Bu gece sonbahar yüklü gemiler geçiyor sana sakladığım maviliğimin tam ortasından
Ucu yalnızlığa uzanan bir vedanın ertesinde,üzerime devrilen cümlelerinden vurgun yiyorum durmadan

İmlası bozuk hayaller düşüyor payıma

Seni okudukça silinen ben oluyorum; yarım kalmışlığımızı yazdığım sayfalardan

Kuramadığım düşlerimin gizli öznesi oluyorsun sonra

Seninle başlayan hiçbir cümlenin sonunda parantez içlerinden kurtulamıyor (aşk)

Ve sensizlik tipi bir hücrede yalnızlık boyu mahkumiyetime hüküm veriyor gözlerin

Faili ayân cinayetinim
Biliyordum yasaktın sevdanın ateşiyle örselenmiş bu yüreğe

Biliyordum elimi uzatsam saçlarının baharına, gelincikler kan kırmızı açardı sehere

Şimdiyse gözlerimde karanfil kokulu yağmurları demliyorum akşamüstü yorgunluğuyla

Ölmek halli kuşlar geçiyor gökyüzümden

Ne yana dönsem yıkık dökük bulutlara takılıyor ayaklarım, düşüyorum

Yağmura tiryakiliğimden olsa gerek gülmeyi yakıştıramıyorum dudaklarıma

Tebessümlerim, sevişmelerim, düşlerim; lacivert bir gecenin koynundan aşırdığım ateşböceklerim! Hiçbiri yok artık
Yokluğuna prangalı “biz”sizliği büyütüyorum suskunluğumun çok sesli melodramlarında

Ve sol anahtarları yetmiyor en “bas” notasından yakalandığım sensizliğin zincirlerini söküp atmaya
Aslında hiç bilemedim; sen miydin giden yoksa ben miydim sana gelen yolları çözemeyen

Hiç bilemedim; aşka küskünlük müydü beni senden eden yoksa aşk mıydı “biz”e küsen

Halbuki uçukluğumla harmanladığım “hoş geldin”leri saklıyordum şimdi yağmurları demlediğim gözlerimde

Koynunda kış’layanın ayrılık olduğunu bilemedim ben

“Bu sevda bahara çıkmaz, biz’im toprağımızda karanfiller açmaz” deyip gideceğin gelmemişti aklıma

Oysa senin kadar ben de istiyordum karanfil kokulu alaca şafaklarda, yaşamak halli kuşlar uçurmayı Filistinli çocukların yurduna

Olmadı! Daha hiç gelmemişken gittin
Bir eski zaman hikayesiydik seninle

Miş’li geçmiş zamanlarda “bir varmış bir yokmuş”la başlayan uyduruk bir aşkı anlattık birbirimize ve yalanlar

Ne olur artık masalıma gelme yâr

Gözlerimde eski bir aşktan kalma intiharların ayak sesleri,yastığımın altında 24’lük bir ömrün son nefesi var

Ne olur bu gece uykuma düş’me yâr! Bu gece nefesim uçukmavi ölüm kokar


