Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Sözlük Ağı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
akçe

Akçe Ne Demek

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Akçe Ne Demek



Akçe Ne Demek

Osmanlı Devleti'nde gümüş sikkeye verilen addır

İsfahan Selçuklularında da aynı adla para kestirilmiştir İ Hakkı Uzunçarşılı Osmanlı Tarihi adlı eserinde akçe ile ilgili şu bilgileri vermektedir: İlk defa olarak Orhan Bey'in cülusunun üçüncü senesinde H 727/M 1327'de hükümdarlık alameti olarak Bursa'da akçe yani gümüş sikke kestirilmiştir Bu sikkenin bir tarafında kelime-i şahadet ile ilk Müslüman halifeleri olan Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali'nin isimleri, diğer tarafında Orhan, Osman ve basıldığı yeri gösteren Bursa ismi ve daha altında da siyakat rakamı ile üç adedi ve kenarlarında da paranın basıldığı H 727 senesi ve bir de Osmanlıların mensup oldukları Kayı boyu damgası vardır (Cl, s 125)

Akçelere ilk tuğra Süleyman Çelebi adına basılan sikkelere kondu ve II Mustafa'ya kadar devam etti Çelebi Sultan Mehmed zamanında han ve sultan unvanları da akçelere eklendi Son Osmanlı akçelerine kadar devam eden Azze nasrahu ibaresi de ilk defa bu devirde kullanıldı

İlk Osmanlı akçesi 1/4 miskal olarak, 6 kırat veznindedir Sultan Fatih Mehmed zamanında vezin 54 kırat, II Bayezid zamanında 35 kırat, II Murad zamanında 25 kırat, I Ahmed zamanında 15 kırata kadar düşmüştür

Düşük kıratlı akçeler asker ve halk arasında büyük kargaşalara sebep oldu ve II Osman devrinde bu akçeler toplatıldı Kıratı düşük akçeler yerine ceyyidü'l-ayar adı verilen yeni akçeler basıldı Yine aynı dönemde Onluk Osmani adıyla 1 dirhem vezninde akçeler kestirildi Ayrıca bu dönemde para adıyla ilk defa 55 kırat vezninde 4 akçelik gümüş sikke darbolundu

II Süleyman zamanında akçe usulü terkedilerek kuruş sistemi kabul edildi (1687)

Kuruş sisteminde bir kuruş 40 para, bir para üç akçe, bir akçe üç pul idi

XV yüzyıldan itibaren akçe nakit, yani para karşılığı olarak kullanılmıştır: Avarız akçesi, akçe kisesi, akçe tahtası, ak akçe, geçer akçe gibi

XVI yüzyıldan başlayarak akçenin vezin ve ayarı esaslı şekilde değiştirildi Bu dönemde akçeler çil akçe, züyuf akçe, kalp akçe, kırpık akçe, meyhane akçesi, kızıl akçe gibi isimler almışlardır Bunlardan başka mali işlerde kullanılan sağlam akçe ve çürük akçe gibi deyimler vardı Sağlam akçe bir paranın

asıl değeri olan üç akçe üzerinden alınıp verilmesi, çürük akçe ise değeri üç akçe olan paranın dört akçe sayılmasıdır Çürük akçe bakır para yerine de kullanılırdı

XV yüzyılda 30000, XVI yüzyılda 20000, XVII yüzyılda 40000, XVIII yüzyıl başlarında 50000 akçe bir kese olarak kabul edilmiştir XIX yüzyıl ortalarında 1 kese akçe, 500 kuruştu

AKÇENİN KRONOLOJİSİ

I Murad (Hüdavendigâr) dönemi (1359-1389):

Akçelerin üzerinde kesim yeri belirlenmemiştir

Yıldırım Bayezid dönemi (1389-1402):

Akçelerin üzerinde 792 tarihi yazılıdır Devlet henüz altın sikke basmamıştır Tedavülde Venedik altın dukaları vardır Bir Venedik alan dukasının değeri kırk akçedir

Mehmed Çelebi dönemi (1403-1413):

Akçeler Bursa ve Amasya'da kesilmiştir

Musa Çelebi dönemi (1410-1413):

Akçeler Edirne'de H 813 tarihinde kesilmiştir

Mustafa Çelebi dönemi (1421-1422):

Akçeler Edirne'de H 824 tarihinde kesilmiştir

Çelebi Sultan Mehmed dönemi (1413-1421):

Akçeler çeşitli tarihlerde Edirne, Bursa, Serez, Ayasluk, Karahisar, Amasya'da kesilmiştir Bir Venedik dukasının değeri on akçedir

İkinci Murad dönemi (1421-1444):

Akçeler çeşitli tarihlerde Ankara (Engüriye), Bursa, Edirne, Amasya, Ayasluk, Serez, Novar, Germiyan'da kesilmiştir

II Mehmed dönemi-tahta ilk çıkışı (1444):

Hazinenin gelirini artırmak ya da asker tahsisatını kısmak amacıyla akçenin ağırlığı 6 kırattan 5 kırata indirilmiştir

II Murad dönemi-tahta ikinci çıkışı- (1445-1451):

Bu dönemde 100 dirhem (1 dirhem 31 desigramdır) gümüşten 3755 akçe kesilmiştir

Fatih Sultan Mehmed dönemi -tahta ikinci çıkışı (1451-1481):

Babasının kestirdiği akçeleri tedavülden kaldırdı Kendi adına H855, 865, 875 ve 886 tarihlerinden Kostantiniyye (İstanbul), Edirne, Serez, Bursa, Ayasluk, Amasya, Üsküp ve Nevar'da akçe kestirdi Akçelerin vezinleri giderek noksan tutuldu, 5, 45 ve 4 kırata kadar indirildi Bu dönemde basılan 10 akçelik sikkelerin bir yüzünde "Sultanü'l-Berreyn ve Hakanü'l-Bahreyn es Sultan İbnü's-sultan" diğer yüzüne "Mehemmed İbn-i Murad Han halleda'llahü mülkehu duribe fi Kostantiniyye sene 875" yazılıydı

II Bayezid dönemi (1481-1512):

Akçeler çeşitli tarihlerde Ankara, Bursa, Amasya, Üsküp, Gelibolu, Edirne, Kastamonu, Karatova, Konya, Kostantiniyye, Novar, Tire, Serez ve Trabzon'da kesildi Ayar yüzde 90'dan yüzde 85'e düşürüldü, vezin eksiltildi 1487'den başlayarak 100 dirhem gümüşten 500 akçe kesildi Has altının miskali 57 akçe, Frengi ve Sultani florisi 47 akçe, Engürüs (Macar), Eyrefi (Mısır) altını 45 akçeden işlem gördü

Yavuz Sultan Selim dönemi (1512-1520):

Akçeler çeşitli tarihlerde Tire, Kostantiniyye, Amasya ve Bursa'da kesildi Bir dirhem gümüş dört buçuk akçe ediyordu En ağır akçe 35 kırattı

Kanuni Sultan Süleyman dönemi (1520-1566):

Akçeler çeşitli tarihlerde Kostantiniyye, Diyarbakır (Amid), Amasya, Novar ve Kayseriye'de kesildi Bir flori (altın) 60 akçe idi Mısır'da kesilen akçelerin her yüz dirheminde yüzde 84 halis gümüş vardı

II Selim dönemi (1566-1574):

Akçeler çeşitli tarihlerde Amid, Ohri, Sidrekapsa ve Novaberde'de kesildi 10 dirhem gümüşten 525 akçe kesiliyordu H980 (M1573) yılında İstanbul'da Yahudi bezirganlar akçeleri kırparak bozdular Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa bu tür paraların kullanılmalarını önleyerek hazinenin zarar etmemesini sağladı Beş akçe bir dirhem gümüş, altmış akçe ise bir altın değerindeydi

III Murad dönemi (1574-1591):

Akçelerin vezni 3, 25 kırata kadar düşürüldü Halep ve Bağdat'ta ilk olarak tuğralı dirhemler basıldı Bir dirhem gümüşten 8 akçe kesiliyordu Kuruş 40, flori 60 akçe idi

III Mehmed dönemi (1595-1603):

Tahta ilk çıktığında akçelerin vezni bir kırat daha eksiltildi Ancak daha sonra bundan vazgeçilerek III Murad döneminde olduğu gibi bir dirhem gümüşten 8 akçe kesilmeye devam edildi

I Ahmed dönemi (1603-1617):

Akçelerin vezni 1, 15 kırata, ayarları da yüzde :-):-):-):-)ene düşürüldü Tunus'ta kare biçiminde sikkeler basıldı

I Mustafa dönemi (1617-1618):

Bir duka altın 300 akçe değerindeydi

II Osman dönemi (1618-1622):

Darphane Nazırı Bekir Efendi'nin teşebbüsüyle tedavüldeki noksan vezinli akçeler toplatıldı Önceleri akçeler 15 kırat ve ayarları yüzde :-):-):-):-)endi Eski akçelerin on tanesine karşılık olmak üzere bir dirhem ağırlığında "onluk " denilen "Osmani" kesildi Darphane Nazırı Bekir Efendi'ye izafeten halk bunlara "Bekir Efendi Akçesi'' adını taktı

IMustafa dönemi-tahta ikinci çıkışı (1622-1623):

Akçelerin vezni eksiltildi Bu sebeple bir altının değeri 150 akçeye yükseldi

IVMurad dönemi (1623-1640):

Akçeler Yenişehir ve San'a'da kesildi Ayarları yüzde 75'e, kıratlan 14'e indirildi 55 kırat vezninde, 4 akçe değerinde sikke kesildi ve bunlara "para" denildi

Sultan İbrahim dönemi (164O-1648):

Akçeler Amid ve Kostantiniyye'de kesildi Akçelerin vezin ve ayarları düşük olduğundan kuruş 125, altın 250 akçeye çıktı Sikkeleri ıslah etmek için 14 kırat vezninde "akçe", 1 dirhem vezninde "onluk" ve yarım dirhem vezninde tuğralı 5 akçelik sikkelerle 3 akçe değerinde "para" denilen sikkeler kesildi Böylelikle kuruş 80, altın 160 akçeye indi Bu dönemden itibaren basılan tuğralı bütün sikkelere "el-muzaffer daima" ibaresi yazılmaya başlandı

IV Mehmed dönemi (1646-1687):

Bu dönemde İmparatorluk'ta büyük mali sıkıntı çekildi Akçenin değerini düzeltmek için yapılan girişimlerden hiç biri olumlu bir sonuç vermedi "Esedi" 10, "kuruş" 120 akçeye değiştiriliyordu Halkın "meyhane akçesi", "çingene akçesi" adlarını taktığı kesik, kırık paralar sarraflar tarafından tartılarak alınıyordu Akçenin vezni 1 kırata indi, ayar da yüzde 75'ten yüzde 50'ye düşürüldü 1672'de bakırdan küçük bir para olan mangırın dört tanesi bir akçe değerindeydi

II Süleyman dönemi (1687-1691):

Bu dönemde "akçe sistemi" yerine "kuruş sistemi"ne geçildi Halkın "İbrahim Çelebi" dediği ayarı düşük yaldızlı altın tedavüldeydi Bunlardan ayarı yüksek olanlara iki damga, düşük olanlara tek damga vuruldu İki damga vurulanlar iki, tek damga vurulanlar bir akçeye alındı Damgasızlar tedavülden kaldırıldı Halis 1 "kıyye" bakırdan 800 "mangır" ilk olarak bu dönemde kesilerek tedavüle sürüldü İki mangır bir akçe ediyordu

IIMustafa dönemi (1695-1713):

Bu dönemde İstanbul Şerifi altını 300 akçe ediyordu Yeni basınlanların da değerinin aynı olması kabul edildi "Para" adı verilen sikke üç akçeye geçiyordu Sefer sebebiyle "para"nın dört akçeye geçmesi, seferden sonra tekrar bir "para"nın üç akçe olması kararlaştırıldı

IIIAhmed dönemi (1703-1730):

Bu dönemde tuğralı akçeler kesildi 1 akçe 10 "para" değerindeydi Bundan sonra kesilen sikkeler giderek değerlerini kaybetti ve tartılarak alınıp satılmaya başlandı Bu dönemde aynca 16 akçeye geçen "Tümen" ve 40 akçeye geçen "Abbasi"ler de tedavüldeydi

II Mahmud dönemi (1808-1839):

Bu dönemde önce yüzde 90 ayarında gümüş akçe kesildi Ancak, her yıl akçelerin vezni, ayarı ve büyüklüğü küçüldü 1820 yılında akçeler artık küçüle küçüle neredeyse elle tutulamayacak hale geldi Bu yıldan sonra Osmanlı İmpatorluğu'nda artı akçe kesilmemiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.