Konu
:
Ergenlik Dönemi Hakkında Bilgiler
Yalnız Mesajı Göster
Ergenlik Dönemi Hakkında Bilgiler
09-06-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Ergenlik Dönemi Hakkında Bilgiler
Gençlik her yerde ve her zaman coşkulu ve çalkantılı bir çağ olarak görülmüştür
Bol iniş-çıkış ve fırtınalar nedeniyle gençlik çağı denince bazılarının aklına kötü alışkanlıklar haylazlık serserilik kavgacılık ve şiddet gelir
Ancak yaşanan tüm güçlüklere ve sorunlara karşın gençlik yalnız olumsuzlukların toplandığı bir çağ değildir
Aynı zamanda tatlı hayallerin tutkuların ideallerin filizlendiği sıkı arkadaşlıkların ve ilk sevgilerin yaşandığı bir dönemdir
Ergenliğin başlangıcının en belirgin habercisi boy uzamasıdır
Kızlarda ergenlik öncesinde hızlı başlayan gelişim ergenlik döneminde yavaşlar
Erkekler ise 10 yaş dolaylarında kaybettiği boy avantajını ergenlik sonlarına doğru yeniden kazanır
Gençler hızlı beden değişimlerine karşı farklı tepkiler gösterirler
Bu değişikliklerin bir bölümü sevinç bir bölümü üzüntü kaynağı olabilir
Göğüslerinin birden büyümesinden utanan sıkılan genç kızlar olabileceği gibi göğüslerin yeterince gelişmemesi de sorun olarak yaşanabilir
Kimisi çok toplu oluşuna kimisi sıskalığına üzülür
Sonuç olarak nasıl görünürse görünsün her gencin beğenmediği utandığı ve eleştirdiği bir fiziksel özelliği vardır
Hızlı bedensel büyümenin bir sonucu olarak ergenlikte sık rastlanan bir özellik sakarlıktır
Ergen hızlı büyümesine bağlı olarak el ve kollarının hızlı uzamaktadır
Kas koordinasyonunun bu sebeple daha zor olmaktadır
Daha önceki yıllarda ve bedene uygun olarak kazanılmış olan beceriler ve denge duygusu hızlı gelişen bu yeni beden için henüz uygun değildir
Yeni bedene uygun bir denge ve beceri geliştirmek için büyümenin sonlaması ve zaman gereklidir
Sakarlığın ikinci bir sebebi ise ergenin utangaçlığıdır
Ergen yeni yeni girmeye başladığı topluluklarda ve ilişkilerde sıkılgan davranır
Herkesin kendisini gözlediğini sanır
Bu rahatsızlık onun yanlışlar yapmasına tökezlemesine ve bazı şeyleri döküp devirmesine yol açabilir
Ergenlik aynı zamanda bedenin cinsel olarak da geliştiği bir dönemdir
Genç cinsel gelişimi doğrultusunda “cinsel kimlik” geliştirir ve buna uygun rolleri benimsemeye başlar
Kendi cinsel kimliğine uygun davranışları geliştirirken karşı cinsi de tanımaya ve onlarla ilişkilerini geliştirmeye başlarlar
Kızlar ve erkekler bu dönemden itibaren karşı cinsten hoşlanma onların ilgisini çekme ve beğenisini kazanma eğilimleri ortaya çıkmaya başlar
Bu doğrultuda genç erkek giyimine özen göstermeye jöle sürmeye ve kızlarla şakalaşmaya başlar
Kızlar da kendi aralarında erkeklerden söz edip fısıldaşarak gülüşürler
Erkekler kızlarla açıktan kızlar ise erkeklerle gizliden ilgilenmeye başlar
Cep telefonuyla ve arkadaşlar aracılığıyla mesajlaşmalar ve buluşmalar başlar
Bu yetişkin hayattaki daha kalıcı ve uzun sürecek romantik ilişkilerin provalarının yapıldığı bir dönemdir
Bu doğrultuda ergenin cinselliği korkulacak utanılacak bir olaya olarak değil; doğal bir gelişim süreci olarak algılaması daha sağlıklıdır
Bu dönem zihinsel gelişimin de çok hızlı olduğu bir dönemdir
Ergenliğin başlangıcıyla birlikte gençlerin soyut düşünme kapasiteleri artar
Sosyal sisteme ve hayatın farklı boyutlarına ilginin artması sonucu genç topluma karşı eleşt irici bir tavır takınır
Toplumsal olaylara ilginin artmasıyla birlikte politika ve siyasetle ilgili görüşleri de belirmeye başlar
Başlangıçta derme çatma olan bu görüşler okuyup tartıştıkça daha tutarlı olmaya başlar
Kendini ve başkalarını gözleme yeteneği gelişmektedir
Genç coşkuludur ve idealisttir
Duygu ve düşüncelerini inançla savunur
Haksızlıklara karşı acımasız bir tutum takınır
Toplum düzeni birden değişsin eşitsizlikler ortadan kalksın ister
Hakça bir düzenden doğruluktan eşitlikten yanadır
Başlangıçtaki hiçbir şeyi beğenmeyen tutumu giderek yerinde eleştirilere ve yorumlara dönüşür
Ergenlik döneminde mantıklı ve soyut düşüncenin başlamasıyla ahlak anlayışı da oluşmaya başlar
Ahlak değerlerinin yere zamana ve koşullara göre değişebildiğini yani bunların göreceli olduğunu kavramaya başlar
Gencin ahlaki değerlerinin gelecekte seçeceği meslekle sıkı bir ilişkisi vardır
Zira seçeceği meslek onun için sadece bir geçim kaynağı değil aynı zamanda nasıl bir insan ve kişi olmak istediğiyle yani idealleriyle ilgilidir
Ergenlik döneminin başlamasıyla birlikte dengeli ve uyumlu okul çocuğu gider; yerine tedirgin kaygılı güç beğenen ve çabuk tepki gösteren bir ergen gelir
Hızlı ve belirgin değişikliklerin yer aldığı bu dönemde ergenin duygusal dünyasında da bazı çelişkiler dikkati çeker
Yalnızlıktan duyulan hazzın yanı sıra bir gruba katılma özlemi; yetişkini hor görme ama ona bağlı olma ve ondan destek alma; endişe ve umutsuzluğa karşın geleceğe coşkuyla yönelme bu evrenin belirgin çelişkili duyguları arasında sayılabilir
Bu dönemde gencin duygusal dünyasında dengesizlikler görülebilir
Örneğin bir gün önce çok neşeli bir görünümde olan genç bir gün üzüntülü ve içinne kapanık olarak görülebilir
Çabuk sevinir çabuk üzülür birden sinirlenir olur olmaz şeyleri sorun yapar
Genç bir yandan büyümek için sabırsızlanır ancak çocuksu davranışlarında birden sıyrılamaz
Bu nedenle tepkileri önceden kestirilemez
Derslere ilgisi azalır çalışma düzeni bozulur
İlgileri artmış gel geç hevesleri çoğalmıştır
Genç kendisine koyulan kuralları ve yasakları saçma bulur; kendisine tanınan hakları yetersiz bulur
Anne-babasının uyarılarına sert tepki gösterir ters yanıtlar verir
Odasına kapanıp kendi başına kalmak ister
Kardeşlerini yanına sokmaz duvarlara hayran olduğu kişilerin posterlerini asra uzun uzun hayaller kurar
Günlük tutmaya başlar şiir ve öyküler yazmaya özenir
Telefon tutkusu başlar ve arkadaşlarıyla uzun gizli konuşmalar yaparlar
Bu dönemin başka bir özelliği de güvensizliktir
Bu evrede ergen başkalarının kendisi hakkında verecekleri hükümler konusunda aşırı duyarlıdır
Güvensizlik duygusu ve çevrenin takdirini kazanma arzusu gencin başarısızlıklarını incelemesine sebep olur
Bunun sonucunda da genç kendi içine çekilebilir
Bu dönem ergeninin kişiliğinin toplumsal boyut kazandığı bir arayış dönemidir
Bu arayış içinde ergen kim olduğunu neye değer vereceğini kime bağlanıp inanacağını ve amacını bulmaya çalışır
Çocukluk döneminde çocuğa anne-baba model olarak yetmekte ve onlara benzemeye çalışarak kişiliğini geliştirmektedir
