Prof. Dr. Sinsi
|
İngilizlerin Zırhlı Oyunu
Sultan II Abdülhamid 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın acı sonuçları üzerine, barış yanlısı bir siyaset izlemeyi gerekli görmüştür Bu siyasetin gereği olarak da askerî masrafları kısarak Boğazlar ve Çatalca gibi birçok stratejik mevkii büyük ölçüde tahkim etmişti Bu nedenle kısa sürede devrini tamamlamış olan donanmaya yeterince önem verilmediğinden işe yaramaz bir hale gelmişti Gerçekten de Balkan Savaşı'nda zayıf durumda bulunan Türk donanması bir varlık gösterememiştir
İşte Balkan Harbi'nde uğranılan büyük yenilgi donanmaya daha çok önem verilmesini zaruri bir hale getirmişti Bu nedenle "Donanma Cemiyeti" kurularak gemi satın almak için halktan yardım toplanmaya başlanmıştı Ancak II Meşrutiyeti müteakip Osmanlı Devleti'nin büyük ve kuvvetli bir donanma meydana getirmeye karar vermesi,başta Rusya ve Yunanistan olmak üzere komşu devletlerde büyük kaygı uyandırmıştı Nitekim Rusya, derhal Karadenizdeki tersanelerini geliştirerek dört büyük zırhlının yapımına başlamış,Yunanistan da Amerika'dan iki savaş gemisi almak için harekete geçmişti
İngiltere gemilerimize el koyduğu sırada,
Osmanlı tahtında Sultan V Mehmed Reşad bulunuyordu
Gemi Siparişleri
Fakat Osmanlı Devleti ne zaman büyük bir donanma vücuda getirse, ya da böyle bir donanma yapmaya kalkışsa, Avrupanın denizci devletlerinde bir endişe uyandırmış ve bu donanmayı yok etmek için ittifaklar kurulmuştur Bu yüzden 1768-1774 Osmanlı-Rus savaşında Akdeniz'e gelen Rus donanmasına en çok yardımı yapan İngiltere, Çeşme limanında bulunan Osmanlı donanmasını yaktırmıştı 1827 yılında Navarin limanında demirli bulunan Türk donanması yine İngiltere ve Fransa tarafından yakılmıştı İşte bu yüzden Osmanlı Devleti'ni parçalamak isteyen tehditler denizden geldikçe, devletin bütünlüğünü ve güvenliğini sağlamak için büyük bir donanmaya sahip olmak birinci şart olmuştu Zaten Sultan Abdülaziz'in büyük bir donanma yapmasındaki amaç da bu olmalıydı Fakat donanmanın ağır bir borç yükü altına girilerek yapılması büyük tepkilere neden olmuştur Bu tepkilerin sonucunda II Abdülhamid büyük devletlerin zarar vermelerinden çekinmiş olsa gerek, Donanmayı Halic'e çekerek adeta çürümeye terk etmişti Bu sebeple yeni ve kudretli bir donanma yapma zorunluluğu ortaya çıkmış olduğundan, mevcut donanmanın mahiyeti hakkında bir program hazırlanarak hükümete sunuldu 1 Nisan 1912 tarihini taşıyan bu rapordan anlaşıldığına göre, meşrutiyetin başlarında İngiltere'den Amiral Gamble, Amiral Williams ve Amiral Limpus getirilmişti Bahriye Nezaretindeki sık değişiklikler, düzenlenmiş olan programın yürütülmesine imkan vermemişti Türk bahriyesi bir kararsızlık içinde yönetilmiş ve bu uzmanlardan gerektiği şekilde istifa edilememişti (3) Donanmanın takviyesi için 5 milyon liralık ek bütçesi tasdik edilen Bahriye Nezareti Almanya'dan Turgut Reis ve Barbaros adı verilen iki zırhlı ile dört tane muhrip ve muhtelif nakliye gemileri satın almak için harekete geçmişti
Bundan başka İngiltere'ye de silahları ve cephanesi ile birlikte bir zırhlı siparişi verilmişti
