Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
istanbuldaki, müzeler

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



İstanbul'daki MüzeLEr

Anadolu Hisarı Müzesi



Telefon:0212 263 53 05
İlçe: Beykoz
Adres: Beykoz
Boğazın Anadolu yakasında, Göksu Deresinin denize döküldüğü yerde, adını hisardan alan semtte bulunmaktadır Bu hisar, Osmanlılarca Boğazda yapılan ve geçişleri kontrol altına almayı hedefleyen ilk hisardır İstanbulu fethetmek isteyen ve kuşatan Sultan Yıldırım Beyazıt tarafından, Karadenizden Bizansa gelecek yardımlara engel olmak için 1394te yaptırılmıştır Bu yapıya II Mehmed (Fatih) Devrinde "Hisarpeçe", depo ve bazı ikametgah amaçlı yapılar eklenmiştir 1928 yılında Kandilli Belediyesi tarafından bazı küçük onarımlar yapılmıştır 1991-1993 yılları arasında Kültür Bakanlığı tarafından bazı onarımlar yapılmıştır Bugün Anadoluhisarı, Beykoz Belediyesi sınırları içinde yer almaktadır Hisarda taşınır kültür varlığı bulunmamaktadır
Anadolu Hisarı ziyarete açık değildir

Askeri Müze



Telefon:0212 233 27 21
İlçe: Nişantaşı
Adres: Valikonağı Caddesi Nişantaşı
Müzenin çekirdeğini Aya İriniden getirilen silah ve eşyalar oluşturmuştur İstanbulun fethinden Sultan III Ahmed dönemine kadar her türlü silah Ayasofya Camiinin arkasındaki Aya İrini Kilisesinde korunmuştu Bu depo 1726da Sultan III Ahmedin emriyle gezilebilecek bir biçimde düzenlendi Daha sonra burası 1826 yılında gerçek anlamda bir müze haline getirildi II Dünya Savaşının başlamasıyla güvenliğini sağlamak için 1940 yılında Niğdeye taşındı Savaştan sonra bu silahlar tekrar İstanbula Maçka Silahhanesine getirildi
1955 yılında müze bugünkü yeri olan Harbiye Kışlasının jimnastikhanesine nakledildi Bu binanın restorasyonu 1959 yılında tamamlanarak, müze haline getirildi Fakat yetersiz kalan bina yeniden restore edildi ve bir bölümü 1986da tamamı ise 1993 yılında hizmete açıldı
Müzenin zengin koleksiyonunda; Osmanlı ordusunun her dönemine ait kıyafetler, ok ve yaydan çakmaklı tüfeklere kadar çeşitli silahlar, mühürler, zırhlar, padişah çadırı (otağ-ı hümayun), padişah kılıçları, sancaklar, Harbiye Nazırlarına ait fotoğraflar, Bizans Süvari Sancağı, Selçuklulardan Cumhuriyete kadar kullanılmış çeşitli savaş eşyaları, Bizanslıların Haliçi kapattıkları zincir gibi çok sayıda ilginç eşya bulunmaktadır
Müzenin açık olduğu günlerde saat 1500 - 1600 arasında Mehter Takımı konser de vermektedir
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazartesi ve Salı dışında 0900-1700 saatleri arasında açıktır
Ücret: Tam: 1500000-TL, Öğrenci: 500000-TL

Aşiyan Müzesi



Telefon:0212 263 69 86
İlçe: Bebek
Adres: Aşiyan Yokuşu, Bebek
Ünlü Türk Şairi Tevfik Fikretin 1906-1915 yılları arasında yaşadığı ev olan AŞİYAN; 1940 yılında eşi Nazime Hanımdan İstanbul Belediyesi tarafından satın alınıp, 1945 yılında Edebiyat-ı Cedide Müzesi olarak açılmıştır Daha önceleri Eyüp mezarlığında bulunan naaşı, 1961 yılında doğal görünümü ile çok beğendiği bu bahçeye nakledilmiş ve bu tarihten sonra müze "Aşiyan Müzesi" adını almıştır
Tevfik Fikret, evinin projelerini kendisi çizmiş, Farsça "Yuva" anlamına gelen Aşiyan kelimesini de buraya isim olarak koymuştur Bahçe içerisinde ahşap 3 katlı olan Aşiyan Müzesinin zemin katı bugün idari işler için kullanılmaktadır
Birinci katta Edebiyat-ı Cedidecilerin fotoğraf, kitap ve özel eşyalarının sergilendiği Edebiyat-ı Cedide Odası, Abdülhak Hamite ait kişisel eşyalar, tablolar, fotoğraflar, çalışma masası ve koltukların bulunduğu Abdülhak Hamit Salonu, kadın şairlerimizden Nigar Hanıma ait kitaplar, fotoğraf, resimler, şahsi arşiv ve eşyalarının sergilendiği Şair Nigar Hanım Odası bulunmaktadır
Tevfik Fikrete ayrılmış olan ikinci katta; şairin yatak odası ve çalışma odası yer almaktadır Şairin yaşadığı yıllarda yatak odası olarak kullandığı odada; şahsi eşyaları, vefat ettiği yatak ve Mihri Hanım tarafından şairin yüzünden alınan maskın kopyası gibi objeler sergilenmektedir Çalışma odası olarak kullandığı odada ise; çalışma masası ve koltuğu, kendisi tarafından yapılan resim çalışmaları, tablolar bulunmaktadır
Şehzade Abdülmecit Efendinin, Tevfik Fikretin "Sis" şiirinden esinlenerek yaptığı ünlü "Sis"tablosu da buradadır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazar-Pazartesi günleri hariç 0900-1630 saatleri arasında açıktır
Ücret: Ücretsiz

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



Atatürk Müzesi (İnkılap Müzesi)



Telefon:0212 240 63 19
Web: http://wwwataturknet
İlçe: Şişli
Adres: Halaskargazi Caddesi No: 250 Şişli
Atatürk Suriye Cephesinden ayrılarak 13 Kasım 1918de İstanbula gelmiş ve Perapalas Otelinde bir daireye yerleşmişti Daha sonra bu otelden ayrılan Atatürk, Madam Kasabyanın Şişlideki üç katlı evini kiralamıştı Beşiktaşta Akaretler mahallesinde oturan annesi Zübeyde Hanımla kız kardeşi Makbuleyi de yanına almış, evin üçüncü katını onlara ayırmıştı Kendisi orta katta oturuyor, bu katın arka bahçeye bakan odasını da yatak odası olarak kullanıyordu Büyük salonu, toplantı odası olarak ayırmıştı Alt katta ise yaveri bulunuyordu Atatürk, İstanbulun düşman işgali altında bulunduğu bu karanlık günlerde, evinde arkadaşlarıyla birlikte sık sık gizli toplantılar yapmış, 16 Mayıs 1919 tarihine yani Samsuna hareketine kadar bu evde oturmuştur
Atatürk, Anadoluya geçip Ankaraya yerleştikten sonra annesi ve kardeşiyle Çankayada oturmuşlardı Şişlideki ev, Erzurum eski Milletvekili Tahsin Uzele geçmiş; daha sonra, 1942de İstanbul Belediyesi, İnkılap Müzesi kurmak üzere evi Tahsin Uzelden satın almıştı 1908de yaptırılan ve Atatürk Evi olarak tanınan evi, İstanbul Belediyesi onarmış, 1943 yılında da (İnkılap Müzesi) olarak ziyarete açmıştır
Atatürkün doğumunun 100 yılı olan 1981de müze yeniden düzenlenip ziyarete açılmıştır
Binanın girişinde, Atatürkün Gençliğe Hitabesi ile Atatürkün bir yazısı, yemek odasında Milli Mücadele ile ilgili tablolar, oturma odası duvarlarında Atatürkün doğumundan 1 Dünya Savaşına kadar hayatına ait fotoğraflar vardır
Birinci kattaki yatak odası, çalışma odası ve diğer odalar, Atatürkün kullandığı eşyalar ve elbiseleri, Milli Mücadele yıllarına ait fotoğrafları, inkılaplarıyla ilgili belgeler sergilenerek donatılmıştır İkinci kattaki odalarda Atatürkün ölümü ile ilgili fotoğraflar, tablolar, Atatürkle ilgili belge ve bilgiler sergilenmektedir Üçüncü katta devrimlerle ilgili fotoğraflar, Atatürk hakkında yazılmış çeşitli kitaplar, ölümüne ait fotoğraflar, gazeteler, bir kavanoz içerisinde Anıtkabirden getirilmiş toprak bulunmaktadır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazar ve Perşembe günleri dışında 0930-1630 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilir

Aya İrini Kilisesi (St İrene)



Telefon:0212 522 09 89
İlçe: Sultanahmet
Adres: Topkapı Sarayı Avlusu, Sultanahmet
Aya İrini, Bizansın ilk kilisesi Konstantin, şehri yeniden kurarken kendi adına bir forum, saray ve hipodromun yanı sıra, 330larda Roma tapınaklarının üzerine Aya İrini Kilisesini inşa ettirir Aya İrini ya da Hagia Eirenenin sözlükteki anlamı Kutsal Barış; ama aynı zamanda da, aynı yüzyılda yaşamış bir azize Azizenin gerçek adı Penelopedir Hıristiyanlığı yaymaya çalışır Putperestler tarafından yılanlarla dolu bir kuyuya atılır; ölmez Taşlanır, atlara bağlanıp sürüklenir; yine de ölmez Mucizelerin sonunda putperestler Hristiyan olur; İrini de bir azize İmparator Konstantin, bu olağanüstü olay üzerine yaptırdığı tek tanrılı dinin ilk mabedine Aya İrini adını verir
Aya İrini, Bizanstan günümüze kalan atriumlu tek kilise Atrium, eski Roma tapınaklarının ortasındaki çevresi revaklı bir avlu Aya İrini, yerini aldığı tapınağın özelliklerini bugüne kadar getirmiş Ancak bugünkü Aya İrini, aynı Aya İrini değil Çünkü ahşap ilk Aya İrini, 532de yanmış İmparator Iustinianos, çok tanrılı inancı kesinlikle yasaklayınca ayaklanan halk, Zeusa sığınarak hem Ayasofyayı, hem de Aya İrini Kilisesini yakmış İustinianos, Ayasofya ve Aya İriniyi yeniden yaptırmış Ancak Aya İrini 564te bir kez daha yanmış Onarılmış İki yangından sonra, bu defa depremlerle sallanmış Yani kilise üç kez onarılmış
Osmanlı sultanı II Mehmet, İstanbula girip yeni bir dönemi başlatır Yapımına başlanan Topkapı Sarayının dış duvarları, Ayasofya ve Aya İrininin arasından geçer Aya İrini bir süre sonra silâhların bakım ve onarımının yapıldığı iç cephane olur
Aya İrini, Osmanlının ilk müzesidir Depodaki silâhlar antika olunca 19 yyda ilk müze Aya İrinide açılır Aya İrininin galerilerine çıkışı sağlayan çift kanatlı merdivenler o sıra yapılır Osmanlı, Aya İriniye, ana kapıdaki 1726 tarihli kitabeyi ve merdiveni ekler
Aya İriniyi sallayan o eski depremler sırasında Bizansta ikonalar, dinen yasaklandığı için onarımlarda duvarlar süslemesiz bırakılmış Bugün, Osmanlının üzerine bir bayrak asarak kapattığı apsis yarım kubbesindeki İsayı simgeleyen haç ve haçın altında İsanın çarmıha gerildiği Golgota Tepesini simgeleyen birkaç basamaklı kürsü çizimi dışında bir motif kalmış
1453 yılında İstanbulun fethinden sonra kilise camiye çevrilmediği için yapıda önemli bir değişiklik yapılmamıştır Uzun süre ganimet ve silah deposu olarak kullanılmıştır Tophane müşirlerinden Damat Ahmet Fethi Paşa 1846 yılında Türk müzesinin ilk nüvesini oluşturan eserleri burada sergilenmiştir 1869 yılında Aya İrini, Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) adını almıştır Zamanla, sergi mekânlarının yetersiz kalması nedeniyle buradaki eserler 1875 yılında Çinili Köşke taşınmıştır 1908 tarihinden itibaren Aya İrini Askeri Müze olarak kullanılmıştır Daha sonra bir süre boş kalan yapı onarılmış ve Ayasofya Müzesi Müdürlüğüne bağlı bir birim haline getirilmiştir
Ziyaret Gün ve Saatleri:Ayasofya Müzesi Müdürlüğünün izni ile gezilebilir

Ayasofya Müzesi



Telefon:0212 522 17 50 - 522 09 89
Fax: 0212 512 54 74
E-mail: ayasofyamuzesi@hotmailcom
İlçe: Sultanahmet
Adres: Sultanahmet Meydanı İstanbul
Mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği yönünden ilk ve son ünik uygulama olarak görülen Ayasofya, Osmanlı camilerine fikir bazında da olsa esin kaynağı olmuş, doğu-batı sentezinin bir ürünüdür Bu eser dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer almaktadır Bu nedenle, Ayasofya, tarihi geçmişinin yanı sıra, mimarisi, mozaikleri ve Türk çağı yapıları ile yüzyıllar boyunca tüm insanlığın ilgisini çekmiştir
Ayasofya 916 yıl kilise, 481 yıl cami olmuş, 1935ten bu yana müze olarak tarihi işlevini sürdürmektedir
Bizans tarihçileri (Theophanes, Nikephoros, Gramerci Leon) ilk Ayasofyanın İmparator I Konstantinos (324-337) zamanında yapıldığını ileri sürmüşlerdir Bazilika planlı, ahşap çatılı bu yapı, bir ayaklanma sonunda yanmıştır Bu yapıdan hiçbir kalıntı günümüze gelmemiştir
İmparator II Theodosius, Ayasofyayı ikinci defa yaptırmış ve 415te ibadete açmıştır Yine bazilika planlı bu yapı 532de Nika ihtilali sırasında yanmıştır 1936 yılında yapılan kazılarda bununla ilgili bazı kalıntılar ortaya çıkmıştır Bunlar mabede girişi gösteren basamaklar, sütunlar, başlıklar, çeşitli mimari parçalardır
İmparator Iustinianus (527-565) ilk iki Ayasofyadan daha büyük bir kilise yaptırmak istemiş, çağın ünlü mimarlarından Miletoslu İsidoros ve Trallesi Anthemiosa günümüze ulaşan Ayasofyayı yaptırmıştır Anadolunun antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler ve renkli taşlar Ayasofyada kullanılmak üzere İstanbula getirilmiştir
Ayasofyanın yapımına 23 Aralık 532de başlanmış, 27 Aralık 537de tamamlanmıştır Mimari yönden incelendiğinde büyük bir orta mekân, iki yan mekân (nef), absis, iç ve dış nartekslerden meydana gelmiştir İç mekân, 100 x 70 m ölçüsünde olup, üzeri dört büyük ayağın taşıdığı 55 m yüksekliğinde, 30,31 m çapında kubbe ile örtülmüştür
Ayasofyanın mimarisinin yanı sıra mozaikleri de büyük önem taşımaktadır En eski mozaikler iç narteks ve yan neflerde altın yaldızlı geometrik ve bitkisel motifli olan mozaiklerdir Figürlü mozaikler IX-XII yüzyıllarda yapılmıştır Bunlar İmparator kapısı üzerinde, absiste, çıkış kapısı üzerinde ve üst kat galeride görülmektedir
Ayasofya İstanbulun fethi ile birlikte başlayan Türk döneminde çeşitli onarımlar görmüştür Mihrap çevresi, Türk çini sanatı ve Türk yazı sanatının en güzel örneklerini içerir Bunlardan kubbedeki ünlü Türk hattatı Kazasker Mustafa İzzet Efendinin Kurandan alınma bir suresi ile 750 m çapındaki yuvarlak levhalar en ilgi çekici olanıdır Bu levhalarda, Allah, Muhammed, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Ebu Bekir, Hüseyinin isimleri yazılıdır Mihrabın yan duvarlarında ise Osmanlı padişahlarının yazıp buraya hediye ettiği levhalar vardır
Sultan II Selim, Sultan III Mehmet, Sultan III Murat ve şehzadelerin türbeleri, Sultan I Mahmutun şadırvanı, sıbyan mektebi, imareti, kütüphanesi, Sultan Abdülmecidin hünkar mahfeli, muvakkithanesi, Ayasofyadaki Türk çağı örnekleri olup türbeler, iç donanımı, çinileri ve mimarisiyle klasik Osmanlı türbe geleneğinin en güzel örneklerini oluşturmaktadır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazartesi günleri dışında her gün 0930-1630 saatleri arasında açıktır

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



Adam Mickiewicz Müzesi



Telefon:0212 253 66 98
İlçe: Beyoğlu
Adres: Sakızağacı Caddesi Tarlabaşı / Beyoğlu
Polonyalı özgürlük şairi Adam Mickiewiczin hayatının son yıllarını geçirdiği ve 1855te öldüğü Tarlabaşındaki evi, şairin ölümünün 100 yıldönümü olan 1955te Polonya Kültür ve Sanat Bakanlığı ile işbirliği yapılarak müzeye dönüştürülmüştür
Müzede Mickiewiczin hayatı ve eserleri ile ilgili bilgi ve belgeler, şairin İstanbulda geçirdiği yıllara ait fotoğraflar ve Polonya özgürlük mücadelesine ait belge ve fotoğraflar bulunmaktadır Binanın bodrum katında ise mezarı Krakowda bulunan Mickiewicze ait sembolik bir mezar vardır

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi



Telefon:0212 528 45 00
İlçe: Sultanahmet
Adres: Arasta Çarşısı, Sultanahmet-Eminönü
Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, Sultanahmet Camiinin güneyinde, caminin külliyesi olan arasta içerisinde yer almaktadır Müze, Bizans İmparatorluğu Büyük Sarayının revaklı avlusunun kuzeydoğu bölümünde kısmen sağlam kalmış mozaik döşemeyi içine alacak şekilde yapılmıştır
MS 450-550 yılları arasına tarihlenen Büyük Saray Mozaikleri eşsiz bir ustalıkla işlenmiştir Fonu teşkil eden beyaz zemin balık pulu tarzında işlenmiştir Mozaiklerde dini konulara rastlanmaz Konular günlük hayattan ve doğadan alınmıştır Bunlar arasında kertenkele yiyen grifon, fil ve aslan mücadelesi, bir kısrağın tayını emzirmesi, kaz güden çocuklar, keçi sağan adam, eşeğine yem veren çocuk, testi taşıyan genç kız, elma yiyen ayılar ve avcı kaplan mücadelesini betimleyen sahneler yer almaktadır
Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, 1953 yılında İstanbul Arkeoloji Müzelerine bağlı olarak açılmış, 1979 yılında Ayasofya Müzesine bağlanmıştır
1982 yılında Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Avusturya Bilimler Akademisi arasında yapılan bir protokol çerçevesinde hazırlanan proje uyarınca, mozaiklerin restorasyonu ve konservasyonu çalışmalarına başlanmış, bu çalışmalar 1997 tarihinde tamamlanmıştır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazartesi hariç her gün 0900 - 1700 saatleri arasında

Beylerbeyi Sarayı Müzesi



Telefon:0216 321 93 20 - 321 95 51
İlçe: Beylerbeyi
Adres: Abdullahağa Caddesi 81210 Beylerbeyi-Üsküdar
Boğazın Anadolu yakasında, sarayla aynı ismi taşıyan semtte, kıyıda yer alır Saray, bahçe içindeki saray ve bağlı bulunduğu yapılardan oluşan bir komplekstir Sultan Abdülaziz tarafından mimar Sarkis ve Agop Balyan kardeşlere yaptırılan sarayın inşası 1864te tamamlanmış, fakat tefriş edilmesi uzun sürdüğünden ancak 1865 yılında Sultan Abdülaziz saraya gelebilmiştir
Saray; kompleksin ana yapısı olan Beylerbeyi Sarayı, sarayın deniz tarafındaki duvarının her bir köşesinde yer alan biri haremlik, diğeri selamlık deniz köşkleri, arka bahçede yer alan Mermer Köşk, Sarı Köşk ve Hasahırdan oluşur Bunlardan deniz köşkleri ve Beylerbeyi Sarayı Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılmıştır Diğer yapılar ise daha önce burada bulunan saraya aittir Sarayın ana yapısı olan Beylerbeyi Sarayı, yüksek bir bodrum üzerine, kagir ve iki katlı bir binadır Boğaza paralel olarak yerleştirilen sarayın uzunluğu 65 mdirÜç yönden basamaklarla çıkılan sarayda, 6 salon ve 24 oda bulunmaktadır Özellikle üst kattaki Havuzlu Salon ve ismini sütunlarının renginden alan Mavi Salon, sarayın en görkemli mekanlarıdır Ayrıca setler biçiminde düzenlenmiş bahçesi de sarayın bir başka özel yönüdür 1984 yılında müze olarak ziyaretlere açılmıştır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazartesi ve Perşembe günleri dışında her gün 0930-1700 saatleri arasında gezilebilir
Ücret: Tam: 3000000-TL, Öğrenci: 750000-TL

Deniz Müzesi (Naval Museum)



Telefon:0212 327 43 46
Fax: 0212 261 01 30
E-mail: navalmuseumturk@superonlinecom
İlçe: Beşiktaş
Adres: Barbaros Hayretin Vapur İskelesi yanı Beşiktaş
1897de Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hüseyin Hüsnü Paşanın emri ile Amiral Arif Hikmet Paşa ve Yüzbaşı Süleyman Nutkî Bey tarafından Taşkızak Tersanesinde (eski mayın deposunun üst katı) Deniz Müzesi ve Kütüphanesi adıyla kuruldu İlk objeler denizcilikle ilgili kişi ve kurumlardan hibe yahut satın alma yoluyla elde edildi 1914te Bahriye Nazırı Cemal Paşa zamanında ressam Ali Sami Boyarın gayretleriyle genişletilip modernleştirildi I Dünya Savaşı sırasında (1914-1918) ve sonrasında Bahriye Müzesi Müdürlüğü adıyla Tersane içinde iki kez yeri değiştirildi 1939da II Dünya Savaşının başlamasıyla müzedeki eserler Konyaya taşındı ve ziyarete kapalı tutuldu Savaş sonrasında eserler İstanbul Kasımpaşadaki Divanhane (bugünkü Kuzey Deniz Saha Komutanlığı) binasının bir bölümüne taşınarak depolandı
27 Eylül 1948de Dolmabahçe Camii, sarayın garaj ve kayıkhanesi ile havuzunda Deniz Müzesi adıyla teşhire açıldı 1956da Dolmabahçe Caddesinin genişletilmesi sırasında kayıkhane ve garaj yıkılınca buradaki eserler eski Dolmabahçe Sahil Sarayının Arabacılar Dairesine taşındı Bu taşınma sırasında Deniz Kuvvetlerine ait arşiv belgeleri Ağalar Dairesinde, kayıklar ve kadırga da Devlet Malzeme Ofisinin Beşiktaştaki binasında depolandı Dört yıl boyunca bir kısım malzemeleri Dolmabahçe Camiinde halkın ziyaretine açık bulundurulan müze, 1960ta halen bulunduğu Beşiktaş Vergi Dairesine (eski Maliye binası) taşındı ve kütüphane ile birlikte hizmete sunuldu 1970te Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eyiceoğlunun gayretleriyle müze binalarına ilaveten bir Kayıklar Galerisi yaptırılarak tarihi kayıklar ve kadırga da sergi kapsamına alındı Aynı yıl müzenin arşiv kısmı Lalahana (Ankara) taşınmışsa da çok geçmeden İstanbula getirildi ve halen bulunduğu binada (Dolmabahçe Sarayı Arabacılar Dairesi) faaliyete geçti
Müze bünyesinde halen bir kütüphane ile Tarihi Deniz Arşivi bulunmaktadır Tarihi kayıklar galerisi, denizcilikle ilgili çeşitli objeleri içermesi bakımından müzenin en ilginç bölümünü oluşturur Dünyada bir benzeri olmayan Osmanlı saltanat kayıkları, bu galeride tamamen orijinal şekilleriyle korunup sergilenmektedir Buradaki en değerli eser ise 1648-1687 yılları arasında padişah olan IV Mehmede ait tenezzüh kadırgasıdır 40 m boyunda, 5,90 m eninde, 140 ton ağırlığında ve her küreği üç kişi tarafından çekilen (toplam 144 kürekçi) 24 çifte ve oturakla donatılmış bu orijinal kadırganın köşk kısmı da Türk el sanatlarının zarif bir örneğidir Müzenin bahçesi de açık teşhir alanı olarak düzenlenmiştir Burada Piri Reis haritasının mozayik röprodüksiyonu ile Osmanlı egemenlik sınırlarını gösteren üç duvar haritası, ayrıca ünlü Türk denizcilerinin büstleri, hava şartlarından etkilenmeyen diğer objeler ve orijinal mayınlar, torpidolar, deniz topları, denizcilikle ilgili kurumlara ait eski kitabeler vb sergilenir Deniz Müzesinde halen 3742 eser bulunmaktadır Kütüphanede bazıları yazma olmak üzere 20000i aşkın kitap mevcuttur Tarihi Deniz Arşivinde Bahriye Nezareti dönemine ait 25000000 civarında tarihi eski yazılı belge yer alır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Müze kısmı Pazartesi ve Salı günleri dışında her gün; kütüphane ve arşiv ise hafta içi her gün 900-1800 saatleri arasında açıktır

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



Divan Edebiyatı Müzesi



Telefon:0212 245 41 41
İlçe: Beyoğlu
Adres: Galip Dede Caddesi No:15 Beyoğlu
1975 yılında müze olarak hizmete açılmış olan Galata Mevlevihanesi diğer adıyla Kulekapı Mevlevihanesi devrinin kültürünü ve sanatını yansıtan kurumlardan biridir Yüzyıllar boyunca musiki ile bilimi bir arada kaynaştıran mevlevihanelerin Türk kültürüne etkileri büyük olmuştur Mevlevihanelerin çevresinde toplanan pek çok kişi güzel sanatların pek çok dalında öğrenim görmüş ve bilimsel alanda kendilerinden uzun uzun söz ettirmişlerdir Beyoğlu semtinde Yüksekkaldırıma inen yokuşun başında yer alan mevlevihane, İstanbulun en eski mevlevihanesidir II Sultan Beyazıdın beylerbeyi olan İskender Paşanın av çiftliği üzerine 1491 yılında inşa edilmiştir İlk şeyhi de Mehmed Semâ-i Çelebidir Mevlevihane Sultan III Mustafa zamanında (1766) yangın geçirmiş, aynı sultan zamanında bugün ayakta olan mevlevihane yaptırılmıştır Bina daha sonraki yıllarda Sultan IIISelim, II Mahmud ve Abdülmecid zamanlarında onarım görmüştür Faaliyetini 1925 yılına kadar sürdüren mevlevihane 1967-1972 yılları arasında tekrar onarılmıştır Külliye halinde inşa edilmiş olan mevlevihane; semahane, derviş hücreleri, şeyh dairesi ve hünkar mahfeli, bacılar kısmı, kütüphane, sebil, muvakkithane, mutfak, türbeler ve hazineden oluşmaktadır
Semahane
Müze olarak kullanılmakta olan bu ahşap kısmın giriş kapısı üzerinde Sultan Abdülmecidin tamir kitabesi yer almaktadır ve 1853 tarihini taşımaktadır Bina sekizgen planlıdır ve 18 yüzyıl Barok üslubunun güzel örneklerinden biridir Bu bölümde Türk musiki aletleri ile, Mevlevi kültürüne ait eserler sergilenmektedir Ahşap kafeslerle ayrılmış olan üst kısmında ise kronolojik sıra ile divan şairlerinin divanları ile mevlevihanede yetişmiş olan Şeyh Galib, İsmail Ankaravî, Esrar ve Fasih Dedeler ile Şair Leylâ Hanıma ait el yazması eserler yer almaktadır Şeyh dairesi ve Hünkar mahfeli üst kattadır
Derviş Hücreleri
Kâgirdir ve yan yana dizilmiş odalardan meydana gelmiştir
Türbeler
Şeyh Galib Türbesi; 19yüzyıl başlarında Halet Said Efendi tarafından yaptırılmıştır Kare planlıdır İçinde mevlevihanede şeyhlik yapmış olan Mehmed Ruhi, Hüseyin, İsa Selim Efendiler ile Mesneviyi ilk şerh eden Şarih-i İsmail Ankaravî ve Şeyh Galib Efendi gömülüdür
Halet Said Efendi Türbesi; diğer türbe ile aynı tarihte yapılmıştır Kare planlıdır İçinde Şeyh Kudretullah, Ataullah efendiler ile Halet Said Efendi ve Ubeydullah Efendinin eşi Emine Esma Hanım gömülüdür
Sebil ve Muvakkithane
Girişin sağında yer almaktadır Kâgir olan yapı 19yüzyıl başlarında inşa edilmiştir
Kütüphane
Halet Said Efendi tarafından yaptırılmıştır Muvakkithanenin üst katında yer alır İçinde 3455 cilt kitap bulunmaktadır
Hâzire (Mezarlık) Mevlevihanede şeyhlik yapmış olanlarla, eşleri, kudumzenler, neyzenler, divan sahibi şairler gömülüdür Ayrıca Humbaracı Ahmed Paşanın, Türkiyede ilk matbaayı kuran İbrahim Müteferrikanın, ünlü bestekâr Vardakosta Seyyid Ahmed Ağanın, Nayi Osman Dedenin ve Tepedelenli Ali Paşanın aile efradının mezarları bulunmaktadır Mezar taşları yazı ve süslemeler açısından da çok değerlidir
Ziyaret Gün ve Saatleri: Salı hariç 0930 - 1630 saatleri arasında
Giriş Ücreti: Tam: 1000000 TL Öğrenci: Ücretsiz