Çocuğun gözünde en akıllı en sevimli en güçlü ve yanılmaz varlıklar anne-babalarıdır
İlkokul çağında öğretmen de bu gruba katılır ve en üstün örnek olmaya başlar
Oysa ergenlik döneminde işler değişir
Anne-baba artık kusursuz örnekler olmaktan çıkar
Genç eleştirici gözle baktıkça beğenmediği kendine aykırı gelen pek çok özellikler bulmaya başlar
Bu nedenle genç kendisine yeni özdeşim modelleri bulur
Bunlar yaşıtı arkadaşları sporcu ünlü bir yıldız bir yazar veya politikacı olabilir
Genç beğendiği bu kişilere benzemeye çalışır
Onların davranışlarını giyim tarzlarını benimser
Bir süre sonra başka bir örnek seçer ve aynı işlemi onunla da yapar
Bu özdeşim denemeleri gencin üstüne en yakışacak elbiseyi bulana kadar elbise çıkarıp giymesine benzer
Deneye deneye kendine en uygun benliği bulmaya çalışır
Kişilikten kişiliğe girer ki bu geçici kişiliklere “sanki ben” adı verilir
Bu çağda bu nedenle benlik kavramı bir dalgalanma gösterir çünkü genç kendisine yakışacak bir kimlik aramaktadır
Kendisini ve çevresindekileri sürekli tartmakta değerlendirmekte ve eleştirmektedir
Bu dönemde “gömlek değiştirircesine” yeni benlik kavramları oluşturmak bir uçtan öbür uca gitmek ve deneylerde bulunmak döneme özgü gelişim özellikleridir
Bu denemeler sonunda genç kendine yeni bir benlik oluşturur
Ünlü psikolog Erikson’ın da dediği gibi “kimlik oluşumu özdeşimlerin bittiği yerden başlar”
Bu yeni benlik özdeşimlerin birbirine yamanmasından oluşan parçaların toplamından öte gence uygun kısımların kendi bireyselliğine bütünleşmiş bir bileşimidir
Genç anne-babanın öğütlerinden eleştirilerinden ve karışmalarından usanarak kendini dışarı atmaya başlar
Kendini özgür ve bağımsız hissedebileceği ortamları arar ve kendi gibi bağımsızlık arayan aynı kaygıları yaşayan benzer bocalamayı yaşayan yaşıtlarına katılır
Bu nedenle yaşıtlarının davranışlarını giyim ve beğeni tarzını benimsemeye başlar
Gençler kendilerine özgü bir argo dil geliştirirler şifreli konuşurlar sırdaş ve dert ortağı seçerler
Genç evde arkadaşlarının eleştirilmesini tepkiyle karşılar onlara söz söyletmez
En sağlıklı bir ailenin bile çocuğuna veremeyeceği tek şey arkadaşlıktır
Arkadaşlarca aranmak beğenilmek ve benimsenmek benlik saygısını ve özgüveni geliştirerek gencin kişiliğinin sosyal boyutunu oluşturur
Arkadaşlar gence kendi kişiliğini yansıtan ayna yerine geçer
Böylece kendini tanır ve tanıtır
Sosyal becerileri gelişir insanlarla geçinmeyi öğrenir işbirliğine girer
Kendini tanıyıp tanıttığı gibi diğer insanları değerlendirmeyi ve tanımayı da öğrenir
Sosyal rekabetle dedikodu ve alaylarla baş etmeyi öğrenirken yetişkin hayat için çok gerekli olan bir repertuar oluşturur
Bu dönemde arkadaşlık kurabilmek ve sürdürebilmek sağlıklı gelişimin önemli bir ölçütüdür
Ergenlikle birlikte çocuklarının tepkilerinde ve davranışlarında beliren değişmeler pek çok anne-babayı hazırlıksız yakalar
Eve dilediği gibi girip çıkan hiçbir şeyi beğenmeyen en ılımlı uyarılara bile sert tepkiler veren genç karşısında soğukkanlı kalamazlar
Çünkü ergendeki değişimleri ergenlik dönemine bağlamak istemezler
Bu nedenle onların da tepkileri sert olur
Çocuklarının kendilerinden uzaklaştığını hatta kendilerine düşman gözüyle baktığını anlayınca artık sevilmediklerini çocuklarını bir anda kaybettiklerini düşünüp üzüntüye ve paniğe kapılırlar
Öğütleri batar iyi niyetli sözleri geri teper
Böylece iletişim kopar ilişkiler karşılıklı bağrışmaya çağrışmaya ve meydan okumaya dönüşür
Karşılıklı hakaretler edilir kapılar çarpılır
Genç kendisi hiç eleştiriye gelemediği halde anne-babasını eleştirmeye başlar
Onların düşüncelerini eskimiş bulur inançlarını sorgular giyim tarzıyla alay eder
Öğütleriyle davranışları arasındaki tutarsızlığı yüzlerine vurur
Onları eleştirme fırsatını hiç kaçırmaz
Ailesinin politik dini görüşlerini tam tersini savunarak ateşli tartışmalara girişir
Tutmadığı partiyi tutar görünür sevmediği politikacıyı göklere çıkarır
Burada genelde ailelerin yaptığı hata gencin söylediği her söze “değişmez mutlak” kararlar ve kişilik özellikleri olarak görmek ve yanlışlar yapmaya açık bir çocuk yetiştirdikleri için üzüntüye ve telaşa kapılmaktır
Gencin amacı aslında kavga çıkarmak veya söylediği doğrultuda eylemler yapmak değil; bağımsız bir birey olabileceğini ve kendine ait düşünceleri olabileceği göstermektir
Bu farklılıklara rağmen ailesinde ve toplumda kabul edilip edilmeyeceğinin sınamalarını yapmak tır
Yani genç kişiliğini ve bağımsızlığını denemek amacıyla karşı çıkmak için karşı çıkmaktadır
Gencin ailesiyle çatışmasının büyüdüğü oranda arkadaş grubuna bağlanması artar
Hatta gençler sırf anne-babalarından intikam almak için kendilerini riske atmaktan çekinmeyip tehlikeli kişilerle arkadaşlık yapabilirler
Anne-babasına başkaldıran onların uydusu olmamak için direnen genç bu sefer arkadaş grubunun uydusu olup çıkar
Evde kendi kişiliğini kanıtlamak için karşı çıkan isyan eden genç; grupta aşırı uyumcu olur
Öyle ki bazen inanmadığı ve onaylamadığı davranışları bile yaparken bulabilir kendini
Bu dönemde yoğun çatışmaya yol açan faktörlerden biri de anne-babanın çocuklarının büyümesine uyumda güçlük yaşamalarıdır
Ergenin en hızlı gelişim dönemi maalesef çoğu zaman anne-babanın gelişiminin yavaşladığı dönemlerdir
Yaşları ilerlemiş yaşa bağlı duygusal sorunlar yaşamaya başlamış yorulmuş oldukları bir dönem çocuklarının en hızlı geliştiği ve değiştiği döneme denk gelir
Zaten yaşlanma işe yaramama ve değersiz olma kaygıları yaşayan orta yaş ebeveyni bir de kendi yetiştirdiği çocuk tarafından eleştirildikçe ve karşı çıkıldıkça iyice zor bir dönem yaşayabilir
Evlilik veya iş hayatındaki zorluklar maddi güçlükler de buna eşlik ediyorsa yetişkinin problem çözme gücü azalır ve sert tepkiler verdiği ergenle yoğun ilişki problemleri yaşamaya başlar
Sorun bu kadar büyümeden ailelerin uygulaması gereken en kolay ve yine en zor çözüm “iletişim”dir
Bu bir yandan kolaydır çünkü konuşmak insanın 2-3 yaşlarında kazandığı ve kolayca yapabildiği bir beceridir
Ancak dinlemek anlamaya çalışmak karşındakine söz hakkı vermek kendini onun yerine koymak gibi iletişimin daha zor becerileri de işin içine girmelidir
Bu süreçler devreye girmeden başlanılan her konuşma bağrışmaya hakarete ve kavgaya yol açacaktır
Bu nedenle kişisel çabaların sonuçsuz kaldığı durumlarda doğru iletişim yöntemlerini öğrenmek amacıyla bir uzmandan yardım almak faydalı olabilir…
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul