Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eks, emekli, koca, sendromu

Emekli Koca Sendromu (Eks) Nedir?

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Emekli Koca Sendromu (Eks) Nedir?



Tam 29 yıl sabahın köründe çıkıp, akşamın karanlığında geldim eve
Ev- evlilik -iş hepsi bir arada İki çocuk büyüttüm kreşlerde, kulüplerde
Anacığım yaşarken cumartesi öğle sonralarını da ona ayırırdım

Hep yapacak bir şeylerim olduğundan doğru dürüst "oh be" diyemezdim; ne evde, ne işte N'aparsam yapayım yine de bir şeyler eksik kalırdı
Anacığım "Kızım koltuğa emanet gibi oturuyorsun; sırtını bir yasla" derdi

Arkadaşlarım gibi iki- üçer hafta değil, üç-beş gün yıllık izin kullanırdım; ihtiyacım olur diye Çocuklar okulu bitirsin, işe girsin, askerliğini yapsın, evlensinler deyip çalışmağa devam ettim; akranlarım yıllar önce emekli olduğu halde

Severdim çalışmayı İşyerinde kafamla çalışırken, evde yorulan bedenim dinlenirdi
Çalışan kadınlar -sadece- evinde çalışan hemcinslerine görece iki kat değil, çok daha fazla kat yorulup yıpranıyor
Zamanımızı daha iyi yönetsek de evde ayrı, işte ayrı kişiler oluyoruz sanki

Eşim Doğu "Ben yaş haddine kadar çalışırım" derdi hep
Keyfi yerindeydi çünkü; makam arabası, telefon, çifte sekreter, dolgun maaş, yılda altı ikramiye, yurt dışı seyahatler Niye emekli olsun ki

Oysa ben son iki yılı "Güney -küçük oğlum- askerden dönsün, ertesi gün emeklilik dilekçemi vereceğim" diye kendimi oyalayarak geçirdim

* * * *

Tam 29 yıl çalıştıktan sonra, tam 54 yaşındayken, işimle ilgim kesildi
İkramiyemi ve ilk emekli aylığımı aldığım an; orta yaş döneminden yaşlılık dönemine geçiverdim sanki

* * *

Çalışma yaşamı, işim yani, kimliğimin önemli bir bölümünü kaplıyormuş meğer
Hayattan değil, işten emeklilik günlük yaşamımın akışında bir sürü şey -fiziksel, ruhsal, sosyal, ekonomik vb- değiştirdi
İlk yıl kendim için oluşturduğum günlük, haftalık, aylık hatta yıllık planlarım bir şekilde işledi

Zamanımı yönetmekte zorlandım; önceden bir saatte yaptığım işi iki-üç saate yayar oldum
Azalan gelirimle, gereksinimlerimi karşılayabilmek için öncelik sıralamamı değiştirdim Bazı insanları hayatımdan çıkardım, bazılarıyla ilişkilerimi askıya aldım Hayatıma yeni ve güzel insanlar da girdi

Gün oldu; kendimi hiçbir işe yaramayan dümdüz bir insan olarak görüp, mutsuz oldum Gün oldu; eskiden ancak yılda bir kez yaptığım su böreğini haftada bir yaptığım için kendimi kutlarken buldum
İki-üç gün dışarı çıkmayıp, evde pineklediğim de oldu
Kendimi hiç yapmadığım şeyleri yaparken buldum
Mesela Yüklükteki yün şilteden, yorganlar yaptırttım
Yaz sonunda kış için kırmızı büber közledim, tarhana yaptım, reçeller kaynattım
Belediye'nin tel kırma kursuna gittim

Evin bodrum katını, kendim için, kitap okuduğum, sanal aleme daldığım, nakış yaptığım, sudoku çözdüğüm, kendi kendime sığındığım bir yer olarak düzenledim

