![]() |
Osmanlı Hukuk Sistemi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Hukuk SistemiOsmanlı tarihi konusunda en büyük otoritelerden biri olan değerli bilim adamımız Ahmed Akgündüz'ün Osmanlı hukuk sisteminin hukuk birliğine dayalı bir sistem olduğunu belgelere dayalı ispatladığı enfes makalesi, konuya ilave edilen " Osmanlı'da ceza kaynakları" konularıyla birlikte çok zor temin edilecek emsalsiz bir kaynak konu olmuş ![]() Bu konunun hukuk, siyasal ve kamu yönetimi okuyan üniversite öğrencilerimiz için eşsiz bir hazine olduğunu düşünüyorum ![]() ![]() Eline ve emeğinize sağlık ![]() ![]() ![]() Çok teşekkürler ![]() Bu değerli konuyu sabitlemek uygun olacak ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Hukuk Sistemi |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Hukuk SistemiOsmanlı Devleti' nde Ceza Osmanlılarda ceza kaynakları üçtür ![]() ![]() İslam’daki cezalar üçe ayrılır: Had, kısas, diyet ve Ta’zir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısas, kama, bıçak gibi araçlarla yapılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlar içinde cerime, siyaseten salb “asma”, “çomak urma”, “çomaklama”, sakal kesme, suçlunun alnını “dağ etme”, işkence, el kesme, kollara bıçak sokup gezdirme, sürülme, kat-ı uzuv, teşhir, alna damga basma, siyaseten teşhir,topluca yemin ve ceza, kasâme gibi cezalar bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buraya alınan resimde görülen çengel cezası da korsanlara, casuslara uygulanırdı ![]() ![]() ![]() İslam’da da görülen recm yani suçlunun yarı beline kadar toprağa gömülüp taşlanarak öldürülmesi cezasına İslam’da da Osmanlı’larda da pek az başvurulmuştur ![]() ![]() ![]() Suçlunun, boynuna veya ayaklarına ağır cendereler, çanlar takılarak teşhir edilmesi ve işkence görmesi de sık rastlanan cezalardandı ![]() ![]() ![]() ANKA HUKUK |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Hukuk Sistemi |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Hukuk SistemiOsmanlı Hukuk Sistemi Dînî Hukuk ve Millî Hukuk Osmanlı'da hukuk sistemi için "Hâkânî" veya "Sultânî" denilen sistem geçerliydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Medenî Hukuk ve Ceza Hukuku Medenî kanunda, hele evlenme ve boşanmada, tamamen şeriat hükümleri ve Hanefî mezhebi tatbik edilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kadı ve Mahkeme Muhâkeme, mutlak şekilde umuma açık, alenidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şahıs veya halk bu şikâyeti isterse, sancak beyine, beylerbeyine veya herhangi bir kişiye danışmaksızın doğrudan doğruya Divân'a da yapabilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlar, esnaf teşekküllerinin seçimle işbaşına gelmiş mümessilleridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hızlı YargıOsmanlı düzeninde, hemen tevzî edilmeyen adalet, adaletsizlik sayılırdı ![]() ![]() ![]() (d'Ohsson, VI, 204-5) "En mühim dâvâlar, bir saat içinde hükme bağlanır ![]() ![]() ![]() (Sir Paul Ricaut, II, 327) "XV ![]() ![]() (Cantacasin,14-5) Esir olarak birkaç yıl İstanbul'da kalan ve Türkiye'de gördüklerini İspanya kralı II ![]() "Türk'ün adaleti, Hristiyan olsun, Mûsevî olsun, müslüman olsun, herkese eşit şekilde tatbik edilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Kânûnî Devrinde İstanbul, 95-102) Vatandaş, çok mühim dâvâlar için kadı'ya giderdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Hukuk Sistemi |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Hukuk SistemiOsmanlı Hukuk Sistemi Osmanlı Hukuk Sistemi çok hukuklu bir hukuk sistemi midir? Yoksa hukuk birliği mi hâkimdir ? Çok hukukluluk kavramını, devletin farklı kültür ve din mensuplarına onların tercihleriyle kendi hukuklarını seçme şansını vermesi ve devletin hukuk üretme gibi bir görevinin bulunmaması şeklinde özetlemek mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Önemle ifade edelim ki, İslâm Hukukunda ve bunun tam bir uygulaması demek olan Osmanlı tatbikatında, çok hukukluluk asla mevcut değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meseleyi kısaca özetleyelim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıda zikredilen din kriterinden hareket eden İslâm hukukçuları, İslâm ülkesindeki insanları, Müslüman ve gayr-i müslim olmak üzere iki ana gruba ayırmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm hukukunda dünyanın iki ülkeye ayrıldığını, Müslümanların hâkim oldukları topraklara İslâm ülkesi (Dâr'ül-İslâm) ve gayrımüslimlerin hâkim olduğu topraklara da harp ülkesi (Dar'ül-Harp) dendiğini biliyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gayr-i müslimler zimmî statüsüne geçince, bazı istisnaların dışında, Müslümanlara tanınan hakların bunlara da tanınması söz konusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Özetle, Osmanlı hukuk tarihinde kabul edilen Hanefi görüşüne göre, eşya, borçlar ve ticaret hukukunda gayr-i müslim teb'aya da şer'î hükümler uygulanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cezaî hükümlerin yer bakımından tatbiki konusunda, İslâm hukukçuları farklı görüşler ileri sürmüşlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm’da milletlerarası usûl hukuku deyince, akla hemen zimmî ve müste'menlerle ilgili hukukî ihtilaflar gelmelidir ![]() ![]() ![]() ![]() Yabancı unsurlu ihtilâflarda yani İslâm ülkesindeki zimmî ve müste'menlerle ilgili davalarda yetkili mahkeme, aile hukuku dışında İslâm mahkemeleridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Özetlemek gerekirse, Osmanlı Hukuku çok hukuklu bir sistem değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Birincisi, Hukuk-ı Aile Kararnâmesinin Mazbatasındaki şu cümlelerdir: “Mecelle’nin aile hukuku ile ilgili hükümler ihtiva etmemesinden dolayı, memleketimizde bu konuda, değişik din ve milletlerden her bir grubun tedvin edilmemiş kendi mezhep ve dinlerine ait hükümlerin uygulanması ve bu mezhebin hükümlerini Şer’iye hâkimlerinin bilmemesi sebebiyle, gayr-i müslimlerin ruhanî reislerine yargı yetkisinin verilmesi zarureti, istisnâi de olsa ortaya çıkmıştır ![]() ![]() İkincisi; Fener Patrikhânesi’ne aile, miras ve şahsın hukuku gibi alanlar ile Patrikhâne içindeki nizâmlarda bazı hukukî yetkiler verilmesi üzerine, bu yetkiyi çok hukukluluk olarak yorumlayarak, Bizans Kanunu adıyla bir başka hukuk sisteminden bahsetmeleri üzerine, 21 Mayıs 1904 tarihli İrâde-i Seniyye ile, Sultân Abdülhamid onları ikaz etmek mecburiyetinde kalmıştır: “Rum Patrikhânesi Muhtelit Meclisinde görülen davaların Bizans Kanunu namıyla bir kanuna uygun olarak halledildiği haber alınmış olup, bu tabir tarafımdan şaşkınlıkla karşılanmıştır ![]() ![]() Bu dediklerimizin delilleri, 760 küsur Osmanlı Kanunnâmesi ve arşivlerdeki milyonlarca belgelerdir ![]() Prof ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|