![]() |
Söz Değil Eylem Adamı Olmak |
![]() |
![]() |
#1 |
gülgüzeli
![]() |
Söz Değil Eylem Adamı Olmakİnsanımızı anlamak gün geçtikçe daha da zorlaşıyor ![]() ![]() ![]() Geneli itibariyle böyle toplum ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu yüzden, bizi iki dünya saadetine götürecek o kutlu yola tam anlamıyla koyulmayı bir türlü göze alamıyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oysa ne diyordu Kur’an: “Ey iman edenler! Ne mallarınız, ne de çocuklarınız sizi Allah’ın zikrinden, O’nun yoluna-yasasına uygun davranmaktan alıkoymasın ![]() ![]() “Ve bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız yalnızca bir imtihan konusudur ![]() ![]() ![]() Tabii ki, Allah’ın lütfundan nasibini aramak, kendisinin ve ailesinin geçimini temin edebilmek için gerekli çabayı göstererek çalışmak durumundadır insan, fakat bu hiçbir zaman insanı tam anlamıyla Allah’ın yolunda yürümekten alıkoyan anlamsız endişeler haline gelmemelidir ![]() ![]() a) Ahiret merkezli insanlar: Ahiret merkezli insanlar, dünyayı ve realiteyi inkar etmeden manevi-ahlaki ilkelere dayanan Allah merkezli bir yaşam sürerler ![]() ![]() b) Dünya merkezli insanlar: Dünya merkezli insanlar ise tüm yaşantılarını sadece dünya nimetlerini elde edip biriktirme tutkusundan ibaret kılarlar ve buna bağlı olarak devamlı surette vahyin süzgecinden geçmemiş iğreti arzu ve hevesleri doğrultusunda hareket ederler ![]() ![]() Bununla birlikte, hakiki iman iddiasında bulunan bizler, öncelikle vahyi yaşamak noktasındaki durağanlığımız nedeniyle, bugün psikolojik olarak birtakım sıkıntılar yaşamaktayız ![]() ![]() ![]() Bu nedenledir ki, Sahabe, vahyi on ayetlik bölümler halinde tedricen hayata taşımış, öğrenilen ayetlerdeki bilgileri amele dönüştürmeden, diğer ayetleri öğrenmeye gerek duymamıştır ![]() Zira ölümünden sonra, toprağın yeniden hayata kavuşmasına vesile olan su misali, yaşanılan ayetler kalbe huzur verir ![]() ![]() ![]() Öyle ki, bu olay nefislerimizde sık sık vuku bulmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün kapitalist düzen insanlığın zararına olan her şeyi kendi içerisinde üreterek, bu pislikleri çeşitli yollarla tüm dünyaya yaymakta ![]() ![]() ![]() “Başıboş bir halde, nefes nefese, harıl harıl koşan atlar” misali, yoldan çıkmış duygu ve düşüncelerin insan ruhunda meydana getirdiği tehlikeli kıvılcımlar, sabah vakti misali, pak ve aydınlık insan fıtratına ani baskınlar gerçekleştirmek suretiyle, tozu dumana katarak insanı manevi-ahlaki yönden körleştiren ihtiraslar, aklın ve vicdanın kontrolünden çıkmış iğreti istek ve tutkular, bugün bizleri bir topluluğun orta yerine dalarcasına, içinden çıkılması mümkün olmayan karmaşık bir durumun içine sokuyor ![]() Dolayısıyla, insan yaradılış amacının aksine, dünya metaına duyduğu şiddetli sevginin etkisiyle, uzun emeller peşinde koşarak, Rabb’ine karşı nankörlük etmektedir ![]() ![]() ![]() Dolayısıyla bugün küresel boyutta yaşanan kaos ve bunalımların temelinde, insanlığın manevi-ahlaki hiçbir ölçü tanımaksızın sürdürmekte olduğu “çokluk yarışı” yatmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeryüzünü cehenneme çevirerek yaşanmaz hale getiren, bu aç gözlülüğün neden olduğu maddi-manevi yıkım, her geçen gün şiddetini arttıran bir azap kamçısı gibi sırtında şaklamakta insanoğlunun ![]() ![]() ![]() Ancak ne yazık ki, ‘Günümüz Müslümanı’ böylesine ilahi bir imkana sahip olmasına karşın, yüce yaratıcının kendisine yüklediği bu misyonu yerine getirmekten, bir başka ifadeyle, vahiy gibi tüm insanlığın kurtuluşunu içeren ilahi reçetenin gerçek anlamda uygulayıcısı olmaktan uzak bir görüntü ortaya koymakta ![]() ![]() Evet, genel karakteri itibariyle sürekli olarak konuşur insan, devamlı surette laf üretir ve bunun yanı sıra yapmadığı ve yapmayacağı şeyler üzerine konuşmaktan da ayrı bir zevk alır ![]() Öyle ki, “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İki Müslüman bir araya geldik mi konuşmaya başlıyoruz hemen ve pek tabii ilahi kelamdan ve onun manevi-ahlaki ilkelerinden söz ediyoruz, neyin nasıl yapılacağından ve her şeyin nasıl olması gerektiğinden, Kur’an’ın zihni inşasından, ayetlerden ve kavramlardan bahsediyoruz ve bu böylece uzayıp gidiyor ve kendi kendimize yazık ediyoruz çoğu zaman ![]() Öyle ki, konuşulanların ardından üretilenlere bakıldığında ‘boş’ konuştuğumuz apaçık meydana çıkıyor ![]() ![]() ![]() Sağlam ve yekpare bir bina gibi kenetlenmiş saflar haline gelerek iş yapmak yerine, yalnızca konuşmuşuz bugüne dek ![]() ![]() ![]() Netice olarak, dünden bugüne iki seçenekle karşı karşıyayız: “Ya şükredici bir biçimde sarp yokuşa göğüs gererek insanlığı boyunduruklarından kurtarmak (Beled, 12-1 ![]() Ne diyelim, söz değil eylem adamı olmak dileğiyle ![]() ![]() ![]() Dipnot: * “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]()
__________________
![]() |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|