Ardahan'in Kültürü |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ardahan'in KültürüArdahan'in Kültürü Ardahan'in Kültürü HALK MUTFAĞI Anadolu'da her yörenin kendine has yemek kültürü ve damak zevki olduğunu görürüz Bu kültür yörenin coğrafi ve iklim özelliklerini üzerinde taşır Bu nedenle Ardahan'da da tarım ve hayvancılığa dayalı bir mutfak kültürü gelişmiştir Yörenin yemek kültürü ağırlıklı olarak tahıl et ve hayvansal ürünlere dayanmaktadır Tahıl ürünü olarak en çok arpa ile buğday kullanılır Kaz etinin yörede ayrı bir yeri bulunmaktadır Sığır ve ko*yun eti de yaz aylarında taze kış aylarında da kavurma olarak fazlaca tüketîlmektedir sebze cinsîn*den gıda maddelerinin başında ise patates kuru fasulye ve soğan gelir Yörenin kendine özgü birçok yemek çeşidi bulunmaktadır Bunlardan çorba olarak ayran aşı hel-le aşı ve püşrük aşını hamur işi olarak bişi mafiş kayıtma hingal kete ve katmeri tatlı olarak da baklava lokum tatlısı irmik helvası un helvası ve hasutayı sayabiliriz![]() ETLİ MANTI MALZEMELERİ:1Kilogram kıyma 2 baş soğan 2 yumurta yeteri kadar un tuz su kıymaya katmak için karabiber kimyon ve nane ![]() YAPILIŞI: Unu 2 yumurta tuz ve suyla kulak memesi kıvamından daha sert bir hamur elde edilir Üç dört pazıya bölünür Yufkalar halinde açılarak karelere bölünür Diğer tarafta kıyma baharat soğan ve tuzla hazırlanır Karelere fındık büyüklüğünde yerleştirilir Üçgen şeklinde kapatılır Bir tencerede su tuz ilave edilerek kaynatılır Kaynayan suya mantılar atılır 15-20 dakika bu şekilde pişirilir Pişen mantıları süzdürerek servis tabağına alınır Üzerine önce yoğurt sonra kızdırılmış tereyağı dökülerek servis yapılır FESELLİ MALZEMELERİ: Un su maya tuz YAPILIŞI: Malzemeler birleştirilir Yoğrularak hamur haline getirilir Kulak memesi yumuşaklığında yoğrulur Biraz bekletilir Hamur küçük küçük kesilerek künt (pazı) yapılır Oklava ile yufka halinde açılır Yufkanın içinin yağlayarak rulo halinde bükülür Tekrar yuvarlak hale getirilir Yeniden açılır istediği incelikte olabilir Sacda kısık ateşte pişirilir isteyen tekrar yağlayabilir![]() KATMER MALZEMELERİ: Un Su tuz yağ maya YAPILIŞI: Malzemeler karıştırılıp yumuşak hamur haline getirilir İyice yoğrulur 10 Dakika bekletilir Hamur küçük küçük kesilerek künt (pazı) yapılır Oklava yardımı ile ince yufkalar açılır Yufkalar tek tek yağlanarak üst üste dizilir 6 yufka dizilir rulo halinde bükülerek yuvarlak haline getirilerek tepsi büyüklüğünde elle açılır üzerine yoğurt yada yumurta sürülerek 200 derece kızgın fırına sürülür Pişmeye bırakılır Fırından çıkartılan katmer ılındıktan sonda dilim halinde kesilerek servis yapılır![]() KESME AŞI MALZEMELERİ: 1 kg un tuz 2 yemek kaşığı salça karabiber nane ve kekik 2 yemek kaşığı tereyağı YAPILIŞI: Un içine tuz ve su konularak kulak memesinden daha sert bir hamur yoğrularak 2 yada 3 pazı yapılır Pazının biri diğerlerinden daha küçük olarak ayrılır Pazılar biraz dinlendirilir Fazla ince olmayan yufkalar açılır 5-6cm uzunluğunda kesilir bu şeritler daha sonra enine eriştelik doğranır Bir tencerede suya tuz ilavesiyle kaynatılır İçine erişteler atılarak pişirilir Diğer taraftan ayırdığımız küçük pazıyı küçük parçalara ayırıp yuvarlayarak l er cm uzunluğunda doğranır (halk dilinde nuğul denir ) Tavada yağ eritilir Nuğullar yağda kızartılır Salça ve diğer baharatlar katılır yemeğin üzerine dökülüp sıcak servis yapılır![]() GEVREK MALZEMELERİ: Un kaymak tuz (Malzemeler isteğe yada kişi sayısına göre ayrılır ölçüsüzdür)YAPILIŞI: Bir kapta kaymak un ve tuz konularak kulak memesinden biraz yumuşak hamur hazırlanır Yumurta büyüklüğünde kütler (pazı) hazırlanır Oklavayla açılan yufkalar bir taraftanda orta ısıda hazırlanmış olan saçta pişirilir Servisi peynir çay yada salatayla yapılır![]() PİŞİ MALZEMELERİ: Un tuz maya su ![]() YAPILIŞI:Bütün malzemelerin katılımıyla kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edilir Mayalanmaya bırakılır Hamur mayalanınca derince ve büyük bir tavanın yarısına kadar yağ doldurulur bu yağ yüksek ateşte kızdırılır hamurdan pazılar alarak oklava yardımıyla tavanın genişliğinde açılır ortasından delinir Kızgın yağda kızartılır Servisi sıcak yapılır![]() AYRAN ÇORBASI MALZEMELERİ: ½ Kg Un 1 yumurta 250 gr Süzme yoğurt tuz nane kırmızı biber 2 yemek kaşığı tereyağı su YAPILIŞI: Un yumurta tuz suyla kulak memesinden daha sert yoğrulur yufkalar açılır eriştelik doğranır bir taraftan tencereye 3 lt su konur tuz ilave edilerek kaynatılır İçine erişteler atılarak pişirilir diğer taraftan süzme yoğurt suyla açılarak ( yemeğin suyu fazlaysa bu sudan da alınıp kullanılabilir) kalınca bir ayran haline getirilir Pişen yemeğe katılır diğer taraftan tereyağı bir tavada eritilir içine nane ve kırmızı biber katılır ayran aşının üzerine dökülür sıcak servis yapılır![]() YÖRESEL HALK OYUNLARI Ardahan'ın bütün yörelerinde hemen hemen aynı oyunlar oynanır Enstrüman olarak genellikle davul ve zurna Kafkas oyunlarında ise Akordeon ve Nagara adı verilen davul kullanılır Ardahan yöresi genelde halay ve bar şekli oyunlar oynar Bu oyunların oynandığı toplumsal olaylar ise şöyle sıralanabilir; düğün nişan asker uğurlama üzüntü sevinç gibi duyguların ifade edildiği durumlar Yöremizde oynanan belli başlı oyunlar ise şunlardır![]() A BAR OYUNLARI B TEK OYUNLARAğır Bar Ondört Sallama Şeyh Şamil Temur Ağa Ay Gizi Bir Mezara Doldurur Nare Beş Açılan Lorke Karabat Şeker Oğlan Hanım Yaylada Sarı Seyran Kaççıke Tavuk Barı Gazelo Hoş Bilezik Haran Döne Kıskanç Kürdün Kızı Ardahan'ın Yolları (Dümme) Hafif Bar Paşa Göçtü ARDAHAN AĞZI LEYAKIL DÜŞMEK :Yorgun düşmek ŞOGURT alyaYEĞİN :Çalışkan titiz ENDEZE :OLMAK Oyalanmak TUSMAK inmekMURUSLARINI DÖKMEK : Suratını asmak YÜNGÜL :Hafif AĞZINI GÖZÜNÜ TUZ GİBİ YALAMAK :Çok özlenen kimseler için söylenir GOMBA DÖNMEK :Takla atmak GIGIL YÜZLÜ :Yüz yapısı küçük olan kimseler için söylenir HERSLENMEK inirlenmekABURSUZ :Rezil PÜRÇEK aç TutamıGOLOP :Ağaçtan yapılmış yoğurt kapı SİTİL :Yoğurt Kabı GAGAÇ : Zayıf kimseler için söylenir BİTİG :Köpek yavrusu CİRTAKOZ eli GANFET :Akide Şekeri FARS :Kötü rezil kadin ÇAĞILDAMAK : Gülmek CİCİP :Ağız kenarında ve yüzde çıkan yaralar TEŞT aç leğenGEŞLENMEK onmakÜşümek SOYHA ANDIR MERET : Uğursuz şeyler için söylenir HINGILIM ATMAK :Gereksiz hareket ve işler KÖÇMEK :Evlenmek DILDIBIL :Çırılçıplak GURUĞ TAVUK Anaç tavuk HARO :Kilerambar OBBAZ :İşe yaramaz aylak SEĞİRTMEK : Çabuk davranmak PELLÜK :Ayaktaşi oyunu YAŞIK :Ağaçtan yapılan kasa GOPPAL :Büyük burun PORTLAK :Göz Yapısı büyük plan VEDRA :Kova BİBİ :Hala CUCUL :Civciv DOY DOY :Güvercin PEŞ GÜN ofraGUŞGANA :Tencere CİNCAR :Isırgan Otu ZIRZA :Aşmalı kilit BİJLİ ivriPALAZ :Bez HERZAL :Tekerleksiz el arabası ZAĞAR :Küçük köpek İSTOL :Yer sandalyesi GIJİK :Kıvırcık saç ÇİRNAĞ :Tırnak YEKTİ :Yetim MUÇURLAMAK :Buruşturmak ŞARILDAYAN :Yıldırım COPLANMAK :Şişmek PEŞKİR :Havlu GIDİK :Oğlak GUDİK :Küçük Köpek KARTOPU :Patates BİŞKA :Kibrit CAMUŞ :Manda LAZUT :Mısır BEDASIL oysuzTEVÜR :Çeşit GUNÇUL :Uç GULLEP :Menteşe GODET üpürge sapıGOTİK :Manda Yavrusu GAGAL :Göz SEKÜ ivan FURĞUN :Öküz Arabası KOR ARABA :Kağnı GAŞGA :At Arabası İŞKAP olap CİCE :Büyük Abla GİZLENGUGİ aklambaçBEYABUR Rezil BAÇ ETMEK :Öpmek GIJGIRMAK :Yoğurdun ekşimesi HARMUTLAMAK uyu ılıtmakGİDİL :Küçük PİŞİK :Kedi MOZİK ananın büyüğü GARABAN :Köy evinin girişi KERSEN :Hamur teknesi GODA :Büyük zar FANTİ :İskambil HERG ürülmüş TarlaHAROS :Nadasa bırakılmış tarla PULUL :Ot Yığını GALAMAK :Yakmak GALAK :Tezek Yığını KOTETE :Tabure CEMSE :Askeri araç konvoyu KAVÇAL :Uzun çene NİGART :Tavuğun gagası TAR :Tavukların kümeste üzerine çıktıkları yer ÇİMMEK :Banyo yapmak TEREK :Raf GUZUK :Kambur DILLO :Hafifmeşrep ÇIKMAK :Yırtmak GATAKLAMAK :Kovma Uzaklaştırma MURUSLARINI DÖKME uratını asmaMÜRGÜLEMEK :Uyumak GAJ GÖZ :Çakır göz CİNDAL :Kedi Yavrusu GORUĞÇU :Kır Bekçisi LOBYE :Fasulye GIJO :Kozalak BED :Çirkin CANCUR :Erik LIBBIZ :Parasız Züğürt KAYIŞ :Kemer TELLÜK :Yünlü takke MİNTAN :Gömlek ÇENKÜRMEK :Küçük Köpeğin Havlaması GOCİK :Kaban ŞOŞARTMAK :Abartma ŞUŞLANMAK :Fazla yatma AĞBUN :Gübre AKHORA :Yakın bir yer BADİYE :Geniş ağızlı tas BULUZ :Elbise CİCLOBA :Arpacık ÇİNÇAVAT :Varyemez cimri DEYHORA :Uzağı tarif eden işaret zamiri GÜZGİ :Ayna ĞUĞUN :Ağlama HELHEL :Havai kimse AGOZ abanın açtığı izJUJUN :Tatlı kaşıntı KERSEN :Hamur teknesi KOLOPA :İçi oyulmuş kap KÜSGİ :Ağaç sırık GARAVUL :Bekçi LÖK :Büyük PÖRÇÜK :Tırpanı sapına bağlayan yeri SOKO :Mantar SAKO :Kolsuz ceket ŞÜŞİT :Huni ŞİNEL :Palto ŞÖHE iyah boncukTAPUL PULUL :Ot demeti TAT :Çorabın ayağa giyilen daban kısmı TORHOLA :Kabuk tutmamış yumurta TIĞ aman ekin karışımı yığınDINAZA :Alay etme ÜLEŞMEK :Bölüşmek YABA :Beş parmaklı ağaç dirgen |
|
Ardahan'in Kültürü |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ardahan'in KültürüZAĞ :Keskin sivri ZABUN :Fakir ZANGAL :Tabansız uzun çorap ZEDA :Tarlanın sürülmemiş tarafı GUZUK :Kambur ZURGANA :Eğri büğrü vücutlu ZENNE :Kadın ZUBUN :Mintan POCİLEMEK :Baltayı taşa vurma MÜRGÜLEME :Otururken hafif uykuya dalma TAĞAYİRLENME :Kendinden geçme CENÇİKLERİN GEVŞEDİ :Hoşuna gitme SINAMA eneme YÖREMİZDE EFSANELER KÜR ÜZERİNDEKİ UĞUZ TAŞI EFSANESİ Ahıska Nekeleye köyü Hırtıs arasında Ardahan'dan gelen Kura suyunun üzerinde Uğuz taşı denen iki kapı boyunda bir kesme taş vardır Uğuzlar'dan iki kardeş o koca kaya gibi taşı bir taş ocağından keserek buraya köprü kurmak için getiriyorlar Bunlar taşı kesip Kura'nın kıyısına koyduktan sonra öğle yemeği için evlerine giderler Bu sırada Uğuzlar'a göre ufak yapılı bir adam da onların evine konuk gider Uğuz'un atının torbası bir Somar (320-330 kg kadar) arpa alır O ufak adam Uğuz'un gözünün koca bir kilim gibi duran atın torbasını doldurduktan sonra gücü yetmediğinden atın başını eğdirir ve kolaylıkla arpa dolu torbayı hayvanın başına takar Uğuz'un anası bunu görünce oğullarına der ki "Sonunda dünyayı bunlar ele geçirip yiyecekler" Bu durumu gören iki Uğuz kardeş de ufak adamın gücü ile büyük işleri başardığını bu at torbası olayında gözleri ile gördüğünden Kura üzerinde kurmak istedikleri taş köprüyü yapmaktan vazgeçerler Sonradan o uzun ve dev yapılı Uğuzlar saflık ve hile bilmezliklerinden zamanla yok olup giderler Uğuzlar sık sık uyumazlarmış Uyudukları zaman da yedi gün aralıksız uyurlarmış "Uğuz'un uykusuna yattığı" sözü buradan kalmadır![]() ÇILDIR GÖLÜ DİBİNDEKİ ESKİ ŞEHİR Eskiden Çıldır Gölü'nün dibinde bir şehir varmış Buranın beyi Akçakala'da otururmuş Çukurda kurulmuş olan bu şehrin dokuz burma musluklu çeşmesi varmış Bey "Gece gündüz çeşmeden su alanlar sakın çeşmeyi kapatmayı unutmasınlar yoksa şehri su basar" demiş Şehirde kadın erkek bu buyruğa uyarmış Bir gün akşamın karanlığı basmışken çeşmeden su doldurmakta olan bir kıza yedi yıldır gurbette olan ağabeyinin geldiğini müjdelemişler Dokuz burma musluklu çeşmenin bir musluğundan su dolduran kız sevindiğinden evine koşup giderken burmayı kapatmayı unutur O gece karanlığında çukur yerlerdeki evleri su basarken artık dokuz burmalı çeşmenin yeri de belli olmaz Evi biraz yüksekte olanlar işin farkına varınca çoluk çocuğun elinden tutarak hiçbir eşya almadan yokuş yukarı kaçarlar Ertesi gün şehirden ancak kilisenin kümbeti görülür ve akşama kadar onlarda sular altında kalır Şehirden sağ kurtulup kaçanlar Akçakala adasına gelirler Çıldır gölü işte dibindeki o dokuz burmalı çeşmenin suyundan ortaya çıkmıştır Eğer (güneydeki) Taşbaşından bu gölün ayağı Zarşat'a doğru akmasaydı Akçakala adası ile öteki köyleri de su basardı![]() UĞUZ ÇAYIRI VE UĞUZ DAĞI EFSANESİ Eskiler der ki Gürcülükten bile önceleri Cınıvızlar (Cenevizli-Romalılar) daha görünmeden Uğuz dağı ile çevresindeki yaylalarda Uğuz (Oğuz) denilen çok iri yapılı bir millet yaşarmış Bu Uğuzlar'ın bir beyi varmış ki bütün Ardahan ve Cavk da denilen Akhılkelek ile Zegan (Posof'un Ilgar ve Cin Dağı kesimleri ile Şavşat sınırlarındaki Arsiyan dağı etekleri) bunun mülkü imiş Bu Uğuz'un dağı ile çevresinde ve Kura suyu üzerindeki kışlaklar bu beyin has otlağı imiş Öteki dağlar ve anılan yerlerde o zamanlar hep çamlık ve ormanlık imiş Uğuz dağının yanında her yıl 300 araba ot biçilmekte olan Uğuz'un çayırını bu bey her yaz bir Uğuz'a biçtirirmiş Biçen adam buralarda yaylayan ve çok iri birisiymiş Bu Uğuz Uğuz çayırının 300 arabalık otunu bir günde hem biçer hem de yığarmış Uğuz bir yaz günü buraları tırpan ile biçerken bacısı kendisine öğle yemeği getirir Sıcakta biçen*le uğraşırken kendi terinin buğusu gözlerini bürüyen Uğuz çayırın gür bir yerinde kızgın kızgın çalışır Bu sırada omzunda heybesiyle öğle yemeği getiren ve yanına yaklaşan bacısını gözü görmez ve otlarla birlikte onu da ikiye biçer ve bunu yaparken bile farkına varmaz Kol başına geldiğinde bel den çıkarttığı masatını tırpanına vurmaya çalışan Uğuz bir de görür ki tırpanı al kana boyanmış "Bir hayvanın canına mı kıydım" diyerek yazıklanırken hemen o kol boyunu dolaşır Bir de ne görsün öğle yemeğini getirmiş olan bacısını ikiye biçmiş Hiddetle masatı yere vurur aktaştan olan mastın yarısı çayıra saplanır Bugün dışarıda kalan kesimi bir adam boyundan yüksektir Ellerini yere vurup tırpanı da bırakarak hemen bacısının iki parçasını birleştirip masatın dibine gömer Kendisi kederinden Uğuz dağının tepesine çıkar ve orada ölür![]() KURŞUN ASKER EFSANESİ Posof ilçesine bağlı secede de Kahraman Mehmetçik hudut karakolunda nöbetçidir Kulağına sesler gelir ve karşı tepeden düşman görünür Arkadaşları duysun diye silah atar onlar gelinceye kadar düşman sarar Ruslar kurşun yağmuruna tutulur Bu köye "Kurşun Çavuş" denmiştir![]() TEKÇAM EFSANESİ İlimizin merkeze bağlı Ovapınar Köyü dağlarında bulunan ormanlık bir alan zamanla yok olur ancak bir tane çam ağacına kimse dokunmaz Geceleri ağacın etrafında mumların yandığını gören yöre halkı bu çam ağacının kutsal olduğuna inanır ve dilek dilemek için buraya gelir Ancak bir gün çevredeki köylerden birinde yaşayan bir adam ağacı kesmeye karar verir Ağacın yanına gelerek baltasıyla kesmeye başlar ve baltayı vurduğu yerden kan gelir Ağacı kesmeye kararlı olan adam vazgeçmez ve ağacı keserek evine götürür O günün akşamında bu bölgeye görülmemiş derecede bir yağmur yağar ve adamın yaşadığı köyden bir sel geçer Sel köyden sadece bu adamın evini ve ailesini götürürken başka kimseye zarar vermez Bugün ağacın bulunduğu yerde "Tekçam" denilen bir çeşme akmakta ve yöre halkı yağmur yağmadığı zaman buraya gelerek yağmur duası etmektedir![]() HOCA Eskiden hocalar maaş alamazlarmış üç hoca bir eve misafir olmuşlar akşam yemeği hafif yenir Birisi yatsıdan sonra acıkmış sayıklama numarası yapmış;"Kapan geldi üç molla dosta hediye yolla yassuluğa helva geletopar laha" demiş ev sahibi cevap vermiş; "Senin dediğin hağdur o da bizde yoktur Kavuğunu koltuğuna sığdur Sayığla dur sayığla "MERTEK Ölüm döşeğinde yatan adam çocuklarını çağırarak; -Ben öldükten sonra mezarımın üzerini eski merteklerle (evlerin üzerini örtmekte kullanılan tahta) örtün der ![]() Çocukları bunun köylü tarafından hoş karşılanmayacağını ve kendileri için bir ayıp olduğunu söyleseler de adam eğer vasiyetini getirmezlerse hakkını helal etmeyeceğini söyler ve bir müddet sonra ölür Bunun üzerine çocukları babalarının vasiyetini yerine getirir ve mezarın üzerini eski merteklerle örterler![]() Toprağa verilen adamın yanına melekler gelir ve ilk sorgusunu yapacaklarını söylerler Hazırlıklı olan adam meleklere çıkışarak;-Bu ne biçim iştir kardeşim kaç defa hesap vereceğiz Beni hatırlamıyorsunuz şu üzerimdeki tahtaları da mı görmüyorsunuz?Diyerek melekleri geri gönderir![]() BUJLANMA Annesi hastalanan adam oldukça yaşlı olan annesini doktora götürür Hastasını muayene eden doktor nineye;-Şikayetin ne teyze diye sorunca Yaşlı kadın: -Ayağlarım bujlaniyir oğlum der ![]() Bu yöresel terimden hiçbir şey anlamayan doktor bu sefer oğluna sorar Adam-Yani doktor beydemek istediki;Ayağlarım gejerleniyirtikine duramiyirim ![]() Gejerlenme-Bujlanma=Uyuşma TÜRKÜLER DİMME Ardahan'ın yollarında Güller açar bağlarında Öyle bir yar sevmişim ki Orıüç ondört çağlarında Eyvah dimme dimme nazlı yar dimme Ben özüm sarhoş sen şarap verme Dimmeyi ben çayda gördüm Elinden bir fayda gördüm İki öptüm bir sevdim Ondan vefayı da gördüm Eyvah dimme dimme nazlı yar dimme Ben özüm sarhoş sen şarap verme Semavarı alıştırın Maşa alıp karıştırın Yarim benden küsüp gitmiş Onu benle barıştırın Eyvah dimme dimme nazlı yar dimme Ben özüm sarhoş sen şarap verme Semavarı al eyledim Şekeri bal eyledim O yar gelecek diye Koçu kurban eyledim Eyvah dimme dimme nazlı yar dimme Ben özüm sarhoş sen şarap verme BU GELEN NAHIR MIDIR Bu gelen nahır mıdır Ay maral maral maral Saralan tahıl mıdır Kız mısın gelin maral Dediler yarin gelir Ay maral maral maral Menzili yakın mıdır kız mısın gelin maral Bu dağda maral gezer Ay maral maral maral Telini tarar gezer kız mısın gelin maral Dağ bizim maral bizim Ay maral maral maral Avcı burda ne gezer kız mısın gelin maral GÖLELI GELİN Hele sen Göle'nin neyini gördün Altmış kız gelinin boyunu gördün Sürüden ayrılan koyunu gördün Göle'li gelin elleri kınalı gelin Göle'li gelin edalı gelin Kaşları gözleri sürmeli gelin On parmağın onu birden kınalı gelin Göle'nin dağları bağlı meşeli İçlerinde biter gül menevşe Yardan ayrılması çetin bişedir Göle'li gelin edalı gelin Kaşlari gözleri sürmeli gelin On parmağın onu birden kınalı gelin İçlerine girsem ne derler Sevmedikleriyle alay ederler Göle'li gelin edalı gelin Kaşları gözleri sürmeli gelin Göle'nin dağlan kardan geçilmez Soğuktur suları bir tas içilmez Göle'li gelin edalı gelin On parmağı birden kınalı gelin ![]() ÇAYDA ÇINAR AĞACI (TELLO) Çayda çınar ağacı tello Çift gezer iki bacı tello Büyüğü hele mele tello Küçüğü can ilacı tello Hop tello can tello can tello Yaktın beni suna can tello Suda balık yan gider tello Açma yaram kan gider tello Buna tabib neylesin tello Ecel gelmiş can gider tello Hop tello can tello can tello Yaktın beni suna can tello Arpa çayın kenarı tello Aktı söndü feneri tello Ben bu derdi çekemem tello Bölüşek yari yari tello Hop tello can tello can tello Yaktın beni suna can tello ARDAHAN Nasıl Metedeyim Ardahan seni Düz ovan geniş gezmek isterim Bahar gelince çayır çimen açılır Sanki gül bahçesi türlü çiçek açılır Yağ peynirinden Anadolu geçinir Malı koyunları sürü sürü geliyor Yaylan senindir gönül eğliyor Kız gelinin halay tutmuş oynuyor Dadalar sabaş söylüyor davulcu vuruyor Yayla suyun serin akıyor neşe saçıyor Nuri bu sözleri böyle söyledi Gezdi dağı bucağı gönül eğledi TOYUĞUM Benim toyuğum ağıdı balam Derisi dolu yağıdı balam Dün bu zaman sağıdı balam Seni yanaşın toyuğu tutan Oğlanasan toyuğu çalan Benim toyuğum çil çildi Kanatları tel tel idi Toyuğ değil bir fil idi Seni yanaşın toyuğu tutan Oğlanasan toyuğu çalan Zübeyde hala çıhdı dama Bir sağa bahdı bir de sola Toyuğu tuttu attı dama Adlanasan toyuğu tutan Oğlanasan toyuğu çalan ![]() AĞITLAR 1915 ARDAHAN AĞITI Ardahan'ı dağıttılar Onbin altın nakd ettiler Bazıları kaçtı gece Kimi zehir diller içe Nazlı nazlı kız gelini Tipiler tuttu yolunu Camii mescid doldu şivan Kırdı nafı "Agop" "İvan" Kırdılar bütün erleri Soldu açılmış gülleri Beylerini çağırttılar Yandı günahtan Ardahan Yandın fizahtan Ardahan Karlı dağlar açtı gece Ne günler gördün Ardahan Hani şenliğin Ardahan Kazaklar büktü belini Kız gelin hani Ardahan Yetim meskeni Ardahan Orda kuruldu bir divan Hani zenginlerin Ardahan Misafir seven Ardahan Kazakları görüp sızlar Neler gördün sen Ardahan Oldun hep viran Ardahan |
|
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
| Görünüm Modları | |
|
|