06-22-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Acaib'ul-Mahlukât




Acaib'ul-Mahlukât (عجائب المخلوقات)
İstanbul, 16 yüzyılın son çeyreği Türkçe, nesih hatla yazılmıştır, sayfalar cetvelli ve 19 satırdır 176 sayfa olup içinde 145 adet minyatür, 9 adet çizim vardır Acaibü'l Mahlûkat, yazıldığı devrin coğrafya ve kozmografya görüşüne göre hazırlanmış ansiklopedik bilgiler içeren İslam edebiyatının ortak eserlerinden biridir Acaibü'l Mahlûkat, Kazvini tarafından (ölümü 1283) Arapça olarak yazılmıştır Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Şehzade Mustafa'nın isteği ile hocası Sururi tarafından Türkçe'ye tercüme edilmeye başlanan eser, şehzadenin 1553 yılında öldürülmesi üzerine yarım kalmış ancak daha sonra Rodosizade tarafından tamamlanmıştır
Sururi tarafından başlanıp 1553 yılında yarım bırakılan, Rodosizade tarafından h 996 Şaban (Haziran 1588) tarihinde tamamlanan eser, yazılma hikayesinin girişiyle başlar Konulara belinden aşağısı bir yukarısı iki insanın hikayesiyle girilir ve gökyüzündeki yıldızlar ve bunların hareketleriyle devam edilir Dönemin gezegenleri olarak bilinen Ay, Utarit, Zühre, Şems, Merih, Müşteri ve Zuhal'in resimlerle tanıtımından sonra kuzey ve güney kutbunda yer alan yıldızlar, burçlar tanıtılır
Eserin belki de en özenli minyatürlerinin yer aldığı "Gökyüzünde Yaşayan Melekler" bölümünde ibadet edden H Muhammed'i Miraç yolculuğuna hazırlayan Cebrail ve Burak ile birlikte İnsan, Öküz, Aslan ve Kuş melekler betimlenerek anlatılır Rüzgarlarla devam eden gökyüzü olaylarının anlatıldığı bölüm ayın halesi ile son bulur Dünya ile ilgili olayların anlatıldığı bölüm Çin Denizi ve Fars Denizi'ndeki canlılar, adalar, bu adalarda yaşayan insan ve hayvanların yine minyatürlerle anlatımı devam eder Tüm bunların sonunda da kitap "Arzın Hamileri" olarak adlandırılan, Dünyayı öküz üzerinde onun üstünde yer alan balığın su içinde olduğu ve bu tanımlammaların da havada durduğu bir betimle ile sona erer
Ortaçağda coğrafya ve seyahatle ilgili kitap isimlerinin genellikle "Acaibü'l Hind, Acaibü'l Buldan, Acaibü'l Mahlukat" gibi öncelikli olarak 'acaip' ile başlamasının nedeni bu kelimenin harikalar, görülmemiş ve duyulmamış garip şeyler manasında kullanılmasından kaynaklanmaktadır Bu ismi taşıyan eserler, sadece birer seyahat ve coğrafya kitapları olmayıp mitolojik bilgileri de içermektedirler Acaibü'l Mahlukat tercümesi 16 yüzyıl sonunda Osmanlı saray üslubunda yapılmış145 adet minyatürü ve içerdiği bilgilerle Osmanlı kitap sanatının en seçkin örneklerinden birisidir Eserin minyatürlü diğer örnekleri Topkapı Sarayı Müzesi, Süleymaniye Kütüphanesi, Londra British Library, Berlin Devlet Kütüphanesi'nde bulunmaktadır
|
|
|