|  | Türk Halk Dansları |  | 
|  12-17-2010 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Türk Halk DanslarıHalk danslarının ortaya çıkış koşullarını ve günümüz toplumundaki yerini kısaca belirledikten sonra, bu dansların yansıttıkları zengin kültür öğelerine, sunuşlarına, bölgelerine, belirli ortak özelliklerine… göre bölümlenmesinden söz edebiliriz  Halk danslarının kümelendirilmesinde bir yol olarak bölgesel dağılış ele alınabilir  Çünkü Anadolu’da kimi dans dalları bölgelere de adını vermektedir  Örneğin Ege, Batı Anadolu Zeybek Bölgesi; Orta ve Güney Anadolu Halay Bölgesi; Doğu Karadeniz Horon Bölgesi; Doğu Anadolu Bar Bölgesi; Trakya Hora Bölgesi adını almaktadır  Ancak bu tür kümelendirmeyi kesin çizgilerle belirlemenin güçlüğü vardır  Öncelikle dansların bölgeler arasındaki geçişleri göz ardı edilemez  Sözgelişi halay ele alındığında Orta Anadolu’nun dışında Doğu’ da, Kuzey’ de ya da başka bölgelerde de rastlamak olanağı vardır  Dansların değişik nedenlerle bir bölgeden ötekine geçişleri sonucu bir dansı salt bir bölgeye özgü saymamız da olanaksızlaşır  Bu koşula bağlı kalarak halk danslarının bölgesel tür özelliğine göre dağılımını kümelendirebiliriz: ZEYBEK : Aydın, İzmir , Muğla, Denizli, Bilecik, Eskişehir , Kütahya, Çanakkale, Kastamonu, Uşak, Manisa, Balıkesir , Burdur … HALAY : Bitlis, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Kahramanmaraş, Gaziantep, Erzurum, Erzincan, Sivas, Mardin, Muş, Yozgat, Çorum, Adana, Ankara, Siirt, Hatay, Tokat, Şanlıurfa… HORON : Trabzon, Samsun, Artvin, Ordu, Rize… BAR : Erzurum, Kars, Ağrı, Artvin, Gümüşhane, Bayburt, Erzincan… HORA : Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale… KARŞILAMA : Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İzmit, Adapazarı, Çanakkale, Bursa, Bilecik… KAŞIK : Eskişehir , Afyon, Kütahya, Bilecik, Kırşehir , Konya, Mersin, Antalya, Bolu, Bursa… BENGİ : Balıkesir, Manisa, Bursa, Çanakkale… Halk danslarının kümelendirilmesinde izlenebilecek bir yol da konularına göre ayırımlamadır  Bu kümelendirme değişik biçimlerde yapılabilir: Örneğin bir ayırım dansçıların sayı ve cinsiyetine göre yapılandır: Tek kişilik kadın dansları Estireyim mi (Bolu), Yoğurt (Eskişehir)…; Tek kişilik erkek dansları Zeybek (Aydın), Misket (Ankara)…; İki kişilik kadın dansları Ördek (Bolu), Mandalar (Kırklareli)…; İki kişilik erkek dansları Hançer Barı (Erzurum), Kırka Zeybeği (Eskişehir)…; toplu kadın dansları Güvercin (Erzurum), Çömüdüm (Kütahya)…; Toplu erkek dansları Coşkun Çoruh (Artvin), Koçaklama (Ağrı)…; Kadın-erkek karışık danslar Delilo (Elazığ), Dokuzlu (Gaziantep)… Bir başka ayırım da dansın eşliğinin türkülü Bağ Belleme (Afyon), Çalgılı Bengi (Balıkesir) ya da suskun Kılıç Kalkan (Bursa) oluşuna dayanmaktadır  Bir başka ayrımlama biçimi de dans adlarının anlamlarından kaynaklanır: Yer adı taşıyan danslar Sivas Halayı (Sivas), Tavas Zeybeği (Denizli)…; renk adı belirten danslar Sarı Zeybek (Antalya), Yeşilim (Konya)…; sayı adı taşıyan danslar Beş Ayak (Malatya), On dört (Artvin)…; iş, meslek adı belirtilen danslar Kasap (Edime), Yağcılar (İzmir), Ormancı (Kastamonu)… Dansların bu değişik ayırımlamalarının ardından konulan bakımından en sağlıklı kümelendirmeye gelebiliriz: Anadolu halk danslarının büyük bir bölümü taklitli, dramatik yapılı danslardır  Bu nitelikli danslar doğa olaylarını, günlük yaşamı, kadın erkek ilişkilerini, vuruşmaları, hayvanları taklide dayanır  Örneğin hayvan yansıma1ı danslardan Tavuk Ban (Erzurum) tavuğun hareketlerini; Ceylani (Kars) ceylanın yürüyüşünü; Serçe Oyunu (Gaziantep), serçe sıçramalarını taklit eder  Aynı biçimde Horoz Oyunu (Yozgat), Kurt Kuzu (Diyarbakır), Ördek (Bolu), Keklik (İçel), Ayı Oyunu (Bitlis), Kartal Oyunu (Bingöl) da hayvan taklitlerini konu edinir  İş ve günlük yaşamı taklit eden danslardan Tesi (Artvin) yün eğirmeyi; Köy Halayı (Sivas) günlük yaşamın değişik görüntülerini; Türkmen Kızı (İçel) hamur yoğurma, ekmek yapma, yün eğirme hareketlerini taklit eder  Madımak (Sivas), Yayılı Halayı (Yozgat), Kirman (Kayseri), İş Halay’ı (Sivas)… aynı küme içinde değerlendirilebilecek danslardır  Kadın-erkek ilişkilerinin hareketlerle taklidine dayanan danslardan Sarı Zeybek (Sivas) ve Bıçak (Elazığ) erkeğin kadına dil dökmesine ve sonunda beraberliklerini anlatır  Aynı kümede Tekerleme, Kıskanç (Kars), Hürünü (Çorum), Sürdüm (Ankara), Sudan Geçirme (Kütahya) dansları da sayılabilir  Çarpışma ya da savaşı konu alan danslar arasında Hançer Barı (Erzurum), Bıçak Horonu (Trabzon) saldırma, vuruşma ve savunma taklitlerine dayanır  Çandırlı Tüfek Oyunu (Giresun) dansçıların tüfeklerle belli bir noktaya ateş etme hareketlerine dayanır  Kılıç ve Kalkan Oyunu (Bursa) dansçıların kılıç ve kalkan seslerine uyarak çarpışmalarını anlatır  Ayrıca yine bu küme içinde fakat silahsız çarpışmayı anlatan taklitli danslar da vardır  Örneğin Sin Sin (Adıyaman), Çepik (Bingöl, Diyarbakır), Harkuşta (Bitlis)… Doğa olaylarını konu edinen danslardan Uzundere (Kars) ve Coşkun Çoruh (Artvin) ırmağın akışını, coşkunluğunu canlandıran hareketleri taklitle anlatırken, Kavak (Erzurum) dansında da kavak ağacının rüzgarla hareketi canlandırılmaktadır  Doğa olgularını canlandıran danslar arasında Burçak Tarlası (Yozgat), Yayla Yolları (İçel), Yağmur Duası (Diyarbakır) Yağmur Yağar (Nevşehir), Sis Dağı (Giresun)… sayılabilir  TÜRK HALK OYUNLARININ DOĞAL ORTAMDAN SAHNEYE GELİŞİ “Ait olduğu toplumun kültür değerlerini yansıtan;bir olayı,bir sevinci,bir üzüntüyü ifade eden;orijini din ve büyü ile ilgili olan, müzikli olarak tek kişi veya gruplar halinde icra edilen , ölçülü , düzenli hareketlerdir” (Nail TAN,Halk Bilimi Genel Bilgiler) Halk oyunları genellikle yaşam biçiminin bir sonucu olarak belirli bir gereksinimden ortaya çıkar  giderek yörede sürekli biçimlenip yaygınlaşırlar  Bir eğlence ortamında ve bir çok sosyal ilişkinin iletişim aracı olarak ortaya çıkan halk oyunları sürekli değişim göstererek yayılırlar  Ne halk türküleri ne de halk oyunları çıktıkları ilk gerçek biçimlerini koruyabilirler  Bununla beraber geleneksel yaşam içinde karşılaşılan doğal etkenler,dini etkenler,insan ve hayvan ilişkileri, kişi adları ,bölge adlarından etkilenmelerle ,doğadaki güzelliklerden,doğadaki renklerden,yaşanan sevgi ve kıskançlıklardan ortaya çıkabildiği gibi daha önce ortaya çıktığı bilinen bir ezgiye oyun eklenmesi yoluyla yada doğaçlama yoluyla hem ezgi çalarak hem de oynayarak üretilebilmelidir  Halk oyunları çıktıkları doğal ortamlarda genellikle yörede yaşayan halk tarafından benimsendikten sonra görerek,duyarak ve taklit ederek yada sergileme anında ,çalıp söyleyene ,oynayana katılarak öğrenilir  Halk oyunlarının öğrenilip yaygınlaşmaya başladığı bu ortamlarda öğrenme usta-çırak ilişkisi içinde kendini gösterir  Oyunların ortaya çıktığı bu yörelerde sistemli bir çalışmaya rastlamak veya varlığından söz etmek oldukça güçtür  Halk oyunları ve bunların müzikleri derlendikten sonra,seyirlik veya sanatsal etkinlik amacıyla sahnelemeye başladığı andan itibaren,çeşitli değişikliği,eklemeleri ve estetiği zorunlu kılar  Bu oyunların ilk biçimi akademik bir uzman yada sanatçı tarafından geliştirilerek sanatsal görünüm kazanır  Eski hali,halkın yabancısı olmadığı ve kolayca benimsenebileceği bir yapı sağlar  Sanatçı bu geleneksel yapıya katkıda bulunarak onu değiştirir ve geliştirir  Oyunlar ortaya çıktıkları ortamlarda oynanırken , bilinçli bir değiştirmeden daha çok oynama süreci içinde , oynayan kişilerin o anki coşkuları yada ruhsal durumları doğrultusunda,sanatsal kaygı taşımadan zamanla biçimlenirler  Ancak sahneye getirilen oyunun kültürel niteliğinden çok sanatsal,estetiksel yanı ağır bastığından araştırmacıların öznel sanat anlayışları ve estetiksel kaygıları oyundaki değişmeyi etkiler  Seyirlik amacı ile sahneye getirilen oyunlarda yöredekinin tersine bilinçli olarak sürekli bir değişme söz konusudur  Doğal ortamdan sahneye gelen oyunlardaki değişmeleri örnekleyecek olursak; 1)Doğal ortamda oynamak için özel bir hazırlık yapmak gerekmezken,oyunları sahnelemek için oynanacak yerin özelliklerine göre özel bir hazırlık yapmak gerekir  2)Doğal ortamda izleyicilerin oyuncular üzerinde belirli bir ölçüde etkileri söz konusu iken sahnede tüm kaygı izleyicilerin beğenisini kazanmaktadır  3)Doğal ortamda izleyerek,yaşayarak öğrenip oynama söz konusu iken , sahnede çoğunlukla ikinci,üçüncü elden öğrenip oynamak söz konusudur  4)Doğal ortamda her oyuncunun kendi estetik duygusu oyunu etkilerken , sahnede bu işi görev edinmiş belirli bir kişinin kendi estetik anlayışını dansçılara empoze edip uygulatması söz konusudur   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  |