Prof. Dr. Sinsi
|
Denetleyici Ve Düzenleyici Sistemler Hakkında Biyoloji Dersi Konu Anlatımı
NSAN VÜCUDUNDA YOLCULUK
DENETLEYİCİ ve DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER
Gelişmiş yapıda olan bitki ve hayvanların vücudunda, doku ve organ farklılaşması bulunur Doku ve organların görevleri farklı farklı olup çalışmaları birbirine bağlıdır Bu nedenle vücuttaki doku ve organların çalışmasının birbiriyle uyumlu olmasını sağlayan yapılara denetleyici ve düzenleyici sistemler denir Denetleyici ve düzenleyici sistemler çalışma, şekil ve hızına göre 2 çeşittir
*
A SİNİR SİSTEMİ
Organların çalışmasını hızlı, etkili ve elektriksel yollarla düzenleyen yapılardan oluşur Sinir sistemi sinir telleri yardımıyla tüm vücuttaki olayları denetler ve düzenler Özelliğine göre 2 kısımdan oluşur
*
1 Merkezi Sinir Sistemi
Sinir sisteminin yönetici ve denetleyici kısmıdır Kafatası ve omurga içindeki sinirsel organlardan oluşur
a Beyin : Kafatası içerisindeki en büyük sinirsel organdır Yüzeyi girintili çıkıntılı olup iki yarım küreden oluşur Beyinle kafatası arasında bulunan 3 katlı zar beyni sarsıntılardan ve darbelerden korur Yapısında milyarlarca sinir hücresi ağ şeklinde bulunur Beyin yardımıyla insan vücudunda;
– Duyu organlarından gelen uyarılar değerlendirilir
– Problem ve olaylar düşünülür, çözülür
– Öğrenme faaliyeti ve hafıza olgusu sağlanır
– Acıkma, susama, uyku, uyanıklık düzenlenir
– Kan basıncı ve vücut sıcaklığı düzenlenir
– Hormonların salgılanma zamanı belirlenir
*
b Beyincik : Yapısı beyne benzer ve küçüktür İki yarım küreden oluşur Kafatasının arka alt tarafında bulunur Beyin, iç kulak ve iskelet kaslarıyla bağlantılıdır Beyincik yardımıyla insan vücudunda;
– Kol ve bacaklardaki kasların birbiriyle uyumlu çalışması sağlanır
– Kol ve bacaklardaki kasların çalışma derecesi düzenlenir
– Aktif hareketin dengeli olması sağlanır
*
c Omurilik soğanı : Yüzeyi düz olup soğana benzer bir şekle sahiptir Boynun üst kısmında bulunur İstem dışı çalışan iç organları yönetir
Omurilik soğanı yardımıyla insan vücudunda;
– Solunum sisteminin çalışması düzenlenir
– Dolaşım sisteminin çalışması düzenlenir
– Boşaltım sisteminin çalışması düzenlenir
– Sindirim sisteminin çalışması düzenlenir
*
d Omurilik : Sırtdaki omurga içerisinde bulunur Yüzeyi düz olup sinir kordonunundan oluşur Kafatası organları ile vücut organları arasındaki bağlantıyı sağlar
Omurilik yardımıyla insan vücudunda;
– Beyinle organlar arasında bilgi iletimi sağlanır
– Refkles davranışlarının oluşması düzenlenir
*
Refleks : Vücuda yapılan ani ve güçlü etkilere karşı vücudun aynı şekilde tepki göstermesidir İstemsiz olarak yapılır Vücudu koruyucu özelliğe sahiptir Kazanılma şekline göre 2 çeşidi bulunur
· Doğuştan kazanılan (kalıtsal) refleks : Genlerle ilgili olup nesilden nesile aktarılır Her insanda aynı şekilde bulunur
– Doğan çocuğun emme hareketi
– İğne batan parmağın çekilmesi
– Gürültülü sesten ürkme
– Göz bebeğinin büyüyüp küçülmesi
· Sonradan kazanılan (şartlı) refleks : Doğumdan sonra deneyimlerle ve öğrenme sonucu kazanılır Nesilden nesile aktarılmaz
– Limon görünce ağzının sulanması
– Örgü örme, dans etme, yüzme davranışları
– Bisiklet ve araba sürme davranışları
*
2 Çevresel Sinir Sistemi
Vücudu ağaç kökü şeklinde saran sinir liflerinden oluşur Merkezi sinir sistemi ve vücut organları arasındaki sinirsel iletimi sağlar
*
Sinirlerin Yapı ve Özellikleri
Sinir dokusunu oluşturun hücrelere nöron denir Milyarlarca nöron insan vücudunu ağ gibi sararak yönetimi sağlarlar Nöronlar görevleri için aşırı farklılaşmış olup bölünme yetenekleri yoktur Çalışmaları sırasında bol miktarda enerji harcarlar Nöronların şekilleri benzer olup 3 kısımdan oluşurlar
Dendrit : Kısa ve çok sayıda olan uzantılardır Çevreden aldıkları uyarıları aksona taşırlar
Akson : Uzun ve bir tanedir Dendritten aldığı uyarıları hedefi olan organa doğru taşır
Gövde : Nöronun çekirdek ve organellerinin bulunduğu sitoplazma kısmıdır Hücredeki hayatsal olayları gerçekleştirir
Miyelin kılıf : Bazı nöronlarda, aksonların çevresiyle yalıtımını sağlayarak uyartıların daha hızlı taşınmasını sağlar
Uyarı : Nöronları etkileyen çevresel değişmelerdir
Uyartı (İmpuls) : Uyarılar etkisiyle nöronlarda oluşan elektiriksel ve kimyasal değişmelerdir İnsan vücudunda görev ve taşınan bilginin farklılığına göre 3 çeşit sinir hücresi kullanılır
· Duyu nöronu : Uyarıları duyu organlarından merkezi sinir sistemine taşır
· Motor nöron : Merkezi sinir sisteminden organlara doğru emir taşır
· Ara nöron : Merkezi sinir sistemini oluşturur
Uyarı ve emirler sinirler üzerinde uyartılar şeklinde taşınırlar Taşınma hızları sabit olup oluşma miktarları değişebilir Uyartılar nöronlar üzerinde iyonlar yardımıyla elektriksel; Nöronlar arasında hormonlar yardımıyla kimyasal olarak taşınır Nöronlar birbirine bağlandığı bölgelere sinaps denir Sinapslar bir nöronun aksonuyla diğerinin dendriti arasında kurulur Uyartılar sinapslar üzerinde salgılanan özel hormonlarla taşınır Böylece uyartının hangi yolu takip ederek hangi organa ulaşacağı belirlenir
*
B HORMON SİSTEMİ
Organların çalışmalarını yavaş, zayıf ve uzun süreli olarak etkileyen sistemdir Organların çalışmasını ürettiği hormonlar yardımıyla düzenler Üzerinde özel mesaj taşıyan protein ve yağ yapılı maddelere hormon denir Hormonlar özel salgı bezlerinde üretilirler İhtiyaç anında belli miktarda salgılanıp kanla tüm vücuda yayılırlar Hormonlar belirli orgaların çalışmasını bir süre etkiler Hormonların az ya da aşırı miktarda salgılanması hastalık oluşmasına etkide bulunur Her bir hormonun yapı ve etkisi birbirinden farklıdır İnsanda hormon üreten organlar ve görevleri birbirinden farklıdır
*
1 Hipofiz Bezi
Beynin alt kısmında bulunan küçük bir bezdir Sinir sistemi ile hormonal sistem arasındaki bağlantıyı sağlar Çok çeşitli hormonları salgılar ve vücudu yö*netir Hipofiz bezi yardımıyla insan vücudunda;
– Diğer salgı bezlerinin çalışması yönetilir
– Yaşa uygun büyüme ve gelişme sağlanır
– Vücutta tutulacak su miktarı belirlenir
– Damarlardaki kan basıncının kontrolü sağlanır
– Doğum öncesi süt bezlerinin gelişmesi sağlanır
– Sperm ve yumurta üretiminin düzenlenmesi sağlanır
*
2 Epifiz Bezi
Beyin yarım kürelerinin arasında bulunur Çalışması ışık miktarından etkilenir Epifiz bezi yardımıyla canlılarda;
– Ergenlik dönemine kadar eşeysel gelişme önlenir
– Günlük uyku, uyanıklık peryodu düzenlenir
– Hayvanların mevsimsel üreme davranışları düzenlenir
*
3 Tiroit Bezi
Gırtlağın sağında ve solunda bulunur İki parçalı olup iki çeşit hormon salgılar Tiroit bezi yardımıyla insan vücudunda;
· Tiroksin hormonu salgılanır Bu hormon hücrelerdeki enerji üretim hızını etkiler Besin ve oksijen kullanımını artırır
· Kalsitonin hormonu salgılanır Bu hormon kandaki kalsiyum ve fosfat miktarını düzenler Kemiklerin sertleşmesini sağlar
*
4 Böbrek Üstü Bezi
Vücudun arka tarafında bel hizasında bir çift olarak bulunur Böbreğin üzerinde bağımsız olarak çalışır İki çeşit hormon salgılar Böbrek üstü bezi yardımıyla insan vücudunda;
· Adrenalin hormonu salgılanır Bu hormon korku, çoşku, heyecan, öfke anlarında metabolizmanın hızlanmasını sağlar
· Aldosteron hormonu salgılanır Bu hormon kandaki mineral oranını ayarlar Fazlasının idrara geçmesini sağlar
*
5 Pankreas Bezi
Hem hormon hem de sindirim enzimi üretebilen karma bir bezdir Midenin hemen altında bulunur İki çeşit hormon salgılar ve kan şekeri seviyesinin sabit değerde kalmasını sağlar Pankreas yardımıyla insan vücudunda;
· Glukagon hormonu salgılanır Bu hormon hücrelerde depolanmış glikojenin eritilerek kana geçmesini ve kan şekerinin artmasını sağlar
· İnsülin hormonu salgılanır Bu hormon kandaki şekerin hücrelere geçerek depolanmasını ve kan şekerinin azalmasını sağlar
*
6 Eşey Bezleri
Cinsiyetle ilgili olup erkeklerde testis, dişilerde yumurtalık şeklinde bulunur Bazı eşey karakterlerinin oluşması ve üreme faaliyetinin yapılmasını sağlar Eşey bezleri yardımıyla insan vücudunda;
– Sperm ve yumurta hücrelerinin üretimi sağlanır
– Erkek ve dişilerde ilgili cinsiyet karakterlerinin oluşması sağlanır
*
DUYU ORGANLARI
Canlıların yaşadığı doğada ışık, ısı, nem, yağış, basınç gibi çevre şartları zamanla değişir Bu değişmeleri algılayarak yaşamını düzenleyen canlılar ortama uyum sağlarlar Çevredeki değişmelerin canlılara ulaşmasına uyarı denir Uyarıları alarak sinirlere aktaran organlara duyu organları denir Vücuttaki duyu organları kendilerine yapılan ışık, basınç, ses, koku, tat gibi uyarıları alarak sinirleri etkiler İnsan vücudunda 5 çeşit duyu organı kullanılır
*
A GÖZ
Cisimleri görmeyi sağlayan duyu organıdır Cisimlerden gelen ışığı algılayarak beyne iletir Böylece cisimlerin uzaklığı, şekli, rengi, büyüklüğü algılanır Göz evinde bulunan gözün çevresinde koruyucu organlar bulunur Kaşlar terin göze ulaşmasını önler, kirpikler tozların göze ulaşmasını önler, göz kapakları gözün dış kısmını temizler, göz yaşı gözün dış kısmını yıkar
Göz yuvarlağı ortadan kesildiğinde, üç tabakadan oluştuğu ve görme yapılarını taşıdığı görülür
*
1 Sert Tabaka
Bağ dokudan oluşur ve beyazdır Sık dizilimde hücrelerden oluşur Göze yuvarlak şeklini ve direnç kazandırır Böylece gözdeki iç ve dış basıncı dengeler Gözün ön tarafındaki saydam tabakayı oluşturur
Saydam tabaka (kornea) : İnce ve esnek olup ışığın kırılarak göze girmesini sağlar ince kenarlı mercek gibi davranır ve göze gelen ışığı göz bebeğinde toplar
*
2 Damar Tabaka
Orta tabakadır Bol miktarda kan damarı taşır göz yapılarının beslenmesini sağlar Göz boşluğuna bakan yüzeyi siyah maddelerle kaplıdır Böylece göz içinin karanlık odaya dönüşmesini sağlar Karanlık oda göze giren ışığın yansımasını önler Bu tabaka farklılaşarak iris, göz bebeği, mercek ve mercek kaslarını oluşturur
İris : Düz kaslardan oluşan renkli yapıdır Göze siyah, kahverengi, yeşil, mavi gibi özel renkleri kazandırır Işık miktarına göre kasılır Göze girecek ışığı ayarlar
Göz bebeği : İrisin ortasındaki açıklıktır Işığın merceğe ulaşmasını sağlar
Mercek : Canlı, esnek ve ince kenarlıdır İncelip kalınlaşarak gözün uzak ve yakına uyumunu sağlar
Mercek kasları : Bakılan mesafelere göre merceğin şeklini değiştirir
*
3 Ağ Tabaka (Retina)
En içte bulunan tabakadır Ağ şeklinde göz içini astarlamıştır Üzerinde ışığı alan duyu almaçları bulunur Işığın kırılmaları sonucu oluşan görüntüyü alarak göz sinirine aktarır Farklılaşmasıyla sarı benek ve kör nokta oluşur
Sarı benek : Görme düzleminin tam karşısında bulunur Üzerinde yoğun olarak da duyu almacı taşır Görüntünün en net olarak algılandığı yerdir
Kör nokta : Üzerinde almaç taşımadığı için görüntü alınmasında etkili değildir
*
Görme Olayı
Cisim ® Işık ışınları ® Kornea ® Göz bebeği ® Mercek ® Ağ tabaka ®
Sarı benek ® Ters görüntü ® Almaç ® Sinirler ® Beyin ® Değerlendirme
*
Göz Kusurları
Gözün normal görüşünü etkileyen yapısal ve işlevsel bozukluklarına göz kusurları denir Görüntünün bulanık ya da bazı renklerin alınamaması şeklinde etkili olur
· Miyopluk : Göz yuvarlağının uzaması ve merceğin kırığının artmasıyla oluşabilir Uzağın bulanık, yakının net görülmesini sağlar Kalın kenarlı mercekle düzeltilir
· Hipermetropluk : Göz yuvarlağının kısalması ve merceğin kırılıcığının azalmasıyla oluşabilir Uzağın net, yakının bulanık görülmesini sağlar İnce kenarlı mercekle düzeltilir
· Astigmatlık : Işığı kıran kornea ve merceğin pürüzlenmesiyle oluşur Yakının ve uzağın bulanık görülmesini sağlar Silindirik mercekle düzeltilir
· Presbitlik : Merceğin esnekliğini kaybetmesiyle oluşur Uzağın net, yakının bulanık görülmesini sağlar İnce kenarlı mercekle düzeltilir
· Kataraktlık : Merceğin saydamlığını kaybetmesiyle oluşur Cisimlerin eksik görülmesine neden olur Ameliyatla düzeltilebilir
· Şaşılık : Göz yuvarlağını hareket ettiren kasların bozulmasıyla oluşur ameliyatla düzeltilebilir
· Renk körlüğü : Kalıtsaldır Nesilden nesile aktarılır Kırmızı ve yeşil renkler algılanamaz Tedaviside yoktur
*
B KULAK
Sesleri algılayan işitme duyu organıdır ses, maddelerin titreşmesi sonucu oluşur Hava moleküllerinin üzerinde çevreye yayılır Kulak, ses titreşmelerinin yönünü, derecesini ve özelliğini algılayarak sinirlere aktarır Kulak dıştan içe doğru 3 farklı kısımdan oluşur
*
1 Dış kulak
Ses titreşmelerini alarak kulak zarına taşır Kulak kepçesi ve kulak yolundan oluşur
Kulak kepçesi : Sesi toplar ve kulak yoluna verir
Kulak yolu : Havadaki toz ve mikropların kulak içine girmesini önler
*
2 Orta Kulak
Ses titreşmelerini düzenleyerek oval pencere zarına aktarır kulak zarı, kulak kemikleri ve östaki borusundan oluşur
Kulak zarı : İnce ve esnektir Ses dalgaları etkisiyle titreşerek uyarıları çekiç kemiğine aktarır
Çekiç - örs - üzengi kemikleri : Çevresinde kaslar bulunan özel kemiklerdir Ses titreşimlerinin derecesini ayarlar Fazlaysa azaltır, azsa yükseltirler
Östaki borusu : İşitmeyle ilgisi yoktur Orta kulağı ağız boşluğuna bağlar Çok gürültülü ses ve basınçlarda kulak zarının iç ve dış kısmındaki hava basıncını dengeler
*
3 İç Kulak
Uyarıların sinirlere aktarıldığı yerdir salyangoz, dalız, oval pencere ve yarım daire kanallarından oluşur
Dalız : İçi sıvı dolu yoldur Ses titreşimlerini sıvı dalgası şeklinde salyangoza iletir
Salyangoz : İki buçuk kez kıvrımlı olup, kıvrımların sonundaki almaç ve sinirler titreşimleri algılarlar Son kısmında esnek zar ve duyu almaçlarının bulunduğu yere korti organı denir Korti organı ses titreşimlerini alarak duyu sinirlerine aktarır
Yarım daire kanalları : İşitmeyle ilgisi yoktur Birbirine dik olan 3 yarım kanaldan oluşur Kanalları yardımıyla vücudun duruşunu beyinciğe bildirir Böylece dengeye yardımcı olur
*
C DİL
Yenilen besinlerin tadını algılar Yapısında çizgili kaslar bulunur İstemsiz ve istemli olarak çalışabilir Üzerinde kabartılar şeklinde tat tomurcukları bulunur Bu tomurcukların üzerinde çok sayıda duyu almacı ve sinir bulunur Dil üzerinde 4 çeşit almaç bulunur Bu almaçlar tatlı, tuzlu, ekşi ve acıyı algılar
Bu almaçlar dilin her tarafında bulunmakla beraber bazı kısımlarda yoğunlaşmıştır Bu nedenle dilin ucu tatlıyı, arkası acıyı, ön yan tuzluyu ve arka yan kısımlar ekşiyi daha iyi algılar Almaçların çalışabilmesi için tat moleküllerinin tükürükte erimesi gereklidir
*
D BURUN
Koku alma duyu organıdır Nefesle alınan havadaki koku taneciklerini algılar İçerisinde kıllar, mukus tabakası, kemik kıvrımlar ve kılcal damar tabakası bulunur Burun alınan havanın temizlenmesini, ısıtılmasını, nemlendirilmesini ve kokusunun alınmasını sağlar
