Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Yarının Büyükleri > Miniklere Masallar

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
keloğlanın, kuzu, sevgisi

Keloğlan'ın Kuzu Sevgisi

Eski 03-18-2015   #1
Mountain
icon111

Keloğlan'ın Kuzu Sevgisi



Keloğlan kasabaya giderken yolda bir kılıç bulmuş Kasabaya varınca kılıcın sahibini aramaya başlamış Kime sorduysa ne kılıcı daha önce gören ne de sahibini tanıyan çıkmamış Hayvan pazarından geçerken küçük bir kalabalık Keloğlan'ın etrafına toplanmış Birkaç kendini bilmez, Keloğlan'la alay etmeye başlamış

Adamlardan biri orta yere bir kuzu getirmiş:
" Şu kuzuyu kılıçla keselim Şişe takıp döndürelim Nar gibi kızartalım Afiyetle yiyelim " demiş

Bunun üzerine Keloğlan:
" Aman ağalar, etmeyin, eylemeyin Ne istersiniz bir garip kuzudan? Daha doğalı kaç gün olmuş? Bırakın yaş yaşasın, ömür sürsün Kuzu kesenin, kuzu eti yiyenin başına türlü belalar gelirmiş Bunu bilmez misiniz? "

Keloğlan'ın haykırışı ses getirmiş Kalabalıktan birkaç kişi Keloğlan'dan yana çıkmış Kuzunun sahibi, kuzuyu götürmüş Az önce keselim, döndürelim, kızartalım, yiyelim diyen adamlar, Keloğlan'dan özür dilemişler Keloğlan'ı üzmemek için, kuzu kesmekten, kuzu eti yemekten ömür boyu vazgeçmişler

Son sözü Keloğlan söylemiş:
" Kuzu eti yiyen olmasa kuzular kesilmez Kuzuların kesilmemesi için, sizler de kuzu eti yemekten vazgeçmek istemez misiniz? "


SON

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Keloğlan'ın Kuzu Sevgisi

Eski 4 Gün Önce   #2
Mountain
Varsayılan

Cevap : Keloğlan'ın Kuzu Sevgisi



BATAKLIKTA KURBAĞA ARAYAN LEYLEK
Bataklıkta kurbağa arayan bir leylek varmış Günlerini kurbağa aramakla geçirir ve yakaladığı kurbağayı yutarmış Kurbağalar, bakmış olacak gibi değil, gün gelir bu leylek bizi de yutar ve bataklıkta kurbağa bırakmaz diyerek aralarında bir toplantı yapmışlar Toplantıda bilge kurbağanın fikri öne çıkmış Bataklığın derinliklerinde yaşayan zehirli kurbağaya rica edilecek ve leylek tarafından yutulması istenecekmiş Leylek zehirli kurbağayı yutunca hayatı sona erecek ama diğer kurbağalar kurtulacakmış
Bilge kurbağa ve birkaç kurbağa giderek zehirli kurbağayı bulmuşlar ve olanları anlatmışlar Eğer bu fedakarlığı yaparsa kurbağaların kendisini hiç unutmayacaklarını ve adını altın harflerle bataklıktaki ağaçlara yazacaklarını söylemişler
Bunun üzerine zehirli kurbağa: " Dediğinizi yapmazsam yıllar sonra beni kimse hatırlamaz mı? " diye sormuş
Bilge kurbağa: " Tabi hatırlamaz Ancak kahramanlar hatırlanır Dediğimizi yapmazsan unutulur gidersin "
Zehirli kurbağa: " Ben unutulmak istemiyorum Kahraman olmak istiyorum " demiş ve arka ayakları üstünde doğrulup göğsünü şişirmiş ve leyleğin yanına gitmiş Leylek onu görmüş ve yakalayıp yutmuş Böylelikle leyleğin de zehirli kurbağanın da hayatı son bulmuş Bataklıktaki kurbağalar, zehirli kurbağanın adını altın harflerle ağaçlara yazmışlar Aradan yıllar geçmesine karşın unutmamışlar Adını hep Kahraman Kurbağa olarak hatırlamışlar

