|  | Sinemada Akımlar |  | 
|  06-28-2009 | #1 | 
| 
[KAPLAN]
 |   Sinemada AkımlarSinema denilen büyülü perde oyunlari LUMIERE kardeslerin yaptigi SINAMASKOP denilen aletle birlikte dogmus ve dünyada meydana gelen her yeni akimla birlikte yeni bir boyut kazanmistir   Akim sözcük olarak;"Sanatta, siyasette, düsünce hayatinda ortaya çikan görüs, yöntem, hareket, cerayan"anlamina gelmektedir  Bu konuda ALIM SERIF ONARAN ise "Resim, edebiyat, müzik, tiyatro, gibi öteki sanatlar nasil yüzyillar boyu çagin, siyasal, iktisadi, sosyal dolayisiyla kültürel etkilenmelerinden dogan akimlar ve ekollere bagli bulunmussa; sinema da ayni nedenlerle, çagdas bir sanat olmasina karsin, çesitli akim ve ekollere bagli kalmistir  " Der  ONARAN "Sinemaya Giris" adli yapitinda sinemanin maruz kaldigi akimlari yedi grupta katagorize eder  Bunlar söyledir: 1  Disa vurumcu alman sinemasi 2  Sairane gerçekçilik 3  Yeni gerçekçilk 4  Yeni dalga 5  Özgür Sinema 6  Yeni sinema 7  Deneysel sinema Bu siniflandirmaya bagli kalacak olursak herbir akim hakkinda yüzeysel olarak sunlari söyleyebiliriz  Öncelikle: 1- DISAVURUMCU ALMAN SINEMASI: 1900'lü yillarda Fransa, Rusya, Isveç, Norveç, Çekoslavakya ve Polonya ile tek tük Ingiltere ve Amerika'da görülen bu akim gerçek anlamda kendini tüm sanatlardaki gelismesiyle kendini Almanya«da göstermistir  Normal olanin disina tasan, insanin bilinç altindakileri disari tasimasi, yansitmasi olarak söyleyebilecegim bu akim dilimizde"Ifadecilik, anlatimcilik, kendilikçilik, ruhsal yasantinin içerikleriyle, tinsel içerikleri dile getiren çagdas sanat akimi olarak karsilik bulur  " (Demiray, 231) Öncelikle resimde görülmüs, daha sonra heykel, mimari, edebiyat, tiyatro ve müzige yansimistir  "Duygusal tepkileri yansitmak amaciyla çizgi ve rengin dogadan bagimsiz kilinarak oldukça özgür bir biçimde kullanimiyla, kalin boya hamuru yogun renk, karsit degerler ve biçim bozma resimde kullanilan Ekspresyonist üsluptur  " (Britanica, 7:230) Diger adiyla "Ekspresyonizm" olarak da bilinen disa vurumculugun resimdeki temsilcisi Picasso'dur  Disavurumcu akim en çok Almanya'da talep görmütür  Bunun temelinde de Germen ülkelerinin yasadigi toplumsal bunalimlar ve baski rejimlerinin etkisi vardir  Halk ve aydin kesim bastirilmis, sindirilmis duygu ve düsüncelerini disavurumcu (Ekspresyonist) bir tarzda sanata yansitmislardir  Bir baskaldirinin meyvasidir disavurumculuk   FESTİVALLER YARIŞMALAR KISA FİLM ÜZERİNE HD TEKNOLOJİSİ KAMERALAR 1919-1939 yillari arasinda Almanya«da Alman disavurumcu akiminin etkisi ile Disavurumcu Alman sinemasi ortaya çikmistir  "Disavurumculukta gölgeli bir isiklandirma, gerçeküstü bir dekor, yapay rol yapma ve gerçek olmayan bir dünyada gezinen kameranin asiri üslubu dikkat çeker  Filmlerde kaba ve barbar görüntüler hakimdir  Ölüm ve düsük yasama iliskin nesnelerle beraber, savasin kizistirdigi umutsuzluk ve erime bu dönemin konularidir  (Biryildiz, 38) Daha iyi bir dünyadüslenir  Bu düsle birlikte"Gerçekçilik"bir kenara birakilmis, soyut ve metafizik olana yönelinmistir  Görselanlatim güçlüdür  Güncel hayat dikkate alinmamis ve "BEN'IN" derinliklerine inilmeye çalisilmistir  " Bu dönemde fantastik dünyaya isik tutan belli basli filmler sunlardir: PRAG«LI ÖGRENCI (1913)-YÖN:STELLAN RYE GOLEM (1914) -YÖN: HENRIK GALEEN HOMUNCULUS (1916) -YÖN:OTTO RIPPERTDOKTOR KALIGARI'NIN MUAYENEHANESI (1919) - ROBERT WIENA 2- SAIRANE GERÇEÇILIK: Sairane Gerçekçilik Fransa«da dogmus ve en çok ilgiyi de bu ülkede toplamis bir akimdir  Akim "SIIRSELLIK" ve "GERÇEKÇILIK"olmak üzere iki dinamik üzerine temellendirilebilir   "Akimin siirselligi; seçilen mekanlarda ve film karakterlerinin davranislarinda yatmaktadir  Islak caddeler, sisli limanlar ve kir kahveleri mekan olarak seçilmekle beraber, film karakterlerini, asker kaçaklari, umutsuz katiller ve yaptigi evlilikten mutlu olmamis kadinlar olusturmaktadir  Filmlere marazi bir ruh hali hakimdir  Genellikle yasak ya da imkansiz asklar anlatilmaktadir  Akimin "GERÇEKÇILIK" yönünü ise karakterlerin karsilarina çikan yasamin katiligin simgesi olarak görülen POLIS ve GANSTERLER«in varligidir  " (Onaran, 1986:138) Akimin ortaya çikmasinda JEAN VIGO, MERCEL L«HERBIER ve JULIEN DUVIVIER gibi yönetmenler etkilidir  Akimi temsil eden belli basli filmler söyledir: HAL VE GIDIS SIFIR (JEAN VIGO), GEÇIP GIDEN ÇATANA (JEAN VIGO) 3- YENI GERÇEKÇILIK: 1945 sonrasi Italya«da dogmus olan bu akimda sinema yeni bir boyut kazanmis, JEAN RENOIR'la birlikte "SIIRSEL REALIZM" tarzini benimseyen filmler yapilmaya baslaniyor  Akima göre "Genel erkek ve kadina yönelmelidir  Gerçek hayat olusumlarinda kapilarin disinda çekimler yapilmali; adeta bir belgeselle ayni tarzda olmalidir  " (Biryildiz, 66) Yeni Gerçekçi yönetmenler kamerayi sokaga tasiyarak anti-stüdyo görüsünü olusturdular  HOLLYWOOD isiklandirmasini gözardi ederek yerlesim yerinde dogal isigi kullandilar  Melodramlar bir kenara birakilarak savastan sonra zarar görmüs ülkelerin sokaklarina yöneldiler  Kamera ile en iyi sekilde eldeki anin gerçegini yakalamaya çalisirlarken aktör ve aktristler de "DOGAÇLAMA"yolunu seçtiler  "ÇERÇEVELEME VE KAMERA HAREKETI"1930Ôlara dogru yerini esnek ve serbest kamera hareketlerine birakti  Yerlesimdeki dogal sesleri kayit etmek imkansiz oldugundan dialog, müzik ve sesler sonradan ekleniyordu  Öykü birakilarak hayatin aci tecrübesine yakinlik kural haline geldi  Hikaye örgüsü olmaksizin bir olay oldugu gibi görüntüleniyordu  Fakirlik, issizlik, savas sonrasi ekonomik kaos ve belirsizlik filmlerin baslica ögeleriydi  Filmlerde son yoktu ve gelecek belirsizdi  Italya«nin o günkü tarihsel kosullari nedeniyle insanlarin içine düstükleri trajedi ve bosluk filmlerde yaratilan boslugun getirdigi