![]() |
Benî Hilâl Heyeti |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Benî Hilâl HeyetiResûl-i Ekreme, bîat etmek üzere Medine'ye gelen heyetler arasında Benî Hilâl Kabilesi temsilcileri de bulunuyordu ![]() ![]() Abd-i Avf, arkadaşlarıyla gelip Peygamberimizin huzurunda Müslüman olunca, Efendimiz, "İsmin nedir?" diye sordu ![]() "Abd-i Avf'tır" dedi ![]() Peygamber Efendimiz, "Sen, Abdullah'sın" buyurarak ismini değiştirdi ![]() Hilâloğulları temsilcilerinden Kabîsa bin Muhârık, bir ara Peygaberimize, "Yâ Resûlallah, ben, kavmimden birisine kefil olup borçlandım ![]() ![]() Resûl-i Ekrem Efendimiz, Kabîsa'nın isteğine, "Olur! Biraz bekle! Bir yerden zekât mallarından gelirse borcunu öderim" diye cevap verdi ![]() Sonra da, "Ey Kabîsa! Bilesin ki, halktan bir şey istemek şu üç durumdan birinde bulunan kimseden başkasına doğru değildir: 1) İki kişinin (veya iki kavim ve kabilenin) arasını bulmak için borçlanan, 2) Malı bir âfet sebebiyle mahvolan, 3) Kavim ve kabilesinden aklı başında üç adamın şehâdetiyle fakir olduğu tebeyyün eden ![]() "Ey Kabîsa, dilenmenin bundan ötesi haramdır" buyurdu ![]() Böylece Kabîsa'nın bu isteği, içtimaî hayatta mühim bir esas ve ölçünün ortaya konmasına vesile oldu ![]() İslâm nazarında dilencilik, ihtiyacı olmadan bir kimseden bir şey istemek, en kötü ahlâktan biri sayılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Salih SURUÇ |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|