Ancak Bahriye Nezaretinin bu bütçesi ile donanmanın gelişmesi imkansız olduğundan, tatbiki mümkün ve mutedil bir program ile fevkalade bir bütçeye ihtiyaç vardı Bu esas üzerine donanmada bulunan üst düzey yetkililer tarafından 27 Ekim 1911 tarihinde nezarete sunulan bir programla, donanmanın büyük devletlerin nazar-ı dikkatini çekmeden süratle, ama mutedil bir surette takviye edilmesi gerekli görüldü Böylece 8 Mayıs 1912 tarihinde hazırlanan rapor gereğince 1911 yılında siparişi verilen 23 000 tonluk "Reşadiye" zırhlısının yanı sıra 1912 yılı için iki, 1913,1914 ve 1915 seneleri için birer tane daha zırhlı sipariş edildi Ayrıca 4 küçük kruvazör, 20 destroyer, 6 denizaltı ile muhtelif geminin siparişi bu rapora alınmıştı 0 sıra inşaa halinde bulunan zırhlının parası olan 1 800 000 İngiliz lirasıyla birlikte, bu siparişlerin genel toplamı 18 010 000 İngiliz lirası tutuyordu Üstelik daha 26 210 000 İngiliz lirası ek ödeneğe ihtiyaç vardı
Rusya'nın Telâşı
Bu listenin hazırlanmasından önce İngiliz fabrikalarına sipariş edilip de 1911 yılı programında bulunan tek savaş gemisi olan Reşadiye zırhlısından başka 1912 yılı sipariş programına alınan iki savaş gemisi (Fatih ve Sultan Osman-ı evvel) İngiltere fabrikalarına,diğer gemilerin çoğu da Fransız fabrikalarına ısmarlanmıştı Bu arada Reşadiye zırhlısının yapımı tamamlanmak üzere olduğundan, tecrübe seyirlerinde bulunmak üzere, gemi komutanlığına getirilen Rauf (Orbay) ve seyir subayı Fahri (Engin) beyler İngiltere'ye gönderilmişlerdi
Bilindiği üzere Osmanlı Hükümeti 1911 yılında İngiliz Vickers tersanelerine Reşadiye adını verdiği bir zırhlı ısmarlamıştı Bu arada Brezilya Hükümeti'nin İngiltere'de New Castel'da Armstrong şirketine ısmarlamış olduğu ve yapımı bitmek üzere bulunan Rio de Janeiro adlı zırhlıyı gündeme gelmişti Osmanlı Hükümeti, denize indirilmiş ve toplarının bir kısmı konmuş halde bulunan bu zırhlıyı satın alarak ona Sultan Osman-ı evvel adını vermişti Ancak Türk donanmasının geçici olsa dahi üstünlük elde etmesine tahammülü olmayan Rusya,Türkiye için İngiliz tersanelerinde inşa halinde bulunan iki zırhlının teslimini mümkün olduğunca geciktirmek üzere harekete geçti Bunu sağlamak için İngiliz makamları nezdinde teşebbüste bulunduğu gibi, daha önce Rus tersanelerinde yapımına başlanan gemilerinin planlanan tarihten evvel bitirilmesi için çalışmalarını hızlandırdı Özetle Rusya, Boğazlar meselesinin kesin olarak halli, yani kendi kontrolü altına konması maksadıyla, 1917 yılına kadar tüm donanma inşaatını tamamlamak hususunda kesin karar almış bulunuyordu
Hergün Yeni Bir Bahane
Sultan Osman ve Reşadiye zırhlılarının 1914 yılı ortalarında bitmesi bekleniyordu Osmanlı Bahriye Nezareti tamamlanmak üzere bulunan bu iki harp gemisinin gerektiği şekilde yapılmış olup olmadıklarını denetlemek üzere görevlendirmiş olduğu İngiliz askerî mühendislerinden rapor istedi Anlaşılan bu çeşit bir gemi ilk defa Osmanlı donanmasına katılacağı için, kendi deniz subaylarımız yeterli görülmemiştir Bunun üzerine harekete geçen Londra büyük elçisi Tevfik Paşa, 24 Haziran'da verdiği cevapta, bu teftişin teslim işini dört hafta daha geciktireceğini bildirdi Gemiyi teslim almakla görevlendirilen Rauf Bey de Paris'e gelmiş, o sırada Tulon'da deniz manevralarını takip etmekte olan Bahriye Nazırı Cemal Paşa ile görüşerek, kendisine,"İngiltere'deki halet-i ruhiyenin garip bir hal aldığını,Sultan Osmanlı bitirmemek için her gün yeni bir bahane icat ettiklerini" söylemişti
İngiltere ve Fransa'nın dostluğuna ötedenberi önem veren ve bunu sağladığına inanan Cemal Paşa, Siz gidin, biran evvel gemiyi teslim almaya çalışın ! Son taksidini de gönderiyoruz diyerek Rauf Bey'i Londra'ya geri göndermişti Rauf Bey de, Sultan Osman zırhlısını teslim almak için Reşit Paşa vapuruyla,yanında 1200 kişilik mürettebat olduğu halde Londra'ya doğru yola çıktı Ancak zırhlının teslim alınacağı sırada, 28 Haziran 1914'te Saraybosna'da Avusturya-Macaristan veliahdının öldürülmesi Avrupa'daki durumu birdenbire gerginleştirdi Zamanlamaya bakılırsa, bunun bilinçli bir hareket olduğu ve hareketin arkasında Rusya'nın tertipleri olduğu kanaati kuvvetlidir Çünkü Cemal Paşa'nın böyle nazik bir zamanda Fransa'ya gelişi ve samimi bir şekilde karşılanışı, İngilizlerin zırhlıları vermemek için türlü bahaneler yarattıkları bir sırada Cemal Paşa'nın,"Son taksidi gönderiyoruz Gidin gemiyi teslim alın " diye Rauf Bey'i Londra'ya geri gönderişi boşuna değildi Ancak Fransızların her yerde Osmanlı Hükümeti'ne karşı samimi olmaları, Rus müttefiklerini gücendirmeden Türkiye ile de anlaşma zemini yaratmak istediklerine yorumlanabilir Öte yandan bu zırhlıların Türkiye'ye gelmemesi için Rus hükümetinin, Saraybosna cinayetini tertip ederek işi bir dünya savaşına kadar götürmeyi bile göze alabileceği uzak bir ihtimal değildir Bu durumda zırhlıları biran evvel teslim alabilmek ve İstanbul'a getirebilmek için Türkiye'nin endişeleri hususunda İngiltere ve Fransa'yı aydınlatmak gerekirdi
Gemilere El Konuluyor
1 Ağustos 1914 tarihinde son gelişmeleri hükümete bildiren Tevfik Paşa'ya para gönderilmiş ve ancak Sultan Osman'a Türk bayrağı çekildikten sonra İngiliz şirketine ödeme yapılması emredilmişti Tevfik Paşa, İstanbul'dan gönderilen paranın çekilmesi sırasında bile zorluklarla karşılaşmıştır Yapımcı şirket olan Armstrong ile yapılan antlaşma gereğince, para İngiltere bankasına yatırıldığı anda gemi teslim edilerek Türk bayrağı çekilecekti Üstelik bu karar şirket müdürü tarafından da doğrulanmıştı Fakat Tevfik Paşa'nın Rauf Bey'e, bayrak çekilmesi için telgraf gönderdiği sırada, Rauf Bey İngiliz amiralliğinin gemiye el koymuş olduğunu bildirdi Bu gelişmeler üzerine derhal harekete geçen Tevfik Paşa, o saatte banka kapalı olduğundan parayı geri vermesi için Armstrong şirketine telgraf çekti Bunun yanısıra gemilere el konulması olayını protesto için İngiltere dışişleri müsteşarı ile görüştü Müsteşar, bunun genel bir tedbir olduğunu, bayrağın çekilmiş olup olmamasının bir şeyi değiştirmeyeceğini, çünkü hükümetinin İngiliz tersanelerinde yapılmış olan hiç bir yabancı gemiyi kara sularından dışarı çıkartmamaya karar sunduğunu" söyledi
Protesto Ediyoruz Ama  
Bunun üzerine Tevfik Paşa, Osmanlı Hükümeti adına Armstrong-Withworth şirketine çektiği telgrafla, çok önceden teslimi kararlaştırılmış olan zırhlının verilmeme nedenini,yapılan bu haksız muamele ile İngiltere Hükümeti'nce gemiye el konulmasına sebebiyet vererek, 0smanlı Hükümeti'ni telafisi mümkün olmayan maddi ve manevi zararlara uğratmasından dolayı protesto etti (14)
Henüz seferberlik ilan etmedikleri halde 1 Ağustos 1914' de Osmanlı gemilerine ambargo konulması, İngilizlerin müttefikleri olan Ruslarla birlikte harbe gireceklerinin bir delili idi Son taksidi on gün önce ödenmiş olan Sultan Osman ve Reşadiye'nin harp tehlikesi üzerine İngiltere tarafından müsadere edilmesi,Türk kamu oyunda derin bir üzüntü ve heyecan yaratmıştı (15) Aslında İngiltere 1 Ağustos 1914 tarihinde henüz savaş halinde olmadığından,bu iki gemiye el koymak için ileri sürmüş olduğu bahane geçersizdi 22 Ağustos 1914 günlü gazetelerde çıkan Osmanlı tebliğinde, İngiltere Hükümeti'nin el koymuş olduğu zırhlıların yanısıra, Şili Hükümeti namına inşa edilmiş olan,0smanlı Hükümeti'nce satın alınması kararlaştırılmış ve pazarlığı yapılmış olan 1850 tonilatoluk iki torpido destroyerinin de zapt edilmiş olması Osmanlı Hükümeti tarafından şaşkınlık ve üzüntüyle karşılanmıştır Yine aynı gün İstanbul'daki İngiliz büyük elçiliğinin Osmanlı ajansına dikte ettirdiği tebliğde, İngiltere'nin böyle bir muameleye başvurmasının sadece askerî ihtiyaçlardan doğmuş olduğu, halk arasında bazı yanlış anlamalara sebebiyet veren bu olaydan üzüntü duyulduğu, eğer savaş sırasında bu gemilere İngiltere'nin ihtiyacı olmazsa Türkiye'ye geri verileceği bildiriliyordu Ancak bu gemilerin savaş sırasında geri verilmesi ihtimali yok denecek kadar az olsa da, bedellerinin Osmanlı Devleti'ne ödenmesi gerekirdi Fakat bu yapılmamıştır
Toplam Ödemeler
"Armstrong-Withworth'' ve "Vickers" limited şirketleri ile Osmanlı Devleti arasında yapılan genel sipariş sözleşmesinden, Sultan Osman ve Reşadiye dışında başka siparişlerin de verilmiş olduğu anlaşılmaktadır Bunlar bir adet "Fatih" adında zırhlı, iki keşif gemisi, dört torpido muhrip ve iki denizaltıdır Toplam değerleri 3 972 000 İngiliz lirasıdır Bu siparişlerin birinci taksitleri ve Fatih zırhlısının ikinci taksiti ile birlikte toplam 453 866 İngiliz lirası da ödenmiş bulunuyordu
Sultan Osman ve Reşadiye zırhlılarının gerek yapım masrafları ve gerekse en iyi şekilde tamamlanmasını temin için gönderilen subayların maaşları için harcanan meblağ 5 274 228 İngiliz lirasıdır Bunun yanı sıra yapımı bitmiş olan Sultan Osman'ın hareket edebilmesi için ihtiyacı olan kömür ve sair malzeme için ödenen toplam para 4650 İngiliz lirasıdır (25) Ayrıca Sultan Osman'ın torpidoları için 40 000, Reşadiye ve Mesudiye zırhlılarının ihtiyacı olan cephane bedeli için toplam 187 354 İngiliz lirası, "Derne" gemisinin vinci için 144, Barbaros ve Turgut Reis zırhlıları için 8, Mesudiye zırhlısı cephane sandıkları ve 24'lük iki adet top bedeli ile Mecidiye'nin mesafe aletinin (telemetre) tamir bedeli için 9184 İngiliz lirası olmak üzere toplam, 5 479 569 İngiliz lirası ödenmiştir Dolayısıyla daha önce belirtilen Fatih zırhlısının birinci ve ikinci taksitleri ile,ısmarlanan diğer gemiler için ödenen birinci taksitlerin toplamı olan 453 866 İngiliz lirasıyla beraber ödenmiş olan genel toplam 5 933 346 İngiliz lirasıdır
|