Uçucu olan koku maddeleri burun içindeki mukus sıvısında eriyerek almaç ve sinirleri uyarır Buradaki almaçlar aşırı ve uzun süreli uyarımlardan dolayı koruyucu olarak yorulma özelliğine sahiptir
*
E DERİ
Vücut çevresini örten ince, esnek ve canlı bir dokudur Hücreleri sık dizilimli olup çok farklı görevleri yapabilir İki tabakadan oluşur
· Üst deri : Derinin en dış kısmıdır Dış ortamla etkileşim halindedir İki kısımdan oluşur
Ölü kısım (Korun) : Protein tabakasından oluşur Yabancı maddelerin vücuda girmesini önler
Canlı kısım (Malpigi) : Deriye özel renk kazandırır Ölü tabakanın sürekli olarak yenilenmesini sağlar
· Alt deri : Derinin beslenmesini, uyarıları almasını, kılların oluşmasını sağlayan kısımdır
*
DESTEK ve HAREKET SİSTEMLERİ
İnsanların yer ve yönlerini değiştirmelerine hareket denir Hareketi sağlayan organlar hareket sistemini oluşturur Destek ve hareket sisteminin oluşmasında kemikler, kaslar ve eklemler kullanılır
*
1 İskelet
Kemiklerin birleşmesiyle oluşan yapıya iskelet denir İnsan iskeletinde 210 civarında kemik bulunur İskeleti oluşturan kemikler eklemlerle birbirine bağlanırlar İskelet insan vücudunda;
– Genel şeklini kazandırır
– Aktif hareketi sağlar
– İç organlara desteklik sağlar
– Merkezi sinir sistemini dış etkilerden korur
– Kan hücrelerini üretir ve mineral depolar
İnsan iskeleti özelliğine göre 3 kısımdan oluşur
*
a Baş iskeleti : Kafatası kemiklerini oluşturur Beyin ve beyinciği dış etkilerden korur Çene kemikleriyle beslenmeyi sağlar Yapısında yüz, elmacık, burun, çene ve şakak kemikleri bulunur
*
b Gövde iskeleti : Vücudun karın ve göğüs kısımlarını oluşturur İç organları tutar Kalp ve akciğeri korur Yapısında omurga, kaburga, kürek, köprücük, göğüs kemikleri bulunur
*
c Üye iskeleti : Kol ve bacakların oluşmasını sağlar Aktif hareket ve ellerin oluşmasında etkili olur Uyluk, kaval, baldır, pazu, dirsek, parmak kemiklerinden oluşur
Şekil ve büyüklüğüne göre 4 çeşit kemik bulunur
· Kısa kemik : Eni boyuna yakın olan kemiklerdir El ve ayaklardaki parmak ve bilek kemikleri bu gruba girer
· Uzun kemik : Boyu eninden uzun olan kemiklerdir Kol ve bacaklarda bulunur
· Yassı kemikler : Yüzeyi geniş, levha şeklindeki kemiklerdir Kafatası, kaburga, kürek, köprücük, çene kemiği bu gruba girer
· Düzensiz şekilli kemikler : Belli bir şekle sahip olmayan omurlar bu gruba girer
*
Kemiğin Yapısı
Kemiklerin enine kesilmesi durumunda farklı yapı ve özelliklerdeki kısımlardan oluştuğu görülür Yapısında kemik zarı, sert kemik dokular, süngersi kemik doku, kemik kıkırdağı, sarı ilik ve kırmızı ilik bulunur
Kemik zarı (periost) : Kemiğin dışında bulunur Kemiğin beslenmesini, büyümesini, (kalınlaşmasını) ve onarılmasını sağlar
Kemik kıkırdağı : Kemiğin uç kısmında bulunur Kemiğin boyuna uzaması ve eklemlerin oluşmasını sağlar
Sert kemik dokusu : Mineral oranı fazla olan sıkı dizilimli kısımdır Kemiğe direnç ve şekil kazandırır
Süngersi kemik dokusu : Kemik içerisinde oyuk şeklinde boşluklar oluşturur
Sarı ilik : Yağ depolanmasında etkili olur
Kırmızı ilik : Alyuvar, akyuvar ve kan pulcuklarının üretilmesini sağlar
*
2 Eklemler
İskeleti oluşturan kemiklerin birbirine bağlanmasını sağlayan yapılara eklem denir Kemiklerin hareket yeteneğine göre 3 çeşidi bulunur
a Oynamaz eklemler : Bağladığı kemiklerin hareket etme yeteneği yoktur kemikleri tamamen birleştirmiştir, Kafatası ve kalçada bulunur
b Yarı oynar eklemler : Kemiklerin kısıtlı ve dar açıda hareket etmesini sağlar Omurgadaki eklemler gibi
c Oynar eklemler : Kemiklerin farklı şekil ve açıda hareketine imkan sağlar Kol ve bacaklardaki eklemler bu gruba girer
*
3 Kaslar
Uzayıp kısalma şeklinde, şeklini değiştirebilen hücrelerden oluşurlar Yapısında, kas dokunun hücreleri demet şeklinde bulunur Kasların kasılıp gevşemesi sinirlerin uyarılarıyla gerçekleşir Çalışmaları sırasında bol miktarda enerji harcarlar İnsan vücudundaki kaslar;
– Aktif hareketi sağlar
– Bazı iç organlara hareket yeteneği kazandırır
– Kalbin çalışmasını sağlar
– Konuşmanın gerçekleşmesini sağlar
– Yedek enerji depolanmasını sağlar
Kasların kasılması sırasında kısalma, şişme, sertleşme ve kalınlaşma gerçekleşir Kol ve bacaklardaki kemiklerin çalışması sırasında ön ve arkada birbirine zıt çalışan kaslar bulunur Bu zıt (açıcı ve bükücü) kasların kasılıp gevşemesiyle kol ve bacaklardaki bükülme ve gerilmeler gerçekleşebilir
BESİNLER ve SİNDİRİM SİSTEMİ
A BESİNLERİN ÖZELLİKLERİ
Canlıların temel özelliklerinden birisi de beslenmedir Besin maddelerinin üretilerek ya da dışarıdan alınarak vücutta kullanılmasıyla gerçekleşir Beslenmede kullanılan maddelere besinler denir
Besinler canlı vücudunun büyümesinde, onarılmasında ve yaşamın düzenlenmesinde etkili olur Üretici canlılar kendi besinlerini yaparken, tüketici olanlar dışarıdan hazır olarak alırlar Tüketici canlıların kullandığı besinler 2 grupta bulunur
a Bitkisel besinler : Bitkilerin vücudunu oluşturan yaprak, meyve, tohum, kök gibi kısımlardır
b Hayvansal besinler : Hayvanların vücudu ve faaliyetiyle oluşurlar Et, süt, yumurta, bal, yoğurt, peynir bu gruba girer Kimyasal yapılarına ve özelliklerine göre besin maddeleri 2 alt grupta incelenir
Organik besinler : Canlı hücrelerde, biyolojik reaksiyonlar sonucu üretilirler Protein, yağ, şeker, vitamin gibi
İnorganik besinler : Toprak üzerinde ve içinde doğal olarak bulunurlar Su, mineraller gibi
Besin maddeleri canlı vücudunda kullanıldığı görevlere göre 3 grupta incelenir
*
1 Karbonhidratlar (Şekerler)
C, H, O elementlerinin birleşmesiyle oluşur Fotosentez sonucu ilk oluşan organik besindir Değiştirilerek diğer organik besinlerin oluşmasını sağlarlar Enerji üretiminde ilk önce kullanılır Daha çok bitkisel besinlerde bulunur Atom sayısı ve özelliğine göre hücrelerde farklı şekerler bulunabilir
Glikoz şekeri : Kimyasal yapısı C6H12O6 dır Fotosentez sonucu üretilir Şekerlerin yapıtaşıdır Solunum ve sentez olaylarında kullanılır İnsan ve hayvanlarda kan şekerini oluşturur Fehling (benedikt) çözeltisi ile kırmızı renk verir
Glikojen şekeri : Şekerin insan ve hayvanlardaki depo şeklidir Binlerce glikozun birleşmesinden oluşur Kan şekeri azaldığında eritilerek kana verilir
Nişasta şekeri : Şekerin bitkilerdeki depo şeklidir Binlerce glikozun birleşmesinden oluşur Hücrelerdeki lökoplast organelinde üretilir Tohum ve meyvelerde bol bulunur Nişasta iyot çözeltisi ile mavi renk verir
Selüloz şekeri : Bitkilerde,hücre çeperinin oluşmasını sağlar Hücrede yapısal görev yapar Çok sert yapılıdır Hücrelere desteklik sağlar İnsan ve hayvanların çoğu tarafından sindirilemez Odunun % 50’si, pamuğun %95’i selülozdan oluşur
*
2 Yağlar (Lipidler)
C, H, O elemetlerinin birleşmesiyle oluşur Şekerlerin golgide değiştirilmesiyle üretilir İki tane yapı taşı bulunur Bunlar yağ asidi ve gliseroldür bir yağ molekülü 3 yağ asidi ve 1 gliserolün birleşmesinden oluşur
Sindirilmesi zor olup şekerlerden sonra enerji verici olarak kullanılır Çoğunlukla yedek besin olarak depolanır Bitkisel yağlar sıvı ve hayvansal yağlar katıdır Yağ molekülleri beyaz kağıt üzerine saydam leke bırakır Canlılarda bulunan yağlar;
– Hücre zarını oluşturur
– Hormonların yapısına katılır
– Vücudun ısı yalıtımını sağlar
– Göçmen kuşlar ve kış uykusuna yatan canlıların enerji ihtiyacını karşılar
*
3 Proteinler
C, H, O, N elementlerinin birleşmesiyle oluşur En küçük yapı taşlarına amino asit denir Hücrelerde 20 çeşit amino asit bulunur Amino asitler farklı sayı, sıra ve çeşitte kullanılarak değişik tipte proteinin yapılmasını sağlarlar Proteinler ribozomlarda üretilir Proteinler nitrik asit ile sarı renk verir Canlılarda bulunan proteinler;
– Hücre zarı, hormon ve antikorların yapılmasını sağlar
– Enzimlerin, kasların, tırnağın, kılların yapılmasını sağlar
– Uzun süreli açlıklarda en son enerji vericidir
*
4 Vitaminler
Hücrelerdeki biyolojik olayların düzenlenmesinde görev yapar Çoğu bitkiler tarafından üretilir B ve C vitaminleri suda, A, D, E, ve K vitaminleri yağda erirler Yağda eriyen vitaminler vücutta depolanabilir
Sindirilmeden kana karışırlar, enerji vermezler Eksiklerinde metabolik hastalıklar oluşur (A vitamini - Gece körlüğü, B vitamini - Beriberi, C vitamini -Skorbit, D vitamini - Raşitizm, E vitamini - Üreme bozukluğu, K vitamini - Kanın pıhtılaşmaması) Canlılarda bulunan vitaminler;
– Vücut direncini artırır
– Kemiğin sertleşmesini, kanın pıhtılaşmasını, sağlar
– Büyüme, gelişme, üreme davranışlarını etkiler
*
5 Su (H2O)
H, O elementlerinden oluşur Hücrelerin ortalama % 70’ini su molekülleri oluşturur Su molekülleri kararlı, akıcı ve taşıyıcı özelliğe sahiptir Vücuttaki kimyasal olaylar için enzimlerin çalışma ortamını oluşturur Vücutta bulunan suyla;
– Besin ve artıkların taşınması sağlanır
– Büyük yapılı besinlerin sindirimi sağlanır
– Fotosentezle besin yapılır
– Vücut sıcaklığının düzenlenmesi sağlanır
*
6 Mineraller (Madensel Tuzlar)
Doğada maden şeklinde ve toprakta karışım halinde bulunur Canlılarda 20 - 25 çeşidi (Demir, sodyum, kalsiyum, magnezyum, potasyum gibi) kullanılır Sindirilmez ve enerji vermezler Vücutta bulunan minerallerle;
– Klorofilin, hemoglobinin, kemiklerin oluşması sağlanır
– Kasların, sinirlerin, enzimlerin çalışması sağlanır
*
B SİNDİRİM SİSTEMİNİN ÖZELLİKLERİ
Besin maddeleri hücrelerin sitoplazmalarında kullanılır Büyük yapılı besinlerin hücre zarından geçmesi için parçalanması gereklidir Bu olaya sindirim denir Sindirim olayı hücre içinde yapılıyorsa hücre içi; hücre ve vücut dışında yapılıyorsa hücre dışı sindirim denir
İnsanlarda büyük yapılı besinlerin parçalanması için özel organlardan oluşan sindirim kanalı kullanılır Besinlerin diş ve kaslarla parçalanmasına mekanik sindirim; enzimler yardımıyla parçalanmasına da kimyasal sindirim denir
