Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hodlu, noksani, ozanlarımız

Ozanlarımız - Hodlu Noksani

Eski 06-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ozanlarımız - Hodlu Noksani



Hodlu Noksani

Hodlu Noksani
Kader layık gördü gurbet elini
Gönlümü sılada eğlerken gördüm
Erken kalkıp hazırlığa başlarken
Çorap çamaşırı bağlarken gördüm


Gel vazgeç Noksani gurbet karından
Asla fayda yoktur dünya varından
Git al muradını kendi yarinden
Dermansız devayı sağlarken gördüm





1922-1964 Artvin'in Yukarı Hod (şimdiki adı Yukarı Maden) köyünde doğdu Asıl adı İbrahim Muratoğlu'dur

Aşık edebiyatıyla içiçe olan ağabeylerinin de bilgilerini aktarmalarıyla aşıklık geleneğini küçük yaşlarda öğrendi

Önceleri aşıklık geleneğinde şiir ve türküleri ezberleyip kaydeden Aşık Noksani, yaklaşık 18 yaşlarından itibaren kendi de şiir yazmaya başladı Bu ilk şiirlerin bazılarında kendi adını, 1940'ların 2 yarısından sonra Noksani mahlasını kullanmaya başladı

İlkokul öğrenimi olmasına karşın babası ve ağabeyinden Arapça ve kısmen Farsça öğrendi

Şiirlerinde zaman zaman Sümmani ve Şenlik gibi Farsça etkiler görülmesine karşın ağırlıkla yalın Türkçeyi kullandı

Şiirlerinde genellikle aşk ve doğa konularını işledi Ancak taşlama ve övgü konulu şiirleri de bulmaktadır

Öldüğünde geride, kendi şiirleri dışında Sivaslı Aşık Talibi'den Hodlu Şamili'ye dek birçok aşığın türkü ve şiirlerinden oluşan yüzlerce sayfayı bulan elyazması ve daktilo edilmiş notlar bıraktı

Hodlu Noksani'ye ilişkin bir araştırma Bekir Karadeniz tarafından "Hodlu Noksani Yaşamı ve Şiirleri" (2000) adıyla yayımlandı

Bekir Karadeniz



Eserlerinden bazıları:

Belasıdır

Kimse rızasıyla çıkmaz vatandan
Lakin ab u dane dar belasıdır
Meşakkatle püryan oldu her yanım
Namerdin töhmeti ar belasıdır

Çok kimseler ayran bulmaz içime
Gözü yoktur bu dünyada geçime
Altmışında kır karışmaz saçıma
Berduşluk temelde har belasıdır

Yolu düşmez bu dünyada yokuşa
Kurban kessen eli gitmez bir işe
Sevdasını vermiş alış verişe
Zararı var ise kar belasıdır

Gönlünü verenler var zanaata
Zanaatın yoksa gir kanaata
Çalışıp kazanıp kon saltanata
Fazla zengin olmak zor belasıdır

Neden sana mevlam az taksim etmiş
Taksimde kısmetin yapana atmış
Herkes çalışırken Noksani yatmış
İdare midare var belasıdır


Benim İçin

Nedendir de zalim felek nedendir
Yağan yağmur ile kar benim için
Artıyor günbegün dert ile keder
Niye bir kez gülmez yar benim için

Eller gül gönderir daim dostuna
Kahpe felek düşmüş benim kastıma
Gözün dikmiş mezarımın üstüne
Geniş dünya şimdi dar benim için

Görünmez dağların başı dumandır
Kaldım gurbet elde halim yamandır
Yatarım burada hayli zamandır
Derdi çekmek olur ar benim için

Dahi mihnet çekti erlerin eri
Nuş etti şerbeti dünyanın varı
Geçen günler geçti dönmezler geri
Bilmem daha neler var benim için

Bilmem bir günümü hayli zamandır
Yağar boran tipi karlı dumandır
Noksan bu dünyada halın yamandır
Belli ki yaşamak zor benim için


Bulunmalı

Bu gönlüm çok sever güzel methini
Güzelde yangına sel bulunmalı
Bakması mest eder cansız yatanı
Gülerken yanakta hal bulunmalı

Gezerken ceylandır bakarken maral
İnce narin değil tam orta karal
Gezmesen o bağda solmadan saral
Sevda bahçesinde gül bulunmalı

Güzeli bulmalı eyyam deminde
Yoktur bir kusuru hub endamında
Bulmalı eşini tıfıl çağında
Sinesi üstünde el bulunmalı

Ölçülmez güzelin asla kıymeti
Herbir yerde olur onun rağbeti
Dinlenir mecliste olsa sohbeti
Güzelde hünerli dil bulunmalı

Herbir mahlukatı mevlam yarattı
Kimini çok kimin bir karar etti
Güzelin gamzesi canlara battı
Böyle güzellere kul bulunmalı

Güzel olan her dernekte seçilir
Verse bir kadehte zehir içilir
Gezdiği yerlerde güller açılır
Güzelde eda naz fel bulunmalı

Nedendir Noksani fazla yazarsın
Az şeylerden sinirlenir azarsın
Bir gün olur tatlı candan bezersin
Alemde cennete yol bulunmalı


İstanbul

Gönlüm hasret kaldı köşke seyrana
Bakarım uzaktan yaslı İstanbul
Bilmem nasip midir bir daha gezmek
Ağlarım gözümde tuzlu İstanbul

Görünür uzaktan baksan camiler
Dizilmiş sıraya evler haneler
Gezer sokaklarda çiftler sunalar
Övmeye münasip süslü İstanbul

