|  | Yıldırım - Yıldırım Ve Şimşeklerin Oluşması.. |  | 
|  10-07-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Yıldırım - Yıldırım Ve Şimşeklerin Oluşması..YILDIRIM Havanın iyi bir iletken olmaması bünyesinde elektrik yükleri bulunduran bulutları oluşturur  Fiziksel nedenlerden ötürü, bulutun yüklenmesi sırasında yere yakın olan kısmında %70-%90 olasılıkla negatif elektrik yükleri yer alır  Bu durumda yer de bulutun negatif yüklerine bakan bölümünde pozitif yükler toplanır  Bazı koşullarda bunun tersi yüklenme de olabilmektedir (%10-%30 olasılıkla)  Fırtınanın, hava akımlarının artmasıyla buluttaki negatif yük oranı ve buna bağlı olarak da yerdeki pozitif yük toplanması hızlanarak devam eder  Bulutla yer arasındaki potansiyel farkı arttıkça aradaki havanın da delinmesi kolaylaşır ve belli bir değerden sonra havanın delinmesiyle oluşan iletken kanal boyunca buluttan toprağa veya topraktan buluta elektriksel boşalma başlar  Bulutla bulut arasında olan elektriksel boşalmaya şimşek ve bulut – toprak boşalmasına ise yıldırım denir  Yıldırımın oluşması için öncelikle elektriksel olarak yüklenmiş yıldırım bulutunun oluşması gerekir  Günümüzde yıldırım bulutunun oluşumu rahatlıkla açıklanabilse de bu bulutun elektriksel olarak nasıl yüklendiği konusunda kesin bilgiler yoktur  Ancak bu durum bazı teoriler ile açıklanabilmektedir  Yıldırım boşalmasının çıkış noktası, atmosferde yüksek miktarda nem bulunması ve sıcak hava akımları yardımıyla yüklü bulutların oluşmasıdır  Hava akımları, yere yakın hava tabakalarının iyice ısınması ile oluşur  Çok büyük yüksekliklerden aşağı inen soğuk hava ile bu hava tabakası yer değiştirir  Nem ise yüksek sıcaklıkta buharlaşma ile meydana gelir  Hava, yukarı çıkışı sırasında soğur ve belirli bir yükseklikte su buharına doyacağı bir sıcaklığa erişir  Daha fazla yükselmesi yoğuşmaya sebep olur ve bulut oluşur  Yıldırım bulutunun oluşumunda üç aşama söz konusudur  Gençlik aşamasında aşağıdan yukarı doğru ve kenarlardan ortaya doğru hava akımları artar  Bu durum yaklaşık 10 - 15 dakika sürer  Olgunluk aşamasında yağmurlar oluşur  Sıfıra yakın sıcaklık derecelerinde iyice azalan bulut kaldırma kuvveti şiddetli yağmurlara sebep olur  Bu sırada yukarıdan aşağıya hareket eden soğuk rüzgarlar görülür  Bunlar yere ulaştıklarında kısa süreli, şiddetli fırtınalara sebep olurlar  Bu aşama yaklaşık 15 – 30 dakika sürer  Yaşlılık aşamasında ise hava akımları artık son bulmuştur  Yaklaşık 30 dakika sürer  Yıldırım bulutlarında elektrik yüklerinin nasıl oluştuğu henüz net bir şekilde bilinmemektedir  Tarih boyunca bu konuda çeşitli teorilerle bulutların yüklenmesi açıklanmaya çalışılmıştır  Bu teorilerden biri Simpson ve Lomonosow’ un teorisidir  Bu iki araştırmacıya göre bulutlardaki yükler hava akımı yardımıyla oluşmaktadır  Sıcak ve soğuk havanın yer değiştirmesi sonucunda oluşan hava akımı bulutlardaki su damlacıklarını harekete geçirir  Hareket halindeki su damlacıkları, birbirleriyle sürtünmesiyle, elektriksel olarak yüklenirler  Bulutlardaki hava akımları su damlacıklarının dağılmasına ve tekrar birleşmesine sebep olurlar  Yapılan labaratuvar çalışmalarında dağılan su damlacıklarından küçük damlacıkların negatif, büyük damlacıkların ise pozitif olarak yüklendiği gözlenmiştir  Bu bilgilere göre büyük su damlacıkları yani pozitif yüklü damlacıklar bulutun alt kademelerinde ve rüzgar hızının büyük olduğu bölümlerde olmalılar  Küçük, negatif yüklü, su damlacıkları ise rüzgar tarafından itilmeli ve bulutun daha yukarı kısımlarında dağılmalılar  Yıldırım