![]() |
Osmanlı Sultanlarının Ehl-i Beyt Sevgisi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Sultanlarının Ehl-i Beyt SevgisiOsmanlı Sultanlarının Ehl-i Beyt sevgisiSultan İkinci Abdülhamid Han, Peygamber efendimize olan tazim ve muhabbetini, Onun kutsal beldesine hizmetler götürerek ve İslam Birliği gayesini gerçekleştirmeye çalışarak göstermiştir ![]() ![]() “Mümkün olan aletlerin üzerine keçeler sarınız ki, fazla gürültü olmasın ve Ehl-i Beyt’in ve burada yatanların mübarek ruhları rahatsız olmasın! ![]() ![]() Kulaklarım bereketlensin Sultan Abdülmecid Han son hastalığında, yatakta oturamıyor, hep yatıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadimül-haremeyn deyin Yavuz Sultan Selim Han, Mısır’ı fethedip, hilafeti esaretten kurtarınca, alışkanlıkla kendisine de Sultanül-haremeyn diyen hatibi susturup, (Benim için, o mübarek makamların hizmetçisi olmaktan daha büyük şeref olamaz ![]() ![]() Surre alayları Sultan Birinci Mehmed Han, Haremeyne her sene Surre alayı göndermek güzel âdetini çıkarmıştır ![]() Osmanlı padişahlarının her yıl hac mevsiminde Haremeyn-i şerifeyn ahalisine, zahidlere, mukaddes yerlerin ve hac yollarının emniyetini sağlayan Mekke şeriflerine ve Hicaz bölgesinde yaşayanlara gönderdikleri para ve değerli eşyalara surre; bunları götüren topluluğa da surre alayı denirdi ![]() Her şeyin en güzelini Haremeyn-i şerifeyne layık gören Osmanlılar da, surre alaylarının en güzellerini gönderdiler ![]() ![]() Gönderilirken, Kur’an-ı kerim ve na’tlar okunur, kurbanlar kesilir, buhûrdânlar yakılır, tekbir getirilir, dualar edilirdi ![]() ![]() ![]() Surre alaylarının sonuncusu 1915 yılında gönderildi ![]() ![]() Yüzün sür kademine o gülün İstanbul’da Sultan Ahmed Camiini yaptıran, Birinci Ahmed Han, İslamiyet’e ve Resulullah efendimize gönülden bağlı idi ![]() ![]() ![]() Bahtî mahlasıyla şiir de yazan Ahmed Han, Nakş-ı kadem-i şerîf [Peygamber efendimizin mübarek ayak izi] şeklinde murassâ bir sorguç yaptırmış, ortasına da mavi mine üzerine altınla kendisine ait şu mısraları yazdırmıştı: N’ola tâcım gibi başımda götürsem dâim Kadem-i resmini ol hazret-i şâh-ı Rüsülün Göl-i gülzâr-ı nübüvvet o kadem sâhibidir ![]() Ahmedâ durma yüzün sür kademine o gülün ![]() Sultan Ahmed Han, Cuma ve Bayram günlerinde ve diğer mübarek günlerde başına bu sorgucu takardı ![]() Kimim var hazretinden gayrı Sultan İkinci Mahmud Han’ın, Hücre-i saadete hediye ettiği şamdanla birlikte gönderdiği aşağıdaki yazı, Osmanlı sultanlarının Resulullah efendimize olan hürmet ve muhabbetlerinin başka bir vesikasıdır ![]() Şamdan ihdaya eyledim cüret ya Resulallah! Muradım der-i ulyaya hizmet, ya Resulallah! Değildir ravdaya şayeste, destaviz-i naçizim, Kabulünle kıl ihsan u inayet, ya Resulallah! Kimim var hazretinden gayrı, halim eyleyem i'lam, Cenabındandır ihsan u mürüvvet, ya Resulallah! Dahilek, el'eman, sad el- eman, dergahına düştüm, Terahhüm kıl, bana eyle şefaat ya Resulallah! Dü- alemde kıl istishab bu Han Mahmud-i Adliyi, Senindir evvel ü âhırda devlet ya Resulallah! “Nakibü’l Eşraflık” müessesesi Devlet-i Âliye; Fahri Kâinat Efendimiz ve Onun kutlu soyu Ehl-i Beyt’e hürmet ve hizmetini, müesseseler kurarak da fiilen gösterme yoluna gitmiştir ![]() ![]() Peygamber nesline bağlı olduğunu belgeleyenlere, birer berat verip kendilerini her çeşit vergiden muaf tutmuştur ![]() ![]() Osmanlı, Nakibü’l Eşraflara hürmet ve ihtiramda o kadar ileri gitmiştir ki, bazı padişahların Eyüp Sultan Türbesinde tertiplenen cülus merasimlerinde onlara, kılıç dahi kuşattırmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|