Ahmet Rifki

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ahmet Rifki



BU HESAP, AHMET RIFKI'NIN KANIYLA ÖDENMİŞTİR

Çanakkale harbi tüm şiddetiyle devam ediyor İstanbul'da, düşmanın Çanakkale'yi geçtiği söylentileri, her meslek erbabından kişilerin akın akın Çanakkale'ye gitmesine sebep oluyor Herkes, vatan toprağını düşman çizmeleri altında çiğnetmemek için çaba sarf ediyor İşte bunlardan biri de İstanbul'da Vefa Lisesi'nde Fransızca muallimi olarak görev yapan Ahmet Rıfkı Bey'dir! 1915 yılının Mayıs ayında Ahmet Rıfkı her günkü gibi mektepten içeri girer Fakat, koridorlarda sessizlik hakimdir! İlk dersi birinci sınıflaradır ve aynı suskunluk o sınıfta da vardırTalebeler başlarını önlerine eğmişler öylece sıralarında oturuyorlardır Selam verir Ahmet Rıfkı, ama çocuklar selama bile karşılık vermezler! Ahmet Rıfkı şaşırmıştır ve talebelerine dönerek;

- Çocuklar nedir bu hal? Lütfen biriniz bana bunu izah etsin, der!

Arka sıralarda oturanlardan biri ayağa kalkarak;

- Hocam,mektebimizde ve mahallemizde eli ayağı tutan abilerimiz

Çanakkale'ye gönüllü gittiler ama siz hâlâ buradasınız! Biz de gitmek

istiyoruz fakat yaşımız tutmuyor der!

Çocuk devam eder;

- Söyler misiniz bize, vatanımız elden giderse sizin verdiğiniz eğitim ne işe yarar??

Muallim Ahmet Rıfkı'nın konuşacak hali yoktur! Çocuklar elbette haklıdırlar ve o an kararını verir! Kendisi de Çanakkale'ye gitmelidir! Vatan için, Hak ve Hakikat için düşmanla çarpışmalıdırYaşlı gözlerle sınıftan çıkar ve mektebin idaresine dilekçesini verir Arkadaşlarıyla ve talebeleriyle vedalaşır, evine gelir Ahmet Rıfkı'nın hayatta bir tek yaşlı annesi Ayşe Hanım vardır ve Vefa semtindeki evlerinde beraber oturmaktadırlar! Durumu annesine anlatır, ondan hakkını helal etmesini ister! Ardından mahallenin bakkalı, gün görmüş bir zat olan Selahattin Adil Efendiye uğrar ve şöyle der;

- Selahattin amca, düşman Çanakkale'de hançerini vatanın bağrına saplamış,bende Allah'ın izniyle onu çıkartmaya gidiyorum Senden isteğim, anamı iaşesiz bırakma! Kısmetse dönüşte borcumu öderim!?

Ahmet Rıfkı önce İstanbul'da kısa bir eğitim görür ve sonra Çanakkale-Düztepe'deki birliğine bölük komutanı olarak giderÇeşitli cephe ve siper savaşlarına katılır Ve 19 Aralık 1915 günü İngilizlerin döşediği mayınlardan bir tanesi kendisine isabet eder ve bu göğsü iman dolu genç Türk subayı şehid olur! Ve arkadaşları tarafından Sarıbayırların batı kısmına gömülür! Ahmet Rıfkı'nın şehidlik haberi kısa zamanda İstanbul'a ulaşır!

Annesi haberi alır, çok üzülmesine rağmen imanı bütün bir hanım olduğundan hadiseyi tevekkülle karşılar! Aklına, ihtiyaç duyduğu yiyecekleri veresiye aldığı bakkal gelir! Doğruca ona gider ve şöyle der;

- Selahattin Efendi,oğlum Çanakkale'de şehid düştü Şehidlik künyesi, üzerinden çıkan eşyası ve ikramiyesi bir heyetle bu sabah bana ulaştırıldı Yaklaşık yedi aydır senden veresiye alırız, ne kadar borçluysak verelim de oğlum borçlu yatmasın!?

Selahattin Efendi;

- Ayşe Hanım sen okuma yazma bilmezsin,okuma bilen bir yakınınızı getir de hesabı o çıkarsın der!

Bunun üzerine Ayşe Hanım, komşusunun kızı Gülşah'la beraber dükkana gider Selahattin Adil Efendi, Ahmet Rıfkı bölümünü açarak veresiye defterini Gülşah'ın önüne koyar! Kız, defteri incelerken birden gözleri buğulanır, defterin sayfaları üzerine kırmızı renkli yazılmış harfleri okuyamaz olur! Nefesi adeta düğümlenir ve başlar hıçkırıklarla ağlamaya! Bu duruma şehid annesi Ayşe Hanım ve dükkandaki diğer müşterilerde şaşırmışlardır Gülşah'ın yanına gelirler Gülşah, onlara veresiye defterindeki kırmızı harflerle yazılmış satırları gösterir

Şöyle yazıyordur defterde;

- BU HESAP, AHMET RIFKI'NIN KANIYLA ÖDENMİŞTİR, VESSELAM!?

0 ana kadar hiç konuşmayan bakkal Selahattin Efendi, dükkanında bulunan insanlara döner ve gözlerinden süzülen yaşlarla birlikte şu anlamlı sözleri söyler!

- Ahmet Rıfkı,bu vatan uğruna canını feda etti! Buna mukabil biz birkaç parça mal vermekten çekinecek miyiz? Kat be kat helal olsun! Hiç olmazsa Allah katında bizlere şefaatçi olur! Selahattin Adil Efendi, ahilik terbiyesi almış bir esnaftı ve iyi bir mümindi

Ey bu vatanın gerçek kahramanları güzel insanlar! Yarbay Hasan'larFransızca öğretmeni Ahmet Rıfkı'lar Seyid onbaşı'lar Ayaşlı Ecir'lerPehlivan Ahmet oğlu İsmail Çavuş'lar Mekteb-i Sultani talebesi Celal İbrahim'ler Yunus oğlu Nistrovalı Kadir Çavuş'lar Hukuk öğrencisi Hasan Ethem'ler Ahmet'ler Mehmet'ler Hasan'lar Hüseyin'ler! Ve daha neler neler! Bu aziz kahramanlara merhum Mehmet Akif Ersoy'un mısralarıyla seslenelim

EY ŞEHİD OĞLU ŞEHİD, İSTEME BENDEN MAKBER!

SANA ÂGÛŞUNU AÇMIŞ DURUYOR PEYGAMBER!

ALINTI

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.