İnsan İşinlanmasi Ve Ruh Genetiği

Eski 09-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsan İşinlanmasi Ve Ruh Genetiği



İnsanlığın ilkel gelişimini tamamlaması milyarlarca yıl öncesinden başlamış,tarihsel olgular içerisinde kendini tam olarak tanımak isteyen insan bilimsel çalışmalarla dünyada var olan hemen hemen her maddeyi inceleme altına almıştırBotanik,zooloji,antropoloji,biyoloji,p sik oloji,tarih,coğrafya,sosyoloji,teoloji,matematik, f izik,kimya,astronomi vb gibi pozitif ve sosyal bilimler bazında çalışmalar yaparak insan hem kendi organizmasını ve çevresini hem de tabiattaki diğer canlıları inceleyerek dünyayı ve yaşamı tanımaya çalışmıştırİnsanlık acaba kendi organizmasını tam olarak tanıyor mu? Sorusunu sormadan önce çağın modern bilimi haline gelen Gen mühendisliği konusunda gelişmeler yaşandığı günümüzde ,genetik şifreleme sistemi üzerindeki çalışmalar sonuç vermiş gen kopyalaması ve gen analizi yapıla bilinmiştirGen mühendisliğindeki bu gelişmeler insanları cesaretlendirerek yeni bilimsel çalışmalara itmesini sağlamıştırBilim anatomisi insan yapısını didik didik ederken acaba ruh yapısındaki genetik yapıyı çözümleyebilecek seviyeye gelmiş midir?Verilecek cevap elbetteki hayırdırÇünkü bilim çağımızın tüm sorularına cevap verecek kadar gelişimini tamamlayamamış ve hale daha gelişimini sürdürmek çabası içerisindedirBilimin hızlı gelişimi devam ederken,enformasyon dünyası da ilerlemesini sürdürmektedirEnformasyondaki en taze ve orijinal bilgiler elbet tüm dünyaya hemen yayılmayacağı bilinmelidirBilimsel ilerlemelerde ileri teknolojiye sahip ülkeler her yıl bilimsel çalışmalarına milyon dolarlar harcamaktadırlarAz gelişmiş yada gelişmekte olan ülkeler ise henüz daha kendi iç siyasal,sosyal ve ekonomik gelişmelerini tamamlayamadıkları için,gelişmiş ülkelerdeki teknolojik gelişmelerin oluşturduğu enformasyonları çok büyük paralarla alma yoluna gitmek zorunda kalmıştırUnutulmamalıdır ki?Bilimsel çalışmalarda ileri ülkeler asla yeni ve orijinal bilgileri,gelişmekte olan ülkelerle tam olarak paylaşmazlarİşletme ekonomilerinde olduğu gibi pazardan kaymağı yemeden ve doymadan asla ileri teknolojik bilgi alışverişlerini yapmazlarBilgi pazarından kaymağı yedikten sonra kalan artığıda yüklü paralarla,az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere enformasyon yoluyla transfer ederlerBu yollarla gelişimi tamamlayan ülkeler küreselleşme adı altında bir dünya modeli kurmak istemeleri elbetteki doğaldır,çünkü ileri teknolojileriyle bilgi transfer eden ülkeler,bu bilgilerin kontrolünü yapmakta isteyecektir(Dünya Hakimiyeti)Bu sebeple güçlü ve güçsüz ülkeler ortaya çıkarak aralarındaki anlaşmazlıkların çıkması kaçınılmazdırGeçmişte ileri teknolojilerini kurarak nükleer silahlar projelerini tamamlayan ,az gelişmiş yada gelişmekte olan ülkelere satan ülkeler bu gün,yüklü paralarla sattıkları teknolojinin kendi hareket alanlarını sınırladıkları için yani kendi dünya hakimiyet egzistansiyellerine(varoluşlarına) ters düştüğü için savaş ültimatomları vermeleri de normaldirBu enformasyonun formülü ise kendin üret,kendin yok et modelidirAmerika-ırak savaşı bu örneğe uyarUluslararası bilgi satan ülkeler kime ne sattığını kimde ne olduğunu ve kimin bu bilgiyi ne kadar ürettiğini çok iyi analiz edecek sistemleri de kurdukları bilinmelidirGündemde olan Amerika-iran savaş polemikleride öz olarak bu nedenledir
Yaşadığımız 21asra bilgi iletişimi çağı denilmesi yerinde söylenmiş olması bakımından güzeldir, fakat bilgi iletişim çağını kimler üretiyor? Niçin üretiyor sorularını düşünüp de cevaplamak daha da güzeldirKim veya kimler bilgi üretim çağını yaşıyor veya kim veya kimler bilgi iletişim çağını oluşturuyorHer gün az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerdeki bürokratik medya işitsel ve görsel yayınlarında bilgi iletişim çağı üreticilerini bilinçli veya bilinçsiz olarak kösteklemeye devam ediyorNasıl mı?İşte Böyle İngiliz bilim adamları,Amerikan bilim adamları,Alman bilim adamları vb şu açıklamayı yaptı diye haber yaparkenYaşadığı ülkede kaynak bulamadan,bilimsel çalışmalar yapan insanların haberleri ulusal medyada kaideye bile alınmıyorHalk ta bu tür çalışmaları duymadığı için ülkede bilimsel çalışmalar yapılmadığından,bilgi iletişimi elinde tutan kişilere inanıyor ve onlara özeniyor buda taklitçiliğe ve hazır bilgiye itiyor

Bilim çok hızlı ilerleme kaydetse de henüz bilimin ulaşamadığı çok farklı konular olduğu bilinmesi gerekiyor Bilimsel çalışmalar yapılırken çıkan teknolojik buluşların insanların kültürel yapısıyla bağdaştırmak elbette etiksel sayılmaz Bilim çevresinin henüz algılayamadıklarını, taklitçi insanların algılayıp kavramasını da imkânsız kılar Yâda yapılan çalışmaları anlamayacak ve idrak edemeyecek insanların eleştirileri, bilimsel çalışmalar yapan dehaları işlerinden soğutacaktır Birde bilimin tekellerinde olduğunu sanan bazı çevrelerin bilimsel çalışmalar sadece kurumlarımızda veya kadrolarımızdan çıkar anlayışı bilimsel çalışma yapan dehaları tedbir almaya zorlayacaktır Bilimi, üstü kapalı olarak tekeline alan kurumların yayınlarında yer alan İnsan ışınlaması ve ruh genetiği konuları faraziden ibarettir, deyimleri doğru değildir İnsan ışınlaması ve ruh genetiği bilimin henüz daha ulaşamadığı konular değildir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.