Yeşil Gece (Reşat Nuri Güntekin) roman özeti
KİTABIN ADI : YEŞİL GECE
KİTABIN YAZARI : Reşat Nuri Güntekin
KİTABIN YAYIN EVİ : İNKILAP KİTABEVİ Bağcılar / İSTANBUL
BASIM YILI : 2001
KİTABIN KONUSU :Toplumsal yönü ağır basan bu romanda, medresede yetişen, ancak sonra öğretmen okulunu bitirerek Ege Bölgesi’ ndeki bir kasabada , gerici ve çıkarcı birtakım güçlerle savaşan, idealist bir gencin serüveni ele alınıyor

Atatürk Devrimi’ nin o çoşkulu havası içinde, çok güçlü sezgi ve gözlemlerle kaleme alınmış bu kitapta, toplumumuzun o günkü büyük sorunları, yürekli biçimde tartışılıyor

Romanın en önemli kahramanı Şahin Hocanın kişiliğini oluşturan nitelikler, mücadelesi ve uğradığı yenilgilerin öyküsü sayılabilir
KİTABIN ÖZETİ
Şahin Efendinin babası öldükten sonra, köyde çobanlık yaparak annesine bakmak zorunda kalmıştır

Bunun yanısıra medresede öğrenimi sürdürmektedir

Medresede gördüğü eğitiminde etkisiyle, onu hasta edecek kadar bir olay onun canını sıkmaktadır ki bu da ruhun ölümsüzlüğüne inanamamasıdır

Köydeki bazı hocalara danışır ve aldığı cevaplar hastalığını iyi edecek tarzda cevaplar değildir

Sonunda medreseyi bitirdikten sonra öğretmen okuluna girer

Ve mektep öğretmeni olarak mezun olur

Medreseden öğretmen okuluna geçmesinin nedeni şüphesiz ki orada verilen eğitim ve öğretim geri olmasından kaynaklanmaktadır

Okulu bitirdikten hemen sonra ilk tayin yeri belli olur

Ege Bölgesi’ nde Sarıova adında bir kasabadır

Bu kasabanın namını arkadaşlarından duyduğu kadarıyla bilmektedir

Çok geri kalmış, halkın sefalet içinde yaşadığı bir yer olduğunu billmektedir

Sonuda bavulunu hazırlayarak Sarıova’ ya gider

Köye vardığında burasını tam tahmin ettiği gibi bulur

Evler,binalar kısacası herşey harap bir haldedir

Neyse ki aslına bakılacak olursa o kadar da kötü değildir
Köye geldiği ilk akşam onu köy halkı yemeğe davet ederler

Yemekte, köyde sözü geçen bazı hocalarla, muallimlerle tanışır

Onun bu köydeki görevi tebliğ edilir

Köyün ünlü mekteplerinden Emir Dede mektebinin başmuallimliğini yapacaktır

Onun bu göreve atanmasını çekemeyen bazı hocalar bundan hoşnut olmazlar

Şahin Efendi hocaların bu tavırlarından geleceği kestirebilmektedir

Yüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet
Şahin Efendite göre yapılacak ilk iş Emir Dede Mektebinin eski binasının yıkılıp yenisinin yapılmasıdır

Ama köy halkı özellikle Eyüp Hoca önderliğinde bir grup bu işi olumsuz karşılarlar

Şahin Efendiye karşı halkı kışkırtırlar

Bu durumda Şahin Efendiye çok iş düşmektedir

Bu yıkım işine bir süre ara vermesi gerektiğini düşünür

Şimdiye kadar hiç arkadaşlık kurmamış olan Şahin Efendi kendisiyle hem fikir olan Rasim ve Deli Necip ile arkadaşlık kurar
Birgün Şahin Efendiyi çocuğu hafız çıkacak bir adamın yemeğine davet ederler

Şahin Efendi hafız çoçukla tanışır

Şahin Efendi Çocuğu çok hasta görür ve hemen hastaneye götürülmesini söyler

Çoçuğun babası ve oradaki hocalar çocuğun hiçbirşeyi olmadığını iddia ederler

Aradan birkaç dakika geçtikten sonra çocuk birden yere düşer

Herkes çocuğun başına toplanır

Ve çocuğun birkaç gün istirahat ettikten sonra hiçbirşeyi kalmayacağını söylerler

Aradam üç gün geçmeden çocuk ölür

Çocuğun annesi çok küçük yaşta mektepten alınarak hafız yapılmak istendiği için çocuğum öldü der

Şahin Efendinin yanına giderek durumu anlatır

Şahin Efendi de çocuğun annesiyle aynı fikirdedir
Bu ölen çocuğun babası kısa bir süre sonrs küçük çocuğunu Emir Dede mektebinden alarak hafız yapmak istediğini söyler

