Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
israil, medinat, yisrael

İsrail, Medinat Yisrael

Eski 03-16-2011   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

İsrail, Medinat Yisrael



İsrail, Medinat Yisrael





İSRAİL, ibranice Medinat Yisrael, Yakındoğu'da devlet, Akdeniz kıyısında; 20 770 km2; 4 200 000 nüf Başkenti, 1980'de Knesset tarafından KudCıs olarak ilan edildi (hükümet ve Knesset merkezi) [Büyükelçiliklerin hemen hemen tamamı İsrail'in başlıca kenti Tel Aviv - Yafa'dadır; israil'de elçiliği olan ülkeler Kudüs'ü israil devletinin başkenti olarak kabul etmemektedir] Resmi dili ibranice

COĞRAFYA
doğal çevre

israil devleti, ingiliz mandası altındaki eski Filistin'in batı bölümü toprakları üzerinde kuruldu; yeni devletin sınırları, 1948'de kurulan israil ile arap devletlerini karşı karşıya getiren savaştan sonra 1949' daki silah bırakışmasıyla belirlendi ve Ma-verai Ürdün'e Ürdün ırmağının B'sında (Batı Şeria) önemli kesimlerle eski Kudüs kenti bırakıldı G'e doğru, israil topraklarının küçük bir bölümü, Eilat'ta Akabe körfezine ulaşıyordu 1967'den bu yana İsrail, G-B'da Gazze şeridini, Batı Şeria'yı (kolonların yerleştirildiği yer) ve Kudüs'ün araplara ait bölümünü ve Golan'ı (bu kesim 1981'de israil topraklarına katıldı) işgal etti Bu topraklar birçok birbirinden farklı doğal birimler üzerinde yayılmaktadır K'de, Akdeniz iklimli bölüm, eni ortalama on beş kilometre kadar olan ve G'e doğru genişleyen bir kıyı ovasını, Jura ve Kretase devirlerinde oluşmuş ve tepelerle parçalanmış kireçtaşlı antlkllnaller olan Celile (1 208 m) ve Yahudiye (881 m) dağlarını, deniz düzeyi altına gömülmüş, Ürdün'ün (Taberiye gölünü aştıktan sonra Lut gölüne ulaşır) içinde aktığı K'den G'e doğru uzanan tektonik çukuru içerir Yağışlar tepelerde yılda 600-800 mm'yi bulabilirce de çukurun tabanında 200 mm'nin, Lut gölü kenarlarında 100 mm'nin altına düşer ve genel olarak G'e doğru gidildikçe azalır G'deki yarı çöl Ne-gef'te (100-200 mm yağış) 958 m'yi bulan geniş kıvrımlar bütünü, ülkenin toplam yüzeyinin yarısından çoğunu (12 000 km2) oluşturur

nüfus ve toprakların kullanılışı

Nüfusun altıda birine (bu oran hızlı nüfus artışı nedeniyle büyümektedir) eşit küçük bir arap azınlık (% 70'l müslüman, % 20'si hıristiyan, % 10'u dürzi) dışında İsrail'in nüfusu hemen hemen bütünüyle 1880'den (bu tarihte Filistin'de yaklaşık 24 bin musevi vardı) bu yana gerçekleşen göçlerle oluşmuştur: ülkeye, 1919'a kadar 60 000 kişi, 1919-1946 arasında 450 000 kişi (bu iki dalga, daha çok Doğu ve Orta Avrupa'dan geldi), 1948-1951 arasında 685 000 kişi (bunların yaklaşık yarısı Orta Doğu'daki ve Kuzey Afrika'daki müslüman ülkelerdendi), bu tarihten sonraysa yılda yalnızca birkaç on bin kişi (bazı yıllarda dışarıya göç edenlerin sayısı fazla olur) Kuzey Afrika'nın fransız etkisindeki kesimlerinden (1957-1964 arasında), daha çok da Batı Avrupa'dan, Kuzey Amerika'dan ve SSCB'den gelmeye başladı Arap nüfusununkinden düşük olmakla birlikte, çok büyük nüfus artışı (yılda % 1,5) bugün nüfus büyümesinin temel nedenidir Nüfus daha çok köylerde yaşamaktadır; köylerin de çeşitli tipleri vardır: moşava (özel kesime aittir); bütünüyle kolektif bir mülkiyet ve işletme olan kibutz (kırsal kesim nüfusunun dörtte birinden azı); bağımsız ama işbirliği yapan köylülerin köyü moşav (kırsal kesim nüfusunun yarısından çoğu); az yaygın, ortak üretimi sağlayan ama klbutz'un tersine kişisel aile yaşamını koruyan moşav şitufi

Ama kentleşme hızlı gerçekleşti ve 1920'den bu yana musevi nüfusun % 80'i kentlerde yaşamaya başladı Bu oran bugün % 90'ı aşmaktadır Önceleri kıyı ovasının orta kesimiyle sınırlı kalan musevi yerleşmesi, ancak Birinci Dünya savaşı'n-dan sonra Yahudiye tepelerine yayıldı ve israil devletinin kurulmasından hemen sonra kıyı ovasının G'lne ve Negev'e önemli ölçüde taşabildi Kırsal kesime daha bağımlı kalan arap nüfus, özellikle Ce-lile ve Yahudiye dağlarında toplanır Bunlardan başka, Negev'de, bugün hemen hemen bütünüyle yerleşik düzene geçmiş 20 000 bedevi bulunmaktadır

ekonomi

israil'de yahudi yerleşimi, yerel çevreden çok daha fazla Avrupa uygarlığına bağlı son derece gelişmiş ve etkili bir ekonominin kurulmasına yol açtı Ürdün ırmağı sularının siyasal nedenlerle kullanılamaması yüzünden, temel olarak, kaynaklara, kuyulara ve Taberiye gölü'nden bol miktarda alınıp kanallar aracılığıyla Negev'e kadar taşınan sulara dayanan sulama sistemi, ekili alanların aşağı yukarı yarısında (yaklaşık 200 000 ha), yalnızca yağmurların yeterli olamayacağı kadar yoğun bir tarımın yayılmasını olanaklı kıldı Plantasyon (yaklaşık 1 Mt turunçgil) ve sebze tarımları, güçlü bir dışsatım akımını beslemektedir Yem bitkileri tarımı sayesinde, büyükbaş süt havyanları yetiştirilir Kümes hayvancılığı son derece sanayileşmiştir Balık yetiştirme (yapay göllerde) ya da kürk hayvancılığı gibi girişimler, çok yüksek bir uzmanlık düzeyinin varlığına işarettir Ama günümüzde tarım ürünleri, toplam dışsatım içinde ancak % 10'luk bir yer tutar Yerli hammaddelerin (Negev'de fosfat, Ölü Deniz'de potas) azlığına rağmen israil, her şeyden önce, üstün bir teknolojiye ve en ileri araştırmalara dayanan bir sanayi kurmuştur Bu sanayi, büyük ölçüde hammadde dışalımına dayanır ve çok fazla katma değer taşıyan ürünler (elektronik aygıtlar ve hassas araçlar [özellikle tıbbi türde], silah, kimyasal maddeler vb) satar, işgücü becerisini gösterir nitelikte bir etkinlik de elmas-tıraşçılıktır Bu sanatın geleneği, avrupalı yahudi göçmenlerce israil'e getirilmiştir Elmas bu ülkenin başta gelen dışsatım malıdır (ama taşlar dışardan alınır ve ancak üçte bir oranında bir katma değerle dışarıya satılır) Bütün bu başarılara ve turizmle hizmetlerin önemli katkısına rağmen, ödemeler bilançosu özellikle dışalımın ağırlığı yüzünden, büyük ölçüde açık vermektedir; borç yükü çok fazla (aşağı yukarı bir yıllık GSMH'ye eşit miktarda) ve enflasyon hızlıdır (1980'de yıllık %100'ün üstünde) Bu sorunlar kısmen savunma bütçesinin ağırlığından (yaklaşık olarak, GSMH'nin % 15'i) ileri gelmektedir Fiziksel ve özellikle insansal bakımdan düşman bir çevre içinde kurulmuş olan bu yerel temellerden yoksun ekonomi, nazik bir denge üzerinde durur ve ülke resmi ya da özel dış yardımlara (en başta amerikan yardımına) bağlı durumdadır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İsrail, Medinat Yisrael

Eski 03-16-2011   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : İsrail, Medinat Yisrael



TARİH
ilk yıllar


israil devleti, 14 mayıs 1948'de, BM genel kurulu'nun taksim planı diye bilinen 29 kasım 1947 tarihli kararı uyarınca, Filistin üzerindeki ingiliz manda yönetiminin sona ermesinden birkaç saat önce kuruldu Bu devletin temelinde, Siyonistlerin, yeniden canlanan yahudidüşmanlığının tehdit ettiği Diaspora Yahudileri'ne Filistin'de ulusal bir yurt yaratmak amacıyla, XIX yy sonundan beri sürdürdükleri çabalar yatar Dünyadaki başlıca devletlerce tanınan israil, kurulur kurulmaz, varlığını kabul etmeyen arap ülkelerinin saldırısıyla karşılaştı (— İSRAİL-ARAP SAVAŞLARI); BM'nin müdahalesine rağmen savaş, 1949 mütarekelerine (şubat-temmuz) tedar sürdü
ilk olarak, israil devleti, geçici (Ulusal Konsey'ce 19 mayıs 1948'de oylanıp kabul edilen temel yasalar), sonra da kalıcı (tam nisbi usullü bir kurucu ve yasa yapıcı Knesset'in seçilmesi [25 Ocak 1949]; Hayyim VVeizmann'ın beş yıl için ilk Cumhurbaşkanlığına getirilmesi [17 Şubat]; anayasa niteliğinde olmak üzere temel yasaların kabul edilmesi) olarak kendi kurumlarını oluşturdu Bu demokratik kurumlar, yoğun bir siyasal yaşamın doğmasına yol açtı Bu siyasal yaşama 1977'ye kadar, güçlü işçi örgütü Istadrut'un desteğindeki İsrail İşçi partisi egemen oldu; istadrut'un yöneticilerinden Moşe Şaret ve özellikle David Ben Gurion, Başbakan oldular ve (ilki 1953-1955 arasında, ikincisi 1948-1953, 1955-1961 ve 1961-1963 arasında) bazen merkez sağ (ilericiler) ve sağ (genel siyonistler) gruplarla, bazen de solcu sosyalist gruplarla (Ahdut Aavoda ve Mapam), ama hemen her zaman dinci partilerin desteğiyle koalisyon hükümetleri kurdular Hayyim VVeizmann ölünce (1952), Mapai (işçi partisi) kendi adayı Ben Zvi'nin Cumhurbaşkanı seçilmesini sağladı; o tarihte başlıca muhalefet gücü, israil topraklarını Ürdün'e kadar genişletmek isteyen irgun partisi'nin eski lideri Menahem Begin'in Herut (Özgürlük hareketi) partisi'ydi

ikinci olarak, özellikle evlenme ve boşanma konusunda (ayrı dinden olanlarla evlenme yasağı ve kadının boş düşürülmesi [1951'den beri kadınlar artık erkeklerle eşit sayılıyorlardı]) modern bir devletin gerekleriyle Musa yasasının gereklerini uzlaştırma zorunluluğunun yol açtığı güçlüklerin giderilmesi ve bunun, hıris-tiyan ve müslüman azınlıkların haklarına saygı gösterilerek yapılması icap ediyordu Bu da ancak dinci partilerin işbirliğini ve ulusal yaşamla bütünleşmeyi sağlayacak bir siyasetin hazırlanmasıyla mümkündü

Nihayet, üçüncü bir sorun da Filistin'in derhal bütün dünya Yahudileri'nin göçüne açılmasından (15 mayıs 1948) kaynaklanıyordu Bu konudaki karar, israil'e gelen tüm Yahudiler'e israil vatandaşlığını veren, ama bu hakkı dini bir ölçüye göre tanımlamayan 1 ağustos 1952 tarihli yasayla tamamlandı Böylece israil, on yıl içinde, en az 74 ülkeden gelen (nazi toplama kamplarından kurtulanlar, Irak ve Yemen Yahudiler'i, vb) 950 000'den fazla göçmeni kabul etti

Çoğunlukla hiçbir şeyi olmayan bu göçmenlerin israil toplumuyla bütünleşmesi, 1960'ta fiilen tamamlandı Bu iş büyük çabaları gerektirdi (başlangıçta besin maddeleri kısıtlamaları; ilk, orta, yüksek ve mesleki [Kudüs Yahudi üniversitesi, Hay-fa Politeknik okulu, Rehovot'daki VVeizmann bilim enstitüsü] öğretim müesseselerinin kurulması, vb)

Bölgenin en dinamik ülkelerinden biri durumuna gelen israil, ideolojik bakımdan siyonizme karşı olan Doğu ülkeleriyle, batılı ülkelerle olduğu kadar iyi ilişkiler kuramadı; özellikle Arap birliği'nin ablukasını kırmayı başaramadı; 1949 mütarekeleri, barış antlaşmalarına dönüşmedi; Şeria ırmağının sularını ortaklaşa kullanma planları uygulanamadı; general Moşe Dayan'ın komutasındaki başarılı Sina savaşına (1956) rağmen, Mısır, Süveyş kanalını israil gemilerine kapalı tuttu (- 1955-1967
Siyasal bunalımlar Ben Gurion, partisinin üyeleriyle üç kez ihtilafa düştü; 1959'da, dört bakanı tarafından istifa etmek zorunda bırakıldı Bu bunalım, Ma-pai'nin sandalye sayısını 40'tan 47'ye çıkaran 3 kasım 1959 seçimlerindeki zaferle aşıldı 1960'ta, Mapai'nin "eski muharipler"!, Moşe Dayan, Abba Eban ve Şi-mon Peres'in temsil ettikleri yeni kuşak siyasetçilerin hükümetlere girmesine karşı çıktılar Nihayet, eylül 1960'ta Lavon olayının yeniden patlak vermesi Ben Gurion' un bir kez daha istifasına yol açtı (31 ocak 1961) Hükümet koalisyonundaki partilerden üçünün hemen çekilmesine ve 15 ağustos 1961 seçimlerinde beş sandalye yitiren Mapal'nin zayıflamasına rağmen, Ben Gurion, iki kez daha hükümet kurabildi ve sonunda yönetimi Maliye bakanı Levl Eşkol'a bırakarak iş başından ayrıldı (1963) Ben Gurion'un, Mapai'nin genç unsurlarıyla (Moşe Dayan ve Şlmon Pe-res) birlikte yürüttüğü ve Mapai ile Ahdut Aavoda arasında gerçekleşen siyasal bir ittifaktan sonra Rafi adıyla yeni bir partinin kurulmasına (mayıs 1965) yol açan kişisel eylemi, israil'in iç siyasal yaşamına damgasını vurdu Böylece İki rakip partiye bölünen israil işçi partisi'nln bunalımdan zayıflayarak çıkması üzerine iki sağ parti Herut ve liberal parti birleştiler ve büyük bir muhafazakâr parti oluşturdular Ama, hiçbir hükümet Mapai'nin katılımı olmadan mutlak çoğunluğu sağlayamadığı İçin, Levi Eşkol yine de iktidarda kaldı

Etnik ve dinsel sorunlar Bu gelişmelere paralel olarak, yüksek devlet ve yönetim kademelerini avrupalı Yahudller'in ele geçirmesi, oysa nüfusun çoğunluğunu oluşturan Afrika ya da Asya kökenli Yahudiler' in daha fazla sorumluluk istemesi, etnik gerginliklerin ortaya çıkmasına yol açtı Nihayet, hahamlık kurumunun desteği ve denetimiyle Musa yasası kurallarının çok sıkı bir biçimde uygulanmasını isteyen or-todoks Yahudiler'ln (nüfusun sadece yüzde 10'u) tutumu, gitgide daha laik görüşlü olan ve daha çok iktisadi etkinlikle ilgilenen bir toplum tarafından zor tahammül edilebilir bir şeydi

Gerçekte, bu İç bunalımlar devleti etkilemedi; hatta devlet 8 kasım 1966'da arap nüfusun (270 000 kişi, yani ülke nüfusunun yüzde 12'sl) yoğun olduğu bölgelerde askeri yönetimi kaldırmakta bir sakınca görmedi

"Eichmann davası", israil, hâlâ serbest yaşayan bazı nazi sorumluları ikinci Dünya savaşı sırasında Yahudiler'e karşı işledikleri cinayetlerden ötürü cezalandırdı Bunlardan Adolf Eichmann, İsrailli ajanlarca Arjantin'den kaçırılarak yargılandı (nisan-araiık 1961) ve idam edildi (mayıs 1962)

israil ve Üçüncü dünya, israilliler, 1960'tan başlayarak, Üçüncü dünya'da, özellikle zenci Afrika'da, Brazzaville grubu içinde, hatta Uzakdoğu'da (Abba Eban'ın ziyareti, nisan 1967), teknik yardımda bulunarak müttefikler sağlamaya çalıştılar Dışişleri bakanı Golda Meir, sonra ardılı Abba Eban tarafından uygulanan bu diplomatik ve teknik girişim, israil'in Üçüncü dünya'daki saygınlığını artırdı

• İsrail ve arap dünyası İsrail, arap komşuları karşısında kendini azami ölçüde güvenceye almak İstedi Bunun için, İkinci İsrail-Arap* savaşindan (1956) sonra, BM birlikleri 1949 mütareke hattı boyunca Mısır topraklarına ve Şarm el-Şeyh'e yerleşmeden önce (ateşkese ve Süveyş kanalından yararlanamaması durumunda, Akabe körfezinde serbest dolaşım hakkına riayet edilmesini sağlamak amacıyla) Sina yarımadasını boşaltmayı reddetti (mart 1957)

iki yıllık bir sessizlikten sonra, ilk olaylar patlak verdi: kanalda, israil'den gelen ya da bu ülkeye giden gemilerin Mısırlı-lar'ca kontrol edilmesi; Suriyeli ve filistinll komandoların, israil'in kuzey sınırı boyunca giriştikleri taciz eylemleri; ocak 1964'te, Şam ve Kahire hükümetlerinin Ürdün nehrinin yatağını arap devletlerinin yararına ve israil'in aleyhine değiştirecek bir plan hazırlamayı kararlaştırmaları üzerine durum ciddileşti Ocak 1964'te, Kahire'de bir birleşik arap komutanlığı oluşturulması ve Filistin Kurtuluş örgütü'nün (FKÖ) kurulmasıyla (eylül 1964) Israll-arap gerginliği arttı FKÖ ve onun Filistin Kurtuluş ordusu (FKO), Ahmet Şukayri'nin emrine verildi ve Mısırlılar tarafından Ürdün topraklarına yerleştirildi FKÖ ve FKO, yandaşlarını, bu bölgede ve Gazze'de, israil par-lamentosu'nun 1961'de Filistin'e dönmelerini kesinlikle yasakladığı arap mülteciler arasından topluyorlardı FKO'ya, Sina' daki Mısırlı "fedayanlar"a (fedailer) ve fi-listinli örgütlere bağlı komandolar tarafından israil topraklarına yapılan akınların çoğalması, israil ordusunun Ürdün (1965 ve 1966), Lübnan (1965) ve Suriye'de (1962 ve 1966) misilleme hareketlerine girişmesine yol açtı
1967-1973
Üçüncü İsrail-Arap savaşı (haziran1967) Başkan Nasır'ın isteği üzerine BM Genel sekreteri U Thant'ın, Negev'in girişinde israilliler ile Mısırlılar'ı ayıran ve Şarm el-Şeyh'de Tiran boğazı seyrüsefer özgürlüğünü koruyan Birleşmiş milletler kuvvetlerini derhal geri çekmeyi kabul etmesi (19 mayıs 1967) üzerine gerginlik çatışmaya dönüştü Bu çekilmeden sonra Nasır, Akabe körfezinin israil gemilerine kapatıldığını açıkladı (22 mayıs) Bu kararı bir "casus belli" (savaş nedeni) sayan Levl Eşkol, hükümetine savaş bakanı olarak Rafl partisi üyesi general Moşe Dayan'ı ve Menahem Begin'i de alarak, bunu bir "ulusal birlik" hükümeti şeklinde genişletti Ürdün kralı Hüseyin'in de Nasır'ın siyasetine katılmasından (30 mayıs) sonra, üçüncü İsrail-Arap savaşı birden patlak verdi Çatışmaları Tel-Aviv başlattı (5 haziran 1967) Altı gün İçinde general Rabin komutasındaki israil orduları Sina, Ürdün ve Suriye cephelerinde kesin zaferler elde etti (- İSRAİL-ARAP SAVAŞLARI)

Savaşın sonuçları Süveyş kanalının doğu kıyılarını, Ürdün nehrinin bütün batı bölgesi (Batı Şeria) ile Huleh gölü yaylasına hâkim Suriye tepeleri hattını denetimi altına alan israil, sağlam kozlar elde etti Kudüs'ün Ürdün bölümünün israil devletine bağlandığı ilan edildi Ama yahudi devletinin diplomatik alanda durumu nazikti israil, çatışmaya katılan ülkelere silah sevkiyatına ambargo koyan Fransa' nın desteğini yitirdi (bu önlem, aslında sadece israil'i etkiliyordu) SSCB'nin isteği üzerine toplanan BM Genel kurulu, ABD' nin hoşgörülü tarafsızlığı sayesinde, israil'i saldırgan olarak kınamayı reddetti (temmuz 1967), ama Kudüs'ün Ürdün bölümünü ilhak etmesini kınadı Kasım 1967'de, Güvenlik konseyi, israil'den, bölge devletleri tarafından tanınması karşılığında işgal ettiği topraklardan çekilmesini istedi (242 sayılı karar) Ekim 1967'de, israil ile Mısır arasındaki ciddi olaylar (israil destroyeri Eilat'ın torpillenmesi ve Süveyş'teki Mısır rafinerilerinin tahrip edilmesi) ve nihayet işgal altındaki Batı Şeria'da ve Suriye topraklarında israil kibutzlarının kurulması (tasım 1967), Filistin direnişinin gelişmesi, Yakındoğu'da büyük bir gerginliğin sürüp gitmesine neden oldu Har-tum'da toplanan Arap ülkeleri konferansı, israil tarafından işgal edilen tüm arap topraklarının boşaltılmasını istedi (29 ağustos-1 eylül 1967) 21 mart 1968'de israil Karame'de Ürdün topraklarında bulunan ve Filistin komandolarının üslendikleri mülteci kamplarına karşı kitlesel bir askeri hareket düzenledi Bu misilleme saldırısı, Güvenlik konseyi tarafından oybirliğiyle kınandı

iç siyaset, israil işçi "hareket"i yeniden örgütlendi ve Mapai, Ahdut Aavoda ve Rafi'nin birleşmesinden doğan (ocak 1968) işçi partisi'yle birlikte eski gücüne yeniden kavuştu Levi Eşkol ölünce (şubat 1969), işçi partisi, Mapai'nin genel sekreteri Golda Meir'i yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi General Dayan'ın ilhakçı görüşlerinden yana olan Golda Melr, 17 martta hükümetini kurdu Seçimler nedeniyle Mapam'ın da (solcu sosyalistler) katıldığı işçi cephesi, 28 ekim 1969 milletvekili seçimlerini az bir farkla kazandı; öbür örgütlerin 54 sandalyesine (bunun 26'sı milliyetçi sağ eğilimli Gahaiındı) karşılık 56 sandalye elde etti Yeni Meir hükümeti (15 aralık 1969), başbakanın halk tarafından sevilmesine rağmen, halkın hoşnutsuzluğunu durdurmada güçlük çekti Mart 1971'de genç mültecilerin başı çektiği bir muhalefet hareketi (Black Panthers) hükümetin dikkatini, iktisadi bakımdan avrupalı Yahudiler'e oranla daha elverişsiz durumda olan doğulu Yahudiler üzerine çekmeye çalıştı Sovyet asıllı Yahudiler'in (1971'de yaklaşık 12 000, 1972'de 5 000'ln üstünde) toplumla bütünleştirilmesi sorunu, Black Panthers'in isteklerini haklı çıkarmak pahasına da olsa, çok sayıda mülteciyi topluma katmak zorunda kalan israil makamlarının işini güçleştiriyordu

Dış ilişkiler Diplomatik alanda fransız -israil uyuşmazlığı, aralık 1969'da, Cherbourg limanında ambargo altında tutulan altı hücumbotunun israil denizcileri tarafından kaçırılması üzerine gerginleşti Şubat 1972'de fransız hükümeti, ambargo koyduğu Mirage'ların parasını geri vermeyi kabul ederek Fransa-israil ilişkilerinin yeniden başlamasını kolaylaştırdı Ambargo, 1974'te kaldırıldı
israil devletinin müttefiki olan ve ona önemli askeri ve iktisadi yardımda bulunan ABD, Süveyş kanalında bir "yıpratma savaşf'nın patlak vermesinden (1969) sonra birkaç kez israil'e ve arap ülkelerine kesin bir ateşkesi kabul ettirmeye çalıştı ABD Dışişleri bakanı William Rogers' in görüşmeler sonucunda hazırladığı ateşkese (haziran 1970), israil, Mısır ve Ürdün uydular; temmuz 1971'de, Joseph Slsco, Süveyş kanalının yeniden açılması için görüşmelere başladı Bu diplomatik girişimlerin bir ölçüde başarısız kalmasına rağmen, ABD'nin yahudi devletine yaptığı yardım azalmadı: Golda Meir, ABD'ye yaptığı resmi bir ziyaret sırasında (mart 1973) ülkesi için önemli bir iktisadi ve mali yardım sağladı

İsrail'in Almanya Federal Cumhuriyeti'y-le ilişkileri normalleşti ve şansölye Willy Brandt'in ziyareti (haziran 1973) israil'in diplomatik yalnızlığını büyük ölçüde azalttı Golda Meir'in papa Paulus Vl'yı ziyareti, israil'de farklı yorumlara yol açtı Gerçi, Paulus Vl'nın israil Dışişleri bakanı Abba Eban'la görüşmesini (ekim 1969) bir yumuşama dönemi izledi; ama papa Kudüs'ün yahudileştirilmeslni eleştirdi

Afrika ve islam dayanışması adına, birçok Afrika ülkesi, önemli iktisadi işbirliği anlaşmalarıyla bağlı olmalarına rağmen, israil'le diplomatik ilişkilerini kestiler
Üçüncü İsrail-Arap savaşı'nın sonuçları Nisan 1969'dan beri israil'le arap ülkeleri arasında topçu düelloları, komando akınları ve hava çatışmaları biçiminde uzun bir yıpratma savaşı süregidiyordu Haziran 1970'te, William Rogers, Güvenlik konseyi'nin 242 sayılı kararının uygulanmasını ve Jarrlng'in yeniden görevine başlamasını sağlayacak bir barış planı önerdi Rogers planı, ilk aşamada 7 ağustos 1970'te başlayan üç aylık bir ateşkes sağladı Ama, yahudi devleti, Rogers'in barış planını ABD'nin baskısı altında şartlı olarak kabul etti ve üçüncü İsrail-Arap savaşindan önceki sınırlara çekilmeye niyetli olmadığını açıkladı Şubat 1971'de, BM arabulucusu GJarring'in önerdiği barış planı, israil tarafından reddedildiği için çıkmaza girdi Filistinli örgütlerin komando eylemlerine başlaması, İsrail'in komandoları barındırmakla suçiadığı ülkelere karşı misillemelerde bulunmasına yol açtı: Atina'da bir israil uçağına saldırılmasını (aralık 1968) bahane eden israil, Beyrut havaalanına helikopterli bir indirme harekâtı düzenledi Sert saldırılara uğrayan ve iç çekişmelerle bölünen Filistinliler, 30 mayıs 1972'de, Lod havaalanındaki yolcuları makineli tüfek ateşiyle tarayan üç japonun bu "intihar" eyleminden yararlandılar Eylül 1972'de Kara Eylül'e bağlı bir komando grubu, Münih Öllmpiyat oyunları sırasında bazı israil atletlerini rehin aldı; alman polisinin Filistinliler'e ateş açması üzerine komandolar rehineleri öldürdüler Bu dramatik olaydan sonra israilliler İle Filistinliler arasındaki savaş Avrupa'ya sıçradı (karşılıklı bombalı mektuplar, yöneticilerin öldürülmesi, vb)
6 ekim 1973'te (Yom Kipur günü) dördüncü İsrall-Arap savaşı patlak verdi

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İsrail, Medinat Yisrael

Eski 03-16-2011   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : İsrail, Medinat Yisrael



Kippur savaşı'ndan sonra 31 aralık 1973 seçimlerinde hiçbir parti kesin bir çoğunluk sağlayamadı ve Li-kud'la önderi Menahem Begin'in çevresinde toplanan milliyetçi partiler, oylarını artırdılar Yeni bir hükümet kurulmasına ilişkin görüşmelerin ana konusu, Kipur sa-vaşı'ndaki "ihmallerin" sorumlusu olarak görülen işçi partili general Dayan'ın kabine üyeliğiydi Golda Meir hükümeti, 11 mart 1974'te kuruldu: Abba Eban Dışişleri, Şimon Peres Enformasyon, Moşe Dayan da Savunma bakanı oldular Çoğunluktaki işçi partisi'nden başka Mapam ve Ulusal dinci parti (UDN) de birkaç bakanlıkla hükümette yer aldılar

Ama yeni hükümet, Kipur savaşı'ndan sonra kamuoyunda oluşan hoşnutsuzluğun ve güvensizliğin gelişmesine karşı koyamadı GMeir'in istifası üzerine (10 nisan) ciddi bir siyasal bunalım baş gösterdi Sonunda, işçi partisi'nce belirlenen yeni Başbakan general izak Rabin, 28 ma-yıs'ta, işçi parti siyle bağımsız liberaller ve Medeni haklar partisi ittifakına dayanan (daha sonra ulusal dinci parti de buna katıldı) ve ancak bir sandalyelik bir çoğunluğa dayanan ılımlı bir hükümet kurdu Golda Meir, Moşe Dayan ve Abba Eban' ın artık yer almadığı hükümette, Şimon Peres Savunma, Yigal Allon da Dışişleri bakanıydı Filistinliler'in Kiryat Şemona'ya (nisan) ve Maalot'a (mayıs) karşı yeni saldırılar düzenlemeleri ve İsrail'in Lübnan' daki Filistin mülteci kamplarına karşı baskınlarını sürdürmesi, bunalımı canlı tuttu 31 mayısta Cenevre'de, Suriye ile israil arasında, silahlı kuvvetlerin Golan'da birbirinden ayrılması konusunda bir anlaşma imzalandı, ama kesin bir barış için gerekli koşullar ülkede derin bölünmeler yarattı Yaser Arafat'ın New York ziyareti ve Bethşean yönetimindeki Filistin Demokratik halk kurtuluş cephesi'ne bağlı fedayin-ler'in saldırısı (kasım 1974), israilliler'in endişelerini alevlendirdi

Bununla birlikte, 1 eylül 1975 tarihli Misir-İsrail geçici anlaşmasıyla, Kahire ve Tel-Aviv ilişkilerinin "normalleştirilmesi" sürecinde yeni ve temel bir aşamaya girildi Nitekim Mısır, tarihinde ilk kez, yahudi devletiyle olan ihtilafını barışçı yollardan çözümlemeyi taahhüt ediyordu Aralık 1976'da, Knesset'te bir güvenoylaması sırasında UDP üyelerinin çekimser kalması, bir siyasal bunalımın patlak vermesine neden oldu Rabin, koalisyon içinde UDP'yi temsil eden iki bakanı hükümetten atınca Parlamento'daki çoğunluğunu yitirdi; böylece yeniden milletvekili seçimlerine gitmek gereği doğdu Oylamadan iki ay önce Başbakanın karısı Lea Rabin, yasadışı yollardan ülke dışında döviz bulundurmakla suçlandı Bu skandal, kocasının, işçi partisi yönetiminden istifasına neden oldu Onun yerini Şimon Peres aldı ve nisan 1977'de Maarah'ın (işçi partisi ve Mapam cephesi) seçim kampanyasını yönetti

Menahem Begin hükümeti
17 mayıs 1977 seçimleri, işçi hareketinin egemenliğine son verdi 43 milletvekilliği kazanan Likud, Maarah (32 sandalye), Demokratik değişim hareketi (DDH) [15 sandalye] ve UDP'yi (12 sandalye) açık bir farkla geride bırarak, israil'in en büyük partisi oldu Menahem Begin, haziran 1977'de Başbakanlığa getirildi Kurduğu hükümet dinci partilerin (17 milletvekili) ve DDH'nın desteğini aldı; Ariel Şa-ron, Ezer Weizmann ve Moşe Dayan (Dışişleri) hükümete girdiler Başlangıçta büyük bir çoğunluğa sahip olmasına rağmen, Menahem Begin, başta DDH'lı milletvekilleri ve bakanlar olmak üzere (DDH şubat 1981'de dağıldı) çeşitli ayrılmalar nedeniyle Knesset'te gitgide daha fazla güçlükle karşılaştı M Begin'e yakın birkaç kişi, özellikle Moşe Dayan (ekim 1979), Ezer Weizmann (mayıs 1980), Şmu-el Tamir (temmuz 1980) ve Yigal Oroviç (ocak 1981), çeşitli nedenlerle hükümetten istifa ettiler Kasım 1980'de, hükümete karşı verilen bir gensoru önergesinin ancak kıl payı bir farkla (54'e karşı 57 oy) reddedilmesi üzerine Başbakan yeni milletvekili seçimleri yapılacağını açıkladı (ocak 1981); seçimler 30 haziran 1981'de yapıldı Likud koalisyonu (Herut, Liberal parti) Maarah'ı 10 000 oy farkla yenerek 48 sandalye kazandı (Maarah 47 sandalye) Bu iki kuruluşu dinci partiler izledi: UPD (6 sandalye), Agudat israil (4 sandalye) ve israil Gelenekçi partisi (IGP) [3 sandalye]; Rakah cephesi (komünist eğilimli) 4 üyelik ve "Büyük israil" görüşünü savunan aşırı sağdaki Thiya (Rönesans) 3 üyelik kazandılar 4 ağustosta, M Begin, Knesset'te dört partiden oluşan bir koalisyonun (Likud ve dinci üç parti; 61 üyelik bir çoğunluk) desteğini alan bir hükümetin kurulduğunu açıkladı Yeni kabinenin başlıca üyeleri A Şaron (Savunma) ve Y Şamir'di (Dışişleri)

iktisadi alanda, Begin hükümeti, çok kötü olan durumu denetim altına almayı başaramadı Askeri harcamalar bütçenin ortalama üçte birini yutuyordu, mali bakımdan ABD'ye bağımlılık ekim 1973 savaşı'ndan beri tehlikeli bir düzeye erişmiş, ödemeler dengesi açığı GSMH'nın dörtte birini bulmuştu (1978); dış borç ödemeleri bütçenin yaklaşık üçte birini götürüyordu Ekim 1977'de Maliye bakanı Ehr-lich'in başlattığı ve kasım 1979'da çok sert bir kemer sıkma planı hazırlayan ardılı Y Oroviç'in sürdürdüğü "yeni liberal ekonomi politikası" başarısızlıkla sonuçlandı 1978'de yüzde 42,5 olan enflasyon 1980'de yüzde 133'e ulaştı; kurulduğundan beri tam istihdama alışmış bir ülkede İşsizlik oranı yüzde 5'e çıktı Maliye bakanı Y Aridor'un, selefinin aşırı liberal ekonomi politikasına getirdiği müdahaleci düzeltmeler, enflasyon sarmalının biraz düzelmesini sağladı (1981'de yaklaşık % 100)

Uluslararası alanda Begin hükümeti, Sedat'ın Kudüs ziyaretinden (kasım 1977) sonra yeniden başlayan ve Mısır ile israil arasında Camp David anlaşmaları (eylül 1978) ile Washington anlaşması'nın (26 mart 1979) İmzalanmasıyla somutlaşan barış sürecini tamamladı Haziran 1967'de, işgal edilen Mısır topraklarından bütünüyle geri çekilme karşılığında, Kahire ve Tel-Aviv ilişkilerini "normalleştirdi-ler" Ne var ki, israil'in Mısır'a karşı güttüğü bu "barış stratejisi", arap dünyasına, özellikle Lübnan, Suudi Arabistan ve Irak'a (haziran 1981'de Tamuz nükleer santralının tahribi) karşı giderek artan bir müdahaleci siyasetle ve tek yanlı önlemlerle (temmuz 1980'de Kudüs'ün "israil' in yeniden kavuştuğu ebedi başkenti" ilan edilmesi ve aralık 1981'de Golan'ın ilhakı) atbaşı gidiyordu BM'ce eleştirilen bu önlemler, batılı devletler ve özellikle ABD tarafından gönülsüzce kınandı Nitekim, ABD'de Başkan Reagan iktidara gelir gelmez, ülkesinin yahudi devletine verdiği geleneksel desteği güçlendirdi (ekim 1981'de ABD-israil "stratejik işbirliği" anlaşması'nın imzalanması) İsrail, Fransa'yla haziran 1967 savaşından beri gergin olan İlişkilerini de iyileştirdi (mart 1982'de F Mitterand'ın ziyareti)

israil'in Mısır toprağından çekilme sürecine (25 nisan 1982'de tamamlandı) paralel olarak Begin hükümeti, işgal altındaki öbür arap topraklarını kolonileştlrme siyasetine hız verdi, israil, Camp David anlaşmaları ve Washington anlaşması uyarınca Batı Şeria ve Gazze'de yaşayan Fi-listinliler'e "özerklik" verilmesi konusunda Mısır'la görüşmelere başladıysa da, Begin hükümeti, özerklik döneminden (süresi beş yıl olarak saptanmıştı) sonra bu toprakları ilhak etme niyetini saklamıyordu Begin hükümetinin aralık 1977 ve mayıs 1979'da kabul ettiği programlarda yer alan ve ağustos 1981'de koalisyon hükümetinin onaylanan programında bir kez daha açıklanan bu siyaset, Mısır ile yapılan görüşmelerin çıkmaza girmesine yol açtı H Mübarek, selefi E Sedat gibi, özerklik statüsünü, israil'in Batı Şeria ve Gazze'den çekilmesi ve bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacak bir sürecin ilk aşaması olarak görüyordu Öte yandan, israil, işgal altındaki topraklarda Filistin direnişinin gelişmesi karşısındaki tavrını sertleştirdi

Haziran 1982'de israil ordusu, FKÖ kuvvetlerinin Lübnan'daki varlığına son vermek İçin bu ülkeye girdi Filistinli savaşçılar ülkeden ayrılıncaya kadar (21 ağus-tos'tan itibaren) Beyrut'u kuşatma altında tuttu ve bombaladı ve ancak eylül sonunda kenti kesin olarak boşalttı (- LÜBNAN SAVAŞI) Bu askeri müdahale, İsrail kamuoyunda ciddi bir huzursuzluk doğurdu; Sabra ve Şatilla'daki Filistin kamplarında girişilen katliamlar hakkında bir soruşturma komisyonu oluşturuldu; israil ordusu ve hükümet içinde bazı kişilerin sorumlulukları ortaya çıkarıldı, ama bu olaylar Begin hükümetinin varlığını tehdit etmedi Mayıs 1983'te israil Lübnan'la, bu ülkeyi işgal eden bütün yabancı güçlerin çekilmesine ilişkin bir anlaşma imzaladı; Suriye bu anlaşmaya derhal şiddetle karşı çıktı

Begin'in Başbakanlıktan istifası üzerine, Herut partisi başkanı seçilen izak Şamir, 10 ekim 1983'te hükümeti kurdu Temmuz 1984'teki seçimlerden sonra da Şimon Peres, işçi ve Likud partileri koalisyonunun başkanı oldu (13 eylül 1984) işçi ve Likud partileri arasında yapılan bir ulusal birlik anlaşmasıyla, ilk 25 ay Peres Başbakan, Şamir yardımcısı olacak, ikinci 25 aylık dönemde Şamir Başbakanlığa gelecekti 1984'te Sudan'daki kamplara sığınmış olan Etyopyalı Yahudiler'den (Fa-laşalar) 7 000'i uçaklarla israil'e taşındı Gizli yürütülen bu operasyonun ortaya çıkması üzerine taşıma durduruldu Nisan 1985'te ABD ile 10 yıl içinde, tüm gümrük vergilerinin karşılıklı olarak kaldırılmasını öngören bir anlaşma imzalandı Ekim 1986'da izak Şamir Başbakanlığı devraldı Nisan 1987'de iki önder arasında Ortadoğu sorununun çözülmesi için bir konferans toplanması konusunda anlaşmazlık doğdu Peres, Dışişleri bakanı olarak konferansı savunurken, Şamir toplantıya karşı çıktı

Aralık 1987'de israil işgalindeki topraklarda yaşayan Filistinliler İsrail'e karşı gösterilere başladılar Taş atan göstericilere karşı zaman zaman silah kullanan israil askerleri uluslararası kamuoyunda tepkiyle karşılaşınca Filistinliler'e karşı dayak, yurtdışına sürme gibi önlemler uygulanmaya başlandı (şubat 1988)

ASKERİ TARİH
Yeni devletin kurulmasıyla birlikte oluşan israil ordusu, ya da Tsaal, 1948 -49'daki başarılı çarpışmalar içinde olgunlaştı Bu çarpışmalarda israil, derhal Ha-gana'nın düzenli askeri birlikleriyle (60 bin kişi) ve onun bağımsız gruplarından (irgun, Stern grubu, vb) yararlanmak imkânını buldu Bu gruplar aslında, iki dünya savaşı sırasında kurulan siyonist askeri birliklerin geleneğini sürdürüyorlardı: Çanakkale'de siyon katır müfrezesi (1915), Filistin'de Allenby'nin seferi için Trumpel-dor ve Ben Zvi tarafından toplanan Royal British Fusilier yahudi lejyonu (1917-18), 1942-1945 arasında Afrika, Suriye ve İtalya'da savaşan VIII ingiliz ordusu Yahudi tugayı

İsrail'de otuz aylık zorunlu askerlik hizmeti, ancak 1949 mütarekesinden sonra konuldu, isviçre sistemini temel alan askeri eğitim, 14-18 yaşlar arasında zorunlu bir askeri hazırlıkla başlar ve silah sınıflarına göre değişen süreler İçinde verilir Her biri belli bir bölgeden toplanmış erlerden oluşan birlikler, dördüncü aydan sonra dönüşümlü olarak bayındırlık işlerinde ya da, tercihen sınır kibutzlarında, kendi silahlarına sahip sürekli bir ileri karakollar zinciri oluşturacak biçimde kullanılırlar israil ordusunun kadın askerlerden meydana gelen bölümü (Hen), barış zamanında, 18 yaşına giren kadınları yirmi dört aylık bir zorunlu askerlik hizmetine alır ve 36 yaşına kadar da yılda otuz günlük bir yedek askerlik hizmetine tabii tutar (çocuklu evli kadınlar hariç) Kadınlar, savaşmak İçin gönüllü olmaları koşuluyla, yeteneklerine uygun görevlere (ulaştırma, muhabere, levazım, sıhhiye, kurmay dairesi, vb) atanabilirler Nihayet, bir hava gücüyle, bir deniz gücü, değerini İsrail-Arap savaşlarında kanıtlamış olan israil askeri kuvvetlerini tamamlar, israil ordusu yalnız muvazzaf kuvvetleri değil, aynı zamanda yedek kuvvetleri de içine alan bir ordudur Böylece, ülke her an, hemen, tümüyle savaş durumuna geçebilir Özellikle otuz günlük dönemlerde verilen çok sıkı bir talime ve düzenli bir radyo ve telefon kullanımına dayanan bir seferberlik sistemi sayesinde, yaklaşık 280 000 eğitilmiş erkek ve kadının büyük bir hızla seferber edilmesi sağlanır

1967 savaşı'ndan sonra İsrail'in geliştirmeye çalıştığı silah sanayisinin, 1973'te, menzili 500 km'yi aşan ve nükleer yük taşıyabilen roketler yapabilecek düzeye ulaştığı sanılmaktadır Ama, israil hükümeti, henüz dış ülkelere ve özellikle ABD'ye bağımlıdır

israil'e 2 000 ölü ve 500 kayba mal olan ekim 1973 savaşı'ndan sonra, Savunma bakanı Moşe Dayan'la birlikte, arap saldırısı karşısında gafil avlanmaktan sorumlu tutulan komuta kademesinde bir kriz patlak verdi Bu kriz, 1974'te kurmay başkanı general Elazar'ın, sonra da Golda Meir hükümetinin istifasına yol açtı 1974 sonunda, amerikan askeri yardımı sayesinde, israil silahlı kuvvetleri daha da güçlendi israil, giderek silah sanayisini geliştirmeye yöneldi Ayrıca muvazzaf kuvvetlerinin hacmini korudu Yalnızca Yahudi-ler'i ve Dürzller'i kapsayan askerlik hizmeti, erkekler için 3 yıl, kadınlar için 2 yıl olarak bırakıldı Lübnan savaşı (1982), ordunun etkinliğini kanıtladıysa da, Beyrut olaylarından sonra ordu içinde ciddi bir manevi bunalım başgösterdi

1983'te silahlı kuvvetlerin mevcudu, 120 bini askerlik hizmetlerini yapanlar olmak üzere 174 000 kişiydi Savunma bütçesi, 1981'de 7,34 milyar dolara ulaşmıştı (GSMH'nın °/o 23,2'si)

Kara kuvvetleri, 11 zırhlı tümen, 33 zırhlı tugay, 10 mekanize piyade tugayı (5'i aynı zamanda paraşüt tugayı), 12 sınır bölgeleri tugayı (Nahal milisleriyle birlikte) ve 15 topçu tugayına dağılmış 135 000 kişiden (erkek ve kadın; 110 000'i askerlik hizmetlerini yapanlar olmak üzere) oluşur, israil ordusunun elinde 3 600 tank (400'ü savaşta ele geçirilmiş sovyet tankı, 1 000 İngiliz yapımı Centurion tankı, M 48 ve M 60 tipi 1 460 amerikan tankı) bulunmaktadır 1980'den beri hizmete sokulan israil yapımı araç-gereçler de şunlardır: 200 Merkava tankı, zırhlı birlikler için Ramta nakliye araçları ve yerden-yere Zeev roketleri

Hava kuvvetleri (30 000 kişi) çok yüksek bir eğitim düzeyine sahiptir 1982'de 602 savaş uçağı (Mirage III, Skyhawk ve İsrail avcı bombardıman uçağı Kfir), yaklaşık 30 nakliye uçağı ve 150 helikopterle donatılmıştı

Deniz kuvvetleri, az gelişmiştir (9 000 kişi) Hareket alanı kıyıların gözetimiyle sınırlıdır 3 denizaltı, Gabriel ya da Har-poon roketleriyle donatılmış hızlı 22 hücumbot, kırk kadar kıyı gözetim hücumbotu ve 9 çıkarma gemisinden oluşur

Bu üç kuvvete bağlı yedeklerin mevcudu 450 000 savaşçı olarak tahmin edilmektedir 54 yaşına kadar her yıl eğitimden geçirilen yedekler, üç günde seferber edilebilir

KURUMLAR
israil, parlamenter rejimle yönetilen demokratik ve dini bir devlettir Devlet başkanı, Meclis (Knesset) tarafından beş yıl için seçilir; Knesset seçimleri ise, dört yılda bir nispi temsil usulüne göre yapılır; adayların, seçilebilmek için oyların en az % 1 'ini alması gerekir Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran partiden seçilen Başbakanın yönettiği hükümet, meclise karşı sorumludur ve yasa tasarısı sunmak hakkını parlamenterlerle paylaşır

EDEBİYAT
israil edebiyatı, israil devletinin doğu-şuyla (1948) başlamaz ve yapıtları bu edebiyatın ayrılmaz parçası olan birçok yazarın yaratıcı etkinlikleri, tarihsel olarak israil'in kuruluşundan çok önceye rastlar Bir kısmı eski Filistin kökenli, ama büyük bir çoğunluğu beş büyük göç dalgası sırasında (1882-1939) çeşitli diaspora ülkelerinden (özellikle Orta Avrupa ve Rusya' dan) gelen yazarlar, ibraniceyi modern yaşamın gereklerine uygulayarak, israil edebiyatının gelişmesine katkıda bulundular

Palmah kuşağı Gerçek anlamıyla israil edebiyatının ilk evresine damgasını basan 1941'de Hitler ordularının İşgaline, 1945'ten başlayarak da İngilizler e karşı mücadele etmek için kurulan ve 1949'da dağıtılan vurucu birliklerin oluşturduğu Palmah kuşağının yapıtlarıdır

S Yizhar (doğm 1916), A Meged (doğm 1920), Moşe Şamir (doğm 1921), N Şaham (doğm 1925) gibi yazarlar, ki-butzlarda ya da savaşta bir toplu yaşam deneyimi edinmişlerdi Hepsi de Ortadoğu'da bir yahudi devleti kurmak için mücadele ettiklerinden, ortak bir ideolojiyi yani siyonist-sosyalist bir ideoloji benimsediler Bu kuşağın savunduğu ana fikir manifesto niteliğindeki bir denemede açıklanmıştır (Yoldaşların almanağı, 1946) Bu yazarlar, halkın çıkarlarını, kibbutz sorunlarını, mücadele yaşamını, siyonist-sosya-llst hareket üzerine temellenen bağımlı ve militan bir edebiyatı savunuyorlardı Örneğin, M Şamir'in romanı Huhalah basadot, bir Palmah askeri şefinin gerçekçi bir tablosunu çizer Bir öykü kitabının adı olan TamidAnah nu (1902), Première Personne pluriel (fr çev) adlı bir romanda da olduğu gibi, ideolojik bir programı andırır

Palmah kuşağının hiç kuşkusuz en önemli romanı Yeme Tsiglag'da, S Yizhar, bağımsızlık savaşı sırasında savaşçıların yaşamlarından yedi günü anlatır Yizhar, göçmenler ve arap esirleri sorununun haksız çözümlerine ahlaki bir bakış getiren ilk yazardır (Haşavuy, 1948) Bu dönemin öteki yapıtları da aynı temaları işler: Moşe Şamir'in Jusqu'à l'aube (fr çev); Yigal Mossinsohn'un (doğm 1917) Dans le désert (fr çevr); A Meged'in Esprit des jours (fr çev); H Bartov'un Prise de conscience (fr çev); Benjamin Tammuz'un (doğm 1919) Holot Hazahav; S Nitzan' ın işçilerin yaşamını anlatan Fêtes sur le sable (fr çev)

Abba Kovner'in (doğm 1918) kimi eleştirmenlerce kibutz yaşamını ve savaşçıların dayanışmasını en sadık biçimde anlatan bir yapıt olarak kabul edilen Face à face (fr çev) adlı romanıyla israil düzyazısının önemli bir dönemi kapanmış olur

Devlet kuşağı Savaş sonrasının gerçeklerini birden bütün açıklığıyla gören Palmah kuşağı yazarları, bu gerçeği düşlerinin ve sosyal isteklerinin bir mezarlığı olarak yorumlamışlardı Bu yüzden bu yazarlar değişim halindeki toplumu bu değişimden kaynaklanan sorunlar ve haksızlıkları saptamaya ve anlatmaya yönelttiler Onlara "devlet kuşağı" ("dor ba1 aretz") denmesinin nedeni de budur

MŞamir, A Ukhmani ve S Tenai'nin 1958'de yayımladıkları Devlet kuşağı adlı edebiyat almanağı, yaratıcı olgunlukları devletinkine koşut olarak gelişen yazarları bir araya getirdi N Aloni, H Guri, A Kovner ve Aaron Meged gibi kendini kabul ettirmiş yazarların yanı sıra, örneğin Yehuda Amikai, D Ben-Amotz, T Karmi, Mordekay Tabib (1919-1979), R Trainin, Tammuz gibi ilk kez olarak, aynı dili konuşan ve yazan okurlar için yazma ayrıcalığını elde eden yazarlara da rastlanır Bu akım, daha sonra iki edebiyat dergisi etrafında güçlenir: siyaset alanındaki basmakalıp törelere aldırmayan Keşet (Gökkuşağı, 1956-1976) ve sanatsal bağımsızlığı savunan Ahşav (Şimdi) Bu arada, geleneklere daha bağlı edebiyatın temsilcileri de yapıtlarını sürdürürler: N Alterman, A K Bertini (doğm 1903), Leah Goldberg (1911-1970), U Z Grunberg, N Şaham, S Şalom, A Zetlin

"Yeni dalga" Yehuda Amikai, Maintenant et Autrefois (fr çev) adlı şiiriyle, eleştirmenlerin "yeni dalga" olarak adlandırdıkları yeni bir akım başlattı Amikai'nin yanı sıra, yeni bir şiirsel üslup geliştiren David Avidan, T Karmi, N Zah ve Dan Pagis gibi bu akımın en önemli temsilcileri, dili, engin ve büyülü bir keşif, deneyim ve yenilikler alanı haline getirdiler Şiirlerinde duygusallığı reddediyor ama insanın yalnızlığına (Amikai'nin Jardin public [fr çev]) ve gündelik yaşamın tekdüzeliğine eğiliyorlardı

Savaşlardan bıkmış olan bu kuşak, barışa, mutlu ve normal bir yaşama özlem duyuyordu: Amikai "yatağımda ölmek istiyorum" diye haykırır

Toplumun ve dünyanın akıntıya kapılıp sürüklendiğine inanan bu yazarlar tek çıkar yol olarak kendi içlerine kapanmayı görüyor (Matti Meged'in Une lumière dans la grille'i [fr çev]), ama bir yandan da güncel yaşamı (savaş, göçmenlerin topluma uyumu, çeşitli yahudi grupları arasındaki ilişki ve özellikle Soykırım trajedisi) ele alarak bu yaşamı, ezilmiş, bağımlı, yitik bir kahramanın (ya da bir karşıt kahramanın) açısından anlatıyorlardı

Kibutz'un "kaybolmuş cennet"ine özlem ve karşı çıkış, evrensel bir köken arayışı, şiirsel geleneklerdeki süreklilik ve kopukluk, bu edebiyatın çelişkili görüntüsü işte budur

Bu anlamda, 1960-1970 yılları israil edebiyatı, çağdaş batı edebiyatının evrimini izler, J R Sartre, A Camus, F Kafka gibi yazarların, ama özellikle ingillz-amerikan kültürünün etkisindedir 1950 yıllarının başında şiir hâlâ, fransız ve alman şairlerinden, özellikle R Valéry ve R M Rilke'den esinlenmekteyse de, yavaş yavaş W H Auden, E E Cummings, T S Eliot, Mac-Leish, Ezra Pound, Dylan Thomas ve W

B Yeats'in etkileri daha ağır basar Yalnız bir adamın itiraflarında "ben"in tam anlamıyla yüceltildiği la Vie comme parabole (fr çev) adlı kitabıyla Pinhas Sadeh (doğm 1929) bu dönemin en önemli yazarları arasında yer alır Aynı esinle yazan ve konularında Filistin'in eski sakinlerinin (Kenanlılar, Ugaritler vb) mitolojisinden esinlenen, "Kenanlılar"ın eski şefi Y Ra-toş (doğm 1909), yalnızlığın egemen olduğu kötümser şiirler yayımlar (Poème de l'individu [fr çev] 1975); Amour de femmes [fr çev] 1975; Daliah Ravikovitz (doğm 1936) içtenci şiirler dışında, bağımsızlık mücadelesini de yüceltir (Aha-vat tappuah ha-zahau, 1959; Horef Kas-heh, 1964; Labîme fait retentir sa voix [fr çev], 1976)

Yaakov Şabtay Hadod Peretz Mamri (1972) ve Zihron Devarim (1977) adlı romanlarında, toplumsal gerçeğin ve yaşlılığın yol açtığı umutsuzluğun bir tablosunu çizer David Şahar (doğm 1926) La Lune de miel et d'or'da (fr çev) [1959], Amnon Şamuş'un Requiem pour Naaman Chronique du discours d'une famille, 1895-1974 (fr çev) [1977] 'adlı yapıtında yaptığı gibi, israil toplumunu hicveder
Steinman Şaham'ın (doğm 1925) "imanı The Royal Witness (1975) ise 70'li yılların başındaki israil yaşamını anlatır

A B Yehoşua (doğm 1936), Kafka ve Agnon'un etkisinin görüldüğü Mot haza-ken romanında, bilinçdışı alanına el atar Ayrıca Mul hayerarot (1968) ve geri plan olarak Kippur savaşı'nı kullandığı Trois jours et un enfant et l'Amant (fr çev) romanlarının da yazarıdır

Y Amikai'nin Lo Me-Ahşav, Lo Mikan (1964) romanında düşle gerçek birbirine karışır: romanın kahramanı bir israilli, Almanya'ya, doğduğu kente, nazi cinayetlerinin kurbanlarının öcünü almaya gider, ancak amacını gerçekleştiremez çünkü bu isteği körelmiştir

Başka yazarlar da yeni dalgaya katılırlar: les Blessures de maturité (fr çev)

[1965], le Petit Marché (fr çev) [1957], Sel mi'ata yeled (1970) Ile Hanokh Bar-tov; Amalia Kaana Karmon; Panim u-Massehah (1963) ile Y Aezrahl; les Avatars du sot (fr çev) [1960], la Fuite (fr çev) [1962], les Vivants et les Morts (fr çev) [1970] ile Aaron Meged; Toucher l'eau, toucher le vent (fr çev) [1973] Ile Amos Oz

1972'de kurulan edebiyat dergisi Siman Kria (Ünlem işareti), içlerinde en önemlisi hiç kuşkusuz Meir Wieseltier olan oyun yazarları, romancılar ve şairlerin kürsüsü haline gelir Bu kürsüde Dan Tsalka, Yair Horowitz, Menahem Perry gibi genç yazarlar dışında, asıl uğraşları şiirin yapay görünümünü silip şiiri gittikçe ulusallaştırmak olan A B Yehoşua, David Avidan gibi tanınmış yazarlar da bulunur Son yıllarda, "yurdundan edilmiş kişi"yi (ibrani-cede "yored"), bazı yazarlar kitaplarına kahraman olarak seçmişlerdir, bunu ilk uygulayan Hotel in the jungle (1971) romanıyla, New York'ta oturan bir israillinin yaşamını anlatan Y Amikai'dir Onu, le Cheval à bascule (fr çev) [1973] ve Doda Şlomtsion hagedola (1976) ile Yoram Ka-niuk izler A B Yehoşua ise aynı temayı Hame' ahev'de ele alır

Soykırım edebiyatı, israil edebiyatında, özellikle şiir alanında Yahudilerin naziler tarafından topluca imhasının simgesi olarak ishak'ın kurban edilişini anlatan A Gil-bao (Yitshak), Uri Tsvi Grunberg (Reho-vot hanahar) ve H Guri (The Heritage) gibi şairlerle soykırımın dehşeti ve trajedisi çok derin yansır Aharon Appelfeld'in yapıtlarının aşağı yukarı tamamı soykırım üzerinedir ve 1974'te l'Holocauste dans la poésie hébraïque (fr çev) adıyla, 63 şairin yapıtlarını bir araya getiren bir seçki yayımlandı

Başka yazarlar da bu trajik konuda şiirler, öyküler ve romanlar yazdılar: İr ha -yonah (1957) ile N Alterman; savaş sonrasında Almanya'da bir yolculuğu anlatan Au pays de l'horreur (fr çev) ile Rut Al-mog; Se souvenir et oublier (fr çev) [1968] ile Ben-Amotz; Homme, fils de chien (fr çev) [1969] ile Yoram Kaniuk: la Metamorphose (fr çev) Ile Dan Pagis; La Révolte des fils de Yonah (fr çev) ile David Şimoni; soykırımdan kurtulan çocukları ve onların yaşama uyum sağlamalarının güçlüklerini anlatan Yalde haşel ile Ben Tsion Tomer; Paysage en fumée (fr çev) ile i Yaoz-Kest, S Golan, A Şlonski ve Vil-no gettosunun komutanlarından biri ve Litvanya ormanlarındaki partizanların şefi olan Abba Kovner de soykırım olayıyla ilgilenmişlerdir

Tiyatro İsrail devletinin kurulmasından önce, piyesler, genellikle Yahudiler'i Filistin'e yerleştirmeye çalışan öncülerin çabalarını konu almaktaydı (A Aşman'ın Cette terre [fr çev], Y Barzilay'ın le Dédaigneux [fr çev], L A Orloff-Arieli'nln/V-lah Kerim, David Şimoni'nin Une nuit dans le verger [fr çev] ve S Smilansky' nin Tirs sur le kibboutz'u)

1950-1960 yıllarında tiyatro, israil'in yeni yaşamını yansıtır Çoğu kez E Albee, H Pinter, L Pirandello'dan etkilenen yazarlar, burjuvalaşmakta olan toplumu eleştirirler N Aloni ve N Alterman bu dönemin en önemli oyun yazarlarıdır Batı tiyatrosunun düşünce biçimini özümlemiş olan N Aloni les Nouveaux Habits du roi (fr çev) [1961], la Princesse américaine (fr çev) [1963], la Fiancée et le chasseur de papillons (fr çev) [1966], la Tante Li-sa'yi (fr çev) [1969] yazar H ibsen'in Peer Gynt oyununu anımsatan Pundak Ha -ruhot'unda N Alterman, çağdaş dünyada sanatçının yerini sorgular Kinneret, Kinneret'te ve öncülerin yaşamını konu alan la Reine Esther (fr çev) ve le Jugement de Pythagore'da (fr çev) tarihsel dramı işler Bu konu, aynı şekilde N Aloni (le Plus Cruel de tous les rois [fr çev]), Y Amikai (Voyage à Ninive [fr çev], B Ga-lai (ir Sedom), A Meged (Genèse [fr çev]), Y Mossinsohn (Tamar, la femme de Er [fr çev]), Y Şabtay (Une tête couronnée [fr çev]), M Şamir (Milhemet Benei or) tarafından işlenir Nanoh Levin'in hicivli oyunları gibi, Efraim Kişon'un komedileri büyük başarı elde eder Tiyatro topluluklarının (Abima, Oel, Kameri) varlığı bu alandaki üretimin gelişmesini geniş ölçüde destekler
israil devletinde arap edebiyatı - FİLİSTİN

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İsrail, Medinat Yisrael

Eski 03-16-2011   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : İsrail, Medinat Yisrael



ARKEOLOJİ

Bilinenin en eski Homo sapiens'lerden biri, bir fransız araştırma ekibi tarafından Karmel tepesinde, Kafzeh mağarasında bulundu Nattuf kültürü i0 X binyıl'a doğru ortaya çıktı (Ein Gev, Mellehe, Vadi Fallah vb) Az da olsa, o tarihlerde tarım ve hayvancılık yapılmaktaydı Daha geç evrelerin varlığı Eriha (Pre Pottery Neolithic A&B) ve Abu Goş'ta kanıtlanmıştır Bunları, yerleşmelerin büyük bir bölümünün i06500'e doğru terk edilmiş gibi göründüğü, "Filistin boşluğu" diye bilinen, arkeolojik alanda karanlık bir dönem izledi Uzun süren bir kopukluktan sonra, varlığı Eriha (Pottery Neolithic A&B) ve Şa-ar Agolan buluntularıyla kanıtlanan bir geç Yenitaş dönemi ortaya çıktı Ancak, ne bu dönem, ne de Suriye'nin kuzeyindeki kültürlerle olan bağlantılar tam anlamıyla aydınlığa kavuşturulabildi

Bakırtaş dönemine ya da Gasul kültürüne birçok yerde rastlanır: Eriha, Tel el -Ferah, Megiddo ve Negev çölünde Be-erşeba bölgesi yerleşmelerinde Yahudi-ye çölünde, Nahal Mişmar'da ele geçen bakır eşyalar (aletler, silah parçaları) bu dönemin en geç evrelerine aittir O tarihlerde, dağlarda, ovalarda ve çöllerde insanlar yaşamaktadır; çöller uzun bir süre böylesine yoğun bir nüfusu barındırma-yacaktır Son dönem bakırtaş kültürü daha çok mezarlardan tanınmaktadır Varlığı uzun süreden beri Megiddo'da belirlenmiş olan bu kültür, Gezer ve son zamanlarda, Tel el-Ferah, Tel Arad vb'de kesin olarak ortaya çıkarıldı

Bronz çağının başlarında, 3100'e doğru ilk kentler görülmeye başladı Bunlar; surlarla çevrilmiş, tapınak ve idari yapıların yer aldığı mahallelere bölünmüştü Megiddo, Gezer, Ay'da görülen bu dönem, Eriha'daki ingiliz, Tel el-Ferah'taki fransız, Tel Arad ve Hazor'daki israil kazı-larıyla aydınlığa kavuştu, ikinci binyıl daha iyi biliniyordu, ancak Megiddo'da bulunan fildişi eşyaların tarihlenmesi gibi bazı konular sert tartışmalara neden oluyordu Bu kazılar, ikinci binyıl'ın daha İyi tanınmasını sağladı Eski kronolojilerin çoğu yeniden gözden geçirildi Artık kronolojik çerçeve tam olarak yerine oturmuştur (Lakiş kazıları; Gezer, Megiddo, tel Beyt-Mirsim vb'deki kazılara yeniden başlanması) Demir çağı için, Lakiş, Gezer ve Megiddo kazılarının dışında, Şomron, Tel el-Hesi kazılarını, Tel Dan, Tel Arad, tel Be-erşeba, tel Şikmona vb'de israilliler'in yürüttüğü birçok araştırmayı da saymak gerekir Yahudi krallıkları, asur ve babilli istilacılar, daha sonra da Persler buralarda İzlerini bırakmışlardır

Ingilizler'in ve İsrailliler'in yürüttüğü arkeolojik çalışmalar, Diaspora'dan hemen önceki dönemin Massada'da, gündelik yaşama ilişkin ayrıntılarıyla ve en dramatik yanlarıyla canlandırılmasını sağladı

GÜZEL SANATLAR

Mimarlık, israil devleti, kurulur kurulmaz önemli yapım sorunlarıyla karşılaştı, israil'e özgü ulusal bir mimarlık yaratma girişimlerine rağmen (Y Klarvein, Knesset, 1966) en önemli mimarlar Avrupa etkisinden kurtulamadılar: Bauhaus çıkışlı A Şa-ron (Tel-Aviv [1955] ve Kudüs [1963] hastaneleri, Montréal Dünya sergisi'ndeki israil pavyonu), D Karmi, Z Rechter vb Behrens'in eski öğrencisi A Neumann* ise modüler birimlerden yola çıkarak uzay şehirciliği araştırmalarına yöneldi (Z Hec-ker ile birlikte Bat Yam belediye sarayı) Konut kavramını değiştirmeye yönelik bu çalışmalara L Gerstel ya da M Safdie" de katıldı Birçok okul ve üniversite binasıyla (Neumann'ın Hayfa'daki Tehnion mühendislik fakültesi, DA Brutzkus'un Re-hovot mimarlık fakültesi auditoriumu) önemli müzeler (A Mansfeld ve D Gad' ın Kudüs'teki israil Ulusal müzesi [1965] ve F Kiesler'in Ölü Deniz elyazmaları için yaptığı "tapınak"; i Yaşar ve D Eitan'ın yeni Tel-Aviv müzesi [1971)) yapıldı
Plastik sanatlar Tümüyle İsrail'e özgü bir sanatı kurma ve geliştirme yolundaki ilk girişim, 1906'da Kudüs'te heykelci Boris Şats'ın bir yahudi geleneği geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmak amacıyla Bet-salel Sanat ve meslek okulu'nu (ve aynı adlı müzeyi) kurmasıyla başlamıştırAma bu çabanın güçlü batı etkileriyle birleşmesi ve Reuven Rubin (1893-1974), Menahem Şemi, israel Paladi ya da Anna Tic-ho gibi ressamların önemli yapıtlar vermesi Birinci Dünya savaşı sonrasına rastlar

1930'lu yıllarda Yakov Steinhardt (1887 -1968) ya da Moşe Mokadi (1902-1977) çalışmalarında anlatımcılıktan etkilenirken, Mordehay Levanon'ün gizemli manzara resimleri ve Mordehay Ardon'un aşırı üsluplaştırılmış sanatı, lirizmden köklü bir biçimde etkilendi Ama bu ressamlar da ikinci Dünya savaşı'ndan hemen sonra yayılan soyut araştırmaların çekiciliğine kapıldılar Bu araştırmalar 1948'de kurulan ve özellikle Yanko* tarafından canlandırılan "Yeni ufuklar" hareketi çevresinde yoğunlaştı Dünyanın her tarafında olduğu gibi lirik soyutlama egemen resim akımı oldu (Yosef Zaritski, Avigdor Stematski, Yehetskel Streichmann, Moşe Kastel, Fima, Lea Nikel vb) Agam ve Aaron Wit-kin ise çalışmalarını geometrik soyutlamalardan hareketle geliştirdiler

1960'lı yıllardan sonra çeşitli tepkiler ortaya çıktı: pop art (igael Tumarkin), yeni figürasyon (Uri Lipşits) ya da doğadan etütlere dönüş (Arikha) anlayışı içinde soyutlamaya karşı gerçeğe yeni bir yaklaşım getirilmeye çalışıldı 1970'li yılların öncü akımları özellikle kavramsal sanat (Beni Efrat, Nahum Tevet vb) ve video alanlarında özgün araştırmalara özendirdi Video, çevreye müdahale aracı (Mlhael Druks, Pinhas Koen Kan) ya da bir eylemle bütünleşen parça (Moti Mizrahl) olarak öngörülüyordu

israil'de heykel sanatı avrupalı ve uluslararası akımların etkisine açılarak yavaş yavaş gelişti Zeev Ben Tsvi (1904-1952) ile kübizm israil heykeline girerken, önceleri lirik ve anlatımcı (Moşe Sternschuss, İzak Danziger, Yehiel Şemi) sonraları daha katı (Menaşe Kadişman vb) bir soyutlama, çeşitli eğilimlerle boy gösterdi Heykelcilik, mimarlık ve kentle İlişkilerinde yerleştirme-manzara (Şamay Haver) ya da 1970'li yıllarda daha kavramsal anlayışta bir müdahale (Dani Karavan) olarak görüldü

MÜZİK

Müzik yaşamı, Tel-Aviv'de ilk müzik okullarının açıldığı 1910'dan sonra örgütlendi 1936'da kurulan Filistin orkestrası, daha sonra israil Filarmoni orkestrası adını aldı Yine 1936'da, Kudüs'te bir radyo istasyonu kuruldu, Uluslararası çağdaş müzik birliği'nin şubesi açıldı, israil devleti kurulduktan iki yıl sonra, Kültür ve eğitim bakanlığı bünyesinde bir müzik birimi oluşturuldu Ayrıca, besteciler, 1936'dan beri "Performing Rights Society of the Authors, Composers and Publishers", 1957'den beri de "israilli besteciler vakfı" tarafından desteklenmektedir Müzik yayınları, 1930'da Tel-Aviv'deki özel yayınevlerince başlatıldı 1949'da kurulan "Publishing House of the israeli Composers'Association" ("İsrailli besteciler birliği yayınevi"), Avrupa'da ve ABD'de temsilcilikler açtı 1961'de kurulan israil Müzik enstitüsü de bazı yapıtların partisyonunu yayımladı

İsrailli bestecilerin esin kaynakları, geleneksel yahudi müziği, yahudi tarihi, ülkenin farklı kültürel atmosferi olan yörelerinden edindikleri izlenimler, Ortadoğu müziğinin melodileri ve orkestralama özellikleridir Bu etmenlere, her bestecinin doğup büyüdüğü ülkenin kültüründen birtakım öğeler de karışır Tüm bunlar, daha az gelenekçi olan genç kuşaktan önce müzik yaşamına egemen olan üç ana okulun birikiminde yatar

Bu okulların ilkini, Doğu Avrupa'dan göç eden senfoni bestecileri oluşturdu Bu okul, XX yy'ın başlarında geleneksel yahudi ezgilerinin armonize edilmesi temeline dayalı olarak Rusya'da geliştirilmiş romantik yahudi müziğinin üslubunu kabul ettirdi Bu okulun önderi Şlomo Ro-sowsky'yl (1878-1962), Gabriel Grad (1890-1950), izak Edel (1896-1973), Moşe Rapaport (1903-1968), Yosef Kamlnski (1908-1972) izledi Orta Avrupa'dan göç eden besteciler de bu okuia katıldılar Erich Walter Sternberg (1891-1974), Karel Salomon (1897-1974), Abraham Daus (1902-1974), Stefan Wolpe (doğm 1902), Hanoh Yaakovi (doğm 1909), Şlomo Ya-fe (doğm 1909), Yosef Tal (doğm 1910) ve Herbert Brün (doğm 1918) gibi müzik-çilerin temsil ettiği orta avrupalı yahudi bestecilerin çoğu 1920'lerde Avrupa'da kullanılan tekniklerle doğup büyüdükleri ülkede edindikleri birikimin sentezine varmaya çalıştılar

ikinci okuldan bestecilerse 1945'ten sonra, Yakındoğu müziğindeki melodi üslubunu, ritim düzenini ve renkli orkestralama dilini alarak, yapıtlarına Yakındoğu' ya özgü nitelikler kazandırdılar Bu eğilimin ilk temsilcileri, Paul Ben-Hayylm (doğm 1897), Marc Lavry (1903-1967), Oedoen Partos (1907-1977), Alexander Uriah Boskovitch (1907-1964), Menahem Avidom (doğm 1908), Mordehay Seter (doğm 1916) ve Roman Haubenstock -Ramati'dir (doğm 1919) Bunların öğrencileri olan Abel Ehrllch (doğm 1915), Ya-akovGilboa(doğm 1920), BenTsionOr-gad (doğm 1926) ve Tsvi Avni (doğm 1927) Batı Avrupa'da ortaya çıkan yenilikleri özümleyerek yeni, çağdaş bir üslubun ilk örneklerini verdiler

Üçüncü okulu, israil doğumlu ya da göçmen, israil'de müzik öğrenimi gören ve kendilerinden önce örgütlenmiş bir müzik yaşamı bulan genç besteciler oluşturur Geleneksel yahudi müziğine bağlı olan bu besteciler, Batı Avrupa'da doğan yeni teknikleri tanıdılar ve elektronik beste düzeneklerini deneme olanağı buldular Genç besteciler arasında Leon Schid-lowsky (doğm 1931), Habib Hasan Tuma (doğm 1934), izak Sade (doğm 1935), Yoram Paporisz (doğm 1944), Mihael Ba-rolsky (doğm 1947) anılmalıdır Genç kuşağı, Ron Kolton (doğm 1951), Gidon Le-wensohn (doğm 1954), Dainel Ören (dpğm 1955) temsil etmektedir

israel Adler gibi müzikbilimcilerln girişimleri, Yahudi müziği araştırma merkezi (Kudüs'teki ibrani üniversitesi'ne bağlı olarak 1964'te kuruldu) ve Kudüs'teki Ulusal kitaplık'a bağlı fonotek gibi resmi kuruluşlar sayesinde eski sinagog müziği (XII -XVIII yy), çeşitli notlar eklenerek bir koleksiyon halinde yayımlandı Çelişki gibi görünse de, sosyalist kibutz hareketi, bestecileri, yeni dinsel yapıtlar (mezmurlar, kantatlar) yaratmaya özendirdi Ama yalnız kantor Leib Glantz (1898-1964), bu konuya ciddiyetle eğildi ve kendini ibrani geleneği doğrultusunda ayin müziği bestelemeye adadı; 1959'da Ayin müziği ens-tltüsü'nü kurdu

Hem beste, araştırma, eğitimcilik ve ic-racılık yapan, hem de gazetelere yazan Peter Gradenwitz (doğm 1910), Tsvi Keren (doğm 1917), israel Adler (doğm 1925), André Haydu (doğm 1932), Yeho-ash Hirschberg (doğm 1938), Yosef Dorf-man (doğm 1940) gibi müzikçilerse, mü-zikbilim alanında etkinlik göstermektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.