Yalnız Mesajı Göster

Hatay Gezilecek Yerler

Eski 09-05-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hatay Gezilecek Yerler







Hatay Gezilecek Yerler
İskenderun: Hatay iline bağlı İskenderun, kendi adıyla anılan körfezin kıyısındaki modern bir kenttir Kıyının hemen gerisinde bir duvar gibi yükselen Nur Dağlarına sırtını vermiş, yeşil ve dört mevsim sıcak bir turizm merkezi, bunun yanı sıra da işlek bir ticaret limanıdır

Cami ve Kiliseler
Önemli bir inanç turizmi merkezi olan Hatay'da, dünyanın ilk Katolik Kilisesi olan Saint Pierre Kilisesi bulunmaktadır Hıristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahip olan Hatay, aynı zamanda dört büyük patriklik merkezinden biridir

St Simon Stylite Manastırı , Yayladağı Barleam Manastırı ve Keldağı Barleam Manastırı önemli manastırlarıdır

Habib Neccar Cami, Şeyh Ahmet Kuseyri Cami ve Türbesi, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Payas Sokullu Külliyesi ve Ulu Cami görülmeye değerdir

Surlar
Antakya'nın etrafı Seleukus döneminde yüksek surlarla çevriliydi Surlar üzerinde 360 nöbetçi kulesi ve Habib Neccar Dağı'nın en yüksek ve sarp tepesinde de halen kalıntıları olan bir iç kale bulunuyordu

Demirkapı: Hacıkürüş deresinden gelen şiddetli selleri kontrol edebilmek için Habib Neccar Dağı ile Haçdağı'nı birbirinden ayıran derin ve dar vadi üzerinde surların devamı niteliğinde yüksek ve sağlam bir duvar olarak yapılmıştır Aynı zamanda şehrin giriş kapılarından biri olarak kullanılan bu duvar günümüzde hala ayaktadır

Köprüler
Demirköprü: Antakya ile Reyhanlı arasında, Asi Nehri üzerindedir Ortaçağ'da bölgenin en önemli geçitlerinden ve Antakya savunmasında büyük rol oynayan bir köprüdür Taştan yapılmış ve iki ucunda kuleleri ile kapıları olan köprünün kuleleri yıkılmıştır, ancak köprü halen kullanılmaktadır

Dana Ahmetli Köprüsü: Kırıkhan Ovası'nda, Karasu Nehri üzerindedir 6 gözlü bir taş köprüdür 16 Yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapıldığı sanılmaktadır

Kaleler
Koz Kalesi: (Kürşat Kalesi)Antakya Prensliği zamanında yapıldığı sanılan kalenin büyük blok taşlarla yapılmış iki burcu halen ayaktadır

Bakras Kalesi: Antakya - İskenderun yolunun 27 km sinde, yoldan 4 km kadar içerde sarp bir tepe üzerine çok katlı olarak kurulmuş olan kalenin halen birçok mekanı sağlam durumdadır

Payas Kalesi: 1567 de hendeği ile birlikte restore edilmiş bir Osmanlı kalesidir Son yüzyılda hapishane olarak kullanılmıştır

Mancınık Kalesi: Payas - Dörtyol arasında sarp bir tepe üzerinde 1290 yılında yapılmıştır Çok az kalıntısı vardır

Cin Kulesi: Kale ile liman arasında, limanı korumak amacıyla 1577 yılında yapılmış bir karakol kulesidir

Darbısak Kalesi: Kırıkhan ile Hassa arasında, Kırıkhan'a 4 km uzaklıkta bir tepe üzerindedir Beyazid Bestami Makamı Darbı-Sak Kalesi üzerindedir 19 yüzyıl sonlarında burada bir cami ve türbe yaptırılmıştır Her yıl binlerce kişi ziyaret eder

Hanlar, Hamamlar
Antakya içerisinde hemen hepsi geçmiş yüzyıllarda vakıflar tarafından yaptırılmış olan bir çok han ve hamam vardır Halen çalışan han ve hamamlar geçmişin kültürel özelliklerini, mimari yapısını bu güne getirmişlerdir Cindi Hamamı, Saka Hamamı, Meydan Hamamı, Yeni Hamam, Kurşunlu Han, Sokullu Hanı halen kullanılır olanıdır

Kaplıcalar
Reyhanlı Hamamat Kaplıcaları: Reyhanlı-Antakya karayolu üzerinde Kumlu İlçesi'nde bulunmaktadır Yörenin en büyük kaplıcası olup birçok hastalığa iyi geldiği söylenmektedir

Erzin Başlamış Kaplıcaları ve Şifalı Suları: Kaplıca ve şifalı maden suyunun çeşitli hastalıklara iyi geldiği söylenmektedir Erzin İlçesi'ne bağlı Başlamış Köyü'ndeki kayaların çeşitli yerlerinden çıkmaktadır Erzin içmelerinin suyu hafif tuzlu ve acımsı, bikarbonatlı, toprak kalevili, karbondioksitlidir Ayrıca bromür de vardır

Reyhanlı Hamamı: Reyhanlı İlçesi'ne 20 km uzaklıktadır Türkiye-Suriye sınır kapısına çok yakınında bulunan kaplıcada yaklaşık 5 kaynakta su çıkmaktadır İçme olarak da kullanılabilen kaplıca suyu çeşitli romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir

Kisecik Köyü Şifalı Suyu: Merkez İlçeye bağlı Kisecik Köyü'ndedir İçildiği zaman mide mitolitesini arttırır, boşalmasını kolaylaştırır Çok içildiği zaman idrarı arttırarak idrar yollarının ince kumlarının atılmasına ve iltihapların temizlenmesini kolaylaştırır Hararet derecesi sıcak sular grubuna girecek derecede olup, nevrit, nevralji, kronik romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir

Müze ve Örenyerleri
Hatay Arkeoloji Müzesi (Antakya Mozaik Müzesi): Mozaik koleksiyonu zenginliği yönünden dünyada ikinci, para koleksiyonu yönünden ise üçüncü sırada yer alır Harbiye, Antakya, Aççana, Çevlik, ve İskenderun'da yapılan kazılarda bulunan çeşitli süs eşyaları, heykeller, mezarlar da sergilenen eserler arasındadır

Müze Tel (+90-326) 214 61 68

Örenyerleri
St Pierre Kilisesi - Antakya / Kuruyer
Aççana Örenyeri - Reyhanlı (Merruş) / Varışlı K
Çevlik Örenyeri - Samandağ / Kapısuyu Köyü

Harbiye (Defne): Antalya il merkezine 7 km mesafede olup her tarafı yeşillik olan güzel bir piknik yeridir Antik çağın ünlü Daphne kentidir Efsaneye göre Zeus'un oğlu ışık tanrısı Apollon, ırmak kenarında gördüğü genç ve güzel bir kız olan Daphne'ye aşık olur ve onunla konuşmak ister Daphne'yi kovalar Daphne kurtulamayacağını anlar "Ey toprak ana beni ört, beni sakla, beni koru" diye yalvarır Daphne ağaca dönüşür Apollon şaşırır Bu olaydan sonra şiir ve silah zaferi defne ağacının dalıyla mükafatlandırılır ve Defne'nin gözyaşlarının Harbiye'deki şelaleleri meydana getirdiğine inanılır Seleukos Döneminde çağlayanlarıyla tanınan ve dünyaca ünlü bir sayfiye yeri olan Defne, çok sayıda köşkler, tapınaklar, eğlence yerleri ile ünlüydü Stadyumunda düzenlenen olimpiyatların ihtişamı dillere destandı Ancak şiddetli depremler bu şehri yerle bir etmiş, günümüze gözle görülür herhangi bir eser kalmamıştır

Harbiye, şimdilerde çok ilgi gören mesire yeri, yayla olup aynı zamanda heykeller, turistik eşya yönünden önemli bir beldedir Yöredeki tezgahlarda dokunan doğal ipekler ise gerek yurt içinde gerekse yurt dışında çok aranan kumaşlardandır

Titus Kaya Tüneli (Çevlik) Samandağ ın 5 Km kuzeyinde denize hakim yamaçlarda MÖ 300 yıllarında Seleuykos Nikator tarafından kurulan ve kurucusunun adı ile anılan antik kenttir Kentin, dağın hemen bitiminde, dağdan gelen derelerin ağzında bir iç limanı vardı Sellerin bu limanı doldurması tehlikesi ortaya çıkınca imparator Vespasianus zamanında dağ delinerek bir tünel açılması kararlaştırıldı Tünel Titus zamanında tamamlandı ve derenin önü bir duvarla kapatılarak sel suları , yüksekliği 7 mt genişliği 6 mt olan bu tünel vasıtası ile uzaklara akıtıldı, böylece limanın dolması engellenmiş oldu 130 mt si tünel , kalanı açık kanal halinde olan tünelin uzunluğu girişten Çevliğe kadar 1380 mt dir

Tünelin deniz tarafındaki girişine göre sağ tarafta , 100 Mt kadar uzaklıkta kaya mezarları vardır burada kayalara oyulmuş mağaraların içinde bulunan çok sayıda mezarın en çok ilgi çekeni , çukurun tabanındaki geniş mağaradır içinde çok sayıda mezar bulunan bu mağara diğerlerinden farklı yapılmış yüksek ve gösterişli bir mezar yüzünden halk arasından ''Beşikli Mağara'' olarak anılmaktadır

Tel Aççana: Antakya Reyhanlı karayolu üzerindedir MÖ 5 yya ait iki saray kalıntısı vardır 17 yerleşim tabakası teşekkül etmiştir Burada bulunan çoğu eserler Hatay Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir

Kinet Höyük: Dörtyol civarındadır Kazı çalışmaları devam eden bu höyükte demir çağlarına ait eserler bulunmuştur

Nekropoller: Kuzuculu'da MS 2-3 yüzyıla, Karakese de MS 4-5 yüzyıla ait kaya ve toprak mezarlar tespit edilmiş, kazılarda lahit, cam şişe ve kaplar, pişmiş toprak kaplar, kandil ve mühürler bulunmuştur

Ceylanlı: Bizans ve Gündüzoğulları döneminde büyük yerleşim yeri olduğu kalıntılardan anlaşılan köyün yakınında, kayalıklarda üzerinde yazıtlı kaya mezarları vardır

İmma: Antakya-Cilvegözü yolu üzerinde Reyhanlı yakınında şimdi piknik yeri olarak kullanılan antik dönem yerleşim yeri vardır

Tainat: Yapılan kazılarda bir Hitit sarayı ile tapınağın ortaya çıkarıldığı Tainat'ta bulunan eserler Hatay Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir

Dor Mabedi: Kapısuyu yöresinde, Çevlik bölgesine hakim bir tepede, sütun kalıntıları görülebilir

Su Kanalları: Seleukos Döneminde, Harbiye (Defne) çağlayanlarından Antakya'ya su getirmek için yapılan 10 km uzunluğundaki kanalların ve köprülerin kalıntılarını günümüzde de görmek mümkündür Antakya içinde kalan tek bölümü Memekli Köprü olarak anılmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla