeniz’e girdim Kıyıdır diye, Ortasına bastım Kuyudur diye, Selimiye Camii’nin duvarına dayandım Yalıdır diye, Ahırdağı’na bir tekme vurdum “Geri dur!” diye, Üçlük beşlik verdiler beğenmedim İridir diye, Sade Osmanlı lirası verdiler almadım Sarıdır diye, Beni aldılar tımarhaneye götürdüler Delidir diye, İki adam geldi şahitlik etti Veli oğlu velidir diye, Tımarhaneyi dürdüm katladım sırtladım Halıdır diye, Beş on copa vurdular Yeridir diye, Beni padişaha bildirdiler Delidir diye, Padişahtan ferman çıktı “Bırakın onu eski huyudur!” diye, Ferman aldım cadde boyu gidiyordum Bir boz eşek gördüm Takıldım peşine Eşek bana bir tekme vurdu Geri dur diye ![]() * * * Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde, devler top oyunarken eski hamam içinde… Bir havladık, hoyladık; cümle âlemi topladık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir varmış, bir yokmuş; Allah’ın kulu çokmuş, çok söylemesi günahmış ![]() * * * Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde… Dırıltıydı, mırıltıydı, raftan fincan düştü kırıldıydı, hem de ne fincan ya! Dedemin dedesinin dedesinden kalma kulpu kırık, kenarı yok, şu ahım şahım fincan… O akşam ne cezveyi köpürdetebildim, ne kahveyi höpürdetebildim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() * * * …Koştum, eve vardım: “Baban doğdu” dediler, kucağıma bir yumurta verdiler ![]() ![]() Kovalamaya başladım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karpuz ektim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vay anam karpuz, evin köyün yıkılası karpuz… Bir yanı sazlık samanlık Bir yanı tozluk dumanlık Bir yanında demirciler demir döver denk ile, Bir yanında boyacılar boya boyar binbir çeşit renk ile, Bir yanında Osmanoğlu cenk eder top ile tüfenk ile… * * * Masal masal maniki Yolda saydım on iki On ikinin yarısı Tilki çakal karısı ![]() Masal masal martladı İki fare atladı Kurbağa kanatlandı Tos vurdu bardağa Çocuk çıktı çardağa ![]() Masal masal maniki Kuyruğu var on iki Kuyruğunda beni var Kulağında çanı var ![]() Masal masal matatar Dil okur, damak tadar ![]() |
![]() |
![]() |
|