-----------------------------------------------------------

YAVRU AYI TOMBİK
Ayının biri üçüz yavrulamış Son doğan yavrunun adı Tombik'miş Bir ay geçmiş, iki ay geçmiş Tombik'in boyu kardeşlerinin yarısı kadarmış Anne ayı bakmış Tombik büyümeyecek yavrusunu terk etmiş Tombik'i ormanda ağlarken gören bir geyik onu sahiplenmiş Sütüyle beslemiş, annelik yapmış Geçen yıllarla birlikte Tombik büyümüş, kocaman bir ayı olmuş Bu arada geyik yaşlanmış ve eskisi gibi hızlı koşamaz olmuş
Bir gün geyik ayılara yakalanmış Bu ayılar, Tombik'in annesi ve büyümüş olan iki kardeşiymiş Geyik bağırmış, Tombik'ten yardım istemiş Tombik hızla gelerek kendisini besleyip büyütmüş olan geyiği kurtarmış Bunun üzerine anne ayı yıllar önce terk ettiği yavrusunu tanımış: " Tombik, sen misin yavrum? Ben senin annenim Bak bunlar kardeşlerin Geyiği bırak da kendimize ziyafet çekelim "
Tombik: " Evet, ben Tombik'im Sen de beni yıllar önce terk eden annemsin Beni bu geyik buldu Sütüyle besledi, büyüttü Bana iyi bakın, onu size yedirmem "
Anne ayı: " Benim güzel oğlum, ben seni terk etmedim, ormanda kaybettim Sonra çok aradım ama bulamadım "
Tombik: " Çok mu aradın? Onun için defol git, gelme peşimizden diyordun "
Anne ayı: " Tombik, ben senin annenim, seni ben doğurdum "
Tombik: " Doğru, doğurdun ama beni bu geyik büyüttü Doğuran mı, büyüten mi dersen, ben büyüten diyorum "
Anne ayı, Tombik'in geyiği bırakmayacağını anlamış ve iki yavrusuyla oradan uzaklaşmış Tombik yaşlı geyiği kucağına alarak barınak olarak kullandıkları mağaraya götürmüş

-----------------------------------------------------------

KARTALLAR ÖRDEK OLMAZ
Ördekler, daireler çizmişler, aralarında oyunlar oynarlarmış Bu oyunların kendilerine yararı çok, başkalarına zararı yokmuş Gün gelmiş bir ördek çıkmış, diğer ördekleri bir oyun oynamaya zorlamış İlk anda taraftar toplamış ama pek çok ördek bir oyun oynamaya razı gelmemiş Sonra kavga çıkmış Tek tekçi ördek kararında diretmiş Zamanla taraftarları çoğalmış Kavgalarda galip gelen taraf olmuş Ünü giderek yayılmış Tek tekçi ördekten sonra pek çok ördek onun tahtına oturmuş ama bunlar tek tekçi ördeğin reklamını yapmışlar, onu övmüşler, göklere çıkarmışlar
Aradan yüzyıllar geçmiş Bir gün ördekler bir kartalı yakalamışlar ve boyun eğdirmeye çalışmışlar Ayaklarına pranga vurmuşlar Kartal bir oyunun zararını, çok oyunun yararını bıkmadan ördeklere anlatmış, durmuş Ördekler, kartalın fikirlerini alkışlıyorlarmış ama nedeni bilinmez bir şekilde bir oyun kuralına bağlı kalmışlar Yıllar sonra ördekler, kartallar ördek olmaz diyerek gitmesi için, onun ayaklarındaki prangaları sökmüşler

SON

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Keloğlan'ın Kuzu Sevgisi

Eski 4 Gün Önce   #3
Mountain
Varsayılan

Cevap : Keloğlan'ın Kuzu Sevgisi



KORKAK ASLAN
Kral aslan çok korkakmış Çevredeki ormanların kralları elçi göndererek savaş çıkaracaklarını söyleyip altın isterlermiş Korkak kral da, aman, savaş çıkmasın, barış içinde yaşayalım, deyip istenen altınları gönderirmiş Yapılan antlaşma bir yıl sürermiş Süre sonunda bir elçi gelir ve yeniden anlaşmak için altın istermiş İstenen altının dozu giderek artmış ve beş bin, on bin altını bulmuş Hazinedeki altınlar giderek azalmış Kral aslan vezirlerini toplamış ve soruna çözüm aramaya başlamış Vezirlerin ortak görüşü, sorunu kurnaz tilkinin çözeceği şeklindeymiş Kurnaz tilki saraya davet edilmiş, olanlar anlatılmış
Kurnaz tilki: " Sayın kralım, beni baş vezir yaparsanız sorunu kısa zamanda çözerim " demiş
Kral aslan: " Yeter ki savaş çıkmasın, altınlar bitmesin de ne istersen yap Kurnaz tilki şu andan itibaren baş vezirimsin Tam yetkiyle işe başla "
Baş vezir tilki saraydan çıkıp gitmiş Bir kaç saat sonra döndüğünde yanında uzun yeleli bir aslan varmış Bu aslanı tahta oturtmuş ve gelirken verdiği talimatı aynen uygulamasını istemiş Elçiler, salona alınmış ve onlar savaş tehdidiyle yüksek miktarda altın istemişler ama düblör aslan hepsine bağırıp çağırmış Kalabalık bir ordu kurduğunu, savaş istediğini ve eğer canları tatlıysa hemen on biner altın getirmelerini ihtar etmiş: " Yoksa ordumla gelirim ve taş üstünde taş bırakmam " demiş Koşar adım salondan çıkan elçiler, birkaç gün sonra on biner altın vererek birer yıllık barış antlaşması imzalamışlar Olanları gizlice yan odadan izlemekte olan korkak kralın neşesine diyecek yokmuş Düblörünü yüksek bir maaş karşılığında işe almış ve uzun yıllar onun gölgesinde krallığını sürdürmüş

-------------------------------------------------------------------

MAVİ YARASA
Çok büyük bir mağarada milyonlarca yarasa yaşıyormuş Bu yarasalar, gündüzleri mağara tavanına tutunarak uyurlar, hava karardıktan sonra, mağaradan çıkıp yiyecek ararlarmış Doğada yiyecek bol, meyveler, yemişler, dala konmuş böcekler, havada uçuşan sinekler, kelebekler, arılar Yarasalar, sabaha karşı, mağaralarına dönerlermiş Bu böyle günlerce, aylarca, yüzyıllarca devam etmiş
Yarasalar, fikir üstüne fikir eklemeyi bilmezlermiş Kendilerine yavruyken öğretilen fikirler varmış ve bunlara göre hareket etmeleri istenirmiş Şu şöyle olmasa böyle olsa demek yasakmış Şuradaki iki durum birbiriyle çelişiyor demek yasakmış Yasaklara uyarlarmış çünkü özgün düşünme yetenekleri varmış ama kullanmamaları öğütlenirmiş Pek çoğunun bu yetenekleri kullanılmadığı için körelmiş
Bir genç yarasa varmış ki, bambaşka duygular içindeymiş Geçmişten gelen, bugünü karartan, geleceği yok etmeye hazırlanan eskimiş fikirlerden hoşlanmıyormuş Zamanla taş eskiyormuş, neden fikirler eskimesinmiş Yarasalar, genelde siyah renkli olurlar ama kahverengi, beyaz ve sarı renkli olanlar varmış Genç yarasa mavi renkliymiş Mavi yarasa bu özelliğiyle diğer yarasalardan ayrılıyormuş
Mavi yarasa aylar boyunca düşüncelerini diğer yarasalara anlatmış Zamanla söyledikleri kabul görmeye başlamış Mavi yarasa onların gündüzleri de mağaradan çıkmasını istiyormuş
Bir gün öğleye doğru milyonlarca yarasa mağaradan dışarı çıkmış Ne demek yarasa sadece gece uçarmış İşte gündüz de uçuyormuş Yarasalar, o gün, mavi yarasanın önderliğinde güzel bir gün geçirmişler Ortalık günlük güneşlik ve aydınlık, karanlıkta bir şey göreceğim diye gözlerini kısmak yokmuş, beynini büzmek yokmuş Basmakalıp düşüncelerle donanıp mavi yarasayı üzmek yokmuş

SON

Yazan: Serdar Yıldırım

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.