06-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Doğuma Hazırlıkta Solunum Çalışmaları
Doğuma hazırlayıcı solunum alıştırmaları iki ana kavramdan hareket ederler:
* Düzenli ve doğru soluk alan anne, bebeğin, doğum şokuna daha rahat karşı koymasına olanak verecek oksijeni sağlar;
* Solunum hareketleri sırasında diyafram aşağı yukarı inip kalkar ve inişte dölyatağım üstten alta doğru sıkıştırırken, kalkışta dölyatağına gerekli genişleme düzeyine bir an önce ulaşabilmesi için serbestçe çalışabilme olanağını sağlar
Bu iki ana ilkenin ışığı altında, doğum sırasında yarar sağlayacak çeşitli solunum şekilleri şunlardır:
a) Göğüs kafesi solunumu : Sırt üstü yatıp, hareketi daha iyi kontrol edebilmek için bir el karına diğer el de göğsün üzerine konulacak, sonra karnı hiç oynatmadan göğüs kafesi mümkün olduğu kadar şişirilecektir Bu solunum şeklinde diyafram aşağı iner ve dölyatağının dip kısmına basınç yapar
b) Alınan havayı içeride tutarak yapılan solunum : Yukarıda anlatıldığı gibi derin bir soluk alıp göğüs kafesini şişirdikten sonra, alınan hava, ilkin on saniye süreyle akciğerlerde tutulacak, daha sonra bu süre artırılarak altmış saniyeye kadar çıkılacaktır Akciğerlerde tutulan havanın dışarıya yavaşça verilmesini de öngören bu tip solunum, dölyatağının alt bölümüne güçlü ve uzun süreli bir basınç yaparak, özellikle “çocuğun dışarı atılması” aşamasında kasların kasılma hareketlerinin etkinlik derecesinin artmasını sağlar
c) Karın solunumu : Sırt üstü yatıp akciğerlerdeki tüm hava boşaltılır Sonra burundan yavaşça ve göğüs kafesini sabit tutmaya çalışıp karnı şişirecek şekilde soluk alınır ve bu hava yavaşça boşaltılır
d) Çok sık aralıklarla solunum : Sırt üstü yatıp karın kaslarını gevşek bırakarak çabuk çabuk soluk alın (saniyede bir soluk alınıp verilir) Karnı oynatmayan ve göğüs kafesini pek az genişleten bu solunum, diyaframı hep yukarıda tutarak dölyatağım basınçtan kurtarır ve doğum sırasında daha kolay ve etkili bir biçimde kasılmasına olanak sağlar İyi çalışılırsa, bu süre aşağı yukarı dölyatağının bir kasılma süresine eşittir
e) Bileşik solunum : Yine sırt üstü yatıp önce karın solunumu yapılır, sonra göğüs kafesi solunumuna geçilir Birkaç saniye dinlendikten sonra, karın kaslarını kuvvetle kasıp içeride kalan hava atılır Böylece annenin ve doğacak bebeğin kanı için gerekli oksijen sağlanır Yukarıda anlatılan bütün bu hareketlerin her gün yapılması gereklidir Bu hareketler sert bir yatak veya halının üzerinde uygulanabilir Başlangıçta en çok beş dakika yapılan solunum hareketleri daha sonraları on dakikaya kadar çıkarılabilir
Solunum hareketleri sırasında çok yararlı olacak tam bir kas gevşekliği sağlamak için dizlerin ve başın altına bir yastık koymak yararlı olur jimnastik hareketleri : Cebe kadınlar için öngörülen hareketler zor ve yorucu olmamalıdır Bu hareketlerin yanlış beslenme nedeniyle alınan fazla kiloları atmak gibi bir amacı yoktur Jimnastik hareketleri, özellikle gebeliğin son aylarında bebeğin tüm ağırlığını çekecek, daha sonra onun doğumunu kolaylaştıracak bazı kas gruplarını güçlendirmek, bazılarını ise gevşetebilmek amacıyle yapılır Gebelik süresinin son aşamasında ve doğumda yoğun bir çalışma temposuna girecek olan ve bu yüzden güçlendirilmeleri gereken kaslar şöyle sıralanabilir:
1) Karnın iki yanında ve ön bölümünde bulunan karın bölgesi kasları (bu kaslar dölyatağı ile beraber kasılır ve gevşerler)
2) Dölyolunu çevrele’yen ve doğum sırasında önemli bir rol oynayan apış arası bölgesi kasları
3) Ense kökünden kuyruk sokumuna kadar sırt kasları Bu kasların iyi çalışması, gebeliğin son aylarında, karnın ağırlaşması dolayısıyle yeni bir denge şekli arayan ve bunu ancak omuzlarını iyice geriye atarak sağlayabilen annenin o-murgasının böbreklerin bulunduğu bölgede kıvrılması sonucu ortaya çıkabilecek böbrek hastalıklarına engel olur Yukarıda sayılan bütün bu kasların belirli hareketlerle güçlendirilebilmeleri için, annenin, önce bunları tanıması gerekir Tanıma ancak tecrübeli bir kimsenin yönetiminde, sırt üstü uzanıp sü* rekli olarak ilgili kasları kasma ve gevşetme çalışmaları yapılarak sağlanır Gevşetme : Kasları gevşek tutabilmek çok önemlidir Bu ancak uzun ve sabırlı çalışmaların sonucunda ulaşılabilen bir durumdur Kaslarını gevşetebilme yeteneğini kazanan kadın, örneğin karın bölgesindeki kasların doğum anında dölyatağı kasılmalarından etkilenme* meşini sağlayabilecek, böylece doğumu hızlandıracaktır Yine, vücuttaki genel bir gevşeme anneye dinlenme olanağı vereceği gibi, dölyatağının çocuğun bütünüyle çıkmasına kadar süren ve büyük enerji harcamasına yol açan kasılmaları arasında, gücünü yeniden toplayabilmek olanağı yaratacaktır Yukarıda sözü edilen jimnastik hareketleri, hareketlerin ayrıntılarını veren çeşitli resimlerle daha somut bir şekilde açıklanmıştır
Bu hareketlerin, gebeliğin dördüncü ayından başlayarak her gün on, on beş dakika süreyle uygulanmasında yarar vardır Fakat bu tür bir çalışma düzenine başlamadan önce annenin, doktorun fikrini de alması gerekir Kalp ve böbrek rahatsızlıkları, kansızlık, şeker hastalığı, genel sağlık bozuklukları, düşük yapma olasılıkları gibi durumlar böyle bir uygulamaya ters düşecektir Buna karşılık bu hareketleri gün boyunca zaman zaman yinelemenin hiç bir sakıncası olmadığı kesinlikle söylenebilir Her hareket dizisi beş dakika süreyle yapılırsa çok büyük yarar sağlanır Derin bir soluk verme ve sonra aynı derinlikte bir soluk almanın anneyi rahatlatacağı, bu arada, böyle rahatlatıcı bir hareketin uykuyu çabuklaştıracağı göz önünde tutulursa, bu tür solunum çalışmalarının özellikle yatmadan önce yapılmasındaki yarar ortaya çıkar, öte yandan, bilinçli bir solunumla kasılmalara daha iyi karşı konulur ve böylelikle acı hafifletilmiş olur Birçok kadın zor ve yorucu doğumlarda bu yöntemi uygulamış ve çok olumlu sonuçlar almıştır Ancak kasılma hareketlerine karşı koyabilmeyi sağlayacak bu çeşit bir yöntemi uygulamanın çok dikkatli, düzenli ve uzun bir çalışma gerektirdiği de akıldan çıkarılmamalıdır
|
|
|