10-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Divan Edebiyatı'nda Nazım Birimi
Divan Edebiyatı'nda nazım birimi
Bir Osmanlı bahçe eğlencesi: şâir, misâfir ve sâki betimlemesi 16 yüzyıl, Dîvân-ı Bâkî`den Nazım sözlük anlamıyla "sıra", "düzen" demektir Ama Divan edebiyatında nazım dendiğinde şiir anlaşılır Divan edebiyatı, daha çok şiir türünde örnekler içerir ve düzyazı ürünler azdır Divan şiiri, kurallarını Arap ve İran edebiyatından alan aruz ölçüsüyle yazılmıştır Bunun yanında Nedim ve Şeyh Galip gibi bazı şairlerde hece ölçüsüyle yazılmış şiirlere de rastlamak mümkündür Divan şiirinde daha çok Kur'an, Muhammed'in sözleri olan hadisler, peygamber ve kutsal kişilere ilişkin öyküler, tasavvufun ortaya attığı sorular, ünlü bir İran efsanesini konu alan Şehname gibi konular işlenmiştir Bu şiirlerde Türk kültürüne ilişkin ögelerden de yararlanılmıştır
Divan şairi bu konuları, aruz ölçüleri içinde ve çok yaygın biçimiyle beyitlerle yazmıştır Tek satırdan oluşan dize ya da mısra, genelde şiirin en küçük birimidir Divan şiirinde ise en küçük birim beyitten, yani iki mısradan oluşur Sözcük olarak beyit "ev" anlamına gelir Mısra' ise, çift kanatlı bir kapının kanatlarından her birine verilen addır
Aruz ölçüsünde açık ve kapalı heceler çeşitli kalıplarda, kendilerine özgü bir düzen içinde sıralanır Şairler eserlerini yazarken seçtikleri kalıba mutlaka uymak zorundadır Aruz, esas olarak hecelerin uzunluğu ve kısalığı temeline dayanan bir şiir ölçüsüdür Aruz ölçüsünü bir öğreti biçiminde ilk olarak ortaya koyan ünlü Arap dilcisi İmam Halil bin Ahmed'dir Aruz ölçüsü, Arap, Türk, Fars, Afgan, Pakistan ve kısmen Hint edebiyatında kullanılmıştır Türklerin İslamiyet'i kabul etmelerinden sonra medrese kültürü ile yetişen şairlerin Farsça'yı edebiyat dili olarak benimsemeleri, aruzun Türk edebiyatına da girmesini sağlamıştır
Aruz ölçüsü nazım şekillerine göre değişik kalıplarda kullanılır Örneğin Rubâi nazım şekli ahreb ve ahrem adı verilen belli aruz kalıplarıyla yazılabilir Rubai'de mısralar; a+a+b+a şeklinde kafiyelidir
|
|
|