|  | Depremler neden olur? |  | 
|  06-25-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Depremler neden olur?Dünya'nın iç yapısı konusunda, jeolojik ve jeofizik çalışmalar sonucu elde edilen verilerin desteklediği bir Yeryüzü modeli bulunmaktadır  Bu modele göre, Yerküre'nin dış kısmında yaklaşık 70-100 km kalınlığında oluşmuş bir taşküre (Litosfer) vardır  Kıtalar ve okyanuslar bu taşkürede yer alır  Litosfer ile çekirdek arasında kalan ve kalınlığı 2  900 km olan kuşağa Manto adı verilir  Manto'nun altındaki çekirdeğin nikel-demir karışımından oluştuğu kabul edilmektedir  Yer'in, yüzeyden derine gidildikçe ısının arttığı bilinmektedir  Enine deprem dalgalarının, Yer'in çekirdeğinde yayılamadığı olgusundan giderek, çekirdeğin sıvı bir ortam olması gerektiği sonucuna varılmaktadır  Manto, genelde katı olmakla beraber yüzeyden derine inildikçe, içinde yerel sıvı ortamları bulundurmaktadır  Taşküre'nin altında Astenosfer denilen yumuşak Üst Manto bulunmaktadır  Burada oluşan kuvvetler, özellikle konveksiyon akımları nedeni ile, taş kabuk parçalanmakta ve birçok "Levha" lara bölünmektedir   Üst Manto'da oluşan konveksiyon akımları, radyoaktivite nedeni ile oluşan yüksek ısıya bağlanmaktadır  Konveksiyon akımları yukarılara yükseldikçe Taşküre'de gerilmelere ve daha sonra da zayıf zonların kırılmasıyla, levhaların oluşmasına neden olmaktadır  Halen 10 kadar büyük levha ve çok sayıda küçük levhalar vardır  Bu levhalar üzerinde duran kıtalarla birlikte, Astenosfer üzerinde sal gibi yüzmekte olup, birbirlerine göre insanların hissedemeyeceği bir hızla hareket etmektedirler  Konveksiyon akımlarının yükseldiği yerlerde, levhalar birbirlerinden uzaklaşmakta ve buradan çıkan sıcak magma da okyanus ortası sırtlarını oluşturmaktadır  Levhaların birbirlerine değdikleri bölgelerde sürtünmeler ve sıkışmalar olmakta, sürtünen levhalardan biri aşağıya Manto'ya batmakta ve eriyerek yitme zonlarını oluşturmaktadır  Konveksiyon akımlarının neden olduğu bu ardışıklı olay, Taşküre'nin altında devam edip gitmektedir  İşte Yerkabuğu'nu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları Dünya'da depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır  Dünya'da olan depremlerin büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkları levha sınırlarında, dar kuşaklar üzerinde olusmaktadır  Birbirlerini iten ya da diğerinin altına giren iki levha arasında, harekete engel olan bir sürtünme kuvveti vardır  Bir levhanın hareket edebilmesi için, bu sürtünme kuvvetinin giderilmesi gerekir  İtilmekte olan bir levha ile bir diğer levha arasında sürtünme kuvveti aşıldığı zaman bir hareket oluşur  Bu hareket, çok kısa bir zaman biriminde gerçekleşir ve şok niteliğindedir  Sonunda çok uzaklara kadar yayılabilen deprem (sarsıntı) dalgaları ortaya çıkar  Bu dalgalar geçtiği ortamları sarsarak ve depremin oluş yönünden uzaklaştıkça enerjisi azalarak yayılır  Bu sırada Yeryüzü'nde, bazen gözle görülebilen, kilometrelerce uzanabilen ve fay adı verilen arazi kırıkları oluşabilir  Bu kırıklar bazen Yeryüzü'nde gözlenemez, yüzey tabakaları ile gizlenmiş olabilir  Bazen de eski bir depremden oluşmuş ve Yeryüzü'ne kadar çıkmış, ancak zamanla örtülmüş bir fay yeniden oynayabilir  Depremlerinin oluşumunun bu sekilde ve "Elastik Geri Sekme Kuramı" adı altında anlatımı, 1911 yılında, Amerikalı Reid tarafından yapılmıştır ve laboratuvarlarda da denenerek ispatlanmıştır  Bu kurama göre, herhangi bir noktada, zamana bağımlı olarak, yavaş yavaş oluşan birim deformasyon birikiminin elastik olarak depoladığı enerji, kritik bir değere eriştiğinde, fay düzlemi boyunca varolan sürtünme kuvvetini yenerek, fay çizgisinin her iki tarafındaki kayaç bloklarının birbirine göreli hareketlerini oluşturmaktadır   Bu olay ani yer değiştirme hareketidir  Bu ani yer değiştirmeler ise bir noktada biriken birim deformasyon enerjisinin, açığa çıkması, boşalması, diğer bir deyişle mekanik enerjiye dönüşmesi ile ve sonuç olarak yer katmanlarının kırılma ve yırtılma hareketi ile olmaktadır  Aslında kayaların, önceden bir birim yer değiştirme birikimine uğramadan kırılmaları olanaksızdır  Bu birim yer değiştirme hareketlerini, hareketsiz görülen Yerkabuğu'nda, üst mantoda oluşan konveksiyon akımları oluşturmakta, kayalar belirli bir deformasyona kadar dayanıklılık gösterebilmekte ve sonrada kırılmaktadır   İşte bu kırılmalar sonucu depremler oluşmaktadır  Bu olaydan sonra da kayalardan uzak zamandan beri birikmiş olan gerilmelerin ve enerjinin bir kısmı ya da tamamı giderilmiş olmaktadır  Çoğunlukla bu deprem olayı esnasında oluşan faylarda, elastik geri sekmeler (atım), fayın her iki tarafında ve ters yönde oluşmaktadırlar  Faylar, genellikle hareket yönlerine göre isimlendirilirler  Daha çok yatay hareket sonucu meydana gelen faylara "Doğrultu Atımlı Fay" denir  Fayın oluşturduğu iki ayrı blokun birbirlerine göreli olarak sağa veya sola hareketlerinden de bahsedilebilir ki bunlar sağ veya sol yönlü doğrultulu atımlı faya bir örnektir  Düşey hareketlerle meydana gelen faylara da "Eğim Atımlı Fay" denir  Fayların çoğunda hem yatay, hem de düşey hareket bulunabilir  | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |