Yeni Emperyalizm

Eski 09-07-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yeni Emperyalizm









Tarih bizim için oldukça acı olaylarla doludur Büyük baskılar, yargısız infazlar, sabun yapılan insanlar, yasaklanan siyasetler, bir saniyede yok edilen yüz binler, açlığa terk edilen insanlar, insanlık dışı hapis hayatları Bu nedenlerle siyaset yapmanın kendi başına kirli bir oyunun parçası olma sonucunu doğuracağını düşünüp bir köşede sessiz kalmayı seçenlerimiz olmuştur muhakkak Ancak tarih, diğer yandan, bir bilim olarak, bizim yaşanan kötülükleri tekrar yaşamamamız ve temiz siyaset yapmak için çeşitli olanaklar da sunar Bu olanaklar bizim, onun içinde bulunan kimi yapılara karşı bilgili, umutlu ve sorumlu davranmamızın dayanaklarını oluşturur

David Harvey de, Türkçe'ye çevrilen üçüncü yapıtı Yeni Emperyalizm'de geçmişimizin bugün yarattığımız tarihle olan bağını, benzerliklerini ortaya koyarak "yeni olanaklar" yaratıyor bizlere ABD'nin dünyanın her yanına yayılan şiddet ve acı politikalarını çözümlüyor Bu çözümlemeyi her şeyden önce tarihsel ve emperyalizmin yapısında bulunan kavramlarla ele alıyor Kavramlar arasındaki diyalektik ilişkileri sorguluyor Kavramlarla beliren politikaların taraflarını dikkatle çözümlüyor Bu politikalarla insanlığın (ki burada insanlık, maalesef küçük bir azınlık olan burjuva sınıfıdır) nasıl bir bugün yarattığını sorguluyor Bugüne kadar yaptıkları ile insanlığın gelecekte ortaya çıkarabileceği sonuçları tartışıyor Son olarak da mücadele olanaklarımızı ve mücadele olanaklarımızda belirlediğimiz tarafın anlamını ve sonuçlarını belirginleştiriyor
Harvey, bugünkü acı ve şiddet dolu günlerimizin ortaya çıkışında etkin bir faktörden, petrolden söz ederek başlıyor yapıtına Ona göre petrol bir hegemonik güç olarak ABD'nin önümüzdeki elli yıl için gücünü korumasında oldukça önemli bir faktördür Harvey, bunu söyleyen onlarca stratejistten, ABD'nin petrolü elinde tutmasının kapitalist emperyalist kuramında ne anlama geldiğini açıklayarak ayrılıyor ABD'nin petrol politikalarının 19 yüzyılda Britanya İmparatorluğunun kendi burjuva emperyalizmini yaymada kullandığı sömürgeci yöntemlerle aynı olduğunu, bu emperyalizm şeklinin bu açıdan birinci aşamasını Britanya İmparatorluğu ile yaşadığımız, emperyal hegemonyanın, "yeni" bir aşaması olduğunu söylüyor Bu çerçevede de Harvey, yöntemini, kendi tarihselliği içinde ortaya çıkmış olan emperyalist yöntemin üzerinde kurma imkanı buluyor
Temel olarak Harvey, iç içe geçmiş iki diyalektik süreçten söz ediyor ve bu iki süreç, temel olarak kapitalist emperyalizm kavramına ulaşmamızı sağlıyor Diyalektik süreçlerden ilki; gücün ülkesel ve kapitalist mantığı arasındaki diyalektik ilişki, arkasından gelen ise; kapitalist devletin iç ve dış ilişkilerinin diyalektiği Harvey, bu iki diyalektik sürece başvurularak kapitalist emperyalizmin, farklı kapitalist biçimlerine yönelik sağlam bir yorumsal çerçeve oluşturduğunu söylüyor (s 153) Buradan hareketle de yapıtında ABD'nin ve dolayısıyla tüm dünyanın yaşadığı süreci özetliyor
Diyalektik süreçlerden ilki olan gücün devlet ve kapitalist mantığının arasındaki ilişkisini açıklarken Harvey, ABD'nin hegemonik bir güç olarak ortaya çıkmasında yaşanan üç aşamadan söz ediyor Bu üç aşamadan ilki ABD'deki Burjuva emperyalizminin yükselişinin yaşandığı 1870-1945 yılları, ikinci aşama 1945-1970 yılları arasında yaşanan hegemonyanın soğuk savaş sonrası, üçüncü aşama ise 1970-2000 yılları arası yaşanan neo-liberal hegemonya yaşandığı yıllardır (s37-63) Harvey'in de özellikle ilgilendiği üçüncü aşamaya dek, ikinci aşamada yaşanan aaanesyen politikalar nedeniyle sermaye birikimi kontrol altında tutuluyor Bu aşamada sosyal harcamalar ve dünyadaki seçkin sınıfın yaratılmasında yaşanan sermaye aktarımı ile sermaye birikimin bir dereceye kadar tehlikeli boyutlara ulaşması engelleniyor
Ancak, kendi yapısal niteliği nedeniyle bu aşamada belirginleşen sorunlar, üçüncü aşamada oldukça önemli sorunlar olarak ortaya çıkıyor Bunlar: sermayenin yayılmasında belirginleşen ırkçılık gereksinimi, sermaye birikiminin emilememesi, burjuva sınıfının çıkarları ve dünyanın her yanını silahla donatmak (s50-52) Üçüncü aşama denilen 1970 sonrası ABD'ye akan petrodolarlar da bunlarla birlikte, gücün kapitalist mantığının belirginleşmesine neden oluyor Gücün ülkesel mantığı ise hem merkezin kontrolündeki IMF, Dünya Bankası hem de daha sonra ortaya çıkan DTÖ ve GATT gibi örgüt ve anlaşmalarla sabitleniyor
Buradaki iç içe geçmiş diyalektik ilişki, Harvey'in tarih kavrayışında anlam kazanıyor Sermayenin "yeniden üretim olanaklarını" yaratma zorunluluklarını ortaya çıkaran kapitalist mantık, ona bu olanakları sağlayan merkez devleti ve çevre devletinin bu olanakları yaratan düzenlemeleri Harvey'e göre biri olmadan diğeri işlemiyor Bu çerçevede Harvey, gücün kapitalist ve devlet mantığının artışının devletin her türlü muhalefeti susturmak zorunda kaldığı, uluslararası hukuku yok saydığı bir döneme denk gelmesinin de zorunlu bir süreç olduğundan söz ediyor Aynı zamanda Harvey, gücün kapitalist ve devlet mantığının artışını açıklarken bir kavrama daha başvuruyor "Zaman-mekan sabitesi" Mal, kapasite ve para fazlasını ifade eden (s 91) bu kavram, kapitalist emperyalist tarihi kavramamızda oldukça büyük yardım sağlıyor Gücün kapitalist ve devlet mantığının artışı ile zaman-mekan sabitlerinin artışı arasındaki doğru orantı, faşizmin yeni biçimlerinin (ya da neo-faşizmin) (s158) ve bir diğer sermaye aktarımı yöntemi olan "el koyarak birikim"in (Marx'ın sözü ettiği biçimiyle ilkel sermaye birikimi) zorunlu olarak ortaya çıkmasına neden oluyor (s 121) Bu süreçlerin hepsinde hem merkez hem de çevre devletler ise üzerlerine düşenleri hakkıyla yerine getiriyorlar
Diğer yandan ise sözünü ettiğimiz neo-faşizm el koyarak bikim ve sermaye olanakları nedeniyle ortaya çıkan rekabet koşullarının etkisiyle, bölgesel birlikteliklerle yeni savaş "olanakları"nı haber veriyor Aynı zamanda da küresel anti-kapitalist ve anti-emperyalist hareketleri ve bu hareketlerin üzerlerinde ortaya çıkan baskıları da Bu hareketlere de değinen Harvey'e göre, mücadele biçimlerinin, hem yeniden üretim mantığına hem de el koyarak birikim biçimlerine aynı anda karşı koyan bir mantıkla şekillenmesi gerekiyor Aksi biçimde; yani parçalı olan mücadele bir yapısının (yani postmodern mücadele yapısının) ortaya çıkma olasılığı olan tehlikeler karşısında etkisiz kalacağını ifade ediyor (s 144-145)
Başta da söylediğimiz gibi, kısaca sözünü ettiğimiz bu kavramlarla, Harvey'in bu yapıtı hepimizin tarihi anlamamız, açıklamamız ve "kötülük problemi"ni defalarca aynı sebeplerle, birçok coğrafyada aynı şekilde yaşamamamız için oldukça değerlidir Daha da önemlisi, David Harvey'in de belirttiği üzere, hepimizin ABD'deki siyasi güce karşı düşmanca tutum sergilemek yerine onu engelleme gibi bir sorumluluğumuzun ve bunun olanaklarını tartışma yükümlülüğümüzün olduğunu unutmamamızdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.