aci ve belirsizlile yansitilmistir  Bu akimin belli basli yönetmen ve filmleri su sekildedir:LUCHINO VISCONTI (The Postman always rings twice /Postaci kapiyi iki kere çalar  ), (Terra Trema /Yer sarsiliyor  ), (Rocco ei Suoi Fratelli /Rocco kardesler); ROBERTO ROSSELLINI (Roma açik sehir), (Hemseri), (Germania anna Zero /Almanya sifir yili); VITTORIA DE SICA (Sciuscia /Boyaci ya da Kaldirim Çocuklari), (Ladri Biciclette /Bisiklet Hirsizlari) 4- YENI DALGA: 1950 sonrasinin Fransa«sinda ortaya çikmis bir sinema akimidir  Fransiz Yeni Dalga akimi 2  Dünya savasi sonrasi varolan Fransiz film yapim kurumuna karsi tepki olarak dogmustur  "Ilk olarak kisilerin filmleri, ayni bir romancinin kitap yazmasi veya bestecinin bir müzik parçasini yaratmasi gibi yorumlamalari gerektigine inanmislardir  " Ikinci olarak klasik HOLLYWOOD film yapimindan farkli olarak yeni bir sinema dilinin bulunmasi gerektigine inanmislardirSavas sonrasi sarsintilari aza indirgemek için hükümet destekli filmlerin yapimi CNC«nin (Contre National Cinematographie) 1946 Ekiminde kurulmasi, yabanci ortak yapimli filmlerin yapimi (Savas bitti, Çilgin Pierrot, VeTanri Kadini yaratti  ) Fransiz sinemasini yeniden canlandirdi  Bu gelismelerin etkisi ile 1960«larin baslarinda Fransiz Yeni Dalga film endüstrisinin kalbi ve ruhu haline geldi  Bu akimin yönetmenleri esinlenmelerini olaganüstü ber Paris kurumu olan SINEMATEK FRANSA Ôda bulduklari sinema tarihinden aldilar  Yeni Dalga yönetmenleri HOLLYWOOD«un yüzeyselliginden kaçmislardir  Roberto Rossellini«yi örnek alarak Paris«in sokaklarina çikmislardir  Sokaklarda dogal isiklar kullanmislardir  "Yeni dalga yönetmenleri sonsuz kurgulama olanaklari, kamera çalismasi, ses ve mizansenle oynamayi sevmislerdir  Ayni zamanda sevilen filmlerden alintilar yapilmistir  Yeni Dalga klasik HOLLYWOOD öykülemesinden farkli bir stilde hikayeler yaratir  Öyküleyici sahneler birbirini anlamli bir biçimde izlemez  Seyirci hiçbirzaman ne olacagini bilemez  Komik bir sahnebir cinayetle tamamlanabilir  Kurgulama can alicidir  Yeni Dalga flmleri çok az net kapanisa ererler, sadece biterler  Tipik yeni dalge öykülemesinde kisi ile toplum arasinda çok az iliski oldugu gibi karakterler hiçbir aile ya da politika bagi olmayan ögrencilerdir  "(Biryildiz, 90-91) Bu akimi temsil eden belli basli yönetmenler sunlardir: ALAIN RESNAIS (Nuit et Marienbad/Geçen yil Marienbad); FRANÇOIS TRUFFAUT (400 darbe) JEAN LOC GODARD 5- ÖZGÜR SINEMA: 1956«da LINDSAY ANDERSON, KAREL REISZ ve TONY RICHARDSON TARAFINDAN yönlendirilen, Anderson ve Reisz«ineditörü olduklari SEQUENCE dergisindedüsüncelerini yayimladiklari Ingiliz belge hareketidir  Politik atmosfere de yansiyan bu akim yeni solun baslamasiyla ticari Ingiliz sinemasini da etkilemistir  Çalisan sinifin problemleri ve sosyal içerikli konulariyla Ingiliz Sinema Enstütüsü (BFIY) tarafindan destek gören bu akimin yönetmenleri ilk yapitlari olarak belgesellerle basari kazanmistir  Ardindan konulu filmlere geçilmistir  Akimi temsil eden baslica yönetmenler ve filmleri sunlardir: LINDSAY ANDERSON (This Sporting life, TONY RICHARDSON (Angry young men /Öfkeli gençler), KAREL REISZ (Saturday nigth and Sunday morning / Sevisme Günleri) 6- YENI SINEMA : Yeni Sinema akimi 1960«larda Brezilya«da yayilmaya basladi  Amaci yabanci etkilerden uzak olarak kendi film kültürlerini olusturmakti  NELSON PEREIRA DOS SANTOS, GLAUBER ROCHA VE RUY GUERRA gibi yönetmenlerin bayrak tasiyiciligini yaptigi "Yeni Sinema" akimi kendi ülkelerindeki ve dünyadaki sinema izleyicilerine, toplumsal adaletsizligin egemen oldugu bir ülkenin gerçeklerini, bazen bir belgeselin gerçekligiyle bazen de Brezilya kültürünün izlerini tasiyan simgeleri kullanarak gözler önüne sermektedir  Yeni Sinema elemanlari yaptiklari filmlerde, anlatimdaki özgürlükleri ve yapimdaki bagimsizliklari açisindan örnek gösterebilecek bir akimdir  1967 sonrasida dünyadaki gelismeler siyasal, sosyal ve ekonomik alandaki bunalimlar Yeni Sinemacilara büyük bir darbe vurdu  Toplmsal içerikli konulardan uzaklasilarak renkli karnaval ve eglence havalarina ilisik konular yer aldi yeni filmlerde  Açligin, tutkunun ve siddetin sinemasi olan Yeni Sinema böylelikle yeni bir boyut kazandi ve gerçek amacindan uzaklasti  Bu akimin temsilcileri söyledir: GLAUBER ROCHA (TERRA EM TRANSE /Kendinden geçmis ülke) ANTONIA DES MORTES (Borrauanto /Firtina) RUY GUERRA (Os café jestes /Arzu plaji) 7- DENEYSEL SINEMA : Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlügü Deneysel Film için "Sinemada alisilmisin disinda yenilikler deneyen film çesiti " tanimini veriyor  (Özön, 1981:78) Kantz ise Deneysel Sinemayi açiklarken özgün ve gelenekselden ayri çalismalar yapan kisileri kapsar demektedir   Sabri Kaliç ise Deneysel Sinema adli yapitinda her yenilik getirmis film Deneysel filmdir diye açiklar  Deneysel Sinema hakkinda tanimlar birebir yapilani açiklamaya yeterli olmadigi gibi; bu çalismalari da adlandirirken bir karisiklik söz konusudur  Kaliç Deneysel Sinemayi adlandirmak için; underground (yeralti) sinema, Avant Ggarde (öncü) Sinema, Independent (Bagimsiz)Sinema ve Expeirimental (Deneysel) Sinema gibi terimler kullanilmaktadir  Deneysel filmleri tanimlamanin en iyi yolu onlarin "Tanim kabul etmez "olduklari gerçegini görmektedir  Deneysel film çekimlerinden dünya sinemasindan örnekler verecek olursak su filmleri sayabiliriz : TONY CONRAD (Flicker / Kirpisma, 1966),ANDY WARHOL (Sleep / Uyku, 1963),LOUIS DELLUC (Fievre),LOUIS BUNUEL (Un chien andolou /Endülüs köpegi),VIKING EGGELING (Diagrol symphanien /Çapraz Senfoni) KAYNAKÇA : BIRYILDIZ, Esra  Sinemada Akimlar, Beta Basin Yayim Dagitim A  S  : 5, 1998   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |