![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında HerşeyOSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞTIĞI CEPHELER OSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞTIĞI CEPHELER ** Kendi toprakları üzerindeki cepheler : Taarruz Cepheleri : * Kafkas * Kanal Savunma Cepheleri : * Çanakkale * Irak * Suriye -Filistin * Hicaz - Yemen ** Müttefiklerine yardım için savaştığı cepheler : * Romanya * Makedonya * Galiçya Kafkas Cephesi : Doğu Cephesinde askerî harekât, 1 Kasım 1914 günü Rus Ordusunun sınırı geçmesiyle başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avrupa’da savaşın mevzî harbine dönüşmesi ve Galiçya’da Avusturya’lıların Ruslar karşısında zor durumda kalmaları üzerine; Harbiye Nazırı ve Türk Başkomutan Vekili Enver Paşa, doğu cephesinde Rus kuvvetlerinin imhasını hedef alan büyük ölçüde kuşatıcı bir taarruza karar verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tamamen karla örtülü çok yüksek dağlık ve yolsuz bir arazide, o günün şartları altında kış donatımından yoksun yaya ve atlı birliklerle yapılan bu hareket çok riskli idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1915 Nisan sonlarında Rus ordusu tekrar taarruza geçti ![]() ![]() ![]() 1915 yılı sonunda doğudaki kuvvetlerinin sayısını 700 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sovyetlerle 3 Mart 1918’de yapılan Brest Litovsk Antlaşmasıyla Kars, Ardahan ve Batum vilayetleri Osmanlı Devleti’ne geri verildi ![]() ![]() ![]() Not : İngiltere tepki olarak Çanakkale ve Irak cephelerini açmıştır ![]() Çanakkale Cephesi (18 Mart 1915) : Çanakkale’de cereyan eden muharebeler, I ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Ordusu, Çanakkale’de kendisinden özellikle ateş gücü bakımından üstün kuvvetlerin denizden ve karadan yaptıkları saldırılara dokuz ay süreyle, ağır kayıplar pahasına mukavemet etmiş ve nihayet saldırganların cepheyi boşaltıp gitmesiyle hak ettiği zaferi kazanmıştı ![]() Çanakkale Cephesi’nin açılmasına gerçi Rusların isteği üzerine karar verilmiştir, ama burada bir cephe açılması çok daha önce düşünülmüştü ![]() ![]() ![]() Türkiye savaşa girdikten sonra Kasım 1914’te İngiliz Bahriye Nazırı Churchill ve Amiral Fisher, Türk kuvvetlerinin Süveyş’e saldırmalarını önlemek amacı ile Gelibolu Yarımadasına bir çıkarma yapılmasını önermişlerdi ![]() ![]() Nihayet, l915 yılı başında Avrupa’daki savaş mevzî harbine dönüşünce İngilizler, bütün kuvvetlerini Batı Cephesine yığmaktansa Çanakkale ya da Balkanlarda ikinci bir cephe açarak harbi hareket harbine çevirmeyi ciddî olarak düşünmeye başladılar ![]() ![]() ![]() Bu arada, Türklerin Süveyş Kanalına yaptıkları taarruz başarısızlıkla sonuçlanıp, Mısır’da bulunan kuvvetlerin bir kısmının Çanakkale’ye aktarılması imkânı da ortaya çıkınca; Boğazın önce donanmayla geçilmesine ve donanma Marmara’ya girdikten sonra arkadan yetişecek kuvvetlerin boğazların ve İstanbul’un işgalinde kullanılmasına karar verildi * Deniz Harekatı İtilâf devletleri, Çanakkale harekatına 12’si İngiliz, 4’ü Fransız olmak üzere 16 Muharebe gemisi, 6 muhrip, 14 mayın arama tarama gemisi ve 1 uçak ana gemisi ayırmışlardı ![]() ![]() Çanakkale Boğazı’ndaki Türk savunma tertibinin belkemiğini Müstahkem Mevki teşkil ediyordu ![]() ![]() ![]() İtilaf Devletlerinin, Çanakkale Cephesi’ne ayırdıkları kara kuvvetlerinin gücü, iki tümenli bir ANZAK Kolordusuyla, iki İngiliz ve bir Fransız tümeni ve iki deniz piyade taburuydu ![]() ![]() İtilâf Devletleri Donanması’nın Boğazlara yönelik ilk hareketi 19 şubat günü başlayan, Boğazların girişindeki müstahkem mevkilerin bombardımanı olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Durgun ve güzel bir havada Boğaza giren Müttefik Donanması’ndan ilk isabeti “Gaulois” isimli gemi aldı ve sulara gömüldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Saat 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu büyük mağlubiyet üzerine Müttefikler, Boğazı donanmayla zorlayarak geçme umutlarını tamamen yitirmiş oldular ![]() * Kara Harekâtı 18 Mart yenilgisinden sonra müttefikler, karaya asker çıkarmak suretiyle Gelibolu Yarımadasını ele geçirmeye karar verdiler ![]() ![]() Müttefik çıkarması 25 Nisan 1915 sabahı başladı ![]() ![]() ![]() Seddülbahir bölgesine çıkarma yapan İngiliz kuvvetlerine karşı, bu bölgeyi korumakla görevli bir Türk piyade taburu çok büyük bir başarı kazandı ve kıyıya çıkan düşmanlar iç kısımlara sokulmadılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan sonraki günlerde ve aylarda Müttefikler, Çanakkale’deki Türk kuvvetlerini imha ederek Boğazı açmak, Türkler de Boğazı savunmak ve düşmanı denize dökmek amacıyla gittikçe artan bir gayretle savaştılar, çok kanlı muharebeler cereyan etti ![]() ![]() 7-8 Ağustos 1915’de Müttefik Kuvvetleri Kumandanı General Hamilton, emrine verilen dört tümenli 9 ![]() ![]() ![]() Kasım ayında İngiliz Savaş Bakanı Lord Kiçner, Çanakkale’ye geldi ve cepheleri gezdi ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece, 18 Mart Deniz Zaferi’nden sonra yaklaşık altı aydan fazla sürmüş olan Çanakkale Cephesi’ndeki kara savaşları da Türklerin zaferiyle sona erdi ![]() Osmanlı Genelkurmayı, Çanakkale’deki Türk zayiatını 55 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İngilizler ise 43 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çanakkale savaşları Türk Milleti’nin tarihine altın harflerle yazılmış büyük bir zaferdir ![]() ![]() ![]() Bu zaferin bir çok önemli sonucu vardır ![]() ![]() ![]() Çanakkale Muharebeleri’nin diğer sonuçları da kısaca şöyledir: 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() Sina-Filistin-Suriye Cephesi Süveyş Kanalı, Alman Başkomutanlığının harekât planlarındaki önemli hedeflerden biriydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İngilizler Gazze’yi ele geçirmek için Mart 1917’de taarruz ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada Gazze muharebelerinden kısa bir süre önce Bağdat İngilizler tarafından işgal edilmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 31 Ekim 1917’de taarruza geçen İngiliz kuvvetleri ile Gazze-Birüssebi Meydan Muharebesi yapıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Irak ve İran Cephesi Hint Okyanusunda kuvvetli bir devletin bulunmasını istemeyen ve Basra Körfezinin kontrolüne çok önem veren İngiltere, Alman-Türk yakınlaşmasının askerî bir ittifaka dönüşmekte olduğunu görünce; bölgede politik ve askerî bazı önlemler aldı ![]() ![]() ![]() İngilizlerle Kasım 1914’de başlayan muharebelerde, Arap erlerinin firar etmesi ve Arap halkının düşmanca tavırları nedeniyle, bu bölgedeki Türk kuvvetleri İngilizler karşısında tutunamadı ve İngilizler 23 Kasım’da Basra’yı ele geçirdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İngilizler, uğradıkları başarısızlık üzerine geri çekilerek tekrar Kutülammare mevzilerinde savunma yapmaya başladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kutülammare’deki İngiliz kuvvetlerinin teslim olmasından sonra bu bölgede Ruslar da Bağdat’ı almak için taarruza geçmişler, Hanikin’i ve Kasrışirin’i ele geçirmişlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avrupa Cepheleri: (Galiçya-Romanya-Makedonya) İtilâf Devletleri’nin Çanakkale Cephesini boşalttıktan sonra (Ocak-1916) buradaki Türk kuvvetleri serbest kalmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak, Türk Orduları Başkumandan Vekili Enver Paşa, harbin kesin sonucunun Avrupa cephelerinde alınacağı düşüncesiyle toplam 100 ![]() ![]() ![]() ![]() Nihayet, Alman Başkomutanlığı ile varılan anlaşma sonucunda 15nci Kolordunun Galiçya, 20 Kolordunun Makedonya ve 6ncı Kolordunun ise Romanya’ya gönderilmesine karar verildi ![]() ![]() ![]() Hicaz ve Yemen Cephesi Savaşın başında Başkomutanlığa bağlı olan bağımsız Hicaz Tümeni, 11 Ocak 1915’de 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hicaz Cephesinde, Hicaz Emiri Şerif Hüseyin’in liderliğinde, İngiliz vaadleri, kışkırtmaları ve yardımlarıyla ayaklanan Arap kuvvetleri saldırılarının büyük önem kazanması üzerine bu cephe Şam’daki 4 ![]() ![]() ![]() ![]() Fahrettin Paşa ve kuvvetleri, İngilizlerin Nablus savaşını kazanmaları ve Filistin Cephesindeki Türk Kuvvetlerinin Halep bölgesine çekilmesi üzerine, İngiliz ve Arap kuvvetleri tarafından kuşatıldığı için Medine’de mahsur kaldı ![]() ![]() ![]() Libya Cephesi Harekatı İtalyanların Trablusgarp’ı işgalleri ile başlayan Türk-İtalyan savaşı, Balkanlarda yeni bir savaşın çıkması üzerine, 5 Ekim 1912 tarihinde imzalanan Uşi Antlaşmasıyla sona ermişti ![]() ![]() ![]() Birinci Dünya savaşının başlamasıyla, Osmanlı Devletine karşı sempatisi devam eden yerli halkın direniş ve mücadele azminin artırılması, İtalyanların bölgeden kovulması ve Mısır’daki İngiliz kuvvetlerine baskın taarruzları yapılarak Mısır bölgesine daha fazla İngiliz kuvvetinin bağlanması plânlanıyordu ![]() ![]() ![]() Trablusgarp cephesinde İtalyanlara karşı mücadeleler 30 Ekim 1918’e kadar devam etmişti ![]() Sonuç olarak; I ![]() ![]() ![]() WİLSON İLKELERİ ( 8 OCAK 1918) A ![]() ![]() ![]() ![]() * Boğazlar bütün devletlere açık olacak * Her millet kendi geleceğini kendisi tayin edebilecek, Türkler nüfus yoğunluğuna sahip oldukları bölgelerde bağımsız olarak yaşayabilecekler, azınlıklar nüfus çoğunluğuna sahip oldukları bölgelerde bağımsız devletler kurabilecek * Savaş sonrası toprak işgali olmayacak * Mağlup devletlerden savaş tazminatı alınmayacak * Gizli anlaşmalar iptal edilecek, barış görüşmeleri açık olacak * Alsac-e Lorainne bölgesi Fransa’ya verilecek * Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kurulacak * Sömürgecilik yapılmayacak GİZLİ ANTLAŞMALAR (OSMANLI DEVLETİNİ PAYLAŞMA TASARILARI) * 1915 Boğazlar Antlaşması : Rusya’yı kendi yanlarında tutabilmek için İngiltere ve Fransa tarafından İstanbul, Boğazlar ve Marmara kıyıları Rusya’ya vaadedilmiştir ![]() * 1915 Londra Antlaşması : 12 Ada ve Güneybatı Anadolu İtalyanlara vaadedilerek itilaf Devletlerinin yanında savaşa çekildiği antlaşmadır ![]() * 1916 Sykes-Picot Antlaşması : İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı topraklarını paylaştıkları anlaşmadır ![]() ![]() * 1916 Petrograd Antlaşması : Doğu Anadolu ve Trabzon’a kadar olan Karadeniz kıyıları daha önceki bölgelere ek olarak Rusya’ya bırakılmıştır ![]() * 1916 Mac - Mahon Antlaşması : İngilizlerin Mısır valisi Mac-Mahon ile Hicaz Emiri Şerif Hüseyin arasında yapılmıştır ![]() ![]() * 1917-Saint Jean de Maurienne Antlaşması : Rusya’nın savaştan çekilme ihtimali üzerine İtalya’nın önemi artmış ve önceki bölgelere ek olarak Batı Anadolu da İtalyanlara vaat edilmiştir ![]() Not : Rusya’da Bolşevik İhtilali sonunda kurulan yeni rejim tarafından gizli antlaşmalar dünya kamuoyuna duyurulmuş, böylece uygulama alanı bulamamışlardır ![]() 1 ![]() *Yaklaşık 10 milyon insan hayatını kaybetmiştir ![]() *Bazı büyük devletler yıkılmış, yeni devletler kurulmuştur ![]() *Bazı devletlerde rejim değişikliği meydana gelmiştir ![]() ![]() ![]() *Bazı devletlerde yönetimde değişiklikler olmuştur ![]() ![]() *Yeni teknolojik silahlar kullanılmıştır ![]() *Kurtuluş Savaşına sebep olmuştur ![]() *Mağlup devletlerle önce ateşkes, daha sonra barış antlaşmaları imzalanmıştır ![]() -Bulgaristan ile Selanik Mütarekesi Neuilly Barış Antlaşması -Osmanlı ile Mondros Mütarekesi Sevres Antlaşması -Avusturya ile Willa Gusti Müterakesi Saint Germain Barış Antlaşması -Almanya ile Rethondes Müterekesi Wersailles (Versay) Barış Antlaşması -Macaristan ile Trianon Barış Antlaşması imzalanmıştır ![]() * Osmanlı Devleti Ortadoğu topraklarını kaybetmiştir ![]() * I ![]() ![]() ![]() * Milletler Cemiyeti (Cemiyeti Akvam) kurulmuştur ![]() MONDROS MÜTAREKESİ (30 EKİM 1918) ** Siyasi Alandaki Maddeler : -Boğazlar İtilaf devletleri denetimine bırakılacaktır ![]() ![]() -İtilaf devletleri güvenliklerini tehlikeli gördükleri bölgeleri işgal edebileceklerdir ![]() ![]() -Doğu Anadoluda 6 ilde herhangi bir karışıklık çıkarsa bölge işgal edilebilecektir ![]() ![]() ![]() ** Askeri Alandaki Maddeler : - 50 ![]() ![]() - Osmanlı donanması, gösterilen limanlarda İtilaf devletlerine teslim olacaktır ![]() - Osmanlı silah ve cephanesi İtilaf devletlerine teslim edilecektir ![]() - İtilaf devletleri esirleri serbest bırakılacak fakat Osmanlı esirleri serbest bırakılmayacaktır ![]() ** Teknik ve Ekonomik Alandaki Maddeler : Demiryolları, bütün ulaşım ve haberleşme araçları, limanlar, Toros tünelleri ve geçitler İtilaf devletleri denetimine bırakılacaktır ![]() Not : Çok ağır şartlar taşıyan, işgallere zemin hazırlayan (özellikle 7 ![]() ![]() ![]() Mondros'a karşı Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, işgallerin başlamasıyla da Kuvay-ı Milliye birlikleri kurulmuştur ![]() Not : Osmanlının kayıtsız şartsız teslim belgesidir ![]() MONDROSTAN SONRAKİ İŞGALLER -İngiltere ,Musul (ilk işgal), Urfa, Antep ve Maraş’ı işgal etmiş, ayrıca İzmit, Eskişehir, Afyon, Samsun, Merzifon ve Batum’a asker çıkarmışlar ![]() -İtilaf Devletleri İstanbul'u fiilen işgal etmiş (13 Kasım 1918) -Fransa , Adana ve çevresini işgal etmiş ![]() -İtalya , Antalya ve Konya çevresini işgal etmiştir ![]() Not-1 : Urfa, Antep ev Maraş sonradan Fransa’ya devredilmiştir ![]() Not-2 : Paris Barış Konferansından sonra Yunanlılar İzmir’i işgal etmişlerdir ![]() MONDROSTAN SONRA KURULAN CEMİYETLER I ![]() A) Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler : *Mavri Mira : Rumlar kurmuştur ![]() ![]() ![]() *Etnik-i Eterya : Megalo İdea amacıyla 19 ![]() ![]() ![]() *Rum Pontus Cemiyeti : Fatih'in 1461'de ortadan kaldırdığı Trabzon Rum İmparatorluğunu yeniden kurmak için çalışmalar yapmıştır ![]() *Hınçak ve Taşnak Cemiyeti : Çukurova’dan Trabzon’a çizilen bir hattın doğusunda kalan bütün topraklarda bir Ermeni devleti (Magna Armania) kurak için çalışmalar yapmışlardır ![]() *Alyans-İsrailit (Makkabi) Cemiyeti : Yahudi azınlık tarafından ekonomik, dini ayrıcalıklarını sürdürmek amacıyla kurulmuştur ![]() Türkler Tarafından Kurulan Milli Varlığa Düşman Cemiyetler : *İngiliz Muhipler Cemiyeti : İngilizlerle iyi geçinerek ülkeyi en az zararla kurtarmak isteyen ve İngiliz mandasını savunan bu cemiyette padişah Vahdettin, Sadrazam Damat Ferit gibi kimseler de üyedir ![]() *Teali İslam Cemiyeti : Halifeye ve İslamiyet’e kesin bağlılıkla kurtuluşun gerçekleşeceğine inanmışlardır ![]() ![]() *Wilson Prensipleri Cemiyeti : Amerikan mandasını savunmuşlardır ![]() *Sulh ve Selamet-i Osmaniye Cemiyeti : Kurtuluşun Osmanlı saltanatına bağlılık ve padişaha kesin itaatle mümkün olacağına inanmışlardır ![]() ![]() *Kürt Teali Cemiyeti : Doğu Anadolu�da bağımsız bir Kürt devleti kurmak için kurulmuşsa da halkın fazla desteğini alamamıştır ![]() *Hürriyet ve İtilaf Fırkası : 20 ![]() ![]() ![]() ![]() *Trabzon Adem-i Merkeziyet Cemiyeti : Trabzon ve çevresinde bağımsız bir Türk devleti kurmak istemişler, zamanla milli mücadele safına geçmişlerdir ![]() II ![]() * Trakya ve Paşaeli Cemiyeti : Trakya ve çevresini özellikle Mavri Miranın faaliyetlerine karşı korumak amacıyla kurulmuştur ![]() ![]() * İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti : Batı Anadoluyu Rumlara karşı korumak amacıyla kurulmuştur ![]() ![]() * Trabzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti : Bir yandan Rum Pontus cemiyetine diğer yandan Adem-i merkeziyet cemiyetine karşı faaliyet gösteren, Trabzon ve çevresini korumaya çalışan cemiyettir ![]() * Kilikyalılar Cemiyeti : Çukurova bölgesini Ermenilere ve Fransızlara karşı savunmak amacıyla kurulmuştur ![]() * Harekat-ı Milliye ve Redd-i İlhak Cemiyeti : İzmirin Yunanlılarca işgaliyle beraber ilhakı önlemek amacıyla kurulmuştur ![]() ![]() * Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti : Merkezi Sivas olmak üzere kurulmuş ve kısa sürede bütün vatana yayılmıştır ![]() ![]() * Milli Kongre Cemiyeti : Türk halkının haklılığını basın yoluyla Dünya kamuoyuna duyurmayı amaçlayan bir cemiyettir ![]() ![]() * Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti : Doğu Anadoluda Ermeni devletinin kurulmasına engel olmak amacıyla ortak savunma kararı almış bir cemiyettir ![]() Not-1: Cemiyetlerin hemen hepsinin kuruluşunda dayandıkları nokta Wilson ilkeleridir ![]() Not-2: Milli cemiyetler kendi bölgelerin kurtarmak için kurulmuş, Sivas kongresinde� Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleşmişlerdir ![]() Not-3: Milliyetçilik ve bağımsızlık amacıyla Mondros Müterakesi’nden sonra kurulmuşlardır ![]() Not-4: Başlangıçta basın-yayın yoluyla mücadeleyi, gerekirse silahlı direnişe geçmeyi amaçlamışlardır ![]() PARİS BARIŞ KONFERANSI (18 OCAK 1919) İtilaf devletlerinin temsilcileri mağlup devletlerle yapacakları barış antlaşmalarının şartlarını belirlemek için Paris’te toplanmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Wilson İlkelerinin sömürgecilik yapılmayacak maddesine karşı manda ve himaye fikri ilk kez burada ortaya atılmıştır ![]() İZMİRİN İŞGALİ (15 MAYIS 1919) Yunanlılar Paris Konferansı’nda alınan karara dayanarak 15 mayıs 1919�da İzmir'i işgal etmişler, özellikle Hasan Tahsin�in attığı ilk kurşunla beraber katliamlara girişmişlerdir ![]() Not-1 : Kuvay-ı Milliye'nin doğmasına yol açmıştır ![]() Not-2: İlhak amacı taşıdığı için Türk halkı büyük tepki göstermiştir ![]() Not-3: Redd-i İlhak Cemiyeti kurulmuştur ![]() AMİRAL BRİSTOL RAPORU (13 EKİM 1919) Amerikalı bir amiral olan Bristol'un başkanlığındaki bir heyet Batı Anadolu'ya gelerek incelemelerde bulunmuş ve burada nüfus çoğunluğunun Türkler�e ait olduğunu, katliamlardan Yunanlıların sorumlu olduğunu ve İzmir’in işgalinin haksız olduğunu ileri sürmüştür ![]() ![]() Not : Amiral Bristol Raporu Türk halkının ve Kurtuluş Savaşı'nın haklılığını göstermesi açısından önemlidir ![]() KUVAY-I MİLLİYE HAREKETİ Mondros Mütarekesi 'nden sonra başlayan işgaller, işgallere İstanbul Hükümeti'nin sessiz kalması ve Osmanlı ordularının terhis edilmiş olması üzerine kurulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında HerşeyMERAK UYANDIRAN SORULAR 1- Hangi Osmanlı Sultanı üçüncü kıta olan Afrika’da Osmanlı hâkimiyetini başlattı? Yavuz Sultan Selim 2- Dünya’da ilkyazının icadı ile insanlığı karanlık devirden aydınlık devre ulaştıran Türk medeniyeti hangisidir? Sümer Medeniyeti 3- Hangi Osmanlı Sultanları ikişer defa tahta çıkmışlardır? II ![]() ![]() 4- Osmnalı Padişahlarından kaçtanesi “hilafet” sıfatına haizdir? 28 5- Eğri Fatihi olarak bilinen Osmanlı Sultanı kimdir? III ![]() 6- II ![]() ![]() ![]() Muradî: II ![]() ![]() ![]() Avni: Fatih Adnî: II ![]() Adlî: III ![]() ![]() Bahtî:I ![]() Farisi:II ![]() İkbalî:II ![]() Necîb:III ![]() Sebkati:I ![]() Cihangir:III ![]() İlhami:III ![]() 7- Osmanlı tarihinde İstanbul’un fethinden evvel en çok yaşayan hükümdar kimdir? Orhan Gazi(78) 8- Cülus yaşı bakımından en ihtiyar ve en genç padişah kimdir? V ![]() ![]() 9- Osmanlı tarihinin en uzun ve kısa saltanat süren hükümdarları hangileridir? Kanuni Sultan Süleyman(46) – V ![]() 10-Ordu başında savaşa gitme geleneğini ilk terk eden Osmanlı Hükümdarı kimdir? II ![]() 11-Osmanlı Tarihinde ecelleriyle ölmemiş olan padişahların sayısı sekizdir ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 12-Osmanlı devleti’nin en geniş sınırlarına ulaştığı ve aynı zamanda da devletin küçülmeye başladığı bu enteresan dönem hangi padişah dönemidir? IV ![]() 13-Osmanlı tarihinde 7 padişahın ölümü bir müddet gizli tutulmuştur ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() 14-Osmanlı padişahları içerisinde en çok çocuğu olan hükümdar kimdir? III ![]() 15- yenilikçi(inkılâpçı) Osmanlı hükümdarları kimlerdir? II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 16-Türk hakîmiyeti hangi sultan döneminde “Okyanusyaya” kadar ulaşmıştır? II ![]() 17-Türklüğün en korkunç düşmanı olan Moğol hükümdarları kimlerdir? Cengiz (Timuçin)-Timur 18-“sen bister-i gülde yatasın şevk ile handan Ben kül döşenem külhen-i mihnette sebep ne?” Çün ruz-i ezel kısmet olunmuş bize devlet, Takdire rıza vermeyesin böyle, sebep be? Hacc-ül harameynin deyu davalar edersin Ya saltanat-ı diniyye için bunca talep ne*” Şeklinde edebi bir şekilde mücadele yöntemi ile saltanat davası güden Osmanlı şehzadeleri kimlerdir? Cem Sultan – II ![]() 19-Türk dilinin kendi ses bünyesine göre tertip edilmiş yegâne milli yazımız hangisidir? Orhun Yazısı(Göktürk) 20-Osmanlı tarihinde en uzun ve en kısa sadrazamlık yapanlar kimlerdir? Çandarlı Ali Paşa(I ![]() ![]() ![]() 21-Karadan donanamayı yürüterek bir ilke imza atan Osmanlı Sultanı kimdir? Fatih 22-“Kanunname-i Al-i Osman” adıyla devletin teşkilatı esasiyesini=Anayasasını oluşturan Padişah kimdir? Fatih 23-Fransızcayı Türkçeye tercih eden son dönem Osmanlılarına ne ad verilmekteydi? Jön Türkler 24-Azamet devri padişahlerından hiçbirinin aylığı yoktu; işte bundan dolayı o büyük padişahların gelir kaynakları zaferlerinin sağladığı ganimet hisselerinden, İstanbul’la taşradaki meyve bahçelerinin gelirinden ve birde İslâm ananesi gereği, kendi el işlerinin çarşılarla pazarlarda satılmasından elde ettikleri kazançlardan ibaretti ![]() Her padişahın bir el sanatı vardı ![]() *Bahçıvan:Fatih *Kunduracı:Kanuni *Kuyumcu:II ![]() ![]() *Okçu:III ![]() ![]() *Yaycı:IV ![]() ![]() *Hattat:III ![]() *Marangoz:III ![]() *Kumaş Boyacısı:III ![]() *Mobilyacı:II ![]() 25-İlk Millet Meclisi “Şuray-ı Devlet” adıyla hangi tarihte açılmıştır? 10 Mayıs 1868 26-Osmanlı Tarihinin ilk savaşı hangisidir? Ermeni beli savaşı(1284) 27-Osmanlı tarihinde ilk fethedilen “ada” hangisidir? İmralı adası(1308) 28-Osmanlı Hükümdarları içerisinde “Sultan” ünvanını kullanan ilk hükümdar klimdir? I ![]() 29-Osmanlı tarihinde ilk şair padişah kimdir? II ![]() 30-İstanbul’un Osmanlı tarihinde ilk kuşatması hangi hükümdar döneminde gerçekleştirilmiştir? I ![]() 31-Savaş meydanında ölen ilk Osmanlı Padişahı kimdir? I ![]() ![]() 32-İstanbul’da defnedilen ilk Osmanlı Padişahı kimdir? Fatih 33-İstanbul fethinin manevi fatihi(kahramanı) kimdir? Akşemsettin 34-İlk İstanbul valisi ve ilk İstanbul kadısı kimdir? Karıştıran Süleyman Bey – Hızır Bey Çelebi 35-Devşirme kökenli ilk Vezir-i Azam kimdir? Mahmut Paşa 36-Asya ile Avrupa’dan sonra Osmanlı hakîmiyetini ilk defa olarak üçüncü kıta olan Afrikaya’da teşmil etmiş padişah hangisidir? Yavuz Sultan Selim 37-Osmanlı tarihinde ilk rüşvet olayı hangi padişah döneminde görülmüştür? III ![]() 38-“Valide Sultan” ünvanını alan ilk padişah anası II ![]() ![]() Nur – Banu 39-İlk kıyafet devrimi hangi padişah döneminde yapılmıştır? II ![]() 40-Türkiyede ilk gazete II ![]() Takvim-i Vakayi 41-Osmanlı Devleti ilk borçlanmayı hangi hükümdar döneminde yapmıştır? Sultan Mecid 42-Avrupa seyahatına çıkan ilk ve tek Osmanlı Padişahı kimdir? Sultan Abdulaziz(21 haziran 1867) 43-İlk meşrutiyet padişahı kimdir? II ![]() 44-Dünyanın en kısa mektubu hangi medeniyete aitti? İsparta(eski yunan) İsparta kralı Lysandros’un Pers Kralına yazdığı cevap mektubu “eğer! ![]() ![]() ![]() 45-İslâm tarinide İstanbul ilk defa ne zaman kuşatılmıştır? H ![]() ![]() ![]() 46-İstanbul Türk tarinde ilk defa hangi Türk Devletri tarafından kuşatılmıştır? Avar 47-Ebu Eyyub-l Ensari’nin de katıldığı İstanbul kuşatmasının tarihi hangisidir? H ![]() ![]() 48-İstanbul Osmanlı tarihinde toplam kaç defa kuşatılmıştır? 7 49-Bir İslâm sıfırının kurduğu batı medeniyeti bu önemli buluşu hangi Türk-İslâm bilimcisine borçludur? M ![]() 50-Ünlü Osmanlı Kaptan-ı Deryası Barboros Hayrüddin paşa’nın gerçek adı nedir? Hızır Reis 51-Büyük kardeşin tahta çıkışında(Ekber-Erşed Sistaemi) sağ bırakılmış olan ilk Osmanlı şehzadesi kimdir? 15 ![]() 52-Yeniçeri Ocağının bozulmasına sebep olan muhteşem düğün olarak bilinen düğün hangi Osmanlı Sultanı döneminde yapılmıştır? III ![]() ![]() 53-Osmanlı tarihinde ilk kominist içerikli isyan hangisidir? Şeyh Bedrettin Mahmut(Smavi) 54-Osmanlı tarihinin en büyük vezirlerinden olup yeniciliği ilk defa olarak hükümet programı şekline sokan bu önemli devlet adamı klimdir? Nevşehirli Damat İbrahim Paşa 55-“İlk Türk romantizmi” denilen milli kültür hareketine ön ayak olarak açık Türkçe taraftarı(Yazıcıoğlu Ali Efendi’nin Oğuz ananelerini ihtiva eden “Tevarih-i âl-i Selçuk”, Molla Arif Ali’nin 11 ![]() II ![]() 56-Bursa’da son defnedilen Osmanlı Hükümdarı kimdir? II ![]() 57-Osmanlılarda ilk aile cinayeti hangi hükümdar döneminde işlenmiştir? Osman Gazi(amcası Dündar Beyi bir okla vurmuştur) 58-Osmanlı tarihinde hilafet yılları hangi tarihler arasındadır?ü 1517 – 1924 59-Osmanlı Sultanları “Halife” ünvanını güçlü oldukları dönemde pek kullanmamışlardır ![]() Küçük Kaynarca Antlaşması 60- Osmanlı Tarihinin en ağır antlaşmaları hangileridir? Karlofça – Küçük Kaynarca – Sevr Antlaşmaları 61-Türk ordusu hangi savaşın sonucunda taarruzdan savunmaya çekilmek zorunda kalmıştır? II ![]() 62-Türk Ordusu uzun yıllar aradan sonra savunmadan tekrar taarruz konumuna hangi savaşla geçmiştir? Sakarya Meydan Muharebesi 63-Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferinde onuncu Şeyhül İslâm’ın atının ayağından sıçrayan çamurlara bulanmış kaftanını öldükten sonra türbesindeki sandukasına örtülmesini vasiyet etmiştir ![]() İbn-i Kemal 64-İlk Osmanlı Şeyhü’l İslâmı kimdir? Molla Şemsettin Fenari(1424-1425) 65-Osmanlı Tarihi nekadar sürmüştür? 638 yıl 66-Bugünkü İstanbul’daki “Kadıköy” hangi Kadı efendinin köyüdür? Hızır Bey Çelebi 67-81 Cami, 50 Mescit, 55 Medrese, 7 Darul Kura(Kuran okuma evi), 19 Türbe, 14 İmaret, 3 Daruşşifa, 7 Su Kemeri ve bendi, 8 büyük köprü, 16 Kervansaray, 33 Saray, 6 Mahzen, 32 Hamam… ile Türk Kültür tarihine adı altı harflerle yazılan bu büyük sanatçımız kimdir? Mimar Sinan 68-Osmanlı tarihinde iki defa defnedilen Padişah kimdir? Yavuz Sultan Selim(İlk:1520(11-22Eylül Çorlu Civarında Sultançayırı denilen yerde)-(ikinci ebedi istratgâhıda İstanbul) 69-Osmanlıya Cihanşumul özelliği kazandıran ilk hükümdar kimdir? Fatih 70-Osmanlı Tarihinde “fetret” devrine son verip devleti yeniden derleyip toparladığı için kendisine Osmanlı tarihçileri tarafından devletin ikinci kucusu(II ![]() I ![]() 71- Fatih Sultan Mehmet döneminde İtalya’nın “Otranto” liman şehrini kuşatarak fetheden Osmanlı devlet adamı(kaptan-ı deryası) kimdir? Gedik Ahmet Paşa 72-Osmanlı tarininde yükselme dönemi içerisinde durgun geçen dönem hangi hükümdar dönemidir* II ![]() 73-Hangi Osmanlı Hükümdarının ilk yılları kardeş gailesi ile geçerken son yılları ad evlat gailesi ile geçmiştir? II ![]() 74-ermeni meselesi ilk defa hangi antlaşma ile uluslar arası bir mesele konumuna gelmiştir? Berlin Antlaşamsı(1878) 75-Asıl ismi “Holofiria” olan Şehzade Süleyman Paşa ile Murad Hûdavendigâr’ın da anaları olan Bilecik Tekfurunun kızı kimdir? Nilüfer Hatun 76-Osmanlılar ile yabancılar arasında imzalanan ilk askeri antlaşma hangi zaferin sonucunda ve kaç tarihinde imzalanmıştır? Dinboz Zaferi:1330 77-Yeniçerilerin ilk isyanı hangi isyandır? Buçuk-Tepe İsyanı 78-Osmanlı tarihinde ilk Rumeli Fatihi sayılan meşhur kahraman şehzade kimdir? Süleyman Paşa 79-Osman Gazi döneminde Osmanlı istilasına uğrayan ilk Anadolu Beyliği hangisidir? Umur-Han Beyliği 80-Osmanlı Tarihinde ilk defa Paşa unvanını taşıyan ilk şahsiyet kimdir? Alâüddin Paşa 81-orhan Bey lehine hukukundan vazgeçip kardeşine vezir olarak ilk devlet teşkilatını vücuda getiren şehzade kimdir? Aâüddin Paşa 82-“Maarifnâme” adlı mesnevisi Türk dili için en kıymetli vesiklardandır ![]() Aşık Paşa-zade 83-Bizans İmparatorluğunu Osmanlı Beyliğine tâbi bir devlet haline getiren muahade(antlaşma) nın imzalanması hangi hükümdar dönemindedir? I ![]() 84-Bu muahede(1366), Osmanlı beyliğinin bir Avrupa Devleti ile akdettiği ilk “daimi sulh” antlaşmasıdır ![]() ![]() Raguza=Dubrovnik Cumhuriyeti 85-İlk Osmanlı veziri kimdir? Alâüddin Paşa 86-Osmanlı tarihinde ilk Kadı-asker kimdir? Çandarlı Kara Halil Paşa 87-Osmanlı ordusunda ilk defa top kullanılması hangi savaş da olmuştur? I ![]() 88-Osmanlı hanedanında “Nizam-ı âlem içün” kardeş katilliğine kanuni bir mahiyet verilmesi hangi hükümdar zamanındadır? Fatih 89-İstanbul’un Osmanlılar tarafından ilk defa muhasarası(kuşatılması)hangi tarihtedir 1391 90-“Medinet-ül-hükema” denilen Atina şehri Türkler(Osmanlılar) tarafından ilk defa olarak hangi hükümdar döneminde fethedilmiştir? Yıldırım Beyaz id:1397 91-Anadolu Türk Tarihi için çok önemli bir kaynak olan “Bezm-ü Rezm” onun tarafından Esterabadi isminde bir müellife yazdırılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Kadı Burhaneddin 92-Anadolu Türk medeniyetini yıkan iki afet vardır bunlar hangileridir? İlhanlı Moğol-Timur Devletleri 93-Garp Hırıstiyanlığını Osmanlı tehlikesinden kurtarıp Avrupa devletlerine bugün hala şükranla anılan büyük bir hizmette bulunan devlet hangisidir? Timur Devleti 94-Anadolu Türklüğünün milli birliğini siyasi ve resmi bir ideal şekline sokan ilk Osmanlı Padişahı kimdir? Yıldırım Bâyezid 95-Osmanlı tarihinde hangi savaş ilk aşamada kazanıldığı halde sonraki aşamada maateessüf kaybedilmiştir? Ankara Savaşı 96-Avrupaya giden ilk Osmanlı elçisi hangi hükümdar döneminde gönderilmiştir? I ![]() 97-Osmanlı hükümdarları içerisinde ölümü gizlenen ilk hükümdar kimdir? I ![]() 98-Amca ile yeğen arasına ilk saltanat kırizi hangi hükümdar döneminde yaşanmıştır? II ![]() 99-Savaşta ilk ölen Osmanlı vezir-i a’zam-ı kimdir? Bâyezid Paşa 100-Osmanlı meskukatına(parasına) ilk defa olarak Oğuz Türklerinin Kayı boyuna ait damgayı vurduran Osmanlı hükümdarı kimdir? II ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında HerşeyBükreş Antlaşması--Edirne Antlaşması--Hünkar İskelesi Antlaşması--İstanbul Antlaşması Bükreş Antlaşması Osmanli Devleti ile Rus Çarligi arasinda yapilan bir andlasma ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eflak ve Bogdan beyleri de Rusya ile isbirligi yapmislardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sadrâzam Aga ibrahim Pasa kumandasindaki Osmanli ordusu Silistre'de, Rusçuk ayani Alemdar Mustafa Pasa da Rusçuk cephesinde savasiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bükres andlasmasinin maddeleri sunlardir: 1-Prut irmagi ve Tuna'nin sol sahili, Osmanli-Rus siniri olacaktir ![]() 2-Tuna sularinda iki devletin ticâret gemileri dolasabilecek, Rus savas gemileri Kili bogazindan Prut irmaginin Tuna ile birlestigi yere kadar gidebilecektir ![]() 3-Rusya; Eflak, Bogdan ve Tuna adalarini Osmanli Devleti' ne birakacaktir ![]() 4-Osmanli Devleti iki sene müddetle Eflak-Bogdan halkindan vergi almayacaktir ![]() 5-Rusya'ya birakilan topraklarin müslüman halki, isterlerse Osmanli topraklarina göç edebileceklerdir ![]() ![]() ![]() 6-Sirbistan'daki kaleler ve mühimmat Osmanli Devleti'nin elinde bulunacak; Sirplar içislerini ve vergilerini kendileri düzenleyeceklerdir ![]() 7-Anadolu tarafindaki sinirlar eskisi gibi kalacak ve Rusya isgal ettigi yerleri bosaltip Osmanli Devleti'ne geri verecektir ![]() Bükres andlasmasi neticesinde 1806'dan beri devam eden Osmanli-Rus savasi sona erdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Edirne Antlaşması Rusya, Sultan İkinci Mahmud'un Navarin'de Osmanlı donanmasının yakılması ile sonuçlanan olaylardan dolayı savaş tazminatı istemesi üzerine, Osmanlı Devleti'ne karşı savaş açtı ![]() Sultan İkinci Mahmud bu arada Yeniçeri Ocağı'nı kaldırmış, yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye isimli yeni bir askeri teşkilat kurmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hünkar İskelesi Antlaşması 8 Temmuz 1833'de Rusya ile Osmanli Devleti arasinda imzalanan andlasma ![]() Gerek Yunanistan, gerekse Arabistan yarimadasinda Osmanli Devletine büyük hizmetler yapmis olan Misir Valisi Mehmed Ali Pasa, kendisine verilen yanlis bir haber üzerine Osmanlilara karsi oglu Ibrahim Pasa' nin kumandasinda Suriye tarafina asker sevk etmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 8 Temmuz 1833 de imzalanan andlasma 6 açik ve biri gizli 7 maddeden mütesekkil olup 8 sene için geçerli idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul Antlaşması I ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti'nin I ![]() ![]() Osmanlı Devleti, II ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul Antlaşması'na göre : - Batı Trakya Bulgaristan'a verildi ![]() - Edirne Osmanlılar'a bırakıldı ![]() - Bulgaristan'da yaşayan Türkler'in dört yıl içinde Türkiye'ye göç etmelerine izin verildi ![]() ![]() Karlofça Antlaşması--Kasr-ı Şirin Antlaşması--Küçük Kaynarca Antlaşması--Mondros Antlaşması Karlofça Antlaşması Sultan İkinci Mustafa döneminde Avusturya üzerine üç büyük sefer düzenlendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uzun süren savaşlar sonunda Osmanlı Devleti yorgun düşmüştü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tarih 1703 yılına gelmiş, Osmanlı Devleti'nin kötü gidişine dur denilememişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kasr-ı Şirin Antlaşması Bugünkü İran sınırımızın çizildiği, Osmanlı Devleti ile İran arasında imzalanan antlaşmadır ![]() Osmanlı-İran Savaşları, İran Şahı I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Antlaşma gereğince; - Bağdat, Bedre, Hassan, Hanıkin, Mendeli, Derne, Dertenk ile Sermenel'e kadar olan alanlar Osmanlılara'a bırakılacaktı ![]() - Derbe, Azerbaycan ve Revan İran sınırları içinde kaldı ![]() İran'ın kuzey sınırı, Kars, Ahıska ve Van Osmanlı topraklarında kalacak biçimde belirlendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük Kaynarca Antlaşması III ![]() ![]() Tuna Kiyisinda Küçük bir kasaba olan Küçük Kaynarca'da imzalanan antlasmanin baslica maddeleri sunlardi: 1- Kirim Hanligi Osmanli Devleti'nden ayriliyor, sözde bagimsiz oluyordu ![]() 2- Kilburun, Kerç, Yenikale, Azak Kalesi, Özi (Dnieper) Nehri ile Aksu (Bug) nehirleri arasindaki Büyük ve Küçük Kabartay ülkeleri de Rusya'ya birakiliyordu ![]() 3- Rusya, isgal ettigi Basarabya, Akkirman, Kili ![]() ![]() 4- Rus gemileri Bogazlar'dan serbestçe geçebilecek, Karadeniz, Akdeniz ve Bogazlar'da serbestçe ticaret yapabileceklerdi ![]() ![]() 5- Evvelce Ingiltere ve Fransa'ya verilmis "kapitülasyon" haklarindan Rusya da yararlanacakti ![]() 6- Osmanlilar yazismalarda Rus çarlari için "Ruslar'in padisahi" deyimini kullanacak, Istanbul'daki daimi Rus elçisi en büyük devletlerin elçileri gibi muamele görecekti ![]() 7- Osmanli Devleti Ruslar'a, 1775 yilindan baslamak üzere üç taksitte (üç yilda) toplam 15 ![]() ![]() Bu sartlarin içinde en agiri, 1500 senelik bir Türk yurdu olan Kirim'in elden çikmasi idi ![]() ![]() Simdi, Osmanli Devleti Avrupa islerine karismiyor, hâkim devlet niteligini tamamen kaybetmis bulunuyor, sadece Balkanlar'i elinde tutuyordu ![]() ![]() Mondros Antlaşması Birinci Dünyâ harbinden sonra Osmanli Devleti'yle Itilâf devletleri arasinda 30 Ekim 1918' de Limni adasindaki Mondros limaninda demirli bulunan Agememnon ingiliz zirhlisinda imzalanan ateskes andlasmasi ![]() Sultan ikinci Abdülhamîd Han'in tahttan indirilmesinden sonra, ittihâd ve Terakki iktidara geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 24 Ekim 1918'de gece yarisindan sonra bir vapurla Mondros'a hareket eden hey'etin mütâreke görüsmeleri dört gün sürdü, imzalanan bu andlasmayla, dört seneden beri büyük bir mahrumiyetle devam eden ve milyonlarca müslüman-Türk evlâdinin sehîd olmasina sebeb olan harbe son verildi ![]() Ingiltere hükümeti, müttefiki Fransa'ya bile haber vermeden Akdeniz baskumandani visamiral Arthur Calthorpe (Kaltrop)'a Londra'dan telsizle bildirdigi yirmi bes maddelik Mondros mütârekesini Osmanli temsilcilerine dikte ettirerek hiç bir îtirâza yer vermiyecek sekilde imzalatti ![]() ![]() Sâdece Birinci Dünyâ harbine degil, batili devletlerin tabiriyle 618 senelik Büyük Türk Devleti' ne de son veren yirmi bes maddelik Mondros mütârekesinin maddeleri özetle sunlardir: 1- Karadeniz'e geçisi saglamak üzere bogazlar açilacak ve geçis güvenligi için Çanakkale ve istanbul bogazlarindaki istihkâmlar îtilâf devletleri tarafindan isgal edilecek ![]() 2-3- Osmanli sularindaki bütün mayin tarlalari ve öteki engeller gösterilecek; bunlarin taranmasina ve kaldirilmasina yardim edilecek ![]() 4- Itilâf devletleri tebeasindan olan esirlerle, Ermeni esirleri istanbul'da toplanacak ve kayitsiz sartsiz Itilâf devletlerine teslim edilecek ![]() 5- Sinirlarin korunmasi ve iç güvenligin saglanmasi için taraflarca kararlastirilacak gerekli sayida askerî kuvvetten fazlasi hemen terhis olunacak ve bunlarin silâh, cephane ve teçhizati îtilâf kuvvetlerine teslim edilecek ![]() 6- Emniyeti saglamakla vazifeli tekneler disindaki bütün Osmanli savas gemileri belirlenerek îtilâf kuvvetlerine teslim edilecek ve Osmanli limanlarindan disari çikmayacak ![]() 7- Itilâf devletleri güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi bir stratejik bölgeyi asker çikarmak suretiyle isgal edebilecek ![]() 8-9- Osmanli Devleti' nin bütün liman ve tersaneleri îtilâf devletleri gemilerinin faydalanmasina açik bulundurulacak ![]() 10- Toros tünelleri îtilâf devletlerince isgal edilecek; (böylece güneydeki Türk kuvvetlerinin geri çekilmesini önlemek ve Güney Anadolu'yu isgal öngörülüyordu) ![]() 11- Kafkasya ve Iran'in kuzey-batisinda Türk kuvvetleri savastan önceki yerlerine çekilecek, (Bu bölgede bir Ermenistan devleti kurulmasini öngören madde) ![]() 12- Hükümet haberlesmeleri disindaki her türlü haberlesme, îtilâf devletlerince denetlenecek ![]() 13- Askerî ve ticarî kara ve deniz vâsitalari ve malzemesi tahrip edilmeyecek ![]() 14-Ülkenin ihtiyâcindan fazla olan kömür, akaryakit ve deniz levâzimâti, îtilâf devletleri tarafindan satin alinacak ![]() 15- Bütün demiryollari îtilâf devletleri me' murlarinca denetlenecek; Kafkas demiryollarini ise, dogrudan dogruya îtilâf devletlerinin me'murlari idare edecek ve Batum'un isgaline karsi durulmayacak ![]() 16-Sûriye, Irak, Hicaz, Yemen, Trablus ve Bingâzi'deki Türk kuvvetleri en yakin îtilâf kumandanina teslim olacak ![]() 17-Trablus'da ve Bingâzi'de bulunan Osmanli zabitleri en yakin italyan muhafaza kit'asina teslim olacak ![]() ![]() 18- Misir da dâhil olmak üzere Trablus ve Bingâzi'de isgal edilmis bütün limanlar, Itilâf kuvvetlerine teslim edilecek ![]() 19-Almanya ve Avusturya uyruklu sivil ve asker bütün vazifeliler bir ay içinde Osmanli ülkesinden ayrilacak ![]() 20- Ordunun terhis edilmesi üzerine elde kalacak silâh ve cephane, îtilâf devletlerinin talimatina göre muhafaza edilecek ![]() 21- îtilâf devletleri vazifelilerin çikarlarini kollamak üzere, iase nezâretinde kontrol memurlari bulunacak ![]() 22- Itilâf devletlerince esir alinmis Türkler hemen iade edilmeyerek simdilik bulunduklari yerlerde muhafaza edilecek ![]() 23- Osmanli Devleti merkezî hükümetlerle bütün münâsebetlerini kesecek ![]() 24-Vilâyât-i Sitte'de (Erzurum, Sivas, Diyarbakir, Elazig, Van, Bitlis) herhangi bir karisiklik çikacak olursa, Itilâf devletleri bu bölgede önemli gördükleri yerleri isgal edebilecek ![]() 25- Taraflar arasinda ateskes durumu 31 Ekim 1918 günü ögle vakti baslayacaktir ![]() Mütâreke (ateskes andlasmasi) olmaktan ziyâde muahede (baris andlasmasi) hüviyetinde olan ve Osmanli Devleti'ni îdâm sehpâsina çikaran Mondros mütârekesinden sonra, kendi menfaatlerini düsünen, harbin sonunda aslan payini ele geçirerek dünyâ siyâsetinde ön plânda rol oynamak isteyen ingiltere'nin tâkib ettigi siyâset, diger îtilâf devletleri tarafindan hos karsilanmadi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Harbden sonra Ingiltere'de iktisadî bir buhran ve issizlik bas gösterdi ![]() ![]() Harbden çekilmis olan Rusya' nin, Dogu Anadolu'da terk ettigi arazî hususunda da görüs ayriliklari ortaya çikti, Ingiltere burada bir Ermenistan ve Kürdistan devletinin kurulmasini menfaatlerine uygun buluyordu ![]() ![]() ![]() Menfaat için çarpisan, harbi kazandiktan sonra en büyük menfaatleri ele geçirmek isteyen emperyalist îtilâf devletlerinin vaktiyle kendilerinden istifâde etmek için istiklâl ve hürriyet vâd ettikleri milletler de haklarini istediler ![]() Mondros mütârekesinin imzalanmasindan sonra 8 Kasim 1918 günü Ahmed Izzet Pasa sadrazamliktan istifa etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ingilizler 19 Nisan 1919'da Kars'i isgal ederek ermenilere verdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında HerşeySırp Sındığı Savaşı--Trablusgarp Savaşı--Trablusgarp'ın Fethi-- Tunus’un Fethi--Varna Savaşı--Venedik Savaşı Sırp Sındığı Savaşı Islâm memleketlerine yönelen ve "Haçli Seferleri" diye anilan tecâvüz hareketleri, bir asra yakin zamandan beri durmustu ![]() ![]() Filibe'nin zapti sirasinda kaçan ve Sirbistan'a siginan Rum kumandani, vakit geçirmeden Türkler üzerine yürünmesini tavsiye ediyor, devamli tahriklerde bulunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilar'a karsi çikabilecek tek devlet Macaristan'di ![]() ![]() Iste o siralarda, Papa V ![]() ![]() ![]() Sultan Murad, o sirada Bursa'da bulunuyordu ve Türk ordusunun büyük kismi Anadolu'da idi ![]() ![]() Herhangi bir mukavemet görmeden ilerleyen Haçli ordusu, Meriç nehrini geçtikten sonra, Edirne'nin birkaç kilometre ötesinde durakladi ![]() ![]() ![]() Haci Ilbeyi, konak yerinde eglenceye dalan ve müstakbel zaferlerin tadini simdiden çikarmaya kalkan Haçlilar'a karsi, bir gece baskini düzenlemeyi kararlastirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öte yandan, Sultan I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sirp Sindigi Zaferi, devlet merkezinin Bursa'da tutulmasinin mahzurlu olacagini göstermisti ![]() ![]() ![]() ![]() Bizans Imparatoru V ![]() ![]() ![]() ![]() O sirada, Macar Krali Layos, Papa nezdindeki tesebbüslerine hiz vermisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Trablusgarp Savaşı Sömürgecilik yarışında birliğini geç sağladığı için geri kalan İtalya, Kuzey Afrika'da Osmanlılara ait olan Trablusgarb'ı ele geçirmek istedi ![]() ![]() ![]() Mustafa Kemal ve Enver Bey Trablusgarp'a geçerek Derne ve Tobruk'da önemli direniş hatları oluşturdular ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Trablusgarp'ın Fethi Şarlken, Trablusgarb'ı aldıktan sonra buraya Sen Jan Şövalyeler'ini yerleştirmişti ![]() ![]() ![]() Barbaros'un yetiştirdiği Turgut Reis Trablusgarb'ı karadan ve denizden kuşatarak aldı ![]() ![]() Tunus’un Fethi Osmanlılar Uluç Ali Paşa komutasındaki yeni hazırlanmış donanma ile Akdeniz'e indi ![]() ![]() ![]() Varna Savaşı Sultan İkinci Murad büyük bir hızla Edirne'ye geldi ![]() ![]() ![]() ![]() Varna Savaşı, Haçlıların İstanbul'un Türkler tarafından fethedilmesini engellemek için yaptıkları son girişim oldu ![]() Bu savaş, Osmanlıları Segedin Antlaşmasına zorlayan şartları tamamen değiştirdi ![]() ![]() Venedik Savaşı İstanbul'un alınmasıyla ekonomik alanda en çok zarar gören devlet Venedik olmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() Karadan ve denizden yapılan kuşatmayla İnebahtı (1499), ardından Moron, Koron ve Navarin kaleleri ele geçirildi ![]() ![]() ![]() Ayastefanos Antlaşması--Balta Limanı Antlaşması--Berlin Antlaşması--Bucas Antlaşması Ayastefanos Antlaşması 1878'de imzalanan Ayastefanos Antlaşmasına göre; - Osmanlı Devleti'ne bağlı bir Bulgaristan Prensliği kurulacak, Prensliğin sınırları Tuna'dan Ege'ye, Trakya'dan Arnavutluk'a uzanacaktı ![]() - Bosna-Hersek'e iç işlerinde bağımsızlık verilecek - Sırbistan, Karadağ ve Romanya tam bağımsızlık kazanacak ve sınırları genişletilecek - Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Beyazıt Rusya'ya verilecek - Teselya Yunanistan'a bırakılacak - Girit ve Ermenistan'da ıslahat yapılacak - Osmanlı Devleti Rusya'ya 30 bin ruble savaş tazminatı ödeyecekti ![]() Rusya'nın Osmanlı Devleti'ni Ayastefanos Antlaşmasıyla istediği gibi parçalamasını istemeyen Avrupalı Devletler bu antlaşmaya itiraz ettiler ![]() ![]() - Ayastefanos Antlaşmasıyla kurulan Bulgaristan, üç kısma ayrıldı ![]() - Bosna-Hersek Osmanlı Devleti'ne ait kabul edilecek fakat Avusturya tarafından yönetilecekti ![]() - Karadağ, Sırbistan ve Romanya'nın bağımsızlığı devam edecek, fakat sınırları değiştirilecek - Kars, Ardahan, Batum, Ruslarda kalacak, fakat Doğu Beyazıt Osmanlı Devleti'ne bırakılacak - Teselya Bölgesi Yunanistan'a ait olacak - Rumeli'de ve Anadolu'da Ermenilerin oturduğu bölgelerde ıslahatlar yapılacak - Osmanlı Devleti, Rusya'ya 60 milyon ruble savaş tazminatı ödeyecekti ![]() Balta Limanı Antlaşması 1838'de Ingiltere, daha sonra diger Avrupa devletleri ile Balta limaninda yapilan ticâret andlasmalari ![]() Osmanli Devleti'nde ekonomik faaliyet genis ölçüde devletin kontrolü altinda cereyan etmekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada 1820'lerin basinda Ingiltere, sanayi inkilâbini tamamlamis ve Napolyon savaslari sonunda da Fransa'yi yenerek rakipsiz duruma gelmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avrupa'da sanayi inkilâbinin neticesi olarak daha fazla hammaddeye ihtiyâç duyulmaya baslanmasi üzerine, Osmanli hükümeti de 1826'dan itibaren, ham maddesini disariya çikararak esnafin issiz kalmasini önlemek maksâdiyle bir nevi himaye sistemi olan yed-i vâhid (tekel) usûlünü uygulamaya koydu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sebeple Ingilizler, Osmanli ticâretinde kendilerine ters düsen hükümlerin kaldirilmasi için 1833' den itibaren ünlü hâriciye nazirlari Polmerston araciligiyla ugrasmaya basladilar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Andlasmanin zeyl kisminin ikinci maddesine göre zirâi mahsûller ile sâir esya üzerine konan yed-i vâhid yâni tekel usûlü tamamen kaldiriliyordu ![]() ![]() ![]() Andlasmanin diger önemli hükümlerine gelince; dördüncü madde ile, Britanya tebeasi, Osmanli memleketleri mahsûlü olan bütün maddeleri, istisnasiz olarak ihraç etme müsâadesine sâhib olacaklardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada andlasma hükümlerinin Misir, Afrika eyâletleri dâhil bütün Osmanli ülkelerinde ve her sinif halk tarafindan tatbik ve riâyet olunacagina dikkat çekildikten sonra, isteyen bütün dost devletlerede istisnasiz olarak andlasmanin tesmîl edilecegi taahhüd olunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mustafa Resid Pasa'nin faaliyetleri sonucu 1838'de önce Ingiltere ve sonraki yillarda diger Avrupa devletleriyle imzalanan bu ticarî andlasmalar esnafi ve tüccarlarimizi usakliga, devletimizi de borç batakligina düsürmekten öte bir ise yaramamistir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçekten de sultan Abdülazîz 1861'de tahta çikarken, 1838 ticarî andlasmalarinin bir neticesi olarak, dis ticâretin yaninda iç ticâret de yabancilarin eline geçmis, büyük çapta mâlî ve iktisadî çöküntü içerisinde bulunan bir devletle karsilasmis idi ![]() Berlin Antlaşması Osmanli târihinde Doksanüç harbi diye bilinen Osmanli-Rus harbinden sonra, 13Temmuz 1878'de, Osmanli Devleti'yle; Rusya, Almanya, Avusturya, Macaristan, ingiltere ve Fransa arasinda Berlin'de imzalanan andlasma ![]() Sultan ikinci Abdülhamîd Han'in pâdisâh olmasindan sonra kabul edilen Kânûn-i esâsi'ye göre kurulan Meclis-i meb'ûsân; Rusya'nin 24 Nisan 1877'de Osmanli Devletl'ne karsi harb îlâniyla ilgili notasina, Abdülhamîd Han'in karsi çikma gayretlerine bakmayarak harb ilaniyla karsilik verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rusya'nin, Osmanli Devleti üzerinde hâkim bir duruma gelmesi, Avrupa devletlerini, bilhassa ingiltere'yi harekete geçirdi ![]() ![]() ![]() Bu sirada Rus ordulari baskumandani Grandük Nikola, mütâreke için su agir sartlari ileri sürdü: 1-Bulgaristan'a muhtariyet verilecek ![]() 2-Karadag'in istiklâli kabul edilecek ve son harplerde elde ettigi topraklar kendisine verilmek suretiyle hudut tesbit edilecek ![]() 3-Romanya ve Sirbistan'in istiklâlleri tasdîk olunacak ve her iki devlete arazi verilip hudutlari tesbit edilecek ![]() 4-Bosna-Hersek'e muhtariyet verilecek ![]() 5-Rusya' ya, nakit veya arazi terki suretiyle harb tazminati verilecek ![]() 6-Bogazlarda Rus haklarinin korunmasi, Pâdisâh ile Çar arasinda yapilacak müzâkere ile kararlastirilacakti ![]() Bu esaslarin kabulünden baska, baris esaslarinin vasitasiz olarak Ruslarla müzâkere edilmesi için bir Osmanli murahhas hey'eti Odesa'ya veya Sivastopol'e gidecekti ![]() Mütâreke sartlari kabul edilince harb harekâti durdurulacak, te'minât olarak; Vidin, Rusçuk, Silistre ve Erzurum kaleleri Türkler tarafindan bosaltilacak, müzâkereler devam ettigi müddetçe bu kalelere Rus askerleri yerlestirilecekti ![]() Türk murahhas hey'eti, bu agir sartlari ilk önce kabul etmeyerek, hafifletmek ve degistirmek için çok ugrasti ![]() ![]() Bucas Antlaşması Hotin antlaşmasından sonra, Lehistan ve Osmanlı Devleti arasında elli yıl süren bir barış süreci yaşanmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lehistan meclisinin, bu antlaşmadaki para maddesini kabul etmemesi üzerine, 4 yıl süren İkinci Lehistan seferine çıkıldı ![]() ![]() ![]() ![]() İbrahim Paşa, kısa sürede 48 kale ve palangayı fethedince, Lehistan tekrar antlaşma istedi ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında HerşeyBelgradın Fethi-- Cerba Savaşı--Çaldıran Savaşı--Eğri Kalesinin Fethi--Eğriboz Zaferi Belgradın Fethi Kanûnî Sultan Süleyman tahta çıktığında Avrupa'nın en güçlü devleti Roma-Germen İmparatorluğu (Almanya) idi ![]() ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmed, Avrupa'da düzenlediği seferlerde Sırbistan'ı almıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Belgrad'ın fethi, Kanûnî Sultan Süleyman'ın ilk fethidir ![]() Belgrad, bundan sonraki yıllarda Osmanlı Devleti'nin Avrupa'ya açılan en büyük kapısı oldu ![]() Cerba Savaşı Turgut Reis'in İspanyollar'ın elinde bulunan Cerbe adasını kuşatması üzerine, Andrea Doria komutasındaki bir Haçlı donanması İspanyollara yardıma geldi ![]() ![]() ![]() Çaldıran Savaşı Yavuz Sultan Selim, babası Sultan İkinci Bayezid ve kardeşleri ile taht mücadeleleri vererek tahta çıktığında, Osmanlı Devleti sıkıntılı bir dönem yaşıyordu ![]() ![]() ![]() Yavuz Sultan Selim'in en büyük amacı doğudaki bütün Türk İslam devletlerini tek bir devlet çatısı altında birleştirmekti ![]() ![]() ![]() Çaldıran'da 23 Ağustos 1514'te yapılan savaşta Osmanlı kuvvetleri büyük bir zafer kazanırken, Safeviler bozguna uğradılar ![]() ![]() Yavuz yoluna devam ederek Tebriz'e girdi ![]() ![]() ![]() ![]() 15 Eylül 1514'te de Tebriz'den Karabağ'a hareket eden Yavuz'un amacı, kışı orada geçirip, baharda İran'ı tümüyle almaktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğri Kalesinin Fethi Durumun kötüye gittiğini anlayan Sultan Üçüncü Mehmed devlet büyüklerini toplayıp şöyle dedi: "Ceddimiz, devletimizin kurucusu Osman Gazi Hazretleri'nden, büyük dedemiz Kanuni Sultan Süleyman'a kadar bütün padişahlar askerin önünde sefere çıkmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan Üçüncü Mehmed kendisine karşı çıkan annesi Safiye Sultan'a da şöyle der: "Valide, biz Sultan oğlu sultanız, kullanmayacaksak Eyüp Sultan Camiinde bu kılıcı niçün kuşandık? Kararımız karardır, sefere çıkacağız ![]() ![]() 20 Haziran'da ordu hareket etti ve kuşatılan Eğri Kalesi 12 Ekim 1596'da padişaha teslim edildi ![]() Eğriboz Zaferi Sultan İkinci Süleyman kendi iç meseleleriyle uğraşırken, Venedik ve Lehistan'da da karışıklık yaşanıyordu ![]() ![]() ![]() Belgrad'ın düşmesi Avrupalılara Balkanların yolunu açtı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sadrazam Köprülü Fazıl Mustafa Paşa komutasındaki yenilenmiş Osmanlı kuvvetleri, 8 Temmuz 1690'da Gladova ve Orsova'yı geri aldılar ![]() ![]() ![]() Fas'ın Fethi--Hacova Zaferi--İnebahtı Savaşı--İstanbulun Fethi--Kanije Kalesi Zaferi Fas'ın Fethi Osmanlı Devleti Fas'a kadar olan tüm Kuzey Afrika'yı topraklarına katmıştı ![]() ![]() ![]() 1578 yılında Fas sultanının da ricası ile Fas'a giden Ramazan Paşa komutasında ki Osmanlı kuvvetleri Vadi-üs Sebil'de yapılan savaşta Portekiz kuvvetlerini yendiler ve böylece Fas Sultanlığı Osmanlı himayesine alındı ![]() Hacova Zaferi Eğri Kalesi'nin fethinden sonra, Osmanlı birlikleri ilerleyerek 15 Ekim 1596 günü Haçova'da Avrupa ordusuyla karşılaştı ![]() ![]() Avusturya Arşidükü Maxmilien komutasındaki düşman kuvvetleri ile yapılan savaşta Osmanlı birlikleri, düşman birliklerinin tüfek atışlarına maruz kaldı ![]() ![]() Ordu merkezinin ele geçirilip padişahın ayrıldığı haberi yayıldı ![]() ![]() ![]() Haçova Savaşı'ndan sonra Sultan Üçüncü Mehmed İstanbul'a döndü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnebahtı Savaşı Kıbrıs'ın alınması Avrupa'da bir Haçlı donanmasının hazırlanmasına neden oldu ![]() ![]() ![]() İki donanma Mora'nın kuzey, Orta-Yunanistan ile Karlıeli'nin güney kapılarında bulunan İnebahtı körfezinde karşılaştı (7 Ekim 1571) ![]() ![]() Osmanlı donanması beklemediği bir darbe aldı ve çok sayıda gemisi batırıldı ![]() ![]() Sokullu Mehmed Paşa yeni bir donanma hazırlamasını istedi ![]() ![]() ![]() ![]() Sokullu Mehmed Paşa gönderilen Venedik elçisine İnebahtı Deniz Savaşıyla ilgili olarak "Biz Kıbrıs'ı almakla sizin kolunuzu kestik, siz İnebahtı'nda bizi yenmekle, sakalımızı traş ettiniz ![]() ![]() Bununla beraber İnebahtı faciasından sonra kaybedilen binlerce denizciyi yerrine getirmek kolay olmamış ve tecrübesiz, leventlerden teşkil edilen yeni donanma Osmanlı'ya Akdeniz'de eski kudretini kazandıramamıştır ![]() ![]() İstanbulun Fethi Fatih Sultan Mehmed padişah olduktan sonra ilk iş olarak, devamlı ayaklanma çıkaran Karamanoğlu Beyliğine karşı sefere çıktı ![]() ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmed, büyük gayesini gerçekleştirmek için, Macarlara, Sırplara ve Bizanslılara karşı yumuşak davranıyordu ![]() ![]() Bin yıllık tarihinin sonuna gelmiş olan Bizans küçüle küçüle sadece İstanbul şehrinin sınırları içinde hüküm süren bir devlet durumuna düşmüştü ![]() ![]() Bizans İmparatorları, Anadolu'daki çeşitli siyasi güçleri de Osmanlı aleyhine kışkırtmaktan geri kalmıyorlardı ![]() ![]() YAPILAN HAZIRLIKLAR İstanbul'un Osmanlı Devleti'nin hakimiyeti altında girmesi, ticari ve kültürel yönden önemli bir avantajın daha ele geçirilmesi demekti ![]() ![]() ![]() Devrin mühendislerinden Musluhiddin, Saruca Sekban ile Osmanlılara sığınan Macar Urban Edirne'de top dökümü işiyle görevlendirildi ![]() ![]() ![]() Yıldırım Bayezid'in İstanbul kuşatması sırasında yaptırdığı Anadolu Hisarının karşısına, Rumeli Hisarı (Boğazkesen) inşa edildi ![]() ![]() ![]() ![]() Eflak ve Sırbistan ile var olan barış antlaşmaları yenilendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı zamanda Haçlı dünyasından yardım isteniyor, Papa ise yapacağı yardım karşısında Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleştirilmesini istiyordu ![]() ![]() KUSATMA VE SAVAS Fatih Sultan Mehmed, hazırlıklar tamamlandıktan sonra, Bizans İmparatoru Konstantin'e bir elçi göndererek, kan dökülmeden şehrin teslim edilmesini istedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Ordusundaki er sayısı 150 ![]() ![]() ![]() ![]() Çok şiddetli çarpışmalar oluyor, Bizanslılar şehri koruyan surların zarar gören bölümlerini hemen tamir ediyorlardı ![]() Venedik ve Cenevizliler de donanmalarıyla Bizans'a yardım ediyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'un fethedilmesini kolaylaştıracak önemli kararını verdi ![]() ![]() Tophane önündeki kıyıdan başlayıp Kasımpaşa'ya kadar ulaşan bir güzergah üzerine kızaklar yerleştirildi ![]() ![]() ![]() Haliç'teki Türk donanmasına ait toplar, surları dövmeye başladı ![]() ![]() ![]() Kuşatmanın uzun sürmesi ve kesin başarıya ulaşılamaması askerler arasında endişe yarattı ![]() ![]() ![]() Çarpışmalar sırasında Bizans'ı koruyan surlar üzerinde kapatılması mümkün olmayan gedikler açılmaya başlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() FETIHIN SONUCLARI İstanbul'un fethi, çok önemli sonuçları da beraberinde getirdi ![]() ![]() Sırbistan (1454,1459), Mora (1460), Eflak (1462), Boğdan (1476), Bosna-Hersek, Arnavutluk, Venedik (1463-1479), İtalya (1480) ve Macaristan seferleriyle Osmanlı İmparatorluğu Avrupa'daki hakimiyetini pekiştirdi ![]() Sırbistan Krallığı tamamen ortadan kaldırılıp Osmanlı sancağı haline getirildi, Mora tamamen fethedildi, Eflak Osmanlı eyaleti yapıldı, Bosna tekrar Osmanlı hakimiyetine alındı, Arnavutluk ele geçirildi ![]() ![]() ![]() Kanije Kalesi Zaferi Satırcı Mehmed Paşa iki yıldır hiçbir askeri başarı kazanamamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Avusturyalılar daha önce geri aldıkları Eğri'yi ve Hatvan'ı bize vermeyi önerdiler ![]() ![]() ![]() Belgrad'da kışı geçiren Damat İbrahim Paşa, Kanije Kalesi'ni kuşatıp sıkıştırmaya başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beylerbeyliğin merkezi Kanije'ye alındı, Kanije Beylerbeyliği Tiryaki Hasan Paşa'ya verildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında Herşey1 ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() 1789 Fransiz Ihtilâlinin dünyaya yaydigi Milliyetçilik akimi neticesinde, imparatorluklar dahilinde bulunan milletler, bagimsizlik için harekete geçmisler ve bazi devletlerin destek ve yardimlari ile ayaklanmislardir ![]() ![]() ![]() ![]() Balkanlarda çikan ayaklanmalari daha çok, XVII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sirada Türk ordusu subaylari iki partiye ayrilmis ve hükümet Ruslarin Balkanlarda savasa müsaade etmiyecegi hususundaki yalan teminatina inanmisti ![]() ![]() ![]() ![]() Balkan devletleri ittifaktan sonra Osmanli Devletine isteklerini bildirdiler ![]() ![]() ![]() ![]() 8 Ekim 1912'de Karadag Prensligi Osmanli Devletine savas açti ![]() ![]() Ikmal ve Levazim Teskilâtinin çok bozuldugu Osmanli ordusu seferberligini çok geç yapabildi ![]() ![]() Bulgaristan'a karsi çikacak kuvvetler 5 kolordu halinde, "Sark Ordusu" namiyla toplandi ve I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Savasi idare kabiliyetinden mahrum Nâzim Pasa'nin hiçbir hazirligi olmayan orduyu hemen Bulgarlara karsi taarruza geçirmesiyle hezimet basladi ve artik arkasi alinamadi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selânik'in düsmesinden 8 gün önce, artik "Hakan-i mahlu" veya "Hakan-i sabik" diye anilan Sultan II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Selânik'i ele geçiren Yunanlilar, daha sonra Ege adalarindan Bozcaada, Limni, Somatraki ve Tasoz adalarini isgal ettiler ![]() 3 Aralik 1912'de imza edilen ateskes anlasmasi (mütareke) ile silâhli çatisma durmus oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 93 Harbinde görülen göç ve göçmen felâketinin daha siddetlisi Balkan harbinde cereyan etti ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() 1914-1918 senelerinde Ingiltere, Rusya ve Fransa'nin yer aldigi îtilâf devletleriyle, aralarinda Osmanli Devleti'nin de bulundugu Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan'dan meydana gelen ittifak devletleri arasinda meydana gelen ve Harb-i umûmi diye de bilinen savas ![]() 1789'dâ meydana gelen Fransiz ihtilâli ve çeyrek yüzyil süren ihtilâl savaslari; on dokuzuncu yüzyil içinde bir takim siyâsî, ekonomik ve sosyal gelismelere sebeb oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alman basbakani Bismark'in, Alman Imparatorlugu'nu kurmak için uyguladigi baris siyâseti,devletler arasindaki rekabeti arttirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fransa da, yâni basinda güçlü bir Almanya'nin bulunmasindan endise ediyordu ![]() ![]() ![]() Rusya ise, bati sinirlarinda birgüç olarak beliren Almanya'nin,, Dogu Avrupa'daki panislavist emellerine set çekmesinden endise ediyordu ![]() ![]() ![]() Bütün bu gelismelerin hedefi olan Almanya ise, ekonomik ve siyâsî yönden dünyâda daha etkin hâle gelmek istiyordu, özellikle doguya dogru genislemek ve yeni pazarlar ele geçirmek emelindeydi ![]() ![]() ![]() Italya ise, Almanya ile ittifak içinde bulunmasina ragmen gizlice Fransa ile anlasmisti ![]() ![]() Büyük devletlerin hepsi bir harbin çikmasinda kendi çikar ve emelleri açisindan fayda görmekte ve harbin çikmasi için zahirî sebebler aramaktaydilar ![]() Avrupa'da Almanya, Avusturya-Macaristan ve Italya'dan meydana gelen üçlü ittifak ve Ingiltere, Fransa ve Rusya'dan meydana gelen üçlü îtilaf bloklarinin kurulmasi ve savas hazirliklarinin devam ettigi sirada Osmanli Devleti; ittihâdcilarin tesvik ve tahrikiyle girdigi Balkan harbinden maglûb çikmis, pek çok vatan topragini kaybetmis, düzenli ve disiplinli ordulari daginik, bitkin ve teçhîzâtsiz olup, perisan bir hâldeydi ![]() ![]() 28 Temmuz 1914 günü Avusturya-Macaristan veliahdi Arsidük Fransuva Ferdinand'in Saraybosna'da bir Sirpli tarafindan öldürülmesi üzerine, Avusturya, Sirbistan'a agir bir ültimatom verdi ve harb ilân ettigini bildirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada Almanya'nin Uzakdogu'da yayilmasini istemeyen Japonya, 23 Agustos 1914'de Almanya'ya savas îlân ederek itilâf devletlerinin yaninda yer aldi ![]() Trablusgarb ve Balkan savaslarindan yenik çikan Osmanli Devleti, ordu ve donanmasini islâha çalismasi yaninda, bloklara ayrilmis Avrupa'da kendisini siyâsî yalnizliktan kurtarma tesebbüslerine giristi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu Alman zirhlilarinin Çanakkale bogazindan içeri girmesinden ise, sadrazamin, kabinenin, Meclis-i meb'ûsânin, hey'et-i vükelânin ve Enver Pasa haricindeki diger Ittihâd ve Terakki ileri gelenlerinin de haberi olmadi ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu gelismelere ragmen Osmanli Devleti'nin tarafsiz oldugunu kabul eden itilâf devletleri, Osmanli Devleti'nin tarafsiz kalmasini ve harbe girmemesini saglamak için gayret sarfettiler ![]() ![]() Itilâf devletlerinin bu tesebbüsleri karsisinda, hükümet, Alman sefirine müracaat ederek bir müddet gemilerin silâhtan arindirilmasini istediyse de, vaziyete hâkim olan Alman sefîri, hükümetin bu istegini kesin olarak reddetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Almanya, dogu Avrupa'daki Rus kuvvetlerinin bir kismini üzerinden atabilmek için Osmanli Devleti'nin bir an önce harbe girmesini istiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerek Almanya gerekse Itti-hâd ve Terakkî ileri gelenleri, Rusya ve Ingiltere'nin hâkimiyeti altinda bulunan veya sömürgesi olan müslümanlari ayaklandirarak bu iki devlete gaile çikaracaklarini ümid etmislerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nin fiilen harbe girmesinden sonra itilâf ve ittifak devletleri degisik cephelerde savasmaya basladilar ![]() 1 Kasim 1914'de Ruslarin Dogubâyezîd'den sinirimiza tecâvüz etmeleri ile Kafkas cephesi açildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 Kasim 1914'de Ingilizlerin Süveys'te Akabe'yi bombardiman etmeleri üzerine Filistin-Sûriye cephesi açildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ingilizlerin 1 Kasim 1914'de Basra körfezine asker çikarmalari ile Irak cephesi kurulmustu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birinci Dünyâ savasi esnasinda Çanakkale'de de çok mühim savaslar oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk milletinin târihinde ayri bir önem tasiyan ve 9 aya yakin süren Çanakkale muharebelerinde 250 ![]() ![]() ![]() Avrupa'da durumun îtilâf devletleri lehine gelistigini gören Romanya da, bâzi topraklar elde edebilecegini düsünerek 28 Agustos 1916'da itilâf devletlerinin yaninda harbe girdi ![]() Denizlerde de savaslar oldu ![]() ![]() ![]() 1917*de Rusya'nin savastan çekilmesi ile bosalan yeri Amerika doldurdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1918 Eylül'ünde Bulgarlar, Makedonya cephesinde Fransiz taarruzu neticesinde yenilince, mütâreke istediler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bunlara ragmen, Ingilizler müttefikleri Fransizlara bile bildirmeden Akdeniz baskumandani visamiral Arthur Calhorpe (Kaltorp)'a, Londra'dan telsizle bildirdikleri, bütün Osmanli târihinde görülmemis korkunç bir esaret ve teslim olus vesikasi olan yirmi bes maddelik Mondros mütârekesini dikte ettirerek ve hiç bir îtirâzina yer vermiyerek Osmanli temsilcilerine imzalattilar ![]() Bu mütârekenin imzalanmaini tâkib eden günlerde, keyfî idareleri, ikbâl ve makam hirslari sebebiyle Osmanli Devleti'nin yikilmasina, milyona varan müslüman-Türk evlâdinin sehid olmasina ve Anadolu disindaki bütün topraklarimizin elden çikmasina sebeb olan ittihâd ve Terakki'nin üçlüsü olan Talat, Enver ve Cemâl pasalar ile diger ileri gelenleri yurt disina kaçtilar ![]() Halkimizin seferberlik dedigi dört yil süren Birinci dünyâ harbinde Osmanli ordulari; Kafkasya cephesinde ve Karpatlardaki Galiçya'da Ruslarla; Makedonya' da Yunanistan ve Fransizlarla; Çanakkale'de Ingiltere-Fransa-Italya ve (Hintli, Avusturalyali) sömürgeleriyle; Sûriye-Filistin ve Irak cephelerinde, Yeni Zelanda ve Hindistan dâhil, Ingiltere Imparatorlugu ordulari ile san ve serefle kahramanca çarpisti ![]() ![]() Basta Ingiltere, Fransa ve Rusya olmak üzere, Amerika, Belçika, Brezilya, Çin, Kosta Rika, Küba, Yunanistan, Guatemala, Haiti, Honduras, italya, Japonya, Liberya, Montenegro, Nikaragua, Panama, Portekiz, Romanya,Sirbistan ve Siam'dan meydana gelen itilâf devletlerine karsi; Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan'dan meydana gelen ittifak devletlerinin yaninda harbe giren Osmanli Devleti, Hicaz, Yemen, Asir, Irak, Suriye, Filistin, Lübnan ve Misir'i kaybetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birinci dünyâ harbinden sonra îtilaf devletleri kazançli çikarken, ittifak devletleri zararli çikmis, en degerli topraklari ellerinden alinmistir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birinci dünyâ harbinden en kârli çikan devlet Ingiltere idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fransa ise; Almanya ve Avusturya-Macaristan devletlerinin yenilmesi ve parçalanmasi ile sinirlarindaki iki büyük tehlikeden kurtuldu ![]() ![]() Italya, Avusturya'dan aldigi topraklarla kuzeye dogru genisledi ![]() ![]() ![]() Birinci dünyâ harbi sebebiyle gerek îtilâf, gerekse ittifak devletlerinin kendi bünyelerinde de bâzi siyâsî hâdiseler meydana geldi ![]() Ancak Birinci dünyâ harbi sirasinda ve sonrasinda yapilan andlasmalar, yenilenlere çok agir sartlar getirdiginden, gâlib devletlerin de çikarlarina aykiri oldugundan ilk zamanlardan itibaren tepkilere, anlasmazliklara ve yeni mes'elelerin ortaya çikmasina yol açti ![]() ![]() ![]() 1 ![]() Birinci Kosova Meydan Muharebesi (1362-1389): Osmanlilarin kurulusundan itibaren kuvvetlenmesi, Avrupa kitasinda fetihlerde bulunmasi, buradaki devletleri endiseye sevketti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkler'i, Balkanlar'dan atmak için hazirlanan ittifaka karsi bütün hazirliklarini tamamlayan Sultan Murad Hân, Harp Meclisi'nin ardindan, altmisbin kadar mevcutlu Osmanli ordusu ile Anadolu beylikleri kuvvetleri ve gönüllü Müslümanlar ile 1389'da, Sirp Krali Lazar'in merkezi olan Pristine istikametine hareket etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muharebe öncesi toplanan harp divaninda; istisareden sonra Sultan Murad-i Hüdavendigâr; kumandan ve hey'ete: "-Cümleniz berhudar olasiniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "-Ya Rabbim! Bu firtina, su âciz Murad kulunun günâhlari yüzünden çiktiysa, masum askerlerimi cezalandirma ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1389 yazinda Kosava'da, düsmana karsi harp nizami alan Osmanli ordusuna Sultan Murad Hân kumanda edip, merkez kuvvetlerinin basindaydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() Mohaç'ta Macaristan ordusunu tamamen imha edip bölgeyi Osmanli Devleti sinirlari içine katan Kanunî Sultan Süleyman Han, savastan sonra Budapeste' ye gelip Macaristan'in yeni statüsünü tesbit etmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanunî Sultan Süleyman Han, Mohaç zaferi ve kiliç hakkiyla zaptettigi genis Macaristan ülkelerinin Alman asilli bir hükümdarin eline geçmesine müsâde edemezdi ![]() ![]() Kanunî Sultan Süleyman Han sefer hazirliklariyla mesgulken, Macaristan'dan fethedilen arazinin geri verilmesi karsiliginda baris yapmak istegiyle Ferdinand'in elçileri geldi ![]() ![]() ![]() 10 Mayis 1529'da istanbul'dan hareket eden Süleyman Han, 20 Haziran'da Sofya'ya ve 18 Agustos'da Mohaç ovasina ulasti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanunî Sultan Süleyman Han, 22 Eylül'de Almanya sinirini geçti ![]() ![]() ![]() ![]() Kanunî Sultan Süleyman Han, 120 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanunî Sultan Süleyman Han, Viyana'ya gelirken hiç bir zaman kaleyi alma gayesini gütmemis, istedigi zaman bunu gerçeklestirebilecegini göstererek göz dagi vermek istemisti ![]() ![]() ![]() Kaleyi muhasaraya baslayan Kanunî Sultan Süleyman Han, on yedi gün boyunca döverek, sehrin surlarini iyice tahrip etmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() I ![]() ![]() ![]() Sirbistan askeri, hareket dolayisiyla, Sirp-Bulgar ittifakinin çizdigi ve kendisine ayirdigi arazi parçasindan daha büyük bir bölgeyi ele geçirmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti de bu tarihî firsati kaçirmadi ve bütün özellikleri ile bir Türk sehri olan Edirne'yi geri aldi ![]() Bu yenilgiler üzerine Bulgarlar, bir yandan Romanya kralina basvurarak Balkanli devletlerle, bir yandan da Babiâli'ye basvurarak Osmanli Devletiyle baris yapmak istediler ![]() II ![]() ![]() Osmanli Devleti ile Bulgaristan arasinda 29 Eylül 1913 tarihinde imzalanan Istanbul Antlasmasi ile Bulgaristan, Kirklareli, Dimetoka ve Edirne'yi Osmanli Devletine geri verdi ![]() ![]() Osmanli Devleti ile Yunanistan arasinda imzalanan 14 Kasim 1913 tarihli Atina Antlasmasi ile Girit kesin olarak Yunanistan'a birakildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Ikinci Kosova Meydan Muharebesi (1472-1451): Türklerin Avrupa'daki, ilerleyisini durdurmak için, Hiristiyan devlet ve milletler, her maglubiyetin ardindan yeni ittifaklar kuruyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 17 Ekim 1448 tarihinde Hunyadi Yanus, zaferden emin bir sekilde taarruzla muharebeyi baslatti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ikinci Kosova Meydan Muharebesi neticesinde, Türklerin Balkanlar'dan atilamayacagi kesinlesince, Avrupalilar taarruzu birakip, müdafaaya geçtiler ![]() ![]() 2 ![]() Köprülü Fazıl Ahmed Paşa'nın vefatı üzerine, 5 Kasım 1676 tarihinde Merzifonlu Kara Mustafa Paşa sadrazamlığa getirildi ![]() ![]() Macarların lideri konumuna gelen Tökeli İmre, Avusturya kralı I ![]() ![]() ![]() 60 gün süren kuşatma sırasında Viyana'ya 18 büyük yürüyüş gerçekleştirildi ![]() ![]() ![]() Düşmana 80 bin kişilik ordusuyla büyük moral ve güç kazandıran Lehistan Kralının gelmesiyle, Osmanlı Ordusu iki ordu arasında sıkıştı ![]() ![]() İkinci Viyana Kuşatması'ndaki başarısızlık Sultan Dördüncü Mehmed'in Merzifonlu Kara Mustafa Paşaya olan güvenini sarsmadıysa da, düşmanları sadrazamı başarısızlığın tek sorumlusu olarak gösterdiler ![]() ![]() ![]() Viyana önlerinde bozguna uğrayan Osmanlı Ordusu geri çekilince düşman kuvvetleri Macaristan girdi ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci Viyana Kuşatması'nın Osmanlı tarihinde önemi büyüktür ![]() ![]() ![]() Avusturya ve Venedik'e karşı alınan mağlubiyetler ve önemli kalelerin kaybedilmesi Osmanlı Devleti'nde büyük yankı uyandırmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ankara Savaşı Osmanli sultâni Yildirim Bâyezid ile Timur Han'nin 1402 senesinde Ankara'da yaptiklari muharebe ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tîmûr Han, kuvvetli bir ordu ile, Anadolu içlerine dogru harekete geçti ![]() ![]() ![]() ![]() Tîmûr Han ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli ordusunun merkezinde sultân Yildirim Bâyezîd bulunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tîmûr Han, ordusunun merkezinde yer almisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muharebe günü sabah namazindan sonra Yildirim Bâyezîd, askerlerine veciz bir hitabede bulundu ![]() ![]() Iki ordu, Ankara'nin kuzey dogusundaki Çubuk ovasinda 28 Temmuz 1402 târihinde karsilasti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tîmûr Han kendisini iyi karsiladi ve tesellîde bulundu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ankara savasi ortaçagin en büyük meydan muharebesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Tîmûr Han, Ankara savasinda kirk bine yakin zayiat vermistir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında HerşeyToprak İdaresi Osmanli Devleti'nin kurulus döneminde ve bu devletin ekonomik, sosyal ve askerî gelismesinde önemli derecede rol oynayan etkenlerden biri de süphesiz ki toprak sistemidir ![]() ![]() ![]() Bir toplumun, devlet olabilmesi için, bazi hususiyetleri tasimasi gerekir ![]() ![]() ![]() Islâm öncesi Türklerinde toprak, biri fertlerin digeri de cemaatin olmak üzere iki kisma ayriliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türklerin Islâm'i kabul edip Islâm medeniyeti içindeki yerlerini almalarindan sonra, dinî, iktisadî ve ictimaî hayatlarinda degisiklikler meydana geldi ![]() ![]() ![]() a)Islâmiyetin baslangicindan Hz ![]() b)Hz ![]() c)Abbasi ve Selçuklu devri, d)Osmanli devri ![]() Islâm medeniyeti içerisinde basli basina bir devreye konu olabilecek olan Osmanli toprak uygulamasi, gerçekten toprak hukuku bakimindan büyük bir önem arz eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Islâm âleminde bir gelenek olarak, Osmanlilardan önceki müslüman devletlerde ve özellikle Büyük Selçuklularda görülen ikta sistemi, Büyük Selçuklulardan sonra gelen bütün Türk Islâm devletlerinde uygulanmistir ![]() Selçuklularin, askerî mukataalar ihdas etmeleri, hanedanin, kendi baslica dayanagi olan Türk unsuruna mensup kütleleri yabanci sahalarda yerlestirmek, onlara hem toprak vermek hem de lüzumunda askerî bir kuvvet olarak faydalanmak fikrinden dogmustur ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilarin, kendilerinden önceki Müslüman Türk devletlerinden mâhirâne bir usul ile alip tatbik ettikleri timar sistemi, Osman Gazi ile baslar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Sebepsiz yere hiç kimsenin timari elinden alinamaz ![]() 2-Timar sahibinin ölümü halinde timari ogluna intikal eder ![]() 3-Ogul sefere gidemeyecek kadar küçükse, harbe gidecek yasa gelinceye kadar onun yerine hizmetkârlari sefere gideceklerdir ![]() Anadolu'da, Osman Gazi ile baslayan timar sistemi, ondan sonra gelen torunlari tarafindan devam ettirildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Baslangiçta "Has" ile "Timar" seklinde ikiye ayrilmis olan birlikler, I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avrupa'da topraga yerlestirilmis olan köle (serf, çiftçi) bazi isleri hür insanlar gibi yapamaz ![]() ![]() ![]() a- Istedikleri ile evlenemezler, baska senyörlerin serfleri veya hürlerle evlenemez ![]() b- Serflerin mirasi hür olan insanlarinki gibi vârislerine intikal etmez, sahipleri istedikleri gibi mirasa müdahale edebilirler ![]() > c-Istedikleri meslegi seçme, çalisip çalismamada serbestlikleri yoktur ![]() d-Efendilerinin angarya islerinde çalismak ve belli zamanlarda onlara hediye takdim mecburiyetleri var ![]() e- Serfleri cezalandirmak efendilerine aittir ![]() f-Serfler, ruhban sinifi ve manastirlara giremezler, mahkemelerde hür bir insana karsi sahidlikleri kabul edilmez ![]() Serflerin içinde bulundugu bu duruma karsilik Osmanli reâyâsi hür insanlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti kuruldugu ve daha sonra feth ettigi memleketlerde, bir çesit toprak köleliginin mevcud oldugu düzensiz bir derebeylik nizami ile karsilasmistir ![]() ![]() ![]() ![]() Baslangiçta, arazinin mülk ve mirî olarak ikiye ayrildigi Osmanli Devleti'nde, bilahare arazinin tamamina yakin bir kismi mirî rejime tabi tutulmustur ![]() ![]() "Bilâd-i Islâmiyede olan arazi, muktezay-i seriat-i serife üzre üç kisimdir: Bir kismi arz-i ösriyyedir ki hin-i fetihte (fetih esnasinda) ehl-i Islâm'a temlik olunmustur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kismi dahi arz-i haraciyedir ki, hin-i fetihte keferenin ellerinde mukarrer kilinup kendilerine temlik olunub üzerlerine hasillarindan ösür yahut sümün yahud subu', yahud südüs, nisfa degin (1/10, 1/8, 1/7, 1/6, 1/2) arzin tahammülüne göre harac-i mukaseme vaz' olunup yilda bir miktar akça dahi harac-i muvazzaf vaz' olunmustur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kisim dahi vardir ki, ne ösriyyedir ne de vech-i mezbûr üzerine haraciyyedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu diyar-i bereket siarin arazisi dahi bu uslûb üzerine arz-i memlekettir ki, arz-i mîrî demekle mâruftur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldügü gibi devlet, reâyânin elindeki topragin miras yolu ile parçalanmasi, serbest alisveris usûlü ile gelisigüzel sahip degistirmesi ve borç için hacz edilmesi gibi sebeplerie müstakil küçük köylü isletmelerinin mevcudiyetini tehlikeye düsüren muameleleri önleyici hükümler koymustu ![]() ![]() Müslüman Devletlerde arazinin mîrî olus sekillerini söyle siralayabiliriz: a) Fethedilen arazi, gâliplere (fâtihlere) tevzi, veya mahallî halk elinde birakilmayarak devlete (beytü'l-mal) mal edilmek suretiyle ![]() ![]() b) Fetih esnasinda nasil muamele gördügü belli olmayan arazi ![]() c) Mülk araziden olan topragin, mâlikinin mirasçi birakmadan ölmesi ve vasiyette bulunmamasi halinde arazinin hazineye intikal etmesi ile ![]() d) Topragin, mururu zaman (zaman asimi) ile sahibi bilinememek yüzünden hazineye intikali suretiyle ![]() e) Rakabesi devlete ait olmak üzere ihya edilen ölü (mevat) toprak ![]() Osmanli toprak sisteminde "emîriyye" denilen arazi de iki kisma ayrilmaktadir ![]() 1- Arazi-i emirîye-i sirfa (beytü'l-male ait) 2- Arazi-i emirîye-i mevkufa (vakfa ait) Tafsilatina girmeden,sadece kaç kisim olduguna isaret ettigimiz arazi-i emirîye, 1274/1858 tarihli arazi kanunnâmesinin 3 ![]() "Arazi-i emirîyye, beytü'l-male ait olarak ihale ve tefvizi, taraf-i Devlet-i Aliyye'den icra olunagelen tarla ve çayir ve yaylak ve kislak ve korular ve emsali yerlerdir ki, mukaddema ferag ve mahlulat vukuunda sahib-i arz itibar olunan timar ve zeamet ashabinin ve bir aralik mültezim ve muhassillarin izin ve tefviziyle tasarruf olunur iken, muahharan bunlarin ilgasi hasebiyle el-haletu hazihi taraf-i Devlet-i Aliyye'den bu hususa memur olan zatin izin ve tefviziyle tasarruf olunup mutasarriflari yedlerine bâlâsi tugrali tapu senetleri verilir ![]() 1858 tarihli arazi kanununa göre Osmanlilarda arazi: a- Arazi-i Memlûke, b- Arazi-i Emîrîye, c- Arazi-i Mevkufa, d- Arazi-i Metrûke, e- Arâzi-i Mevât olmak üzere bes gruba ayrilmaktadir: > a- Arazi-i Memlûke: Mülkiyet yolu ile tasarruf edilen topraklar olup dört kisimdan ibarettir: 1- Kasaba ve köylerdeki arsalar olup yarim dönümlük yerlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Arazi-i Memlûkeye mâlik olanlar, mallarini diledikleri gibi kullanir, isler, satar, hibe veya vakf edebilir ![]() ![]() b- Arazi-i Emirîye: Devlete ait olup fertlere, tarla, otlak, yaylak, kislak vs ![]() ![]() ![]() c- Arazi-i Mevkufa: Toplumun menfaati göz önünde bulundurularak vakf edilmis olan topraklardir ![]() ![]() d- Arazi-i Metrûke: Toplumun menfaati için yapilan yollar, köprüler ile köy ve kasaba halkinin birlikte istifade edebilmesi için birakilan mera, koru vs ![]() ![]() e- Arazi-i Mevât: Köy, kasaba ve fertlere tahsis edilmemis bulunan ve imar bölgeleri disinda birakilmis olan topraklardir ![]() Bu sistem, devlete ait mîrî arazinin, savaslarda yararliligi görülen, kale yapim ve tamirinde bulunan, devlete hizmet eden mücahidlere, askerlere ve diger bazi hizmet erbabina dagitilarak, bu kimselerin, kendilerine verilen araziye ait örfî ve ser'î vergileri toplamasi seklinde belirlenebilir ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nde, mirî arazi rejiminin sonucu olarak timar (dirlik) adi verilen bir sistem ortaya çikti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Devlette, büyük bir fonksiyonu bulunan timar sistemi, Osmanli toprak rejiminin temelini teskil ediyordu ![]() ![]() ![]() Toprak taksimatinin en küçük bölümü olan timar, geliri 3 bin ila 20 bin akça arasinda degisen askerî dirliklere verilen bir isimdir ![]() ![]() ![]() "Osmanli Imparatorlugunda geçimlerini veya hizmetlerine ait masraflari karsilamak üzere bir kisim asker ve memurlara, muayyen bölgelerden kendi nâm ve hesaplarina tahsil selâhiyeti ile birlikte tahsis edilmis olan vergi kaynaklarina ve bu arada bilhassa defter yazilarindaki senelik geliri 20 bin akçaya kadar olan askerî dirliklere verilen isimdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sipahî, reâyâdan miktar ve cinsleri kanunlarla tesbit ve tâyin edilmis olan bir kisim vergiden fazlasini tahsile selâhiyetli degildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sipahî, mîrî arazinin halka tefvizinde, devletin bir temsilcisi olarak vazife görmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() TIMAR SISTEMININ TEKÂMÜLÜ Osmanlilarda, Osman Gazi ile baslayan timar sistemi, Yildirim Bâyezid zamaninda Timur'la yapilan savastan dolayi bir duraklama devresine girmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() Timar teskilâti, Kanunî Sultan Süleyman devrinde tekâmülünün zirvesine ulasmistir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli toprak düzeninde dirlikler, üç kisma ayriliyordu ![]() a) Has: Padisah, vezir ve ileri gelen devlet adamlarina tahsis edilip, senelik hâsilati 100 bin akçadan fazla olan yerlere (dirliklere) denirdi ![]() ![]() ![]() b) Zeâmet: Senelik hâsilati 20-100 bin akça arasinda degisen dirliklerdir ![]() ![]() ![]() ![]() c) Timar: En küçük kategoriyi teskil eden ve senelik geliri 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli toprak rejiminde her dirligin çekirdegini teskil eden ve "kiliç" adi verilen bir kisim vardir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() TIMAR ÇESITLERI Osmanli toprak düzeninde, timarlari siniflandirmak güç ve ince bir is olmakla birlikte onlari tiplerine göre birkaç kisma ayirabiliriz ![]() 1 ![]() a) Mülk timarlar: Anadolu'nun bazi vilâyetlerinde mevcud olan bu tip timar sâhipleri, sefer aninda yerlerine "cebelû"lerini gönderebiliyor, kendileri ise sefere istirak etmeyebiliyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() b) Mülk olmayan timarlar: Bunlar, hizmet mukabili vâridatinin bir kisminin tahsisi suretiyle verilen timarlardir ki, Osmanli timarlarinin çogu bu nevi'dendir ![]() 2 ![]() a) Eskinci timarlari: Bunlarin sahipleri alay beyinin sancagi altinda sefere eserler (giderler) ![]() ![]() ![]() b) Mustahfiz timarlari: Bu timarlarin sahipleri, mensubu bulunduklari kale muhafazasinda bulunurlardi ![]() c) Hizmet timarlari: Bâzi serhadlerde bulunan câmilerin imâmet ve hitâbetinde bulunanlar ile saraya hizmet edenlere verilen timarlardir ![]() 3 ![]() ![]() a) Tezkireli: Beylerbeyilerin, bir tezkire ile devlet merkezine teklif ettikleri timarlara bu isim verilirdi ![]() b) Tezkiresiz: Beylerbeyilerin, kendi beratlari ile verdikleri timarlara da tezkiresiz adi verilir ![]() Küçük timarlarin dagitilmasinda beylerbeyilerin selâhiyetleri büyüktü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dogrudan dogruya beylerbeyi tarafindan verilen tezkiresiz timarlarin defter geliri düsüktür ![]() ![]() ![]() Osmanli timar sisteminde dikkat edilen hususlardan biri de tezkireli timarlarin bozulup tezkiresiz hâle getirilemeyisidir ![]() 4 ![]() a) Serbest timarlar: Timar sahibinin "resm-i arûs", "resm-i tapu", "kislak", "yaylak", "cürüm, cinayet" vs ![]() ![]() ![]() ![]() b) Serbest olmayan timarlar: Böyle bir timari tasarruf eden sipahînin, serbest timar tasarruf eden gibi bir yetkisi yoktur ![]() ![]() Çesitli yönleri ile tedkik ettigimiz timar sisteminin geçirmis oldugu merhaleler ile farkli sebeblere bagli olarak aldiklari degisik isimleri gördük ![]() ![]() TIMAR SISTEMININ BOZULMASI VE ORTADAN KALKMASI Kanunî Sultan Süleyman devrinde, tekâmülünün zirvesine erisen timar sistemi, bu pâdisahin ölümünden sonra bozulma temâyülü göstermeye baslamis olacaktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Iltizam usûlünün dogmasi, timarlarin akraba ile yakinlara dagitilmasi ve rüsvetin ortaya çikmasi sonucu, timar sahiplerinin askere gitmemesi üzerine bas gösteren bozulmanin sebeplerini söyle siralayabiliriz: a) Merkezî devlet bürolarinda timar kayitlarinin son derece karisik bir hâle düsmesi ![]() ![]() b) Bos kalan timarlarin, istihkak sahiplerine verilmesi yerine bir kenara ayrilarak (sepete konarak) çesitli hileli yollarla bazi nüfûzlu kisilerin adamlarina verilmesi ![]() c) Is adami vasfindaki yeni timar sahipleri, sefer zahmetinden, baç ve can korkusundan halas olup safâ ve huzur içinde kâr ve kazançlari ile mesgul olabilmek için, harp zamanlarinda timarlarini bir takim aracilara, seferden dönüste bu timarlardan eski sahipleri lehine feragat etmek sartiyle, devir ve tahvil ettirmenin yolunu bulmakta idiler ![]() Görüldügü gibi timar sisteminde, reâyâ, sipahi ve devlet olmak üzere üç temel taraf bulunmaktadir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Reâyâ ise üzerinde yasadigi topraklan isleyip bunlarin vergisini devlet adina sipahiye vermek zorundadir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Farkli sebeplere bagli olarak bozulmaya yüz tutan timar sisteminin islahi için, çesitli tedbirlere bas vurulmus olmakla beraber, bu gidisin önü bir türlü alinamamistir ![]() Kurulusundan beri, Osmanli Devleti'nin ekonomik, sosyal ve askerî tarihinde büyük bir rol oynayarak önemli bir hizmet ifa etmis olan timar rejimi, birkaç asirdan beri buhranlar içinde geçen hayatinin son safhasinda sessiz sedasiz bir sekilde ve herhangi bir sarsintiya sebep olmadan ortadan kalkti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında Herşeyİktisadi Hayat, Sanayi ve Ticaret Iktisadî Hayat, Sanayi ve Ticaret; Devlet ve özel sektörce yapilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ticaret hanlari, toptanci tüccarin hem yazihane, hem depo olarak kullandigi is hanlariydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlim Osmanlilarda bütün dînî, fennî, sosyal ilimler ve teknik bilgiler kurulusundan sonuna kadar her seviyede ögretilip, tatbik edilerek, yayildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilarin kurulusundan îtibâren dînî ve hukûkî sahada yetisen meshur ilim adamlari ve eserlerinden bâzilari: Serefüddîn Dâvûd-i Kayserî (vefâti 1350), Iznik Medresesi müderrislerindendi, on üç kadar eser yazdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlmiye Teşkilatı Ilmiye Teskilâti; Osmanli Devletindeki bütün ilmî faaliyetler, Islâm Dîni esaslarina göre müesseseleserek teskilâtlar kuruldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İmaret Osmanli Devleti'nde yer alan hayir kurumlarindan biri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Imâret, ilk defa asr-i saadette kurulmustur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cami, hastahâne, kervansaray, köprü, han, hamam ve çesme gibi içtimaî müesseselerden biri de imaretler olup, bunlarin cemiyete ne kadar hayirli olduklari yakin zamanlara kadar görülmüstür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilarda ilk imareti 1336' da kuran Orhan Gazi, müessesesinin açilisini yaparak fakirlere bizzat, yemek dagitti ![]() ![]() Iznik ve Bursa'da pâdisâhlar ile hayirsever zengin kimselerin kurdugu imaretler yirmi dörde ulasmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Imaretlerin vakfiyelerinde vakfin idâresinin kimler elinde ve nasil olacagi da belirtiliyordu ![]() ![]() Imaretler bir tek yapi olabildigi gibi, külliye hâlinde teskil edilenleri de vardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fâtih Sultan Mehmed Han'in cami, medrese ve dârüssifâ ile beraber yaptirdigi imarette, günde iki defa yemek piser ve medrese talebeleriyle hastahâne ve kütüphane me'murlari ile külliyenin bütün hizmetlileri, misafirler ve fakirler olmak üzere, her ögünde bin kisi yemek yerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Imaretler Osmanlilarin hayirseverliligini, adalet ve insafini, insanlik anlayisini, kültür ve medeniyet seviyesini gösteren yüzlerce müesseselerden biri idi ![]() "Hüner, bir sehir bünyâd eylemektir ![]() beytindeki anlayis ve davranisla bayindirlik ve sosyal yardim mes' eleleriyle mesgul olan Osmanli sultanlari, günümüzde hastalik hâlini almis dilencilik, kötü yola düsme ve intihar gibi fiillerin önünü kesmislerdi ![]() Maliye Osmanli Devleti, beylik döneminden itibaren sistemli bir malî teskilâta sahip olmustu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldügü gibi Osmanli maliye teskilâtinin basinda "Defterdâr" adi verilen bir görevli bulunmaktadir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kurulus döneminde gelirler, daha fazla bir yekûn tutuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli maliyesi, "Miri hazine" (veya dis hazine) ile Enderûn (veya iç hazine) hazinesi olmak üzere iki kisimdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan bir müddet öncesine kadar ilk Osmanli sikkesinin Orhan Bey'e ait oldugu biliniyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() VERGILER Osmanli maliyesinin farkli gelir kaynaklari vardi ![]() ![]() ![]() ![]() Siyasî bir çevre içinde ortaya çikan Islâm, kendisinden önceki din ve toplumlarda mevcud olup tatbik edilen vergilerle karsilasti ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli devlet rejiminin, kendinden öncekilerden devr alip tatbik ve inkisaf ettirdigi vergi sistemi, amme idaresi ve devletin iktisadî tarihi bakimindan önemli bir yer tutar ![]() ![]() Kurulusundan itibaren Müslüman bir toplumu ifade eden Osmanli Devleti, inkisâf ettirip kemâl mertebesine ulastirdigi müesseseleri ile, tebeasindan tahsil ettigi verginin temeli, Islâm hukukunun kaynaklarina dayaniyordu ![]() Siyasî bir birlik olarak tarih sahnesinde görünmesinden itibaren birçok vergi kalemi tarh etmek zorunda kalan Osmanli Devleti'nin bu uygulamasi, yüzlerce vergi ismi gösteren cetvellerle tasvir edildigi kadar karmasik ve anlasilmaz degildir ![]() ![]() Bilindigi gibi Osmanli devlet sisteminin önemli müesseselerinden biri olan mâliyenin, temel dayanagini teskil eden vergi, genel mânâda iki ana bölüme ayrilir ![]() ![]() ![]() Müslüman bir cemiyete istinad eden bünyesi ile ser'î hukuku hem nazarî hem de amelî bir sekilde ve her sahada uygulamaya koyan Osmanli Devleti, diger Müslüman devletlerin bu konudaki tatbikatlarini gözden irak tutmuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli vergi sisteminin özelliklerinden biri de tebeadan alinan verginin kendisini (tebea) ne malî, ne de hukukî yönden rencide etmemis olmasidir ![]() ![]() ![]() ![]() Ana hatlari ile Osmanli vergi sisteminden bahs ettikten sonra artik vergi çesitlerini görebiliriz ![]() ![]() ![]() SER'Î VERGILER (TEKÂLIFI SER'IYYE) Osmanli Devleti'nde "Tekâlif-i Ser'iyye"nin temelini teskil eden vergilerin tarh, cibâyet vs ![]() ![]() ![]() ![]() ZEKAT Bilindigi gibi zekât, Islâm'in üzerine bina kilindigi bes esas rükünden birini teskil etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HARAC Osmanlilarda daha ziyade gayr-i müslim tebeayi ilgilendiren vergilerden biri, Harac adini tasimaktadir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Harac-i Muvazzaf, arazi üzerine maktu bir sekilde konmus bulunan akça olup zaman ve mintikalara göre farkli isimler aliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÖSÜR Bilindigi gibi Islâm vergi hukukuna göre, ziraî mahsullerden belli nisbetler sartlar dahilinde Müslüman tebeadan alinan vergiye Ösür denir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nde, Ösür kelimesi yerine baska tabirler de kullaniliyordu ki bunlar, son dönemlerde ortaya çikmisti ![]() ![]() ![]() ![]() CIZYE Islâm hukukuna göre cizye, devletin, müslüman olmayan vatandasini (tebeasini) yakindan ilgilendiren bir vergidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli vergi hukukunun "Tekâlif-i Ser'iyye" bölümüne dahil olan cizye, maliyenin en önemli gelir kaynaklarindan birini teskil ediyordu ![]() ![]() Devletin, idaresinde bulunan gayr-i müslimlerin haklarim korumak, onlara gelebilecek zararlari ortadan kaldirmak ve askerlik hizmeti karsiliginda aldigi bu vergi, önemsiz denebilecek kadar az bir seydir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilarda, padisahlarin cizye ile ilgili bütün resmî tahrirleri seriatin cizyeye ait kararlarina dayaniyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nde bu vergiyi vermekle yükümlü tutulan kimseler, sadece ergenlik (bulûg) çagina gelmis akil ve vücutça saglam olan erkeklerdir ![]() ![]() ![]() Baslangiçta, devletin bütün bölgelerinde ayni miktarda cizye alinmiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kismen toplumun sosyoekonomik durumundan kaynaklansa bile büyük ölçüde devlet müsamahasinin bir neticesi olarak cizye mükellefinin tabi bulundugu siniflamada en az cizye verenler (ednâ sinifi), her zaman öbür siniflardan daha fazla olmuslardir ![]() A'la: 27 Evsat: 147 Ednâ: 166 ![]() Daha önce de belirtildigi gibi, Müslüman devletlerde cizye mükellefi, bütün insanî hak ve vecibelerden rahatlikla istifade edebilmekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nde hazine için tahsil edilen cizye, her senenin Muharrem ayinda degisik müesseselerce toplaniyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu uygulamada cizye mühürleri ile birlikte cizye kagitlarinin renkleri de degisiyordu ![]() ![]() Osmanlilarda cizye uygulamasi, 1272 (1855) senesinde cizyenin, "Bedel-i askeriye"ye tebdili zamanina kadar devam etti ![]() ÖRFÎ VERGILER (TEKALIFI ÖRFIYYE) Osmanlilarda ser'î vergilerin yaninda, temeli ihtiyaçlardan dogan ve örfe dayanan bir verginin daha bulunduguna temas edilmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldügü gibi, devlet için ser'î vergilerden ayri olarak örfî vergi tarh etmek, bir zaruret halini almisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Normal olarak geçici olmasi gereken ve fakat bir biri ardi sira gelen muharebe ve ekonomik sikintilar neticesinde devamlilik kazanan örfî vergileri de iki kisma ayirmak mümkündür: 1- Tekâlifiâdiye 2- Tekâlif-i sakka 1- Tekâlif-i Âdiye: Ser'î hukuka göre malî bir terim olarak "ca'l" adi da verilen bu vergi türü, araliksiz devam eden harp ve malî krizlerin bir sonucu olarak ortaya çikmisti ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Tekâlif-i Sakka: Bu, harp, malî kriz ve tabii âfet gibi bir zarurete bagli olmadan tekâlif kaideleri disina çikilarak konmus bulunan vergilerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilarda, Tanzimat'a kadar devam eden örfî vergilerin bu ikinci kismi olan "sakka"nin olmadigini, tebea üzerine böyle bir verginin tarh edilmedigi, ancak bazi vergilerin buna benzemelerinden dolayi "sakka" zannedildikleri belirtilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Örfî vergilerin tahsili, ser'î vergilerin tahsilinden farkli idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zaman ve mintikalara göre isimleri ile birlikte çesitleri de degisen örfî vergiler, hazinenin vaz geçemiyecegi bir malî yardim halini almisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muharebeler esnasinda, bosalan devlet hazinesinin (beytü'l-mal) ihtiyaci olan parayi tedarik etmek ve askerin donatilmasini saglamak için konulan imdadiye vergisi, bazan hazineye gönderilir, bazan da dogrudan dogruya orduya memur olan serdarlara verilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nde, örfî vergiler kismina giren vergi kalemlerinden biri de "Avânz" adini tasiyan vergidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu verginin 4-5 yilda bir defa alindigini belirten Lütfi Pasa, bunun Yavuz Sultan Selim (1512-1520) döneminde sadece bir defa alindigini kaydeder ![]() Devlet, fevkalade bir vaziyetin icab ettirdigi masraflar ile muayyen vasiflan haiz yiyecek maddelerini, harp levazim ve masraflarini, belirü vergi kaynaklarindan karsilayamayacagini anladigi zaman, özel bazi tedbirler ile memleketin bütün imkânlarini seferber etmeye karar verirdi ![]() ![]() Halk arasinda "salgun" diye de adlandirilan bu vergi XIX ![]() ![]() ![]() "Avâriz" vergisi, degisik isimlerle zikr ediliyordu ![]() ![]() Diger bütün vergilerde oldugu gibi, bazi sinif ve zümreler avârizdan muaf tutulmuslardir ![]() ![]() Osmanli örfî vergilerinden bir kalem de "Harçlar" adi altinda zikredilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli devlet teskilatinda, divan-i hümayunda bulunan önemli vazifelilerden biri ![]() ![]() ![]() ![]() Islâmiyetin ilk devirlerinde, halifelere verilen istidalara, devlet reisi tarafindan verilen cevaba, "tevhi" denilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli devletinde, nisancilarin Orhan Gazi zamanindan itibaren, bu padisaha ve haliflerine ait berat ve tugralarin mevcudiyeti ile anlasilmaktadir ![]() ![]() Nisanci'ya ait ilk topluca bilgiye Fatih Kanunnâmesi'nde rastlanir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tesbit edilebilen ilk, nisanci olan Muhammed Asgarü'l-cezerî'den itibaren, bu memuriyette vazife yapan bütün nisancilar, devletin nizamlarina, teskilatina ve müesseselerine dair kanunlarin toplanmasinda, nesredilmesinde baslica rolü oynadilar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onyedinci asir sonlarinda kaleme alinmis Tevhiî Abdurrahman Pasa Kanunnâmesinde, Nisancilara mahsus olan kiyafe't söyle tarif edilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli merkez teskilatindaki bu mühim memuriyet, 1836'da kaldirildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tazminattan sonra ise, nisanciligin vazifeleri birkaç memuriyete dagitildi ![]() ![]() Ordu Teşkilatı Osmanli ordusu, kurulusundan 20 ![]() ![]() ![]() Osmanlilarin kurulusunda ordu, asiret kuvvetlerinden meydana geliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Deniz kuvvetleri (Donanma): Osmanli Deniz Kuvvetleri, Karesi, Mentese, Aydin gibi denizci beyliklerin hâkimiyet altina alinmasiyla sâhip olunan gemi ve personeliyle kuruldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli ordusunda atessiz, atesli, koruyucu silâhlar kullanilmaktaydi ![]() ![]() ![]() 1839 Tanzimat ilânina kadar ordu-yu hümâyûnda mülkî vazifeleri de olan askerî rütbeler sunlardir: Sadâret, vezir, beylerbeyi, ülâ, sancak beyi, alaybeyi, kaymakam, binbasi, sagkolagasi, yüzbasi, mülâzim-i evvel, mülâzim-i sânî, zâbit vekili, basçavus, onbasi, nefer ![]() ![]() ![]() Saray Teşkilatı Osmanli Devletinin kurulusundan sonra, saray teskilâti da diger müesseseler gibi gelisme gösterdi ![]() ![]() ![]() Bu saraylar pâdisâhlarin hem ikâmet ettikleri yer ve hem de bütün devlet islerinin görüsülüp karar verildigi en yüksek devlet dâiresiydi ![]() Osmanli Devletinde saray teskilâti üç kisimdan meydana gelmekteydi: 1) Bîrûn adi verilen dis kisim, 2) Enderûn adi verilen iç kisim, 3) Harem-i hümâyûn ![]() Sarayin Birûn adi verilen kismi sarayin disi, yâni Babüs'saâde hâricindeki teskilâtidir ![]() ![]() Burada görevli olan ilmiye sinifi ile Birûn agalari denen agalar, sarayin hem harem ve hem de enderûn kisminin hâricindeki yerlerde ve dâirelerde bulunup, vazifelerini yaparlar ve aksamlari evlerine giderlerdi ![]() ![]() Enderûn: Sarayin bu kismi yüksek dereceli devlet memuru yetistiren bir mektep ve terbiye yeriydi ![]() ![]() Küçük yastaki devsirme denilen çocuklar, saraya alinmadan sivil Müslüman Türk âilelerin yaninda büyük bir îtinâ ile yetistirilerek, Müslüman Türk terbiyesi görürlerdi ![]() ![]() ![]() Osmanli Sarayi, hem devletin en yüksek idâre organi ve hem de en yüksek idârecilerini yetistiren bir müessese idi ![]() ![]() ![]() Harem-i Hümâyûn: Pâdisâhin âile efrâdinin; pâdisâh kadinlarinin, pâdisâhin kiz ve erkek çocuklari ile harem agalarinin ve muhâsiplerinin oturdugu yerdi ![]() ![]() ![]() Osmanli sarayinin harem bölümü, hânedan mensuplarinin husûsî âile hayatlarini yasadiklari yerdi ![]() ![]() ![]() Asirlar boyunca cihan-sümûl Osmanli Devletini idâre etmis, ülkeler fethetmis, ilim ve irfânin ilerlemesine, medeniyetin yükselmesine ve yayilmasina hizmet etmis pâdisâhlarla, mümtaz ahlâk, iffet, sefkat, merhamet ve hamiyet nümûnesi hanim sultanlar, hep bu Harem-i Hümâyûnda terbiye edilerek yetismislerdir ![]() ![]() ![]() Harem-i Hümâyûnda bulunan câriyeler, Islâm ordularinin düsmanlarla yaptigi harplerde esir edilen kadin ve kizlarla, pâdisâha hediye edilenlerden hizmetçi olarak sarayda bulunanlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski ve ortaçaglardaki krallik ve imparatorluk saraylarinda yasanan zevk ve safâhat âlemleriyle, bilhassa saraya mensup kadinlarin karistigi entrikalarin sehvetleri kamçilayan hikâyelerini dinleyip yazmaga alismis bâzi Avrupali muharrirlerle, onlari taklit eden yerli isimler, hiçbir yabancinin girmemis, hiçbir uygunsuz haber duyulmamis olan Osmanli sarayinda da bu kâbil olaylari çok arastirmislar, yazacak hiçbir sey bulamamislardir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sosyal Hayat Osmanlilarda sinifsiz toplum hayâti vardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında HerşeyAKINCILAR Serhad kulu grubunun en önemli birligini akincilar teskil ederdi ![]() ![]() Serhad denilen hudud boylarinda bulunan akincilar, fevkalade disiplinli bir teskilâta sahiptiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Islâmî suurdan kaynaklanan bir ruha sahip olan akincilarin, ordunun basarisi için yaptiklari akinlarda, pekçok esir aldiklari bir gerçektir ![]() ![]() Hafif süvari birlikleri olduklarindan, düsman kale ve ordusu üzerine varmayan akincilar, ordu için yollan açiyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Akincilar içinde devsirme yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük bir kismi, Avrupa ve Balkan halklarinin dillerini çok iyi biliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her biri ayri bir komutana bagli bulunan akinci birlikleri, ayri ayri yerlerde ikamet ediyorlardi ![]() ![]() ![]() Düsman ülkesine yapilan bir akinin, akin adim alabilmesi için o taarruzun akinci komutanlarinin emrinde olmasi lazimdi ![]() ![]() ![]() ![]() Rumeli'de ayri ayri ocaklar halinde bulunan akincilar, komutanlarinin isimleri ile anilirlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Savaslarda basarili olan akincilara dirlik tahsis edilince timarli akincilar ortaya çikti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Akinci taifesinin sakin olduklari yerin kadilarina hüküm ki, kadimu'l-eyyamdan olan sefer-i hümayunuma eser akinci taifesi sefere estikleri (sene) umûmen avanz-i divâniye ve tekâlif-i örfiyeden muaf ve müsellem olmak babinda emr-i serifim vârid olmus iken, haliya taife-i mezbureye kudat tarafindan tekâlif çektirilmekle, sefere ihraç olunmak lazim geldikte taife-i mezbûre sair reaya gibi hem tekâlif çekeriz ve hem sefere teklif idersiz deyü sefere gitmekte taallul ettikleri ilam olundu ![]() ![]() Akincilarin silahlan, bir zirhli gögüslük ve yaka ile mizrak, kalkan ve atlarinin egerine takili basi topuzlu bir bozdogandi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() XVI ![]() ![]() ![]() Eflak Beyi Mihal'in isyanindaki harekâtta (1595), Vezir-i A'zam Sinan Pasa'nin tedbirsiz hareketi sonucu adeta mahv olurcasina zayiat veren akincilar, bundan sonra pek fazla is yapamadilar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DELILER Serhad kulu askerinin bir bölümünü de "Deliler" teskil ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sancak beyi veya beylerbeyi maiyetinde olan delilerde, akincilarin bütün silahlan vardi ![]() ![]() ![]() ![]() XVI ![]() ![]() ![]() Baslarinda, benekli sirtlan derisinden yapilmis ve üzerine kartal kanatlari takilmis bir baslik bulunurdu ![]() ![]() ![]() Devlette, zaaf belirtilerinin görüldügü XVIII ![]() ![]() ![]() Serhad kulu askerini teskil eden "Gönüllü" ve "Besliler" diye iki ayri birlik daha vardir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() TIMARLI SIPAHILER Osmanli eyâlet kuvvetlerinin en kalabalik ve önemli sinifini timarli sipahi denilen atli birlikler meydana getiriyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dirlik verilen timar sahibi, elindeki imkânlardan istifade ile "Cebelû" veya "Cebelî" denilen bir askerî güç bulundurmak zorunda idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cebelûler, genellikle Anadolu gençlerinden teskil ediliyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() Timarli sipahiler her sancakta bir kisim bölüklere ayrilmislardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilindigi gibi mirî arazi rejiminin bir sonucu olarak ortaya çikan dirlik sisteminde sipahî, topragin gerçek sahibi degildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanunî Sultan Süleyman'in son zamanlarina kadar Türk ordusunun en güçlü askeri olan timarli sipahi, bilhassa XVI ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() XVII ![]() ![]() ![]() Devlet Teşkilatı Osmanlilar'da Devlet Teskilâti, Kültür ve Medeniyet: Devlet teskilâti, merkez ve eyâlet olmak üzere ikiye ayrilirdi ![]() Merkez Teskilâti: Merkeziyetçi idareye sahip Osmanli Devleti'nin basi, (Padisah), (Sultan), (Hünkâr), (Hân), (Hakan) da denilen hükümdardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eyâlet Teskilâti: Devlet teskilâtinda en büyük idarî bölümdü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Siyâsî ve Hukukî Idare: Osmanli Devleti siyâsî ve hukukî idaresi bakimindan tam mânâsi ile bir Islâm devleti idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli hukuk düzeni içerisinde idare, mâliye, ceza ve benzeri konularla ilgili alanlarda padisahin emir ve fermanlarinda bulunan degisik mes'eleler ile ilgili kanunnâmeler vardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük ve uzun ömürlü devletler üstün adaletle kâimdir ![]() ![]() ![]() Onaltinci yüzyil için F ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilar'da bir hizmet karsiligi vazife gören devlet memurlari vardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sehirlerin disinda kalan ve köylerde yasayan kalabalik halk toplulugu daha çok tarim, hayvancilik ve degisik toprak isçilikleriyle ugrasirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nde kurulusundan itibaren devlet idaresinde yürütme ve yargilama gücü ayri olarak düsünülüp ve tatbik edildi ![]() ![]() ![]() Osmanlilar bütün müesseselerini kendinden önceki Islâm ve Türk devletlerinden alip ve devrin sartlarina göre gelistirdiler ![]() ![]() Osmanli Devleti'nin gerileme devresiyle birlikte, Batinin siyâsî ve hukukî müesseselerinin devlet sistemine büyük çapta etki yaptigi ve bu dönem içinde eskinin yaninda, yeninin de ortaya çiktigi görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dini Teşkilat Osmanli Devleti, Islâm dîninin en yüksek makâmi olan halîfelik müessesesine de sâhip oldugundan, bütün dînî teskilâtlar mevcuttu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eğitim Öğretim Islâm ülkelerindeki ilmî hayatin gelismesinde XI ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilar, medrese egitimi ve dolayisiyla ilim ve bu sahanin adamlarina deger verdiklerinden, bunlarin tahsil ve egitim konusunda karsilasabilecekleri her türlü sikintiyi ortadan kaldirmaya çalismislardi ![]() ![]() ![]() Osmanlilar, medreselerdeki egitim ve ögretim faaliyetlerini vakiflar vasitasiyla devam ettirdiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Orta ve yüksek ögretimi gerçeklestiren Osmanli medreselerinin ilki, Orhan Gazi tarafindan 731 (1330) tarihinde Iznik'te açilmisti ![]() ![]() ![]() ![]() Ilk dönem Osmanli ilim hayati hakkinda bilgi veren D'Ohsson'a göre Osmanli Devleti'ndeki ilmî faaliyetler, daha Osman Gazi döneminde baslamisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Iznik, bir ilim merkezi olarak önemini XV ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bursa'nin fethinden sonra orada da medreseler kurulur ![]() ![]() ![]() Yildirim Bayezid, Hisar disinda bir câmi ve medrese yaptirmakla Bursa'nin bir ilim ve irfan merkezi haline gelmesini ve sehrin hisar disina tasmasi ile genislemesini sagladi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldügü gibi Bursa'nin fethinden hemen sonra orada da çesitli medreseler kuruldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 764 (1363) tarihinde Edirne'nin fethinden sonra, Rumeli'deki fetihlerin daha saglikli ve basarili olabilmesi için devlet merkezi buraya nakledilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih külliyesi kurulunca sekiz büyük medreseye "sahn" adi verilmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli medreselerindeki egitim ve ögretim usulü, diger Islâm devletlerinde oldugu gibi bir metod takip etmis olup, medreselerin sayilari arttikça bunlar da derece ve siniflarina göre bir düzene tabi tutulmuslardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih'in kanunnâmesinde "Sahn-i Semân" diye adlandirilan medreselere "Semâniye medreseleri" de denilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sahn medreselerinin arka taraflarinda yüksek tahsile, yani Sahn-i Semân medreselerine danismend yetistirmek üzere "Tetimme" veya "Musila-i Sahn' ismiyle sahn medreselerinden küçük olarak sekiz medrese daha insa edilmisti ![]() ![]() Sahn medresesi talebelerine danismend, Tetimme talebesine de Suhte (galat olarak softa) deniyordu ![]() ![]() ![]() Bilindigi gibi egitim ve ögretim, hiç bir devletin vazgeçemeyecegi bir mecburiyettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÖRGÜN EGITIM MÜESSESELERI Bu müesseseler, belirli yas ve bilgi seviyesindeki insanlari, yine belirli zaman ve disiplinlere göre yetistirmek üzere kurulmus bulunan müesseselerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Güzel Sanatlar Güzel San'atlar, mîmârî, çinicilik, minyatür sahalarinda muhtesem, nâdide eserler verildi ![]() ![]() ![]() ![]() Çinicilik; dekoratif sekiller olup yaygin olarak câmilerde, saraylarda ve diger eserlerde kullanildi ![]() Minyatür; nakkaslar tarafindan kâgit, duvar, tahta ve tasa zarif sekilde islenirdi ![]() ![]() Hat; güzel yazi sanati olup, yazarlarina hattat denir: Kûfî, Sülüs, Nesih, Muhakkak, Reyhânî, Tevkî', Icâze, Ta'lik, Divânî, Celi, Rik'a, Ma'kili dâhil, bin kadar çesidi vardi ![]() ![]() Ahlâk; Osmanli idâresinde Islâm ahlâki hâkimdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İhtisab Islâm cemiyetinde iyilikleri emretmek ve kötülüklerden vazgeçirmek suretiyle, sosyal huzuru saglamak için yapilan is; Emr-i bil ma'rûf ve nehy-i anil münker ![]() ![]() ![]() Iyilikleri emretmek ve kötülüklerden vaz geçirmek gayesiyle kurulan bu müesseselerin basinda bulunan muhtesib, dînin hos karsilamayip çirkin gördügü her türlü kötülügü (münkeri) ortadan kaldirmaya çalisirdi ![]() ![]() ![]() Muhtesib, devleti temsîlen bu vazifeye getirildigi için genis bir tâzir (cezalandirma) salâhiyetine de sâhibdi ![]() ![]() ![]() Muhtesip, herhangi bir sikâyet beklemeden kendi yetkisini kullanarak bizzat halk içinde dolasip gördügü uygunsuz hâllere âninda müdâhale ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() Münkerin islendigi sabit olduktan sonra, hatâyi bilmeden islemis olma ihtimâli oldugu için ilk önce münâsib bir sekilde, o isin kötülügünü münkeri isleyene anlatirdi ![]() ![]() ![]() Azarlamak da fayda vermezse, elle müdâhale ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() Muhtesibde bâzi sartlar aranirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Vazifelerinden bir kismi, âninda müdâhaleyi gerektirecek cinsten olan muhtesibin, bütün bu isleri yaparken bilgi ve kudret gibi iki melekeye sâhib olmasi lâzimdi, insanlarin baska müdâhaleye lüzum kalmadan, kendiliklerinden münkeri (kötülügü) terk etmeleri için, muhtesib tâyin edilecek kisilerin akilli, zekî, ilim sahibi, yüzü nurlu, heybetli ve vakar sahibi kimselerden seçilmeleri gerekirdi ![]() Erkek ve mükellef olmalidir ![]() ![]() ![]() Muhtesibin sâdece dînî emir ve yasaklarin yaninda me' muriyetini ilgilendiren iktisadî konulari da bilmesi sartti, ilmiyle âmil olan muhtesibin