bulutundaki yüklerin bu şekilde meydana geldiği kabul edilecek olursa bulutun alt kısımları pozitif yüklü olacağından yıldırım boşalması da pozitif kutbiyette olacaktır  Yapılan gözlemler pozitif kutbiyetteki yıldırım boşalmalarının %5-20 civarında olduğunu, boşalmaların yaklaşık %70-95’inin negatif kutbiyette olduğunu göstermektedir  Dolayısıyla Simpson ve Lomonosow’un teorileri yıldırım bulutlarındaki elektrik yüklerinin meydana gelişini tam olarak açıklayamamaktadır  Bu konuda ikinci bir teori de Elster ve Geitel tarafından ortaya konulmuştur  Onlara göre bulutların yüklenmesi tesirle elektriklenme ile açıklanmaktadır Dünya yüzeyindeki elektrik yükü –5x10^5 C kabul edilirse bu yükün içinde bulunan su damlacıkları alt uçları pozitif ve üst uçları negatif olmak üzere kutuplanırlar  Yerçekimi etkisiyle aşağıya doğru düşen büyük su damlacıkları havanın oldukça yavaş hareket eden iyonlarına yaklaşırlar ve bu sırada su damlacığının pozitif alt ucu havanın negatif iyonunu tutarken pozitif iyonu da iter  Böylece ağır su damlacıkları negatif elektrikli parçacıklar haline gelir  Aynı şekilde kutuplanan küçük su damlacıkları yukarıya doğru hareket ederken havanın pozitif iyonlarını çekerler ve negatif iyonları iterler  Böylece hafif su damlacıkları da pozitif elektrikli parçacıklar haline gelirler  Bu teoriye göre bulutun alt kısımlarında negatif yükler bulunmaktadır  Teori negatif kutbiyetteki yıldırım boşalmalarını açıklayabilmektedir gibi gözükse de aslında eksik yanları bulunmaktadır  Bir yıldırım bulutunun su damlacıklarından çok buz kristalleri ve kar parçacıklarından oluştuğu düşünülürse, bu buz kristalleri ve kar parçacıklarının dünyanın elektrik alanı ile kutuplanma olasılıkları oldukça düşüktür  Bu konu üzerine üçüncü bir teori de J  I  Frenkel tarafından ortaya atılmıştır  Frenkel’e göre havada her iki işaretli iyonlar var olduğundan, dünyanın negatif elektrik yükleri kaçmaya ve iyonosferin pozitif elektrik yükleri ile birleşmeye yatkındır  Dolayısıyla dünyanın azalan elektrik yükünü sürekli olarak besleyecek bir olayın olması gerekmektedir  Dünyanın elektrik yükünün sabit kalmasında en önemli rolü negatif yıldırım boşalmaları sağlayacaktır  Bu teoriye göre her iki işaretli iyonlardan oluşan hava ile küçük su damlacıkları veya buz kristallerinden meydana gelen bir ortam göz önüne alınır ve havanın negatif iyonlarının daha küçük su damlacıklarına veya buz kristallerine konduğu var sayılır  Buna göre bulut, negatif elektrikli su damlacıkları ve pozitif iyonlu havadan oluşur  (negatif iyonlar su damlacıkları tarafından tutulmuştur)  Yıldırımın Oluşumu Bir yıldırım boşalmasının oluşabilmesi için elektrik alan şiddetinin 2500 kV/m değerine ulaşması gerekmektedir  Buluttaki elektrik alan şiddeti yeterince arttığında bulut – bulut veya bulut – yeryüzü boşalmaları görülür  Eğer yeryüzündeki alan çeşitli sebeplerden ötürü (yüksek kuleler, gökdelenler, v  b  ) bozulmuşsa bu takdirde de yeryüzü bulut boşalması görülebilmektedir  Bulut yeryüzü boşalması, bulutun pozitif veya negatif yüklü bölgelerinden yere veya yeryüzündeki pozitif veya negatif yüklü sivri uçlarından buluta başlayabildiği için, dört şekilde olabilir  Yukarıya Çıkan Yıldırım Bu tip yıldırımlar genelde yerin pozitif yüklü sivri bölgelerinden, bulutun negatif yüklü bölgesine başlayan ön boşalmalar şeklinde görülür  Boşalmalar genelde düzgün araziler üzerindeki çok yüksek yapılardan (GSM kuleleri), veya yeryüzünün yüksek dağlık kesimlerinden başlarlar  Bu yüksek kesimlerin sivri uçlarından buluta doğru ön boşalmalar başlar  Bu sırada 1 ile 10 kA arasında değişen akımlar görülür  Boşalma tam olgunlaştığında akım değeri 10 kA’i bulur  Aşağıya İnen Yıldırım Bir bulutun alt kısmındaki elektrik alan şiddeti yeterli düzeye geldiğinde toprağa doğru bir elektron demeti harekete geçer  Birinci demet 10 ile 50 metrelik mesafeyi 50 000 – 60 000 km/s arasındaki hızla geçer  30 ile 100 mikrosaniye süren bir aradan sonra ikinci bir boşalma birinci boşalmanın yolunu izler ve birinciden 30 ile 50 metre arası daha ileri gider  Daha sonra üçüncü boşalma ve ardından dördüncü boşalma meydana gelir  Her bir boşalma öncekinden 30 ile 50 metre ileri giderek öncü boşalmanın ucunun yeryüzüne yaklaşmasını sağlar  Öncü boşalma yere yaklaştıkça elektrik alan şiddeti havanın delinme dayanımı üzerine çıkacak kadar artar  Böylece yeryüzünün sivri bir noktasından bir boşalma yukarıya doğru ilerleyerek öncü boşalma ile birleşir  Yaklaşık 50  000 km/s’lik bir hızla aşağıdan yukarıya doğru iyonizasyonlu ve kanalda depo edilen yükü toprağa boşaltır  Bu boşalma sırasında 100 milyon voltluk bir gerilimle 200 000 Ampere kadar çıkan akım toprağa akar   Yıldırım, gök gürültüsü ve şimşekle görülen, gökyüzü ile yer arasındaki boşalması  elektrik[1][2] Şimşek, bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışığa denir  [3][4] Gök gürültüsü ise, şimşek çakması ya da yıldırım düşmesi esnasında duyulan, patlamaya benzer çok yüksek sestir  Oluşumu Havanın iyi bir iletken olmaması bünyesinde elektrik yükleri bulunduran bulutları oluşturur  Fiziksel nedenlerden ötürü, bulutun yüklenmesi sırasında yere yakın olan kısmında %70-%90 olasılıkla negatif elektrik yükleri yer alır  Bu durumda yer de bulutun negatif yüklerine bakan bölümünde pozitif yükler toplanır  Bazı koşullarda bunun tersi yüklenme de olabilmektedir (%10-%30 olasılıkla)  Fırtınanın, hava akımlarının artmasıyla buluttaki negatif yük oranı ve buna bağlı olarak da yerdeki pozitif yük toplanması hızlanarak devam eder  Bulutla yer arasındaki potansiyel farkı arttıkça aradaki havanın da delinmesi kolaylaşır ve belli bir değerden sonra havanın delinmesiyle oluşan iletken kanal Yıldırımın oluşması için öncelikle elektriksel olarak yüklenmiş yıldırım bulutunun oluşması gerekir  Günümüzde yıldırım bulutunun oluşumu rahatlıkla açıklanabilse de bu bulutun elektriksel olarak nasıl yüklendiği konusunda kesin bilgiler yoktur  Ancak bu durum bazı teoriler ile açıklanabilmektedir  Yıldırım boşalmasının çıkış noktası, atmosferde yüksek miktarda nem bulunması ve sıcak hava akımları yardımıyla yüklü bulutların oluşmasıdır  Hava akımları, yere yakın hava tabakalarının iyice ısınması ile oluşur  Çok büyük yüksekliklerden aşağı inen soğuk hava ile bu hava tabakası yer değiştirir  Nem ise yüksek sıcaklıkta buharlaşma ile meydana gelir  Hava, yukarı çıkışı sırasında soğur ve belirli bir yükseklikte su buharına doyacağı bir sıcaklığa erişir  Daha fazla yükselmesi yoğuşmaya sebep olur ve bulut oluşur  Yıldırım bulutunun oluşumunda üç aşama söz konusudur: * Gençlik * Olgunluk * Yaşlılık Gençlik aşamasında aşağıdan yukarı doğru ve kenarlardan ortaya doğru hava akımları artar  Bu durum yaklaşık 10 - 15 dakika sürer  Olgunluk aşamasında yağmurlar oluşur  Sıfıra yakın sıcaklık derecelerinde iyice azalan bulut kaldırma kuvveti şiddetli yağmurlara sebep olur  Bu sırada yukarıdan aşağıya hareket eden soğuk rüzgarlar görülür  Bunlar yere ulaştıklarında kısa süreli, şiddetli fırtınalara sebep olurlar  Bu aşama yaklaşık 15 – 30 dakika sürer  Yaşlılık aşamasında ise hava akımları artık son bulmuştur  Yaklaşık 30 dakika sürer  Yıldırım bulutlarında elektrik yüklerinin nasıl oluştuğu henüz net bir şekilde bilinmemektedir  Tarih boyunca bu konuda çeşitli teorilerle bulutların yüklenmesi açıklanmaya çalışılmıştır  Bu teorilerden biri Simpson ve Lomonosow’ un teorisidir  Bu iki araştırmacıya göre bulutlardaki yükler hava akımı yardımıyla oluşmaktadır  Sıcak ve soğuk havanın yer değiştirmesi sonucunda oluşan hava akımı bulutlardaki su damlacıklarını harekete geçirir  Hareket halindeki su damlacıkları, birbirleriyle sürtünmesiyle, elektriksel olarak yüklenirler  Bulutlardaki hava akımları su damlacıklarının dağılmasına ve tekrar birleşmesine sebep olurlar  Yapılan labaratuvar çalışmalarında dağılan su damlacıklarından küçük damlacıkların negatif, büyük damlacıkların ise pozitif olarak yüklendiği gözlenmiştir  Bu bilgilere göre büyük su damlacıkları yani pozitif yüklü damlacıklar bulutun alt kademelerinde ve rüzgar hızının büyük olduğu bölümlerde olmalılar  Küçük, negatif yüklü, su damlacıkları ise rüzgar tarafından itilmeli ve bulutun daha yukarı kısımlarında dağılmalılar  Yıldırım bulutundaki yüklerin bu şekilde meydana geldiği kabul edilecek olursa bulutun alt kısımları pozitif yüklü olacağından yıldırım boşalması da pozitif kutbiyette olacaktır  Yapılan gözlemler pozitif kutbiyetteki yıldırım boşalmalarının %5-20 civarında olduğunu, boşalmaların yaklaşık %70-95’inin negatif kutbiyette olduğunu göstermektedir  Dolayısıyla Simpson ve Lomonosow’un teorileri yıldırım bulutlarındaki elektrik yüklerinin meydana gelişini tam olarak açıklayamamaktadır  Bu konuda ikinci bir teori de Elster ve Geitel tarafından ortaya konulmuştur  Onlara göre bulutların yüklenmesi tesirle elektriklenme ile açıklanmaktadır Dünya yüzeyindeki elektrik yükü –5x10^5 C kabul edilirse bu yükün içinde bulunan su damlacıkları alt uçları pozitif ve üst uçları negatif olmak üzere kutuplanırlar  Yerçekimi etkisiyle aşağıya doğru düşen büyük su damlacıkları havanın oldukça yavaş hareket eden iyonlarına yaklaşırlar ve bu sırada su damlacığının pozitif alt ucu havanın negatif iyonunu tutarken pozitif iyonu da iter  Böylece ağır su damlacıkları negatif elektrikli parçacıklar haline gelir  Aynı şekilde kutuplanan küçük su damlacıkları yukarıya doğru hareket ederken havanın pozitif iyonlarını çekerler ve negatif iyonları iterler  Böylece hafif su damlacıkları da pozitif elektrikli parçacıklar haline gelirler  Bu teoriye göre bulutun alt kısımlarında negatif yükler bulunmaktadır  Teori negatif kutbiyetteki yıldırım boşalmalarını açıklayabilmektedir gibi gözükse de aslında eksik yanları bulunmaktadır  Bir yıldırım bulutunun su damlacıklarından çok buz kristalleri ve kar parçacıklarından oluştuğu düşünülürse, bu buz kristalleri ve kar parçacıklarının dünyanın elektrik alanı ile kutuplanma olasılıkları oldukça düşüktür  Bu konu üzerine üçüncü bir teori de J  I  Frenkel tarafından ortaya atılmıştır  Frenkel’e göre havada her iki işaretli iyonlar var olduğundan, dünyanın negatif elektrik yükleri kaçmaya ve iyonosferin pozitif elektrik yükleri ile birleşmeye yatkındır  Dolayısıyla dünyanın azalan elektrik yükünü sürekli olarak besleyecek bir olayın olması gerekmektedir  Dünyanın elektrik yükünün sabit kalmasında en önemli rolü negatif yıldırım boşalmaları sağlayacaktır  Bu teoriye göre her iki işaretli iyonlardan oluşan hava ile küçük su damlacıkları veya buz kristallerinden meydana gelen bir ortam göz önüne alınır ve havanın negatif iyonlarının daha küçük su damlacıklarına veya buz kristallerine konduğu var sayılır  Buna göre bulut, negatif elektrikli su damlacıkları ve pozitif iyonlu havadan oluşur  (negatif iyonlar su damlacıkları tarafından tutulmuştur )  YILDIRIM HAKKINDA KISA KISA   Eski inançlarda YILDIRIM Yüzyıllar boyu, insan yıldırıma karşı son derece savunmasız yaşadı  Kendisini ve evini yıldırımdan koruyabilmek için yapabileceği hiçbir şey yoktu  Bu nedenle Yunanlılar ve özellikle Romalılar, yıldırıma büyük önem verdiler ve ona bakarak kehanetlerde bulundular  Yıldırım, bazı Brahman ve Buddha'cı Hint tanrılarının da sembolü oldu  İndra'nın silahı "vajra", Rudra'nın silahı "triçula" (üç dişli mızrak) yıldırımdı  Slavlar da, yıldırımı "Tanrı Perun" biçiminde kişileştirmişlerdi  18  yüzyıla kadar insan, yıldırımın aynı yeri birçok kez vurabileceği konusunda da acı tecrübeler edindi  Örneğin, 1388 ile 1762 yılları arasında, Venedik'teki ünlü San Marco Kulesi'ne 9 kez yıldırım düşmüş ve yapı her seferinde ağır hasar görmüştü  Bu nedenle, eski kültürlerin yıldırım düşmesini "tanrıların bir öfkesi" olarak nitelendirmelerine şaşmamak gerekiyor  Benjamin Franklin paratoneri icat etti… Tanrı'nın işine karıştığı için karşı çıkanlar oldu  1753 yılında, Amerikalı ünlü devlet ve bilimadamı Benjamin Franklin, "paratoner"i icat ettiğini açıkladı  Buluşundan önceki yıllarda yıldırımla yaptığı cesur deneyler, bu doğa olayına neyin neden olduğunu anlamasına yardımcı olmuştu  Böylesine ilginç bir buluş, özellikle çok sık yıldırım çeken anavatanı İngiltere'de ciddiye alınmadı  Bazıları, Franklin'in Tanrı'nın işine karıştığını bile iddia ettiler  Tüm karşı görüşlere rağmen, paratonerlerin, kiliselerin, katedrallerin, fener kulelerinin ve yıldırım isabet eden diğer yüksek yapıların çatılarında yer alması fazla zaman almadı    Franklin, yüksek elektrik yükü taşıyan çalkantılı fırtına bulutlarının, havanın doğal yalıtımının ortadan kalkmasına neden olduğunu farketmişti  Böylece, yer ile bulut arasında bir kıvılcım sıçraması oluyordu  Şimşek, havayı akkor haline getiren temel bir elektrik boşalmasıyla ikinci derecedeki boşalmaları içeriyordu ve bu olay saniyenin yarısı kadar bir sürede oluyordu  Yıldırım düşmesi de, ışık ışınları ve morötesi ışınlarla birlikte metalleri eritecek ve yangınlara yol açacak güçte önemli bir sıcaklık yaratıyordu  Böylesine korkunç bir güce karşı koyabilen bu yeni buluş, ucundan elektron yayıyordu  Fırtına sırasında paratoner, çevresindeki potansiyel düşmeyi azaltan, böylelikle elektrik boşalımı tehlikesini küçülten elektriksel yayılım yapıyordu  Franklin'in paratonerinin ucunda bulunan karşıt elektrik yükü, geçmekte olan bulutlarda oluşan yıldırımın doğrudan paratonere çarpmasını sağlıyordu  Elektrik gücü, buradan hiçbir şeye zarar vermeden toprağa iletiliyordu  Paratoner büyük bir faciayı önledi    1777 yılının mayıs ayında, Londra yakınlarındaki Purfleet'teki bir cephane deposuna yıldırım düştü  Normalde, cephaneliğin olduğu gibi havaya uçması beklenirdi, ama depoya, daha önce, Franklin'in de üye olduğu saygın bir bilimadamı grubunun önerileriyle paratoner yerleştirilmişti  Buluş, büyük bir faciayı önledi    Yıldırımlı fırtınaların nasıl oluştuğu hâlâ tam olarak bilinmiyor Statik elektrik kuralları 250 yıldan beri bilinmesine olmasına rağmen, atmosferde olup bitenleri anlama konusunda günümüzde bile pek fazla ilerleme kaydedilmedi    Bugün, yıldırımlı fırtınaların nasıl oluştuğu hâlâ tam olarak bilinmiyor  Birçok bilimadamının vardığı ortak kanı ise şöyle: Hava, fırtına bulutlarında yükseldikçe soğuyor ve su damlacıkları buz haline dönüşüyor  Sonra, bu buz parçacıkları yerçekiminin etkisi altında kalarak yere düşmeye başladıkça, bulutun içindeki su damlacıklarına çarpıyorlar  Böylelikle, negatif bir elektrik yükü ile dolan buz parçacıkları daha sonra bulurun alt kısmında toplanıyorlar  Zamanla, yer ve bulutun dip kısmı arasında yüz milyonlarca voltluk yük farkı oluşuyor  Bir süre sonra, bulutun altındaki hava, bu farkın neden olduğu gerginliğe dayanamıyor ve elektrik boşalması meydana geliyor  "Yıldırım" adı verilen bu olay sırasında, bulut ve yer arasındaki elektrik yükü farkı eşitlenmiş oluyor  Bu boşalma o kadar çabuk oluyor ki, bunu görüntüleyebilmek için özel teknikler gerekiyor  İki döner objektif ile sabit bir fotoğraf camı bulunan "Boys" fotoğraf makinesiyle elde edilen fotoğraflar, hemen hemen görünmez olan elektrik boşalmasının çentikli adımlarla yere doğru ilerleyen bir "şimşek" olduğunu ortaya koyuyor Yüksek binalarda ve dağlarda şimşek yukarıya doğru da çakabiliyor Bir şimşek, saniyenin 100'de biri aralıklarla kesilmiş kısmi boşalmalardan meydana geliyor  Aşağı doğru olan boşalım, yere 50 metre yaklaştığında çok daha parlak bir vuruşla geri dönüyor  Bu ışık seli sayesinde bulut, yer ile birleşmiş oluyor  Yüz milyon voltluk bu fark, yukarıya doğru yükselen onbinlerce amperlik akım, hareketli bir alevle açığa çıkıyor  Açığa çıkan bu enerji, nesneleri buharlaştıracak kadar şiddetli bir etki gösteriyor  Şimşeğin en parlak kısmı, yerden yukarıya doğru yükseliyor  Yüksek binalarda ve dağlarda şimşek yukarıya doğru da çakabiliyor  Fırtına bulutlarının buzlu üst kısımlarında güçlü pozitif yük olduğundan, bulutların içinde yıldırım oluşabiliyor  Böylelikle, bulutun içindeki yük farkı dengelenmiş oluyor  Bu, genelde her tarafa ışık saçan, ancak gürültüsü duyulmayan şimşeklerle kendini gösteriyor  Yıldırımın bir başka özelliği de, içinde sıkışmış hava bulunan şok dalgalan yaratması    Bu dalgalar genişleyip, çoğumuzu yerinden sıçratan güçlü gökgürültülerine dönüşüyor  Kapalı mekanlarda yaşam yıldırımdan ölen sayısını azalttı Günümüzde yıldırımın etkilerinden korunabilmek, eskiden olduğundan daha büyük önem taşıyor  Elektronik teknolojisinin kullanımında ki artış, yıldırımın yol açabileceği tehlikeleri de arttırıyor kuşkusuz    Örneğin; her donanımı elektronik sistemlere bağlı olan bir hastaneye yıldırım düşmesi, umulanın çok üstünde kayıplara neden olabiliyor  1800'lü yıllarda yıldırım çarpması sonucunda ölenlerin sayısı günümüzden çok daha fazlaydı  Ölü sayısının bugün az olması, tabii ki fırtınaların azalması değil; çünkü böyle bir azalma söz konusu olmadı    Değişen tek şey, artık insanların daha çok kapalı mekanlarda yaşıyor olmaları    İnsanların iş ortamları kapalı alanlara taşındıkça, yıldırım çarpma olasılığı da giderek ortadan kalkıyor    Nijerya'da her iki günde bir fırtına kopuyor ve yıldırım düşüyor    Yıldırım çarpan insanların öyküsü, yılda en az bir-iki kez gazete haberi olan öykülerden    Türkiye'de de böyle, dünyanın diğer ülkelerinde de    Ülkemizde fırtınalar genellikle sonbahar ve kış aylarında koptuğundan, bu tür olaylar da aynı mevsimlerde artıyor  Ama fırtınaların ve yıldırımların çok daha sık ve farklı mevsimlerde görüldüğü ülkeler de var  Örneğin; Ekvatora yakın ülkelerde çok sık fırtına yaşanıyor; Nijerya'da her iki günde bir fırtına kopuyor ve yıldırım düşüyor    Bir insanı yıldırım kaç kere çarpar? Bir… İki… Üç… Genel olarak, yıldırım çarpan insanların dörtte biri hayatını kaybediyor  Bu genellemelere bakılırsa, bir erkeğin yıldırıma hedef olma şansı kadınların altı katı kadar    Bu konuda elinde rekor olan kişi ise, ABD'nin Virginia Eyaleti'nde emekli bir park bekçisi olan Roy Sullivan    İlk kez 1942 yılında yıldırım çarpmasına hedef olan Sullivan, ilk seferinde sadece ayak tırnağını kaybetmişti    Bunu izleyen 1969, 1970, 1972 ve 1973 yıllarındaki yıldırımlar ona fazla hasar vermedi  Ancak, 1976'daki yıldırımda ayak bileğini inciten Sullivan'ın, 1977'de göğsü ve karnı yandı  Bunca rastlantıdan sonra ölümünün de yıldırımdan olacağına inanmış dostları, Sullivan'ın 1983 yılında intihar ederek ölmesine çok şaşırdılar    En çok golfçular çarpılıyor Yıldırım çarpmasından en çok etkilenen kişiler, hiç kuşkusuz golf oyuncuları    Dünyada her yıl çok sayıda golf meraklısını yıldırım çarpıyor  1975 yılında birlikte golf oynayan Lee Trevino, Bobby Nichols ve Jerr Heard adlı üç iş adamı, yakınlarındaki bir göle düşen yıldırımın golf sopalarına sıçramasıyla neye uğradıklarını şaşırmışlardı  30  000 derecelik sıcaklık, Trevino'nun omuriliğindeki suyu bir anda buharlaştırmıştı    Bu tür nedenlerle, son yıllarda sadece yıldırım hakkında bilgi veren özel hava raporları kullanılmaya başlandı  1988 yılında İngiliz Meteoroloji Bürosu, kendi "Varış Zamanı Farkı" sistemini kurdu ve Avrupa'da çakan şimşekleri izlemeye koyuldu  Cebelitarık, Kıbrıs ve İngiltere'deki dış istasyonlar, yıldırımın ürettiği 30 kilometre uzunluğunda kısa radyo frekanslarını bile alabiliyordu  Artık, bu radyo dalgalarının her bir dış istasyona varış zamanı arasındaki gecikme ölçülüyor ve böylece Avrupa, fırtınaları gelmeden önce haber alabiliyor  Bu bilgi alındıktan sonra, havayolları ve bölgede bulunan diğer ilgililer uyarılıyor  Fırtınaları izleme işini en ciddiye alan ülkelerden biri de Amerika Birleşik Devletleri    Çok yıkıcı fırtınalar sahne olan bu ülkedeki bilimadamları, uydular ve yer istasyonları aracılığıyla güçlü fırtınalarla sonuçlanabilecek hava şablonlarını sürekli olarak izliyorlar  Fırtına belirdiğinde, risk altodaki bölgede bulunan gözlemci ekiplerden, sürekli olarak fırtınanın yeri ve nereye gittiği hakkında bilgi vermeleri isteniyor  Gerek Avrupa, gerekse ABD'de yüksek yapılarda muhakkak paratoner kullanılıyor  Geniş çatılı uzunlamasına binalar da "hava sınır ağ örgüsü"yle korunuyor  Çatı, metal iletken ağlarla kaplanıyor; bunlar da duvarların içindeki metallerle toprağa bağlanıyor  İçinde patlayıcı bulunan binalar ve yüksek risk altındaki yapılar ise, uzun iletken direklerin yanı sıra, üstlerinden sarkıtılan iletkenlerle donatılıyor  Bu gibi binaların içinde bulunan hassas cihazlar, bilgisayarları besleyen güç ve bilgi hatları, telefon ve bilgisayar terminalleri ve daha birçok elektronik sistem, voltaj ayarlayıcı regülatörlerle destekleniyor  Böylece, yıldırım düşmesinde elektrik akımında meydana gelebilecek voltaj sıçramalarının bu cihazlara zarar vermesi önleniyor  Apollo 12 kalkış sırasında iki kez yıldırıma hedef olmuş Çabuk ateş alan yakıtlarla çalışan ve havada kalabilmeleri bilgisayarlara bağlı uçak ve roket gibi araçlar da fırtınalardan ve onun getirdiği yıldırımlardan korunmak zorunda    1969 yılında Apollo 12, kalkış sırasında iki kez yıldırıma hedef olmuş, ama yıldırımların çok güçlü olmaması nedeniyle pek zarar görmemişti  Günümüz uçaklarının fırtına bulutlarının çok üzerinde uçmalarının başlıca nedenlerinden biri de bu yıldırımlardan uzak durmak    Çünkü, uçağın burnu, kanat uçları ve yakıt depoları yıldırımdan kolayca etkilenebiliyor  Bunların korunması ise, özel olarak yapılmış iletkenlerle sağlanıyor  Bu iletkenler, yıldırımın etkisini yayıyor ve sıcak noktaların oluşmasını önleyip, uçak gövdesinin zarar görmesini engelliyor  Elektrik akımında meydana gelebilecek iniş-çıkışları önlemek için de uçak içindeki cihazlarda özel parçalar bulunduruluyor  Bu sistem öylesine gelişmiş durumda ki, günümüzde bir uçağın yıldırım çarpma sonucunda kötü bir yara alma şansı neredeyse yok gibi    HALA AÇIKLANAMAYAN BİLİMSEL BİR BİLMECE… YILDIRIM TOPLARI – IŞIK TOPU Yıldırım topları, açıklanamayan bilimsel bilmecelerin başında geliyor  Bazı uzmanlar, bunun sonsuz bir güç kaynağı olduğunu savunurken, kimileri de bir illüzyon olduğunu söyleyerek varlığını kabul etmiyorlar  Ancak, içlerinde bilimadamlarının da bulunduğu pek çok kişi yıldırım topları gördüğünü iddia ediyor ve varlığından şüphe etmediğinde ısrar ediyor  William Morris, 1936 yılındaki bir fırtına sırasında gördüklerini şöyle anlatıyor: "Kırmızı, sıcak bir ateş topunun gökyüzünden aşağıya doğru süzüldüğünü gördüm  Evimize çarptı, telefon hatlarını kesti, pencerenin çerçevesini yaktı ve kendini alttaki sıcak su fıçısının içine gömdü  Su bir süre daha kaynamaya devam etti  Yeterince soğuduğunda ise içinde hiçbir şey bulamadım    " Yıldırım düşmesini gören diğer insanlar, 15 santimetre genişliğinde portakal kırmızısı ya da beyaz topların gökyüzünde kaydığından, ıslık sesi çıkardığından ve keskin bir koku yaydığından söz ederken, bu topların bazılarının patladığını, diğerlerininse yok olup gittiğini anlatıyorlar  Sırlarla dolu yıldırım toplarıyla ilgili ilk ipucu 1991 yılında elde edildi  Japon bilimadamları, parlayan ışık toplarının, mikrodalga enerjinin bir metal kutu içine hapsedildiği zaman oluştuğunu bildirdiler  Bu da, yıldırım toplarının, kısa dalga radyo dalgaları birbirine karıştığında ortaya çıkan sıcak, iyonlaşmış gaz yığınları olduğu teorisini destekliyor    Yıldırımdan nasıl korunabilirsiniz? Saçlarınız havaya kalktığında, yıldırımın hemen tepenizde olduğundan kuşkunuz olmasın  Uzaktaki fırtınaların oluşturduğu radyo parazitlerini fark ederek gelen fırtınaları haber veren uyarı cihazları spor malzemeleri satan dükkanlarda bulunuyor  ■ Bir fırtınaya yakalandığınızda uzak durmanız gereken en belirgin cisim, geniş bir alanda tek başına duran uzun bir ağaç    Çünkü, böyle bir ağaç yıldırım sırasında tıpkı bir paratoner görevi görüyor, Böyle anlarda mümkünse ev ya da araba gibi Faraday kafesi görevi yapacak kapalı mekanlara girmeye bakın  Açık arazideyseniz, yıldırımdan korunabileceğiniz en ideal yerler alçak vadiler ya da dere yataklarıdır  Tel örgü gibi metal cisimlere sakın yaklaşmayın  Üzerinizde olan tüm metallerden de bir an önce kurtulmaya bakın  Kalabalıksanız, hemen dağılın ve birbirinizden uzaklasın  ■ Eğer her şey ters gidip de saçınız havalanmaya başlarsa, ellerinizi dizlerinize koyarak çömelin  Kesinlikle yere uzanmayın    ■ Bazen kapalı mekanlarda bulunmak bile tehlikeli olabilir  1982 Temmuzunda camın önünde oturan bir kadın, pencereden içeri giren yıldırımla çarpılmıştı  Yıldırım, elinde tuttuğu çay süzgecine vurmuş, bu güçlü darbe, kadının mutfakta yere yuvarlanmasına neden olmuştu  ■ Bazen havada hiç bulut yokken de yıldırım çarpabilir  1966 Eylülü'nde Arizona'daki 30 tarla işçisi masmavi gökyüzünden gelen bir yıldırımın hışmına uğradılar, üçü öldü  1976 yılının Haziran ayında ise Avustralya'da Myrtleford'daki evlerin üzerine düşen yıldırım bir televizyonun patlamasına, telefonların kesilmesine ve güç hatlarının yıkılmasına neden olmuştu  Bu davetsiz misafirin ardındaki sır gizemini hâlâ koruyor    | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |