![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükA A'da : Düşmanlar A'lem : Daha iyi bilir, bilirim Ab: Su Ab-ı Efsun : Göz yaşı Ab-ı Hayvan : Dirilik suyu, bengisu Ab-ı Kevser : Kevser suyu Ab-ı Mutahhar : Temiz su Ab-ı Nisan : Nisan yağmuru, söylenceye göre, nisan ayında sedefler, deniz dibinden su yüzüne çıkıp, yağmur danelerini içine alıp ![]() ![]() Abad : Zengin olma, varlıklı olma, bayındır ![]() Abı-puş : Aba giyen, derviş, fakir Abd : Kul, köle Abdal : Gezgin derviş ![]() ![]() ![]() Abdal: Abdal donu: Gezgin derviş giysisi, derviş görünüşü ![]() Abes : Boş, asılsız, saçma Abeş: Kula renkte at, alacalı hayvan ![]() Ab-ı zemzem: Kabe yakınlarında bir kuyu ve bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu ![]() Abı Hayat : Ölümsüzlük suyu, bengisu Abidane: İbadet edene yakışacak bir surette ![]() Abus : Somurtkan Acem: İranlı ![]() Acem dağları: Batı İran dağları ![]() Acep: Acaba Açak: Açalım Açaram: Açarım Açılcağ: Açılınca gelince ![]() Açılıptur: Açılmıştır ![]() Adib : Edepler, töreler Adalet : Hak tüze Adave : Düşmanlık Adavet : Düşmanlık, buğz, yağılık Adem : İlk peygamberin adı, insan Ademiyet : İnsanlık, insancılılık Adem : Yokluk, hiçlik Adet : Görenek, sayı Adlım: Ünlü, ünü büyük ![]() Adu taşı: Düşman taşı ![]() Adu: Düşman, hasım ![]() Adü : Düşman, yağı Adüvan : Can düşmanı Afak : Ufuklar, gökyüzünün kenarları Ağ: Ak ![]() Ağca: Akça, aka yakın, alacalı ![]() Adu: Düşman ![]() Agah: Vakıf, bilen ![]() Ağ lavaş: Yufka ekmek ![]() ![]() Ağ mercan: Ak mercan ![]() ![]() ![]() Ağca ceyran: Ak ceylan ![]() ![]() ![]() Ağ-gızıl: Ak, kızıl karışığı renk, alacalı Ağıl: Koyun ve keçi sürülerinin gecelediği çit ya da duvarla çevrildiği yer ![]() Ağır sufra: Şölen sofrası ![]() Ağır zürbe: Yabankazı, yabanördeği, turna gibi kuşların uçarken yaptıkları büyük dizi, katar ![]() Ağlaram: Ağlarım ![]() Ağmak: Akmak, karışmak ![]() ![]() Ağu: Ağı, zehir ![]() Ağyar: Başkaları ![]() Ah ü firaz: Ah edip inlemek, ağlamak ![]() Aharam: Akarım ![]() ![]() Ahd ü peyman: Yemin, and ![]() Ahd: Vadetme, söz verme ![]() Ahdipeyman-ahdipeyman: Ant, anta dayalı sözleşme, antlaşarak yapılan sözleşme ![]() Ahenger: Demirci ![]() Aheste : Yavaş, ağır, yavaş yavaş Ahıl: Akıl Ahi : Esnafı öğütleyen Fütuvvet ehlinin şeyhi, Kardeşim (Bir esnaf teşkilatı olan ve bilhassa XIII-XVI ![]() şeyhlerine de <<ahi>> derlerdi) Ahibba : Dostlar , sevgililer Ahir: En son, sondaki, nihayet son olarak ![]() Ahlak : Huylar, davranışlar, Etik ![]() Ahmer: Kırmızı , kızıl ![]() Ahsen-i takvim: En güzel kıvama koyma, Cenab-ı Hakkın her şeyi kendisine layık en güzel kıvam, sıfat ve surette yaratılması ![]() Ahsen : Çok güzel Aht : Sözleşme Ah-u zar: Yüksek sesle ağlama, dövünme ![]() Ahü : Ceylan, güzellerin gözü (Mec,) Ahval: Durum, durumlar ![]() Ahval: Haller vaziyetler , oluşlar ![]() Ahz : Almak Akça : Para Akdem : İlk, önce, önceki, daha önceki Akıl yetirmek: Akıl erdirmek ![]() Akl-ı cüz : Cüz'i akıl, tikel us Akl-ı Küll : Tüm akıl; Tanrı bilgisi Akl-ı Mead : Ahirete dönük akıl Akşamaca: Akşama değin, akşama kadar ![]() Aktöre, Atayi : Armağan ![]() Al: Hile, aldatma işi ![]() Al-i aba : Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'den oluşan kutsal topluluk Al-i Yezid : Muaviye'nin oğlu Yezid ve onun soyundan gelenler Al malı: Yağlık, başa bağlanan örtü, al renkli çapı, vala Ala göz: Ela göz ![]() Ala: Ela ![]() Alacabaz: Doğan, aladoğan, ''Eli alacabazlının'' Aladağ salı: Aladağ düzlükleri ![]() Aladağ: Erciş'in kuzeyinde yer alan dağ sırası ![]() ![]() ![]() ![]() Alaik : Alakalar, ilgiler Alak: Alalım ![]() Alakaftan: Alaca kumaştan yapılma giysi ![]() ![]() Alasan: Alasın ![]() Alçağ [alçah]: Alçak yer, yüksel olmayan yer ![]() Alçağa: Alçak yere ![]() Alçak: Yüksek karşıtı, yüksek olmayan yer ova ![]() Al duvağ: AI duvak ![]() ![]() Alef : Cana yakın, teklifsiz ![]() Alem: Yeryüzü ve gökyüzü nesnelerinin tümü, Evren ![]() ![]() Alışaban: Tutuşarak ![]() Alışmak: Tutuşmak, alev almak, alevlenmek ![]() Ali: Büyük, yüksek, üstün, yüce, aziz olan ![]() Ali: Hazreti Muhammed'in damadı ve amcası Ebutalib'in oğlu ![]() Alişan: Şan ve şerefi büyük olan, meşhur, bir çeşit lale ![]() Allah-amandır: 1-Şaşma, beğenme duygusunu gösterme ![]() ![]() Alma: Elma ![]() Alma teki: Elma gibi, elma benzeri ![]() Aluptur: Almıştır ![]() Alvala: Al renkli ipek dokuma yüz örtüsü ![]() Amal: Amel, yapılan iş, eylem, edim ![]() Aman: Sığınca, koruyucu, dayanma gücü, umut ![]() Amana düşmek: Sığınarak bağışlanma ya da yardım dilemek Amanat: Emanet ![]() Amanı aldırma: Umursamazlık, zora koşma Amber: Amber kokusu, güzel koku ![]() Amel: Niyet, itaat, dini bir emri yerine getirme ![]() Anasır: Elemanlar , öğeler ![]() Anber: Amber ![]() Andelip: Bülbül, seher kuşu ![]() Annac-annaç: Karşı, karşı yön ![]() Aparmak: Götürmek, alıp gitmek ![]() ![]() ![]() ![]() Arabi: Arapça, Arap kavmine mensup ![]() Araram: ararım ![]() Arasın: Arasını Arayı arayı: Araya araya Araz: Aras Nehri ![]() Argaç: Davarların açıkta toplu olarak yattıkları yer, düz dağ sırtları ![]() Arkuru-arkurı inen: Karşı çıkan ![]() Arma: Eskiden erkeklerin, askerlerin bellerine bağladıkları fişeklik ![]() Arş: İslam dini inanışına göre göklerin en yüksek katı, dokuzuncu kat gök ![]() Arz'edilen-arzu ediben: Arzu ederek, arzulayarak ![]() Arzıhal: Sunu, sunma ![]() Arzın al: Arzu ettiğini al ![]() Arzı'nan Kamber: Yaygın bir halk hikayesinin kahramanları Arzu ile Kamber ![]() Arzuman: Arzu, dayanılması güç istek ![]() Asitan: Dergah, tekke, kapı eşiği ![]() Aslı hariç: Soyu belirsiz, yabancı ![]() Aslı pak : Temiz soylu Aslı kıt: Soysuz, verimsiz ![]() Asuman: (Asman) Gök, sema ![]() Aş: Yemek Aşarsız: Aşarsınız Aşere -i Mübeşşere : Cennete gidecekleri Hz ![]() ![]() Aşık Emrah: Ercişli Emrah ![]() Aşık mısan: Aşık mısın ![]() Aşıkan : Aşıklan gibi, açıkçasına ![]() Aşırma: Kova, bakraç ![]() Aşikar : Açık, gizli değil Aşina : Bildik, tanıdık Aşiyan : Kuş yuvası, ev , mesken Aşk dolusu: Halk inancına göre Pir'in, Üçler'in, Erenler'in içirdiği aşk şarabı ![]() Aşlak: Aşılama, aşı ![]() Aşna: (Aşina) Bildik, tanıdık, bilen, tanıyan, ahbab ![]() Aşna: Aşına, dost, tanıdık ![]() At: Satranç oyununda iki taşın adı ![]() Ataş-ataşa: Ateş, ateşe ![]() Ataşına: Ateşine ![]() Ataşlara: Ateşlere ![]() Ataşlı: Ateşli ![]() Ati : İyilik, ihsan Atlanıban-atlanuben: Atla, atlanarak, atlı olarak ![]() Attar : Güzel kokular satan, aktar ![]() Avara: Avare, boş, yararsız ![]() Avara: Boşta gezmek, işsiz, oyalanmak ![]() Avare : Başı boş, işsiz ![]() Avatmak : Avutmak, teselli etmek Avaz: Yüksek ses Avcu: Avcı Avdet : Dönüş Avlak: Av alanı ![]() Avn : Yardım, yardım eden Avsın almaz mar: Büyü, tılsım tutmayan yılan ![]() Avsın: Büyü, tılsım ![]() Avurd : Yanağın iç tarafı, boş yeri ![]() Avurmak : Eğilmek, çevirmek Avuni: Avını ![]() Ayakça: Ayak kelepçesi, ayak bağı ![]() Ayan : Belli, açık, meydanda Ayat : Ayetler Aydıvar : Söyler Ayet-i Kurba : Kur'an Şura suresinin 23 ![]() ![]() ![]() ![]() Ayet: Kur'an'ın herhangi bir cümlesi ![]() Ayine : Ayna Aylak : İşsiz güçsüz Aymak : Söylemek, hitab etmek Aymak: Uyanmak, farkına varmak ![]() Ayn : Göz, göz pınarı, asıl, kendisi, Ayn-el -yakin : Bir şeyi kendi gözüyle görüp öğrenme ![]() Ayn el yakin: Gönül gözü ![]() ![]() ![]() Ayn-i irşid : İrşadın ta kendisi ![]() Ayn-i rah: Yol gözlemek ![]() Ay'nan: Ayla, ay ile ''yeri ay'nan gün'ün arasındadır ![]() Aynası: 1 ![]() ![]() ![]() Ayrılmanam: Ayrılmam, ayrılamam ![]() Azad: Serbest bırakma, azat ![]() Azim : Kesin karar verme, irade Azimet : Gitme, gidiş Aziz : Sevgide üstün tutulan Azizan : Dostlar , erenler Azl : İşten çıkarma Azheri : Belli Azmış : Yol sapıtmış |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükB Bab: Bahis, kapı ![]() Babullah: Allah kapısı ![]() Bac: Baç ![]() Baç: Haraç, vergi Baç: Osmanlı imparatorluğunda gümrük vergisi, zorla alınan para harç ![]() Bade: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Baden: Semiz, İri gövdeli kimse ![]() Bad-ı saba: Bahar sabahları, gün doğumunda esen hafif yel ![]() Bad-ı saba: Seher yeli ![]() Bad-ı sabah: Bad-ı saba Bağ ı Cennet: Cennet bağı, cennet benzeri bahçe ![]() Bağ: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bağ-bağat: Bağ, bağçe Bağban: Bahçıvan, bağcı ![]() Bağır: 1 ![]() ![]() ![]() Bağman: Bahçıvan, bağcı ![]() Bağrı veran: Gönlü yıkık, üzgün ![]() Bağu bahçe-bağu bahca: Bağ-bahçe ![]() Bağvan: Bahçıvan, bağcı ![]() Baha: Değer ![]() Bahah: Bakalım, görelim ![]() Bahar: Bakar Bahaya kalmak: Değer biçilebilir olmak ![]() Bahça-bahça: Bahçe Bahr: Deniz, büyük göl veya nehir ![]() Bahr-ı muhit: Okyanus ![]() Bahr-ı zulmet: Zulmet denizi ![]() Baka: Tutam, demet, beste ![]() Bakaram: Bakarım ![]() Bakasız: Destesiz ![]() Bakı: Baki, sürekli, kalıcı ![]() Bakırsan: Bakıyorsun ![]() Bal ü per: Kanat ![]() Bala: Çocuk, yavru ![]() Balaban göz: Keskin bakışlı, iri güzel göz ![]() Balaban: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Balınan: Balla, bal ile ![]() Balkımak: Parlamak ![]() Ban: Otluk ![]() Banay: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Banı: (Bani) Kurucu, yapan, yapıcı, bina edici ![]() Bannamak: Ötmek, seslenmek ![]() Bar: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bara gelmek: Meyve ağacının ilk verime durması, ilk veriminin olgunlaşması ![]() Barekallah: [Barek-Allah] Kutlu olsun, hayırlı ve bereketli olsun ![]() Barhane: Tutulmuş yük, kervan, kafile ![]() Barı: Bari, hiç değilse, hiç olmazsa ![]() Bari: Tanrı ![]() Basmışam: Basmışım ![]() Baş bulama: Utanarak başı öne eğme, yana çevirme ![]() Baş gözel: Baş güzel, güzellerin başı ![]() Başa yetmek: Sona ermek, Başına dolanmak: Başa dönmek, başına dönmek ![]() Başına dönmek: Bir konuyu ya da bir durumu yalvarışla anlatmak, istekte bulunmak ![]() Batıl: Boş, beyhude, yalan, çürük ![]() Batın: İç, dahili, gizli, sır, esrar ![]() Bay: Varlıklı kimse ![]() Bayler: Bağlar ![]() Baz: Bir şeyin küçük kısmı, parçası, bir miktar, bir kısım ![]() Baz: Doğan ![]() Becare-becare: Biçare, çaresiz, umarsız ![]() Bed: Bet, kötü, yakışıksız ![]() Bedahşan (Badakşan) : Afganistan'da eyalet ![]() ![]() ![]() Bedir nar: mec ![]() ![]() Bedir: Dolunay ![]() Bedirlenmiş ay: Dolunay Bedov at: Soylu at, Arap atı ![]() Beg: Bey, ulu kişi ![]() Begler: Beyler, ulu kişiler Beğlerinen: Beylerle, beyler ile ![]() Beka: Devamlılık, sabitlik ![]() Beklersen: Beklersin, bekliyorsun ![]() Bel: İnsan bedeninin göğüsle karın arasında kalan daralmış bölüm, bel ![]() Bele: 1 ![]() ![]() Belenmek: Bulanmak, bulaşmak Beli bükülmek: Beli bükülmek, güçsüz ve umarsız kalmak ![]() Beli: (Beli best) Evet ![]() Belik: Saç örgüsü ![]() Belini bükmek: Belini bükmek, umarsız olmak ![]() Bend: 1 ![]() ![]() ![]() Bend: Bağ, yular , bağlama ![]() Bende defteri: Kul defteri ![]() Bende: Köle, kul, hizmetkar ![]() Bene: Bana ![]() Benefşe: Menekşe Benevşe: Menekşe ![]() Bengi: Tiryaki, esrarkeş ![]() Benövşe: Menekşe Benövşeni: Menekşeyi, menekşesini ![]() Benzek: Nazire Benziyirsen: Benziyorsun ![]() Berat: Rütbe, nişan ve imtiyaz verildiğini bildiren ferman ![]() Berbad eylemek: Berbat etmek, yıkmak, bozmak, dağıtmak ![]() Berdar: Tutucu, itaat edici ve ettirici, asılmış ![]() Bergüzar: Hediye ![]() Berhava: Boş, faydasız ![]() Beslenen: Beslenen ![]() Beş arşın bez: mec ![]() Beş: Beş sayısı ![]() Bey: Arap abecesinin ikinci harfi ![]() Beyhuşt: Kökünden, dibinden kopmuş olan, koparılmış ![]() Beyrek: Oğuzlar'ın destan kahramanı ''Bamsı Beyrek'' ![]() ![]() ![]() Beytullah: Allah'ın evi, kabe ![]() Beytullah: Tanrı evi, kabe ![]() Bezenmek: Bezenmek, süslenmek ![]() Bezestan: Değerli eşyanın satıldığı kapalı çarşı ![]() Bezirgan: Kervan, tüccar Bezirgan: Tacir, tüccar, alış veriş eden esnaf ![]() Bezm: Meclis ![]() Bezm-i irfan: Olgun, kamil İnsanlar meclisi ![]() Bıçağ: Bıçak ![]() Bıldır: Geçen yıl ![]() Bi mekan: Y ersiz yurtsuz ![]() Bi-basar: Gözü keskin olmayan, görmeyen ![]() Bidar: Uyanık, uykusuz ![]() Bider: Tohum ![]() Bi-gane: Kayıtsız, alakasız, dünya ile ilgisini kesmiş olanlar ![]() Bigüman: Umutsuz, bilgisiz ![]() Bi-huş: Akılsız ![]() Bikir (Bikr): Bozulffiamış, temiz ![]() Bilbil: Bülbül ![]() Bile: Birlikte, bir arada ![]() Bilekçe: Kolbağı, kelepçe ![]() Billah: Tanrı adına içilen ant ![]() Bilmez: Bilgisiz, nobran, nadan ![]() Bilmir: Bilmiyor ![]() Binin: Binini ![]() Birez: Biraz ![]() Birin: Birini ![]() Bi-vefa: Vefasız ![]() Bizar: Bıkmış ![]() Bizzazure: Zaruri olarak ![]() Boyağ: Boya ![]() Boyu selv ağacı: İnce-uzun boylu, selvi boylu ![]() Boyunnu: Boyunlu ![]() Boz at: Boz donlu at ![]() Boz: Açık toprak renginde olan, külrengi ![]() Boz-bulanık: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Boz-ötergi: Tarlakuşu, Bögün: Bugün ![]() Böhtan: Bühtan, iftira, kara çalma ![]() Böyüten: Büyüten ![]() Bubal: Vebal ![]() Buhağ : Çene altı, sakal ![]() Bulmuşam: Bulmuşum ![]() Bulum mı-mi: Bulayım mı? Bulundi: Bulundu ![]() Burak: Girdap, anafor ![]() Burçak: Baklagillerden, taneleri hayvan yemi olarak kullanılan yıllık bir yem bitkisi ![]() ![]() Burma: Büklüm, kıvrım ![]() Bus etmek: Öpmek ![]() Buse: Öpüş ![]() Buyumuş: Bu imiş ![]() Bühtan: Yalan, iftira ![]() Bükülmek: Dönmek, eğilmek ![]() Bülbül teki: Bülbül gibi ![]() Bülmek: Bilmek ![]() Bülmez: Bilmez, bilgisiz, nobran ![]() Bülüm: Bileyim ![]() Bünyad: Temel, esas, yapı, bina ![]() Bünyan: Yapı, bina ![]() Bürünüptür: Bürünmüştür ![]() Büryan: Biryan kebabı ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükC Caba: Fazladan, üstelik, bir şey ödemeden alman şey ![]() Cad: Darı ekmeği ![]() Cah etmek: İtibar etmek ![]() Cah: Makam, itibar ![]() Cahallığ: Gençlik çağı ![]() Caht: Bile bile inkar etme ![]() Cam: Kadeh, bardak, şişe ve toprak cinsinden şarap kadehi ![]() Can ürekten: Candan yürekten, içtenlikle, severekten ![]() Canal: Canan, sevgili ![]() Canan: Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kadın ![]() Canın: Canımın ![]() Canpolat Dev: Bir masal yaratığı ![]() Cansız at: Tabut, salaca ![]() Car: Çarşaf, komşu, yardımcı, medet eden ![]() Cayız: Caiz, olabilir, yakışık alan ![]() Cazu: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Cecim: Cicim, örtü ya da perde olarak kullanılan ince kilim ![]() Cefa: Büyük sıkıntı, üzgü ![]() Cefakar: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Cehl: Cahillik, ilimden mahrum olmak, tecrübesizlik ![]() Cellat amanı: Ölüm cezasına çarptırılmışlara, ölüm yargısının uygulanmasından önce, son isteği için tanınan süre ![]() Cem olmak: Toplanmak ![]() Cemal: Yüz güzelliği ![]() Cemalınnan: Cemalinden, yüz güzelliğinden, yüzünün güzelliğinden ![]() Ceran: Sevimli, uzun boylu ![]() Cevahir: Cevherler , çok kıymet verilen ve az bulunan şeyler ![]() ![]() ![]() Cevahir: Şah Abbas'ın soylu hizmetçisi ![]() Cevli cevran eylemek: Dolaşmak ![]() Cevr etmek: Eza, cefa, eziyet, zulüm, sitem etmek ![]() ![]() Cevr: Eziyet ![]() Ceyran: Ceylan ![]() Cığa: Yeşil ![]() Cığalı koşma: Cinaslı koşma, sorguculu koşma ![]() Cığa tel: Erkek yabanördeğinin kuyruğunun üstündeki kıvrık yeşil tüyler ve yeşil kanat telekleri ![]() Cinas: Çok anlamlı bir sözcüğün, her kezinde başka bir anlamını öngörerek yapılan bir söz oyunu sanatı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cılga: İnce yol ![]() Cidar: Duvar ![]() Cim: Osmanlı alfabesinin altıncı harfi olup ''ebced'' hesabında üç sayısının karşılığıdır ![]() Civan: Genç ![]() ![]() Coşarsız: Coşarsınız ![]() Cur'a: Yudum ![]() Cuş eylemek: Coşmak, kaynamak ![]() Cüda: Ayrılık, ayrılmış ![]() Cünun: Değişik ![]() Cürmümü: Suçumu ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükÇ Çağrışmak: Bir ağızdan bağırmak, yaygara etmek ![]() Çal : Ala renk ![]() Çalhandı : Çalkandı Çalhanmah : Çalkanmak ![]() Çallı-çapraz: Çapraz çizgili bir şal deseni ![]() Çalma: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Çalmak: Doğmak, vurmak, atmak Çapraz: Eğik olarak birbiriyle kesişen ![]() Çar anasır: Dört unsur , dört temel unsur ![]() Çar hisar: Dört kale burcu ![]() Çar köşe: Dört köşe ![]() Çar: Dört ![]() Çarh: Çark, felek, gök, devreden, dönen ![]() Çar-havuz: Büyük havuz ![]() Çarh-ı devvar: Durmayıp dönen ![]() Çarh-ı gerdun: Dönen çark ![]() Çarh-ı zaman: Dönen zaman, devir ![]() Çar-pare: Dört parça, dört kısım ![]() Çarpaz dağlamak: Çapraz dağlamak ![]() Çarpaz: Çapraz ![]() Çatmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Çekmişem: Çekmişim ![]() Çeper: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Çerağ: Mum, çıra ![]() Çeri: Asker ![]() Çetme: İşlemeli baş örtüsü, sırma işlemeli baş örtüsü, çalma ![]() Çevre: Sırma işlemeli baş örtüsü, mendil ![]() Çevrişir: Dönüşür ![]() Çevrüşmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Çevrüşüpsen: Dönüşmüşsün, dönmüşsün ![]() Çeyman: Kıl ya da yünden dokunma yamçı, kepenek ![]() Çıham: Çıkayım ![]() Çıhdım: Çıktım ![]() Çıhıp: Çıkmış ![]() Çıhmış: Çıkmış ![]() Çıhsa: Çıksa ![]() Çıra: Çerağ, kandil ![]() Çırağ: Çerağ, kandil, mum, ışık ![]() Çiçeğisen: Çiçeğisin ![]() Çifte hal: Çifte ben ![]() Çimennİ: Çimenli ![]() Çimmek : Yıkanmak ![]() Çin: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Çit: Başörtüsü, yemeni ![]() Çiyn : Omuz ![]() Çoh: Çok ![]() Çolp Suyu ![]() Çövre: Çevre Çün: Çünkü ![]() Çüt: Çift ![]() Çüter çüter: Çifter çifter ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükD Dad: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Dağ salı: Dağ düzlüğü, dağ eteği ![]() Dağ: Kızgın demirle vurulan özlük belirtici damga, işaret, nişan ![]() Dağdağa: Çekişme, anlaşmazlık ![]() Dağlanmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dağlı: Damgalı ![]() Daha: Bundan sonra ![]() Daim: Sürekli, her an, daima ![]() Dal: Omuz, omuz başı ![]() Dalam: Dalayım Dalda: Gölge ![]() Daldalanmak: Gölgelenmek ![]() Daldalık: Gölgelik ![]() Dalgerdan: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dallanmak: Salınmak, sallanmak ![]() Daluptur: Dalmıştır, dalıyor Dam: Tuzak ![]() Dane: Tane, tohum, çekirdek ![]() Dane-i kısmet: Kısmet tohumu ![]() Danışmak: Konuşmak ![]() Danıştırmak: Konuşturmak ![]() Dankilom: Rum kadın ismi ![]() Dar çekmek: İdam edilmek ![]() Dar gün: Kara gün; sıkıntılı, zor, bunalımlı an ![]() Dar I: Sıkıntı, bunalım ![]() Dar II: Darağacı, ölüm hükümlülerini asmak İçin kurulan -kullanılan- sehpa ![]() Dar: Ev, yer, dar ağacı ![]() Dara çekilmek: Dağarcında idam edilmek, asılarak İdam edilmek ![]() Dara çekmek: Darağacında idam etmek ![]() Dara düşmek: Sıkıntıya düşmek, zorda kalmak, bunalmak ![]() Daranmak: Taranmak ![]() Dar-ı Mansur: Hallac-ı Mansur'un idamı ![]() Darılıpsan: Darılmışsın ![]() Darıyıp: Taramış ![]() Dartmak: Tartmak ![]() Daş: Taş ![]() Daylak: Tüylü devenin erkeği ![]() De ki: Sanki, tut ki ![]() Değer: Dokunur ![]() Değilem: Değilim Değilem: Değilim ![]() Değişke: Varyant ![]() Dehr: Dünya, zaman, devir ![]() Dehr-i zulmet: Zulüm devri ![]() Dem etmek: Sazla çalıp, söylemek ![]() Dem: Soluk, nefes, ses ![]() Deman: (Damen) etek ![]() Demek: Söylemek ![]() Demi devran: Dünya demi ![]() Demkeş: Devamlı öten bir güvercin cinsi, şarap içen Der: Der, söyler Dercetmek: Toplamak ![]() Derde çatmak: Derde düşmek ![]() Derdimend: (Derdmend) tasalı, kaygılı, dertli ![]() Dergah: Tekke ![]() Derilmek: Toplamak ![]() Deriptir: Toplamıştır ![]() Dermek: Toplamak ![]() Dertli Emrah: Ercişli Emrah ![]() Derun: İç taraf, dahil, kalp ![]() Dest: El ![]() Deste: Demet; sıra ![]() Devran: Dünya, zaman ![]() Devr-i cihan: Dönen dünya ![]() Devşirmek: Toplamak, toparlamak ![]() Deyer: Der ki, söyler ki ![]() Deyişmek: Karşılıklı şiir söylemek ![]() Dırığ: Esirgemek ![]() Di: Söyle ![]() Didar: Yüz, çehre ![]() Didarın kıyamete kalması: Sevgiliyle kavuşmanın, sevgiliye kavuşmanın kıyamete kalması ![]() Dide seli: Gözyaşı ![]() Dide: Göz ![]() Dilber: Güzel ![]() Dilçevüren: Dilçeviren, söz gezdirici, dedikoducu ![]() Dildar: Sevgilisinin gönlünü çelmiş ![]() Dil-inen: Dil ile [dilinen=diliyle ] Dimek: Demek, söylemek Din uğrusu: Din hırsızı ![]() Dinnemek: Dinlemek ![]() Dinnemez: Dinlemez ![]() Dir: Derlemek, toplamak, bir araya getirmek ![]() Diskinmek: Korkudan sıçramak: uykudan sıçrayarak uyanmak ![]() Diş: Düş, rüya ![]() Divana: Divane ![]() Diyek: Diyelim, söyleyelim ![]() Diyeller: Derler, söylerler ![]() Diyer: Der, söyler ![]() Diyiş: Deyiş, şiir ![]() Dodağ [dodah]: Dudak ![]() Dodağınnan: Dudağından ![]() Doğancı: Erciş'in Altındede (Zilan) bölgesindeki eski bir yerleşim alanı ![]() Dolama: Çuha giysi, kat kat giysi ![]() Dolu: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Donburcuh-dunburcuh: Tomurcuk ![]() Doru: Bir at tonu ![]() ![]() Dost: 1 ![]() ![]() ![]() Dostlar dostu: Zor durumda kalana yardım edici Hızır ![]() Doymiyi: Doymuyor ![]() Döndi: Döndü ![]() Dönmenik: Dönmeyiz ![]() Dört iklim: Dört yön; Doğu, batı, güney, kuzey yönlerindeki ülkeler ![]() Dört kitap: Büyük dinlerce kutsal sayılan dört din kitabı ![]() ![]() Dört köşe: Dört yön ![]() ![]() Döş: Etek ![]() Döşek: Yatak, minder ![]() Döşürmek: Devşirmek, toplamak ![]() Dözmek: Katlanmak, dayanmak ![]() Dudu: (Tuti) Dudu kuşu, papağan ![]() Dudu: Papağan türünden, taklit yapan bir kuş ![]() Duman: Bulut, sis ![]() Duram: Durayım ![]() Durasan: Durasın ![]() Durasız: Durasınız ![]() Durmuşam: Durmuşum ![]() Durmuyi: Durmuyor ![]() Durna: Turna ![]() Durupsan: Durmuşsun, duruyorsun, durmuşsan, duruyorsan ![]() Dutar: Tutar ![]() Dübeş: Tavla oyununda zarların iki beşi göstermesi ![]() Dübür: İki yaşındaki erkek keçi ![]() Dügü: Pirinç ![]() Dühan: Tütün, duman ![]() ![]() ![]() Dülbent: Yazma ![]() Dür eyle: Uzak dur ![]() Dür: İnci ![]() Dür: Uzak, doğmak, bölüm ![]() Düş: Rüya ![]() Düşdi: Başladı, koyuldu ![]() Düşeliden: Düştüğünden beri, düştüğü an ![]() Düşem: Düşeyim ![]() Düşersiz: Düşersiniz ![]() Düşgüni: Düşkünü ![]() Düşim: Düşeyim ![]() Düşmek: İnmek ![]() Düşüpsen: Düşmüşsün, düştün ![]() Düşüptür : Düşüyor, düşmededir ![]() Düz: Kır, ova, çöl ![]() Düzmek: Dizmek, sıralamak, süslemek ![]() Düzülür: Dizilir, sıralanır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükF Eazi: Aziz, izzetli, yüksek ![]() Ebrişim: Kalınca bükülmüş ipek, iplik, saç, ibrişim ![]() Ebru: Kaş ![]() Ebrüm ebrüm: Büklüm büklüm, dalga dalga ![]() Ebtüm: Dalga, büklüm ![]() Ecel kuşları: Doğan, şahin, atmaca gibi avcı-yırtıcı-kuşlar ![]() Ecel kuşu: Ölüm ![]() Eda: Biçem [üslup], çalım, işve, naz ![]() Eder : Der, der ki ![]() Edim : Edeyim ![]() Edin: Edin, verilen, eyleyin ![]() Edip: Ederek, etti ![]() Edna: Basit, değersiz ![]() Efgan: Yüksek sesle yakınma, inleme ![]() Eflak: Felek, felekler , gökler , alemler ![]() Efsun: Sihirli, büyülü, çekici ![]() Eger: Eğer ![]() Egans: Göl sularının 1841 'de yükselerek Erciş Kalesi'ni kaplamasından sonra, halkın Erciş Kalesi'ni bırakarak yerleştikleri köy, bugünkü Erciş'in kurulu bulunduğu yerin 1841'den önceki adı ![]() Eğlemek: Oyalamak, alıkoymak, geciktirmek ![]() Eğlen: Dur, oyalan ![]() Eğlenmek: Oyalanmak, gecikmek ![]() Eğleşmek: Durmak, beklemek, oyalanmak ![]() Eğn: Boyun ![]() Eğnine: Üstüne ![]() Eğrice tel: Erkek yaban ördeğinin kuyruğunun üstündeki kıvrık, yeşil tüyler ![]() Eğrice: Eğri, kıvrık, kıvrılmış ![]() Eğva: (İğva) Azdırma, baştan çıkarma ![]() Ehdipeyman: (bkz: ahdipeyman] Ehl-i beyt: Hane halkı, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ehlidil: Gönül eri, sevecen ![]() El aman: Bozgun ve sızlanma anlatır ![]() Ekdam: Gayret ve sebatla çalışma ![]() El I: Yabancı ![]() El II: Oymak, oba ![]() El III: İI, ülke ![]() El tutan: EI uzatan, yardım eden ![]() Elden ele: İlden ile, ülkeden ülkeye ![]() Ele [eyle]: Öyle, o biçim ![]() Elete: Ulaştıra, ilete, iletsin ![]() Elif: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Elif: Arap alfabesinin ilk harfi ![]() Elifterezisi: Uzun ve hafif yay biçimi [kaş benzetmesİnde kullanılır ![]() Elim: Bilim, ilim ![]() Elin: Elini ![]() Elinnen: Elinden ![]() Ellerin: İllerin, ülkelerin ![]() Ellerinen: Elleriyle ![]() Elvan: Alemler, mahluklar, varlıklar, oluşlar ![]() Em: İlaç, çare ![]() Ember : [bkz: amber] Emcek: Meme ![]() Eme: Emse ![]() Emi: Amca ![]() Emim: Amcam ![]() Emim: Emeyim ![]() Emlik kuzu: süt kuzusu, süt emme çağındaki kuzu ![]() Emmare: Emreden, zorlayan, cebreden ![]() Emrah Gulamı: Ercişli Emrah ![]() Emrah: Ercişli veya Erzurumlu Emrah Enden: Ondan, işaretten ![]() Enel Hak: Hallac-ı Mansur'un söylediği ''Ben Tanrı'yım'' anlamında meşhur bir söz dür ki, Mansur bu yüzden öldürülmüştür ![]() ![]() Engür: Üzüm ![]() Enik: Kedi ve köpek yavrusu ![]() Epizod: Bir şiirde, hikayede, romanda ana konuya bağlı ikinci derecede olay, ek ![]() Er görmek: İse, olsa, olur ise ![]() Erden: Erken vakitte, erkenden ![]() Erdiş: Erciş ![]() Eren [ermiş]: Benliğinden sıyrılmış, özünü, öz varlığmı Tanrı'ya adamış kimse ![]() ![]() Erkan: Esaslar , destekler , direkler, reisler, önemli kişiler ![]() Erkek: Erkek, cesur, sözünün eri ![]() ermek şerefini kazanmış kimseler ![]() Ervah: Ruhlar, geçmiş atalar ![]() Erzayıl: Azrail ![]() Esgilmez: Eksilmez ![]() Eshab: Sahipler , malik ve mutasarrıf olanlar , Peygamber'i görmek ve sohbetine Esma: İsmin çoğulu, isimler ![]() Esma-i hikmet: Hikmet isimleri ![]() Esr: Yüzyıl ![]() Esrar: Sırlar, gizler ![]() Eşg [eşg] : Aşk ![]() Eşi: Eşi, arkadaşı ![]() Eşitmek: İşitmek, duymak ![]() Eteğin döşür: Eteğini topla ![]() Etmek: Etmek, yapmak, eylemek ![]() Evedi: İvedi, acele ![]() Evel: Evvel, önce ![]() Ey: Ey, hey ![]() Eyle I: Öyle, onun gibi ![]() Eyle II: Söyle ![]() Eylemek : Eylemek, etmek, yapmak ![]() Eylerem: Eylerim ![]() Eyliyim: Edeyim, eyliyeyim ![]() Eyvan: Ayvan ![]() ![]() Eyvanmnan: Ayvanmdan ![]() Eyyam: Günler ![]() Ezel: Öncesizlik, başlangıcı bilinmeyen zaman ![]() Ezrayıl: Azrail ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükF Fakı: Fakih, hoca, alim, din bilgini ![]() Fakir Emrah: Ercişli Emrah ![]() Farı: Yüce ![]() Farımak: Yaşlanmak, yıpranmak, yorulmak ![]() Farz:1 ![]() ![]() ![]() ![]() Fasık: Günahkar , Hak yolundan hariç olan ![]() ![]() ![]() Faş: Açma, ortaya çıkarma ![]() Fazl: Lütuf ![]() Fazlı yezdan: Tanrının lütfu ![]() Fel: Fi'il ![]() ![]() Felek: Gökyüzü, sema ![]() Felek: Kader, talih, baht, şans ![]() Fem: Ağız ![]() Fena mülkü (Fena şehri): Geçici dünya, kendi varlığından geçme ![]() Fena: Yok olma, yokluk, geçiş gitme ![]() ![]() Fend: Hile, oyun ![]() Ferace: Kadınlar için bol ve uzun üst giysisi ![]() ![]() Ferağ: Gözyaşı ![]() Fere keklik: Erginleşmemiş keklik ![]() Ferhat: Ferhat ile Şirin Hikayesi'nin erkek kahramanı ![]() Ferişte: Melek ![]() Fetalına: Övgü ![]() Fe-tebarekallah: Ne kadar bereketli, ne kadar güzel anlamında şaşma bildirir ![]() ![]() Feyl: Düşünce, zihniyet ![]() Fısk: Hak yolundan ayrılma, isyan etme, günah suç ![]() Fıskı: Günahı, suçu ![]() Fidanrıar: Fidanlar ![]() Figan: Acıyla bağırma, inleme ![]() Fil: Satranç oyununda çapraz hareket eden iki taşın adı ![]() Firağ [firah]: Ayrılık, ayrılık acısı, firak ![]() Firak: Ayrılık, ayrılma, kader, hüzün ![]() Firez: Ekin, yeni çıkmaya başlamış ekin ![]() Firkat: Dostlardan vesaireden ayrılık, ayrılış ![]() Furkan: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükH Hab: Gizli, saklı ![]() Habar etmek: Haber göndermek, haber salmak, haber iletmek ![]() Habar: Haber ![]() Haber eylemek: Haber göndermek, haber vermek ![]() Hab-ı gaflet: Gaflet uykusu ![]() Hadi: Hidayete ermiş, mürşit ![]() Hak ı yeksan: Yerle bir olmak ![]() Hak kelamı: Tanrı sözü, Tanrı buyruğu ![]() Hak: Hakk, Tanrı ![]() Hak: Toprak ![]() Hak: Toprak ![]() Hakayık: Hakikatler ![]() Hak-ı yeksan: Yerle bir, toprakla bir ![]() Hak-i pay: Ayak toprağı ![]() Hakikat-i serencam: Baştan geçen gerçek olaylar ![]() Hakipay: Ayak toprağı, ayak basılan toprak Hakkın fermanı: Tanrınıın buyruğu ![]() Hal I: Durum ![]() Hal II: Yüzde ve vücutta bulunan ufak, koyu renkli leke, kabartı, ben ![]() Hal: Ben ![]() Halas: Kurtulma, kurtuluş ![]() Haldan: Halinden, durumundan ![]() Halfet: Yalnızlık, dervişlerin tapınma için tek başlarına bir yere kapanmaları, alvet ![]() Halh: Halk Hal-hal: Halhal, kadınların ayak bileklerine taktıkları bilezik ![]() ![]() ![]() Halhalınnan: Halhalından ![]() Halım: Halim ![]() Halıma: Halime ![]() Halın: Halin ![]() Hali: Tenha, boş, sahipsiz yer, kayıtsız, uzak ![]() Hallara: Hallere ![]() Halları: Halleri ![]() Hallarımızı: Hallerimizi ![]() Ham: Terbiye görmemiş kişi, çiğ ![]() Hama kuşağı: Hama şehrinde dokunan bir cins kuşak ![]() Hama: Suriye'de, Asi Irmağı kıyısında kurulu, dokumalarıyla ünlü şehir ![]() Hamakat: Ahmak, budala ![]() Haman-ı dil: Gönül eşi, sevgili ![]() Hamaret: Kızıllık ![]() Hamayıl: Hamail, muska, tılsım, bağ ![]() Hamza: Arap savaşçısı ![]() ![]() ![]() ![]() Han Ağrı: Ağrı Dağı Han Aslı: Aşık Kerem'in sevgilisi, Aslı-Han ![]() Han Emrah: Ercişli Emrah ![]() Han Selbi: Bkz ![]() ![]() Han: Eski Türkler'de kağana bağlı ya da bağımsız beylerin başkanı ![]() Han: Sofra ![]() Hane: Bağlam, dörtlük Hannar: Hanlar ![]() Hannas: Şeytan ![]() Hannon: Çok acıyan, çok acıyıcı (Allah'ın adlarından biri) ![]() Hanüman: Ev, bark ![]() Har I: Diken ![]() Har II: Ateş ![]() Har od: Alevli, alazlı ateş ![]() Har: Diken, yıkılmış ![]() Harabat: Harabeler, viraneler, meyhaneler ![]() ![]() Harami: Haydut, kır uğrusu ![]() Hark: Su yolu ![]() Hasanbey: Bir kavun türü ![]() Hasbeten lillah: Allah rızası için ![]() Haset: Kıskançlık ![]() Hasretem: Hasretim ![]() Hasretinnnen: Hasretinden ![]() Hastayam: Hastayım ![]() Haşa: Asla, kesinlikle, hiçbir zaman ![]() Haşimi: Yüzdeki benlere biçimlerine göre verilen bir ad ![]() Haşri neşir: Kıyamet ![]() Hat: Kaş, saç, kirpik ![]() Hatem: Çok cömert (adam), mühür , üstü mühürlü yüzük, Arap kabileleri arasında tanınmış ''Tayyi'' kabilesine mensup ve cömertliği ile tanınmış ''İbnü Abd*-illah Bin Sad'ın lakabı ![]() Havar: Bağırtı, yardım dileme ![]() Havarice: Dışarıdakiler , yabancılar ![]() Havas: Heves, istek ![]() Havf: Korku ![]() Hay: Kaygı ![]() Hayalımda: Hayalimde ![]() Hayallanmak: Hayale kapılmak, dalgınlaşmak Hayana: Ne yana, ne tarafa? Hayfa: Eyvahlar olsun, yazıklar olsun ![]() Hayıfalmak: Öç almak ![]() Hayret: Şaşma, şaşırma, şaşakalma, ne yapacağını bilememe ![]() Hayva: Ayva ![]() Hazer Etmek: Sakınma, çekinme ![]() ![]() Hazret'i Mevla: Tanrı ![]() Heba olmak: Boşa gitmek, ziyan olmak ![]() Heç: Hiç ![]() Heç: Hiç ![]() Hedeng: Ok ![]() Hele: Pekiştirme bağı, özellikle, hiç olmazsa, önce ![]() Hemi: Hem, hem de ![]() Hercai: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Herk: Anıza bırakma ![]() Hevik: Yazık ![]() Hey: Hey, ey! Heyder: Der, der ki ![]() Heyran: Hayran ![]() Heyva: Ayva ![]() Hezar: Bin ![]() Hıfzet: Saklamak, aklında tutmak ![]() Hına: Kına ![]() Hınalı: Kınalı ![]() Hırınan: Harman ![]() Hışm: Hışım, öfke ![]() Hıyaban: iki tarafı ağaçlık, geniş yol ![]() ![]() Hızır: Bkz: Hızır İlyaz ![]() Hızır İlyas: Bkz: Hızır İlyaz ![]() Hızır İlyaz: Hızır-İlyas ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hicab: Hicap, utanma, utanç ![]() Hicabınnan: Utancından ![]() Hicran piltesi: Ayrılık ateşi ![]() Hicran: Ayrılık ![]() Hicret: Memleketten memlekete göç, Hz ![]() ![]() Hiçe Çalmak: Önem vermemek ![]() Hidayet: Olgunluk ![]() Himemat: Himmetler ![]() Hindi: Şimdi ![]() Hindi: Yüzdeki benlere biçimlerine göre verilen bir ad ![]() Hitam: Son, nihayet, bitme, tükenme ![]() Hon u kudret: Kudret sofrası ![]() Honça çekmek: Armağan götürmek Honça: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Horasan: İran'da bölge ve eski bir eyalet ![]() ![]() ![]() Hoş [hoş]: Beğenilen, zevk veren, güzel ![]() Hoy: Batı İran'da, Urmiye gölünün kuzey batısında [Çaldıran ovasının güney doğusunda] kurulu tarihi Türk şehri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hoy duzu: Hoy Ovası ![]() Hoyrat: Kaba, kırıcı ![]() Hökmedin: Hükmedin ![]() Höküm: Hüküm, yargı, yargı kararı ![]() Hu: Ünleme, selam ![]() Hub: Güzel, hoş, iyi, sevgi ![]() Hub: Güzel, hoş, iyi ![]() Huban: Güzeller, iyiler ![]() Hubbu'l-vatan: Vatan sevgisi ![]() Hublar şahı: Güzeller güzeli, güzel kadınların en üstünü ![]() Hubluğun Çağı: Güzellik çağı ![]() Huda: Tanrı ![]() Huda: Tanrı ![]() ![]() Huma: [bkz: hüma] Humar: Baygın bakışlı ![]() Humar: İçkiden sonra gelen baş ağrısı, sersemlik ![]() Humarlanmak: Baygınlaşmak, süzülmek ![]() Hun: Kan, kanlı ![]() Hurç: Heybe ![]() Huri: Cennette yaşadığına inanılan kızlara verilen ad, genç ve çok güzel kadın ![]() Hus-ı cemal: Güzel yüz, yüz güzelliği ![]() Hükmeder: Hükmeder ![]() Hüma: Hüma ![]() ![]() ![]() Hünkar: Kaşların güzelliğini anlatmak için kullanılan bir benzetme ![]() Hünkar: Padişah, Osmanlı'da yalnız padişah için kullanılan bir san ![]() Hünkar: Padişah, sultan, hükümdar ![]() Hüri misal üzlü: Cennet güzeli yüzlü, cennet güzeli benzeri ![]() Hüri tek: Huri gibi ![]() Hüri: Huri ![]() Hürü: Huri ![]() Hürüsen: Hurisin ![]() Hüsn i cemal: Güzel yüz, yüz güzelliği ![]() Hüsn i yar: Sevgilinin güzelliği ![]() Hüsn: Güzel, iyi, güzellik, iyilik ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükI Ilgar: Verilmiş söz, ant ![]() Irağ: Irak, uzak ![]() Irak: Irak, uzak ![]() Irgalamak: Yerinden oynatmak, sallamak, sarsmak ![]() Irk-ı tahir: Irkı temiz ![]() Irma: Uzaklaştırma, kaybetme ![]() Issı: Sıcak ![]() İ İbadet: Tanrı buyruklarını yerine getirme, Tanrı'ya yönelik saygı davranışı, tapmma, kült ![]() İblis: Şeytan ![]() İçerem: İçerim ![]() İçmeyem: İçmeyeyim ![]() İçün: İçin ![]() İflah etmez: Ondurmaz ![]() İflah eyler: Ondurur ![]() İflah: Onma, zor durumdan kurtulma, iyi duruma gelme ![]() İgit: Yiğit, erkişi ![]() İğenli: Güzel kokulu ![]() İğva: Hırsmı uyandırma, kışkırtma ![]() İhlas: Gönülden gelen dostluk, içtenlik, doğruluk, özlü, halis olmak ![]() İkdam: Gayret ve sebatla devamlı çalışma ![]() İkikuş: Şiirde geçen bir yer adı ![]() İkrar vermek: Söz vermek ![]() İkrar: Mürşide teslim olmada verilen söz ![]() İkrar: Verilmiş söz ![]() İlgar: Verilmiş söz, ant, ılgar ![]() İlişmek: Yakalanmak, tutulmak ![]() İm: Anlam yükletilen şey, işaret ![]() İmaret: Mamur etmek, şenlendirmek ![]() İmran: Kur'an'ı Kerim'in üçüncü suresi ![]() İncü: İnci ![]() İndi: Şimdi, imdi ![]() İntiha: Son, nihayet, eğitme ![]() İntizar: Bekleme, beklenilme, gözleme ![]() İnzal olmak: İndirmek, indirilmek ![]() İravan-Eli: İravan İli, Erivan ![]() İreli: İleri ![]() İrevan: Erivan ![]() İrhan: Reyhan, fesleğen ![]() İrşad: Doğru yolu gösterme, uyarma, Hak yoluna götürme ![]() İsfahan: İran'da X ![]() ![]() ![]() ![]() İsgender'i Zülkar: Büyük İskender ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşve: Kadınların hoş aldatıcı tavırları, naz, cilve ![]() İstifsar etme: İfade etme, sorma, sorup anlama ![]() İtgin: Yitik, yitkin ![]() İtirmek: Yitirmek, kaybetmek ![]() İtirmişem: Yitirmişim, kaybetmişim ![]() İtirmiştir: Yitirmiştir, kaybetmiştir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükK Kable en temüti: Ölmeden evvel ölünüz ![]() ![]() Kad: Boy ![]() Kada: Kaza, kötülük, yıkım, ilenç ![]() Kadem Basmak: Ayak basmak, varmak ![]() Kadem: Ayak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kadim: Ayak basan ![]() ![]() ![]() Kadir Mevla: Gücü sonsuz Tanrı ![]() Kaf ü nun: Kün ![]() ![]() Kaf: Söylence ve masallara göre yerküreyi çevreleyen zümrüt dağ ![]() ![]() ![]() Kafdan Kafa hükmetmek: Kafdağı'ndan Kafdağı'na; yer kürenin bir ucundan bir ucuna hükmetmek ![]() Kaftan: çoğu ipekli, uzun, süslü üst giysi ![]() Kail: Söyleyen, diyen ![]() ![]() Kala: Kale, hisar ![]() Kalem kaş: İnce, düzgün kaş ![]() Kalım mı: Kalayım mı? Kalıram: Kalırım ![]() Kalmışam: Kalmışım ![]() Kalmıyıp: Kalmamış ![]() Kalnğız: Kanmışız ![]() Kalu beli: Evet dediler ![]() Kalu: Dediler ![]() ![]() Kam almak: Dileğe, isteğe, umuda kavuşmak ![]() Kam: Dilek, İstek, umut ![]() Kamaşma: Fazla ışık nedeniyle gözün bakamaz duruma gelmesi ![]() Kamaşti: Kamaştı ![]() Kame: Kama, silah olarak kullanılan iki ağızlı, iki ağzı da kesici uzun bıçak ![]() Kamer: Ay ![]() Kamet: Namaza başlama işareti, namaz kılmak için okunan ezan ![]() ![]() Kamu: Bütün ![]() Kan: Maden ocağı, kaynak, memba ![]() Kan'an: Kenan Ülkesi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kanara: Büyük, kaba budaklı ağaç ![]() Kançeri: Nereye kadar ![]() Kande: Nerede ![]() Kanı: Nerde nerede? Kanlısı olmak: Ölümüne neden olmak ![]() Kapı: Kapı ![]() Kapısın: Kapısını ![]() Kapıyan: Kapma ![]() Kar: Etki ![]() Kara çalmak: 1 ![]() ![]() ![]() Karabağır: Acılı yürek ![]() Karahal: Kara benekli bir av kuşu ![]() Karakoyunnu: Karakoyunlu, Karakoyunlu Türkmeni ![]() Karakuş: Kartal türünden yırtıcı kuş ![]() Karal: Karar, dayanç, dayanma gücü ![]() Karayel: Karayel, kuzeybatıdan esen soğuk rüzgar ![]() Karayer: Acun ![]() Kargış: İlenç ![]() Kasar: Üşenme, tembellik etme ![]() ![]() ![]() ![]() Kasr(kasır): Saray ![]() Katam: Katayım ![]() Katar katar: Sıra sıra ![]() Katar: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Katarlaşmak: Göç dizisini oluşturmak ![]() Katib-ı dircan: Toplayıp yazan ![]() Katre: Damla ![]() Kavi: Dağlayan, yakan, yakıcı, kuvvetli, güçlü, sağlam ![]() Kavil: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Kavl: Lakırdı, söz, sözde, sözleşme ![]() Kavlince: Söze, sözleşmeye uygun ![]() Kavvas: Oklu asker, bekçi, kapıcı ![]() Kaygu: Kaygı ![]() Kayıtmak: Dönmek, geri dönmek ![]() Kaytarmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Kazalağ kazalak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Ked: Boy ![]() Kefen kasar: Kefen sıkar ![]() Kehlan: Küheylan, soylu Arap atı ![]() Kehlik: Keklik ![]() Keklik sekişli: Keklik yürüyüşlü ![]() Keklik seküşli: Keklik sekişli ![]() Kelam: Söz, konuşma ![]() Kelam: Söz ![]() Kelam-ı kudret: Sözün gücü ![]() Keleş: Yiğit, cesur ![]() Kelimullah: Tanrı buyruğu, Kur'an ![]() Kem: Uğursuz, kötü ![]() ![]() Keman: [kadınlarda] İnce, düzgün kaş ![]() Kemarbast: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kemha: Bir cins ipek kumaş ![]() Kemter: Hakir, itibarsız, aciz, zavallı, kul, köle ![]() Kend: Kent, şehir ![]() Kendir: Kendir bitkisinden yapılma ip, urgan ![]() Kerem: Asalet, asillik, soyluluk, cömertlik, el açıklığı, lütuf, bağış ![]() Kerem: İyilik, bağış ![]() Kereyağı: Tereyağı ![]() Kergah: Gergef ![]() Kergef: Gergef ![]() Kesiret: (Kesret) Çokluk, bolluk ![]() Keste peste: Aşağılık ![]() Kete: Bir tür çörek ![]() Kevn-i mekan: Varlık, evren, cihan ![]() Kevser: Cennette bir ırmak, sonsuz, soy sop (Hz ![]() ![]() ![]() Kez: defa, kere ![]() Kezel: Kuru yaprak, kuru güz yaprağı ![]() Khal: Ben ![]() Khına: Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz, kına ![]() Khonça: Armağan bohçası ![]() Khontkar: Hünkar Kıl ü kal: Dedikodu ![]() Kılmak: Etmek, eylemek, yapmak ![]() Kır: Kül rengine çalan, beyazla az miktarda siyahın karışmasından oluşan renk, beğenilen bir at rengi ![]() Kırab: Tek renk ipek dokuma baş örtüsü ![]() Kırağ: Kenar, kıyı ![]() ![]() Kır-ha-kır: Kıyım ![]() Kırmızı: Altın ![]() Kıya bakmak: Yan bakmak ![]() Kıyamet: Kıyamet günü ![]() Kızıl: Kızıl, parlak kırmızı renkli ![]() Kızınan: Kız ile ![]() Kimi: Gibi, benzeri ![]() Kiraman katibi: İnsanların iki tarafında bulunup, sevaplarını ve günahlarını yazan meleklerin adı ![]() Kirman Kuşağı: Kirman'da dokunan bir cins kuşak ![]() Kirman: İran'da Deştilüt'un güneyinde kurulu şehir ![]() ![]() Kisb ü kar: Kazanç, iş güç ![]() Kiş: Satranç oyununda en önemli taş olan Şah'ı isterken söylenen söz ![]() Ko: Bırak ![]() Kocalanmak: Kocamak, yaşlanmak, ihtiyarlamak ![]() Kocalık: Yaşlılık, ihtiyarlık ![]() Kocalmak: Kocamak, yaşlanmak, ihtiyarlamak ![]() Koç kuzu hurcu: Koç katımı günlerinde çobanlara gönderilen şölen heybesi ![]() Koçağ: Koçak, yiğit ![]() Koçmak: Kucaklamak ![]() Kofu: Evli kadınların başlarına giydikleri üzeri kadifeyle kaplı, altın, gümüş paralarla bezeli tahta başlık ![]() ![]() ![]() Kokuşlu: Koku saçan ![]() Kolbağ-kolbağ: Bilezik ![]() Kolçağ-kolçağ: Kolluk, zırhın kolu saran parçası ![]() Koma: Küme, yığın ![]() Komalamak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Komalanmak: Kümelenmek, yığılmak ![]() Komayor: Koymuyor, bırakmıyor ![]() Konağ: Konuk ![]() Konuşak: Konuşalım ![]() Kor: Kör ![]() Koryapalağ: Yarasa ![]() Koşa: Çift, iki tane ![]() Kovmak: İzlemek, avlamak için izlemek ![]() Koy: Yeter ki, bırak, bırakın ![]() Koynan: Koynuna ![]() Koyunnan: Koyun ile ![]() Köç: Göç ![]() Köçdü: Göçtü ![]() Köçüm: Göçüm, göçeyim ![]() Köçüni: Göçünü ![]() Köçürim: Göçüreyim ![]() Köks: Göğüs ![]() Kömegi: Sivri çadır biçiminde taş yığını ![]() Kömek: Yığın, kalak, küme, doğal taş kümesi ![]() Kömergi: Sivri çadır biçiminde taş yığını ![]() Könül: Gönül ![]() Kör yapalağ - köryapalağ: Puhu kuşu, baykuş ![]() Körpe: Yeni yetişmekte olan ![]() Körülenmek: Gürlenmek, alazlanmak ![]() Köşmek: Göçmek ![]() Köynek: Gömlek, göynek ![]() Köz: Kor ateş, kor halindeki ateş ![]() Kubar: Toz ![]() Kuçmak: Kucaklamak ![]() Kuçmaya: Kucaklamaya ![]() Kudret Honu: Kudret sofrası ![]() Kudret lokması: Tevrat'a göre Tanrı'nın Sina çölünde İbraniler'e gökten indirdiği yiyecek ![]() Kujmaya: Kucaklamaya ![]() Kul Emrah: Ercişli Emrah ![]() Kulak Asmak: Dinlememek ![]() Kulak urma: Dinleme ![]() Kurbanam: Kurbanım ![]() Kurtulum: Kurtulayım ![]() Kurup: Kurmuş ![]() Kutbül aktap: Kutupların kutubu, Hz ![]() ![]() Küffar: Tanrı tanımazlar ![]() Küfran: Küfürbaz ![]() Kühlan: Küheylan, soylu Arap atı ![]() Kühüstan: Dağlık yer, dağı çok olan mevki ![]() Külhan: Hamam ocağı, hamamda suyun ısıtıldığı yer ![]() Küllivar: Tüm varlık ![]() Kümbet otağ: Kubbeli, süslü büyük çadır ![]() Kümbet: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Kün: Tanrı'nın evreni yaratırken buyurduğu ''ol'' emri ![]() Künç: Köşe, bucak, kuytuluk ![]() Kürtük: Donmuş kar birikintisi ![]() Küş: Guş, kulak, duymak, işitmek ![]() Küşat: Açış, açılış merasimi, açma, fethetme ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükL La: Olmaz, olumsuzluk eki ![]() Laçın-laçin: Benekli doğan, benekli boz-gök-doğan ![]() Lain ü gümrah: Lanetlenmiş ve yolunu şaşırmış ![]() Lain: Kovulmuş, nefret kazanmış, istenilmeyen ![]() Lal: Dilsiz, söz söylemeyen ![]() Lasi: Leş ![]() Lat: Arapların İslam öncesi putlarından biri ![]() Lat-ı mehatı: Putlar ![]() Lavaş: Yufka ekmek ![]() Leb: Dudak ![]() Leblerinnen: Dudaklarından ![]() Lengi har: Topal eşek ![]() Lengi: Topallık, aksaklık ![]() Lenterani: (sen) beni göremeyeceksin ![]() Leşker: Asker Levh: Üstüne yazı yazılan düz taş veya tahta, levha ![]() Levh-i mahfuz: Bu ve bundan önceki ayette, şerefli, yüce Kur'an korunmuş levhte bulunduğu bildirilir ![]() Levh-i-kalem: Üzerine insan kaderinin, olmuş ve olacakların yazılı olduğuna inanılan Tanrısal levhayı; Levh-i- mahfuzu yazan kalem ![]() Leyl ü nehar: Gece gündüz ![]() Leyl: Gece ![]() Leyla: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Leyli Mecnun: Leyla ile Mecnun ![]() Leyli vakti: Gece zamanı, gece gezintisi zamanı ![]() Leyli-Leyli: 1 ![]() ![]() ![]() Libas: Giyilecek şey, elbise ![]() Lokman Hekim: Efsane kahramanı hekim ve bilge kişi ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükM Mağrib: Mağrip, batı ![]() Mah: Ay ![]() Mahbup: Sevilen, sevgili ![]() Mahı: Balık ![]() Mahıtaban: Parlayıcı, parlak ay ![]() Mahi göz: Mahveden göz ![]() Mahi: Mahveden ![]() Mahim: Ay yüzlü sevgilim ![]() Mahpara: Mahpare, ay parçası, ay benzeri ![]() Mah-pare: Ay parçası gibi olan sevgili ![]() Mahraba: Büyük mendil, erkek mendili ![]() Mahrama: Mendil ![]() Mahzun: Üzgün, üzüntülü ![]() Mahzun: Üzüntülü, kederli, tasalı ![]() Mail olmak: Meyli olmak, ehli olmak ![]() Mail: Ehil, meyil ![]() Malamat: Ortaya çıkarma, açıklama ![]() Malı: Çapı, yağlık, başa sarılan örtü ![]() Mamur: Bayındır, bakımlı ![]() Man: Bana ![]() Mar: Yılan ![]() Marağa dügüsi: Marağa pirinci ![]() Maral bakışan: Dişi geyik gibi bakışına ![]() Maral: Dişi geyik ![]() Marifet: Hüner ![]() Masiva: Ondan gayrısı (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tabirler ![]() ![]() Maslahat: Uğraş ![]() Maş: Baklagillerden yenilebilen bir bitki, taneleri ufak bir tür börülce ![]() ![]() ![]() Maşrık: Doğu yönü ![]() Maşuğun: Sevgilini ![]() Maşuk: Sevgili ![]() Mat etmek: Satranç oyununda yenmek ![]() Mat kılmak: Mat etmek ![]() Mat: Satranç oyununda uğranılan yenilgi ![]() Mavu: Mavi, göl ![]() Mayıl olmak: Meyil vermek, sevmek, gönül vermek ![]() Mayıl salmak: Meyil salmak, gönül düşünmek, sevdalanmak ![]() Mayılam: Meylim var, istekliyim, özlemliyim ![]() Mecal: Güçlük, dinçlik, derman, takat ![]() Mecnun: Leyla ile Mecnun hikayesinin erkek kahramanı ![]() Medet: Yardım çağrısı ![]() Mefta: (Meftah) Hazine, Mehhr-i mübüvvet: Peygamber mührü ![]() Mehle: Mahalle ![]() Mehr-i muhabbet: Muhabbetin şefkati ![]() Mehriban: Dost, seven, güler yüzlü, sevecen ![]() Meknun: Örtülü, gizli, saklı, Mektep uşağı: Okul çocuğu, öğrenci ![]() Melaik: Melekler ![]() Melhem: Merhem, acıyı giderecek, iyileştirecek em ![]() Melil: Üzgün, üzüntülü ![]() Melul: Üzgün, üzüntülü ![]() Memat: Ölüm, ahrete göç etmek ![]() Memir: Bayındır, mamur ![]() Men aref: Kendini bilme, kendini kötülüklerden koruma ![]() ![]() Men: Ben ![]() Menal: Ele geçirilen, sahip olunan varlık; mal, mülk ![]() Menem: Benim ![]() Menemşe: Menekşe ![]() Menevşe: Menekşe ![]() Meni: Beni ![]() Menim tekim: Benim gibi ![]() Menim: Benim ![]() Mennen: Benden ![]() Mensiz: Bensiz ![]() Menzil: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Menzil: Mesafe, ulaşılması amaçlanan yer ![]() Meraga[Maraga]: Batı İran'da, Sahand dağının güney eteğinde Urmiye gölüne yakm şehir ![]() Merah: I ![]() ![]() ![]() Merd-i peleng: Erkek kaplan, erkek panter ![]() Merduvan: Merdiven ![]() Mesgen: Mesken, barmak, yuva ![]() Meskenet: Miskinlik, uyuşukluk, bitkinlik, yoksulluk ![]() Mesnevi: Her beyti ayrı uyaklı -başlı başına uyaklı- bir Divan Edebiyatı koşuk biçimi ![]() ![]() Mest müdam: Heraman, devamlı sarhoş ![]() Mest: Sarhoş, aklı başında olmayan ![]() Mestan: Esrik, sevgi esriği, gözleri süzgün ![]() Mestan: Sarhoşlar ![]() Mestur: Sınırlanmış, çizilmiş, yazılmış, örtülü ![]() Meşrig: Doğu yönü ![]() : Sermaye, satılacak mal, Metederem: Överim ![]() Metel: Şaşkın ![]() Mevla: Tanrı ![]() Mey: İçki ![]() Meyil: Meyil vermek, gönül vermek, ilgi yöneltmek, ilgi duymak ![]() Meyit (Meyyit): Ölü ![]() Meyli: Gönlü, isteği, dileği ![]() Mezat: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Mezer: Mezar ![]() Mezet: Mezat, artırma ile satış yapılan yer ![]() Miheng: Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş ![]() ![]() ![]() ![]() Mihman: Misafir ![]() Mihnet: Sıkıntı, çile ![]() Mihr-i muhabbet: Sevgi ve aşk, aşk güneşi ![]() Mihrap: Sevgilinin kaşları, mihrabın girintili yapısının bir yaya benzetilerek, kutsallığa yönelmiş bir övgü ile sevgilinin kaşlarının anlatılmasında kullanılması ![]() Milağ: Elma, armut, ayva hevengi ![]() Minasip: Uygun ![]() Minekaş ayvan: Alınlığı mavi çinilerle süslü ayvan, balkonlu konak ![]() Miner: Biner ![]() Mirze: Soylu, saygın kişi, mirza ![]() Misk: Güzel kokulu bir madde ![]() Misk-ü-amber: Çok güzel koku ![]() Mizan: Terazi, ölçü, tartı, akıl, idrak, muhakeme ![]() ![]() Mor menevşe: Mor menekşe, menekşe ![]() More: Trakya ve Rumeli yöresinde erkeklere bir hitap sözcüğü ![]() Mori: Trakya ve Rumeli yöresinde kadınlara bir hitap sözcüğü Möhebbet: Muhabbet, sevgi" aşk, dostluk ![]() Mufassal: Netice, sözün kısası, Mugallit: Taklitçi ![]() Muhannet: Korkak, soğuk davranışlı, uzak ![]() Muhip: Seven, sevgi besleyen ![]() Muhkem: Sağlam, metin, sıkı sıkıya kuvvetli, tahkim edilmiş, sağlamlaştırılmış ![]() Mukaddem: Zaman ve mekan cihetiyle daha evvel olan ![]() Mukadder: Kader , kısmet ![]() ![]() Mulla: Molla ![]() Murtat (Mürted): Dönek ![]() Musahip: Yol kardeşi, birlikte olan, arkadaş ![]() Muş: Muş ili ![]() Muştu: Sevindiren haber, müjde ![]() Muştuluk: Muştucuya verilen armağan, muştuluk, müjdelik ![]() Muy: Saç ![]() Muzu: Engel ![]() Mübah: İşlenmesinde sevap ve günah olmayan şey ![]() Müdam: Devam eden, süren, sürekli ![]() Müddei: İddia eden ![]() ![]() ![]() Müheyya: Hazırlanmış olan ![]() Müjgan: Kirpikler ![]() Mülevves: Kirli, pis, bulaşık, alıkoyulup sonraya bırakılmış veya durdurulmuş olan ![]() ![]() Mülk ü meleküt: Maddi olmayan alemin varlığı, varlık melekler ![]() Münaci(müncü): Kurtaran ![]() Münezzeh: Arınmış ![]() Münkir: İnkar eden ![]() Müptela: Bir şeye tutulmuş, düşkün, aşık ![]() Mürayi: Riyakar, iki yüzlü ![]() Mürşit: İrşad eden, doğru yolu gösteren, gafletten uyandıran, Peygamber varisi olan kılavuz ![]() ![]() Mürur etmek: Ulaşmak, varmak ![]() Müsahip: Yol kardeşliği ![]() Müstecap: Hoş görülen, istediği kabul edilen, icabet olunmuş ![]() Müşerref: Şereflendirilmiş, şerefli ![]() Müşg-ü amber: Misk-ü amber ![]() Müşteri: Müşteri yıldızı, Jüpiter ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükN Naciler: Kurtulmuşlar, esenlik ve saadete kavuşanlar ![]() Naçar: Çaresiz, umarsız ![]() Naçaram: Çaresizim, umarsızım ![]() Naçarımı: Çaresizliğimi ![]() Nadan: Cahil, bilmez, haddini bilmez, kaba, terbiyesiz ![]() Nail olmak: Erişmek ![]() ![]() Nail: Erişme, ulaşma ![]() Nakkaş: Süsleme sanatkarı, usta ![]() Nale: İnilti ![]() Name: Mektup, kitap, mecmua ![]() Namert: Mert olmayan, alçak ![]() Nan: Ekmek, yiyecek ![]() Nar: Ateş, tamu ![]() ![]() ![]() Nara çalmak: Ateşe atmak ![]() Nara salmak: Ateşe atmak ![]() Narh: Fiyat ![]() Nar-ı hicran: Ayrılık ateşi ![]() Nar-ı miran: Zalim, kumandanın belası ![]() Narınç: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Nasip: Düşerlik, pay ![]() Naşi: Hain, kötü kişi ![]() Natuvan: Natüvan, güçsüz, argın ![]() Natüvan: Güçsüz ![]() Nazan: Nazlı ![]() Nazar: Bakış ![]() Nazen(nazende): Nazlı, naz edici, naz yapan ![]() Nazenin: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Nazeninnen: Nazeninle ![]() Nazınnan: Nazından ![]() Nazik: İnce, zarif, güzel ![]() Nebat: Bitki ![]() Necaset: Pislik, murdarlık ![]() Nece bir: Nasıl da ![]() Nece: Nice, nasıl ![]() Nedür: Nedir ![]() Ne-düşüpsen: Niçin düştün, niye düştün? Nef eylemek: Fayda etmek ![]() Nef: Fayda ![]() Nefsi emmare: İnsanın çirkin ve şeytanın teşviklerine itirazssız ve mücadelesiz tabi olması hali ![]() Ner: Erkek deve ![]() Nerban: Deveci ![]() Nerde: Nerde ![]() Nerduvan: Merdiven ![]() Nergiz: Nergis çiçeği ![]() Nerye: Nerye, nereye ![]() Nevcivan: Taze, genç, delikanlı ![]() Nevruz: Eski bir İran takvimine göre yeni yılın ve ilkbaharın başlangıç günü, 22 Mart ![]() Neynerem: Neylerim, istemem ![]() Neynin: Neyleyeyim ![]() Nezereyıe: Nazarkıl, bak ![]() Nigar: Nigar, özel ad ![]() Nihan etmek: Gizlemek ![]() Nihan: Gizli, saklı, bulunmayan, görünmeyen, sır ![]() Nikap: Yüz örtüsü, peçe ![]() Nikap: Yüzörtüsü ![]() Nişana: Nişane, belirti, im, kanıt ![]() Niyaz: Dilek, istek, dua ![]() Niza: Çekişme, kavga ![]() Nize: Kargı, mızrak ![]() Nöker: Köle, hizmetçi ![]() Nuş eylemek: Zevk ve sefa etmek ![]() Nuş: İçen, içici, tatlı şerbet gibi içilecek şey, zevk ve sefa ![]() Nübüvvet: Peygamberlik, nebi olmak, nebilik, Allah'ın emriyle görevli olarak insanları doğru yola çevirmek ![]() Nüsha: Yazılı, yazılmış şey, yazılı bir şeyden çıkarılan suret ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükO Od: Ateş ![]() Oğramak: Uğramak ![]() Oğru: Hırsız, uğursuz ![]() Oğrun: Gizli ![]() Ohullar: Okurlar ![]() Ohumak: Okumak ![]() Ohur: Okur ![]() Oladım: Olaydım, olsaydım ![]() Olam: Olayım ![]() Olannar: Olanlar ![]() Olar: Olur ![]() Olasan: Olasın ![]() Olcağ: Olucak, olunca ![]() Olcah: Olacak, olunca ![]() Ollam: Olurum ![]() Olmuşam: Olmuşum ![]() Olmuyum: Olmayayım ![]() Olum: Olayım ![]() Onın: Onun ![]() Otağ: Büyük ve süslü çadır ![]() Oyanıban: Uyanarak Oyanmak: Uyanmak ![]() Oyatmak: Uyandırmak ![]() Oymak: Oymalı, bezeli, süslü, kümü küme ![]() Oynayıban: Oynayarak Oyunbaz: Oyuncu, aldatıcı ![]() Oyunnu: Oyunlu, tutumlu, davranışlı ![]() Ö Ögünden: Önünden ![]() Öğmek: Övmek ![]() Öldi: Öldü ![]() Ölke: Ülke ![]() Öllem: Ölürüm ![]() Ölüm: Öleyim ![]() Ölümnen: Ölümden ![]() Ölüptür: Ölmüştür ![]() Ömür başa varmak: Ömrün sona ermesi, bitmesi ![]() Ömür başa yetmek: Ömrün sona ermesi, bitmesi ![]() Ömür malı: Ömür varı, tüm yaşam ![]() Örük: Saç örgüsü, bir örgü saç ![]() Öz: Kendi, zat ![]() Öz-elinnen: Kendi elinle Özge yarnan: Özge yarla, başka sevgiliyle ![]() Özge: 1 ![]() ![]() ![]() Özgelernen: Özgelerle, başkalarıyla ![]() Öz-özüme: Kendi kendime ![]() Özüm: Kendim, ben ![]() Özüme: Kendime ![]() Özün: Kendin, sen ![]() Özünü: Kendini, kendisini ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük |
![]() |
![]() |
#15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla SözlükP Paca: Baca ![]() Pahıl: Kıskanç ![]() Pak: Temiz, saf, katıksız ![]() Para para: Parça parça ![]() Para: Pare, parça ![]() Paralamak : Parçalamak ![]() Pare pare: Parça parça, küme küme ![]() Parlı: Parlak, ışıldayan, göz kamaştırıcı ![]() Pars: Farsça ![]() Pay pay olmak: Bölünmek, bölüşülmek, paylaşılmak ![]() Pay: Parça, düşer ![]() Payam vaktı: Konuşma, haber alma zamanı ![]() Payam: Peyam, haber ![]() Payız: Sonbahar, güz ![]() Peder: Baba, ata ![]() Penah: Sığınma, sığınılacak yer , dayandığı nokta ![]() Perçem: Alına ve yüze düşürülen saç, kakül ![]() Pergar: Çember, koruyucu ![]() Peri teki: Peri gibi, çok güzel ![]() Peri: Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, düşsel, çok güzel dişi varlık ![]() ![]() Perrü bal: Kanat ![]() Pervan : Pervane, geceleri ışık çevresinde dönen küçük kelebek ![]() Pervane: Geceleri ışığın etrafında dönen küçük kelebek, haberci, kılavuz ![]() ![]() Pervaz etmek: Havalanmak, uçmak ![]() Perveri koç: Besiye alınmış koç, besi koçu ![]() Perveri: Besili, besiye alınmış, beslenmiş ![]() Peş-peş: Ard, arka ![]() Peyke: Tahta sedir ![]() Peymane: Büyük kadeh, şarap bardağı ![]() Pısmak: Sinmek, başı omuzlara doğru çekerek korkuyla büzülmek ![]() Pısmanam: Pısmam, korkuyla sinmem ![]() Pısmanık: Pısmayız, korkuyla sinmeyiz ![]() Pısmazık: Pısmayız ![]() Pilte: Fitil ![]() Pinhan: Gizli, saklı ![]() Pir: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Pişe: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Pişvaz: Karşılama ![]() Piyale vaktı: İçkinin, şarabın sunulma zamanı ![]() Piyale: Şarap bardağı, içki kadehi ![]() Piye: Satranç oyununda ön sıraya dizilen taşlardan her biri, piyade ![]() Puc: Hiç, boş ![]() Pucalmak: Hiç olmak, boşa gitmek, boş çıkmak ![]() Puç: Puc, hiç, boş ![]() Pul: Para ![]() Puta: Uğruna dolu-bade içilen Tanrı vergisi sevgili, maşuka ![]() Puş eylemek: Örtünmek ![]() Puş: Örten, giyen, örtü, elbise ![]() ![]() Puta: Put putası ![]() Pür: Çok, dolu, çok fazla ![]() Pür-nur: Çok parlak, çok nurlu ![]() |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|