Benden destek bekleyen aile büyüğüm ya da küçüğüm -oğullarım yani- de olmayınca ihtiyaç fazlası boş zamanım oldu, şahsıma özel
İleride babaanne olursam işe yarar, zaman bolluğu
Yine erken kalkıyorum yataktan Eskisi gibi süslenmiyorum
Hep giysime uygun renkte oje süren ben, şimdi cila bile sürmüyorum
Kuaföre nadiren, spora ise daha sık gidiyorum

Yeni hayatımın ilk yılında buna benzer şeyler oldu
Üç yıl mutlu mesut günler geçirdim, düzen oturtmuştum kendimce

* * *

Derken eşim Doğu, hiç istemezken, hiç beklemezken kadrosu boşalsın diye emekli olmağa zorlandı
Hiç de hazır olmadığı bu yeni yaşam karşısında çok bocaladı Doğu
Kendini yeniden yapılandırmayı beceremedi

Hobisi olmayan, spor adına yürüyüş bile yapmayan, kahve-kulüp alışkanlığı olmayan, televizyon seyretmeyen, salata bile yapamayan, sınırlı sayıdaki arkadaşıyla bile kurallı görüşen Doğu Bey; erkenden kalkıp takım elbisesiyle, kravatıyla yaptığı kahvaltı sonrası gazete keyfini bitirince ahlayıp, oflamağa başladı evin içinde
Asabi, tahammülsüz ve çekilmez bir adam oldu; yıllardır tanıdığım ya da tanıdığımı sandığım adam
On-on beş yaş aldı sanki iki-üç ayda

Yılların bakanlık başmüfettişi olan kocam, emekli olup da denetleyecek yer, denetleyecek insan bulamaz olunca; evi, karısını denetlemeğe başladı

* * *

Evde 24 saat mutsuz, yapacak hiçbir şeyi olmayan ya da yapacak bir şey bulmayan Doğu'yla olmak beni zorlamağa başladı
32 yıldır evli olduğum adamla, evdeki tekaüt adam birbirinden öyle farklı ki

Hiçbir zaman ev işlerinde bana destek olan, evin dış işlerini yüklenen, çocukların sorunlarıyla ya da okul durumlarıyla ilgilenen bir koca, baba olmadı
Önce karıştırmadım onu bu işlere Sonra karışmıyor diye yakınır oldum
Daha sonra baktım yapmak istese de beceremiyor Para işlerini de aldım üzerime
Bir denge kurduk evde Bunaldığımda yardımcı tuttum
Zaman kazanmam gerektiğinde fütursuzca taksi kullandım
Hatta son yıllarda mutfak alışverişini bile sanal ortamda yapar oldum

Doğu bana karışmadı; ben ona Az renkli ama sakin ve huzurluydu evliliğimiz
Tartışma nedenlerimiz genellikle oğullarımızla ilgili konular olurdu
Onlarla yüz yüze konuşmayıp, benim üzerimden iletişim kurmağa çalışması beni de, oğullarımı da çıldırtırdı Artık onlar da yok Ayrı yaşamlarını kurdu ikisi de

Diyeceğim şu ki; dengesizlikler bile dengeye dönüşüyor evlilikte kıdem alınca
Yaş kıdemi alındığında ise insanın değil bir yıl önceki hali, bir ay önceki hali bile farklı olduğundan dengeleri tutturmak zorlaşıyor

Mesela Benim tahammülüm azaldı Hayat elimden kaymağa başladı artık
Kolesterol, şeker, tansiyon, boyun kireçlenmesi gibi şeyler günlük yaşamımı şimdilik az engellese de yarın n'olacağını bilemiyoruz

Diyeceğim şu ki; kocamın tekaüt olması yıllardır süren ev düzenimizi de, 7/24 evde olmamla birlikte yaptığım revizyonu da etkiledi

Mıymıy, mızmız ve hep isteyen bir adam var evde
Komşuya geçecek olsam kahve içmeğe; "N'apcan gidip? Oturuyoruz işte!" diyor
Markete gidecek olsam; "Boşver şimdi! Yarın gidersin" diyor
Çamaşır asarken, ütü yaparken yanımda Yemek yaparken ayak altımda Daha doğrusu hep ayağımın altında

"Gel yürüyüşe çıkalım" derim, gelmez "Sinemaya gidelim" derim gitmez
Birlikte bir şeyler yapalım istiyorum Keyif alacağı şeyler yapsın istiyorum
Yeni alışkanlıklar edinsin de; evden dışarı çıkıp, ayağımın altından çekilsin istiyorum ama nafile

Teknik işlerde becerisi az olsa da; "Sami'yle model uçak kursuna gitsen; ne güzel olur" dediğimde bana söylemediği laf bırakmadı
Banka işlemleri dışında çıkmıyor genellikle evden
"Hiçbir işe yaramayan bir adam oldum" diyordu geçenlerde arkadaşı Suat'a, telefonda

Abartılı tepkiler verir oldu: Mesela "Kahveni soğutma" dediğimde "Sana ne! İstediğim zaman içerim" diye bağırıyor
Alışkın değilim ben onunla çatışmaya
Cevap verdiğimde tartışma uzuyor; sustuğumda da tansiyonum fırlıyor
"Ben de emekli oldum ama senin gibi" diye başlayan cümleler kuracak olsam "Ben sen değilim" diyor İnsanın emeklilik sürecine alışması kolay değil; ben de geçtim o yoldan Ama kişi bir şeyler yapmazsa; dışarıdan verilen destek bir yere kadar etkili

Sabah çıkıp gitsin; akşam geri gelsin istiyorum Ne rahatmışım ikimiz de çalışırken, hatta sadece o çalışırken Tutturulmuş tekdüze giden ve hiç sorgulamadan sürdürdüğümüz bir hayat varken, Doğu'nun emekliliği ters köşe yaptırdı bana

Günlük konuşmalar dışında sohbetimiz yok Ben onun horlamasından, o benim geceleri kitap okumamdan rahatsız olunca odalarımızı da ayırdık Şimdi aynı evin içinde yaşayan iki pansiyoner gibiyiz O pek farkında olmasa da, bunalımda Ve beni bunalttığının da farkında değil Varlığı beni daraltıyor, içime fenalıklar geliyor

Dilerim bu krizi bir şekilde aşarız; değilse ben dayanamayıp bu saatten sonra boşanırım da vallahi (ŞD/BB)

** Bu yazı; komşum Firuzan Abla ile yaptığımız sohbet esnasında tuttuğum notlardan yararlanılarak yazıldı

*** İlgilisine not: Japonya'da emekli olup da tüm gününü evde geçiren kocalarla beraber olan ev kadınlarında görülen depresyon ya da ciltte döküntü, ülser, astım ve yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklara sıkça rastlanmaya başlayınca, bir Japon psikiatrist bu tür yakınmaları olan kadın hastalarına "emekli koca sendromu(EKS)" teşhisi koyup, genellikle anti depresan tedavisi verip, psikoterapi de öneriyormuş Japonların "EKS" adı taktığı bu duruma "ayakaltı sendromu" diyen popüler psikiatristler de varmış Ben "ayakaltı sendromu" adını daha çok sevdim (EMEKLİ KOCA SENDROMU NEDİR?

Japonyada yaşlı kadınların yüzde 60ının, "emekli koca sendromu"ndan (EKS) mustarip olduğu ortaya çıktı Söz konusu rahatsızlık, benzeri şikayetlerle kendisine başvuran belli bir yaştaki kadınları 10 yıldır tedavi eden doktor Nobuo Kurokawa tarafından keşfedildi

Sendromun belirtileri arasında, depresyon, ciltte döküntü, ülser, astım ve yüksek tansiyon bulunuyor

Dr Kurokawa, yaşlı kadınların yüzde 60ının EKSden mustarip olduğunu, ihmal edilmesi halinde rahatsızlığın artacağını belirterek, "Kocalar eşlerini anlamaya çalışmazlarsa hastalık tedavi edilemez hale gelebilir" dedi

Şadiye Dönümcü / Sosyal Hizmet Uzmanı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.