|  | Divan |  | 
|  07-01-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   DivanDivan İslam devletlerinde yönetimle ilgili önemli konuların görüşülüp karara bağlandığı kuruldur   Başlangıçta bir devlet dairesi niteliği taşıyan divanlar sonraları İran devlet geleneğinin de etkisiyle kurul biçimine dönüşmüştür  Zamanla sayıları artan, görev ve yetkileri farklılaşan divanlar uzun süre İslam devletlerinin en önemli yönetim organı olma niteliklerini korumuşlardır  İslam tarihinde ilk divan ikinci halife Hz  Ömer döneminde (634644) kuruldu  Devlet gelirlerinin ve giderlerinin kaydedilmesi işlerini yürüten bu divan daha  sonra bütün mali işleri yöneten bir daire durumuna geldi  Emeviler döneminde (661750) divanların sayısı artmaya başladı  Devlet merkezi Şam'da bulunan ve ekonomik işleri yönetmekle görevli olan "Divanü'lHarac" giderek ana divan durumuna geldi ve "elDivan" adıyla anılmaya başlandı  Merkezde çeşitli devlet işlerini yürüten divanların yanında eyaletlerde de divanlar kuruldu  Abbasiler dönemi (7501258) ise divanların yetki ve görevlerinin kesin olarak birbirinden ayrılarak belirlendiği, büyük bir imparatorluk durumuna gelen devletin artan gereksinmelerine göre birçok yeni divanın kurulduğu, eskimiş olanların da kaldırıldığı bir dönemdir  Abbasiler'deki başlıca divanlar, ekonomik işlerle uğraşan "Divanü'1Harac", zekât gelirini toplayan "Divanü'sSadaka", askeri işlere bakan "Divanü'1Ceyş", devlet görevlilerinin ücretlerini düzenleyen "Divanü'nNafaka", saray giderlerini yöneten "Divanü'lHazine", posta ve gizli haberalma işlerine bakan "Divanü'lBeridi" ile mali denetimle görevli "Divanü'zZimem"di  "Divanü'sSır" ise devletin önemli iç ve dış sorunlarıyla ilgili kararları alan üst kuruldu  Abbasiler'de halkın çeşitli konulardaki yakınmalarını dinleyen ve bunları halifeye ileten "Divanü'1Mezalim" adlı bir kurul daha vardı  Halifeler divan toplantılarına katılmazlar, isterlerse toplantının yapıldığı salona bakan yüksek bir yerde oturup görüşmeleri pencere arkasından izlerlerdi  Abbasiler döneminde ve sonrasında kurulan İslam devletleri büyük ölçüde Abbasi divan geleneğini sürdürmüşlerdir  Büyük Selçuklular'da devletin en yüksek yönetsel kuruluna "Divanı Âlâ" denirdi  "Divanı Âlâ"nın altında resmi yazışmaları yürüten "Divanı İnşa" ve "Divanı Tuğra" adlı iki divan bulunurdu  Mâli kayıtları "Divanı İşrafı Memalik" tutar, mali denetimi de "Divanı Nazarı Memalik" yapardı  Askerlik işlerini "Divanı Arz" ya da "Divanı Ceyş" denilen kurul yürütürdü  Anadolu Selçukluları da Büyük Selçuklulardan aldıkları bu kurulları bazı ad değişiklikleriyle aynı biçimde korumuşlardır  Anadolu Beylikleri ile Akkoyunlular ve Karakoyunlular'da da benzeri kurumların varlığı bilinmektedir  Osmanlı Devleti'nde küçük bir beylik olarak kurulduğu yıllarda divana benzer bir kurul yoktu  15  yüzyılın ortalarına doğru merkezi devlet örgütü oluşunca divan da ortaya çıkmıştır  Osmanlılar'da önceki İslam devletlerinden farklı olarak bütün yönetim görevlerini tek bir divan üstlenmişti  "Divanı Hümayun" adı verilen bu kurulun asıl üyeleri sadrazam, kubbealtı vezirleri, Anadolu ve Rumeli kazaskerleri, Nişancı, Anadolu ve Rumeli defterdarları ile Rumeli Beylerbeyi idi  Yeniçeri Ağası ile Kaptanı Derya ancak vezir rütbesindeyseler Divanı Hümayun üyesi olabi lirlerdi  Divanı Hümayun'un ayrıca kendi örgütü ve Reisülküttab'ın başkanlığında çalışan birçok görevlisi vardı  Yönetimle, yargıyla, maliyeyle ve ekonomiyle ilgili konularda devletin en üst karar organı olan Divanı Hümayun aynı zamanda halkın yakınma ve dileklerini de dinlerdi  Verdiği kararlar padişahın onayıyla kesinleşir ve yürürlüğe girerdi  Divanı Hümayun Topkapı Sarayı'nda Kubbealtı denilen yerde toplanırdı  Kanuni Sultan Süleyman dönemine (152066) kadar Divanı Hümayun toplantılarına padişahlar başkanlık etmiş, ondan sonra bu görevi sadrazamlar yürütmüşlerdir  Padişahlar ise toplantıya katılmayıp görüşmeleri kafes arkasından izlemekle yetinmişlerdir  Divanı Hümayun genellikle haftada dört gün (cumartesi, pazar, pazartesi, salı) toplanır, kararlar da padişahın onayına pazar ve salı günleri sunulurdu  Osmanlı Devleti'nde Divanı Hümayun'dan başka sadrazamın başkanlık ettiği divanlar da vardı  Sadrazam konağında toplanan bu divanlardan "İkindi Divanında Divanı Hümayun'da görüşülmesine gerek duyulmayan daha önemsiz işler karara bağlanırdı  Sadrazam "Çarşamba Divanı"nda başkent İstanbul'un çeşitli sorunlarıyla uğraşır, "Cuma Divanı "nda ise yalnızca davalar dinlenir, önemli görülenler Divanı Hümayun'a götürülürdü  Eyaletlerde beylerbeylerinin başkanlığında toplanan ve "Eyalet Divanı" denilen kurullar Divanı Hümayun'un küçük birer örneği gibiydiler  Eyalet Divanı'nda alınan kararlar Divanı Hümayun'a bildirilirdi   Ayrıca bu kurulun kararını beğenmeyenler Divanı Hümayun'a başvurabilirlerdi  17  yüzyılın ortalarından sonra Divanı Hümayun'un önemi azalmaya başlamış, buna karşılık sadrazamın yetkileri ve yönetimdeki gücü artmıştır  18  yüzyılda giderek törensel bir kurul durumunu alan Divanı Hümayun çok seyrek toplanmaya başlamıştır  II  Mahmud'un (180839) merkezi devlet örgütünü yeniden düzenleme çalışmaları sırasında önce sadrazam divanları kaldırılmış, Divanı Hümayun'un yetki ve görevleri de başka kurumlara devredilmiştir  Divanı Hümayun bundan sonra işlerliği olmamakla birlikte varlığını geleneksel bir kurum olarak devletin sona ermesine kadar sürdürmüştür   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |