|  | Ateşli Tulumbalar’ İn İcadı |  | 
|  09-01-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Ateşli Tulumbalar’ İn İcadıAteşli tulumbalar’ ın icadı İngiltere’deki kömür madenlerinde durum gittikçe daha tehlikeli bir hal alıyordu  Sürekli artan kömür talebi* kuyuların daha çok derinleştirilmesini gerektiriyor* dolan suları boşaltmak gittikçe güçleşiyordu  Britanya ekonomisinin en önemli sorunu durumuna gelen suları boşaltma işi için bütün mühendisler seferber olmuşlardı  XVII  yüzyılın sonlarında bu mühendislerden biri* Thomas Savery (1650-1715)* bilim yayınlarına göz gezdirirken Hook’un* Papin’in makinesinden söz eden bir yazısına rastladı  Savery* Hook’un eleştirmelerine rağmen* icadın işe yarar olabileceğini tahmin etti  Bunun için de* ne gibi yenilikler getirilmesi gerektiğini tasarlayarak hemen işe koyuldu  Savery* pratik bir buhar makinesinin ihtira beratını* (patent) 1698′de aldıktan sonra makineyi önce kralın* ertesi yıl da Royal Society önünde denedi  Papin’in makinesine* musluğa bağlı boruyla* istenildiği anda eksilen suyun yenilenebileceği büyük bir kazan eklemişti  Burada kaynatılan su* ani bir soğuk su akımıyla sıvılaştırılıyor* böylece borunun içinde boşluk meydana geliyor* sonra dışarı atılacak su bu boşluğa doğru akıyordu  Bundan sonra kazan yeniden ısıtılıyor ve işlem tekrarlanıyordu  Papin’in makinesindeki gibi piston yoktu ve mekanizması da daha sadeydi  Ağır işlemekle birlikte (dakikada dört darbe)* hiç değilse düzgün çalışıyordu  Ancak* iki büyük sakıncası vardı  Önce çok masraflıydı (75 lire suyu bir metre kaldırmak için 16 kilo kömür yakmak gerekiyordu)* sonra* tulumba ne kadar yükaaaae* buhar basıncının da o oranda yüksek olması gerekiyordu  Oysa basınç 8-10 atmosferi bulduğunda ısı öylesine yükseliyordu ki* lehimler eriyor* yarattığı gücün etkisiyle kazan patlıyordu  Savery* patlamayı güven altına almak ve kazandaki basıncı kontrol edebilmek için Denis Papin’in 17 yıl önce Londra’dayken icat ettiği aygıtı kullanmayı düşünememişti  Fransız bilgini 1681′de* en sert etleri bile kısa zamanda pişirmeye yarayacak bir tencere icat etmişti  Bu* aslında* bugün kullandığımız “düdüklü tencere”nin ta kendisiydi  İçindeki basıncı bilmek için bir supap yerleştirmiş* basıncı bir ağırlıkla dengelemişti  Bu gerçek bir “güvenlik supabı”ydı ve kapsamı tencerenin yararını çok aşıyordu  Burada Papin ve Savery’nin amaçlarının ayrı olduğuna işaret etmemiz yerinde olur  Savery bir teknisyendi ve maden ocaklarındaki suların boşaltılması gibi somut bir soruna eğilmişti  Bunu çözümleyince* daha öteye gitmek aklından geçmiyordu  Papin* onun tersine* bir bilgindi  Huygens’in kendisine aktardığı pratik sorun* (Seine’in sularını Versay sarayının parklarına kadar yükseltmek) onun için bir hareket noktası olmuş* dehası gittikçe genişleyen bir alanda icatlara yönelmişti  Kısacası* Savery ile Papin arasında* yarar gözeten bir uygulamacıyla bir anda dünyayı sarsabilecek bir bilim adamının bütün özellikleri vardı  1707′de altmışına varmış* hayal kırıklığına uğramış* bezgin ve kırgın bir insan olan Denis Papin* eski sorunu* Savery’nin eserinin ışığında çözümlemeye koyuldu  O sırada Savery’nin makinesi madenlerdeki suları boşaltmakta kullanılıyordu; ama suyu dışarı atacağına hidrolik bir çarkın kanatlarının üstüne akıtıyordu  Papin’in meydana getirdiği gülünç makine karmaşık ruhunun bir aynasıydı sanki Bir tek güç kullanacağına (sözgelişi bir buhar)* buhar* hava basıncı ve ağırlıktan yararlanıyordu  Bilgin* yine de bunu bir gemiye monte edip küreklerini çektirmeyi başardı  Gemi* Fulda üzerinde Cassel’de gerçekten işledi* ama bir defaya mahsus* göstermelikti bu  Papin* kararsız kişiliğine kapılıp Londra’ya yerleşmek üzere Almanya’dan ayrıldı  Weser’deki takacılar* kendi kendine giden bu gemiyi öfkelerinden paramparça ettiler  Parasız kalan zavallı Fransız da yoksulluk ve unutmuşluk içinde yaşlanmaya boyun eğmek zorunda kaldı  Ne zaman öldüğü bile tam olarak bilinmeyecek kadar unutuldu… Savery’nin makinesi suyu 17  50 metre yüksekliğe çıkardığı ve son derece ekonomik işlediği halde* maden işletmecileri tarafından beğenilmemişti  Çünkü madenler çok derin kazıldığından her 17  50 metreye bir makine yerleştirmek gerekiyordu  Ayrıca bunların işletilmesi göze alınamayacak kadar büyük masraflara yol açacaktı  Dartmouth’da (Devonshire) işleyen bu tür bir makine Thomas Newcomen (1663-1729) adlı bir çilingirin dikkatini çekti  Tasarılarını kendisine yakınlık gösteren büyük fizikçi Robert Hook’a açarak ondan kendisine öğüt vermesini diledi  Günümüzde* basit bir çilingirin ünlü fizikçilerden birine baş vurması ve onun tarafından da ciddiye alınması pek olağan değildir  O zamanlarda böyle şeylere hiç kimse şaşmazdı  Bir icadın* bilginden çok* usta ve zeki bir işçinin eseri olabileceği akla yakın görülüyordu  Bilim ve tekniğin işbirliği yeni yeni kurulmaktaydı ve Kolomb’un yumurtası hikâyesi her gün tekrarlanıp duruyordu  Öte yandan* bilim adamları da kendilerine fazlaca güvenen bilgiçler olmasa gerekti; hatta tarihçilerin* kişiliğini alabildiğine kötüledikleri Hook bile… Böylece Newcomen* Newton’un eşiti büyük bilgine danışmaktan çekinmedi  Sonra da arkadaşı camcı John Cawley ile birlikte* Savery’nin ateşli tulumbasının neden bunca güçsüz ve masraflı işlediği konusunda kafa patlatmaya başladılar  İlk kusuru* buhar basıncının yetersiz olmasındandı  Basıncı artırmak için ısıyı yükseltmek* kazanın patlamasını önlemek için de daha kalın imal etmek gerekiyordu  Ancak* bu kalın kazan daha geç soğuyacak* yani tulumba daha ağır işleyecek dolayısıyla verim düşecekti  Makine de bu yüzden masraflıydı zaten  Isıtmak için bir yığın kömür yaktıktan sonra soğutmak için çırpınmak* olur iş değildi doğrusu  Newcomen* Papin’in ve Savery’nin makinelerini inceledikten sonra* ikisi ortasını buldu  İkincinin kazanını*  birincinin de pistonlu silindirini aldı  Hem kazan* hem de tulumba gövdesi olarak tek bir kap kullanacağına* iki ayrı kaptan yararlanmayı düşündü  Böylece* soğutmaya ihtiyaç kalmayacağından kazanı gereğince kalın imal edilebilecek; doğrudan doğruya ısıtılmayacağına göre silindirin de soğutulması kolay olacaktı  Newcomen’in projesi 1705′te gün ışığına çıktı  Makine şöyle işliyordu: Kazanda oluşan buhar* bir silindire giderek pistonu kaldırıyor; piston dibine kadar iyice itildikten sonra soğuk su veriliyor; buhar sıvılaşınca silindirde hava boşluğu elde ediliyor; o zaman hava basıncı bütün gücüyle etki yaparak pistonu aşağıya itiyordu  Sonra silindire yeniden buhar gönderiliyor işlem böylece sürüp gidiyordu  Piston sürekli olarak inip kalkacağından* bunu bir çubukla* işletilecek tulumbaya bağlamak yeterliydi  Savery gibi Newcomen de makinesini yalnız tulumbalarda kullanmayı düşünmekte* bunun suyu yükseğe çıkarmaktan başka bir şeye elverişli olabileceğini aklının ucundan geçirmemekteydi  Her ikisinin de tek kaygısı* suyu 10  33 metreden yukarıya çıkarmaktı  Newcomen’in makinesi* tam anlamıyla bir buhar makinesi değildi  Çünkü bunda itici güç buhar değil* hava basıncıydı  Ancak bu nokta kullananları ilgilendirmiyordu  Bu makine Savery’ninkinden daha güçlü* daha az masraflıydı ya* onlar için de önemli olan buydu  Önceleri dakikada altı iniş-çıkış yaparken sonra bu on ikiye yükseltildi ve gücü de 100 beygiri buldu  Makinenin ilk alıcısı Wolferhamptonlu bir kömür madeninin sahibiydi  Makine büyük bir başarıyla görevinin üstesinden gelince* öteki maden şirketleri de art arda satiri almaya başladılar  Geliştirilmeye son derece elverişli oluşu makinenin satışını artırıyordu  Gerçekten* 1713′te ‘prototipi’ son derece ilkel olmakla birlikte hızla gelişti; yüzyılın ortalarına doğru enikonu mükemmel bir araç haline geldi  Bu gelişmelerden ilki musluklarda oldu  Üç musluktan biri silindire buhar yolluyor* ikincisi soğuk su akıtıyor* üçüncüsü de suları boşaltıyordu  Muslukların elle işlemesi bir sakıncaydı elbet* çünkü bir işçinin yalnız bu işle sürekli uğraşması gerekiyordu  Ancak otomatikleştirme işini Newcomen mi* yoksa* Potter adlı bir işçi mi gerçekleştirdi* bilemiyoruz  1713′te bu musluklar bir sicimle makinenin düzgün hareketini sağlayacak ‘denge düzenleyicisi’ne (balansiye) bağlanarak işletilmeye başlandı  1718′de Beighton adlı bir teknisyen bu ipi söküp yerine* ince bir çubuk yerleştirdi  Böylece makine kendi kendine işler duruma geldi  Bundan sonra* kazanın geliştirilmesi işi ele alındı  Alman Jacob Leupold (1674-1727)* basıncı artırmayı (1725) ve İngiliz James Brindley de (1716-1772)* kazanın beslenmesini düzenli hale sokmayı başardılar/İngiliz John Smeaton (1724-1792)* buharın kaybolmasını önlemek için silindirin ve pistonun daha iyi perdahlanmasını sağladı  Kısacası* yaratılmasından bu yana yarım yüzyıl geçmeden Newcomen’in makinesi bütün Avrupa’yı fethetti  Fransa’da ilk olarak 1732′de maden ocaklarındaki suların boşaltılmasında kullanıldı  Hollanda’da denizden kazanılan yerlerde aynı amaca hizmet etti  Bazı ülkelerde de şehirlere su verme ya da toprakları sulama işine yarıyordu* İngiltere’de yüzlercesi işlemekteydi  Bunlar* koca bir bina büyüklüğünde dev makinelerdi  Ağır ağır gidip gelen hantal sarkacın çevresine bir yığın seyirci toplanıyordu  Newcomen’in makinesi son 1934′te hizmetten çekildi  1787′de yapılmış olan bu saygıdeğer kalıntı halen Barnsley (Yorkshire) adlı İngiliz köyünde bulunmaktadır  Sarkacı 7* silindiri de 3  30 metre yüksekliğindedir  1951′de* Büyük Britanya festivalinde işletilmesi kolay olmadı  Piston bazen inadı tutup yükselmiyor* bazen inmeyi unutuyor* bazen de yorgunluktan poflaya tıslaya duruveriyordu  Bunu da 147 yıllık hizmetten sonra hoş görmek gerekir  En iyi işlediği günlerde* makine* her iniş-çıkışında 227 ‘litre suyu 40 metre yükseğe çıkartmaktaydı   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |