![]() |
İlk Müslümanlardan: Talhâ Bin Ubeydullah |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İlk Müslümanlardan: Talhâ Bin UbeydullahHazret-i Talhâ bin Ubeydullah, Resûlullah efendimizin; "Talhâ ve Zübeyr, Cennette komşularımdır" hadîs-i şerifiyle medhedilen sahâbidir ![]() Hazret-i Talhâ, ticâretle uğraştığı için sık sık Mekke dışına çıkardı ![]() ![]() - Panayıra gelenlere sorun; içlerinde Mekke'den gelen var mı? diye seslendi ![]() - Evet, ben Mekkeliyim, dedi ![]() - Ahmed zuhûr etti mi? - Ahmed kimdir? - Abdullah bin Abdülmuttalib'in oğludur ![]() ![]() ![]() ![]() Olan bir şey var mı? Râhibin sözleri Hazret-i Talhâ'nın kalbine yer etti ![]() - Olan biten bir şey var mı? diye sordu ![]() - Evet var ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine doğruca Hazret-i Ebû Bekir'in yanına gitti ![]() - Sen Muhammed aleyhisselâma tâbi' mi oldun? diye sordu ![]() - Evet, tâbi oldum ![]() ![]() Bunun üzerine Talha bin Ubeydullah, râhibin söylediklerini anlattı ![]() ![]() ![]() ![]() Talhâ bin Ubeydullah, Müslüman olduğu zaman, en yakın akrabâları dâhil olmak üzere Mekke müşriklerinden çok işkence gördü ![]() ![]() ![]() ![]() Nevfel bin Huveylid bin Adeviyye, adamları ile birlikte Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Talhâ'yı yakalayarak iple bağladılar ve işkence yaptılar ![]() ![]() ![]() Dînimden dönmem Hazret-i Me'sûd bin Hırâş, gördüğü bir hâdiseyi şöyle nakleder: Safâ ile Merve arasında dolaşırken, elleri boynuna bağlı ve kalabalık bir grup tarafından tâkib edilen bir delikanlı gördüm ![]() - Bu kimdir, hangi suçu işledi de böyle bağladınız? - Bu Talhâ bin Ubeydullah'dır ![]() ![]() - Ya şu kadın kim ? - Onun annesi Sa'ba binti Hadramî'dir ![]() Talhâ bin Ubeydullah, bütün bu akıl almaz sıkıntılara göğüs geriyor: - Beni öldürseniz de dinimden asla dönmem, diye karşılık veriyordu ![]() Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebû Bekir'le, Medine-i münevvereye hicret buyurduğu zaman, Hazret-i Talhâ ticâret için Şam'a gitmiş ve dönerken Medîne'ye uğramıştı ![]() ![]() ![]() Uhud savaşı Uhud'da; Eshâbı kirâm, Peygamberimizin etrâfında toplanmışlar, canlarını siper edip O'nu muhâfazaya çalışıyorlardı ![]() ![]() Uhudda Müslümanlar birara şaşkınlık içinde bulunup dağıldıkları zaman, sevgili Peygamberimiz; - Ey Allahın kulları bana doğru geliniz! Ey Allah'ın kulları bana doğru geliniz! buyurarak seslenince ancak otuz sahâbî gelebilmişti ve Peygamber efendimiz müşrikler tarafından tamâmen kuşatılmıştı ![]() Müşriklerin iyice yaklaştıkları bir sırada, Peygamberimiz; - Şunları kim karşılar, kim durdurur? buyurdu ![]() Herkesten önce ![]() ![]() ![]() Talhâ bin Ubeydullah hazretleri; - Ben Yâ Resûlallah! deyip ileri atılmak istedi ![]() Peygamber efendimiz; - Senin gibi daha kim var? buyurdular ![]() - Yâ Resûlallah! Ben! diyerek izin istedi ![]() - Haydi, sen karşıla! buyurunca Medîneli Sahâbî ileri fırladı ve müşriklerin üzerine atıldı ![]() ![]() ![]() Resûl-i ekrem efendimiz, yine; - Şunları kim karşılar, kim durdurur? buyurdular ![]() Herkesten önce yine Talhâ hazretleri: - Ben Yâ Resûlallah! diyerek ileri çıktı ![]() Peygamber efendimiz; - Senin gibi daha kim var? diye sorunca, Ensardan bir mübârek; - Ben karşılarım yâ Resûlallah! dedi ![]() - Haydi onları sen karşıla! O da müşriklerle çarpışa çarpışa şehid oldu ![]() Bu şekilde Peygamber efendimizin o anda yanında bulunan bütün sahâbîler vuruşa vuruşa şehâdete erdiler ![]() ![]() Hazret-i Talhâ, Resûlullaha bir zarar erişir diye endişe ediyor, dört bir tarafa koşuyor, kâfirlerle kıyasıya çarpışıyordu ![]() ![]() Hazret-i Talhâ, pervâne gibi dönüyor, kendisine değen kılıç darbelerine hiç aldırmıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Sevginin işâreti Müşriklerden çok keskin nişancı, attığını vuran Mâlik bin Zübeyr adlı bir okçu vardı ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Talhâ'nın atılan oka karşı elini tutması, candan çok ötelere yükselmiş aşkın, kemâle gelmiş bir îmânın, muhabbet ile dolu bir kalbin, anlatılamıyan bir sevginin fiili olarak ortaya çıkmasıdır ![]() Uhud savaşında müşriklerin saldırdığı ve Resûlullah efendimiz ve Talha bin Ubeydullah'ın yanında kimse kalmadığı anda, Hazret-i Ebû Bekir ve Sa'd bin Ebî Vakkâs hazretleri, Resûl-i ekrem efendimizin yanına yetiştiler ![]() Yiğitlerin efendisi Hazret-i Talhâ da bu arada kan kaybından sıcak toprağa düşüp bayıldı ![]() ![]() ![]() Yüzüne su serptiler Sevgili Peygamberimiz, Hazret-i Ebû Bekir'e, hemen Hazret-i Talhâ'ya yardıma koşmasını emrettiler ![]() ![]() - Yâ Ebâ Bekir! Resûlullah nasıl? - Resulullah iyidir ![]() ![]() - Allahü teâlâya sonsuz şükürler olsun ![]() ![]() O sırada bir kaç sahâbi daha yetişti ![]() ![]() ![]() - Allahım! Ona şifâ ver, kuvvet ihsân eyle! diye duâ buyurdular ![]() Resûl-i ekrem efendimizin bir mu'cizesi olarak, Hazret-i Talhâ sapa sağlam ayağa kalktı ve tekrar düşmanla harbetmeye başladı ![]() - Uhud günü, yer yüzünde sağımda Cebrâil'den, solumda Talhâ bin Ubeydullah'dan başka bana yakın bir kimsenin bulunmadığını gördüm ![]() Yine Uhud'da İbni Kâmia kâfiri Peygamberimizi öldürmeye yemin etmiş idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz bundan sonra Uhud dağındaki kayalığa çıkıp dinlenmek istediler ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Ben sizi çıkartayım, diyerek, hemen yere çöktü ![]() ![]() - Talha Resûlullaha yardım ettiği zaman Cennet ona vâcib oldu ![]() Talhâ bin Ubeydullah, Uhud Harbi'nden Mekkenin fethine kadar geçen süre içinde yapılan bütün savaşlara katıldı ![]() ![]() Feyyâz lakabını aldı Tebük gazvesinden herkes elinden gelen gayretle orduyu techiz etmek, (donatmak) için uğraşırkan, o da, herkesle yarışırcasına, varını yoğunu nesi varsa sarfetmiş, bundan dolayı, Feyyâz lakabını almışıtır ![]() Hazret-i Ebû Bekir'in hilâfeti zamânında da bütün savaşlara katıldı ![]() - Hazret-i Ömer bu makâma en çok lâyık olan zâttır ![]() ![]() Talhâ bin Ubeydullah, Hazret-i Ömer zamânında şûra meclisi üyesi idi ![]() ![]() ![]() Talhâ bin Ubeydullah, Cemel vak'asında şehid oldu ![]() ![]() ![]() - Ey Talhâ! Semânın yıldızları altında seni toprağın üzerinde serili görmek bana pek ağır geldi ve beni kalbimden vurdu ![]() ![]() ![]() Bana eziyet veriyor Vefâtından yirmi yıl sonra kızı Âişe, bir gece rü'yâsında babasını gördüğünde; - Yâ Âişe! Kabrimin bir tarafından sızan su bana eziyet veriyor, beni buradan çıkar da başka yere defnet, diye tenbih buyurdu ![]() Bunun üzerine kızı Âişe! çok üzüldü ve akrabâlarından bâzılarını alarak kabr-i şerifini açtılar ![]() ![]() Hazret-i Talhâ, Eshâb-ı kirâmın en üstünlerinden olup kavuşamadığı fazilet sâdece Hulefâ-î râşidin derecesi olmuştur ![]() - Yeryüzünde Cennet'lik bir kimse görmek isteyen, Talhâ bin Ubeydullah'a baksın! Hazret-i Âişe anlatır: Bir gün Ebû Bekir-i Sıddîk Resûlullahın yanına girmişti ![]() - Yâ Ebâ Bekir! Sen, Atîk ya'nî Allahü teâlânın Cehennem'den âzâd ettiği kişisin, buyurdu ![]() ![]() Sonra Talhâ bin Ubeydullah içiri girdi ![]() - Ey Talhâ! Sen de şehîd olmayı bekliyenlerdensin ![]() Hazret-i Talha, Zi'l-Karâde gazvesinde mücâhidlerin susuz kalmaması için kuyu satın alıp onu mü'minlere vakfetmiş idi ![]() ![]() ![]() Günlük geliri bin altın idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün bir Bedevî, Hazret-i Talhâ'ya gelip, akrabâlık iddiasında bulunarak yardım istedi ![]() ![]() ![]() Ahlâkını bilirim Eshâb-ı kirâmdan bir çok zât, Ümmi Ebân hâtunla evlenmek için teklifte bulunmuşlardı ![]() ![]() ![]() - Onun ahlâkını bilirim ![]() ![]() ![]() Hazret-i Talhâ ticâretle ve zirâatle meşgûl olup, büyük çiftlik sâhibi idi ![]() ![]() ![]() alıntı |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|