Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
enver, gizli, görüşmeleri, ingilizlerle, paşanın

Enver Paşa'nın İngilizlerle Gizli Görüşmeleri

Eski 06-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Enver Paşa'nın İngilizlerle Gizli Görüşmeleri







Enver Paşa’nın Kurtuluş Savaşı sürerken İngilizler’le üç ayrı gizli görüşme yaptığı belgelendi İngiliz istihbarat raporlarına göre, Türkiye’nin bağımsızlığının tanınması karşılığında İngiltere’ye Bolşevikler ile işbirliğinden vazgeçmeyi öneren Enver Paşa, ‘Anlaşma olursa Mustafa Kemal lider olabilir’ diyor

İTTİHAT ve Terakki Cemiyeti’nin kurucu önderi Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın dönemin İngiliz Savunma Bakanı Winston Churchill’in bilgisi dahilinde İngiliz İstihbarat Binbaşısı Ivor Hadley ile Berlin’de üç kez gizlice görüştüğü ortaya çıktı İngiliz isthbarat raporlarına göre, 88 yıl önce yapılan görüşmelerde, Enver Paşa, İngiltere’ye açıkça Türkiye’nin bağımsızlığının tanınması için teklif götürüyor Mustafa Kemal’in tekliften haberi olup olmadığı sorusuna ise Enver Paşa, ‘Aramız çok iyi Benim altımda çalışabileceğini söyledi Lider olabilir’ yanıtını veriyor

ONUNLA ARAMIZ ÇOK İYİ

TÜRK Tarih Kurumu’nda yürütülen bir proje kapsamında 2004-2009 yılları arasında ABD, İngiltere ve Alman milli arşivlerinde incelemeler yapan Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Bülent Özdemir, İngiliz istihbarat raporlarına ulaşmayı başardı

İngiltere Savaş Bakanlığı, belgeleri ve istihbarat raporlarının yer aldığı, ‘War Oficce’de incelemeler yapan Doç Özdemir, Enver Paşa’nın İngiliz istihbarat subayı Ivor Hadley ile 6 Ocak 1920, 16 Ocak 1920 ve 24 Şubat 1920 tarihlerinde Berlin’de bir araya geldiğini ortaya çıkardı

İstihbarat raporlarına göre, Enver Paşa, İngiliz subayın ‘Anadolu’da Kurtuluş Savaşı’nı yürüten Mustafa Kemal sizi ciddiye alacak mı’ sorusuna şu yanıtı veriyor: ‘Mustafa’yla aramız iyi Mustafa, imkanlar dahilinde İngiltere ile anlaşabileceğini ve gerekirse benim altımda sıradan bir subay olarak çalışabileceğini söylüyor Eğer bir anlaşma olacaksa İngiltere’nin Mustafa Kemal’i bir lider olarak tanımasında benim açımdan bir sakınca yoktur Önemli değil, lider Mustafa Kemal olsun

MEÇHUL KADIN ARACI

İNGİLİZ arşivlerine göre, ilk görüşme Enver Paşa’nın eşi Naciye Hanım ve 3 yaşındaki kızı Türkan’ı İngiltere üzerinden getirdiği Almanya’daki, ‘17 Knausstasse Grunewold-Berlin’ adresinde gerçekleşti 6 Ocak 1920’de kimliği belirsiz bir kadın, İstihbarat Binbaşısı İvor Hadley’i, telefonla arayarak ‘Enver Paşa ile görüşmek ister misiniz?’ diye sordu İstihbaratçı bu telefona, ‘O meşhur Enver Paşa mı?’ diye karşılık verip görüşmeyi kabul etti İSTANBUL