bildigi seyleri öncelikle kendi nefsine tatbik etmesi çok önemliydi ![]() ![]() ![]() Muhtesib, verâ ve takva sahibi olmaliydi ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nde muhtesiblik yüksek bir makam kabul ediliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli idarî teskilâtinda pek çok me'mûriyet hizmetinde oldugu gibi ihtisâbda da vazîfe süresi prensip olarak bir seneydi ![]() Bu sekilde bir kisi ayni isde uzun süre tutulmayarak suistimallerin önüne geçilirdi ![]() ![]() Osmanli devlet teskilâtinin genis kadrosu içinde yer alan ve hemen hemen bütün müslüman devletlerde muhtesib diye isimlendirilen bu görevliyi Osmanlilar da genellikle ayni sekilde isimlendirdiler ![]() ![]() ![]() Osmanlilarda ihtisâb vazifesini yapmakla ilk defa kimin ve ne zaman tâyin edildigi bilinmemekle beraber, Âsikpasa Târihi'nde bildirildigine göre; ilk uygulama Osman Gâzi'nin; "Her kim pazara bir yük getire, sata iki akçe virsün ve satmazsa hiç bir sey virmesün" emriyle baslamistir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Genis yetki ve selâhiyetlere sahip bulunan muhtesib, bütün bu vazifeleri tek basina yerine getiremezdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sehirler büyüyüp, iktisadî hayât gelistikçe hüddâm-i ihtisâb denilen muhtesib yardimcilari da çogaldi ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli devlet teskilâtinda köklü degisikliklerin yapildigi sultan ikinci Mahmûd Han zamaninda 1826 yilinda yeniçeriligin kaldirilmasindan sonra sehir idaresinde bir bosluk dogdu ![]() ![]() ![]() 1845'de surta (polis) ve 1846' da zaptiye müsirligi kuruldugundan, ihtisâb nezâretinin bir kisim vazîfe ve selâhiyetleri yeni kurulan bu müesseselere devredildi ![]() ![]() ![]() ![]() Muhtesibin Görevleri: Osmanlilarda muhtesibin vazifelerini genel olarak üç grupta toplamak mümkündür ![]() l- Muhtesibin iktisâdi ve içtimaî hayatla ilgili vazifeleri: Muhtesib özellikle esnaf teskilâtlarini kontrol eder, mahallî pazarlarin organizasyonu ile mesgul olurdu ![]() ![]() Herhangi bir meslege intisâb edip dükkan açmak, öncelikle muhtesibin iznine bagliydi, ihtisâb agasi, her türlü esnaf ve san' atkarin, kethüda ve yigitbasilari vasitasiyla kefillerini tesbit ederek isim ve eskâllerini deftere yazar, ondan sonra çalisma izni verirdi ![]() ![]() Emrindeki kol oglanlari vasitasiyla vergi toplardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhtesib ayni zamanda degisik isimler altinda topladigi bu vergilerin büyük bir kismini; hazîne adina hak sahibi kimselere (savasta yaralanmis asker, sehîd yetimlerine vb ![]() ![]() istanbul'dan kara ve deniz yoluyla tasraya gidenler nüvvâbdan olursa, kazasker tezkirecile rinden, esnafdan iseler kethüdalarindan, digerleri mahalle imamlarindan, gayr-i müslim ler de patrikhanelerinden; isim, söhret ve eskâllerini belirten, ayrica kefaleti bildiren mühürlü bir ilmühaber alip, istanbul mahkemesine ibraz edip, oradan tezkire almak zorundaydilar ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti'nde cemiyetin sosyal siniflarini tesbite ve onlari tanimaya yarayan bir kiyafetler kânunu vardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlarin yaninda inhisarlari (tekelleri) kirmak, herkesin üreticiden mal alip fahis fiyatlarla satmamalari için, üreticiden mal almaya izin belgesi olan ruhsat tezkiresini vermek, disaridan askere yazilmak için gelen, fakat yaslari küçük oldugundan mümkün olmayan çocuklari esnaf yanina çirakliga yerlestirmek, ihtiyâç duyulan yerlere bölgesinden zahîre göndermek, posta hizmetlerini görmek, hekim ve hastalarin durumlari ile yakindan ilgilenerek yol ve sokak kaldirimlarini tamir etmek, evlenen gayr-i müslimlerden resm-i ruhsatiyye vergisi almak, bahçe-i âmire mahsûlünün satilmasi için yapilan dükkanlarin kirasini almak gibi görevleri vardi ![]() 2- Muhtesibin dînî hayatla ilgili vazifeleri: Büyük ölçüe iktisâdi hayatla ilgili bulunmasina ragmen, muh tesib, ayni zamanda dînî vazifeleri de olan bir yetkiliydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3- Adlî vazifeleri: Muhtesib, Osmanli adaleti mekanizmasinda kadinin yetkisi dâhilinde is gören bir görevliydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhtesib cezalari uygularken, kendi veya me'murlari tarafindan görülmüs ve açik ve sarîh dâvalara baktigindan sâhid ve delile gerek duymaz, rahat hareket edebilirdi ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında HerşeyAskeri Teşkilat Bir toplumun "devlet" haline gelebilmesi, onun varligina vücud veren halk ve idarecilerin "bagimsizlik" (istiklâl) kavramini tanimalari ile mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() Disiplinli ve devamli bir ordunun teskili fikrinden hareketle sarf edilen çabalar, milletlerin kendi bünyeleri, bulunduklari cografî ortam ve zamanlarina göre degisik olagelmistir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ortaasya'li atli kavimlerin hayatlarinin en önde gelen özelligi, hareket halinde olma idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Düsmanlarina karsi yaniltma, ani hücum ve sizma gibi taktikleri ile taninan Türklerin, Müslüman Arap ordulari içinde yer almalarindan sonradir ki, Islâm ordulari genis bir cografî mekânda yayilma imkânini buldular ![]() "Bazen uygulanan usûl de yürüyüs halinde olan düsman hatlarini tuzaga düsürmek veya hemen girisilen muharebe ile anlari, önceden hazirlanmis tuzak bölgelerine çekmek idi ![]() ![]() Tarih sahnesinde görünen birçok millet, askerî güç olarak ifade ettigimiz devamli ve disiplinli orduyu ayakta tutup kendisinden istifade edebilmek için çesitli çarelere bas vurmustur ![]() ![]() ![]() Özellikle kurulus ve daha sonraki dönemlerde kullanilan sistemler ile ordunun sahip oldugu disiplin, Osmanli ordusunu basarili bir hale getiriyordu ![]() "Osmanlilar, daha önceden Hiristiyan ordularinin ne vakit geleceklerini ve kendileri ile çatisma için müsait yerin neresi oldugunu bilirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pek çok müessesede oldugu gibi, kendinden önceki Müslüman ve MüslümanTürk devletlerinin teskilatlarindan yararlanmis bulunan Osmanlilar, bu uygulamayi askerî sahada da gösteriyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() Özellikle Alp Arslan ve oglu Meliksah dönemlerinde devrinin en büyük askerî gücü haline gelen Selçuklu ordusu, günümüzün Milli Savunma Bakanligi durumundaki "Divan-i Arizu'l-Ceys" denilen bir teskilât tarafindan idare ediliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() OSMANLILARIN ILK ASKERI TESKILÂTI Bizans Imparatolugu'nun hududlarinda bulunan ve Osman Gazi'ye bagli olan Türk asiretleri atli idiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osman Bey zamaninda, beyligin kuvvetleri, hizmetleri karsiligi ganimetten hisse alan ve feth edilen yerlere atli asker vermek sartiyla yerlesen Türkmen kuvvetleri ile ücretleri gündelik olarak ödenen Osman Bey'in sahsî askerlerinden ibaretti ![]() ![]() Asiret kuvvetleri ile ulûfeli askerler, ilk zamanlarda yeterli oldularsa da fetihler çogaldikça sayi olarak kifayet etmemeye basladilar ![]() ![]() ![]() Atli olan asiret birlikleri, özellikle kale muhasaralarinda fazla tesirli olamiyorlardi ![]() ![]() ![]() YAYA VE MÜSELLEMLER Osman Bey'in ölümünden kisa bir süre sonra, beyligin sinirlarinin genislemesi ve kisa bir gelecekte, daha bir genislemeye namzed olmasi, Orhan Bey'i askerî, malî ve idarî düzenlemeler yapmak zorunda birakti ![]() ![]() ![]() Orhan Bey'in saltanatinin ilk yillarinda askerî kuvvetler, Osman Bey zamanindan pek farkli degildi ![]() ![]() ![]() Fetihlerin devami için zarurî olan ordunun organizasyonu, yani, ilk düzenli birlikler, Bursa'nin fethinden sonra ve Iznik'in fethinden önce Vezir Alaeddin Pasa ile Bursa Kadisi Çandarli Kara Halil'in (öl ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk gençlerinden kurulan ve her biri bin kisi olan bu askerî birligin efradi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldügü gibi Osmanli Devleti'nin ilk döneminde, yani Osman Bey zamaninda beyligin kuvvetleri iki kisimdan ibaret bulunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bilgilerin isigi altinda konuya bakildigi zaman Osman ve Orhan Bey'ler zamaninda Osmanli ordusu, üç gruptan tesekkül ediyordu ![]() ![]() ![]() Kurulus döneminden baslamak üzere Osmanli ordusu "Kara" ve "Deniz" olmak üzere iki kisimdan ibaretti ![]() OSMANLI KARA ORDUSU Ordu-u Hümâyun denilen Osmanli Kara Ordusu, genel olarak iki bölüme ayrilmakta idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KAPIKULU ASKERLERI Kapikulu denilen bu askerî birlik, Selçuklular ve diger bazi devletlerde oldugu gibi "Hassa Ordu"yu meydana getirmekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kapikulu askerleri baslangiçta devlet merkezinde bulunuyorlardi ![]() ![]() Osmanli Devleti, Rumeli taraflarinda fetihler yapip genislemeye baslayinca devamli bir orduya ve daha fazla askere ihtiyaç hasil olmustu ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() 2 ![]() ![]() KAPIKULU PIYADESI Osmanli Devleti'nin, merkez askerî teskilât, içinde yer alan Kapikulu askerleri, Osmanli askerî teskilâtinin önemli bir bölümünü meydana getiriyorlardi ![]() ![]() ACEMI OCAGI Osmanli askerî tarihinde, önemli yeri bulunan ve Kapikulu piyadesinin mühim bir bölümünü teskil eden yeniçerilere mense' olan "Acemi ocagi", Sultan Birinci Murad zamaninda Kadiasker Çandarli Kara Halil ile Karaman'li Kara Rüstem'in tavsiyeleri sonucu ortaya çikmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçi bu ocagin, Rumeli fatihi Süleyman Pasa zamaninda, bizzat kendisi tarafindan savasta esir alinan Hiristiyan çocuklari ile basladigi belirtilmekte ise de ocagin gerçek manada müesseselesmesi, yukarida belirtilen sekilde olmustur ![]() Sözlük manasiyle beste bir demek olan "pencik" harplerde ele geçirilen esirlerden, askerlikte kullanilmak üzere beste birinin alinmasi demektir ![]() Islâm hukukunun ganimetlerle ilgili vaz' etmis oldugu prensiplerinden dogmus olan "pencik", Osmanli Devleti'nin ilk kurulus yillarinda uygulanmiyordu ![]() ![]() ![]() Osmanlilarda Acemi oglani iki sekilde alinirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pencik oglanlarinin, Anadolu'daki Türk çiftçilerinin yanina verilmesi, aradaki deniz sebebiyle kaçmalarina engel olmak içindi ![]() ![]() ![]() ![]() Cüz'i bir ücretle Türk çiftçisinin yanina verilen Acemi oglanlarina çok az bir ücretin verilmesi, onlarin "ben padisah kuluyum" deyip çiftlik sahibine kafa tutmamasi içindi ![]() Acemi oglanlar, ziraat islerinde çalistirildiklari gibi kisa zamanda Türkçe ile birlikte Islâm-Türk örf ve âdetlerini de ögreniyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha önce de temas edildigi gibi Ankara Savasi'ndan sonra Osmanli fetihleri durmus, bazi yerler Bizans ve Sirplara terk edilmislerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Devsirme kanunu geregi ihtiyaca göre üçbes senede ve bazan daha da uzun bir sürede Hiristiyanlardan sekiz ila on sekiz ve bazan yirmi yas arasindaki sihhatli ve kuvvetli çocuklardan Acemi Oglani alinmaya basladi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Devsirme usûlü, kendi dönem ve zamanina göre iyi bir sonuç vermisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilindigi üzere her saha ve konuda oldugu gibi devsirme sisteminde de arzu edilmeyen bazi suistimallerin oldugu söylenebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() Avrupa'da kurulan devamli ordudan bir asir önce vücuda getirilmis olan Yeniçeri ordusu, Osmanli Devleti'nin ilk dönemlerinde dünyanin en mükümmel ordusu haline getirilmisti ![]() ![]() Iran, Arabistan ve Misir çöllerine kadar götüren hükümdarlarin en büyük dayanaklarindan biri bu ordu olmustur ![]() Piyade birligi olan Yeniçeri ocaginin, hangi tarihte ihdas edildigi kesin olarak tesbit edilememekle birlikte bunun, Murad Hüdavendigâr zamaninda yani on dördüncü asrin son yarisi içinde bir ocak halinde kuruldugu söylenebilir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ocagin kurulus sebebi, mevcud askerin azligina ragmen, fetihlerin çogalip sinirlarin genislemesi ve eldeki askerin de bu sinirlari koruyamaz duruma gelme endisesi idi ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeriligin ilk kurulusunda, orduya bin kadar yeniçeri alinmisti ![]() ![]() Ocak, XV ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeriler, baslarina börk ismi verilen beyaz keçeden bir baslik giyerlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Her yeniçeri bölügüne "Orta" denirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçeri Ocagi'nin en büyük komutani olan Yeniçeri Agasi'ndan baska Sekbanbasi, Ocak Kethüdasi veya Kul Kethüdasi, Zagarcibasi, Turnacibasi, Muhzir Aga ve Bas çavus ta ocagin büyüklerindendi ![]() ![]() Yeniçeriler, maaslarini (ulûfe) üç ayda bir alirlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() XVI ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() CEBECI OCAGI Kapikulu askerinin piyade ocaklarindan biri de "Cebeci Ocagi"dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sefer esnasinda ordu komutanlari refakatina münasib bir miktar cebeci verilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Bu ocagin kurulus tarihi kesin olarak tesbit edilmekle birlikte, Yeniçeri ocagi ile birlikte veya ondan çok kisa bir müddet sonra oldugu tahmin edilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Ocak mevcudu, aralarindaki münasebet dolayisiyla Yeniçeri askerinin azalip çogalmasina bagli olarak artar veya eksilirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diger Kapikulu ocaklari gibi "orta" denilen ve 38 bölüge ayrilmis bulunan cebecilerin en büyük komutani "Cebecibasi" idi ![]() ![]() TOPÇU OCAGI Top dökmek, top atmak ve top mermisi yapmak gayesiyle teskil edilen bu ocak da, Kapikulu ocaklarinin yaya kismindandi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Topçu ocaginin top döken kismi ile top kullanan bölükleri ayri ayri idiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilar, gelecekteki ihtiyaçlarini karsilamak ve devamli bir sekilde hazirlikli bulunmak gayesiyle Istanbul'un disinda da top fabrikalari kurmuslardi ![]() ![]() Belgrad, Semendire sancaginin Baç (Beç) madeni, Budin, Içkodra, Praviste, Timasvar ile Asya'da Iran sinirina yakin Kerkük'ün Gülanber kalesi idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilar, sadece madenî degil, tas gülle de kullanmislardi ![]() ![]() Topçu ocaginin en büyük zâbitine (subayina) "Sertopî" veya "Topçubasi" denirdi ![]() ![]() Tophanede sivil memurlar da istihdam ediliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Topçular, sayica "Cebeciler"e yakin idiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oldukça islah edilmesine ragmen Sultan III ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Topçu ocagi ile çok yakindan ilgisi bulunan bir ocak daha vardir ki, bu da "Top Arabacilari Ocagi"dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HUMBARACI OCAGI Farsça asilli bir kelime olan humbara, içine patlayici maddeler doldurulmak suretiyle demirden yapilmis bulunan mermi demektir ![]() ![]() ![]() ![]() Daha çok kale kusatmalarinda ve görülmesi mümkün olmayan hedeflere karsi kullanilan havanlar sayesinde Müslüman Türkler, dikkate deger basarilar saglamislardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bulunmasi gereken birçok vesikada isimleri zikredilmeyen humbaracilarin müstakil bir ocak haline gelmesi XVII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fabrika ve kislalari Üsküdar'da bulunan humbaracilarin, devlet askerî teskilâti bakimindan önemli bir yeri bulunduklari anlasilmaktadir ![]() ![]() LAGIMCI OCAGI Kusatma altindaki surlarinin altindan tünel (lagim) kazmak suretiyle yikan veya düsmanin açtigi tünelleri kapatan bir ocaktir ![]() ![]() ![]() ![]() Yer altinda yollar açarak fitil ve barutla kale bedenlerini yikan veya lagim açarak berheva eden lagimcilik, Osmanli ordusunda çok gelismisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vazifesi, sadece tünel açmakla bitmeyen bu ocak, hem ordunun hem de agirliklarinin geçirilmesi için köprü yapmak ve gerekiyorsa mevcudlari tamir etmek gibi vazifelerle de yükümlü idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KAPIKULU SÜVARISI Osmanli kapikulu ordusunu teskil eden ikinci sinif askerî güç, Kapikulu süvarisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kapikulu süvari sinifini meydana getiren efrad da devsirme çocuklari ile harplerde esir alinan çocuklardan meydana geliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Kapikulu süvari birliklerinden ilk ikisine "Bas", öbür ikisine "Orta", son ikisine de "Asagi bölükler" adi verilmisti ![]() ![]() Kapikulu süvarileri, hükümdarla birlikte sefere gittikleri zaman onun sag ve solunda yürürlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Sipah ve silahtarlar, muharebe meydaninda padisahin çadirini (Otag-i hümâyun), ulûfeciler gerek muharebe esnasinda, gerekse konaklama yerlerinde saltanat sancaklarini, garipler ise ordu agirliklari ile hazineyi muhafaza ederlerdi ![]() Adi geçen "Alti Bölük" efradi, hayvan besledikleri için devlet merkezinden fazla uzak olmayan ve mer'asi bol yerlerde ikamet ediyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() Kapikulu süvarilerini meydana getiren her bölügün âmiri olarak ayri ayri agalari vardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kapikulu süvarilerinin kullandiklari silahlar, genellikle o dönemde her kavim ve millet tarafindan kullanilan silahlardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan III ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() XVIII ![]() ![]() ![]() EYÂLET ASKERLERI Osmanli kara ordusunun ikinci kismini meydana getiren, devletin büyümesinde, gelismesinde ve sinirlarini genisletmesinde önemli derecede rolü bulunan askerî kuvvet, eyalet askerleridir ![]() ![]() YERLIKULU Yerli Kulu piyadesi, eyalet pasalari ile sancak beylerinin komuta ve idaresinde bulunan, komutanlari da bunlar tarafindan tayin olunan muntazam ve disiplinli bir askerî siniftir ![]() ![]() ![]() ![]() AZEPLER Yerlikulu askerinin ilk sinifini meydana getiren azepler, harplerde büyük hizmetler görüyorlardi ![]() ![]() Kelime olarak "bekâr" demek olan azep tabiri, Osmanli askerî teskilâtinda: bekâr, güçlü ve kuvvetli olan gençlerden meydana getirilmis bir askerî sinif için kullanilmaktaydi ![]() Klasik Osmanli ordusunda azepler, Anadolu'daki Müslüman Türklerden kurulu hafif piyade askerî birligidir ![]() ![]() Osmanlilarin ilk dönemlerinden itibaren XVI ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ok, yay ve pala gibi hafif silahlarla donatilmis olan azepler, ordunun ön saflarinda bulunduklarindan ilk olarak onlar düsman hücumuna maruz kalirlardi ![]() ![]() ![]() Bahsimize konu teskil eden ve iki asirdan fazla büyük hizmetler ifa eden hafif piyade azepleri, XVI ![]() ![]() ![]() SEKBAN VE TÜFEKÇILER Yerlikulu piyadelerinden olan sekbanlar, askere ihtiyaç hasil oldugu zaman, gönüllü olarak toplanan köy halkindan olduklari için, diger birlikler gibi saglam bir askerî egitime sahip degillerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zamanla sekbanlarin önemleri azalinca bunlarin yerini "Tüfekçi" adi ile yeni bir piyade sinifi aldi ![]() ![]() ![]() ![]() ICÂRELILER Hudud boylarinda bulunan sehir ve kalelerde istihdam edilen yerli topçulardan meydana getirilen bir siniftir ![]() ![]() ![]() ![]() LAGIMCILAR Yerlikulu askerinin bir bölümünü teskil eden bu sinif, hududa yakin bulunan önemli bazi kalelerin aniden muhasara edilmesi düsünülerek kurulmus bir siniftir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MÜSELLEMLER Osmanli Devleti'nde, pek çok görevi yerine getiren müsellemler, harp zamanlarinda ordunun geçecegi yollan temizlemek, köprüleri tamir etmek ve yol açmak gibi hizmetlerle de mükellef idiler: Buna karsilik baris zamanlarinda bütün vergilerden muaf sayiliyorlardi ![]() ![]() ![]() ![]() SERHAD KULU Osmanli kara ordusunun, önemli bir bölümünü meydana getiren eyâlet askerlerinin bu ikinci sinifi olan Serhad kulu da, hizmet ve durumlarina göre ayri kategorilerde mutalaa edilmistir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında HerşeyDuraklama Dönemi III ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Istanbul'daki yeniçerilerin ulûfelerini zamaninda alamamalarini bahane ederek çikardiklari isyanlar dogrudan sarayi hedef almistir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeniçerilerin basa geçirdigi I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1640'ta, IV ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük basarilara imza atan Fazil Ahmet Pasa'nin genç yasta ölmesi üzerine, IV ![]() ![]() Kara Mustafa Pasa, Çehrin'i ele geçirdi (1678) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Temesvar ve Belgrat düstü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lâle Devri: Pasarofça Antlasmasi neticesinde ortaya çikan barisi iyi kullanmak isteyen Osmanlilar, artik Avrupa karsisinda savunma durumunda kalacagini anladigindan, Balkanlardaki sinir kalelerini tahkim etme, bölge halkini yaninda tutmak için vergileri azaltma siyaseti uygulamaya agirlik vermekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Patrona Halil Ayaklanmasi'nin patlak vermesiyle bu dönem sona eriyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sirvan halkinin talebi üzerine Osmanlilar duruma müdahale etmis, iki ülke arasinda çikabilecek savas Fransa'nin araya girmesiyle önlenmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerileme Dönemi 1764 yilinda Rusya, Osmanlilarin toprak bütünlügünü garanti ettigi Lehistan'i isgal etmis ve kaçan mülteciler Osmanli sinirini geçen Ruslar tarafindan katledilmistir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rusya'nin nihaî amaci, Istanbul'u ele geçirerek Bizans'i yeniden diriltmek idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Iyi bir egitim görmüs olan III ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1802'de imzalanan anlasmayla Fransa bölgede yine ticaret yapma güvencesi almis ve kapitülâsyon hakkini elde etmistir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alemdar Mustafa Pasa sadareti üslenerek, III ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat, kimi seklî, kimi öze yönelik bu yenilikler devletin içinde bulundugu zorluklari asmasina yetmedigi gibi, Osmanli cografyasindaki parçalanma II ![]() ![]() Sirp ve Yunan Isyanlari; Fransiz Ihtilâli'nin getirdigi milliyetçi fikirlerle temellendirilen ancak, daha ziyade arkasinda Rusya ve diger Avrupa devletlerinin tesvik ve tahriki olan etnik ve mahallî isyanlar bu dönemde alevlendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Girit ve Mora valiliginin kendisine verilmesini II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mehmet Ali Pasa Isyani ve Misir Meselesi; Mora'nin elden çikmasiyla, oglu Ibrahim'in Mora valisi olma ümidini kaybeden Misir Valisi M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Konya yakinlarindaki savasta Osmanli ordusunu yenilgiye ugratti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Toplantida Mehmet Ali Pasa'nin veraset yoluyla Misir valiligine sahip olmasi karsiliginda, Suriye'den ve elinde tuttugu Osmanli donanmasindan vazgeçmesi istendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha önceleri gerçeklestirilmeye çalisilan Islahat Hareketleri, Osmanli Devleti'nin kendi iradesiyle uygulamaya çalistigi, içte ve distaki basarisizliklarini önlemeye yönelik yenilikleri ifade etmekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu fermanda, dini ve irki ne olursa olsun Osmanli tebaasindan olan herkesin esit olmasi, herkesin yasalara göre yargilanmasi, varligi ölçüsünde vergilendirilmesi ve askerlik süresinin 4-5 yili geçmemesi gibi hükümler yer aliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Sark Meselesi ve Kirim Savasi; Tanzimat döneminde nispeten saglanan baris ortami, Rusya'nin müdahalesiyle tekrar bozulmaya basladi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük Kaynarca antlasmasi'ndan sonra Osmanli topraklarindaki Ortodokslar'in haklarini koruma rolünü üstlenen Rusya, Kudüs merkezli "kutsal yerler"in korunmasi ve idaresi hususunu da gündeme getirdi ![]() ![]() 1808'den itibaren Rusya'nin baskilari neticesinde onlarin yerini Ortodoks papazlar almaya basladi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Henüz Kirim Savasi sürerken, Viyana'da bir araya gelen Ingiltere, Fransa ve Avusturya, Hristiyanlarla Müslümanlar arasindaki farkliliklarin her alanda ortadan kaldirilmasini öngören bir fermani sultanin yayimlamasini, baris için ön sart kosmuslardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Paris Antlasmasina imza koyan devletler, anlasma maddesinde de yer aldigi için Islahat Fermani'ni, Osmanli Devleti'ne müdahale etmede bir koz olarak kullanmislardir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avrupa devletleri ve özellikle Rusya'nin kiskirttigi topluluklar, bagimsizliklarini ilân etmek için harekete geçmekteydiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bulgar isyani sert biçimde bastirildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada Rusya'nin Osmanli Devleti'ne baski kurmasini kendi menfaatine aykiri gören Ingiltere, Balkanlardaki bunalimi görüsmesi için Istanbul'da uluslar arasi bir konferans toplanmasini saglamisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanun-i Esasi'nin kabulü ile açilan Genel Meclis, padisah tarafindan seçilen Ayan Meclisi ve halk tarafindan seçilen Mebusan Meclisi'nden ibaretti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Berlin Kongresi ve Balkanlardaki Gelismeler; Istanbul önlerine kadar gelmis olan Rusya ile Yesilköy (Ayastefanos) Antlasmasi imzalandi (3 Mart 1878) ![]() ![]() ![]() Ingiltere donanmasini harekete geçirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Berlin Kongresi'nin sonuçlari kisa zamanda ortaya çikmaya baslamisti ![]() Balkanlardan bir pay alamayan Fransa, önceden nüfuz sahasina dahil ettigi Cezayir ile Tunus arasindaki sinir problemini bahane ederek, Tunus'u isgal etti (1881) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 93 Harbi'nden sonra sun'i bir Ermeni Meselesi ortaya çikarilmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ali Suavi, Ziya Pasa ve Namik Kemal gibi kisiler de sultan tarafindan bertaraf edilmislerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Genç Türkler veya Jön Türkler adi verilen ve yurt disinda ve içinde faaliyet gösteren Mesrutiyet taraftarlari, Istanbul'da Ittihad-i Osmani dernegini kurmuslar ve bu dernek 1894/95'te Ittihat ve Terakki Cemiyeti adini almisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 17 Aralik 1908'de meclis yeniden açildi ![]() ![]() ![]() Isgal altindaki Bosna Hersek ise Avusturya tarafindan fiilen ilhak edilmisti (5 Ekim 1908) Millî bir politika izlemeyi amaçlayan Ittihatçilar, olumsuz gelismelerin de etkisiyle gittikçe otoriter bir idare olusturmaya baslamislardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlilarin iç isleri ve Balkanlardaki gelismelerle ugrasmasini firsat bilen Italyanlar, Avusturya'nin Bosna-Hersek'i ilhak etmesi (1908), Arnavutlarin isyani (1910) gibi olaylardan da cesaretlenerek, pastadan pay alabilmek için Trablusgarp'a asker çikardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk-Italyan Savasi'nin basladigi sirada Balkan devletleri aralarindaki anlasmazliklari bir tarafa birakarak, Osmanli Devleti'ne karsi bir ittifak olusturdular ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bulgarlar ise Edirne'yi ele geçirerek Çatalca'ya kadar ilerlediler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yıkılış Dönemi Sadrazam Mahmut Sevket Pasa'nin öldürülmesi ile (21 Haziran 1913), Ittihat ve Terakki Firkasi, hükûmetin idaresini tamamen ellerine geçirmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra Romanya, Japonya ve ABD Itilaf Devletleri, Bulgaristan ve Osmanli Devleti ise Ittifak devletleri safinda bu savasa girdiler ![]() Osmanli Devleti savastan önce Ingiltere ve Fransa'ya yakin bir politika izlemek istedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün dünyaya ögretilen "Çanakkale Geçilmez" sözü, 250 bin Türk evlâdinin sehit kaniyla yazilan bir büyük destan oldu ![]() ![]() ![]() Osmanli Devleti, I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim, Ingiliz, Fransiz, Italyan birlikleri bu anlasmaya dayanarak Anadolu'da isgallere baslamislar, Asirlarca Osmanlinin hâkimiyetinde yasayan Yunanlilar da, agabeylerinin müsaadesiyle Izmir'e asker çikarmislardir (15 Mayis 1919) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Osmanlı Devleti Hakkında Herşey |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Osmanlı Devleti Hakkında HerşeyDönemler Kuruluş Dönemi Yükseliş Dönemi Duraklama Dönemi Gerileme Dönemi Yıkılış Dönemi Devlet Teşkilatı Askeri Teşkilat Devlet Teşkilatı Dini Teşkilat Eğitim Öğretim Güzel Sanatlar İhtisab İktisadi Hayat, Sanayi ve Ticaret İlim İlmiye Teşkilatı İmaret Maliye Nişancı Ordu Teşkilatı Saray Teşkilatı Sosyal Hayat Toprak İdaresi Savaşlar 1 ![]() 1 ![]() 1 ![]() 1 ![]() 2 ![]() 2 ![]() 2 ![]() Ankara Savaşı Belgradın Fethi Cerba Savaşı Çaldıran Savaşı Eğri Kalesinin Fethi Eğriboz Zaferi Fas'ın Fethi Hacova Zaferi İnebahtı Savaşı İstanbul'un Fethi Kanije Kalesi Zaferi Kıbrıs'ın Fethi Kırım Savaşı Kırım'ın Fethi Kurtuluş Savaşı Mercidabık Zaferi Mohac Savaşı Niğbolu Zaferi Osmanlı-Rus Savaşları Otlukbeli Savaşı Preveze Savaşı Prut Savaşı Ridaniye Zaferi Rodos'un Fethi Rus-Avusturya Savaşı Salakamen Savaşı Sırp Sındığı Savaşı Trablusgarp Savaşı Trablusgarp'ın Fethi Tunus'un Fethi Varna Savaşı Venedik Savaşı Antlaşmalar Ayastefanos Antlaşması Balta Limanı Antlaşması Berlin Antlaşması Bucas Antlaşması Bükreş Antlaşması Edirne Antlaşması Hünkar İskelesi Antlaşması İstanbul Antlaşması Karlofça Antlaşması Kasr-ı Şirin Antlaşması Küçük Kaynarca Antlaşması Mondros Antlaşması Paris Antlaşması Pasarofça Antlaşması Sevr Antlaşması Usi Antlaşması Vasvar Antlaşması Yas Antlaşması Zitvatorok Antlaşması Önemli Olaylar Akabe Meselesi Bab-ı Ali Baskını Fetret Devri Haçlı Seferleri Hilafetin Kaldırılması Islahat Fermanı Kadılık Kurumu Kapitülasyonlar Lale Devri Nizam-ı Cedid Otuzbir Mart Vakası Patrona İsyanı Saltanatın Kaldırılması Sened-i İttifak Tbmm Tanzimat Fermanı Vaka-ı Hayriye Önemli Kişiler Abdullah Cevdet Abdulmecid Efendi Abdurrahman Gazi Abdülhak Hamid Tarhan Ahmed Resmi Efendi Ahmed Rıza Akcakoca Aksemseddîn Alaeddin Keykubat III Alemgir Şah Ali Paşa Ali Rıza Paşa Arapzade Arif Efendi Barbaros Hayrettin Burak Reis Damad İbrahim Paşa Emir Sultan Ertuğrul Gazi Evrenuz Bey Koca Ragıp Mehmed Paşa Malkoçoğulları Molla Fenari Molla Günari Naili Mustafa Paşa Pirî Reis Kuruluş Dönemi Osmanli Beyliginin Kurulusu; Osman Bey, Oguz asiretlerinin ittifakiyla basa geçtikten sonra, siyasî ve dinî bakimdan Anadolu'nun en itibarli ve nüfuzlu tarikatlerinden Ahilerin mühim bir sahsiyeti olan Seyh Edebali'nin kizi ile evlenerek, gücünü artirmis idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Orhan Bey, 1326 yilinda Bursa'yi, uzun süren kusatmanin ardindan, ele geçirince babasinin vasiyetini yerine getirerek, Osman Gazi'nin naasini Bursa'ya nakletti ve burayi devletin yeni merkezi yapti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alaaddin Ali Bey, Osmanlilarin yeniden Balkanlara yönelmesini de firsat bilerek, harekete geçmis ancak I ![]() Murat Hüdavendigar'in yeniden Rumeli'ye yönelmesiyle birlikte Nis ve Sofya da dahil olmak üzere bütün Bulgaristan fethedildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anadolu'da Türk Birligi'nin Saglanmasi; I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yildirim Bâyezid'in Istanbul Kusatmasi ve Balkanlardaki Fetihleri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ankara Savasi ve Fetret Devri: Yildirim Bâyezid, Firat boylarina kadar topraklarini genislettigi sirada, Timur da Iran, Azerbaycan ve Irak'i ele geçirmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Babasinin en büyük yardimcisi olan sehzade Murat tahta çiktigi zaman Bizans tarafindan karsisina çikarilan amcasi Mustafa Çelebi'nin isyanini bir kez daha bastirdi ve Bizans'i cezalandirmak için Istanbul'u kusatti(1422) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yükseliş Dönemi Istanbul'un Fethi: II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih'in Bati Politikalar: Sirbistan Seferleri; Istanbul'un fethinden sonra Osmanlilara bagliligini bildiren ve ele geçirdigi bazi kaleleri geri veren Sirplar Macarlar ile is birligi yaparak yeniden düsmanliklarini göstermeye baslamislardi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Arnavutluk Seferleri; Papalik ve Napoli kralliginin destegi ve kiskirtmasiyla harekete geçen Arnavutluk hâkimi Iskender Bey, vurkaç taktigi ile Osmanli kuvvetlerine baskinlar düzenlemekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mora Seferleri; Istanbul'un fethinden sonra Bizans Imparatoru XII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eflâk ve Bogdan Seferleri; Yildirim zamaninda vergiye baglanan Eflâk Prensligi'nin basina Fatih tarafindan Vlad (Kazikli Voyvoda) getirilmisti(1456) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bosna-Hersek Seferleri; Osmanlilara vergi yoluyla bagli olan Bosna Kralinin, anlasmalara riayet etmemesi üzerine Üsküp'ten harekete geçen Fatih, Sadrazam Mahmut Pasa ve Turahanoglu Ömer Bey'e Bosna'nin tamamen fethedilmesi emrini vermisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih devrinde Osmanlilarin karada en güçlü komsusu ve rakibi Macarlar, denizde ise Venedik idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ege Adalarinin Fethi; Istanbul'u ele geçiren Fatih, Bizans'a ait bütün topraklari hâkimiyeti altinda birlestirmek istiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih'in Dogu Politikasi: Karadeniz Politikasi; Osmanlilar, Anadolu'nun büyük bir kismini hâkimiyetleri altina almalarina ragmen kuzeyde, Karadeniz kiyisindaki bazi yerler Trabzon Rumlari, Cenevizliler ve Candarogullarinin elinde bulunuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karadeniz'in Anadolu kiyilarini tamamen hâkimiyetine alan Fatih'in bundan sonraki hedefi, önemli ticaret limanlari olan Ceneviz kolonilerini ortadan kaldirarak, Karadeniz'i tam bir Türk gölü yapmak idi ![]() Gedik Ahmet Pasa komutasindaki donanma 1475 yilinda Kefe, Azak ve Menkup iskele ve kalelerini ele geçirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih bundan sonra Hicaz su yolllarinin onarimi hususunu bahane ederek Memlûklar'a karsi harekete geçti ![]() ![]() ![]() Fatih'in ölümü üzerine Osmanli tahtina büyük oglu Bâyezid geçmisti ![]() ![]() ![]() ![]() Barbaros kardeslerin denizlerdeki zaferlerine ragmen özellikle dogudaki olumsuz gelismeler ve Sahkulu Isyani(1511), devlet islerinden elini çeken Bâyezid'in sagliginda sehzadeler arasindaki taht mücadelesinin kizismasina vesile olmustur ![]() ![]() ![]() Yavuz Sultan Selim Devri; Henüz Trabzon'da vali iken Dogu'da Safavilerin nasil güçlendigini gören ve onlarla basarili bir mücadeleye giren Selim, tahta çiktiktan sonra, Anadolu'daki mezhep mücadelesine bir son vermek için Safavilerle dogrudan savasa girmeyi kaçinilmaz görmekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yavuz Sultan Selim'in sekiz yil süren hâkimiyet devrinden sonra Osmanli tahtina oglu I ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avrupa'daki Gelismeler; Kanuni döneminde özellikle Avrupa'da önemli dinî ve siyasî degisiklikler söz konusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Belgrat'in Fethi ve Macaristan Seferi; Fatih'in Sirbistan seferinde ele geçirilemeyen Belgrat, Avrupa içlerine yapilacak akinlar için bir siçrama noktasi idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Avusturya Seferleri; Macaristan'in ele geçirilmesi üzerine, ölen Macar krali ile akrabaligini öne süren Avusturya Arsidükü Ferdinand, Macar topraklarinda hak iddia etmis ve Budin'i isgal etmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ferdinand'in Macar kralinin ölümünü firsat bilerek anlasmayi bozmasi üzerine Kanuni yeniden sefere çikti ![]() ![]() ![]() Fransa ile Münasebetler ve Ilk Kapitülâsyon; Avrupa birligini saglamak isteyen Roma-Cermen Imparatoru Sarlken, bu maksatla Fransiz Krali Fransuva'yi esir etmisti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Iranla Münasebetler; Sah Ismail'in yerine geçen oglu I ![]() ![]() Osmanli ordusu, Avrupa'ya sefere çiktiginda Safaviler, Dogu Anadolu topraklarina karsi saldiriya geçiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Deniz Seferleri ve Fetihler; Kanuni devri karada oldugu gibi denizlerde de büyük bir üstünlügün saglandigi bir devirdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Barbaros'un ölümünden sonra yerine geçen Turgut Reis de fetihlere devam etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanuni'nin Ölümü ve Sonrasi; Zigetvar Muhasarasi esnasinda hastalanan Kanuni kalenin fethini göremeden 66 yasinda öldü (1566) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak kendileri de oldukça fazla zaiyat verdiginden, Haçli donanmasi Osmanli kadirgalarini takip edecek durumda degildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|