Her dakika vardır mevcut vesayet
Otobüs taksi tramvay transit
İstasyonu iskelesi müsait
Yoktur bir emsali özlü İstanbul

Gezerken olmalı cepte bol paran
Parasız gidene gezmesi haram
Zevki eğlencesi her saat her an
Seyirli neşeli sazlı İstanbul

Gelir vesayetler Garp ile Şarktan
Gezmekten doyulmaz sinema parktan
Çokları kahrolur hasta yatmaktan
Elemli kederli gizli İstanbul

Belli olmaz gecesiyle gündüzü
Farkedilmez sonbaharı yaz kışı
Denizleri tepeleri var düzü
Yokuşlu engelli düzlü İstanbul

Her yandan üstündür süslü Beyoğlu
Ne hoş görünüyor bak Cağaloğlu
Çok fazla gezemem yüreğim dağlı
Şanı üç beş değil yüzlü İstanbul

Haydarpaşa Eminönü Üsküdar
Gezmeyenler bu dünyadan küs gider
Görenlerde elem kalmaz yas gider
Kahırlı mihnetli nazlı İstanbul

Gözün açıp bu aleme baksana
Gezmek lazım Eminönü Taksim'i
Fazla yazıp kederlenme Noksani
Bedeldir dünyaya bizli İstanbul Gördüm

Kader layık gördü gurbet elini
Gönlümü sılada eğlerken gördüm
Erken kalkıp hazırlığa başlarken
Çorap çamaşırı bağlarken gördüm

Aldım da çantamı çıktım kapıya
Nazar ettim bağ bostana yapıya
Değer vermem mala mülke tapuya
Yarimi peşimden ağlarken gördüm

Yola çıktım ayaklarım gitmiyor
Yokuşu çıkmaya dizim tutmuyor
Ah ederim elim yare yetmiyor
Hasretlik gönlümü dağlarken gördüm

Bilmem nasip midir yoksa ki kader
Kimseye küsemem böyle mukadder
Gittikçe gönlümü aldı bir keder
Bahar seli gibi çağlarken gördüm

Gel vazgeç Noksani gurbet karından
Asla fayda yoktur dünya varından
Git al muradını kendi yarinden
Dermansız devayı sağlarken gördüm


Kalmadı

Bir dinleyen yoktur derdimi desem
Asla bir meslekte elim kalmadı
Çok başvurdum sağa sola fayda yok
Döktü yaprak gazel gülüm kalmadı

Daim arz ederim ticaret karı
Asla sevmez oldu evdeki karı
Arayan bulurdu serveti varı
Soramam kimseye dilim kalmadı

Üç beş kuruş bulunurdu arasan
Şapkam kopmuş saçlarımı tarasan
Çıra yakıp meteliği arasan
Gitti kazanç servet pulum kalmadı

Gitmez hayalimden aşk-ı ateşim
Silsem de tükenmez gözümden yaşım
Ezelden yoksulluk boşlamaz peşim
Savruldu dumanım külüm kalmadı

Geçti bir devranım tıfıl çağlarda
Bülbül sesi dinler idim bağlarda
Vardı sürüm çobanlarım dağlarda
Şimdi seyretmeye malım kalmadı

Yorulmadan yüce dağlar aşardım
Bulanmadan kaynayıp da coşardım
Rençperliğe beş on boyun koşardım
Büküldü kametim belim kalmadı

Halılar yerinde yoktur hasırım
Düşündüm taşındım bilmem kusurum
Sular akmaz kol vermiyor mısırım
Düşsem tutunacak dalım kalmadı

Şimdi ticaretim yolcu bacından
Dizlerimde can yok öldüm acımdan
Kar edemem kuvvetimden gücümden
Gitti kuvvet derman halim kalmadı

Gönül müpteladır daim güzele
Yaprağım yok bağlar hasret gazele
Akla gelir bir Murgul'u tazele
Başka da gidecek yolum kalmadı

Sabreyle Noksani dert ile zora
Yokuşta yorulan bir düze vara
Bir gün devredersin kara toprağa
Görsem sağ tarafı solum kalmadı


Olmayınca

Gönlüm ister meramına ermeyi
Neyleyim talihim var olmayınca
Çok isterim bülbül sesi duymayı
Bülbül gülü sevmez har olmayınca

Nasihatim gezme gönül yabanda
Bir umudum kaldı karasabanda
Düşmüşüm efkara iş yok tabanda
Gönül ziyan eder kar olmayınca

Devrettim otuzu kırka yüz tuttum
Hiçbir gün gülmedim daim yas tuttum
Bir dem için bir ateşi dost ettim
Yandırır cismimi kar olmayınca

Gözüm yaşı akar eli işlemez
Bülbül figan eder gülü beslemez
Gönül verip yar kolunu yaslamaz
Dostun seni sevmez yar olmayınca

Feryat eder daim sende kar bülbül
Ah eder bülbülü için gonca gül
Yüz bin mihnet etsen yine eldir el
Kalpte senin için ar olmayınca

Hoşa gider güzellerin oynağı
On sekizde yakar gönül sığnağı
Terkedemez güzel seven sevmeyi
Bulanıp da sonra dur olmayınca

Kader gül demezse asla gülünmez
Gönül kuşu pervaz etse yorulmaz
Dostun güzel olsa yine sarılmaz
Baştan iki gönül bir olmayınca

Bu sene kısmet çok fazla gezdi
Gözüm gördüğünü elim de yazdı
Zalim gurbet elden usandı bezdi
Noksan Hod'da durmaz zar olmayınca


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.