BiRiNCi GÖRÜŞME 6 OCAK 1920

Vatansever olduğunu söyleyerek işbirliği önerdi

İstihbarat Binbaşı Hadley, İngiliz Savaş Bakanlığı kayıtlarına da giren ilk görüşmeyi şöyle anlatıyor: ‘Enver Paşa söze bir vatansever olduğunu söyleyerek başladı Savaşın kaybedildiğini, bir asker olarak bunu kabullendiğini ve Türkiye’nin gerçek dost olarak İngiltere’yi gördüğünü söyleyerek, gizli bir işbirliği teklif etti

Hadley, Enver Paşa’nın görüşmede kendisine, ‘Eğer Türkiye ile bir işbirliği yaparsanız İngiltere’nin Mısır’da ve diğer Müslüman doğu ülkelerinde (Özellikle Hindistan-Afganistan) yaşadığı sorunların çözümü konusunda bizzat çalışarak nüfuzunu kullanacağını, ve bu teklifin doğrudan Savunma Bakanı Wınston Churchill’e iletilmesini istediğini’ söylüyor Binbaşı Hadley, ‘Londra’ya gidip bunları Churchill’e anlattım O da o sırada Paris Barış Görüşmeleri’nde olan Başbakan Lord Crouzon’a gönderdi’ diye de ekliyor

iKiNCi GÖRÜŞME 16 OCAK 1920

Enver Paşa ‘Profesör Ali’ takma adını kullanıyordu

HADLEY: Churcill’in bilgisiyle 16 Ocak 1920’de Berlin’deki adreste ‘Profesör Ali’ takma adını kullanan Enver Paşa ile ikinci kez görüştük ‘Mustafa Kemal sizi ciddiye alacak mı?’ diye sordum

Enver Paşa da ‘Mustafa, imkanlar dahilinde İngiltere ile anlaşabileceğini, gerekirse benim altımda sıradan bir subay olarak çalışabileceğini söylüyor Anlaşma olacaksa İngiltere’nin Mustafa Kemal’i lider olarak tanımasında benim açımdan bir sakınca yoktur Lider Mustafa Kemal olsun’ dedi

ÜÇÜNCÜ GÖRÜŞME 24 ŞUBAT 1920

Bağımsız Türkiye’ye karşılık Bolşevikler

‘ENVER Paşa, 24 Şubat 1920’de acil görüşme talebinde bulundu Bu görüşmede Enver Paşa, anlaşma halinde;

1- Bolşevikler’in Kafkasya yoluyla İran’a kadar gitmesini engelleyeceğim

2- Afganistan ve İran’da İngiliz karşıtlığının ortadan kalkması için çalışacağım

3- Mısır’a belli oranda bağımsızlık verilirse, ‘Oradaki milliyetçilere İngiltere ile yakın ilişkide çalışın’ telkinlerinde bulunacağını söyledi Enver Paşa, bunları tam bağımsız yeni bir Türkiye karşılığında yapabileceğini ifade etti

İngilizler’e blöf yaptı

Doç Bülent Özdemir (Balıkesir Ünv): Bütün bu gelişmeler, Enver Paşa’nın öncelikle İngiltere ile anlaşmak istediğini, Sovyet hükümeti ile yapacağı görüşmelerin daha çok B planı olduğunu ve yine Sovyet Rusya’nın opsiyonunu İngiltere’ye karşı bir blöf olarak kullandığını gösteriyor

Mustafa Armağan (Tarihçi-yazar): Almanlar’la görüşmelerini biliyoruz Ruslar’la görüşmeleri yayımlandı Atatürk’le ilgili sözlerini açıkcası hiç duymamıştım

Doç Hakan Kırımlı (Bilkent Ünv): Kesinlikle böyle bir görüşme olmuştur Enver Paşa’nın o dönemdeki yazışmaları bağlamında bakılınca bu görüşme gerçektir




Enver Paşa Kimdir?

İsmail Enver, 1881'de İstanbul'da Divanyolu'nda dünyaya geldi Sonraları oğlunun etkisiyle Paşa ve Surre Emini olan Ahmet Bey'in oğludur Annesi Ayşe Hanım da, babası Ahmet Paşa da İstanbulludurlar


Soğuk çeşme Askeri Rüştiyesinde öğrenim gördü Harp Okulu'nu 1899 yılında piyade teğmeni olarak bitirdikten sonra, 1903'te kurmay yüzbaşı olarak Harp Akademisinden mezun oldu
Kurmay Yüzbaşı Enver, o zamanki Üçüncü Orduya tayin edildi Manastır, Selanik ve Üsküp'ün çeşitli bölgelerinde eşkıya çeteleriyle çarpışmalarda bulundu Merkezi Selanik'te bulunan İttihat ve Terakki Komitesi, ordunun genç subaylarının arasından onu da elde etmiştiEnver Bey, 1906'da binbaşı oldu İttihat ve Terakki Cemiyeti kurucuları arasına yeraldıBu topluluk içinde tutunup, kendini sevdirdi İttihat ve Terakki Cemiyetine katıldıktan sonra da, meşrutiyeti ilan ettirebilmek için girişilen harekette en önemli rollerden birini oynamıştı 1908 Meşrutiyetinin ilan edildiği günlerde Rumenlideki bazı subaylar Devlete karşı ayaklanan Bulgar ve Makedon çetelerine karşı kendi birlikleri ile dağlarda tıpkı çete nizamında dövüşüyorlardı Bunlardan biride Kurmay Binbaşı Enver'di Rumenlindeki Devlete karşı olan isyanları bastırmak için bu subayların adlarıyla birlikte hayatları da ortaya konmuş oluyordu Bu durum, Kurmay Binbaşı Enver Beyin memleketi uğruna neler yapabileceğini ve nelerini gözden çıkarabileceğini göstermesi bakımından önemlidir 1908 İnkılabından sonra Enver Beyin adının yıllarca Hürriyet Kahramanı diye dillerde dolaşması boşuna değildir Enver Bey Makedonya Genel Müfettişliği, 1909 yılında da Berlin Ataşemiliteri olmuştu 1911'de İtalyanlar Trablusgarb'a asker çıkardıkları zaman memleketi seven bir çok genç Türk subayları gibi Enver Bey de oraya gitti ve onu hürriyet kahramanı olarak zaten alkışlayan halk Trablus'a koşmuş olmasından dolayı da ayrıca beğenmiş ve sevmişti İşkodra Mutasarrıfı ve cephe komutanı olarak İtalyan saldırısına başarıyla karşı koyan Enver Paşa, 1912'de yarbay oldu 23 Ocak 1913'te İttihat ve Terakki tarafından düzenlenen Babıali baskınına katıldı Sadrazam Kamil Paşanın istifasını sağladı Böylece İttihat ve Terakki Cemiyetinin iktidarı ele geçirmesinden sonra, Edirne'nin kurtarılmasında önemli rol oynadı
Bu başarısından sonra Enver Bey'in hızlı yükselişi devam etti 1913'te yarbay iken yine aynı yılın sonlarında albaylığa, 19 gün sonra ise 1 Ocak 1914'te tuğgeneralliğe yükseldi
Genelkurmay Başkanlığı'ndan bir süre sonra da Başkumandan Vekilliği yetkilerini de elinde topladı Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa'nın bir suikasta kurban gitmesiyle 1914'te de Sait Halim Paşa hükümetinde Harbiye Nazırı oldu Orduda bazı düzenlemeler yapan Enver Paşa, Fransız modeli yerine Alman stilini uyguladı
Naciye Sultanla evlenip saraya, padişaha damat oluşu da bu döneme rastlar Şehzade Süleyman Efendi'nin kızı Naciye Sultan ile evlenerek saraya damat olan Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın durumu bir kat daha güçlenmişti Enver Paşa, kendini zirveye ulaştıran basamakları yine kendi elleriyle döşemişti Enver Paşa, 1914 yılında Osmanlı Devletini I Dünya Harbi'ne sokan kişi olarak haksız olarak itham edildiği gibi Sarıkamış mağlubiyetinin sorumluluğu da onun üzerine yıkılmıştır Ciddi ve tarafsız tarihçiler Osmanlı İmparatorluğunun Birinci dünya savaşına girmemesinin söz konusu olmadığını; Düvel-i Muazzama denilen (İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya ) tarafından daha savaş başlamadan Osmanlı İmparatorluğunun mutlaka bu savaşa sokulacağının kararlaştırıldığını yazarlar Enver Paşa'nın Bu kararı tersine çevirmek için çok uğraştığı bilinmektedir Ama bunda muvaffak olamaz O zaman Enver Paşa bu seferde en karlı çıkacak tarafta yer almayı planlar Nitekim bu düşüncesini gerçekleştirir o dönem en kuvvetli gözüken Alman Pakt ında Osmanlı Devleti Yerini alır

Enver Paşa, Harbiye Nazırı olduktan sonra, ilk olarak mevcut üç orduya bir dördüncüsünü ekleyerek, uzun zamandır tasarladığı planın ilk bölümünü ortaya koymuştur Gerek harp okulu yılları, gerekse subaylık yıllarında olsun, kendi kadrosunu oluşturabilme mücadelesi veren Enver Paşa, elindeki adamlarla sistematik bir çalışma programına girdi Büyük Kafkasya İdeali için kolları sıvadı Kısa süre içinde kendi kurduğu orduya başkumandanlık etmeye başlayan Enver Paşa, arkadaşı Talat Paşa ile birlikte Türk ve İslam dünyasını kucaklayan, hatta Turani soydan bütün Milletleri kapsayan Pan Turanizim kampanyasını yürürlüğe koydu
Enver Paşa'nın burda yatan bir gayesi de, Türk olmayan ama Türklere akraba millet ve unsurlarıda kadrosuna katarak güçlü bir ordu kurmak ve Kafkasya'yı Türkleştirmekti
Şüphesiz ki, Enver Paşa'nın niyeti, Türkiye'nin bu savaş sonunda mağlup ve yıkılmış bir hale gelmesi değildi O dönemde Almanların askeri gücüne inanmış olan Enver Paşa, Almanların zaferine kesin gözüyle baktığı için, bu savaşta onlarla müttefik olmakla Türkiye'nin de büyük istifadesi olacağına inanıyordu Böylelikle son zamanlarda kaybedilen birçok toprakların yeniden Osmanlı imparatorluğu sınırları içine alınacağı düşüncesinde idi
Enver Paşa'nın bir emeli de Rusya'nın mağlup edilmesiyle Kafkasya ve Türkistan'daki Türkleri de Osmanlı toplumuna katmaktı Belli bir süre ön hazırlıklar yapıldıktan sonra, Ahmet Cemal Paşa'nın da desteğiyle III Ordunun başına geçen Enver Paşa, ele aldığı orduda bazı önemli değişiklikler yaptı Eski komutanların yerini yeni ve yaratıcı subaylara devrettikten sonra Erzurum'a geçerek Kafkasya savaşını başlatan Paşa, Rusları Allahuekber Dağlarında durdurmuş Sarıkamışta onların Anadolu'yu istilasını önlemişti Tabi şartların çok ağır olması hesabiyle Türk ordusunundu kayıpları çok büyüktü Bu kayıplar daha sonraları Enver Paşanın aleyhine sıkça kullanılmıştır Yirmi gün süren çatışmaların sonunda ortaya çıkan tablo Türkler için hiç de iç açıcı değildi Savaş boyunca genelde savunma yapılmış, hücum kanatlarında ise ağır darbeler yenmişti Ancak her iki ordu da sanki yüzyıllar süren bir hıncı kesin olarak bitirmeye niyetlenmişçesine savaşı sürdürmek istiyorlardı Savaş, soğuğa, hastalığa ve savaş araç-gereçlerindeki inanılmaz yetersizliğe rağmen on dört gün kadar devam etti
Enver Paşa'nın hayallerini süsleyen İran, Hindistan, Turan ve Kafkasya'ya hakim olma düşünceleri o günün şartlarında gerçekleşemedi Almanlar safında Türkiye'yi harbe sokarken düşündüklerinin ilk kısmını, ağır yenilgi yüzünden gerçekleştirememişti Kaybedilen toprakların değil yeniden geri alınması, aksine elden pek çok vatan parçası kopup gitmişti Ancak Enver Paşa, İstanbul'a döndükten sonra gücünden bir şey kaybetmedi Tam tersine, bu olaylardan sonra ona güvenenlerin güvenleri hiç eksilmedi
Rusya'nın Kafkas savaşının hemen arkasından Tebriz'i işgal etmesiyle, bir süre için askıya alınan dar anlamda Pan-Türkizm esas anlamında Turan ideali yeniden canlandı Üstelik bu sefer halktan da büyük bir destek buldu Buna bağlı olarak Tebriz, Türk gönüllülerince savunulmaya çalışıldı Artık Enver Paşa, Dış Türklerin manevi lideri ve yetkili kurtarıcısı konumundadır Dünya Türklüğü Paşaya mektuplar göndermekte ve kendisinden haklarının geri alınmasını istemektedirler 1917 yılında patlak veren Bolşevik İhtilali, Pan-Türkizm emellerine davetiye çıkartacak ve Enver Paşa'ya bir kez daha mücadelenin yolu görünecektir Kendisine, zamana göre en malik Türk cumhuriyeti olan Azerbaycan'ı üs olarak seçen Paşa, Turan Orduları Başkumandanı adı altında yardım toplamaya muktedir olmuştu Yeniden kurduğu 28000 kişilik Kurtuluş Ordusu'nun başına kardeşi Nuri Paşa'yı getirdi İlk olarak silahlanma tamamlanacak, daha sonra ise başkent Bakü kızılların zulümden kurtarılacaktı Enver Paşa, bu kez planlarını iyi yapıyor zamanlama hatasınyapmamak ve hissi davranmamak için Kafkaslara gitmeyerek, planlarını İstanbul'da hazırlamaya özen göstermiştir Enver Paşa, Bakü'yü dört, altı hafta içinde, Kafkasya'yı ise iki yıl zarfında ele geçirmeyi hesaplıyordu Ayrıca bütün Kafkas Hinterlandını ele geçirme planları kuruyordu Denebilir'ki Tarihin en cüretkar Turan çıkarmasını düşünüyordu Ancak tam bütün hazırlıklar tamamlanıp iş Bakü'nün alınmasına geldiğinde, Enver Paşa büyük bir sürprizle karşılaştı Alman İmparatorluğu, Bakü petrol rezervlerinin İngiltere'nin eline geçmemesi için Rusya ile anlaşma yapmış ve Türklere ihanet etmişti Mondros Antlaşması'nın imzalanmasının ardından Almanya'ya geçen Enver Paşa ve arkadaşları, içlerinde bir ukde olarak kalan Büyük Turan Düşüncesinden vazgeçmeyerek çalışmalarını Almanya topraklarında yürütme kararını aldılar 1918-1920 yıllarını, hazırlıklarını tamamlayabilmek için harcayan Enver Paşa, 1920 yılında harekatına kaldığı yerden devam etmek üzere Rusya'ya gitmek isterken yakalanıp bir süre hapis yatacak, ancak sonunda arkadaşı Ahmet Cemal Paşa'nın yanına gelmeye muvaffak olacaktır İşte tam bu noktada Enver Paşa'nın düşünce yapısında bir değişiklik görülecek ve ünlü komutan, Rusya ile sıcak ilişkiler içine girecektir Pek tabii ki Enver Paşa'nın amacı komünist sisteme entegre olmak ve bu yeni düzen uğruna çalışmak değildir Onun amacı, Osmanlı Devleti'ni yok eden ve başkent İstanbul'u işgal eden İngilizlere hadlerini bildirmektir Uğruna bir ömür harcadığı devletini yıkmaya çalışan İngilizlere karşı Sovyet sınırları içinde mücadeleye girişmektir 1917 Bolşevik Devrimi ile devrim yılları içinde Enver Paşa'nın eylemleriyle ve fikirleriyle Ruslarla İngilizlere karşı mutabakata vararark Büyük turan devletini kurmak düşüncesi, şehit olduğu 1922 yılına kadar devam eden bir süreci kapsamaktadır
Enver Paşa'nın bu yola girişi pek çok insanın kaderine hükmeden tarihi şartların zorunluluğundandır Bu nedenledir ki, Enver Paşa için birinci derecede önemli olan husus, İngiliz emperyalizmine topyekün savaş açan Sovyetlerle bir Turan ittifakına girişerek, Büyük Turan hareketin tutunmasını sağlamaktı Nitekim genç Sovyet Devrimi, doğunun siyasi ufkunda çok ciddi şekilde değişikliğe uğrayarak, Bolşeviklerle Türkleri yan yana getirmiştir Enver Paşa için bu durum Orta Doğu ve Türkistan'daki Müslüman topraklarda gerçekleştirmeyi düşündüğü hedeflere ulaşma yolunda yardımcı olabilecek bir konum demekti Ancak Enver Paşa'nın düşünce formasyonundaki köklü değişiklik Bakü Doğu Halkları Kongresi'nden sonra olur 1920 Bakü Kongresinde dünya güç dengelerini, bu dengeler arasında Osmanlı İmparatorluğunun durumuyla, Osmanlı-Alman ittifakının ve İttihat ve Terakki'nin siyasal tavrının köklü bir tahlilini yapan Enver Paşa, kongre sonrası, Sovyetlerin üç hedefi geliştirmiş olduğuna dikkat çekecektir Bunlardan birincisi, Müslüman ve doğu ülkelerindeki anti-İngiliz hareketin özerk karakterine itibar etmek ve desteklemek, ikincisi, ihtilalin Müslüman ve Doğu ülkelerine zorla ihracı ve oralardaki demokratik unsurlarla işbirliği, üçüncüsü ise, İslam dünyasında Müslümanlar dışında faaliyet gösteren herhangi bir hükümet modelinin kabul edilmemesidir
Kısa zamanda Sovyet Devriminin yapısıyla, dünya siyaseti içinde sömürülen halkların kimler olduğunu tespit eden Enver Paşa, Bakü Kurultayı'nda bu tespiti şöyle ortaya koyar:
"Arkadaşlar Bugün Bakü şehrinde Dünya emperyalizm ve kapitalizmine karşı harbeden Şarkın ihtilalci alemi vekilleri olan bizlerin burada toplanmasına vesile olan Üçüncü Enternasyonal'e ve bunun azimkar reislerine umum ve arkadaşlar adına teşekkür ederim Bugün bizi asırlardan beri ezen ve çırılçıplak soymakla kalmayarak kanımızı emen, öldüren dünya emperyalist ve kapitalistlerine karşı mücadelemizde elini tutacak ve Avrupa politikacılarının yalancılığının büyüklüğü nispetinde hak yolunda doğru ve sözüne inanılır ve milletlerin hukuk ve hürriyetini tanımayı programına yazmış olan Üçüncü Enternasyonal gibi bir müttefikin yanında mevki almakla mübağı olduğumuzdan birbirimizi tebrik edelim"
Kongre tebliğinin devamında Trablus ve Çanakkale savunmasıyla birlikte asıl savaşın Batılı emperyalist güçlerle, bu güçler karşısında yer alan Sovyetler ve Doğunun ezilen bütün halkları olduğunu belirten Enver Paşa'nın zihninde bir tek ideoloji ve ideal vardır oda Büyük Turan Devletini kurmaktır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.