Dolmabahçe Sarayı Müzesi

Telefon:0212 236 90 00
Fax: 212 236 29 06
İlçe: Beşiktaş
Adres: Dolmabahçe, Beşiktaş
Sarayın bulunduğu yöre, 17 yüzyıla kadar Boğaziçinin koylarından biriydi Bu bölgenin Altın Postu aramaya çıkan Argonotların efsanevi gemisi Argosun demirlediği, Fatih Sultan Mehmedin İstanbulu fethi sırasında Haliçe indirmek üzere gemilerini karaya çıkardığı yer olduğu ileri sürülür
Osmanlılar Döneminde kaptan paşaların donanmayı demirledikleri, geleneksel denizcilik törenlerinin yapılageldiği doğal bir liman görünümünde olan bu koy, 17 yüzyıldan başlayarak dönem dönem doldurulmuş ve Dolmabahçe adıyla padişahların Boğaziçindeki has bahçelerinden biri konumuna getirilmiştir
Tarihsel süreç içinde çeşitli padişahlar tarafından yaptırılan köşk ve kasırlarla donatılan Dolmabahçe; zamanla "Beşiktaş Sahil Sarayı" adıyla anılan bir saray görünümü kazanmıştır
Beşiktaş Sahil Sarayı, Sultan Abdülmecid Döneminde (1839-1861) ahşap ve kullanışsız olduğu gerekçesiyle 1843 yılından başlayarak yıktırılmış ve aynı yerde günümüze dek gelen Dolmabahçe Sarayının temelleri atılmıştır
Yapımı, çevre duvarlarıyla birlikte 1856 yılında bitirilen Dolmabahçe Sarayı 110000 m2yi aşan bir alan üstüne kurulmuş ve ana yapısı dışında onaltı ayrı bölümden oluşmuştur Bunlar saray ahırlarından değirmenlere, eczanelerden mutfaklara, kuşluklara, camhane, dökümhane, tatlıhane gibi işliklere uzanan bir dizi içinde, çeşitli amaçlara ayrılmış yapılardır Bu yapılar arasına Sultan II Abdülhamid Döneminde (1876-1909) Saat Kulesi ve Veliahd Dairesi arka bahçesindeki Hareket Köşkleri eklenmiştir
Dönemin önde gelen Osmanlı mimarları Karabet ve Nikogos Balyan tarafından yapılan sarayın ana yapısı; Mabeyn-i Hümâyûn (Selâmlık), Muayede Salonu (Tören Salonu) ve Harem-i Hümâyûn adlarını taşıyan üç bölümden oluşur Mabeyn-i Hümâyûn; devletin yönetim işleri, Harem-i Hümâyûn; padişah ve ailesinin özel yaşamı, bu iki bölümün arasında yer alan Muayede Salonu ise; padişahın devlet ileri gelenleriyle bayramlaşması ve kimi önemli devlet törenleri için ayrılmıştır
Tüm yapı, bodrumla birlikte üç katlıdır Biçimde, ayrıntılarda ve süslemelerde gözlenen belirgin batı etkilerine karşılık bu saray, bu etkilerin Osmanlı ustalarca yorumlanmış bir uygulamasıdır Öte yandan, gerek kuruluş gerekse oda ve salon ilişkileri açısından geleneksel Türk evi plan tipinin çok büyük boyutlarda uygulandığı bir yapı bütünüdür Beden duvarları taştan, iç duvarları tuğladan, döşemeleri ahşaptan yapılmıştır Çağın teknolojisine açık olan saraya, 1910-12 yıllarında elektrik ve kalorifer sistemi eklenmiştir 45000 m2lik kullanılır döşeme alanı, 285 odası, 46 salonu, 6 hamamı ve 68 tuvaleti vardır Döşemelerin ince işçilikli parkelerinin üstünde, önce sarayın dokumevinde, sonra da Herekede dokunmuş 4454 m2 halı serilidir
Padişahın devlet işlerini yürüttüğü Mabeyn; işlevi ve görkemiyle Dolmabahçe Sarayının en önemli bölümüdür Girişte karşılaşılan Medhal Salon, üst katla bağlantıyı sağlayan Kristal Merdiven, elçilerin ağırlandığı Süfera Salonu ve padişahın huzuruna çıktıkları Kırmızı Oda; imparatorluğun tarihsel görkemini vurgulayacak biçimde süslenmiş ve döşenmiştir Üst katta yer alan Zülvecheyn Salonu; padişahın Mabeynde kendine özel olarak ayrılmış dairesine bir tür geçiş mekanı oluşturmaktadır Bu özel dairede, padişah için mermerleri Mısırdan getirilmiş görkemli bir hamam, çalışabileceği oda ve salonlar bulunmaktadır
Harem ve Mabeyn bölümleri arasında yer alan Muayede Salonu; Dolmabahçe Sarayının en yüksek ve en görkemli parçasıdır 2000 m2yi aşan alanı, 56 sütunu, yüksekliği 36 myi bulan kubbesi ve bu kubbeye bağlı yaklaşık 4,5 tonluk İngiliz yapımı avizesiyle bu salon, sarayın diğer bölümlerinden belirgin bir biçimde ayrılmaktadır Salon, bodrumdaki tesislerden elde edilen sıcak havanın sütun diplerinden içeri verilmesiyle ısıtılmakta, böylelikle soğuk mevsimlere rastlayan törenler daha sıcak bir atmosferde yapılabilmekteydi Geleneksel bayramlaşma töreni günlerinde, Topkapı Sarayında bulunan altın taht bu salona getirilerek kurulur ve padişah bu tahtta devlet ileri gelenleriyle bayramlaşırdı Galeriler ise elçilik görevlilerine, Saray Orkestrasına, bay ve bayan konuklara ayrılmıştı
Dolmabahçe Sarayının Batı etkileri altında, Avrupa saraylarından örnek alınarak yapılmış bir saray olmasına karşılık, işlevsel kuruluşu ve iç mekan yapısında "Harem"in eskisi kadar kesin çizgilerle olmasa da ayrı bir bölüm olarak kurulmasına özen gösterilmiştir Ancak Topkapı Sarayının tersine, Harem, artık saraydan ayrı tutulmuş bir yapı ya da yapılar topluluğu değildir; aynı çatı altında, aynı yapı bütünlüğü içinde yerleştirilmiş özel bir yaşama birimidir
Dolmabahçe Sarayının yaklaşık üçte ikisini oluşturan Harem Bölümüne, Mabeyn ve Muayede Salonundan geleneksel ayrımı vurgulayan demir ve ahşap kapılarla kesilmiş koridorlarla geçilmektedir Bu bölümde Boğaziçinin yansımalarıyla aydınlanan salonlar, sofalar boyunca padişahların, padişah eşlerinin, çeşitli görevleri olan kadınların, şehzade ve sultanların yatak odaları, çalışma ve dinlenme odaları sıralanmaktadır Valide Sultan Dairesi, Mavi ve Pembe Salonlar, Abdülmecid, Abdülaziz ve Reşad tarafından kullanılan odalar, Cariyeler Bölümü, Kadınefendi odaları, Atatürkün çalışma ve yatak odası, sayısız değerli eşya, halı, levha, vazo, avize, tablo gibi sanat yapıtları Haremin ilginç ve etkileyici parçalarını oluşturmaktadır
Günümüzde Dolmabahçe Sarayının bütün birimleri restore edilmiş ve ziyarete açılmış bulunmaktadır Sarayın değerli eşyalarının sergilendiği iki “Değerli Eşyalar Sergi Salonu”, Milli Saraylar Yıldız Porselenleri Koleksiyonundan örneklerin yer aldığı “İç Hazine Sergi Binası”, genellikle Milli Saraylar Tablo Koleksiyonunun bölüm bölüm ve uzun süreli sergiler biçiminde izleyicilere sunulduğu “Sanat Galerisi”, bu galerinin alt katında sarayın çeşitli objeleri ve mimari süslemelerinden alınmış kuş motiflerinin fotoğraflarından oluşan sürekli serginin bulunduğu tarihsel koridor, Mabeyn Bölümündeki Abdülmecid Efendi Kütüphanesi, Dolmabahçe Sarayının başlıca sergileme birimlerini oluşturmaktadır
Sarayın hemen girişinde bulunan eski Mefruşat Dairesinde Kültür-Tanıtım Merkezi yer almakta ve Milli Sarayların çeşitli yerlerinde sürdürülen bilimsel çalışmalarla tanıtım etkinlikleri bu merkezden yönlendirilmektedir Öte yandan, yine bu merkezde çoğunluğunu 19 yüzyıla yönelik yayınların oluşturduğu bir kitaplık kurularak araştırmacıların hizmetine sunulmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



İstanbul Modern Sanat Müzesi



Telefon:0212-334 73 00
Fax: 0-212-243 43 19
E-mail: info@istanbulmodernorg
Web: http://wwwistanbulmodernorg/
İlçe: Karaköy
Adres: Meclis-i Mebusan Cad Liman Sahası Antrepo No Karaköy - İSTANBUL

İstanbul Modern ile, ülkemiz yıllardır özlemi çekilen uluslararası alanda bir müzeye kavuşurken, İstanbul yeni bir simge kazanıyor, ulusal kültür yaşamında bir dönüm noktası oluşuyor İstanbul Modern, ülkemizin modern ve çağdaş sanat alanındaki birikimini ortaya koymayı, korumayı ve değerlendirmeyi amaçlıyor Sanat gündemini belirleyen, eğiten, sevdiren, dinamik ve çok sesli ortamıyla toplumun geniş bir kesimine ulaşmayı hedefliyor Sanatsal üretimi, yaratıcılığı, sanat ve toplum eğitimini geliştirerek, uluslararası kültürler arasında köprü işlevi üstlenmeyi ve bir “eğitim ve kültür merkezi” olarak müze yönetimine yeni bir anlayış getirmeyi planlıyor
Boğaziçinin güneyinde, tarihi yarımadanın ve Topkapı Sarayının karşısında yer alıyor İstanbul Modern Boğaziçinin en eski yerleşimlerinden Sycaenin, bugünkü Galatanın rıhtımındaki TC Denizcilik İşletmelerinin 4 Nolu antreposu yenilenerek tüm işlevleriyle gerçek bir modern müzeye dönüştürüldü Çağdaş müzecilik anlayışıyla hizmet verecek olan İstanbul Modernde kalıcı koleksiyon sergi galerisi, süreli sergi galerisi, fotoğraf galerisi, heykel bahçesi, yeni medya alanı, eğitim salonu, kütüphane, yeni medya alanı, sinema salonu, cafe ve müze mağazaları yer alıyor

Sürekli Koleksiyon Sergisi: Sürekli Koleksiyon Sergisi Müzenin birinci katında kalıcı koleksiyon sergileri yer alıyor Ülkemizdeki kurumsal koleksiyonlardan da katkılar sağlanarak, 20yüzyılın başından günümüze Türk modern ve çağdaş sanatının ana eğilimleri ve önemli yapıtları tematik bir düzenle ve belirli aralıklarla yenilenerek izleyiciye sunuluyor
Sanatçıların farklı görsel dil ve tema uçlarında yoğunlaşmaları ve çeşitli yorumları, yalın ve paralel bir sergileme anlayışıyla sunuluyor Bu karşılaştırmalı sergi düzeni ve geliştirilen sergi kavramları, sunulan yapıtlar üzerine yapılandırılacak eğitim programlarına da bir temel oluşturuyor

Fotoğraf Galerisi: Fotoğraf Bölümü Ocak, Mayıs ve Eylül aylarında açılmak üzere, yılda üç sergi hazırlamayı ve Türk fotoğrafını temsil eden sergileri yurt dışına taşımayı da planlıyor Tümü bağışlarla oluşturulan ilk koleksiyonun yanı sıra, arşiv çalışmalarına da bugünden başlanmıştır Osmanlı dönemi fotoğrafçıları da gerek satın almalar gerekse bağışlarla bu büyük çalışmada yerini alacaktır Geliştirilen koleksiyon çağdaş şartlarda korunacak ve İstanbul Modern Türk fotoğrafının bir aynası olacak Müzenin fotoğraf bölümünde ayrıca, seminerler ve açık oturumlar düzenlenecek

İstanbul Modern Sanat Kütüphanesi, adına uygun bir başvuru merkezi olarak tasarlandı Öncelikli hedefi, araştırma ve eğitim amacıyla yaralanacak olanları tatmin edecek bir birikim yaratmak
Kütüphanenin çekirdeğini, Modern Türk Sanatını konu edinen kaynaklar oluşturacak Paralel olarak, Modern Dünya Sanatının ana sorunlarını, akım ve eğilimlerini, belli başlı figürlerini kuşatan yapıtlara da yer verilecek Üçüncü alan olarak ise, Sanat Eğitimi ve Müzecilik ile ilgili yayınlara ağırlık tanınması öngörüldü
İstanbul Modern Sanat Kütüphanesi için belirlenen kategoriler birkaç temel başlık altında toplanabilir: Sanat Ansiklopedileri, Sözlük ve Başvuru Kitapları; Sanatçı ve Sanat Akımı Monografileri; Müze ve Sergi Katalogları; Sanat Tarihi, Kuramları, Felsefesi, Eğitimi ve Estetik kitapları; Sanat Dergileri ve Koleksiyonları; Görsel ve İşitsel Arşiv
Enis Baturun yönetimindeki kütüphanenin, orta vâde hedeflerinden biri de, özellikle Modern Türk Sanatı bağlamında, hem klasik ortamda hem de sanal ortamda hizmet verecek “Sanatçı Dosyaları” yaratmak Osman Hamdi Beyden başlayarak, bir klasörde, sanatçıyla ilgili görsel-işitsel ve yazılı malzemenin toplanacağı bu kaynakların, İstanbul Modern Yayınları için birer çıkış noktasına dönüşmesi amaçlanıyor Kütüphanenin, İstanbul Modernin Arşiv bölümüyle eşgüdümlü biçimde, Modern Sanata ilişkin her türlü belgeyi toplamak, tasniflemek ve sınırlı hizmete açmak bir başka önemli hedefi olacak

Sinema: İstanbul Modernin giriş katında yer alan Arthouse, klasikler, bağımsız sinema örnekleri ve festivaller dışında gösterim olanağı bulamayan filmlerden oluşan zengin bir program sunacak
Event4 kuruluşu olan Arthouse aynı zamanda yapımcı, yönetmen, oyuncu, senarist ve film seyircisini buluşturacak bir düşünce platformu oluşturacak Gösterim paketinde yer alan filmler İstanbulda yalnızca Arthouseda sunulacak
Haftanın 6 günü açık olacak olan Arthouseda filmlerin değişim günü Salı Seanslar ise 1200, 1415, 1630, 1900 ve 2100 Cuma ve cumartesi de geceyarısı gösterimleri gerçekleşecek
Arthouseda ayrıca İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen konserler ve sahne performansları da yer alacak

Eğitim ve Sosyal Projeler: İstanbul Modern, sanatı her kesimden izleyiciyle samimi bir ortamda buluşturmak amacıyla farklı ziyaretçi grupları için özel programlar hazırladı Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesinin akademik desteğiyle yapılan bu programlar sanatçılar, akademisyenler ve eğitimciler tarafından düzenlenen seminer ve panelleri, uzmanların gerçekleştireceği rehberlik turlarını, ilkokul öğrencileri ve öğretmenleriyle oluşturacak atölye çalışmalarını içeriyor
Müzenin sürekli ve geçici sergilerinde Türkçe ve İngilizce rehberli turlar yapılıyor
İlkokul öğrencileri için eğitim programları hafta içinde Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleri okullarla randevuyla müzenin girişinde yer alan Eğitim Odasında gerçekleşiyor
30 öğrenci kapasiteli bu odada öğrenciler, eğitimciler tarafından hazırlanan “Bir Sanatçıyı Tanımak”, “Sanat Yapıtlarını Anlamak ve Yorumlamak” etkinliklerine katılabilecek ve “Sanat Çalışması” yapabilecekler
Cumartesi ve Pazar günlerinde ise 1100-1200; 1300-1400; 1500-1600 saatlerinde müzeye gelen 6-14 yaş arasındaki öğrencilere hizmet veriliyor Eğitim Odası, ilköğretim öğrencileri için hazırlanan özel bir sergi programıyla çalışıyor
İstanbul Modernden eğitim programı içinde yararlanmak isteyen öğretmenler ve sanat eğitimcileri için özel hazırlanmış “Öğrencileri Müzeye Götürürken”, “Eğitimciler İçin Müze Kılavuzu”, “Yararlanılması Gereken Kaynaklar” paketlerinden oluşan “Müze Erişim Programları” bulunuyor
Ayrıca aile programları ve yetişkinlere akademik programlar da uygulanıyor
Müze Mağazası: Müze mağazasında sergiler ve etkinliklerle bağlantılı olarak katoloğ ve kitaplar, özgün hediyelik eşya ve repredüksiyonlar, müze anısı olarak saklanabilecek ya da armağan edilebilecek çeşitli objeler satışa sunulacaktır
Cafe: Boğaziçinin muhteşem görünümüyle İstanbul Modern Cafe, konuklarına keyifli bir mola olanağı sunuyor
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazartesi günleri kapalı Salı-Pazar Saat 1000-1800 saatleri arasında açık Her Perşembe 10:00-20:00 (12:00-16:00 arası üzretsiz) saatleri arasında açık
1 Mart 2005 tarihine kadar ücretsiz gezilebilir
1 Mart 2005ten itibaren Giriş Ücreti: Tam: 5 YTL İndirimli: 2 YTL (12 yaş üstü öğrenciler, Öğretmenler, 60 yaş üstü ziyaretçiler)

İstanbul Oyuncak Müzesi



Telefon:0216 359 45 50 - 51
Web: http://wwwistanbuloyuncakmuzesicom/
İlçe: Göztepe
Adres: Ömerpaşa Caddesi Dr Zeki Zeren Sokağı No:17 Göztepe / İstanbul

Zeusun Helikon dağında oturan dokuz güzel kızına “Musalar” denir Onların bir diğer adı da ilham perileridir Müze sözcüğünün kaynağı Musalardır Yani, müze ilham perisi demektir Sunay Akın, kitaplarından, sahne gösterisinden, hazırladığı radyo ve televizyon programlarından kazandıklarıyla bir ilki gerçekleştirdi ve “İstanbul Oyuncak Müzesi”ni açtı Sanatçı “İlham perilerinin bana kazandırdığı okurlarımın ilgisi, sevgisi bana yetiyor Paralarla da antika oyuncaklar satın aldım ve ilham perilerine bir ev kurdum!” diyor

Sunay Akın, bir oyuncak müzesini ilk kez, on beş yıl önce bir etkinliğe davetli olarak gittiği Almanyada gördü Müzeden etkilenen Akın, ülkesinde böyle bir müze kurmaya o an karar verdi Berlinden, bir antikacıdan satın aldığı oyuncak bir atın süvarisi olarak düşüne doğru yola koyuldu

İstanbul Oyuncak Müzesi, şairin İstanbul Göztepe semtinde ailesine ait tarihi bir köşkte kuruldu 500 metre karelik bir alanda, yaklaşık iki bin adet oyuncak sergileniyor Oyuncakların sergilendiği her oda bir tiyatro sahnesi görünümünde Uzay oyuncaklarının olduğu bölüme girdiğinizde başınızın üstünde yıldızlar yanıp sönerken, oyuncak trenler gerçek bir tren kompartımanının içinde sergileniyor Ziyaretçiler, müzenin kafeteryasında ise kız çocuklarının evcilik oyuncakları arasında dinleniyorlar Müzede ayrıca yetmiş kişilik bir toplantı ve gösteri salonu da bulunuyor Bu salona, müzeye katkılarından dolayı İyigün Özütürkün adı verildi

Sunay Akın, yurt içinden ve yurt dışından yaklaşık dört bin adet oyuncak topladı En eski oyuncak 1817 yılına ait, Fransada yapılan bir oyuncak keman… 1820 yılında Amerikada yapılan bir bebek, yine aynı ülkeden 1860 yılına ait misketler, Almanyada yapılan yüz yaşında teneke oyuncaklar ve porselen bebekler müzenin en eski eserleri arasında

İstanbul Oyuncak Müzesinin girişinde bir mahalle oyuncakçısı karşılıyor sizi Bir zamanlar kasabın ve bakkalın arasında kendine yer bulan, ama zaman içinde tutunamayarak kaybolan bu küçük oyuncakçı dükkanları müzede yaşatılıyor Ayrıca, müzenin bir köşesinde tarihi Eyüp Oyuncakçısı da canlandırılıyor Eyüp Sultan Camisinin yanında bulunan ve 1950li yıllara kadar varlığını koruyan Eyüp oyuncakçılığı müzenin en ilginç köşelerinden birini oluşturuyor Müzenin hediyelik eşya bölümünde de yeni yapım tarihi Eyüp oyuncakları satılıyor Sunay Akın böylelikle bir tarihi değerimizi günümüze taşıyor

Müzenin tasarımı Ayhan Doğan tarafından yapıldı Sahne tasarım sanatçısı Ayhan Doğan, iki yıllık bir çalışmanın sonunda Sunay Akının düşünü renklendirdi, müzenin insanlarla buluşmasındaki başrol oyuncularından biri oldu

Toplumlar müzelerden geçerek aydınlanırlar Bir toplum, önce kalkınıp sonradan müzelerini kurmazlar Önce müzeler kurulur, insanlar buralardan geçerek aydınlığa ulaşırlar Sunay Akının oyuncak müzesi bu bakımdan aydınlanmaya sunulan bir armağandır

Ziyaret Saatleri: Pazartesi hariç, Hafta İçi: 09:30-18:00
Cumartesi-Pazar 09:30-19:00 (Müze, Pazartesi günleri kapalıdır)

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



İstanbul Tekel Müzesi



Telefon:0212 532 33 13
İlçe: Eminönü
Adres: Tekel Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Unkapanı / Eminönü
1941de İnhisarlar Umum Müdürlüğü adıyla kurulan Tekelin 1985 yılına kadar bir müzesi bulunmamaktaydı Tekelin geçirdiği değişiklikleri yansıtmak amacıyla 22 Mart 1985 tarihinde Cibali Sigara Fabrikasında bir "Tekel Müzesi" kurulmasına karar verildi
Müzede demirbaş kayıtlarına göre 306 obje bulunmaktadır Bunlardan bazıları şunlardır:
Atatürk için yapılan ilk sigara örnekleri
Cumhurbaşkanlarımız için yapılan sigaralar
Sigara paketleme, puro ve dokuma makinesi; tezgâh ve avadanlıklar
1925 model İtalyan yapımı itfaiye otomobili
Sigara poşeti, karton kutu ve diğer ambalaj malzemeleri
Fabrikada yapılan sigaraları gösteren alfabetik katalog
Reji idaresi zamanında yapılan sigara örnekleri albümü
Fabrikanın muhtelif mekânlarının eski fotoğraflarını gösterir albüm
Tablolar
Reji idaresinden kalan masa, sandalye, çalışma ofisi, büro malzemeleri, abajurlar, kalite kontrol cihazı ve malzemeleri
Eski tip kalorifer, radyatör, eski tip çini sobalar, mühür ve muhtelif kişilerce bağışlanan malzemeler
Yurdumuza gelen yabancı devlet adamları için yapılan sigara ve paket örnekleri
Biri Atatürk portresi işlemeli iki ipek halı
Eski tip puro ve dokuma tezgâhları
Yurdumuzda üretilen tütün tipleri, balyaları ve balya sandığı örnekleri
Ziyaret Gün ve Saatleri:Cibali Sigara Fabrikasının Has Vakfına tahsisi ile Tekel Müzesi için yeni bir mekân oluşturulmaktadır Bu nedenle bir süre için ziyarete açık değildir

İtfaiye Müzesi



Telefon:0212 425 11 25
İlçe: Fatih
Adres: İtfaiye Caddesi No: 9 Fatih
Müzede 300 yıllık bir geçmişe sahip olan Osmanlı dönemi yangın sondürme teşkilatı olan tulumbacılardan başlayarak, 200 yıl öncesine kadar İstanbulda kullanılan yangın söndürme aletleri (Mahalle ve askeri tulumbalar, hidroforlu tulumba, ilk motorlu pompa, atlı tulumba arabası, bez sarnıç, merdiven, itfaiye fenerleri, teneke ibrikleri, cankurtarma ipi, maske filtresi, telefon santralı, taksim muslukları, semt tulumbaları), 1700lü yıllara ait çardaklı tulumbalar, tulumbacı ve İtfaiyeci kıyafetleri sergilenmektedir Uzun yıllar süren malzeme toplanması ve onarılması işlemlerinden sonra en yenilenmiş haliyle 1992da açılmıştır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Cumartesi ve Pazar günleri kapalı olup diğer günler 0900-1600 saatleri arasında gezilebilir
Ücret:Müze, Pazartesi günü dışında her gün 0900-1630 saatleri arasında ücretsiz gezilebilir

Karikatür ve Mizah Müzesi



Telefon:0212 521 12 64
İlçe: Fatih
Adres: Atatürk Bulvarı Kovacılar Sokak No:12 Fatih
Türkiyede karikatür müzesi fikri ilk olarak 1975 yılında ortaya çıkmış ve mekan olarak da Gülhane Parkındaki Tanzimat Müzesi düşünülmüştü Ancak daha sonra bazı sebeplerden dolayı bu mekandan vazgeçildi ve müze aynı yıl Karikatürcüler Derneğinin girişimi ile İstanbul Belediyesi tarafından Tepebaşında hizmete açıldı Karikatürcüler Derneğinin de desteği ile bir süre burada faaliyet gösteren müze, 12 Eylül 1980 tarihinde kapatıldı ve daha sonra yıkılarak yerine TÜYAP binası yapıldı Müzedeki eserler bir süre çeşitli mekanlarda saklandı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 27 Şubat 1989da Karikatür ve Mizah Müzesi adıyla tekrar açılan müzenin yeni mekânı Saraçhanebaşındaki Bozdoğan Kemerinin bitişiğinde Atatürk Bulvarı üzerinde yer alan Gazanferağa Külliyesidir Darüssade ağalarından Gazanfer Ağa tarafından 16 yüzyıl sonlarında, mimar Davut Ağaya yaptırıldığı bilinen külliye bir medrese ve sebilden oluşmaktadır Külliye 1945-1988 yılları arasında İstanbul Belediye Müzesi olarak kullanılmıştır Belediye Müzesinin Yıldıza taşınmasıyla da tarihi dokusuna uygun olarak onarılıp Karikatür ve Mizah Müzesi olarak düzenlenmiştir Bugün Karikatürcüler Derneği ile İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ortak uyumu ile etkinliklerini sürdürmektedir
Çok zengin bir arşive sahip olan Karikatür ve Mizah Müzesinde 20000den fazla yerli ve yabancı orjinal karikatür bulunuyor Her karikatüristin özel dosyalarının bulunduğu arşivde bütün çalışmalar kişilere, ülkelere ve konularına göre sınıflandırılmış durumda
Bir müze olmanın dışında çeşitli etkinliklerin de yapıldığı bu mekanda, sergi salonlarında iki tür sergi yapılıyor Birincisi Türk karikatürünün başlangıcından 1960lara kadar olan dönemini kapsayan sürekli sergi, ikincisi yerli ve yabancı karikatüristlerin eserlerinin tanıtıldığı kişisel ya da karma sergilerdir Ulusal ve uluslararası bazı karikatür yarışmalarının elemelerinin, jüri toplantılarının da yapıldığı müzede her ay en az bir sergi etkinliği yapılıyor Ayrıca karikatür sanatı ile ilgili çeşitli paneller, söyleşiler, anma toplantıları, video gösterileri gibi etkinlikler de düzenleniyor
Müzenin en önemli bölümlerinden biri olan zengin mizah kitaplığında, hiçbir yerde kolay kolay bulunamayacak Türkiyede ve dünyada yayınlanmış ya da yayınlanmakta olan kültürel yayınlar, mizah dergileri yer alıyor ve herkese açık
Müzedeki özgün baskı atölyesinde dileyen herkese bir uzman tarafından özgün baskı teknikleri öğretiliyor Ayrıca müzede karakalem teknikleri ile ilgili resim dersleri de veriliyor Müzeye giriş ve etkinliklerden yararlanmak ücretsizdir
Ziyaret Gün ve Saatleri: Her gün 0900-1800 saatleri arasında açıktır

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



Kariye Müzesi

İlçe: Fatih
Adres: Edirnekapı, Fatih
Kariye İstanbulda Edirnekapı semtindedir Kariye (Khora) sözcüğü eski Yunancada kent dışı, kırsal anlamına gelirdi Kaynaklarda çok eski bir tarihe ait sur dışında bir şapelden söz edilmektedir Bu şapelin yerine ilk Khora Kilisesi Iustinianosça yeniden yaptırılmıştır Çeşitli ek ve onarımlarla Kommenoslar Dönemine kadar ulaşan yapı, surlara yakın Blakhernai imparatorluk sarayının genişlemesiyle önem kazanmıştır 11 yüzyılın sonlarında İmparator I Aleksiosun kayınvalidesi Maria Doukaina kiliseyi yeni baştan inşa ettirmiştir Kilise kubbesi dört kemerle taşınan kiborion şeklinde bir mekâna sahiptir 1204-1261 yılları arasındaki Latin işgali sırasında manastır ve kilise çok harap duruma gelmiştir II Andronikos (1282-1328) döneminde devrin ileri gelenlerinden, edebiyatçı, şair, ve hazine nazırı Theodoros Metokhites 1313e doğru bu manastır ve kiliseyi onartmış, binanın kuzeyine bir ek, batısına bir exonarteks ve güneyine bir şapel (parekklesion) ekletmiştir Ayrıca bu ekler mozaik ve freskolarla süslenmiştir Güney cephede uzanan dar uzun tek nefli bir şapel olan parekklesion bir bodrum üzerine yapılmıştır Üstü kısmen kubbe, diğer kısımları tonozla örtülüdür Tek apsisi vardır Bütün batı cephesi boyunca uzanan exonarteks bugünkü cepheyi oluşturur Kuzey kanadı ise önemsiz bir dehlizden ibarettir Yapının orta mekânını örten kubbe yüksek kasnaklıdır Türk döneminde onarım görmüştür ve ahşaptır Dış cephelerde yuvarlak kemerler, yarım payeler, nişler ve taş tuğla örgü sıraları ile plastik ve hareketli bir görünüm sağlanmıştır Doğu cephesi dışa taşkın apsislerle bitmektedir Orta apsis dıştan yarım kemerli bir payanda ile desteklenmiştir
İstanbulun fethinden sonra bir süre daha kilise olarak kullanılan binayı 1511de Vezir Hadım Ali Paşa camiye dönüştürmüştür Daha sonra da yanına bir okul ve aşevi eklenmiştir Mozaik ve freskolar cami olduktan sonra bazen tahta kepenklerle, bazen de badana ile örtülmüştür 1948den 1958e kadar Amerikan Bizans Enstitüsünün yaptığı çalışmalar sonunda tüm mozaik ve freskolar ortaya çıkarılmıştır
Kariye mozaik ve freskoları Bizans resim sanatının son dönemine ait (14 yy) en güzel örnekleridir Bu mozaik ve freskolar şaşırtıcı bir benzerlik gösterir Önceki dönemin yeknesak fonu burada görülmez Derinlik fikri, figürlerin hareket ve plastik değerlerinin verilişi, figürlerdeki uzama bu üslubun özellikleridir Dış nartekste İsanın hayatı, iç nartekste ise Meryemin hayatı ile ilgili sahneler yer alır Dış narteksten iç nartekse geçilen kapının üzerinde bir Pantokrator İsa vardır Sol tarafta İsanın doğumu, Vali Quirinusun önünde nüfus sayımı, meleğin Yusufa görünüp Meryemi alıp gitmesini öğütlemesi, ekmeğin çoğaltılması, suyun şaraba dönüştürülmesi; sağ tarafta ise haberci kralların İsanın doğumunu haber vermesi, felçlilerin iyileştirilmesi ve çocukların katli gibi sahneler vardır
İç nartekse geçildiğinde en güzel mozaik Deisistir Ortada İsa, solunda Meryem, Meryemin altında İsaakios, Kommenos ve İsanın sağında bir rahibe görülür Bu kadın VIII Mikhael Palaiologosun kızıdır Moğol Prensi Abaka Han ile evlendirilmiş ve kocasının ölümünün ardından İstanbula dönerek rahibe olmuştur Bu bölümde kubbede İsa ve dilimler içinde İsanın ecdadı gösterilmiştir Ana kiliseye giriş kapısı üzerinde ortada İsa, sol tarafta kiliseyi onaran ve mozaiklerle süsleyen Theodoros Metokhites kilisenin maketini sunar şekilde gösterilmiştir
Meryemin İncilde yer almayan hayat hikayesi ise apokriflere dayalı konulardan alınmıştır İç nartekste Meryemin doğumu, ilk adımları, Cebrailin Meryeme bir çocuğu olacağını haber vermesi, tapınağa örtülecek örtü için yün alınması gibi sahneler yer almaktadır Esas kilisenin iç kısmında Meryemin ölümü, çocuk İsayı taşıyan Meryem ve bir aziz mozaiği yer alır Parekklesionun tümü freskolarla süslüdür Apsiste görülen Diriliş (Anastasis) sahnesi bir şaheserdir Onun üst kısmında yer alan Son Duruşma sahnesi burada tüm olarak gösterilmiştir Parekklesionun sağ ve solunda görülen nişlerin mezar olduğu bilinir Parekklesion kubbesinin ortasında Meryem ve Çocuk İsa, dilimlerinde ise 12 melek tasviri görünmektedir
Ziyaret Gün ve Saatleri: Çarşamba hariç 0930 - 1630 saatleri arasında
Ücret: Tam: 5000000-Tl Öğrenci: Ücretsiz

Klasik Otomobil Müzesi

Telefon: (212) 299 45 39 - pbx
Fax: (212) 289 50 32
E-mail: info@atamanmuseumcom
Web: http://wwwatamanmuseumcom/tr/
İlçe: Tarabya
Adres: Nuripaşa Caddesi No:81 Ferahevler, Tarabya İstanbul
Tarabyadaki Klasik Otomobil Müzesi, geçmişin büyüsünü yaşamak isteyenleri bekliyor
Klasik Otomobil Müzesi

Her biri otomobil tarihinde kilometre taşı olmuş klasiklerle dolu olan Klasik Otomobil Müzesi
1920-1970 arası döneme ait 60ın üzerinde otomobilin sergilendiği Klasik Otomobil Müzesi 5inci yılını geride bıraktı Klasik otomobil tutkunlarının mekanı olarak bilinen müze, İstanbulda farklı ve nostalji kokan bir ortamda toplantı, ürün tanıtımları ve düğün gibi çeşitli organizasyonları yapmak isteyenleri bekliyor

Geçmişin geleceğe taşındığı bir mekan olarak tanımlanan Klasik Otomobil Müzesi, dekorasyonu ve barındırdığı eşsiz güzellikteki koleksiyonuyla toplantı, özel yemek, kokteyl, yaş günü partileri ve özellikle düğünler için kusursuz hizmet veren alternatif bir mekan olmayı sürdürüyor

Geçmişe bir yolculuk
Türkiyenin sayılı klasik otomobil müzelerinden biri olan Tarabyadaki Klasik Otomobil Müzesinde her biri bir hikayeye sahip olan otomobillerin yanı sıra o dönemi yansıtan aksesuar ve otomobil parçaları da yer alıyor 2 bin metrekarelik bir alana kurulu olan Klasik Otomobil Müzesi, binası, dekorasyonu ve barındırdığı eşsiz güzellikteki koleksiyonu ile zamana karşı direnen, yaşayan otomobillerin sergilendiği, dönemin eğlenceli müzikleri eşliğinde gezilebilen bir mekan Müze tasarlanırken klasik otomobiller ve ait oldukları dönemlerin yaşam biçiminden yola çıkılarak, klasik ve moderni buluşturan bir çizgi yakalanmış Aynı zamanda mekanın aydınlatılmasında da önemli rol oynayan neon reklam panoları, jant kapağı koleksiyonu ve dev reklam panolarıyla beraber bir ahenk oluşturulmuş

Amerikan klasiklerini sergilemek için kullanılan A Blokun ortasında 50li ve 60lı yılların Amerikasında “diner” denilen fast-food restoranların kopyasının birebir olarak dizayn edilmiş olduğu bir bar bölümü bulunuyor Aynı bölümün arkasındaki maket otomobil koleksiyonu da müzenin gözde bölümlerinden biri

Avrupa otomobillerin sergilendiği B Blokun üst katında Avrupa zevkini yansıtan, daha sıcak malzemelerden oluşmuş İngiliz Barda ise müze amacına uygun bir kütüphane, piyano, koleksiyon değeri olan eşyalar ve minik bir klasik otomobil yarış pisti yer alıyor

Müzede neler var?
Otomobil ve kamyonlar: 1926 Ford Model T , 1931 Ford V8 Convertible w/Rumble Seat, 1937 Ford 4 Door Sedan, 1939 Ford V8 Convertible w/Rumble Seat, 1939 Mercedes Benz 4 door Sedan, 1946 Ford Super de Luxe Tudor, 1947 Ford V8 Fire Truck itfaiye aracı, 1948 Oldsmobile Dynamic Sixty Six Convertible, 1949 Chevy Thriftmaster 3100 Truck 6, 1959 MG TD l1952 Willys Jeep M38A, 1953 Volkswagen Betle, 1954 Chevrolet Corvette "Blue Flame", 1954 Jaguar XK 120, 1954 Jaguar XK 120 Rally, 1954 Triumph TR2, 1955 Buick Roadmaster, 1955 Cadillac Coupè de Ville, 1955 Chevrolet Coupè, 1955 Ford Thunderbird, 1955 Mercedes Benz 300 SL "Guilwing", 1956 Ford Thunderbird, 1957 Chevrolet 4 Door Sedan, 1958 Cadillac Eldorado "Biarritz", 1958 Facel Vega "Typhoon", 1959 Porsche 356 B, 1959 Chevrolet Impala, 1960 Cadillac Series Sixty Two Convertible, 1960 Rolls Royce Silver Cloud II V8, 1960 Triumph TR3, 1962 Mercedes Benz 190 SL Convertible, 1963 Jaguar XKE Roadstar, 1964 Ford Mustang 289 V8 Convertible, 1964 Chevrolet Impala SS 283V8 Convertible, 1964 Lincoln Continental Convertible, 1964 Triumph TR4 A, 1965 Austin Healey 3000 Mark 3 "Gold Anniversary", 1965 Chevrolet Impala SS 327V8 Convertible, 1966 Chevrolet Corvette Sting Ray, 1966 Dodge Coronet 500 V8 Convertible, 1966 Triumph TR6 Roadstar, 1967 Mercedes Benz 280 SL Convertible, 1972 Mercedes Benz 35 8 cyl 4 Door Sedan, 1996 Maral Convertible

Motosikletler: 1938 BMW l10-951 DKW, 1954 BMW Sidecar, 1954 Zundapp, 1962 Matchless, 1972 Hercules

Traktörler: 1946 Allis Chalmers Traktör

Türbinler: Power Turbine National, Power Turbine Ruston 4Y, Power Turbine Ruston 6X

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



Miniaturk



Telefon:0212 222 28 82
E-mail: info@miniaturkcom
Web: http://wwwminiaturkcom
İlçe: Eyüp
Adres: İmrahor Caddesi, Sütlüce

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞnin hazırladığı Miniaturkte Türkiyenin dört bir yanından seçilen tarih, kültür ve sanat eserlerinin minyatürleri bulunuyor Antik Çağdan Bizansa, Selçukludan Osmanlıya 3000 yıllık tarih ve kültür miraslarımız Haliç kıyısına taşındı Kendi içinde kapalı "masalsı" bir ortam yaratmayı hedefleyen Miniaturk, Anadolu, İstanbul ve eski Osmanlı coğrafyasından eserlerin oluşturduğu üç ana bölümden oluşuyor

Miniaturk projesi, Haliçi arıtmak ve çevresini eski görkemine kavuşturmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından sürdürülen dönüşüm projesinin de önemli bir parçasını oluşturmaktadır

Maketi yapılan 1/25 ölçekteki eser ve nesneler arasında ise; Alman Çeşmesi, Anadolu Hisarı, Aspendos, Aya İrini, Anıtkabir, Ayasofya, Bursa Ulu Camii, Çanakkale Şehitleri Anıtı, Divriği Ulu Cami, Efes Celsus Kütüphanesi, İzmir Saat Kulesi, Meryem Ana Kilisesi, Mostar Köprüsü, Pamukkale, Peribacaları, Safranbolu evleri gibi 105 eser bulunuyor Bu eserlerin bir kısmının yapımı halen devam etmekte Eser seçim çalışmaları Prof Dr İlber Ortaylı ve Doç Dr Haluk Dursunun danışmanlıkları ile bir seçici kurul tarafından yapıldı Anadolu ve çevresinde çeşitli dönemlerden kalma yüzlerce eser arasından titizlikle yapılan seçimler sonucu Miniaturkte ilk etapta yer alacak eserler belirlendi

Kuşbakışı izlemeniz için seyir terasları da yer alıyor Alanda, ilki her bir maketi yakından inceleme olanağı sağlayan yürüyüş aksı, ikincisi ise özellikle çocukların ilgisini canlı tutmayı hedefleyen ve daha hızlı bir tur olanağı sağlayan tren yolu var Yapay bir gölün üzerinde yer alan 42 metre uzunluğundaki Boğaz Köprüsü üzerinde yürüyebiliyor, Kız Kulesi, Osmanlı Kadırgası ve deniz araçlarını kuşbakışı izleyebiliyorsunuz Geziler esnasında size, Fahir Atakoğlunun müzikleri eşlik ediyor Seyir terasının yanında yer alan restoran ve kafeterya ise yorulanlar ve Miniaturkun tadını çıkartmak isteyenler için düşünülmüş Haliç ve Miniaturk manzaralı restoranda Türk ve dünya mutfaklarından yemekler bulunuyor Kafeteryada ise fast food türü yiyecekler servis ediliyor

Ziyaret Gün ve Saatleri: Miniaturku hafta içi 1000-1900, hafta sonu ise 10:00-21:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz
Bilet Fiyatları: Tam: 5000000 TL Öğrenci: 3000000 TL 6-12 yaş çocuklar: 2000000 T 0-6 yaş çocuklar ücretsiz Okul Gezileri: 2000000 TL

Orhan Kemal Müzesi



Telefon:0212 292 92 45
Fax: 0212 243 67 82
E-mail: info@orhankemalorg
Web: http://wwworhankemalorg
İlçe: Taksim
Adres: Akarsu Caddesi No: 32 Cihangir / Taksim
Orhan Kemal Müzesi, Orhan Kemal Kültür Sanat Koordinatörlüğünün katkılarıyla açılmıştır Müzede değerli yazarımızın çoğu Ara Güler tarafından çekilmiş özel yaşamıyla ilgili 70 fotoğrafı, ailesiyle ilgili fotoğrafları, kitaplarının orijinal ilk baskıları, özel mektupları, hakkındaki yazılar, makaleler ve doktora tezleri, çalışma odası, yazarın kullandığı daktilo, yatak, diş fırçası, kalem gibi özel eşyaları ve öldüğünde yüzünden alınan yüz kalıbı gibi çeşitli materyaller bulunmaktadır
Üç katlı binada ayrıca kitaplık ve İkbal Kahvesi adlı kafe de bulunuyor
Müzenin Açık Olduğu Gün ve Saatler: Müze her gün 1000-2000 saatleri arasında açıktır
Ücret: Müzeye giriş ücreti alınmamaktadır

Pera Müzesi



Telefon:212 334 99 00
Fax: 212 245 95 11
E-mail: info@peramuzesiorgtr
Web: wwwperamuzesiorgtr
İlçe: Beyoğlu
Adres: Meşrutiyet Caddesi No141 34443 Tepebaşı - Beyoğlu - İstanbul
SUNA VE İNAN KIRAÇ VAKFININ BİR KÜLTÜR GİRİŞİMİ
PERA MÜZESİ

2005 Haziran ayı başlarında kapılarını İstanbullulara açan Pera Müzesi, Suna ve ve İnan Kıraç Vakfının, kentin bu seçkin noktasında, çeşitli düzeylerde kültür hizmeti vermek amacıyla hayata geçirmeye başladığı geniş kapsamlı bir kültür girişiminin ilk adımıdır Bu projede bir müze-kültür merkezi işlevini üstlenecek Pera Müzesi için, 1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından İstanbulun gözde semti Tepebaşında inşa edilen, yakın zamanlara kadar da "Bristol Oteli" adıyla tanınan tarihi yapı Mimar Sinan Genim tarafından tümüyle elden geçirilerek çağdaş donanımlı bir müzeye dönüştürülmüş ve İstanbul halkının hizmetine sokulmuştur

Pera Müzesinin başlıca bölümleri: Suna ve İnan Kıraç Vakfının üç özel koleksiyonunun sergilendiği 1 ve 2 müze katları (2 kat: Sevgi ve Erdoğan Gönül Galerisi); çok amaçlı sergi salonları (3 4 5 katlar), oditoryum/fuaye (bodrum kat) ve giriş katında yer alan Resepsiyon, Perakende-Art shop, Peracafé gibi mekânlardır

Müze katlarından ilkinin büyük bölümünü kaplayan Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu, eski çağlardan günümüze Anadoluda kullanılagelmiş ağırlık ve ölçü birimlerinin, çeşitli malzeme ve tekniklerde üretilmiş tartı ve ölçü aygıtlarının seçkin örneklerini, tarih ve arkeoloji tutkunlarına sunmakta; aynı katın başka bir kanadında sergilenen Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu, bu türün çarpıcı güzellikteki parçalarıyla kültür tarihimizin çok iyi tanınmayan bir yaratı alanına yeni ışıklar tutmayı amaçlamaktadır

Suna ve İnan Kıraç Vakfının üç yüzü aşkın tablodan oluşan Oryantalist Resim Koleksiyonuysa 17 yüzyıldan 19 yüzyıl başlarına uzanan bir dönemde Osmanlı dünyasından esinlenmiş Avrupalı "oryantalist" ressamların önemli yapıtlarını biraraya getiren zengin bir koleksiyondur İmparatorluğun son iki yüzyılından çok geniş bir görsel panorama sunan bu koleksiyonda, sanat tarihçilerinin tek yerli oryantalist saydığı Osman Hamdi Beyin yapıtları ve ünlü Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu da yer almaktadır Koleksiyon, bir süre önce yitirdiğimiz Sevgi-Erdoğan Gönül çiftinin özel koleksiyonlarından birçok tabloyu da kapsamaktadır ve müzede onların adını taşıyan Sevgi ve Erdoğan Gönül Galerisinde, uzun süreli tematik sergiler çerçevesinde, bölüm bölüm sergilenecektir Bu sergilerden Haziran 2005 başında açılan ilki, İmparatorluktan Portreler başlığını taşımakta ve kolleksiyondaki padişah, şehzade, sultan, büyükelçi portreleriyle, değişik dönemlerden, değişik sınıflardan insanları betimleyen, genel anlamıyla portre niteliğindeki tablolardan oluşmaktadır

Aile koleksiyonlarını sergilemeye yönelik bu özel müze işlevinin yanı sıra Pera Müzesinin, gerek çok amaçlı sergi salonları, gerekse oditoryum/fuaye ve konuklama mekânlarıyla kentin bu çok canlı bölgesinde çağdaş bir kültür merkezi işlevi kazanması ve değişik içerikli sergilerle olduğu kadar, sözlü ya da görsel etkinliklerle de İstanbullulara geniş bir kültür hizmeti vermesi öngörülmektedir

Ziyaret Saatleri: Salı - Cumartesi 1000 - 1900
Pazar 1200 - 1800 (Müze Pazartesi günleri kapalıdır)

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



Rahmi M Koç Sanayi Müzesi



Telefon:0212 297 66 39 - 40
E-mail: rmkmuseum@koccomtr
Web: http://wwwrmk-museumorgtr
İlçe: Eyüp
Adres: Hasköy Caddesi No:27 Hasköy
Rahmi M Koç Müzesi, Haliçin kuzey kıyısında yaklaşık 2100 m2 lik alanda kurulmuştur Alanın güneydoğusunda yer alan tarihi Lengerhaneye bahçe kotu altında saydam rampa ile ek sergi binası bağlanmıştır Anıtlar Yüksek Kurulunca II Sınıf tarihi eser olarak değerlendirilen binanın 12 yüzyıldan kalma Bizans temelleri üzerinde olduğu sanılmaktadır III Ahmet döneminde kurulduğu tahmin edilen ve dökümhane olarak kullanılan binada gemiyi yerinde tutmak için denize atılan zincir ve ucundaki çıpa (lenger) üretiliyordu III Selim döneminde onarım gördüğü bilinen yapı, 1951 yılına kadar maliye tarafından kullanılmıştır Cumhuriyet döneminde ise, Tekel-Cibali Tütün Fabrikası tarafından ispirto deposu olarak faydalanılmıştır 1984 yılanda geçirdiği yangında üst örtü sistemi büyük zarar gören yapı unutulmaya yüz tutmuştur 1991de Rahmi M Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından satın alınan bina, iki buçuk yıl süren titiz restorasyon çalışmalarından sonra 13 Aralık 1994 yılında hizmete açılmıştır
Müzede yer alan objelerin büyük bölümü Rahmi M Koçun özel koleksiyonundan derlenmiştir Çeşitli kurum ve kuruluşlardan, şahıslardan bağış veya süreli olarak alınan eserler de müzede sergilenmektedir Müze koleksiyonunun temelini gerçek eserler ve bunların modelleri, bilimsel ve mekanik objeler içermektedir Müzenin gezi planını Lengerhane binası ve ek bina olarak sınıflandırırsak; giriş, yol seviyesinin altında olup, eski bina içerisine dar bir tünelle çıkılır Bu tünelde, restorasyon çalışmaları sırasında bulunan lenger, gülle ve top parçaları sergilenmektedir Tünelden sonra iki yöne doğru çıkan merdivenler, girişi bir üst kata bağlar
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazartesi hariç her gün açıktır Hafta içi 1000 - 1700, hafta sonu 1000 - 1900 saatleri arasında gezilebilir
Ücret: Tam: 4000000-TL, Öğrenci: 1250000-TL

Rumeli Hisarı Müzesi

Telefon:0212 263 53 05
Fax: 0212 265 04 10
İlçe: Rumelihisarı
Adres: Yahya Kemal Caddesi No: 42 Rumeli Hisarı
Sarıyer ilçesi sınırları içinde ve bulunduğu mevkiye adını veren hisar, otuz dönümlük (30000 m²) bir alanı kapsamaktadır Anadolhisarının karşısında İstanbul Boğazının en dar (850 m) ve akıntılı kısmında inşa edilmiş muhteşem bir anıt-eserdir Bölgenin ve civarın antik devirde "Hermaion" adıyla anıldığı bilinmekte ise de, tarihçi Dukas bundan söz etmemekte ve hisar yeri olarak "Sostenion" un (İstinye) aşağısında, Fonea adıyla bilinen bir dağın yamacını göstermektedir Rumelihisarının adı: Fatih vakfiyelerinde Kulle-i Cedide; Neşri tarihinde Yenice-Hisar; Kemalpaşazade, Aşıkpaşazade ve Nişancı tarihlerinde Boğazkesen Hisarı olarak geçmektedir Bu adı Dukas karıştırarak Kefalokoptis biçiminde kullanmışsa da, ondan başka hiç kimse bu adı kullanmamıştır
Büyük Zağanos Kulesi ile Küçük Zağanos Paşa Kulesinde yer alan iki kitabeye göre hisar, takriben dört ay gibi kısa bir sürede yapılmıştır Süleymaniye Kütüphanesindeki "Şerh-i Tecriyd-i Ataik" adlı eserde ise eserin 139 günde bitirildiği kaydı vardır
Yapımda kullanılan keresteler İzmit ve Karadeniz Ereğlisinden; taşlar Anadolunun değişik yerlerinden ve spoliler (devşirme parça taş) çevredeki harap Bizans yapılarından elde edilmiştir
Bazı tarihlerde yapımında 1000 usta, 2000 amele ve çok sayıda nakliyeci biçiminde yuvarlak rakamlar geçmekte ise de, Mimar EH Ayverdi yüzeysel hesapla bunu 300 usta, 700-800 amele ve 200 arabacı, kayıkçı, nakliyeci vd taife olarak yazmaktadır
60000 m² alanı kapsayan anıtın kargir hacmi yaklaşık 57700 m³ tür Dağ Kapısı, Dizdar Kapısı, Hisarpeçe Kapısı ve Sel Kapısı olmak üzere dört esas ve Mezarlık Kapısı adında bir tali kapısı vardır
Saruca Paşa, Halil Paşa ve Zağanos Paşa adlarında üç büyük ve küçük Zağanos Paşa adında bir ufak toplam dört kulesi; 13 adet irili ufaklı burcu bulunmaktadır Biri tıkalı iki su mecrası, ikisi kaybolmuş üç çeşmesi vardır Camiden günümüze yalnızca yıkık minaresi kalmıştır
Yapı, 1509 depreminde büyük zarar görmüş ancak hemen onarılmıştır III Selim (1789-1807) Döneminde de bir onarım gördüğü bilinmektedir Ancak esaslı onarım, 1953 yılında devrin cumhurbaşkanı Celal Bayarın talimatları ile üç Türk bayan mimar Cahide Tamer, Selma Emler ve Mualla Anhegger-Eyüboğlunun yaptığı restorasyonla gerçekleşmiştir
Müzede açık teşhir yapılmaktadır, ancak sergi salonu ve depo bulunmamaktadır Toplar, gülleler ve Haliçi kapattığı söylenen zincirin bir parçasından oluşan eserler, bahçede teşhir edilmektedir
Ziyaret Gün ve Saatleri: Çarşamba hariç 0900-1630 saatleri arasında: Ücretsiz

Sadberk Hanım Müzesi

Telefon:0212 242 38 13-14
Fax: 0212 242 03 65
E-mail: shm@mailkocnet
Web: http://wwwsadberkhanimmuzesiorgtr
İlçe: Sarıyer
Adres: Piyasa Caddesi No: 27-29 Büyükdere / Sarıyer
Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi, iki ayrı yapı içinde yer almaktadır Bunlardan birincisi, 19 yüzyıl sonlarında inşa edildiği kabul edilen, üç tam bir çatı katından oluşan ve üslup olarak Avrupa halk geleneksel mimarisinden örnek alınarak yapılmış bir yapıdır Kagir zemin üzerine ahşap/bağdadi tarzda inşa edilmiş olup, "Azaryan Yalısı" olarak bilinmektedir
Yalı, 1950 yılında Koç ailesince satın alınmış ve müzeye dönüştürülmesine karar verilen 1978 yılına kadar da, yazlık olarak kullanılmıştır 1978-1980 yılları arasında, Sedat Hakkı Eldemin hazırladığı bir restorasyon projesinin uygulanmasıyla bina müzeye dönüştürülmüş ve Sadberk Koç Koleksiyonu sergilenmek üzere, 14 Ekim 1980de ziyarete açılmıştır
Bahçesiyle birlikte 4280 m2 olan Azaryan Yalısı 400 m2 lik bir alana oturmaktadır Giriş katında, hediyelik eşya dükkanı ve ufak bir çay salonu bulunmaktadır Bugün kullanılmayan ana girişin tavanı, eski Roma mimarisinden esinlenilmiş kartonpiyer kasetlerle süslüdür Katlara ahşap merdivenle çıkılır ve duvarlar mermer taklidi kalem işi boyalıdır Giriş katının üzerindeki birinci ve ikinci katların orta ana salonları ve bunlara açılan odalar sergileme mekanları olarak kullanılmaktadır Çatı katında ise, eser depoları, çalışma odaları ve kitaplık bulunmaktadır
Binanın dış yüzünde, pencere aralarında, (X) şeklinde ahşap süslemeler binayı diğer yalılardan ayırır Ayrıca bina yüzeyindeki kabaralar nedeniyle halk arasında "Vidalı Yalı" olarak da anılır
Vehbi Koç Vakfının, 1983 yılında satın alarak Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonlarına kattığı Kocabaş eserlerinin sergilenebilmesi için, mevcut binanın hemen yanında bulunan ve 20 yüzyıl başlarında inşa edildiği sanılan, yarı yıkık durumdaki başka bir yalı, ön cephesi aslına uygun olarak, yeniden inşa edilmiştir Restorasyon projesi İbrahim Yalçın tarafından hazırlanan müzenin inşaatı iki yıl sürmüştür 24 Ekim 1988 yılında "Sevgi Gönül Binası" adıyla açılan bu müzede İslam öncesi arkeolojik eserler sergilenmektedir Bu müze çağdaş bir müze uygulaması nedeniyle 1988de "Europa Nostra" ödülüne layık görülmüştür
Betonarme olarak inşa edilen yapının ön cephesi ahşap kaplıdır Yan taraf ise, ahşap taklidi mermer sıvalıdır Bu önlem yangın tehlikesine karşı alınmıştır Önden üç, arkadan zemin dahil dört kat olan binanın giriş katında, çok amaçlı bir salon ve konservasyon laboratuvarı bulunmaktadır
Ana ve ara katlarda, kronolojik bir sıra içinde, arkeolojik eserler sergilenmektedir Sergileme alanı toplam 625 m2 dir Girişteki salon Afyon beyazı, merdivenler ve sergi salonlarının zemini siyah Adapazarı mermeri ile kaplıdır Sergi salonları gün ışığına kapatılmış ve vitrinler, çağdaş bir aydınlatma ile modern bir müze hüviyeti kazanmıştır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Çarşamba hariç her gün 1000-1700 saatleri arasında

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



Sakıp Sabancı Müzesi



Telefon:0212 277 22 00
Fax: 0212 229 49 14
E-mail: muze@sabanciunivedu
Web: http://muzesabanciunivedu
İlçe: Sarıyer
Adres: İstinye Cad No:22 Emirgan 80850 İstanbul

Emirgân Korusunu İstanbul Boğazına bağlayan tepede bulunan ve günümüzde "Atlı Köşk" adıyla tanınan yapının bulunduğu topraklar ve onun deniz kıyısındaki uzantısı olan Sahilhane 1848-84 yılları arasında sırasıyla Süleyman Refet Paşa ile eşi Fatımatüzehra Hanım, Musevi Hoca Misak, Mustafa Reşid Paşanın hanımı Adile Hanımefendi, Mısırlı "Küçük" Mehmed Ali Paşa, Mustafa Nâilî Paşa, Maksudzade Simon Bey, Hıdiv İsmail Paşa, Mısır Hükümeti ve son olarak da Hıdiv Mehmed Tevfik Paşanın mülkiyetinde olmuştur 1884 yılında Sultan II Abdülhamidin fermanıyla Maliye Hazinesince satın alınarak Karadağ Kralı I Nikolaya ihsan edilen Sahilhane, Kralın ikametgahı ve Karadağ Sefarethanesi olarak kullanılmıştır 1913 yılında çıkan bir kararla geri alınan yapı, bu defa da Sultan Mehmet Reşadın torunu Behiye Sultanın mülkiyetine geçmiştir 1925 yılında yıkılmış ve harap bir halde bulunan bu Sahilhaneyi satın alan Hıdiv İsmail Paşanın torunu Prens Mehmed Ali Hasan ise mimar Eduard de Nariye köşkün projesini çizdirmiş ve inşaat ettirmiştir Günümüzde "Atlı Köşk" olarak anılan yapı, 1944 yılında Prens Mehmed Ali Hasanın ablası Prenses İffetin kullanımına geçene kadar uzun seneler boş kalmıştır
1949 yılında İstanbulda geniş ailesi için bir yazlık ev aramaya başlayan Hacı Ömer Sabancı, çok beğendiği bu köşkü Prens Mehmed Ali Hasanın oğullarından 1951 yılında satın almıştır Hacı Ömer Sabancının Mahmud Muhtar Paşanın Modadaki Mermer Konağında yapılan müzayededen satın aldığı bronz at heykelini köşkün önüne koymasıyla bina, "Atlı Köşk" olarak anılmaya başlar
Hacı Ömer Sabancının 1966 yılında vefatından sonra, Köşk Sakıp Sabancı ve ailesi tarafından 1969-99 yılları arasında konut olarak kullanılmıştır
1998de Sabancı Üniversitesinin kırk dokuz yıl süreyle kullanımına verilen bu tarihi yapı, içindeki değerli eserler ve bahçesiyle birlikte kapılarını Haziran 2002de Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi olarak ziyarete açmıştır

Tarihi Atlı Köşk ve en ileri teknolojiyle donanarak ona eklenen yeni galeri, bu yapısıyla uluslararası düzeyde bir müze standardına kavuşturulmuş ve 3500 m2lik alan ile her türde sergilemeye uygun hale getirilmiştir
Bugün Sabancı Müzesindeki son derece değerli yazma eserler, 19 ve 20 yüzyıla ait zengin tablo koleksiyonu bu geniş sergi alanında sergilenmekte, Müze aynı zamanda yurt içi ve dışından gelen sergilere de ev sahipliği yapmaktadır
Sakıp Sabancı Müzesi, Sabancı Üniversitesinin bünyesinde yer almaktadır ve bu kimliğiyle de bir eğitim kurumu olma özelliği taşımaktadır Bu çerçevede Müzede çeşitli düzeyde eğitim programları yapılmakta, ayrıca hafta sonları müzik etkinliklerine de yer verilmekte, sürekli ve geçici sergileme ile etkinlikler, internet aracılığıyla da geniş çevrelere yansıtılmaktadır Müze özürlüler için de elverişli gezi olanaklarına sahiptir
Atlı Köşkün giriş katındaki üç oda Sabancı ailesinin köşkte yaşadığı dönemde kullandığı mobilyalar ve 18- 19 yüzyıl sanat eserleri ile döşenmiş halde, olduğu gibi korunmaktadır
Sabancı Koleksiyonunda yer alan küçük heykel, madeni eser, porselen, obje ve mobilyalardan oluşan dekoratif sanat eserleri koleksiyonu, 1940 yılında Hacı Ömer Sabancı tarafından oluşturulmaya başlanmış, 1970 yılından beri de Sakıp Sabancının büyük sevgi ve ilgisiyle zenginleşmiştir Koleksiyonda, aralarında vazoların da yer aldığı 18 ve 19 yüzyıl Çin Famille Noire, Famille Verte porselenleri, polikrom vazolar, dekoratif tabaklar bulunmaktadır Bunların yanı sıra, çok sayıda Sévres vazosunu da içeren 19 yüzyıl Fransız porselenleri ile Berlin ve Viyana atölyelerinde üretilmiş Alman porselenleri, koleksiyonun değerli parçaları arasında yer almaktadır
Ziyaret Günleri: Pazartesi günü haricinde, Salı-Çarşamba-Perşembe-Cuma 1000-1800, Cumartesi-Pazar: 1100-1800 saatleri arasında ziyarete açık
Ücret: Tam: 4000000 TL Öğrenci: 1000000 TL (İndirim; Öğrenciler, Sabancı Üniversitesi Mensupları, 60 Yaş Üzeri Ziyaretçiler için geçerlidir)

Şehir Müzesi



Telefon:0212 258 53 44
İlçe: Beşiktaş
Adres: Barbaros Bulvarı Yıldız / Beşiktaş
Osmanlı İmparatorluğunun dördüncü büyük sarayı olan Yıldız Sarayının Güzel Sanatlar binasında 1988 yılından beri hizmet vermektedir
Müzenin kuruluş tarihi 1939 yılına kadar inmektedir Beyazıttaki Belediye Kütüphanesinde açılan müze, 1945 yılından sonra Saraçhanede bulunan Gazanfer ağa medresesinde Belediye Müzesi adı ile hizmet vermeyi sürdürmüştür
1988de Yıldız Sarayına taşınan ve Şehir Müzesi adıyla yeniden hizmete açılan müze, sergileme alanı olarak düzenlenen, iki katlı uzun salondan oluşmaktadır İstanbul kenti için önemli bir müze niteliğini taşıyan Şehir müzesinin koleksiyonunda genellikle 18 ve 19 ncu yüzyıla tarihlendirilen etnografik ve tarihsel nitelikteki eserler bulunmaktadır
Osmanlı dönemi İstanbulunun sosyal hayatını yansıtan bu eserler, tablolar, yazı-resimler ve hat levhaları, kumaşlar, Yıldız ve eser-i İstanbul damgalı porselenler, çeşitli cam eserler, yazı (hat) malzemeleri, tarikat eşya ve alemleri, mutfak eşyaları, kahve takımları, buhurdanlar, sahanlar, takılar, mahfazalar, ölçek, terazi ve ağırlıklar, mühürler, cilt kalıpları, keramik ve çiniler, Tophane lüleciliği ürünleri vb objelerden oluşmaktadır
Müzede tabloları sergilenen ressamlar Civanyan, Şevket Dağ, Henri Malla, Prieur Bardin, Mesrur İzzet, şerif Ferid, Halil Paşa, Sami Boyar, Ziya Keseroğlu, HVecih Bereketoğlu, İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Feyhaman Duran, Kemal Zeren, Zeki Kocamemi, Ferruh Başağa, Elif Naci, Hamit Görele, Hakkı Anlı, Şefik Bursalı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mustafa Nuri ve Haşmet Akaldır
Eserleri sergilenmekte olan hattatlar ise şunlardır : Mustafa İzzet, Sultan Abdülmecid, Mehmed Raşid, Sami Efendi, Mehmed İzzet, Hamit Aytaç, İsmail Hakkı Altunbezer, Şefik, Mahmud Celaleddin
Sergilenen diğer önemli eserler arasında IIMehmed, IIOsman, 1Mahmud tuğralı fermanlar, Tophane lüleleri, tarikat eşyaları, İstanbulun değişik esnaf gruplarına aşt aletler, alemler,şerbet tasları ve güğümleri, 18-19 yüzyıl porselenleri ve üzerlerindeki resimler ile dikkati çeken eser-i İstanbul damgalı porselenler de bulunmaktadır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazar ve Pazartesi günleri dışında her gün 0930 - 1630 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



Tanzimat Müzesi



E-mail: tanzimatmuze@ibb-kutuphanegovtr
İlçe: Sirkeci
Adres: Gülhane Parkı, Sirkeci
1952 yılında Ihlamur Kasrında açılmış olan müze, 1969 yılında Yıldız Parkı içinde bulunan Çadır Köşküne, 1983 yılında ise Tanzimat Fermanının okunduğu Gülhane Parkı içindeki binasına taşınmıştır Müzede 1839 - 1876 yılları arasındaki Batılılaşma hareketlerine ait belge ve eşyalar sergilenmektedir
Ziyaret Gün ve Saatleri: Her gün 900 - 1700 saatleri arasında açıktır

Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi



Telefon:0212 527 58 51
İlçe: Beyazıt
Adres: Beyazıt Meydanı 34490, Beyazıt
Beyazıt Meydanındaki Beyazıt Medresesidir Müze ilk olarak 1968 yılında Sultan Selim Medresesinde Türk Yazı Sanatları Müzesi ismiyle açılmış, bugünkü binasına ise 1984te taşınmıştır
Birçok ünlü hattata ve hattat padişahlara ait hatlar, levhalar, tuğralar ve Kuranlar türlerine göre tasnif edilmiş olarak medresenin küçük odalarında sergilenmektedir
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazar ve Pazartesi günleri haricinde her gün 0830-1200 ve 1300-1630 saatleri arasında gezilebilir
Ücret: Tam: 1000000-TL, Öğrenci: Ücretsiz

Türk ve İslam Eserleri Müzesi



Telefon:0212 518 18 05
Fax: 0212 518 18 07
İlçe: Sultanahmet
Adres: İbrahim Paşa Sarayı, At Meydanı, Sultanahmet
Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, Türk ve İslâm sanatı eserlerini topluca kapsayan ilk Türk müzesidir 19 yüzyılın sonunda başlayan kuruluş çalışmaları, 1913 yılında tamamlanmış ve müze, Mimar Sinanın en önemli yapılarından biri olan Süleymaniye Camii külliyesi içinde yer alan imaret binasında 1914de "Evkaf-ı İslâmiye Müzesi" (İslâm Vakıfları Müzesi) adı ile ziyarete açılmıştır Cumhuriyetin ilanından sonra ise "Türk ve İslâm Eserleri Müzesi" adını almıştır
Müze, Süleymaniye imaret binasından 1983 yılında, bugün içinde bulunduğu İbrahim Paşa Sarayına taşınmıştır 16 yüzyıl Osmanlı sivil mimarî örneklerinin en önemlilerinden olan İbrahim Paşa Sarayı, Roma Dönemine uzanan tarihî hipodromun kademeleri üzerinde yükselir Kesin yapılış tarihi ve nedeni bilinmeyen bu bina, 1520de Kanuni Sultan Süleyman tarafından kendisine 13 yıl sadrazamlık yapacak olan İbrahim Paşaya hediye edilmiştir
Tarihlerin Topkapı Sarayından daha büyük ve görkemli olduğunu yazdığı İbrahim Paşa Sarayı, pek çok düğün, şenlik ve kutlamanın yanı sıra, karışık dönemler ve isyanlara da sahne olmuş, İbrahim Paşanın 1536da öldürülmesinden sonra da aynı adla anılmış, başka sadrazamlarca da kullanılmış, kışla, elçilik sarayı, defterhane, mehterhane, dikimevi ve cezaevi gibi işlevler yüklenmiştir
Dört büyük iç avlu çevresinde yer alan saray, çoğu ahşap olan Osmanlı sivil yapılarının aksine, taştan yapılmış olması nedeniyle, yüzyılımıza tümüyle ulaşabilmiştir ve 1966-1983 yılları arasında onarılarak, Türk ve İslâm Eserleri Müzesinin yeni binası olarak bir anlamda yeniden doğmuştur Bugün müze olarak kullanılan bölüm, sarayın tüm Osmanlı minyatürlerinde ve Batılı sanatçıların gravür ve tablolarında karşımıza çıkan büyük merasim salonu ve onu çevreleyen bölüm ile 2 avlusudur
Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, 1984 yılında Avrupa Konseyi Yılın Müzesi Yarışması Jüri Özel Ödülünü, 1985 yılında da Avrupa Konseyi-Unesco tarafından çocuklara kültür mirasını sevdirme konusundaki çalışmalarından ötürü verilen ödülü almıştır
Konusunda dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, kırk bin eseri aşan koleksiyonu ile, İslâm sanatının hemen her döneminden ve her türünden seçkin eserlere sahiptir
Halı Bölümü
Halı sanatının dünyadaki en zengin koleksiyonunu oluşturan halı bölümü ayrı bir önem taşımış ve müzenin uzun yıllar bir "Halı Müzesi" olarak ünlenmesine neden olmuştur Müze, yalnızca Türkiyenin değil, dünyanın en zengin halı koleksiyonuna sahiptir Ender Selçuklu halılarının yanı sıra, 15 yüzyıla ait seccade ve hayvan figürlü halılar, 15-17 yüzyıllar arasında Anadoluda üretilen ve Batıda "Holbein Halısı" olarak anılan geometrik desenli ya da kûfî yazıdan esinlenen halılar bu bölümün en değerli parçalarını oluşturur
İran ve Kafkas halıları, ünlü Uşak ve saray halı örnekleriyle zenginleşen Türk ve İslâm Eserleri Müzesi halı koleksiyonu bugün dünyada halı sanatı üzerine ciddi bir inceleme yapmak isteyenlerin başvurmaları gereken bir kaynaktır
El Yazmaları ve Hat Sanatı Bölümü
7 yüzyıldan 20 yüzyıla uzanan Türk ve İslâm Eserleri Müzesi yazma koleksiyonunun büyük bir bölümünü oluşturan Kuran-ı Kerimler Müslümanlıkın yayıldığı geniş coğrafi bölgelerden gelmektedir
Emevî, Abbasî, Mısır ve Suriye Tulunoğulları, Fatımî, Eyyubî, Memlûk, Moğol, Türkmen, Selçuk, Timurî, Safavî, Kaçar ve Anadolu Beylikleri ile Osmanlı hat sanatının yaratılarının bir arada izlenebildiği ender koleksiyonlardandır
Elyazmaları arasında, Kuranların dışında, çeşitli konularda yazılmış (bazıları resimli) kitaplar, gerek konuları, gerek yazı stilleri, gerek ciltleri bakımından ilgi çekicidir
Osmanlı sultanlarının tuğralarını taşıyan fermanlar, beratlar, herbiri bir sanat eseri niteliğindeki tuğralar, Türk ve İran minyatürlü yazmaları, divanlar Türk ve İslâm Eserleri Müzesini, bu alanda da, dünyanın önemli müzelerinden biri durumuna getirmektedir
Ahşap Eserler Bölümü
Bu koleksiyonun en önemli parçalarını 9-10 yüzyıl Anadolu ahşap sanatının örnekleri oluşturmaktadır
Anadolu Selçukluları ve Beylikler Döneminden kalan ender parçaların yanı sıra, Osmanlı Döneminin sedef, fildişi, bağa işlemeli ahşap eserleri, kakma sanatının eşsiz örnekleri, Kuran cüzü muhafazaları, rahleler, çekmeceler bu zengin koleksiyonun ilgi çekici parçalarıdır
Taş Sanatı Bölümü
Emevî, Abbasî, Memlûk, Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait, kimi motifli kimi figürlü, ama hemen hepsi yazılı taş eserler Türk ve İslâm Eserleri Müzesinde bir araya getirilmiştir Selçuklu Dönemi taş sanatının ender ve seçkin örnekleri, av sahneleriyle, sphenks, griphon, ejder gibi masal yaratıklarının yer aldığı figürlü mezar taşları, kûfî yazılı erken dönem taş eserler, Osmanlı hat sanatının bir uzantısı olan değişik üsluplarda yazılmış kitabeler gerek nitelik, gerek nicelik açısından önemlidir
Keramik ve Cam Bölümü
1908-14 yılları arasında yapılan kazılarda bulunmuş keramik eserlerin ağır bastığı bu koleksiyonda Samarra, Rakka, Tel Halep, Keşan kaynaklı olanlar başta gelmektedir
Böylece Erken-İslâm Dönemi keramik sanatının aşamalarını Türk ve İslâm Eserleri Müzesi koleksiyonunda izlemek mümkündür Anadolu Selçuklu ve Beylikler Dönemine ait, mozaik, mihrap ve duvar çinisi örnekleri ile Konya Kılıçaslan Sarayı alçı süslemeleri koleksiyonun bir başka önemli bölümünü oluşturmaktadır Osmanlı çini ve keramik sanatı örnekleri, yakın dönem Kütahya ve Çanakkale seramikleri ile noktalanmaktadır
Cam koleksiyonu ise, 9 yüzyıl İslâm cam sanatı örnekleriyle başlayıp, 15 yüzyıl Memlûk kandillerini, Osmanlı Dönemi cam sanatı örneklerini kapsamaktadır
Maden Sanatı Bölümü
Büyük Selçuklu İmparatorluğu dönemine ait, tarihli ender örnekler Anadolu Selçuklu döneminden havan, buhurdan, ibrik, ayna, dirhemlerle başlayan Türk ve İslâm Eserleri Müzesi Maden Sanatı Koleksiyonu, Cizre Ulu Camii kapı tokmakları ve İslâm maden sanatı alanında önemli bir yeri olan burç ve gezegen sembolleriyle bezeli figürlü 14 yüzyıl şamdanlarıyla önemli bir koleksiyon oluşturmaktadır
16 yüzyıldan başlayıp, 19 yüzyıla ulaşan Osmanlı maden sanatı örnekleri arasında ise gümüş, pirinç, tombak, murassa (değerli taşlarla süslü) sorguç, kandil, gülabdan, buhurdan, leğen ve ibrikler yer almaktadır
Etnografya Bölümü
Uzun yıllar boyunca toplanan etnografik parçalar, Türk ve İslâm Eserleri Müzesinin

İbrahim Paşa Sarayına nakliyle sergilenme olanağını bulmuştur
Müzenin en genç bölümü olan bu koleksiyonda, Anadolunun çeşitli bölgelerinden toplanmış halı-kilim tezgâhları, dokumalar, yün boyama teknikleri, halk dokuma ve işleme sanatı örnekleri, yöresel zenginlikleri içinde kostümler, ev eşyaları, el sanatları, el sanatı aygıtları, göçer çadırları kendilerine özgü mekânlar içinde sergilenmektedir
Web:wwwtiemorg Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazartesi hariç 0900 - 1700 saatleri arasında
Giriş Ücreti: Tam: 4 YTL İndirimli: 2 YTL

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



Uluslararası UFO Müzesi



Telefon:0212 252 86 46 / 0212 252 86 82
Fax: 0212 252 87 07
E-mail: info@siriusufoorg
Web: http://wwwsiriusufoorg
İlçe: Beyoğlu
Adres: İstiklal Caddesi Büyükparmakkapı Sokak No:14 Kat:1-2 Beyoğlu
Dünyada, Amerika, Japonya ve İngilterede olmak üzere sadece üç yerde bulunan "Uluslararası UFO Müzesi"nin dördüncüsü İstanbulda açıldı Orta ve Doğu-Avrupa, Balkanlar ve Ortadoğunun da ilk uluslararası UFO müzesi olma özelliğini taşıyan müze, tüm dünyada bu konuyla ilgili araştırma yapan yüzlerce kurum ve kuruluşun data ve arşiviyle de destekleniyor
Uluslararası UFO Müzesi üç ayrı birimden oluşmaktadır: Müze ve Sergi Bölümü, Kütüphane, Video-VCD-DVD İzleme ve Toplantı Odası
Müze ve Sergi Bölümü: Bu bölümde tüm "UFO ve Dünya Dışı Zeki Yaşam Gerçeği" ile ilgili olaylar ve bilgiler; dünya UFO tarihçesi, arkeolojik kalıntılar ve yazıtlarla ilgili bilgi ve canlandırmalar, NASAnın gizlediği olaylar ve fotoğraflar, Mars Dosyası ve gizlenenler, 51 Bölge ve gizli üsler, önemli üniversite ve kurumların araştırma raporları, analiz sonuçları, Crop Circles (Ekin arazilerindeki şekiller), Animal Mutilation (hayvan kaçırma ve mutasyon olayları), Abduction (insan kaçırılma ve deney) olayları, Roswell, Aztec, Varginha gibi uçan daire düşme olayları, gizli resmi belgeler, üst düzey askeri ve sivil yetkililerin, eski devlet başkanlarının, senatörlerin itirafları ve belgeleri, varlık tipleri, uçandaire tipleri, Türkiye ve dünya ülkeleri UFO raporları ve önemli UFO olayları, yerli yabancı gazete-dergi arşivleri ve daha birçok konu ayrı ayrı bölümlerde fotoğraf, resim ve belgelerle, Türkçe ve İngilizce metinlerle açıklamalı olarak sergilenmekte ve ziyaretçilerin bilgisine sunulmaktadır
Ayrıca, yine müze içinde yedi ayrı bölümde; UFO Gerçeğini gözler önüne seren arkeolojik kalıntıların modelleri, Roswellde düşen uçandaire olayının temsili ve uzaylılara yapılan otopsi, kaçırılan bir dünyalıya uzaylılar tarafından yapılan bir deneyin temsili, gözlem raporlarına dayalı çeşitli uzaylı varlık tipleri ve yine gözlem raporlarına ve fotograflara dayalı çeşitli uçan daire modelleri maket ve heykellerle açıklamalı olarak özel bölmelerde sergilenmektedir
Kütüphane: UFOlar, uçan daireler, Dünyadışı Zeki Yaşam ve Evren ile ilgili bilgi edinmek ve araştırma yapmak isteyenler, okuma masalarının da yer aldığı, bu konularla ilgili yerli ve yabancı 1000nin üzerinde kitaptan oluşan kütüphaneden yararlanabilirler
Video-VCD-DVD İzleme ve Toplantı Odası: Konuyla ilgili 550 saatin üzerindeki Türkçe ve İngilizce video ve görüntü arşivinde yer alan belgeseller ile "UFO Gerçeği" programlarının ve uluslararası kongrelerin kasetleri, video izleme odasında ziyaretçilerin hizmetine sunulmuştur Ayrıca müzede belirli periyodlarla, konularla ilgili olarak yerli ve yabancı misafir konuşmacılar tarafından çeşitli konferans ve seminerler düzenlenmektedir Ayrıca müzede duvar panolarıyla konularla ilgili dünyadaki önemli en son gelişmeler ve haberler duyurulmakta, ziyaretçilerin bu önemli konuda bilgilenmeleri sağlanmaktadır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Her gün 1100-2000 saatleri arasında açıktır

Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi

Telefon:0212 252 47 00
Web: http://wwwykykulturcomtr
İlçe: Beyoğlu
Adres: İstiklal Caddesi No: 285 Beyoğlu
1977 yılına kadar Yapı Kredi Bankasının tüm kültür ve sanat etkinliklerini yönlendiren Vedat Nedim Törün adını taşıyan müze 1992de kuruldu Müze 1950li yıllardan itibaren Yapı Kredi Bankası bünyesinde oluşturulan sikke, madalya, işleme, kumaş, yazma, tombak, tespih, Karagöz oyunu gibi koleksiyonlara sahiptir Müzenin 55000 parçadan oluşan sikke koleksiyonu, kendi alanında dünyanın üçüncü büyük koleksiyonudur Kendi koleksiyonlarının yanı sıra özel koleksiyonerlerin yapıtlarının da tematik bir bütünlük içinde dönüşümlü olarak sergilendiği Müzede her yıl dört büyük sergi açılmakta, bu sergilere bilimsel kataloglar eşlik etmektedir Ücretsiz gezilebilen Müze, ayrıca araştırmacı ve koleksiyonerlere danışmanlık ve ekspertiz hizmeti de vermektedir
Sikke Koleksiyonu: Müzenin eski eser koleksiyonunun en önemli bölümü, MÖ 6 yüzyıldan günümüze kadar çeşitli uygarlıkların kullandığı paralardan oluşan 55000 parçalık sikke koleksiyonudur Koleksiyon, ülkenin en büyük ve titiz koleksiyonerlerinden alınan parçalarla zenginleştirilmiştir Ağırlıklı olarak Emevi, Abbasi, Memluk, İlhanlı, Selçuklu, Osmanlı gibi İslam ülkeleri paralarından oluşan koleksiyonda Halife Abdülmelik tarafından 696 yılında bastırılan Emevi sikkesi, dünyada bilinen iki örnekten biri olarak yer almaktadır Müze koleksiyonunda bulunan Grek, Roma, Bizans sikkeleri de hacim ve nitelik bakımından azımsanmayacak önemdedir
Etnografik Eser Koleksiyonları: Vedat Nedim Tör Müzesi koleksiyonlarında işlemeler, Türk kumaşları, tombaklar, gümüş eserler, tespihler gibi gündelik yaşamda kullanılan eşyalardan oluşan etnografik eserler de önemli yer tutmaktadır Bunlardan Türk işleme sanatının tüm inceliklerinin yansıdığı işleme koleksiyonu 500 parçadan; 18 ve 19 yüzyıllarda Türkiyedeki küçük atölye ve fabrikalarda dokunan kumaş eserlerden oluşan koleksiyon ise 190 parçadan oluşmaktadır Yörük kilimleri ve heybeleri, çoraplar ve kolonlar, iğne oyası ve tığ işi keseler işleme ve kumaş koleksiyonlarının tamamlayıcı parçalarıdır Ayrıca koleksiyonda eşine az rastlanır özellikteki tombaklardan da 50 parça bulunmaktadır Organik ve inorganik maddelerden yapılmış çok sayıda örneği içeren tespih koleksiyonunda, amber ağacından pelesenke, fildişinden mercana, altın ve zümrütten kehribar ve inciye kadar 300e yakın tespih vardır Müzenin diğer bir koleksiyonu, yüzyıl başının gölge oyunu dalında en renkli temsilcilerinden biri sayılan Ragıp Tuğtekinin (1892-1973) tamamlanmış Karagöz figürleridir Karagöz tekniğini ve oyunlarını anlatan son derece değerli iki yazma bu koleksiyonu bütünlemektedir
Özel Atatürk Bölümü: Müze koleksiyonları arasında, Mustafa Kemal Atatürke ait bazı evrak ve özel eşyanın ayrıcalıklı bir yeri vardır Atatürkün annesine, kardeşine, Falih Rıfkı Ataya yazdığı elyazısı mektuplar, saati ve Ürdün Kralının armağanı müzikli sigara kutusu manevi değerleriyle paha biçilmez nitelikte eserlerdir Ayrıca 40000 fotoğraftan oluşan, Atatürkü ve dönemini ele alan bir fotoğraf koleksiyonu da bu bölümde yer almaktadır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Hafta içi 1000-1900, Cumartesi günleri 1000-1800, Pazar günleri 1300-1800 saatleri arasında açıktır
Ücret: Müzeye giriş ücreti alınmamaktadır

Yedikule Hisarı



Telefon:0212 585 89 33
İlçe: Topkapı
Adres: Kule Meydanı No: 4 Yedikule
İstanbulun önemli mimari eserlerinden biri olan Yedikulehisarı veya kısaca Yedikule, şehrin kara surlarının güneyinde, kendi adıyla anılan semtte Hisarlar Müzesi Müdürlüğüne bağlı bir birimdir
Hisar İmparator II Theodosios (408-450) Devrinde yapılan kara tarafı Bizans şehir surlarının en önemli girişi ve ayrıca Bizans tarihinde önemli bir yeri olan Altın Kapı (=Porta Aurea) arkasına bir ek inşası ile İstanbulun fethinden dört yıl sonra, 1457-1458 tarihinde Sultan II Mehmed (Fatih) tarafından bir iç-kale olarak yaptırılmıştır Böylece Bizans ve Osmanlı Çağı yapıları biraraya gelmiştir
Yedikulehisarının surları beş köşeli bir yıldız biçimindedir
Şehir tarafında tek bir kapı bulunmaktadır Surların bitişiğine hiçbir yapı ilave edilmemiştir
Hisardaki garnizonda bir dizdar (kale muhafızı), dizdar yardımcısı, 6 subay ve 50 asker bulunuyordu Kale içinde bir dizdar evi ile 12 nefer evi de mevcuttu Hisar içinde günümüze ulaşmayan barınak ve depoların izi bile kalmamıştır Yalnız avlu ortasında yer alan ve 1905 yılına kadar ayakta kalabilen mescidin minaresinden bir bölüm ile önündeki çeşme görülebilir Bu mescidin bir de mahallesi vardı ki, XVIIyüzyıla ait bir resimde görülebilen bu mahallenin de ne zaman ortadan kalktığı bilinmemektedir
Yedikulenin bahçesinde taş top güllesi, mermer sütun başlığı, sütun parçası ve pişmiş toprak küp gibi toplam 17 parça eser açık-teşhirde yer almaktadır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Özel izinle girilebilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



Yerebatan Sarnıcı Müzesi

Telefon:0212 522 12 59
İlçe: Sultanahmet
Adres: Yerebatan Caddesi No: 13 34410 Sultanahmet
Sultanahmette bulunan Yerebatan Sarnıcı, 542 yılında Bizans İmparatoru Justinyen tarafından At Meydanının diğer tarafında bulunan Büyük Sarayın su ihtiyacını karşılamak üzere yaptırılmıştır
Fetihten sonra yaklaşık yüzyıl süreyle sarnıcın varlığı fark edilmemiş; ancak bodrumlarında su biriktiren ve deliklerden sepet sarkıtarak balık tutan insanların varlığının anlaşılmasıyla keşfedilmiştir
Osmanlı döneminde onarılarak kullanılan sarnıcın giriş kısmındaki evler 1940larda belediye tarafından istimlak edilerek, giriş için düzenli bir bina yapılmıştır
1985-1988de Büyükşehir Belediyesi geniş ölçüde bir temizlik ve onarımdan geçirilen sarnıçtaki su ve dipteki çamur birikintisi boşaltılmış, temizlenmiş, batıdaki ucuna kadar uzanan bir iskele yapılmış, ayrıca kuzeydoğu köşeye de bir platform inşa edilmiştir
Yerebatan Sarayı olarak adlandırılan sarnıç içten 145 metre uzunluğunda 65 metre genişliğindedir Yaklaşık 9800 metrekarelik bir alanı kapsamaktadır
Her bir dizide 28 tane olmak üzere 12 sıra sütun tuğla kemerleri ve bunların desteklediği tonozları taşır Toplam sayıları 336 olan sütunlardan 8i kuzey bölümde örme kılıf içine alınmış, güneybatıda 37 sütun, etraflarını çeviren bir dolgu duvarın içinde kalmıştır
Son restorasyonda içi kuru olmasına rağmen sarnıca tekrar su geldiğinden bugün hala 1-2 m arasında su bulunmaktadır
Ziyaret Gün ve Saatleri: Haftanın yedi günü Kış aylarında: 0900-1730, Yaz aylarında: 0900-1800 saatleri arasında gezilebilir

Yıldız Sarayı Müzesi



Telefon:0212 258 30 80
Fax: 0212 258 30 85
İlçe: Beşiktaş
Adres: Barbaros Bulvarı Yıldız Parkı Beşiktaş
Yıldız Sarayı, Beşiktaş Yıldız Tepesinde Türk Osmanlı Saray mimarisinin en son örneğini oluşturan yapı gruplarındandır Sarayın bulunduğu "Hazine-i Hassa"ya kayıtlı bu arazi Kanuni Sultan Süleyman döneminden beri padişahlar tarafından av sahası olarak kullanılmaktaydı Bu araziye ilk kasrı yaptıran Sultan I Ahmettir (1603-1617) Sultan IV Murat da (1617-1640) avlanmaya geldiği zaman bu kasırda istirahat ediyordu XVIII yüzyıl sonunda, Sultan III Selim (1789-1087) validesi Mihrişah Sultan için buraya başka bir kasır yaptırmış ve bu kasra "Yıldız" ismi verilmiştir Sultan Selim sarayın iç bahçesinde Rokoko stilinde bir de çeşme yaptırmıştır Sultan III Selimden sonra tahta çıkan Sultan II Mahmutda (1808-1839) Yıldız bahçesinde düzenlenen ok atışlarını ve güreş oyunlarını seyretmek için buraya gelirdi Bu padişah, 1834-1835 yıllarında burada bir köşk yaptırarak etrafını da bir bahçeyle düzenletmişti 1826da Yeniçeri Ocağını ortadan kaldıran Sultan II Mahmut "Asakir-i Mansure-i Muhammediye" adıyla yeni kurulan ordunun Yıldız bahçesinde yaptığı talimleri bizzat buradan denetlerdi Oğlu Sultan Abdülmecit (1839-1861) bu köşkleri yıktırarak, 1842 yılında daha güzel bir uslupta olan "Kasr-ı Dilküşa" isimli köşkü annesi Bezm-i Alem Sultan için yaptırmıştır Genellikle yaz aylarında Yıldız Köşküne oturmaya gelen Sultan Abdülaziz (1861-1876) ise, Balyan ailesi mimarlarına Büyük Mabeyn Köşkünü inşa ettirmiştir Daha sonra da, dış bahçe denilen kısma Malta ve Çadır köşklerini, asıl saray kısmına ise Çit Kasrını ekletmiştir Sultan Abdülazizin tahttan indirilmesinden sonra Sultan V Murat (1876), 92 gün süren saltanat günlerinde Yıldız Sarayında oturmuştur Sultan Muratın akli rahatsızlığı nedeniyle tahtan indirilmesinden sonra, kardeşi Sultan II Abdülhamidin (1876-1909) 33 yıllık saltanat devri başlar Sultan II Abdülhamid; amcası Sultan Abdülazizin ve ağabeyi Sultan V Muratın birbirini takip eden ikametlerine sahne olan Dolmabahçe Sarayının deniz kıyısında bulunması ve bu sarayın denizden kuşatılması ihtimalini göz önünde bulundurarak, 7 Nisan 1877de Yıldıza taşınmıştır Saray asıl yapılaşmasına bu padişah döneminde başlamış ve buraya Yıldız Sarayı Hümayunu ismi verilmiştir Sultan Abdülhamid zamanında, civardaki arazi de alınmış, şimdi Yıldız Parkı denilen, dış bahçe genişletilmiş ve büyük ölçüde imar çalışmalarına da girişilmiştir Bu durumuyla saray, bahçeleriyle beraber 80 dönümlük bir araziye yayılmıştır Saray, sultanlar ve şehzadeler tarafından ikametgâh olarak kullanılan ve resmi görevlilere tahsis olunan köşklerden başka, tiyatro, müze, kitaplık, eczane, hayvanat bahçesi, mescit, hamam, tamirhane, marangozhane, demirhane, kilithane gibi çeşitli binaları da kapsıyordu Sarayın hemen dışında Birinci Orduya bağlı hassa tümeninin askerleri bulunmaktaydı Sultan II Abdülhamidden sonra yerine geçen, Sultan Mehmet Reşat (1909-1918), Hususi Daire denilen köşkün "Dört Mevsim Salonunda" ameliyat edilmiştir 3 Temmuz 1918de ölümünden sonra, Sultan VI Mehmet Vahidettin (1918-1922) padişah olmuştur Daha çok Dolmabahçe Sarayında ikamet eden, Sultan Vahidettin zaman zaman Yıldız Sarayını da kullanmıştır Uzun süre Harp Akademileri binası olarak kullanılan saray, 1978 yılında, Kültür Bakanlığına devredilmiş ve daha sonra Yıldız Sarayı Müdürlüğüne tahsis edilmiştir Sarayda ilk müzeleştirme çalışmaları 1994 yılında gerçekleştirilebilmiştir 6 Ocak 1994 tarihinde Saray Tiyatrosu ve yeniden düzenlenen Sahne Sanatları Müzesi, 8 Nisan 1994de ise Yıldız Sarayı Müzesi ziyarete açılmıştır
Yıldız Sarayı Müzesi:
Sarayın ihtiyacı olan mobilyalar Sultan II Abdülhamidin emri ile yaptırılmış olan marangozhane binasında bulunmaktadır Marangozluğa çok meraklı olan ve kendi yaptığı bir çok el oyması eserle tanınan Sultan II Abdülhamid marangozhaneye özel bir önem vermiştir Müzede sergilenen eserler genellikle saraya aittir Sergilemede Sultan II Abdülhamidin kişisel eşyaları, kendisine armağan edilen eser niteliğindeki objelerden başka müzenin eski marangozhanede olmasından dolayı ahşap eserlere ve Yıldız Porselen Fabrikası ürünlerine de yer verilmiştir
Yıldız Sarayı Tiyatrosu ve Sahne Sanatları Müzesi:
Müzeleştirilen ikinci bina, günümüze ulaşabilen tek Saray Tiyatrosudur Sultan II Abdülhamid tarafından 1889 yılında yaptırılmıştır Restorasyon çalışmaları tamamlanan bu yapı, bitişiğinde bulunan Gedikli Cariyeler binasıyla birlikte Tiyatro ve Sahne Sanatları Müzesi olarak düzenlenerek ziyarete açılmıştır Tiyatro Müzesinin bir bölümünde de kullanıldığı devre ait orijinal kostümlerin sergilendiği bir seksiyon oluşturulmuştur Sahne Sanatları Müzesinde ise, halen geleneksel ve batı etkisinde gelişen tiyatro tarihine ait ve arşiv değeri taşıyan belgeler ile ünlü sanatçılara ait bazı kişisel eşyalar sergilenmektedir Böylece, çekirdeği oluşturan müzeler devredilecek ve satın alınacak yeni eserler ile daha da zenginleşecektir
Ziyaret Gün ve Saatleri: Salı hariç 0930-1630 saatleri arasında


Alıntı Yaparak Cevapla

İstanbul'daki Müzeler...

Eski 11-04-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul'daki Müzeler...



Türkiye Yazarlar Sendikası Edebiyat Müzesi ve Yazın Belgeliği

İlçe: Beşiktaş
Adres: Yıldız Sarayı Arabacılar Dairesi, Beşiktaş
Kültür Bakanlığının desteğiyle Türkiye Yazarlar Sendikasınca (TYS) kurulan TYS Edebiyat Müzesi ve Yazın Belgeliği, Yıldız Sarayı Arabacılar Dairesinde açıldı TYS Edebiyat Müzesi ve Belgeliği, belgelik ve kitaplık olarak iki bölüm Belgelik bölümünde, sanatçıların belge değeri taşıyan yapıtları,mektup ve çalışmaları, bilgisayara yüklenmiş fotoğrafları ve yapıtları; kitaplık bölümünde araştırma kitapları, ansiklopedi, sözlük, antoloji ve derlemeler, yazarlar üzerine tezler, eleştiri ve deneme kitapları var Ayrıca özel imzalı bazı kitaplar ve dergiler de bulunuyor

Havacılık Müzesi

Telefon:0212 663 24 90 / 2216
İlçe: Yeşilyurt
Adres: Hava Harp Okulu Komutanlığı, Yeşilyurt
İlk havacılık müzesi, 1971 yılında İzmir Cumaovası sivil hava alanında ziyarete açılmış ve 1978 yılına kadar burada kalmıştır 1974te müzenin İstanbula taşınması gündeme gelmiş ve gerekli girişimler başlatılmıştır Müze, 1985 yılında Yeşilköyde ziyarete açılmıştır O günden başlayarak yapılan çalışmalarla bugünkü modern tesisler kazanılmıştır
12000 metrekare açık ve 3000 metrekare kapalı alan üzerinde sergilenen uçaklar arasında uçabilenler olduğu gibi, dünyada eşi kalmadığı için antika değerine sahip 1930lu yıllara ait uçaklar da bulunmaktadır Ayrıca Türk havacılık tarihi ile ilgili değerli eşya, maket, fotoğraf ve tarihi belgelerin de bulunduğu kapalı mekanların dışında açık mekanda da jet savaş uçakları, kargo ve savaş uçakları, helikopterler, uçaksavar, füze ve radar sergilenmektedir Müzede ayrıca 50 kişilik modern sinema ve konferans salonu, uçak maketleri ve hatıra eşya satışının yapıldığı hatıra eşya satış reyonu, yazlık ve kışlık kafeterya bulunmaktadır
Müze tarafından her yıl, açılış tarihi olan 16 Ekimi kapsayan haftada, "Türkiye Plastik Model Uçak Yarışması" düzenlenmektedir Müzeyi gezenler, çağdaş müzecilik anlayışıyla yaratılan ortamda dünya ve Türk havacılığının geçirdiği aşamaları izleyebilirler
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazartesi ve Salı günleri kapalıdır Diğer günlerde 900-1630 saatleri arasında gezilebilir

Florence Nightingale Müzesi

Telefon:0216 343 73 10
Fax: 0216 333 10 09
İlçe: Üsküdar
Adres: Selimiye Kışlası, Üsküdar
Kırım Savaşı sırasında Askeri Hastane haline getirilen ve İngiliz hemşire Florence Nightingalein de görev aldığı tarihi Selimiye Kışlasının kuzeybatı köşesindeki kulenin bir bölümü 1954te müze olarak düzenlenmiştir
Florence Nightingalein eşyaları, fotoğrafları, elinden hiç eksik etmediği lambası, madalyaları ve Sultan Abdülmecidin hediye ettiği bilezik müzede sergilenmektedir
Ziyaret Gün ve Saatleri: Hafta içi 0900 - 1600 arasında gezilebilir Müzeyi gezmek isteyenler ilgili faks yoluyla izin almalıdırlar
Ücret: Müzeye giriş ücreti alınmamaktadır

Eski Şark Eserleri Müzesi

Telefon:0212 520 77 40
İlçe: Sultanahmet
Adres: Osman Hamdi Bey Yokuşu, 34400 Gülhane-Sultanahmet
Arkeoloji Müzelerine bağlıdır Halil Eldem Bey tarafından 1917 yılında düzenlenerek hizmete açılmıştır
Eski Mezopotamya, Yunan öncesi Anadolu, Eski Mısır ve İslamiyet öncesi Arabistan Kültürüne ait 15000 kadar arkeolojik eser sergilenmektedir Binanın giriş merdiveninin iki yanında MÖ IXyüzyıla ait Zincirlide bulunmuş iki aslan heykeli yer alır Salonlarda sırasıyla; Asur, Sümer, Akat, Babil ve Part uygarlıklarına ait eserler, Eski Mısır eserleri, İslamiyet öncasi Arabistan eserleri ve çivi yazılı belgeler kolleksiyonu sergilenmektedir
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazartesi günü dışında her gün 0930-1700 saatleri arasında gezilebilir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.