Prof. Dr. Sinsi
|
Halife Seçildikten Sonra Hz. Ömer (R.A.)'İn Yiyece
Halife seçildikten sonra Hz Ömer (r a )'in yiyeceği:
Sire kitaplarının rivayet ettiği haberlere göre, Ömer b Hattab'ın yemeği halife seçildikten sonra yiyenlerin iştahını çeken yemeklerden çok uzaktı Devlet adamlarının alışılmış sofralarında bulunan yiyeceklerin aksine, kendisini ziyaret edenlerin onun yemeklerinden hiç de tercih etmedikleri garipsenecek bir durum değildir Bu husustaki bir rivayet şöyledir:
Hafs b Ebi el-As, Ömer (r a )'in yemeğini getiriyor, fakat kendisiyle birlikte yemiyordu Bir gün Ömer (r a ) kendisine sordu:
“Seni bizim yemeğimizi yemekten alıkoyan nedir?” İbn Ebi el-As şöyle cevap verdi:
“Senin yemeğin katı ve serttir Benim için hazırlanmış olan taze ve iştah çekici yemeği yemek için geri dönüp gideceğim ” Ömer sinirli bir şekilde cevap verir:
“Oğlakların kesilmesi, kıllarının yolunması, buğday çekirdeğinden ince ekmek yapılması, bir kile kuru üzümün sahana atılıp keklik gözü gibi olması ve su ilâve edilip geyik kanı haline getirilmesi için emir vermekten ve bunları yemekten aciz olduğumu mu sanıyorsun?” Bunun üzerine İbn el-As şöyle der:
“Öyle görüyorum ki, hayatın güzelliklerini biliyorsunuz ” Ömer şunları söyler:
“Allah'ın adına yemin ederim ki, iyiliklerim azalmamış olsaydı sizin rahat hayatınıza ben de iştirak ederdim Ancak ben iyiliklerimin kalmasını isterim Çünkü duydum ki Allah bazı kavimler hakkında şöyle buyurur:
“Dünya hayatında bütün güzel şeylerinizi zayi ettiniz (Orada) bunlarla safa sürdünüz, tükettiniz (Burası için bir şey bırakmadınız)" [43]
Meşhur rivayetlerden biri de Musa el-Eş'arî'ninkidir Şöyle buyurmaktadır: Hemen her gün Ömer (r a )'in yanına giderdik Yanında üç ekmeği vardı
Kendisine yemeğe gittiğimizde bazen yağ ile (yani ekmekle ve nebati yağ ile) bazen tereyağıyla, bazen sütle, bazen önceden ezilip sonradan kaynatılan kuru et ile bazen de taze et ile bizlere yemek takdim ederdi Ancak taze et çok az olurdu "
Ömer (r a ) bir gün halka hitab ederken şunları söylüyordu:
“Ya kavim! Sizin yiyeceğime karşı olan nefretinizi ve mazeretlerinizi biliyorum Vallahi isteseydim en iyi yemekleri yiyen ben olur, en lüks hayatı ben yaşardım! Vallahi isteseydim ızgara et, hardal, yufka ekmek ve devenin en iyi etlerinden yerdim Ama Allah'ın, bir kavmi yaptıklarından dolayı değiştirdiğini duydum:
"Dünya hayatında bütün güzel şeylerinizi zayi ettiniz (Orada) bunlarla safa sürdünüz, tükettiniz (Burası için bir şey bırakmadınız)" [44] Ve çoğu zaman şöyle söylüyordu:
“İyi yemekleri yiyenlerden daha güzel yemekleri biliriz Fakat iyi yemekleri, her emzirenin emzirdiğini unuttuğu, her gebe olanın karnındakini düşüreceği güne terk ediyoruz ”
Gençliğinin ilk yılları da dahil olmak üzere, hayatıyla ilgili olarak bildiklerimizin bu söylediklerini teyit eder
Ömer (r a ) ailesiyle birlikte, bir öğün yemekte iki katığın bir arada olamayacağı zorunlu prensibine uymuştu Bu konudaki rivayetlerin bazıları şöyledir:
Kızı Hafsa'nın evine girdi Resulü Ekrem'in zevcesi olan kızı, kendisine soğuk bir katığını üzerine nebati yağ dökerek ikram etti Kızına şöyle dedi:
“İki katık bir tabakta? Allah'a kavuşuncaya kadar onu yemem ” Kendisine yağlı et ve süt ikram edildiğinde yemeği reddedip şöyle derdi:
“Bunlardan her biri tek başına katıktır!”
Oğlu Abdullah (r a )'a yemeğe gittiği zaman iki lokma yedikten sonra şöyle dedi:
“Etin yağının tadından başka bir yağın tadını buluyorum ” Abdullah cevap verdi:
“Ey mü'minlerin emiri! Pazara gidip yağlı et satın almak istemiştim Ancak yağlı eti pahalı buldum Bir dirhemle zayıf etten bir dirheme de yağ aldım ”
Ömer (r a ) şöyle konuştu:
“Resulullah (s a v )'ın yanında iki çeşit yemek olduğunda, birini yer, diğerini sadaka olarak verirdi ” Abdullah b Ömer şöyle cevap verdi:
“Ey mü'minlerin emiri! Bundan sonra benim evimde asla iki çeşit yemek bir araya gelmeyecektir! Bir araya geldiği zaman, ben de Resulullah'ın yaptığı gibi yapacağım ”
Şayet Ömer (r a )'in bahsettiğimiz metodunun tefsiri Resulullah'ı ve arkadaşı Ebu Bekir (r a )'ı örnek almak ise [45]ibraz ettiğimiz anlamı vurgulayan aşağıdaki prensibin uygulanmasıdır Bu ise örnek almanın tam bir ifadesidir Bununla kasdettiğimiz her Müslümanın yiyemediğini kendi nefsine haram etmesidir Bu konudaki rivayetlerin bazıları aşağıdadır:
Utbe b Ferkad Azerbaycan'a gittiğinde "Habis" adında hurmadan ve sütten yapılan bir çeşit tatlı yedi Tatlıyı güzel bulduğu için iki sepet dolusu yaptırıp Medine'de, Ömer b Hattab'a gönderdi Ömer gönderilen tatlıdan tattı ve elçiye sordu:
“Bütün Müslümanlar yolculukları sırasında bundan doyar mı?” Elçi şu cevabı verdi:
“Hayır!”
Ömer (r a ) şöyle cevap verdi:
“Yazıklar olsun sana ya Utbe! Benim dünya hayatında iyi şeyleri yeyip zevk almamı mı istiyorsun?”
Şam'a geldiğinde kendisine eşi görülmemiş yiyecekler hazırlanmıştı Bunu gören Ömer (r a ) şöyle dedi:
“Bu bizim yemeğimiz Peki, arpa ekmeğine doyamadan ölen Müslümanlarınki nerede?”
Bunun üzerine Halid b Velid şöyle söylemişti:
“Onlarınki cennettir!”
Ömer (r a )'in gözleri birden nemlendi ve şöyle buyurdu:
“Şayet bu yemekle bize öğüt verip cennete gittilerse, bizlerle onların arasında büyük bir mesafe vardır!”
Ömer (r a ) kendisine takdim edilen yemek için itiraz etmezdi O, kalitesizi de dahil olmak üzere hurma yerdi Çoğu zaman öğünü su ile hurmadan ibaretti Yemeğini yedikten sonra karnını sıvazlar ve şöyle derdi:
“Karnını ateşle dolduranlara yazıklar olsun!”
Müslümanları fazla yemekten alıkoymak için nasihat ederek şöyle derdi:
“Midenizden sakının, mide kişiyi tembelleştirerek namazdan alıkor Vücudu ifsat eder, çürütür Hastalığın varisidir ”
Fazla et yenilmemesi gerektiğini söylerdi Oğlu Asım'ın yanına girdiğinde et yediğini gördü ve ona şöyle dedi:
“Bu ne Asım?” Asım (r a ):
“Az yedik,” cevabını verdi Ömer (r a ) şunu söyledi:
“Yazıklar olsun sana! Bir şeyi canın istedi ve yedin Kişinin canının istediği her şeyi yemesi kötülük olarak kendisine yeter ” [46]Bu sebeple Ömer b Hattab, Ömer b Ma'adi'nin herhangi bir kavmi cimri olarak nitelendirmesini kabul etmiyordu Çünkü onlar, ona süt, hurma ve biraz da yağ ikram eder ve misafir olarak ağırlarlardı Ömer b Hattab, Ömer b Ma'adi'ye bu hususta şöyle diyordu:
“Bu, doymak için yeterlidir!”
Bir gün canı taze balık istemişti Mevlâsı Yarfe', deveye binerek iki gece gidiş iki gece de dönüş olmak üzere dört gün yol katederek kendisine balık getirmişti Medine'ye vardığında devesi fazla terlediğinden onu yıkamaya koyuldu Ömer (r a ) ona bakarak şöyle dedi:
“Ömer (r a )'in arzusu için o hayvana eziyet çektirdin Vallahi Ömer (r a ), ondan asla tatmayacaktır!”

[43] Ahkaf: 46/20
[44] Ahkaf: 46/20
[45] Rivayete göre, kendisine içinde taze et olmayan bir tabak getirildi Ömer (r a ) onu yerken yoruluyordu El Eş’as İbn Kays kendisine sordu:
“Ey mü’minlerin emiri! Emrederseniz, bu etin üzerine biraz yağ koyalım, pişinceye kadar kaynatalım O zaman daha güzel olur ” Ömer (r a ) başını kaldırdı, elleriyle el-Eş’as b Kays'ın göğsüne vurarak şunları söyledi:
“İki katık bir arada asla olmaz Ben iki arkadaşımı buldum ve onlarla arkadaşlık yaptım Onala muhalif hareket etmekten korkarım Onlar bana muhalif olurlarsa, inecekleri yere birlikte inemem ” (Kastedilen iki arkadaş, Resulullah ve Ebu Bekir'dir )
[46] Buna benzer bir rivayete göre Ömer b Hattab, Cabir b Abdullah'ı gördü Cabir'in elinde satın almış olduğu et vardı Ömer Cabir'e
"Elindeki nedir ya Cabir?" diye sordu Cabir şöyle cevap verdi:
“Canım et istedi, gidip satın aldım ” Ömer (r a ) sordu:
“Canının istediği her şeyi satın alır mısın ya Cabir?”
|