![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )Fizilal-il Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) 1 Yoo, andolsun kıyàmet gününe ![]() 2- Yoo andolsun, özünü eleştiren, kendini kınayan nefse ![]() 3- İnsan, kemiklerini biraraya toplayamayız mı sanıyor? 4- Hayır, onun parmak uçlarını bile yeniden yapılandırmaya gücümüz yeter ![]() 5- Aslında insan günahkârlığı önüne, geleceğine yaymak istiyor ![]() 6- Bu yüzden "Kıyamet günü ne zaman?" diye soruyor ![]() 7- Gözler korkudan fıldır fıldır döndükleri zaman, 8- Ay karardığı zaman, 9- Güneş ile ay biraraya getirildiği zaman, 10- İnsan o gün "Nereye kaçmalı? " der ![]() 11- Hayır hayır! Sığınılacak bir yer yok ![]() 12- O gün tek varılacak yer Rabbinin huzurudur ![]() 13- O gün insanın gerek yapıp önünden gönderdiği, gerekse arkasında izleri kalan tüm işleri kendisine bildirilir ![]() 14- Aslında insan kendi kendinin denetleyicisidir ![]() 15- Birtakım mazeretler ileri sürse de ![]() Olumsuzluk edatının arkasından gelen bu pekiştirilmiş yeminler normal, dolaysız yeminlerden daha etkili, daha uyarıcıdırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Surenin akışı içinde kıyamet konusu sık sık karşımıza çıkacaktır ![]() ![]() ![]() Mesela Hasan-ı Basri bu konuda şu açıklamayı yapıyor: "Vallahi, müminin her zaman özünü eleştirdiğini, nefsini kınadığını görürsün ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bize göre bu açıklamaların en doyurucusu, en tutarlısı Hasan-ı Basri'nin açıklamasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() İşte Allah katında üstün ve değerli nefis bu özünü eleştiren, uyanık, çekingen, sıkılgan, iç konuşmalarla kendini denetleyen, hesaba çeken, çevresini gözetleyen, arzularının iç yüzünü belirlemeye özen gösteren, kendi kendini aldatmaktan kaçınan nefistir ![]() ![]() ![]() ![]() Evet "Yoo, andolsun kıyamet gününe; yoo, andolsun özünü eleştiren, kendini kınayan nefse" ki kıyamet günü mutlaka gerçekleşecektir ![]() ![]() ![]() "İnsan, kemiklerini biraraya toplayamayız mı sanıyor? Hayır, onun parmak uçlarını bile yeniden yapılandırmaya gücümüz yeter ![]() Yeniden diriliş gerçeği konusunda müşriklerin kafasını en çok kurcalayan mesele yere gömülmüş, çürümüş, toprağa karışmış olan insan kemiklerinin nasıl biraraya getirileceği idi ![]() ![]() ![]() ![]() Ayetin orjinalinde geçen "benan" sözcüğü "parmak uçları" anlamına gelir ![]() ![]() ![]() ![]() Burada bu pekiştirilmiş açıklama ile yetiniliyor ![]() ![]() ![]() ![]() "Aslında insan günahkârlığı önüne, geleceğine yaymak istiyor ![]() ![]() Soruda uzun sesli bir soru edatı olan "eyyane" kullanılıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle olduğu içindir ki, kıyamet günü ile alay eden, onun geleceğini zayıf bir ihtimal olarak gören bu soruya hemen ve bekletmeden, şimşek hızı ile cevap veriliyor ![]() ![]() ![]() "Gözler korkudan fıldır fıldır döndükleri zaman, Ay karardığı zaman, Güneş ile ay biraraya getirildiği zaman, İnsan o gün Nereye kaçmalı?' der ![]() O gün gözler seğirir, yuvalarında şimşek hızı ile bir o yana, bir bu yana dönerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O gün bir sığınak, bir koruyan bulunamaz ![]() ![]() ![]() Hayır hayır! Sığınılacak bir yer yok ![]() O gün tek varılacak yer Rabbinin huzurudur ![]() İnsan dünyada hiç hesaba çekilmeden, davranışlarına uygun karşılıklar biçilmeden günah işlemeye devam etmek isterdi ya ![]() ![]() ![]() "O gün insanın gerek yapıp önünden gönderdiği, gerekse arkasında izleri kalan tüm işleri kendisine bildirilir: ' Yani insanın hem ölmeden önce işlediği bütün davranışlar, hem de bu davranışların öldükten sonra geride kalan izleri -iyilik olsun, kötülük olsun- kendisine bildirilir ![]() ![]() Bu sırada insan davranışlarına çeşitli mazeretler, çeşitli bahaneler gösterebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Aslında insan kendi kendisinin denetleyicisidir ![]() ![]() O güne ilişkin her şeyin hızlılığı ve kısalığı gözümüzden kaçmıyor ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun arkasından Peygamberimize vahiy ve Kur'an'ı algılama konusunda özel direktif niteliğindeki dört ayete sıra geliyor ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )16- Ey Muhammed, Cebrail sana Kur'an'ı okurken, acele edip onun söylediklerini tekrarlama ![]() 17- Bu Kur'an'ı senin hafızanda toplamak ve sana okumak bize düşen bir iştir ![]() 18- Sana onu okuduğumuzda, onun okunuşunu izle ![]() 19- Sonra onu sana açıklamak da bize düşen bir iştir ![]() Surenin girişinde bu ayetler hakkında söylediklerimize şimdi şunları eklemek istiyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() Bu olayın elimizdeki Kur'an'da yerini alarak "Tescil" edilmesi gerek şimdi burada, gerekse daha önce surenin girişinde değindiğimiz mesajların kökleştirilmesi bakımından son derece önemlidir ![]() İNSAN FITRATI Daha sonraki ayetlerde kıyamet sahnelerinin sunulmasına ve orada "kendini kınayan nefs"in başına geleceklerin anlatılmasına devam ediliyor ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )20- Hayır hayır! Ey insanlar, sizler şu kısa süreli dünyayı seviyorsunuz ![]() 21- Ahireti gözardı ediyorsunuz ![]() 22- O gün birtakım yüzler ışıl ışıl parlar ![]() 23- Onlar Rabblerine bakar ![]() 24- O gün birtakım suratlar da asıktır ![]() 25- Bel kırıcı bir belaya uğrayacakları kaygısını taşırlar ![]() Bu ayetlerde sözcük ve anlam arası uyum açısından dikkatimizi ilk çeken özellik dünya "acile" diye adlandırılmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra gözlerimizin önünde eşsiz bir tablo canlandırılıyor ![]() "O gün birtakım yüzler ışıl ışıl parıldar ![]() ![]() Bu ayetlerde sözcüklerin anlatamayacağı ve aklın mahiyetini kavrayamaya-cağı bir duruma hızlı bir şekilde işaret ediliyor ![]() ![]() ![]() İşte ışıl ışıl parıldayan yüzler ![]() ![]() İnsan ruhu zaman zaman yüce Allah'ın yaratma sanatının evrende ya da insanın kendisinde beliren bir pırıltısının göz kırpmasının hazzını yaşar ![]() ![]() ![]() Peki, eğer insan yüce Allah'ın sanatının pırıltılı bir örneğine değil de doğrudan doğruya yüce Allah'ın kendi "cemal"ine bakarsa durum nice olur?! Hey, bu öyle bir makamdır ki, önce yüce Allah'ın lütfuna, sonra da O'nun vereceği dayanma gücüne muhtaçtır ![]() ![]() "O gün birtakım yüzler ışıl ışıl parıldar ![]() Nasıl parıldamasınlar ki, mutlu gözler, doğrudan doğruya Rabblerinin "Cemal"ine bakıyorlar ![]() İnsan, yüce Allah'ın yeryüzündeki bir sanat eseri ile, mesela göz kamaştırıcı bir tomurcukla, gönül okşayıcı bir çiçekle, süzülen bir kuş kanadı ile soylu bir insan ruhu ile, onurlu bir davranışla göz göze gelince mutlu olur, bu mutluluk kalbinden taşarak yüz hatlarına yansır, çehresinde parlaklık ve gülümseme belirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peki, insan yüce Allah'ın "Cemal"ini nasıl, hangi organı ile ve hangi yöntemle görür? bunlar bu ayetin sunduğu sevinçle, coşku ile, mutlulukla, kabına sığmaz uçarılıkla, özgürlükle ve heyecanla iletişim kuran mümin bir kalbi hiç ilgilendirmeyen boş sözler, anlamsız tartışmalardır ![]() Niye bazı insanlar, ruhlarını bu sevinç ve mutluluk kaynağı nurla öpüşmek-ten yoksun bırakarak, alışılmış kavramlara bağımlı insan aklı aracılığı ile kavranması mümkün olmayan bu sınırsız gerçeği tartışma konusu yaparlar? insan varlığının o gün böyle bir sınırsız gerçeğin doruğuna tırmanmasının beklenebilmesi için toprak kaynaklı ve sınırlı yapısının kayıtlarından arınması gerekir ![]() ![]() Buna göre cennette yüce Allah'ın görülüp görülemeyeceğine ilişkin gerek mutezile mezhebinin, gerek ehl-i sünnet karşıtlarının ve gerekse kelâm bilginlerinin giriştikleri uzun ve bıktırıcı tartışmalar boş ve anlamsızdır ![]() Bu tartışmanın tarafları bu büyük gerçeği yeryüzü kaynaklı kriterle değerlendiriyorlar, yeryüzü çekimli kavramlara bağımlı aklın baskısı altındaki insandan sözediyorlar, bu sınırsız gerçeği sınırlı kavrama güçlerinin kapasitesine sığdırmaya çalışıyorlar ![]() Kullandığımız sözcüklerin anlamları bile aklımızın sınırlı kavrama kapasitesine ve hayal ufkumuzun sınırlarına bağlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buna göre sırf bu gerçeği hayal etmemizin sağladığı uçsuz-bucaksız mutluluğu ve kutsal sevinci beklemeye koyulalım ![]() ![]() ![]() "O gün birtakım suratlar da asıktır ![]() Bel kırıcı bir belaya uğrayacakları kanısını taşırlar ![]() Bu yüzler kara, asık ve mutsuzdurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çünkü onlar bu ahireti gözardı ediyorlar, umursamıyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÖLÜM Yukardaki ayetlerde çarpıcı kıyamet sahneleri ile yüzyüze geldik ![]() ![]() Bu sahnelerin duygulara yönelik etkileyici gücü içerdikleri gerçeğin gücünün yanısıra Kur'an'ın somut ve canlı üslubundan kaynaklanmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )26- Hayır hayır, can köprücük kemiğine dayandığı zaman ![]() 27- "Bu hastayı iyileştirecek biri yok mu?" diye sorarlar ![]() 28- Adam, ayrılma zamanının geldiğini anlar ![]() 29- Çırpınırken ayakları birbirine dolaşır ![]() 30- O gün Rabbine doğru yolculuk vardır ![]() Bu sahne can çekişmesi sahnesidir ![]() ![]() ![]() ![]() "Hayır hayır, can köprücük kemiğine dayandığı zaman: ' Can köprücük kemiğine dayanınca son nefes verilmek üzere demektir ![]() ![]() ![]() "Bu hastayı iyileştirecek var mı?' diye sorarlar ![]() Ölüm adayı son nefes savaşının ve koma halinin çırpıntılarını yaşıyor ![]() "Çırpınırken ayakları birbirine dolaşır ![]() Artık çare yok ![]() ![]() ![]() "O gün Rabbine doğru yolculuk vardır ![]() Sahne harekete geçecek ve konuşacak kadar canlıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "O gün Rabbine doğru yolculuk vardır ![]() Bu buruk sahnenin perdesi ansızın iniveriyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )31- Adam ne inandı, ne namaz kıldı ![]() 32- Tersine inkâr etti ve sırt çevirdi ![]() 33- Sonra çalım satarak ailesinin yanına döndü ![]() Elimizdeki bilgilere göre bu ayetlerde belirli bir kişi kasdedilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayetler adamı alaya Alıyor, kendisi ile gırgır geçiyorlar ![]() ![]() ![]() Aslında Allah'a çağrı tarihi boyunca nice Ebu Cehiller görülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() İşte okuduğumuz ayetler bu burnu büyük bozguncuların şımarıklıklarına şu sert bir tehditle karşılık veriyor: 34- Vay başına geleceklere! 35- Yine vay başına geleceklere! Bu ifade tehdit ve yıldırma içerikli bir halk deyimidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey ileri gelen soydaşlarım, sizin için benden başka bir ilah tanımıyorum ![]() "Mısır ülkesinin egemenliği ve şu ayaklarımın altından akan nehirler benim değil mi?"(Zuhruf 51) Fakat yüce Allah, sonunda onu da yakalayıp tepeledi ![]() Allah'a yönelik çağrı tarihi boyunca soyunun kalabalıklığı ile, kaba gücü ile ve saltanatı ile övünen, bunları birşey sanarak yüce Allah'ı ve O'nun zalimleri kıskıvrak yakalayan güçlü elini unutan nice Firavunlar görülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İNSAN BAŞIBOŞ BIRAKILACAGINI MI SANIYOR? Surenin sonunda kalplere, insan hayatının pratiğini köklü biçimde etkileyen başka bir gerçeğin fiskesi ile dokunuluyor ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Kıyamet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )36- İnsanoğlu, başıboş bırakılacağını mı sanıyor? 37- O fışkıran meniden oluşmuş bir sperma değil miydi? 38- Sonra embriyoya dönüştü, sonra Allah onu yaratıp biçimlendirdi ![]() 39- Sonra ondan erkek ve dişi çiftler türetti ![]() 40- Bunları yapan Allah, ölüleri diriltemez mi? Derin anlamlı mesajlarla yüklü olan bu son kesit, Kur'an'ın o günkü ilk muhataplarının akıllarının ucundan bile geçmeyen birkaç köklü anlamlı gerçeğe dikkatimizi çeker ![]() ![]() "İnsanoğlu, başıboş bırakılacağını mı sanıyor?" Kur'an'ın o ilk muhataplarının anlayışlarına göre hayat, sebebi, amacı ve ideali olmayan birtakım hareketler zinciri idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanı hayvandan ayıran özellik, insanın olaylara, zamana ve amaçlara bağlılık bilinci, gerek kendi soyunun ve gerekse çevresindeki tüm varlıkların bir amacı, bir maksadı yolundaki misyonudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur'an'ın sağladığı ufuk genişliği sayesinde o eski çağda insanların kaydettikleri bu düşünce aşaması, o günün yaygın düşünceleri ile karşılaştırma yaptığımız takdirde müthiş bir aşamadır ![]() ![]() "İnsanoğlu başıboş bırakılacağını mı sanıyor?" Kur'an'ın bu yoldà insan kalbine yönelttiği dokunuşlardan biridir ![]() ![]() Bu ayetin arkasından insanın başıboş bırakılmayacağını kanıtlayan somut ve yalın bir gerçeğe ışık tutuluyor ![]() ![]() "O, fışkıran meniden oluşmuş bir sperma değil miydi? Sonra embriyoya dönüştü, sonra Allah onu yaratıp biçimlendirdi ![]() ![]() Şu "insan" denen varlık nedir? Neden yaratıldı? Başta nasıl bir şeydi? Sonra nasıl oluştu? Dünyaya gözünü açıncaya kadar ki büyük yolculuğunu nasıl geçirdi? O ilk defa tamla su, fışkırtılan, ana rahmine atılan bir meni damlası değilmiydi? Bu meni damlacığı, küçücük tek bir hücreden ana rahminde kendine özgü konumdaki bir embriyoya dönüşmedi mi? Rahmin çeperlerine asılarak yaşayan ve besinini sağlayan bir embriyo aşamasına geçmedi mi? Bu hareketi ona kim ilham etti? Ona bu gücü kim verdi? Onu bu yöne kim yöneltti? Daha sonra kim onu dengeli yapılı, uyumlu organlı, ilk başta yumurtalı bir tek hücreden ibaretken milyarlarca hücreden oluşmuş organizmalı aşamaya geçirdi? insan yavrusunun tek hücre aşamasından biçimlenmiş "cenin" aşamasına varıncaya kadar aldığı mesafe ve yolculuğunun cenin aşamasında geçirdiği değişmeler doğumundan ölümüne kadar yaşadığı olayların tümünden ve aştığı mesafelerin toplamından daha uzun ve daha geniş çaplıdır ![]() ![]() ![]() O tek hücreden son aşamada erkek ile dişiyi kim türetti? Hangi irade bu hücreye dişi olmasını empoze ederken, şu hücreye erkek olmasını empoze etti? Yoksa biri bu işe el attı da ana rahminin karanlıkları içinde bu hücreleri bu yolda tercih yapmaya mı iletti? Bunları düşünürken plânlayıcı, fakat fark edilmez bir elin varlığını kabul etmek kaçınılmaz olur ![]() Kendini insana ister-istemez kabul ettiren bu gerçeği, surenin işlediği gerçeğin bir çoğunu içeren şu geniş kapsamlı mesaj izliyor ![]() "Bunları yapan Allah, ölüleri diriltemez mi?" Hayır hayır! Her türlü noksanlıktan tenzih ederiz O'nu ![]() ![]() ![]() ![]() Hayır hayır! Her türlü noksanlıktan tenzih ederiz O'nu ![]() ![]() İşte sure bu kesin, bu net, bu derin etkili, bu güçlü, bu insan kafaları insan varoluşu ve bu varoluşun gerisindeki ilahi plân ve tasarı bilinci ile doldurup taşıran mesajla noktalanıyor ![]() |
![]() |
![]() |
|