Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
tarihi, yozgat

Yozgat Ve Tarihi

Eski 11-25-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yozgat Ve Tarihi







YOZGAT TARİHÇE
Yozgat; Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden biridir Sorgun ilçesi sınırları içerisinde bulunan “Alişar Höyüğü” nde yapılan kazılar neticesinde 5000 sene öncesine ait eserler bulunmuşturAyrıca, Anadolu’da ilk siyasi birliği gerçekleştiren Eti’lerin yerleşim merkezlerinden biridir Merkeze bağlı Büyüknefes, Dambasan ve Gündoğdu köyleri ile Sorgun ilçesi sınırları içerisindeki Kerkenes Kalesi, Boğazlıyan’a bağlı Çalapverdi ve diğer bazı bölgelerimizde yapılan kazılar neticesinde Etiler’in izine rastlanılmıştırAnadolu’da tarih devrinin başlangıcını sağlayan Hitit’lerin sınırları içerisinde en kalabalık yerleşim merkezlerinden birisini teşkil ettiği de ortaya çıkarılmıştır
MÖ 2000 -1500 yılları arasında kurulan ve merkezi Yozgat sınırları içerisindeki Hattuşaş olan Hitit’lerin hakimiyetinden sonra yöre, MÖ 1200’lerde Deniz Hakları istilasının ardından Frig’lerin hakimiyetine girmiştir MÖ 7 yüzyıl başlarında Kimmer’lerin saldırısına uğramıştır MÖ 6 yüzyılda Lidya Krallığına bağlanarak, müteakiben Pers’ler, MÖ 4 yüzyılda da Makedonya’lılar tarafından ele geçirilmiştir MÖ 3 yüzyılın başlarında güney kesimi kısa bir süre Kapadokya Krallığının hakimiyetinde kalmıştır Daha sonra, Anadolu’yu istila eden göçebe Kelt kabilelerinden Galat’ların yerleştiği Galatya’nın bir parçası olmuştur Bu nedenle “ galatların Ata yurdu” olarak da bilinmektedir MÖ 2 yüzyıl başlarında kurulan Galatya Krallığı bir süre Pergamon (Bergama) ve Pontus Krallıklarına bağlı kaldıktan sonra, MÖ 85’te Roma’nın korumasına girmiştir
MS 395’te Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Anadolu, Doğu Roma (Bizans)’ın payına düşmüştür İslam orduları ve Sasani’ler zaman zaman Bizans elindeki bu bölgeye akınlar yapmış oldukları, ancak a bölgeyi devamlı olarak elerinde tutamamışlardır
Timur’un Anadolu’dan ayrılmasından sonra, Osmanlı şehzadeleri arasında çıkan saltanat kavgalarında Yozgat ve çevresi büyük sıkıntı çekmiştir Yeniden Osmanlı Devleti’ne bağlanması ancak 1408’de Çelebi Mehmet döneminde olmuştur 1413’de kesin olarak Anadolu’da Osmanlı hakimiyetini sağlayan Çelebi Mehmet, Yozgat ve yöresindeki devlet hakimiyetini pekiştirmiştirYavuz Sultan Selim döneminde Yozgat ve çevresinde “Celal” adında bir Türkmen önderinin çıkarmış olduğu isyan kontrol altına alınmışsa da, Yozgat ve yöresi bu isyandan büyük zarar görmüştür Kanunî Sultan Süleyman döneminde arazi tahririnin yenilenmesi sırasında, bölgede yine karışıklılar çıkmış, ancak kısa sürede denetim sağlanmıştır (1526) 17 yüzyılın sonlarında devlet tarafından BOZOK’a yerleştirilen Mamalu Türkmen oymaklarından, Çapanoğulları büyük güç kazanmışlardır 1728’de Çapanoğullarından Ahmet Ağa, Yeniil Has Mütesellimliği’ne getirilmiştir Bu görevde üstün başarı gösterdiğinden dolayı da, 1732’de de Mamalu Türkmenlerin mütesellimliği görevine yükseltilmiştir 1741 yılında ise, BOZOK Mütessellimliği görevine atanmıştırÇapanoğlu Ahmet Ağa, bundan sonraki yıllarda etkinliğini komşu sancaklarda da duyurmuştur Osmanlı Devleti’nce 1745’de “Kapıcıbaşılı” payesiyle ödüllendirilen Ahmet Ağa, Yozgat ve yöresinde bazı bayındırlık hareketlerine girişerek, halkın desteğini kazanmaya özen göstermiştir Çapanoğulları, merkezi yönetimle uyum içinde olmayı sürdürmüşler; 1755’de İstanbul’da ortaya çıkan et sıkıntısını gidermek üzere koyun göndermeleri karşılığında BOZOK Sancağı malikâne olarak Çapanoğlu Ahmet Ağa’ya verilmiştir Böylece, Çapanoğulları Yozgat ve yöresinin tartışılmaz hakimi durumuna gelmişlerdir Bu tarihten sonra İstanbul’a sık sık Çapanoğulları hakkında yakınma mektupları gitmeye başlamıştır

1757’de devlet, Çapanoğlu Ahmet Ağa’yı zulümlerine son vermemesi durumunda malikanesinin elinde alınacağını bildirmiştirAhmet Ağa 1761’de Sivas Valiliğinin, İstanbul Hükümetince verilmesini sağlamıştır Bu başarısının verdiği cesaretle Maraş Valiliği’ne de göz dikince hakkında idam fermanı yayınlanmıştır Ahmet Ağa’nın 1765’de idamından sonra Çapanoğlu Mustafa Bey’in BOZOK Sancağı Mütesellimi oluncaya kadar Çapanoğulları Yozgat ve yöresindeki etkinliklerini yitirmişlerdir 1768’de mütesellim olan Mustafa Bey, merkezle iyi geçinmeye çalışarak, yapılan savaşlar sırasında devlete asker ve malzeme yardımında bulunmuştur Çapanoğulları 1772’den sonra Yozgat ve yöresinde yeniden söz sahibi olmaya başlamış, çevredeki diğer ayanlarla mücadeleye başlamışlardır, 1782’de hizmetçileri tarafından öldürülünce, BOZOK Sancağı Mütesellimliği kardeşi Süleyman Bey’e verildi Osmanlı Padişahları 1 Abdulhamit ve 3 Selim ile iyi ilişkiler kuran Süleyman Bey, 1783’de Çankırı Sancağı Mutasarrıflığı’nı da almıştır Nizam-ı Cedid Ordusu’nun kurulmasını destekleyen Süleyman Bey, Caniklioğulları ile üstünlük mücadelesini sürdürmüş, 3 Selim’in tahttan indirilmesiyle durumu sarsılmış ise de, Alemdar Mustafa Paşa’nın, 3 Selim’in yerine geçen 4 Mustafa’yı tahttan indirmesiyle eski konumunu yeniden kazanmıştır Süleyman Bey, 1808’de İstanbul’da toplanan ayan arasında yer alarak, Sened-i İttifak’ı imzaladı ve Sekban-ı Cedid askerini kendi hakimiyet bölgesinde örgütlenmeye başlamıştır Süleyman Bey, 1813’te öldüğünde güçleri doruğa ulaşmış olan Çapanoğulları, kendilerine mukataa olarak verilen; BOZOK, Amasya, Şarki Karahisar, Sivas, Kayseri, Maraş, Antep, Halep, Rakka, Adana, Tarsus, Konya Ereğlisi, Niğde, Nevşehir, Kırşehir ve Ankara’da büyük bir nüfuza sahip olmuşlardır Çapanoğulları’ndan Mehmet Celaleddin Paşa, 1842-1846’da kısa sürelerle BOZOK ve Kayseri Kaymakamlığına atanmıştır1849’dan sonra yönetim kademelerinden iyice uzaklaştırılan Çapanoğulları, büyük servetleri sayesinde,özellikle ekonomik alandaki güçlerini XX yüzyılın başlarına kadar sürdürmüşlerdir Yozgat, ülkemizin, mütareke ve milli mücadele yıllarında adını önemle duyuran iller arasında yer almaktadır Yozgat (Bozok) bu dönemde, yabancı güçlerin işgaline uğramamasına rağmen tanık olduğu ve Kuva-yı Milliye’yi hayli zor durumda bırakan bir isyan nedeni ile ön plana çıkmıştır Yozgat, Kurtuluş Savaşı’nda merkezi Ankara’da bulunan 20 Kolordu’nun denetimi altında bulunmaktaydı Gerek Yozgat’ın yeni Mutasarrıfı Necip Bey, gerekse Ankara Valisi Muhittin Paşa’nın Kuva-yı Milliye hareketi karşısındaki olumsuz tutumları ve engellemeleri nedeniyle, Sivas Kongresi günlerine kadar Yozgat’ta direnişle ilgili önlemli bir gelişme olmamıştır Ancak, Muhittin Paşa’nın 19 Eylül 1919’da Kuva-yi Milliye’ce tutuklanması Necip Bey’in de 20 Ekim 1919’da Heyet-i Temsiliye’nin isteği üzerine görevden alınmasıyla bu durum değişmiştir Anadolu’nun her yanında olduğu gibi, Yozgat’ta da Milli Mücadele’ye yönelik örgütlenmeye gidilmiştir Kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Yozgat Şubesi’nin başına Başçavuşzade Ahmet Efendi getirilmiştir Şubenin diğer Yönetim Kurulu üyeleri arasında Müftü Hulusi Efendi, Çapanoğlu Edip ve Celal Bey’ler de yer almışlardır Ancak, yönetim kurulunun kendi içerisinde bir beraberlik oluşturamadığından dolayı, yönetim kurulu üyeleri özellikle de Mehmet Hulusi Efendi’yle Celal ve Edip Bey’ler arasındaki sürtüşme Milli Mücadele’nin yazgısını etkileyecek ölçüde sonuçlar doğuran “Çapanoğlu İsyanı”nın da nedenlerinden birisini oluşturmuştur






YOZGAT İSMİ
Yozgat isminin kaynağına ilişkin değişik söylentiler vardırYozgat sürü veya otlak kent anlamına gelirBozok Yaylası eskiden beri hayvancılığın gelişmesinde önemli yer tutmuştur Yozkent sürüleri bol olan şehir anlamına gelmektedirDaha sonra bu ismin yozgat olarak değişikliğe uğradığı ileri sürülmektedir Yozgat adı yabancı tarih kitaplarında "Uskat,Juskat,Yougat,Yüz-kat,Yozhourt"şeklinde geçer Bir söylentiye göre;Yozgat sözcüğünün aslı"Yüzü Yoz"(koyun sürüsü memleketi)olduğundan "Yozkent" veya rakımının yüksek oluşundan dolayı da "Yüz-kat"tır Cumhuriyet döneminde TBMM birinci dönem milletvekillerinden Süleyman Sırrı İçöz'ün 4 Kasım 1922 tarihli teklifi üzerine bozok ismi kaldırılarak 1923 senesinden itibaren ilin adı YOZGAT olmuştur
Tarihin ilk çağlarından beri devamlı yerleşme merkezi olan Yozgat'ın kuruluş efsanesi şöyledir; Aşiret reisi Ömer Cabbar Ağa'nın yüzü çopurduBu yüzden kendisine Çopur veya Çopar Koca derlerdiSöylentilere göre Ömer Cabbar Ağa,bir yaz mevsiminde sürülerini yaylakta otlatırken karşısına Hızır Aleyhisselam çıkıyor ve davar sahibi olan Ömer Cabbar Ağa'dan içmek için süt istiyorHızır(AS)sütü içtikten sonra Ömer Ağa'dan çok memnun kalıyor ve ona:"Çobanoğlu,yozuna yoz katılsınMemleketin adı Yoz-Kat olsun"diyorBu sözü söylemesiyle kaybolmasıda bir oluyorTemeli böyle atılan Yoz-Kat halk dilinde söylenene söylenene Yozgat oluyor

Yozgat'ın İlçeleri

AKDAĞMADENİ

AYDINCIK

BOĞAZLIYAN

ÇANDIR

ÇAYIRALAN

ÇEKEREK

KADIŞEHRİ

SARIKAYA

SARAYKENT

SORGUN

ŞEFAATLİ

YENİFAKILI

YERKÖY

EKONOMIK SOSYAL YAPI
TARIM VE HAYVANCILIK
Yüzölçümü bakımından Türkiye'nin 15 İli, olan Yozgat'ın ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır Halkın % 70'i tarım, % 20'si ticaret ve % 10'u imalat sektöründe istihdam etmektedir Ortalama yüksekliği 1200-1400 m'ye arasında ve karasal bir iklim özelliğine sahiptir Ülke topraklarının % 1,82 sini oluşturan ilimizin izdüşüm alanı 31597 Km2, gerçek alanı 14123 Km2'dir Yeryüzü şekillerine göre % 51,4' ü Platolar, % 37,7'si Dağlar, % 10,9'u Ovalardan oluşmakta ve "Bozok Platosu" üzerinde yer almaktadır

Hayvancılıkla İlgili Çalışmalar
Ilimiz yaklaşık 240 bin büyük baş ve 300 bin küçük baş hayvan varlığına sahiptir Hayvan hastalıklarıyla mücadele çalışmaları kapsamında üretimde ciddi ekonomik kayıplara sebep olan bulaşıcı hastalıklardan şap, anthrax, çiçek gibi hastalıkların mücadelesinde toplam 254463 büyükbaş, 150746 küçükbaş ve 15300 kanatlı hayvan aşılaması yapılmıştır Aşılama çalışmalarının bir sonucu olarak ilimiz hayvancılığını büyük zarara uğratan şap salgını 2004 yılında ilimizde görülmemiştir Hayvan ırklarının ıslahı için yaklaşık 10000 hayvana sun’i tohumlama yapılmıştır

Bitkisel Üretimle İlgili Çalışmalar
2005 yılında sürvey çalışmalarına başlanmış olup aralıksız olarak devam ettirilmektedirÇiftçilerimizin ellerindeki verimsiz hububat tohumluğunun yenilenmesi için bakanlığımızın başlattığı kampanya ile 3500 ton sertifikalı hububat tohumluğunun çiftçilerimizce ekiminin yapılması sağlanmıştır Alternatif ürün projeleri kapsamında 3500 dekar alanda 3220 kg yemeklik yağ bitkisi kanola ekimi yaptırılmıştır Ayrıca sulanabilen alanlarda da 2004 yılında 10000 adet bodur elma fidanı dikimi yaptırılarak kapama bahçeler tesis edilmiştir 2005 yılında ise Özel İdare kaynaklı 21580 adet bodur elma fidanı dikimi yaptırılmıştır Bunun parasal tutarı ise 398340 YTL dir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.