![]() |
Resûlullahın Okçusu: Sa’D Bin Ebî Vakkâs |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Resûlullahın Okçusu: Sa’D Bin Ebî VakkâsSa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Hazret-i Ebû Bekir vâsıtasıyla Müslüman olmuş, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden bir zâttır ![]() ![]() Onyedi yaşında idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Seni de aramıza alalım Ayın doğduğu tarafa doğru ilerlemeye başladı ![]() ![]() ![]() - Siz buraya ne zaman geldiniz? - Yeni geldik ![]() ![]() ![]() Sabahleyin bu rü’yâyı hatırlayınca, çok şaşırdı ![]() ![]() ![]() - Yâ Ebâ Bekir, ben üç gün önce şöyle bir rü’yâ gördüm ![]() - Gel benimle, seni cihânı aydınlatan nûra götüreyim! Rü’yânın ta’bîri budur ![]() Sonra beraberce, Peygamber efendimizin huzûruna gittiler ![]() ![]() ![]() Annesi, Müslüman olduğunu duyunca, çok kızdı ![]() ![]() ![]() - Senin dînin, hısım akrabâya iyi muâmele edilmesini, onları üzmemek lâzım geldiğini ve onların emirlerine uymak gerektiğini emretmiyor mu? - Dînimiz, ana-babayı ve akrabâyı üzmemeyi emretmektedir ![]() Bunun üzerine annesi esas maksadını söyledi: - Yâ Sa’d! Vallahi, sen bu yeni dinden vazgeçip, atalarımızın dînine dönünceye kadar, yiyip içmiyeceğim ![]() ![]() İster ye, ister yeme! O güne kadar, annesini üzmeyen, bir dediğini iki etmeyen Hazret-i Sa’d, Allahü teâlâya ve O’nun Resûlüne olan muhabbet ve îmânının kuvvetli olması sebebiyle, bu teklîf karşısında tüyleri ürpererek annesine şu cevâbı verdi: - Ey anne, senin yüz canın olsa ve her birini İslâmiyeti bırakmam için versen, ben yine dînimden vazgeçmem! Artık ister ye, ister yeme! Bu senin bileceğin bir iştir ![]() ![]() ![]() Annesi, oğlunun İslâmiyete olan bu bağlılığını görünce, çâresiz kalıp yemeye içmeye başladı ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretlerinin başından geçen, annesiyle ilgili bu hâdiseden sonra, Allahü teâlâ, evlâdın ana-babaya hangi hâllerde tâbi olacağı, onların hangi emirlerini yerine getireceği husûsunda, Ankebût sûresinin sekizinci âyet-i kerîmesini gönderdi ![]() Bu âyet-i kerîmede meâlen buyuruldu ki: (Biz insana, ana-babasına iyilikte bulunmasını tavsiye ettik ![]() ![]() ![]() İlk kan akıtan oldu Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Eshâb-ı kirâmın en cesûr ve kahramanlarındandır ![]() İslâmiyetin ilk yıllarında, Müslümanlar, müşrîklerden çok ezâ ve cefâ görüyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, bunların üzerine yürüdü ![]() ![]() ![]() Uhud savaşında çok kahramanlıklar gösterdi ![]() ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, ayrıca "Allah yolunda ilk ok atan sahâbî"dir ![]() ![]() ![]() ![]() - At yâ Sa’d! Ayrıca onun için şöyle duâ buyurmuştur: - İlâhî, bu senin okundur ![]() Bizden geri kalmazsın! Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Vedâ haccından sonra, Mekke’de hastalandı ![]() - Yâ Resûlallah, siz Medîne’ye döneceksiniz ![]() ![]() Peygamber efendimiz, Medîne’ye beraber döneceklerini işâret ederek buyurdu ki: - Hayır, sen bizden geri kalmazsın! Umarım, sen uzun zaman yaşayacaksın ![]() ![]() Peygamber efendimiz sonra da şöyle duâ ettiler: - Yâ Rabbî, Eshâbımın Mekke’den Medîne’ye dönüşünü tamamla! Bunun üzerine, Hazret-i Sa’d şifâ bulup, Medîne’ye döndü ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Hazret-i Ömer zamanında, Hevâzin bölgesinde zekât toplamak için gönderilmişti ![]() ![]() ![]() Ba’zıları bizzat bu ordunun başına, kumandan olarak, Halîfe Hazret-i Ömer’in getirilmesini istiyorlardı ![]() ![]() ![]() İşte aradığın kimseyi buldun! Sa’d bin Ebî Vakkâs’ın ismini duyan Eshâb-ı kirâmın hepsi, ittifakla, Hazret-i Ömer’e dediler ki: - İşte aradığın kimseyi buldun! Bunun üzerine Hazret-i Ömer, Sa’d bin Ebî Vakkâs’ı Medîne’ye çağırdı ![]() - Yâ Sa’d, Resûlullahın dayısıyım diye sakın gururlanma! Allahü teâlâ, kötülüğü, ancak iyilik ile yok eder ![]() ![]() ![]() Namazlarınızı muntazam kılın! Ordunda, günâh işleyen asker bulunmasın! Günâh işleyenleri hemen uzaklaştır! Allahın Resûlü ne yaptıysa, nasıl hareket ettiyse, sen de öyle yap! Sabrı elden bırakma! Hazret-i Ömer bu şekilde nasîhat ettikten sonra, Sa’d bin Ebî Vakkâs, emrindeki askerle Medîne’den çıktı ![]() ![]() Kadsiye savaşı; İslâm ordusu ile İran ordusu arasında oldu ![]() ![]() ![]() ![]() - Ya Müslüman olursunuz, ya da cizye verirsiniz veya harp edersiniz! Yâ Sa’d, müjde! İran Kisrâsı buna sinirlenerek dedi ki: - Eğer benden önce elçi öldüren bir melik olsaydı, ben ikincisi olup, sizi öldürürdüm! Bundan sonra bir miktar toprak getirterek, sözlerine şöyle devam etti: - Bende sizin için başka şey yok ![]() ![]() Bunun üzerine, elçiler arasında bulunan Âsım bin Amr kalkıp toprağı yüklendi, dışarı çıktılar ![]() - Yâ Sa’d, müjde! Allahü teâlâ onların toprağını bize verdi ![]() Eshâb-ı kirâm, verilen bu bir parça toprağın, daha sonra İran toprağının tamamının verileceğine dâir Allahü teâlânın bir müjdesi olduğuna inandılar ![]() Hazret-i Sa’d’ın elçilerinin teklîfini reddeden Kisrâ’nın ordusu da, Atik nehri kıyısına gelip karargâh kurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Sa’d, yine elçi göndererek, "Size üç gün müsaade ![]() ![]() Sebât ediniz! Onlar üç gün içinde, bu şartları kabûl etmediler ![]() ![]() - Mevkilerinizde sebât ediniz! Öğle namazından sonra, beş-dört tekbîr alacağım ![]() İslâm askerleri, bildirilen emirle düşmana hücûm ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() Önce İran ordusu komutanları öldürüldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra Hazret-i Ömer’in emriyle Sâsânî Devletinin başşehri ve İran Kisrâsının bulunduğu Medâyin şehrine hareket edildi ![]() ![]() ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, bu fethi, şu mektupla Hazret-i Ömer’e bildirdi: Îmân edenlerin yardımcısıdır "Rahmân ve Rahîm olan Allahü teâlânın adıyla ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâ, bize ihsânı ile, gözün görmediği meydanlarda at koşturmayı nasîb etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yezd-i Cürd kaçtı ![]() ![]() ![]() Hazret-i Sa’d hayatının sonlarına doğru Medîne’ye yakın Akik denilen yerde hastalandı ve orada 675 yılında vefât etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs Cennettedir Hazret-i Sa’d, heybetli, orta boyda, esmer tenli, cesûr, sözü, özü doğru büyük bir zâttı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Sa’d, Cennetle müjdelenen on sahâbeden biridir ![]() - Ebû Bekir Cennettedir, Ömer Cennettedir, Osman Cennettedir, Ali Cennettedir, Talhâ Cennettedir, Zübeyr Cennettedir, Abdurrahman bin Avf Cennettedir, Sa’d bin Ebî Vakkâs Cennettedir, Sa’îd bin Zeyd Cennettedir, Ebû Ubeyde bin Cerrâh Cennettedir ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri buyurdu ki: Resûlullah efendimiz, her namazın ardından, muhakkak şöyle duâ ederdi: "Yâ Rabbi! Cimrilikten, korkaklıktan, erzel-i ömür denilen ihtiyârlıktan, bunaklıktan, dünya fitnesinden ya’nî Deccâlın fitnesinden ve kabir azâbından sana sığınırım ![]() Hazret-i Sa’d buyurdu ki: Resûlullah efendimiz, Eshâb-ı kirâm arasında kardeşlik te’sîs ettikleri zaman, Hazret-i Ali’yi kendine seçerek buyurdu ki: - Yâ Ali! Sen benim dünyada da âhırette de kardeşimsin ![]() ![]() ![]() Üç gün ağladım Resûlullaha bir köylü gelerek dedi ki: - Bana, söyleyebileceğim bir kelime öğret ![]() Resûlullah efendimiz buyurdu ki: - "Allah birdir, O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur ve O’nun ortağı da yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Köylü tekrar dedi ki: - Bunlar Rabbim içindir ![]() Resûl-i ekrem efendimiz buyurdu ki: - "Allahım beni bağışla ve koru! Bana hidâyet ver ve rızıklandır" de! Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri buyurdu ki: - Mü’min, bir iyilikle karşılaşsa, Allaha şükreder ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kimse gündüz hatim okursa, melekler ona akşama kadar duâ eder ![]() ![]() Kadsiye zaferinden sonra bir müddet Medâyin’de kalan Hazret-i Sa’d, şehrin havasının ve suyunun askerlere iyi gelmediğini görünce, durumu Hazret-i Ömer’e bildirmişti ![]() ![]() ![]() Bana duâ et! Hazret-i Ömer, şehîd olmadan önce, kendisinden sonra yerine geçecek halîfeyi seçmek için altı kişilik bir şûrâ teşkil edilmesini vasıyet etmişti ![]() ![]() ![]() ![]() Ömrünün sonlarına doğru, gözleri görmez olmuştu ![]() ![]() ![]() Abdullah bin es-Sâib anlatır: "Ben genç idim ![]() ![]() ![]() - Sen, Mekke’nin, Kur’ân-ı kerîmi en iyi okuyanlarından birisi değil misin? Ben de, "Evet" dedikten sonra bir ara sordum: - Efendim, sizin duânız makbûl olup, herkese duâ ediyorsunuz ![]() Hazret-i Sa’d gülümseyerek buyurdu ki: - Oğlum, Allahü teâlânın benim hakkımdaki takdîri, ya’nî gözümün görmemesi, gözümün görmesinden daha güzeldir ![]() Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, bir gün Peygamberimize dedi ki: - Yâ Resûlallah, duâ buyur da, Allahü teâlâ, benim her duâmı kabûl etsin! Resûlullah efendimiz cevâbında buyurdu ki: - Duânızın kabûl olması için helâl lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır ![]() ![]() Sâlih kimse Hazret-i Âişe şöyle anlatır: Resûlullah efendimiz gazvelerin birinde, geceleyin Medîne’ye dönüp geldiğinde buyurdu ki: - Ne olurdu, sâlih bir kimse çevremizde bekçilik yapsa ![]() ![]() ![]() Birden bir ses duyduk ![]() ![]() Bu arada Sa’d bin Ebî Vakkâs’ın sesi duyuldu: - Benim, Sa’d bin Ebî Vakkâs ![]() Peygamberimiz sordular: - Buraya niçin geldin? - İçimden bir ses, "Resûlullah yalnızdır, korkarım ki, din düşmanları ona bir sıkıntı ve eziyet verirler" dedi ![]() ![]() ![]() Uhud savaşında bir ara müşrikler Uhud dağına tırmanmaya başlayınca, Resûlullah efendimiz, yanında bulunan Hazret-i Sa’d’a buyurdu ki: - Onları geri çevir! Hazret-i Sa’d dedi ki: - Yâ Resûlallah, yanımda bir tek okum kaldı ![]() Peygamber efendimiz emrini üç kere tekrarladı ![]() Bir ok daha buldum Ok çantamda kalan bir oku aldım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rivâyete göre Hazret-i Sa’d bu oku attıkça, bembeyaz yüzlü mübârek bir zât, bu oku geri getiriyordu ![]() "Uhud’da Resûlullahın sağında ve solunda beyaz elbiseli iki kişi gördüm ki, onlar en şiddetli şekilde çarpışıyorlardı ![]() ![]() "Hazret-i Sa’d’ın îmân etmeyen kardeşi Utbe, Uhud’da müşriklerin arasında idi ![]() ![]() "Vallahi, kardeşim Utbe’yi öldürmek için duyduğum hırsı, hiçbir adamı öldürmeye karşı duymamışımdır ![]() ![]() - Ey Allahın kulu! Sen ne yapmak istiyorsun? Yoksa sen kendini öldürtmek mi istiyorsun? Bunun üzerine, onu aramaktan vazgeçtim ![]() ![]() Harp hiledir Uhud savaşının sonunda müşrikler, Uhud’u terkedip Mekke’ye dönme kararı aldıklarında, Resûlullah efendimiz, Hazret-i Sa’d’ı keşif vazîfesi ile gönderdi ![]() - Yâ Resûlallah! Müşrikler develerine bindiler, atları yedeğe aldılar, Mekke’ye yöneldiler! Resûlullah efendimiz buyurdu ki: - Yavaş konuş, şüphesiz harp hiledir ![]() ![]() Sonra, Peygamber efendimizin tekrar sormaları üzerine, Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, gördüklerini ve işittiklerini tekrarladı ![]() ![]() ![]() - Müslümanlar zafer kazanmadan, müşriklerin gitmesine sevinmeyi hoş görmedim ![]() - Zaten Sa’d harb hastasıdır ![]() Hazret-i Sa'd 675 yılında, vefât etti ![]() ![]() ![]() alıntı |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|