![]() |
Kırâati İle Meşhûr Sahâbî: Übeyy Bin Kâ'b |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kırâati İle Meşhûr Sahâbî: Übeyy Bin Kâ'bsordular: - Yâ Übeyy! Allahın kitâbında en büyük âyet hangisidir? Hazret-i Übeyy bin Kâ'b cevap verdi: - Allah ve Resûlü, daha iyi bilirler ![]() Efendimiz aynı suâli üç kere tekrarladılar ![]() - Yâ Resûlallah, Kitâbullahın en büyük âyeti, Âyet-el Kürsî'dir ![]() Bu cevap üzerine Peygamber efendimiz mübârek ellerini onun göğsüne koyarak buyurdular ki: - İlim sana mübârek olsun! Şu dört Müslümandan öğrensinler Birgün de Peygamber efendimiz; - Kur'ân-ı kerîm öğrenmek isteyenler, şu dört Müslümandan öğrensinler, buyurup isimlerini söylediler ![]() ![]() Hazret-i Übeyy, Peygamber efendimizle birlikte, bütün gâzâlara katıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir ara sevgili Peygamberimiz onu, zekât toplamaya memûr ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() - Hangisini istiyorsan seç, al! O da bir tanesini ayırdı ![]() - Böyle süt vermeyen, ihtiyar bir hayvancağızı; zekât olarak veremem ![]() Genç ve semiz bir hayvan gösterip rica etti: - Lütfen bunu alın! Onun değeri fazladır Bu sefer de, Hazret-i Übeyy itiraz etti: - Onun değeri fazladır ![]() Ama Müslüman, "ille de bunu almalısın!" diye ısrar ediyordu ![]() - Efendimiz çok yakında bulunuyorlar ![]() ![]() ![]() Müslüman kabûl etti ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Sizin elçiniz, sizin rızânız olmadan, verdiğim zekât malımı almıyor! Lütfen, emir buyurunuz da, kabûl etsin ![]() Mes'eleyi öğrenen iki cihân Sultânı buyurdular ki: - Übeyy, ödemen hak olan miktarı ayırmış ![]() ![]() ![]() Sonra ikisine de, duâ ettiler ![]() Hazret-i Übeyy, Efendimizin vefâtlarından sonra da; zekât toplama görevine devam etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir türlü anlaşamadık Bir gün Hazret-i Ömer ile Efendimizin amcası Hazret-i Abbâs, bir gün ihtilâfa düştüler ![]() ![]() ![]() Selâmdan sonra Hazret-i Abbâs şunları söyledi: - Yâ Übeyy! Halîfe, bana ait bir evi istimlâk etmek istiyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Übeyy, halîfe Hazret-i Ömer'in yüzüne baktı ![]() - Evet, öyle! diyerek söylenenleri tasdîk etti, doğruladı ![]() - O'nun evi, Mescid'in bitişiğindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Ömer daha sonra, "Şimdi nasıl karar vereceksen, ver bakalım, deyip sözlerini tamamladı ![]() Hazret-i Übeyy, iki tarafı da, dikkatle dinledikten sonra dedi ki: - Yâ Emîr-el mü'minîn! Öyle biliyorum ki, sen, Abdülmuttalib oğlu Abbâs'ı râzı etmezsen; onun evini alamazsın! Bu hükmü nereden çıkardın Hazret-i Ömer sordu: - Bu hükmü; Allahın kitâbından mı, yoksa Resûlullahın sünnetinden mi çıkarıyorsun? Hazret-i Übeyy, gâyet sâkin cevap verdi: - Resûl-i ekremin Sünnetinden ![]() - Nasıl? - Resûlullah efendimizden işitmiştim ![]() (Süleymân aleyhisselâm, Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'yı inşâ ettirirken, örülen duvarlar tekrar yıkılıyordu ![]() ![]() Bunları işiten Hazret-i Ömer, arsayı istimlâkten vazgeçti ![]() ![]() ![]() ![]() Mescîdde Müslümanlar, halka halka oturmuşlar; Hadîs-i şerîf dinliyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Kâ'be'nin Sahibine yemin ederim ki, diye söze başladı ![]() - Birgün Resûl-i ekremden işittim ![]() (Kim dünyada hayır amel işlerse, ona çok müjdeler vardır ![]() ![]() ![]() Bu zât kimdir Söyliyeceklerini söyleyip bitiren yaşlı hatip, sessizce kalktı ![]() - Bu zât kimdir? Cevap verdiler: - O, Müslümanların büyüğü Übeyy bin Kâ'b hazretleridir ![]() Iraklı da kalktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Sen kimsin? - Irak'lı bir Müslüman! ![]() ![]() - Anlaşıldı! Şimdi, ardı arkası gelmeyen suâller sorarsın! ![]() ![]() Bunu duyan Iraklı, ellerini semâya kaldırdı: - Ey Allahım! Şu hâlimize bak ![]() ![]() ![]() Bunu işiten Hazret-i Übeyy ağlamaya başladı ![]() - Sevgili kardeşim! Allah sana iyilikler versin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Iraklı zararı yok gibilerden elini salladı ve hakkını helâl ettiğini bildirdi ![]() - Allahım! Eğer beni, gelecek Cum'aya kadar sağ bırakırsan; sevgili Peygamberimizden duyduğum herşeyi Müslümanlara anlatacağım, diye vaadde bulundu ![]() Yabancısın herhalde Bunun üzerine Iraklı, izin alarak ayrıldı ![]() ![]() ![]() ![]() - Ne var, ne oluyor? Adamcağız hayretle dedi ki: - Sen yabancısın herhalde! - Evet, Irak'tan geldim ![]() - Sevgili Peygamberimizin Eshâbından, Hâfızların efendisi vefât eyledi ![]() ![]() ![]() - Allah rahmet eylesin! Acaba kimdi? - Übeyy bin Kâ'b hazretleri ![]() ![]() Birgün Resûlullah efendimiz mübârek ellerini, Übeyy'in göğsüne koydular ve buyurdular ki: - Yâ Rabbî! Burayı şüphe ve tekzibden, yalanlamaktan koru ![]() Hazret-i Übeyy buyuruyor ki: - O anda bana öyle bir hâl oldu ki gümüş gibi beyaz bir yer gözüme göründü ve ben de oradan Rabbime sanki nazar ediyorcasına korkudan ter içinde kaldım ![]() Tüccar mısın? Kays bin Ubâde hazretleri anlatır: "Ben Resûl-i ekremin Eshâbını görmek için Medîne'ye geldim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birgün namazdan sonra bana buyurdu ki: - Sen tüccar mısın? Ben, "evet" deyince buyurdu ki: - Tüccarların çoğu helâk olurlar ![]() ![]() ![]() Übeyy bin Ka'b, Enes bin Ali'ye buyuruyor ki: - Sizler iki şeyi yapınız: Birisi hak yoldur ki, O İslâm dînidir ![]() ![]() ![]() Kim ki İslâm yolunun üzerinde olsa ve sünneti seniyyede yaşasa, Allahü teâlâyı çok zikretse ve O'ndan çok korksa bütün günâhları dökülür ![]() Sonbaharda ağaçların yaprakları sararıp solduğunda bir rüzgâr vurduğu zaman o gevşemiş bütün yapraklar nasıl dökülürse, O'nun aşkı ve korkusuyla ağlayıp, bedeni titreyen kimsenin de o yapraklar gibi günâhları dökülür ![]() Allahın kitabı size yeter Ebû Ali buyuruyor ki, Bir şahıs Übeyy bin Ka'b'ın yanına geldi ve: - Bana nasihat et! Hazret-i Übeyy de ona buyurdular ki: - Allahü teâlânın kitabını yani Kur'ân-ı kerîmi kendinize imam yapın; yine Onu kendinize hakem yapın ![]() ![]() ![]() Bu kitap öyle bir kitaptır ki, Resûl-i Ekrem bize bırakmıştır ve sizin üzerinize öyle bir şahittir ki, sizden ve sizden evvel gelenlerden zikretmiştir ![]() ![]() ![]() Übey bin Emir dedi ki, Bir sohbette Übeyy bin Ka'b bana buyurdular ki: - Kim ki Allahü teâlânın rızası için elindekini verirse muhakkak Allahü teâlâ da ondan daha iyisini ona ihsan eder ve hesapsız şekilde sevap yazar ![]() ![]() ![]() Hazret-i Übeyy sahâbenin en âlimlerinden idi ![]() ![]() ![]() ![]() Bizzât ismimi verdi mi? Yüce kitâbımız Kur'ân-ı kerîmin en güzel şekilde okunmasında ve toplanmasında büyük hizmetleri olmuştur ![]() - Kur'ân-ı kerîmi en iyi okuyanınız Übeyy bin Kâ'b'dır ![]() Birgün Resûlullah kendisine buyurdu ki: - Yâ Übeyy, Allahü teâlâ bana, senin üzerine Beyyine sûresini okumamı emretti ![]() - Yâ Resûlallah, Rabbim zât-ı âlinize bizzat, benim ismimi verdi mi? Resûlullah "Evet" cevabını verince, sevincinden gözleri yaşarmıştır ![]() Peygamber efendimiz, kendisine Ebû Münzir künyesini vermiş, adına ilâveten de Seyyid-ül-Ensâr lâkabını koymuştur ![]() Efendimiz hayatta iken, Kur'ân-ı kerîm öğreten ender Müslümanlar arasındadır ![]() ![]() Bütün hayatını Kur'ân-ı kerîmin hizmetinde geçiren Hazret-i Übeyy buyurdu ki: - Mü'min dört vasfından belli olur ![]() ![]() ![]() ![]() Mü'min beş nûr içinde dönüp dolaşır ![]() ![]() ![]() Hazret-i Ömer'in emriyle Müslümanlara, Terâvîh namazını da ilk defa Hazret-i Übeyy kıldırmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Sözüne sâdık kaldı İslâm Güneşi, Medîne'de yayılmaya başladığı sıralarda, Müslüman oldu ![]() ![]() Resûlullah efendimiz Medîne'ye hicretlerinde O'nu, Saîd bin Zeyd hazretleriyle din kardeşi yaptılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vefât ettiğinde O'nun cenâze namazını da Halîfe kıldırdı ![]() alıntı |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|