Şahin Efendi bu olayı uygun görmez

Aynı durumunda bu küçük çocuğun başına geleceğini söyler

Adamın çucuğunu hafız yapmaktan başka çaresi yoktur

Çünkü maddi duraumları da çok kötüdür

Şahin Efendi bu durumr değerlendirip çocuğun hafız olmasının sakıncalı olduğunu ısrar ederek onu kararından caydırmaya çalışır

Adam sonunda yola gelir

Çocuğu mektepten almaz
Kasabanın dilinde Şahin Efendi hakkında bazı söylentiler çıkar

Eyüp Hoca ve yandaşları Maarif müdürüne Şahin Efendiyi şikayet ederler

Şikayet şundan ibarettir: Çocuğunu hafız yapmak isteyen bir adamın çocuğunun mektepten ayrılmasına izin verilmediğinin ayrıca hafız da yapılmasının sakıncalı olduğudur

Maarif müdürü bu duruma çok sinirlenir ama şahin Efendiyi sevdiğinden ve görevini tam yaptığından dolayı olayın kapanmasını ister

Bütün kasaba bu olayla çalkalanır

Adam bu çıkan söylentilere dayanamayarak çocoğunu mektepten alır

Fakat hafız da yapmaz

Çünkü çocuğun annesi bu çocuğunu da kaybetmekten korktuğu için, çocuğun hafız olmasına gönlü razı olmaz

Şahin Efendi ile aynı fikirde olduğundan hemen onun yanına giderek durumu anlatır
Şahin Efendiden yardım ister

Şahin Efendi bir plan bulur

Plan aynen şöyledir: Bu çocuk çok zayıf olduğundan hafız olması için daha yeterli yaşta plmadığını gösteren bir rapor almak

Kasabadaki bütün doktorları dolaşırlar ama hepsi de çocuğun hafız olmasında bir sakınca olmadığını söyler

Artık bu çocuk olayı kasabanın dilinden düşmüştür

Bir gece sabaha karşı tüm kasaba halkı yangın nedeniyle ayağa kalkar

Yanan yer Kelami Baba Türbesi olduğunu görürler

Bu türbe onlar için o kadar kutsaldır ki bütün dertlere deva, işsizlere iş bulan ve ve hastaları iyileştiren bir yer olarak bilirler

Bu yüzden burayı yakanlara kafir diye sokaklarda haykırırlar
Ertesi gün araştırma başlatılır

Yangın akşamı türbe yaınlarında Mehmet Nihat Efendi adında bir öğretmen in görüldüğü ortaya çıkar

Bu öğretmen kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan birisidir

Ailesine bile yakın davranmayan ayyaş bir adamdır

İçkiliyken Her zaman Kelami Baba Türbesinin yakılması gerektiğini söylermiş

Elde bundan başka delil yoktur

Kasabalılar onun cezasını çekmesinin gerektiğini ön görür

Mahkeme neticesinde hapse atılır

Şahin Efendi bütün bu olanlara karşılık onun suçsuz olduğunu savunan nadir kişilerdendir

Yakın arkadaşları olan Rasim ve Deli Necip ile Durumu tartışırlar

Sonunda bir avukat tutmaya karar verirler
Hiçbir avukat Mehmet Nihat Efendiyi savunmayı kabul etmez

Çünkü hepsinde kasabalıdan tepki görmek düşüncesi vardır

Uzun çabalardan sonra onu savunacak bir avukat bulurlar

Bir hafta sonra kadar kasaba komiseri Kazım Efendi durumu aydınlığa kavuşturur

Suçlunun Kelami Baba’ nın oğlunun olduğunu tespit eder

Gerçek araştırılır ve Kelami Baba’ nın oğlunun türbedeki değerli eşyeları çalarak daha sonra türbeyi ateşe verdiği anlaşılır

Gerçek anlaşıldıktan sonra Mehmet Nihat Efendi serbest bırakılır

Şahin Efendi kazandığı bu büyük zafer karşısında çok memnun olur

Eyüp Hoca ve yandaşları başarısızlıklarından dolayı az da olsa kasabanın güvenini kaybeder

Bir mayıs günü kasaba top sesleriyle uyanır

Yunanlılar kasabaya istila etmeye hazırlanmakta olduğu anlaşılır

Zaten Böyle bir şey daha önce beklendiği için bazı aileler kasabayı terk etmeye başlamıştı
Şahin Efendi, deli Necip ve Rasim burada kalarak sonona kadar mücadele etmeye karar verirler

İlk önce Rasim, daha sonra mühendin Deli Necip ölür

Özellikle Deli Necip onun gözleri önünde öldürülür

Bu olay onu çok sarsar

Kendisinin de bu uğurda ölmesi gerektiğini düşünür

Bu sırada Şahin Efendi acele karakola çağırılır

Karakolda kendisine Yunanlılar tarafından gönderilen bir emir tebliğ edilir

Bu emir aynen şöyledir :” Şafin Efendi sen kasabada sözü geçen bir zatsın

Yunan Devleti’ nin Müslümanlat hakkında kötü bir niyeti olmadığına dair ahaliyi inandır

” Şahin Efendi, ilk önce bu durumu yadırgar

Ama biraz düşündükten sonra sonra halk için faydalı olacağı kanısına varır

Böylece işgal ortadan kalkabilirdi

Bu teklifi kabul eder

Kılık değiştirek halkın arasında ve Yunanlılardaki gelişmeleri takip eder

Hakikaten de olaylar düşündüğü gibi gider

Yunan baskısı azalır
Artık Şahin Efendinin yeşil gecesi ortadan tamamen kalkmış Sarıova kasabası düşmandan arındırılmıştır

Zaten halifelik de kaldırılmıştır

İnkılaplar yapılmaya başlanmıştır

Birgün Şahin Efendi kasabadan ayrılır

Kendine yeni bir hayat kurmak için başka yerlere gider

On yıl kadar başka diyarlarda çalışır

On yıl sonra Sarıova’ ya geri döner

Sarıova kasabasını çok değişmiş görür

Kendi eseri gibi saydığı Emir Dede mektebine gider

Başmuallime kendisini takdim eder

Başmuallim onu şöyle tarif eder:”Sen on yıl evvel Yunanlılara yaltaklık eden başmuallimsin

Senin bu kasabada yerin yok

” der

Şahin Efendi kasabayı dolaşarak eski tanıdıklarını arar

Bu kişilerden de aynı tepkiyi alır

Artık kasabayı terk etmekten başka bir çaresi yoktur

Üzüleceği yerde sevinmektedir

Çünkü bütün emelleri gerçekleştirilmiştir

Yeni inkılaplar yapılmıştır
KİTABIN ANA FİKRİ
Bir insan ne kadar azimli olursa üstesinden gelemeyeceği iş yoktır

En kötü şartlarda olsa bile
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Şahin Efendi : Romanın en önemli kahramanıdır

Geri kalmış bir kasabanın yenileştirilmesi için çok çaba sarfetmiştir

Çoğu zamanda azmi sayesinde başarılı olmuştur

Hakkında birçok söylenti çıkmıştır

Ama hepsini birer birer yenmiştir
Rasim : Şahin Efendinin fikirlerini savunan nadir kişilerdendir

Deli Necip’ le birlikte Şahin Efendinin en yakın arkadaşıdır
Mühendis Deli Necip : Şahin Efendinin en yakın arkadaşıdır

Şahin Efendiyle yenileştirme çabalarına girmiştir

Ama amaçlarını gerçekleştiremeden şehit olmuştur
Eyüp Hoca : Çok yaşlı olmasından dolayı kasaba halkı ona saygı duymaktadır

Şahin Efendinin yapmak istediği her yeniliğe karşı çıkmıştır

Sonunda Şahin Efendiye Mağlup olmuştur
Mehmet Nihat Efendi : Hayatta hiçbir kimseyle duygusal bağı kalmamış olan bu adamın en önemli özelliği görevinde başarılı olmasıdır

Kasaba mektebinde Fransızca öğretmenliği yapmaktadır

Hakkında asılsız söylentiler çıkmıştır

Bu söylentllerin aslı olmadığı anlaşılınca hapisten çıkmıştır
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kitap, bizim tarihimizi anlatmakla beraber , nasıl yenileşme çabalarının yapıldığını anlatmaktadır

Bütün zorluklara rağmen, Hepsinin üstesinden gelinmiştir

Kitapta çok fazla yabancı kelime kullanılmıştır

Oldukça sade ve akıcı bir dille yazılmıştır

Herkese bu kitabı okumasını tavsiye ederim
YAZAR HAKKINDA KISA BİLGİ
Ünlü yazarlarımızdan Reşat Nuri Güntekin 26 Kasım 1889 yılında İstanbul’ da doğdu ve babası Doktor Nuri bey ‘ dir

Önce Çanakkale idadisinde okuyan Güntekin daha sonra İzmir ‘ de Fransız Frerler Mektebine devam etti
Reşat Nuri Güntekin, 1912 yılında İstanbul Darulfünunu Edebiyat Şubesini bitirdikten sonra liselerde Edebiyat, Fransızca ve Felsefe okuttu

Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişi olarak Anadolu ‘ nun çeşitli yerlerini Görme fırsatı buldu

1939 ve 1943 yılları döneminde Çanakkale milletvekilliği yaptıktan sonra 1947’ de başmüfettişlik ve 1954’ te Paris Kültür Ataşeliği yaptı
Romanları : Harabelerin Çiçeği (1918), Gizli El (1920) , Çalıkuşu (1922), Dudaktan Kalbe (1923), Damga (1924), Akşam Güneşi(1926), Ateş Gecesi (1942)

Vb…
Hikayeleri : Gençlik ve Güzellik (1917), Tanrı Misafiri (1927), Leyla ile Mecnun ,Sönmüş Yıldızlar, Eski Ahbablar