Bitkisel ve hayvansal kaynaklı yiyecek ve içeceklerde bulunan protein, yağ ve şekerler sindirime uğrarlar İnsanların sindirim kanalı ağız - yutak - yemek borusu - mide - ince borusu - kalın bağırsak - yardımcı organlardan oluşur
a Ağız : Sindirim kanalının başlangıcıdır Besinlerin vücuda alınmasını sağlar Ağızda dişler, tükürük bezleri ve dil bulunur
Dişler : Vücudun en sert yapısı olup katı besinlerin mekaniksel sindirimini sağlar Böylece besinlerin yutulmasını ve daha kolay hazmedilmesi sağlanır
Ağızda besinlerin parçalanmasını sağlayan kesici dişler (8) köpek dişleri (4) ve azı dişleri (20) bulunur Bir diş dıştan içe doğru mine tabakası, fildişi tabakası ve diş özü tabakası kısımlarından oluşur
Tükürük bezleri : Kaygan, eritici ve sindirici özelliğe sahip tükürüğü salgılar Ağızda 3 çifti bulunur Tükürük besinlerin ıslatılmasında, yumuşatılmasında ve kayganlaştırılmasında görev yapar
Dil : Çizgili kas taşıyan hareketli bir organdır Kısmen istemli ve kısmen istemsiz olarak çalışır Besinlerin ağız içinde çevrilmesinde ve yutulmasında etkili olur
b Yutak : Nefes borusu ve yemek borusunun giriş kısmında bulunur Yapısındaki kaslı kapakçık yardımıyla solunan havanın soluk borusuna, yutulan lokmaların yemek borusuna geçmesini sağlar
c Yemek borusu : İnce, uzun, boru şeklinde olan düz kaslardan oluşmuş bir yapıdır Yutulan besinlerin yavaş ve ritimsel olarak mideye taşınmasını sağlar
*
d Mide : Karın boşluğunun sol alt kısmında bulunur sindirim kanalının geçiş kısmıdır Duvarlarında çok sayıda düz kas ve salgı bezi bulunur Mideye ulaşan besinler burada bir süre depolanır, karıştırılır ve mikropları öldürülür Besinlerde bulunan proteinlerin bir kısmı sindirilir
*
e İnce bağırsak : Sindirim kanalının ince ve uzun olan kısmıdır Duvarlarında düz kaslar bulunur ve ritimsel olarak çalışır Burası besinlerin tamamen sindirilip emilmesinde iş görür Pankreas ve kendi salgı bezlerinden gelen enzimler protein, yağ ve şekerleri kimyasal olarak sindirir İç yüzeyinde bulunan kılsı villuslar sindirilen besinlerin kana geçirilmesini sağlar
*
f Kalın bağırsak : Sindirim kanalının son kısmıdır Sindirim artıklarının bir süre depolanmasını ve zaman zaman atılmasını sağlar Depolama sırasında gerekli su ve mineraller emilebilir Bu kısımda bulunan yararlı vitamin bakterileri B ve K vitaminlerinin üretilmesini sağlar
*
g Yardımcı organlar : İnce bağırsaktaki sindirimin tamamlanabilmesi için sindirime yardımcı olan sıvılar üretirler Karaciğer ve pankreas bu özelliğe sahiptir
Pankreas : Ürettiği özsuyu içerisinde protein sindirici tripsin, Yağ sindirici lipaz ve şeker sindirici amilaz enzimleri bulunur
Karaciğer : Ürettiği safra özsuyu ince bağırsaktaki yağların mekanik sindirimini sağlar
*
DOLAŞIM SİSTEMİ
Bütün organ ve sistemler arasında madde iletimini sağlayan yapılara dolaşım sistemi denir Dolaşım sistemi besin, gaz, hormon, artık, antikor gibi maddeleri ilgili hücrelere taşır
*
A DOLAŞIM SİSTEMİNİN KISIMLARI
Dolaşım sistemini kalp, damarlar ve kan dokusu oluşturur
*
1 Kalp
Göğüs boşluğunda bulunan çizgili kaslardan oluşmuş bir organdır İstemsiz, hızlı, güçlü ve uzun süreli olarak çalışır Böylece kan sıvısının damarlarda akmasını sağlar Kalp, kulakçık ve karıncık olmak üzere 2 kısımdan oluşur
Kulakçık : Kan sıvısını kalbe doğru çeken kısmıdır Sol kısmı vücut toplar damarına, sağ kısmı akciğer toplar damarına bağlıdır
Karıncık : Kan sıvısını organlara doğru pompalayan kısımdır Sol kısmı vücut atar damarıyla, sağ kısmı akciğer atardamarıyla bağlantılıdır
Kalbin sağ tarafında kirli kan (CO2 oranı fazla) ve sol tarafında da temiz kan
(O2 oranı fazla) bulunur
Kalbin çevresinde koruyucu olan perikard adlı kaygan zar bulunur Bu zar kalbi dış etkilerden korur Kalp üzerinde bulunan damarlara koroner damarlar denir Bu damarlar kalbin hızlı bir şekilde beslenmesini sağlar
Kalbin kulakçık ve karıncıkları art arda ritimsel olarak kasılıp gevşerler Kulakçıklar kasılırken karıncıklar gevşer ve kan sıvısı kulakçıktan karıncığa doğru akar Karıncıklar kasılırken kulakçıklar gevşer ve kan sıvısı organlara doğru pompalanır Kalbin kulakçık ve karıncıklarının kasılması dakikada ortalama olarak 70 - 80 kez gerçekleşir kasılma hızı hormon ve sinirler etkisiyle artırılıp azaltılabilir
*
2 Damarlar
İçerisinde kan sıvısının dolaştığı boru şeklindeki yapılara damar denir Özellik ve görevine göre 3 çeşidi bulunur
a Atar damarlar : Kalpten organlara kan götüren damarlardır Vücut ve organ atar damarlarında temiz kan, akciğer atar damarında kirli kan bulunur Yapısında kalın düz kas tabakası bulunur Kan basıncı ve akış hızı yüksektir
b Toplar damarlar : Organlardan kalbe kan getiren damarlardır
Organ toplar damarlarında kirli kan, akciğer toplar damarında temiz kan bulunur Yapısında ince düz kas tabakası bulunur Kan basıncı ve akşı hızı düşüktür
c Kılcal damarlar : Atar damarlar ile toplar damarlar arasında bulunur Kanın atar damardan toplar damara geçmesini sağlar Yapısında kas dokusu bulunmaz Kan basıncı normal ve kanın akış hızı en düşüktür
Kalbin çalışması sırasında damarlarda oluşturduğu sarsıntılara nabız denir Kanın damarlarda akarken oluşturduğu basınca tansiyon denir Nabız ve tansiyon arttığında damarlardaki kanın akış hızıda artar Kalpten çıkan kirli ve temiz kanın dolaşma mesafesi ve özelliğine göre 2 çeşit dolaşım kullanılır
· Küçük kan dolaşımı : Kalpten çıkan kirli kanın akciğerlerde temizlenmesini sağlar Kalbin sağ karıncığından başlar ve sol kulakçığında biter
· Büyük kan dolaşımı : Kalpten çıkan temiz kanın vücut organlarına ulaşmasını sağlar Kalbin sol karıncığından başlayıp sağ kulakçığında biter
*
3 Kan Sıvısı
Başlı başına bir doku olup, sıvı ve akıcıdır Su oranı çok yüksektir Yapısında hücrelerin ihtiyacı olan maddelerle, metabolizma sonucu oluşan zararlı maddeler bulunur Kan sıvısında; su, mineral, oksijen, karbondioksit ve kan hücreleri bulunur Kanın yapısında özel görevler yapan kan hücreleri taşınır
a Alyuvarlar : Kırmızı renkli ve kanda en fazla bulunan hücrelerdir Oksijen ve karbondioksitin taşınmasında görev yapar
b Akyuvarlar : Beyaz renkli ve kanda en az bulunan hücrelerdir Mikropların yok edilerek bağışıklığın sağlanmasında görev yapar
c Kan pulcukları : Hücre parçaları olup üzerinde pıhtılaşma proteinlerini taşır Kesilen ve zedelenen damarların onarılmasında görev yaparlar
*
*
B KAN GRUPLARI
Kan gruplarının oluşumunda alyuvarlar üzerindeki özel protein çeşitleri ve kandaki antikor çeşitleri etkili olur Alyuvarlar üzerinde A, B ve Rh tipinde 3 çeşit proteinin bulunma durumuna göre farklı kan grupları oluşur
Alyuvar üzerinde;
A proteinleri varsa
B proteinleri varsa
A, B proteinleri varsa
A, B proteinleri yoksa
Rh proteinleri varsa
Rh proteinleri yoksa
®
®
®
®
®
®
A grubu,
B grubu,
AB grubu,
O grubu,
Rh+ grubu,
Rh– grubu,
Ayrıca, kan sıvısında yabancı proteinleri çökelten özel antikorlar bulunur Bunlar A antikoru, B antikoru ve Rh antikorudur
A grubunda – B antikoru, B grubunda – A antikoru, 0 grubunda – A, B antikoru, Rh– grubunda – Rh antikoru bulunur
*
Yaralanma, ameliyat, hastalanma durumlarında vücuttaki kan sıvısı yeterli olmadığı için vericiden kan nakli yapılır 2 çeşidi kullanılır
· İdeal kan nakli : Herkesin kendi grubundan kan alıp vermesidir
A « A, B « B, AB « AB, O « O, Rh+ « Rh+, Rh– « Rh– şeklinde yapılır
· Zorunlu kan nakli : Kendi grubundan kan bulunmadığı zamanlarda yapılır
*
*
MİKROPLAR ve BAĞIŞIKLIK OLAYI
Vücudu oluşturan organ ve sistemlerin çalışmasının bozulmasına hastalanma denir Soğuk hava, zehirler, besinler, kimyasal maddeler ve mikroplar hastalanmaya neden olabilirler Vücutta hastalık oluşturan bir hücreli mikroorganizmalara mikrop denir Mikroplar iç parazit olarak yaşarlar Yaşama ve çoğalmaları için insan vücudunu kullanırlar Mikroplar vücuda besinlerle ağızdan, havayla burundan, kan nakli ile ve yaralanmalarla deriden bulaşabilir Vücuda sızan mikroplar kan yoluyla yaşayabilecekleri hedef organa taşınarak yerleşirler Her mikrop çeşidi kendisine has olan organa yerleşir
Nezle mikrobu - Burun, Kuduz mikrobu - Beyin, Hepatit mikrobu - Karaciğer, Verem mikrobu - Akciğer, Kızamık mikrobu - Deri, Zatürre mikrobu ® Akciğere yerleşir
*
Organlara yerleşen mikroplar hücreleri parçalanarak ve besinleri kullanılarak hızla çoğalırlar Böylece vücutta hastalık belirtileri ortaya çıkar Vücuda sızan mikroplar virüs, bakteri, protist ve mantar kökenli olabilir Mikroplara karşı vücudu koruyan ve sızan mikropları yok eden yapılara bağışıklık sistemi denir Mikroplara karşı bağışıklık 2 şekilde gerçekleşir
– Mikropların vücuda sızmasını önleme
– Organlardaki mikropları parçalayarak yok etme
Vücuda sızan mikropların yok edilmesinde akyuvar ve antikorlar kullanılır
Akyuvarlar hareketli olup mikropları yakalayarak sindirir Antikorlar, özel proteinler olup mikrop ve toksinleri etkisiz hale getirir Mikropların ürettiği zararlı maddelere toksin denir Toksinlere karşı etkili olan antikorlara da antitoksin denir Vücutta, kazanılma şekline göre 2 çeşit bağışıklık kullanılır
*
1 Doğuştan Kazanılan (Doğal) Bağışıklık
Kalıtsal olup bütün insanlarda benzer şekilde bulunur
– Deri üzerindeki ölü tabaka mikropları geçirmez
– Midedeki asitli sıvı besinlerdeki mikropları geçirmez
– Burundaki mukus havadaki mikropları tutar
– Ağızdaki tükürük giren mikropları tutar
– Anne kanından bebeğe geçen antikorlar bir süre kullanılır
– Kandaki akyuvarlar sızan mikropları yok eder
2 Sonradan Kazanılan Bağışıklık
Farklı şekillerde karşılaşılan mikroplara karşı vücudun antikor üretmesi ve kullanmasıdır 4 şekilde gerçekleşir
a Hastalığın geçirilmesi : Hastalanan vücut mikropları tanıyarak antikor üretme yeteneği kazanır Üretilen antikorlar bitse bile vücut sürekli antikorları yeniler
b Vücuda yavaş yavaş sızan mikropların tanınması : İster istemez vücuda yavaş yavaş sızan mikroplar hastalanmadan tanınarak antikor üretme yeteneği kazanılır
c Aşı olunması : Aşı içesinde zayıflatılmış olan mikroplar bulunur Bu sıvı vücut kuvvetli iken uygulanır ve vücudun mikropları tanıyarak antikor üretme yeteneği kazanması sağlanır Mikroplara karşı vücudu korur
d Serum alınması : İçerisinde başka canlılara ait antikor bulunan özel sıvılara serum denir Serum hasta insanların tedavi olması için uygulanır Kullanılan antikorlar başka canlılardan alındığı için etkisi kısa sürelidir
Hastalıklara karşı bağışıklık kazanma süresine göre 2 çeşit bağışıklık kazanılır
· Aktif bağışıklık : Mikroplara karşı uzun süreli olarak bağışıklık kazanılır Vücut antikor üretme yeteneği kazanmıştır Sonradan kazanılan bağışıklıktaki a, b ve c seçeneklerindeki durumlar bu bağışıklığı sağlar
· Pasif bağışıklık : Mikroplara karşı kısa süreli olarak bağışıklık kazanılır Vücutta başka canlılara ait antikorlar kullanılır ve kendisi üretmez Serum kullanılması ile bu durum sağlanır
*
SOLUNUM ve BOŞALTIM SİSTEMLERİ
A SOLUNUM SİSTEMİ
Hava ile kan arasında gaz değişimini sağlayan organlara solunum sistemi denir İnsanlar akciğerli solunum sistemini kullanırlar Solunum sistemi kanal şeklinde olup farklı organlardan oluşur
a Burun : Havanın vücuda girdiği organdır Yapısında kıllar, mukus bezi, nemli deri, kılcal damarlar, kıvrımlı kemik kanalları (sinüs) bulunur Alınan havanın temizlenmesini, ısıtılmasını, nemlendirilmesini ve kokusunun alınmasını sağlar
b Yutak : Yapısındaki kapakçık yardımıyla solunan havanın nefes borusuna geçmesini sağlar
c Nefes borusu : Havanın akciğerlere taşınmasını sağlar Yapısındaki kıkırdak halkalar soluk borusunun sürekli açık kalmasını, kaslar borunun çapının değiştirilmesini, mukuslu siller de yabancı maddelerin tutulmasını sağlarlar
Soluk borusunun başlangıç kısmına gırtlak denir Gırtlağın yapısında kıkırdaklar, ses telleri ve kaslar bulunur Nefes verilirken konuşma sesinin oluşmasını sağlar
d Bronşlar : Solunan havanın sağ ve sol akciğerlere taşınmasını sağlar Havanın akciğer içinde yayılmasını da bronşçuklar sağlar
e Akciğer : Havanın kana geçmesini ve kanın temizlenmesi sağlar Akciğerde gaz değişimini sağlayan balon şeklindeki birimlere alveol (hava kesesi) denir Alveoller, kılcallardaki kirli kan ile akciğerlerdeki temiz hava arasında yoğunluk farkına göre difüzyonla gaz değişiminin yapılmasını sağlarlar
Akciğerler göğüs boşluğunda sağlı sollu 2 kısımdan oluşur Sağ akciğer 3, sol akciğer 2 parçalıdır Akciğerin yapısında kas, kıkırdak, kemik gibi yapılar bulunmaz Tamamen epitel dokunun zarlarından oluşur
f Diyafram ve kaburga kasları : Solunumun yapılmasına yardımcı olan yapılardır Kasılıp gevşeyerek iç basıncı değiştirerek akciğerin çalışmasını sağlarlar
*
Nefes Alma Olayı
– Omurilik soğanı akciğerin çalışması için uyartı gönderir
– Akciğer çevresindeki diyafram ve kaburga kasları kasılır
– Göğüs boşluğu öne ve alta doğru genişler
– Akciğerler büyür
– İç basınç düşer
– Dışarıdan temiz hava çekilir
– Alveollerde gaz değişimi yapılır
Nefes verilmesi sırasında, nefes almadaki olayların tersi yapılır
*
B BOŞALTIM SİSTEMİ
Besin maddelerinin hücrelerdeki metabolik olaylarda kullanılması sonucu oluşan ürünlere artık denir Vücuttaki suyun fazlası, tuzun fazlası, minerallerin fazlası, vitaminlerin fazlası, asitler, gazlar, amonyak, üre ve ürik asitler, ilaçlar artık özelliğinde olup hormonal düzenleme sonucunda boşaltımla dışarı atılabilir
Artıklar dolaşım sıvısı olan kanda bulunur Kan boşaltım sistemi organlarında süzülerek artıkları ayıklanır Boşaltım sistemi farklı organlardan oluşur
Böbrek atar damarı : Yapısında bol artık bulunan kirlenmiş kanı organlardan böbreğe doğru getirir
Böbrek toplar damarı : Böbrekte temizlenmiş olan kanı kalbe doğru taşır
Böbrek : Kanı süzerek artıkları ayıklar ve sulandırarak idrarı oluşturur Kanın bileşimini belirli sınırlar içerisinde düzenler
İdrar kanalı : Artıklı sıvıyı (idrar) idrar kesesine taşır
İdrar kesesi (Mesane) : Gün boyu oluşan idrarı depolayarak belli zamanlarda dışarıya atar
Böbrek, boyuna kesildiğinde 3 kısımdan oluştuğu görülür Dış kısmında kabuk, iç kısmında havuzcuk bulunur
· Kabuk kısmı : Kanın süzülmesini sağlayarak artıkların kan sıvısından ayrılmasını sağlar
· Öz kısmı : Süzüntüde bulunan yararlı maddelerin tekrar kana geri alınmasını sağlar
· Havuzcuk : Artıkların toplandığı idrarın oluştuğu kısımdır
Bundan başka deri, akciğer ve karaciğer boşaltım yapılmasına yardımcı olur Deri terleyerek, akciğer solunum yaparak ve karaciğer zehirli maddeleri etkisiz hale getirerek boşaltıma yardımcı olur
|