| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| anlatım, anlatımlarparagraf, biçimleriparagraf, konusu, nedirparagraflı, paragrafta | 
|  | Paragrafta Anlatım Biçimleri-Paragraf Nedir-Paragraflı Anlatımlar-Paragraf Konusu |  | 
|  12-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Paragrafta Anlatım Biçimleri-Paragraf Nedir-Paragraflı Anlatımlar-Paragraf KonusuAnlatım Biçimleri Anlatım Biçimleri: Anlatım Biçimleri : Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir tasarıyı, bir olayı sözle ya da yazıyla ifade etmeye anlatım denir  Birbirinden farklı konuları, olayları, gözlem ve izlenimleri anlatırken kullanılan yöntemlere ise anlatım biçimi denir  Açıklayıcı Anlatım : Bu anlatım biçiminde temel amaç, okura herhangi bir konu üzerinde bilgi verme, iyice anlaşılmayan ya da yanlış anlaşılan bir sözü, bir düşünceyi açıklığa kavuşturmaktır  Bu anlatım biçiminde temel amaç bilgi vermek olduğu için belirtilen yargı tartışılmaz; konuyla ilgili karşıt görüşlere yer verilmez  Anlatım oldukça ciddi, kuru ve öğreticidir  Açıklamanın yapılabilmesi, bir bilginin tam ve eksiksiz olarak verilmesi için tanımlamalardan, örneklemelerden, karşılaştırmalardan ve sayısal verilerden yararlanılır  Fıkra, makale, deneme, gezi, eleştiri, röportaj gibi yazı türlerinde açıklayıcı anlatım biçimi yoğun olarak görülür  Örnek : Çağdaş eğitim, bireyi bilgi ile donatmaktan çok, ona kendi kendine bilgi edinme yollarını öğretmeyi amaçlar  Bireyde, sağlıklı düşünme, doğru anlama, toplum içinde türlü durumlara olumlu uyum sağlayabilme yeteneklerinin geliştirilmesini ister  Sağlıklı düşünme, öncelikle dilin işleyiş düzeninin kavranmasına bağlıdır  Bu sebeple kişinin eğitimi ile ana dili arasında doğrudan bir bağlantı vardır  Tartışmacı Anlatım : Bu anlatım biçiminde birbirine karşıt düşünceleri, bir konuyla ilgili kanıları değiştirmek, çürütmek ya da onların yerine yenisini koymak amaçlanır  Tartışmacı anlatımda yazar, inandırıcılığı sağlayabilmek için ciddi ve ağırbaşlı bir anlatım yerine sohbete varan rahat bir anlatım kullanır  Yazarın sık sık sorular sorup bunlara yanıtlar vermesi, bu anlatımın ayırt edici bir başka özelliğidir  Tartışmacı anlatım, bilimsel inceleme ve araştırmaya dayalı yapıtlar başta olmak üzere eleştiri, fıkra, deneme, makale, röportaj gibi yazı türlerinde de sık sık rastlanan bir anlatım biçimidir  Örnek : Gene bir eski özlemdir, gidiyor  Yeniye kötü kötü bakıyorlar, mana yokmuş, güzel değilmiş, düşünmekten, çalışmaktan kaçınan kimselerin ne yaptıklarını bilmeden ortaya attıkları şeylermiş  Geçmişin büyük eserlerini inceleyip de onlardan örnek almalıymışız  Oysa ki asıl, yeni zordur; yeninin manasını anlamak, güzelliğini duymak zordur  Bunun için alışkanlıklarımızı aşmak, dikkatimizi işletmek gerekir  Betimleyici Anlatım : Varlıkların kendilerine özgü ayırıcı niteliklerini, bu niteliklerin duyu organlarımız üzerindeki etki ve izlenimlerini görünür kılmaya, onları sözcükler aracılığıyla resimlendirmeye betimleme denir  Bir anlatımın betimlemelere dayandırılması ve betimlemenin amaç olarak kullanılması ile oluşturulan anlatım biçimine betimleyici anlatım denir  Betimlemede, görme, işitme, tatma, dokunma ve koklama duyularına yönelik bir anlatım vardır  Herhangi bir varlığın, nesnenin, olayın veya çevrenin, duyu organlarımız üzerinde bıraktığı izlenimler belirli bir plana göre okura aktarılır  Betimleyici anlatım biçimi, amacına göre iki çeşittir: Açıklayıcı Betimleme : Bu tür betimlemelerde amaç bilgi vermektir  Betimlenen varlık yada nesne tanıtıcı ve ayırıcı özellikleriyle nesnel bir tutumla okura aktarılır  Sanatsal Betimleme : Bu betimlemede temel amaç, izlenim kazandırmaktır  Anlatımda, genel ayrıntılardan, ayırıcı ayrıntılara doğru gidilir  Kısaca gözlemlenen varlık ya da nesnenin anlatıcı üzerinde bıraktığı etki yansıtılır  Örnek : Burada müthiş karasinek vardı  Hele kebapçının bulunduğu yerde    Bir dükkanda ve etrafında bu kadar sinek olmasının bir hikmeti vardır, elbette    Öyküleyici Anlatım : Tasarlanan, gözlemlenen ya da yaşanan bir olayı yer, zaman ve kişi kavramlarına bağlayarak anlatan anlatım biçimine öyküleme denir  O halde öykülemede dört temel kavram bulunur:  Öykülemede, konuyu geliştiren olgu ya da olgular vardır ki buna olay denir   Öykülemede, olayın geçtiği çevre ya da yer kavramı bulunur   Olayın akışı içinde aklımızda yarattığımız kavram, zaman öğesini oluşturur   Olayın içinde yer alan veya bu olayı yaratan öğelere kişi adı verilir  İki farklı öyküleme biçimi vardır: Açıklayıcı Öyküleme : Birtakım bilgileri zamansal oluşuma (kronolojiye) göre anlatan ve sanatsal bir kaygının güdülmediği bir öyküleme biçimidir  Temel amaç herhangi bir şeyi tarihsel gelişimi içinde okura aktarmak, bu konuda onu bilgilendirmektir  Sanatsal Öyküleme : Bu öykülemede bilgilendirme amacı yoktur  Temel amaç bir olay anlatıp okuru o olayın içine çekmek, onun içinde yaşatıp okuru duygulandırmaktır  Öykü, roman gibi yazınsal türlerin kullanıldığı öykülemeye sanatsal öyküleme denir  Örnek : Hamdi amcamı en son 1960-1961 yıllarında gördüm  Bir iş nedeniyle Ankara'ya gelmişti  Beni görmeden gitmeyi içine sindirememiş, telefon edip geleceğini söylemişti  Tıpkı çocukluğumda babamı beklediğim gibi, camdan cama koşup gelişini bekledim  Uzun yıllar sonra birbirimizi görüp konuşacaktık  Amca yeğen birbirimize sarıldık  Hem sevinçten hem de annemi babamı anımsayıp ağladık  Çocuklarımı kucağına aldı  Onları öpüp öpüp sevdi  Kardeşim Leman Hanım, bunları görseydi, dedi  O gün onu son görüşüm oldu  Öldüğünü duyduğum zaman ne yapacağımı şaşırdım    Düşünceyi Geliştirme Yolları (Anlatımda Başvurulan Yollar) : Bir düşüncenin, bir konunun, bir açıklamanın tam olarak anlatılabilmesi için yararlanılan yönteme "düşünceyi geliştirme yolu" ya da "anlatımda başvurulan yol" adı verilir  Bir paragrafta düşünceyi geliştirme yollarından yalnız biri kullanılabileceği gibi, bunların birkaçı da kullanılabilir  Düşünceyi Geliştirme Yolları : Tanımlama : Bir varlığın, bir nesnenin ya da bir kavramın özel ve değişmez niteliklerini sıralayarak onu tanıtmaktır  Tanımlama, genellikle, paragrafın giriş bölümünde yer alır  Gelişme ve sonuç bölümlerinde tanımlamalara pek rastlanmaz  Tanımlama, daha çok açıklayıcı ve tartışmacı anlatım biçimlerinde kullanılan bir düşünceyi geliştirme yoludur  Örnek : Roman, insanların başından geçen ya da geçebilecek türdeki olayları yer ve zaman belirterek anlatan uzun yazı türüdür  Yazarın üstün bilgisi, sağlam gözlemi, duygusu romanın başarılı olmasını sağlayan en önemli etkendir  Örnekleme : Genellikle soyut bir düşünceyi ya da kavramı somutlamak; onu görünür, bilinir kılmak için bir yapıtı, bir kişiyi, bir olayı paragrafa aktarmaya örnekleme denir  Örnekleme, düşünceyi somut kılacağı için onun hem daha kolay anlaşılmasını, hem de inandırıcılık kazanmasını sağlar  Örnek olarak verilen şey, anlatımı somutlayacak nitelikte genel ve bilinir bir şey olmalıdır  Örnekler, bir paragrafın daha çok gelişme bölümünde yer alır  Çünkü bu bölümde konu açılacak ve ona somutluk ve inandırıcılık kazandırılacaktır  Örnek : Kültür, bir toplumun yaşama biçiminde, davranışlarında belirginleşir, giyinişine, yiyip içmesine, çalışmasına, hatta jestlerine yansır  Bir Türk 'hayır' anlamında başını yukarı kaldırır  Amerikan kültüründe ise aynı amaç için baş iki yana hareket ettirilir  İki erkeğim kol kola girip gezmesine Anglosakson ülkelerinde rastlayamazsınız  Karşılaştırma : Nesneler, kavramlar, olay ya da durumlar arasındaki benzerlik veya farklılıkların dile getirilmesidir  Dolayısıyla karşılaştırma, yalnızca iki kavram arasındaki karşıtlıkları gösterme değildir  Benzerlikleri gösterirken de karşılaştırmalardan yararlanılabilir  Böylece sözü edilen kavram daha görünür, daha somut bir özellik kazanmış olur  Örnek : Hayvanların koşullanmaya ve denem yanılma etkinliğine dayanan öğrenmeleri yanında, insan öğrenmesinin ayrı bir niteliği vardır  İnsanın her öğreniş aşaması bedence belirli bir olgunlaşmayı gerektirir  Söz gelimi; konuşmayı öğrenmek yalnız ses çıkarmak değildir  Benzetme : Bir durumu, bir kavramı açıklarken bilinen ve ondan daha etkin benzerinden yararlanmaya benzetme denir  Örnek : Boş bırakılmış topraklar, gübreli ve bereketli ise, yüz bin çeşit otla dolar  Yararlı olabilmeleri için onlara kazma vuruyor, işe yarar tohumlar ekiyoruz  Ruhlar da böyledir  Onları bir fikirle uğraştırıp dizginlerini tutmazsanız, uçsuz bucaksız bir hayal dünyasında başıboş, öteye beriye dolaşıp dururlar  Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu yitirir  Tanık Gösterme : Anlatma somutluk ve inandırıcılık kazandırmak amacıyla başkalarının düşünce ve sözlerinden yararlanmaya tanık gösterme denir  Ancak tanık gösterilen kişi, bilinen ve kabul gören bir özellikte olmalıdır  Yoksa sıradan bir insanın tanık gösterilmesi, düşünceyi inandırıcı kılmaktan uzak düşer  Tanık olarak seçilen, kişi değil de bir söz ise bu, tırnak içine alınarak verilmelidir  Ayrıca hem kişi adı kullanılıp hem de onun konuyla ilgili sözleri verilecekse, bu sözler tırnak içine alınmalıdır  Örnek : Jan Paul Sartre şöyle der: "İnsan bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için yazardır  " Bu görüşe katılmamak mümkün mü? Söz sanatçısı dediğin, herkesin söylemek isteyip de söyleyemediği sözleri, kendine özgü biçimler arasından seçerek söyleyivermeli ve okuyucuya : "Benim söylemek istediğimden daha güzel" dedirtmeli  İlişki Kurma: Paragrafta ortaya konan düşüncenin açıklanması için, herhangi bir durumun ya da olayın ortaya çıkışını, onun nedenini geçmişte olan bir başka duruma veya olaya dayandırarak açıklamaktır  Bu anlatım yolunda geçmişteki bir olay anımsatılarak asıl anlatılmak istenen daha net ve inandırıcı bir biçimde ortaya konmuş olur  Örnek : Ben, hasta ruhları ve sinirli insanları daima yüzlerinin tebessümlü olup olmamasıyla teşhis ederim  Sinirli adamların yüzleri gülmez  Tebessümden mahrum bir çehre gördüğüm zaman, derhal bunun bir sinir hastasına ait olduğunu anlarım  Tebessüm, ruhun sağlamlığı kadar, saadetin de müjdecisidir  Sayısal Verilerden Yararlanma : Bir düşünceyi aktarabilmek için anlatılmak istenen nesnenin ya da kavramın nicelik özelliklerinden yararlanmadır  Bu düşünceyi geliştirme yolu, daha çok tekniğe ve istatistiğe dayalı bilgilerin anlatımında kullanılır  Örnek : Öğrencilerin çalışırken ara verip dinlenmeleri gerektiğini düşünenlerdenim  Mola verilmeden yapılan uzun soluklu bir çalışma, verimi düşürür  Ellişer kişiden oluşan iki ayrı gruba yüz soruluk bir test uygulanır  Grubun biri, testi hiç ara vermeden yanıtlarken, diğer gruba elli sorudan sonra 15 dakikalık dinlenme verilir  Dinlenme almayan grubun başarısı, alan grubun başarısından % 30 düşük çıkar   | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |