05-20-2010
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Dudaktan Kalbe
Dudaktan Kalbe
Dudaktan kalbe, Reşat Nuri Güntekin'in romanı (1925) Yazarın ilk dönem ürünlerinden olan yapıt, daha çok, duygusal ilişkiler üzerinde durur Romanın erkek kahramanı Kenan, mühendislik öğrenimi için gittiği Avrupa'da müzikle de uğraşmış, keman ve beste çalışmaları yapmıştır Paşa dayısının konuğu olarak izmir'de bulunduğu sırada, sonradan Kınalı Yapıncak adını taktığı Lamia ile tanışır Çocukluğunun güç günlerinden kalma küskün ve olumsuz bir tavır içinde, aşkın dudaktan öteye, kalbe kadar uzanmaması gerektiğine inanmış olmasına karşın La-mia'ya özel bir ilgi duymaktan kendini alamaz
Karşı koyamadıkları bir anın sonunda Lamia artık bir genç kız değildir Bir prensin kızı Cavidan ile nişanlı olan Kenan, nişanı bozup Lamia ile evlenmek ister Bunu bir görevin yerine getirilmesi biçiminde yorumlayan Lamia teklifi geri çevirir Bir süre sonra gebe kalmış olduğunu anlar ve intihar etmek ister Kurtarırlar Çevreden gelen yoğun baskılara dayanamayan genç kadın bir binbaşının evlenme önerisini kabul eder Fakat bu evlilik de söylentileri ve baskıları önleyemez
Kenan'ın arkadaşlarından doktor vedat'ın istemeyerek neden olduğu bir başka söylenti üzerine Lamia eşinden ayrılır vedat' ın muayenehanesinde karısından boşanmış olan Kenan ile karşılaşır Kenan'ın evlenme önerisini ikinci kez reddeden Lamia vedat ile evlenir Bir süre sonra da gazetelerde, Saip Paşa nın yeğeni Hüseyin Kenan Bey'in intihar ettiği haberi yer alır
Reşat Nuri Güntekin'in bu romanında şefkat ve sevginin, temiz insan idealinin izleri görünür Kişileri ise yaşamla didişen, olumlu ve olumsuz yanları olan gerçek kişilerden çok duygusal yönleri ağır basan insanlardır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|