Ayetlerin Iniş Sebepleri Ven Geçerliliği |
|
|
#1 |
|
peri
|
Ayetlerin Iniş Sebepleri Ven GeçerliliğiAyetlerin iniş sebepleri ven geçerliliği yüzyıla ait olduğunu, bugün için geçerliliğinin bulunmadığını söylemesi, en başta sakat bir “Allah inancı” taşıdıklarını gösterir![]() Bu fırkalardan kimisi geçmişten beri varlığını sürdürüyor (Şia gibi); bir kısmı ise evvel yok idi, yeni çıktı![]() Bu cereyanın mümessillerinin Kur’an , Sünnet, Fıkıh, Kelam… ve diğer sahalarda Ehl -i Sünnet çizgiye aykırı düşen bir hayli görüşleri mevcut![]() ![]() Mesela Tebbet Suresi hakkında şunları duyarsınız tarihselcilerden: “Bu surede Ebu Leheb ve karısı anlatılıyor Oysa bugün ne Ebu Leheb ver, ne de onun “odun hamalı” karısı Öyleyse Ebu Leheb’in ve karısının hayatta olduğu dönem için anlamlı olan bu sure, bugün bize hitap etmiyor demektir…” Ancak meselenin bu yönü başlı başına ayrı bir yazının, hatta kitap hacminde çalışmaların konusu olacak kadar geniş olduğundan, biz burada meselenin sadece bir boyutu üzerinde duracağız![]() a v Efendimiz’e sorulan bir soru veya meydana gelen bir olay ( sebeb -i nüzul) üzerine inen bu ve benzeri ayetleri okuduğumuzda, aklımıza bir an için dahi olsa şöyle bir düşünce geliyor mu: “Eğer nüzul sebebini teşkil eden o soru sorulmamış veya o olay meydana gelmemiş olsaydı bu ayet inmeyecekti ”![]() O’nun bilmesi, bilmenin tam ve nihaî halidir, yani mutlaktır Yani O’na gizli kalan hiçbir şey yoktur ve O’nun ilminde “ana hat” veya “detay/ayrıntı” diye bir ayrım yoktur; O her şeyi aynı seviyede ve aynı şekilde bilir![]() Bu ezelî ve mutlak bilgi, olayın meydana geliş veya sorunun soruluş tarzını ve zamanını ihtiva ettiği gibi, ona indirilecek cevabı da ihtiva eder![]() Bu sebeple bizler Kur’an -ı Kerim’e “Kelam-ı Kadîm ” (yani ezelî kelam, kadim söz) deriz Kur’an -ı Kerim de Allah Tealâ’nın kelamı olduğuna göre, belli bir nüzul sebebi üzerine indirilen ayetlerin de ezelden beri mevcut olduğu kendiliğinden anlaşılır![]() a v ’e gelerek başından geçen hadisenin hükmünü soruyor ve bunun üzerine, ezelî kelamın o olaya taalluk eden kısmı bir ayet olarak indiriliyor![]() s onu nereden alarak Efendimiz s a v ’e getiriyordu? Kur’an’da şöyle buyurulur : Ki Levh-i Mahfuz’dadır ” ( Bürûc , 21-22 ) ” (Vâkıa, 77-78 ) Şüphesiz o, katımızda bulunan Ana Kitap’tadır Şanı yücedir, hikmetle doludur ” ( Zuhruf , 4) Öyleyse şunu anlıyoruz ki, Cebrail a s , Rasul -i Ekrem s a v Efendimiz’e getirdiği Kur’an ayetlerini, Levh -i Mahfuz’dan almaktadır Ve yine şunu anlıyoruz ki, Kur’an ayetleri, peyderpey nazil olurken, hatta nüzul sürecinden çok daha önceleri Levh -i Mahfuz’da bir bütün olarak mevcuttu![]() ![]() Tarihselcilerin yanıldığı nokta işte burasıdır…![]() Biz Kitap’ta hiçbir eksik bırakmamışızdır Sonra hepsi toplanıp Rabblerinin huzuruna getirilecekler ” ( En’am , 38) Bizim katımızda hıfzedici bir Kitap vardır ” (Kaf, 4) Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki, apaçık Kitap’ta bulunmasın ” (Yunus, 61) De ki: Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için o mutlaka size gelecektir Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O’ndan gizli kalmaz Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz apaçık Kitap’tadır ” ( Sebe ‘, 3) Bu, Kitap’ta yazılı bulunuyor ” ( İsra , 58) Ana Kitap O’nun katındadır ” ( Ra’d , 39) Onları ancak O bilir Karada ve denizde olanı bilir Düşen yaprağı, yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir Yaş ve kuru ne varsa apaçık bir Kitap’tadır ” ( En’am , 59)![]() ” ( Kehf , 109)![]() yüzyıla ait olduğunu, bugün için geçerliliğinin bulunmadığını söylemesi, en başta sakat bir “Allah inancı” taşıdıklarını gösterir![]() yüzyıl insanı hakkında “geçerliliğini yitirmiş” olduğunu ileri sürmek mümkün değildir Böyle bir şey söyleyebilmek için, Allah Tealâ’nın ilminin -hâşâ- sınırlı olduğuna inanmak gerekir ki, böyle bir düşünce sahibinin dinden çıkmasına sebep olur![]() ![]() Çünkü bizler, zamandan ve mekândan bağımsız düşünemiyoruz Oysa Allah Tealâ için dün de, bugün de yarın da birdir Zaman O’nun yarattığı bir şeydir; O’nun ilmini ihata edemez, kuşatamaz, etkileyemez Bizler sadece geçmişe ve bugüne ait şeylerin malumatına (hatta onların da cüz’i bir kısmına) sahip iken, Allah Tealâ bütün zamanların ve bütün mekânların, hatta zaman ve mekân ötesinin ( gaybın ) bilgisine sahiptir![]() Allah Tealâ nezdinde ise bunlar arasında hiçbir fark yoktur![]() Açıkça görülüyor ki, bu tarz iddia sahiplerinin asıl sorunu Allah tasavvuruyla alakalıdır
__________________
Yüreğin varsa karşılıksız da seversin ![]() ![]() Beklentisiz![]() ![]() ![]() Korkun ne olabilir ki? Kaybetmek mi? Hep yalnız değilmiydik zaten ![]() ![]() ![]() Seviyorum demek önce onsuz olmayı kabullenmektir Varlığı armağansa yokluğu ceza deği Varlığının değerini bilmektir ![]() ![]() ![]()
|
|
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
| Görünüm Modları | |
|
|