Şengül Şirin
|
Gazneliler Devleti (977-1187)
Gazneliler, Afganistan, Horasan ve Kuzey Hindistan'da müslûman türk devleti (977-1187) Adını, başkenti Gazne kentinden alır Gazneliler devletinin temellerini atan Alp ligin, Samaniler'in hizmetindeki türk kölemen komutanlardan biriydi Samani hükümdarı Abdülmelik'in ölümü (961) üzerine tahta kendi adayını çıkarmak istedi Başaramayınca Gazne'ye çekildi ve kente egemen oldu (962) Böylece Gazne, Samaniler'le bağını büyük ölçüde kopardı
Alp Tigin'in ölümünden sonra Gazne'yi oğlu Ebu ishak ibrahim (963-966), daha sonra da türk kölemen komutanlar Bilge Tigin (966-975), Böri ligin (975-977) Samaniler adına vali sıfatıyla yönettiler, iktidarı ele geçiren Sebük Tigin (977-997) egemenliğini Büst, Zemindaver, Kusdar, Bamyan, Toharistan, Gur, Kuzey Belucis-tan'a kadar genişletti; Hindistan'da Pencab'a yöneldi
Öldüğünde Gazneliler, hint -afgan sınırına sağlam biçimde yerleşmişti Vasiyeti gereğince tahta çıkan küçük oğlu ismail (997-998), öteki oğlu Mahmut (998-1030) tarafından tahttan indirildi Askeri ve siyasi etkinlikleriyle islam dünyasında büyük ün kazanan Mahmut, Ceyhun'u Samaniler devletini yıkan Karahan-lılar'la sınır olarak saptadı Bir yandan islamlığı yaymak için Hindistan'a seferler yaparken, bir yandan da halifeyi egemenlikleri altında bulunduran Büveyhiler'i sınırlarından uzak tuttu
Öldüğünde imparatorluğu Hindistan'da Pencab ve Sind'in bir bölümü ile Belucistan'ın kuzeyi, Afganistan, Gur; Sistan, Horasan Cibali'ne kadar Fers ve Toharistan'la Maveraünnehir' in bazı sınır bölgelerini kapsıyordu Mahmut'tan sonra yerine geçen oğullarından Muhammet'i (1030) tahttan indiren Mesut (1030-1040) gözü pek bir savaşçı olmakla birlikte babasının siyasal yeteneğinden yoksundu
Hindistan'daki savaşları sürdürdü, Büveyhiler'i ülkesinden uzak tutmaya çalıştı, kısa bir süre için Kirman'ı ele geçirdi (1033) Ceyhun'u geçmeye ve yavaş yavaş Horasan'ı ele geçirmeye başlayan Selçuklular'ı engellemeye çalıştıysa da başarılı olamadı Sonunda, Dandana-kan'da Selçuklular karşısında ağır bir yenilgiye uğradı (1040), Hindistan'a kaçmaya çalışırken tahtından indirildi ve öldürüldü İkinci kez tahta çıkarılan Muhammet'i (1040-1041) bu kez de Mesut'un Belh valisi olan oğlu Mevdut tahttan uzaklaştırdı
Mevdut'un (1041-1049), Selçuklu ilerlemesini durdurmak için giriştiği çabalar bir sonuç vermedi Selçuklular 1044-1046 arasında Gazne kentini tehdit etmeye başladılar Ünlü komutan Basi Tigin, Gazne'yi Selçuklular'ın eline düşmekten güçlükle kurtarabildi Sistan'ı Selçuklulardan kurtarmak üzere iken ölen Mevdut, iran'ı kaybetmekle birlikte imparatorluğun temelini oluşturan Afganistan ve Hindistan'ı koruyabilmişti Ölümünden sonra, Gazneliler devleti içindeki karışıkIıklar arttı
Emir ve vezirlerin kendi güçlerini artırmak için tahta çıkardıkları Mevdut' un altı yaşındaki oğlu Mesut H'yi (1049) Mevdut'un kardeşi Ali bin Mesut (1049 -1050), onu da Mahmut'un oğlu Abdürreşit (1050-1053) tahttan uzaklaştırdı Ab-dürreşit'i öldüren türk komutanlardan Tuğrul, hükümdarlığını ilan etti, ancak çok geçmeden öldürüldü Tahta çıkarılan Mesut l'in oğlu Ferruhzat (1053-1059), komutanı Nuştigin'in yardımıyla Selçuklular'ı durdurmayı bir ölçüde başardıysa da, onların Mekran'ı almalarını önleyemedi Kardeşi İbrahim (1059-1099), uzun yıllardır süren gazneli-selçuklu savaşlarını bir barış antlaşmasıyla sona erdirdi (yaklaşık elli yıl süren bu barış, iki hanedan arasındaki evlilik ilişkileriyle de sağlamlaştırdı)
İlk kez "Sultan" unvanını kullanan ibrahim, Penoab'da bazı kaleleri de ele geçirdi Oğlu Mesut III (1099-1115), babasının siyasetine bağlı kalarak Selçuklular'la dostluğu sürdürdü Ölümü ile oğulları arasında şiddetli taht kavgaları başladı Şirzat (1115-1116), kardeşi Arslan Şah'ın elinden canını zor kurtarabildi Arslan Şah (1116-1117) ile öteki kardeşi Behram Şah arasındaki taht kavgası Selçuklular'ın Gazne işlerine karışmalarına yol açtı Selçuklu sultanı Sencer'in yardımı ile Gazne tahtını ele geçiren Behram Şah (1117 -1157), Selçuklular'ın yüksek egemenliğini kabul etti ve onlara oldukça ağır bir vergi ödedi Bu sayede Hindistan'a kaçan kardeşi Arslan Şah'ın saldırılarına Selçuklu korumasıyla karşı koymak olanağını buldu 1119-1120 arasında yaptığı üç savaş sonunda Pencab'da egemenliğini kabul ettirdi Sencer'in egemenliğinden kurtulma çabaları ise sonuçsuz kaldı (1135'te yıllık vergisini ödememesi, Sencer'in Gazne üzerine yürümesine neden oldu) Gu-riler hanedanı üyelerinden birinin Gazne' de zehirletilerek öldürülmesi üzerine, gu-ri sultanı Alaettin Cihansuz, Behram Şah'ı Zemindaver önünde yendikten sonra Gazne'yi yerle bir etti (1150) Hindistan'a kaçan Behram Şah, ancak Selçuklular'ın yardımıyla Gazne'ye yeniden egemen olabildi Bu arada Sencer'in Oğuzlar tarafından esir edilmesi (1153) Gazneliler' in Selçuklu yardımından yoksun kalmasına yol açtı Behramşah'ın oğlu ve ardılı Hüsrev Şah'ın (1157-1160) egemenliği, Pencab dışında Gazne, Zabulistan ve Kâbil'den ibaret kaldı Son gazneli sultanı Hüsrev Melik (1160-1187), ülkesinin bir yandan Oğuzlar, bir yandan Guriler tarafından ele geçirilmesine tanık oldu 1163 başlarında Gazne ve bütün Afganistan topraklarını Oğuzlar'a bıraktı Daha sonra bu toprakları Pencab'a karşı hareket üssü olarak kullanan Guriler, Lahor başkent olmak üzere Peşaver, Multan ve Slnd'I elinde tutan Hüsrev Melik'i Lahor'da sıkıştırdılar Uzun bir kuşatmadan sonra teslim olan Hüsrev Melik, çocuklarıyla birlikte öldürüldü Böylece yöredeki öteki türk hanedanlarına oranla daha erken bir dönemde iranlılaşan Gazneliler devleti son buldu
Gazneliler devleti, yöneticilerinin ve ordusunun türk olması ve egemen olduğu bazı yörelere müslümanlaşmış türk halkların yerleşmeye başlaması nedeniyle güçlü bir türk niteliği kazanmıştı Ancak Gazneliler devleti, beraberinde kendi geleneklerini ve düzenlerini getiren bir türk halkının ortaya koyduğu bir devlet değildi Yönetenlerden çok, yönetilenlerin töre ve geleneklerine bağlıydı ve Hindistan dışında iranlı hükümdarlarca yönetilmiş Samani devletinin bir devamıydı
Gazneliler'in türk ve islam tarihindeki başlıca rolü Kuzey Hindistan fetihleri ile müslümanlığı Pencab'da yaymaları ve daha sonraki Hindistan fetihlerine zemin hazırlamalarıdır
—Güz sant Gazneli sanatının italyan (Gazne) ve fransız (Leşken Bazar) kazı-iarıyla aydınlanması, Ortaçağ islam sanatına ilişkin bilgilerin genişlemesini sağlamıştır Gazne islam ve hint sanatının karşılaşma yeri olmuş, gazneli mimarisi, resmi ve süslemesi bir yandan büyük Selçuklu, öte yandan da baburlu sanatını etkilemiştir
Gazneli sanatı özellikle Mahmut zamanında (997-1030) gelişmiştir Gazne sarayı bir dönemde sanatçıların ve bilim adamlarının toplandığı yer olmuş, Firdevsi Şehname'sini burada bitirerek Gazneli Mahmut'a sunmuştur (1010) Ünlü coğrafyacı Biruni de son yıllarında burada yaşamış ve ölmüştür Benzersiz saraylar ve camilerle donanmış olan Gazne kentindeki bu görkemli yapılardan günümüze çok az kalıntı ulaşmıştır
Fransız arkeolog Schlumberger tarafından gerçekleştirilen Leşken Bazar kazılarında (1948-1951) ortaya çıkarılan büyük saray, gazneli mimarlığıyla Selçuklu sanatı arasındaki bağlantıyı da güçlendirmiştir Bu saray arap kaynaklarının el-Asker, iran kaynaklarınınsa Leşkergâh olarak söz ettikleri Büst kalesi yakınındadır Geniş bir alanı kaplayan saray, çeşitli kasırlardan oluşuyordu Bunların en büyük ve görkemlisi Gazneli Mahmut zamanında, XI yy başlarında yaptırılan Güney kasrı'ydı Dikdörtgen planlı yapının temeli tuğladan, duvarları kerpiçtendir Ön cephesi stuko süslemeli iki sıra sağır kemerlerle bezelidir Ortadaki derin bir kapıdan dört yanı eyvanlı büyük bir avluya geçilmektedir Bu plan, daha sonra iran'da büyük Selçuklu mimarlığında geliştirilen dört eyvanlı avlu şemasının ilk denemesi olması açısından önemlidir Sarayın en anıtsal ve görkemli bölümü, tören ve kabul salonudur Duvarların üst kesimi tuğla süslemelidir Alt bölümler ise uygur duvar resmi geleneğinin bir devamı olarak nitelendirilen fresklerle kaplıdır Önemli bir bölümü günümüze ulaşan bu resimlerde Gazneli Mahmut' un muhafız kıtasını gösteren, yan yana dizilmiş insan figürleri işlenmiştir Parlak renkli kumaşlardan dikilmiş, uzun giysili figürlerin arasında rozet, çiçek ve kuş motifleri vardır Bu freskler Abbasiler'le (IX yy ), Safeviler (XVI -XVII yy 'lar) arasında, minyatür sanatından bağımsız bir resim geleneğinin varlığını da ortaya koymuştur
Güney kasrı'nın G 'indeki Leşker-i Bazar Ulu camisi'ndeyse mihrap önü kubbesinin önem kazandığı, çok ayaklı camilerin gelişmiş bir örneğiyle karşılaşılmaktadır (XI yy 'ın ilk yarısı) Mihrap duvarına koşut, enine gelişen iki sahınlı ve iki şahın genişliğindeki mihrap önü kubbeli cami planı, daha sonra Büyük Selçuklular' la İran'da, Artuklular'la Anadolu'da ve Memluklarla Mısır'da uygulanım alanı buldu
Gazne'deki sanat tarihi açısından tartışmalı iki yapıttan biri olan Mesut III anıtı' nın (1114), son araştırmalara göre minare olduğu sanılmaktadır Alçak bir kaide üzerinde sekiz köşeli yıldız biçimindeki anıt, kûfi yazıtlı kuşaklarla süslüdür Daha eski olduğu düşünülen ve Gazneli Mahmut dönemine tarihlendirilen ikinci anıtın ise J Sourdel Thomine'nin incelemeleriyle Behram Şah'a ait olduğu anlaşılmıştır (XII yy/ın ilk yarısı)
italyan arkeologlar Bombaci ve Scerra-to yönetiminde Gazne'de başlatılan kazılarda (1957), Mesut lll'ün sarayı ortaya çıkarılmıştır Yazıtına göre 1112'de bitirilen bu saray da dört eyvanlı avlulu plandadır Avluyu çevreleyen tuğla duvarların üst bölümleri çeşitli renklerde pişmiş toprak ve stuko, alt bölümleriyse işlemeli mermer levhalarla kaplıdır
Delhi müzesi'nde bulunan, Gazneli Mahmut'un türbesine ait zengin süslemeli kapı kanatları, Gazneliler'in ahşap oymacılığında da ileri olduklarını göstermektedir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|